• Sonuç bulunamadı

Psikanalizin kurucusu Sigmund Freud dinin kökenini incelerken dolaylı olarak kurban konusuyla da ilgilenmiş ve kurbanla ilgili teori geliştirmiştir. Freud teorisinde ileri sürdüğü düşüncelerini daha çok Frazer gibi antropologların başlattığı yaklaşımla319 mitolojiye, geçerliliği tartışılan totemik pratiklere ve kendi geliştirdiği psikanalize dayanarak ispatlamaya çalışır. Antropologların geçmişte kullandığı delilleri