• Sonuç bulunamadı

Topluca Yenilen Totemik Yemek Teorisi

W.Robertson Smith, Tylor’un hediye teorisine katılmadı. Smith’e göre teorinin sosyal yönleri yoktu. Toplumu oluşturma ve devam ettirmede kutsalı dikkate almıyordu. Smith, totem konusunda araştırmalar yapan J.F. McLennan’ın etkisinde kaldı. McLennan İskoçyalı bir avukat olup Smith’in yakın arkadaşı idi. Totemde anaerkil yapının önemini tespit etmiş ve totemin evrensel bir aşama olduğunu ileri sürmüştü. Smith, McLennan’ın fikirlerini destekleyici materyaller buluyordu.

290 Henninger , “a.g.m.”, s.550–551.

Materyallerin ana kaynağını Tevrat ve İncil oluşturuyordu. Totemik açıdan Samilerin dinleri üzerine araştırmalar yapıp bunları ilk defa Encyclopedia Britannica’ın dokuzuncu baskısına yazdı. Daha sonraları bunları geliştirip “Lectures on the Religion of the Semites” başlıklı eserinde topladı.291

Smith, eserinde kurbanın kökeninde ve diğer kutsal aşamalarında totem üyeleri arasında yenen komünyon yemeği olduğunu ileri sürer. Kurbanın bütün kutsal aşamaların geçmişinde bu yemek vardır. Ona göre din bireyle ilgili değil kişinin ait olduğu toplulukla alakalıdır. Din, sosyal düzenin bir parçasıdır. Smith, için ikinci önemli nokta ise ilkel toplumlarda görülen kan bağıdır. İlkel toplulukları sadece insanlar oluşturmaz. İnsanlarla beraber tanrılar da topluluğun üyesidir. Bütün dinlerde ortak inanç tecrübeleri olup hepsinde insan ve insanüstü üyeler hem dinî hem de aynı zamanda toplumsal üyeleri oluştururlar. Teorisinin üçüncü ayağını Frazer’in Golden Bough(Altın Dal) eserinden hareketle totemik aşama oluşturur. Frazer’in bulgularına göre ilkellerde ortaklığı tesis etmek için tanrıyı temsil eden totem yenmekteydi. Totem dönemi İbrani kurbanlarından daha önceydi. Smith bu fikrini ispatlamak için ziraatla uğraşan eski Yunan ve Samilerin dinlerini örnek gösterir. Üyeliği ibra etmek için toplu yemeklere katılmak sosyal zorunluluktu. Ortak yemeğe oturmak sosyal görevleri üstlenmek diğer insanlarla ittifak kurmak demekti. Eski Sami ve Arap adetlerinin kalıntıları hâlâ aşikâr olarak görülmektedir. Araplar yemeğini yediklerinden veya yedirdiklerinden çekinmezler, yemekle düşmanlık biterdi. Smith, toplu yemeğin Arap ve Sami geleneğindeki önemini geniş olarak anlatır. Toplu yemekle ahlak arasında ilişki kurar. Basit bir yemek olmadığını dinî ve ahlaki boyutlarının yanında sözleşme, barış, akrabalık gibi sosyal boyutları içine alan bir yemek olduğunu ileri sürer. Toplu yemeğin üyeler üzerinde bu kadar etkili olmasının altında bütün toplumların evrensel olarak totem dönemi geçirmeleri ve belli zamanlarda ataları saydıkları ve tapındıkları totemi

291 Lessa, William A.-Vogt, Evon Z. , Reader in Comparative Religion An Anthropological Approach, Second edition, Harper&Row Publishers, New York, 1965, s.40.

yemelerinden kaynaklandığını savunmaktadır.292Smith’in teorisinde, toplum, toplu yemek, totem ve akrabalık anahtar kelimelerdir.

Smith, kurbanın ayrım yapmaksızın bütün dinlerde totem yemeğinden kaynaklandığını ileri sürer. Totem kurbanın yerine insan kurbanın geçtiğini, zamanla toplumsal hayatın gelişimi ile insan hayatının güvence altına alındığını ve böylece insan yerine hayvanın ikame edildiğini ileri sürer. Toteme atfedilen kutsallık kurban hayvanına transfer edilmiştir. Smith, kurbanda totem hayvanın yenmesinden dolayı daha çok kefaret üzerinde durmuş, kutsallığın abartılması sonucu tabulaştığını ifade etmiştir.293

F.B. Jevons, Salamon Reinach, Smith’i desteklerken, Marillier, Henri Hubert, Marcel Mauss, Levi Strauss gibi bilim adamları teoriyi şiddetle eleştirdiler. F.B.Jevons

“Introduction to the History of Religion” adlı eserinde totemin ortaya çıkışını ve gelişimini ve kurbana nasıl dönüştüğünü anlatır. Jevons toplumun dinî kimliği kazanması ve bireylerin kutsalla bütünleşmesi için komünyon yemeğinin gerekli olduğunu savunur. Kan hayatın temelidir dolayısıyla kan akıtılmalıdır. Bunun için totem sayılan hayvanın kanı akıtılmalı, eti yenilmelidir. Katılımcılar hayvandan yemek zorundadırlar. Bu sayede onunla bütünleştikleri gibi içlerindeki kötülükleri dışarıya atmaktadırlar. Bu durum çeşitli aşamalardan geçerek zamanla tanrıya yaklaşmak için sunulan kurban haline gelmiştir.294Salamon Reinach, “Cultes, Mythes, et Religions”adlı eserinde hararetle Smith’in görüşlerini savunur. İlah düzeyindeki kutsal hayvan fikrinin zamanla değişmesiyle insanın kendine benzeyen antropomorfik tanrı yaratmaya başladığını ileri sürer. Yakma kurbanlarının kokusunu içine çeken, kanı koklayan tanrı anlayışının totemin evrimiyle ortaya çıktığını savunur.295 Salamon Reinach evrimci yaklaşımla totemi kurbanın kökeni olarak kabul eder.

292 Bkz.Smith, Lectures on the Religion of the Semites, s.251–271.

293 James, “Sacrifice” , s.2.

294 James, “a.g.m.”, s.2–3.

295 James, “a.g.m.”, s. 3.

Teoriye eleştirilerin başında insanlığın evrensel olarak totem aşamasından (totemistic stage) geçmediği tezi gelmektedir. Samilerde totemin varlığı tartışma konusuydu. Totem kültürüne sahip Orta Avustralya yerlilerinde totem ayini totemi çoğaltma amacıyla yapılıyordu.296Marilliler, tanrı ile insan arasındaki bağı ifade eden ortak yemekten hareketle tanrının bir totem olduğu sonucuna varılamayacağını ileri sürmüştür. Tanrı ve grubun bütünleşmesinin sonucu doğal olarak kurban ayininin son bulacağını ve bir daha kurbana ihtiyaç duyulmayacağını savunur.297 Strauss, “Yaban Düşünce” olarak dilimize tercüme edilen eserinde totemi insanın atası saymanın yanlışlığını ve bu düşüncenin zorluklarını belirtir. Strauss, totemle din arasında ilişki kurulamayacağını, totemin toplumsal sınıflandırmalar için kullanıldığını savunur.298 Nuerler üzerine saha araştırmalarına 1939 yılında başlayıp 1951 yılında Nuerli bir kadınla evlenen Pritchard, kurbanın komünyön yönünün fazla önemli olmadığını, önemli olan tarafının daha çok hediye ve tanrı ile iletişim olduğunu, iletişimin hediyeden de önce geldiğini belirtir. Kurbana totemistik yaklaşımın ise boş kurgular, yersiz benzetmeler, saçma varsayımlar ve dayanaksız zanlardan oluştuğunu ve modasının geçtiğini ileri sürer. Smith’in teorisini ilk dönem İbrani kültürünü inceleyerek oluşturduğunu, bu dönemin totemik olmadığını ve dolayısıyla bu teorinin ilkelleri kapsamayacağını, Eski Ahit’in hediye teorisine yakın olduğunu ileri sürer.299

Smith, toplu totem yemeğinin kurbanın kökeni olduğunu bunun Sami ve Arap adetlerinde hâlâ açıkça görüleceğini ifade eder. Totemde aile yapısı martilinial(anaerkil)dir. Toplu yemeklerde totemle bütünleşme adına dişi hayvan tercih edilmeli ve bunun uzantısı olarak kurban hayvanı dişi olmalıdır. Toplumda cinsiyete atfedilen önem kurbana yansımaktadır. Ataerkil toplumlarda daha çok erkek hayvan kurban edilmektedir. Totemik toplumlarda anaerkil yapı bulunduğu için kesilen

296 Henninger, “a.g.m.”,s.551.

297 James,”a.g.m”,s.3.

298Bkz. Lévi-Strauss, Yaban Düşünce, s.238–244; Morris, Brian, Din Üzerine Antropolojik İncelemeler, çev. Tayfun Atay, İmge Yay. ,İst., 2004, s.436.

299 Pritchard- E.E.Evans, Nuer Religion, s.273–275.

kurbanların dişi olması gerekir. Hem günümüzde hem de tarihte Samiler ve Araplar daha çok erkek hayvanı tercih etmektedirler.

Tarihî uygulamalarda farklı yöntemler görülmektedir. Boğma, belini kırma, kesme ve yakma başlıca kurban uygulamalardır. Kutsalla bütünleşme arzusuyla, onu içselleştirme amacına yönelik uygulamalar olduğu gibi kutsalı bu âlemden çıkarma, ondan bu dünyada bir şey bırakmama amacına yönelik uygulamalar görülmektedir.

Totem anlayışında ise onunla bütünleşme esastır. Tarihte bazı toplumların kurban etini yemediğini veya yaktığını görmekteyiz. Bu teori yakma kurbanları izah etmekten uzaktır. Ayrıca Smith’in teorisi sadece kanlı kurbanları açıklamaya çalışmaktadır. Bu teori kansız kurbanları açıklamaktan uzaktır. Bütün bunlar teorinin zafiyetlerini göstermektedir.

Smith’i bu teoriye götüren nedenler vardı. Yahudilerdeki bazı kurban çeşitlerinde kurbanın Tanrı, rahipler ve kurbancı arasında paylaştırılması sonucu kurbancıya düşen kısımdan yiyenlerin akraba sayılması,300 Yahudilikte soyun anadan devam etmesi, Yahudilerin Babil’de görüp aldıkları Huzur Sofrası’nı Hristiyanlığa aktarmalarının uzantısı301 olarak görülen Hristiyanlıktaki Evharistiya ayini, her iki dinde kefaretin kurbanda önemli yer tutması ve Smith’in kefarete ağırlık vermesi, döneminde totem tartışmalarının güncel olması etkili olmuş olabilir. Smith kurbana kutsallık boyutunu getirmiş, totem yemeği ile Freud’a ilham kaynağı olmuştur. Bütün bunların yanında kurbanı totem yemeğine indirgemek kurbanın kökenini aydınlatmada yetersizdir. Toplu yenilen totemik yemek teorisinin iddiasını sürdürmesi için daha çok araştırmalara ve kuvvetli delillere ihtiyacı vardır.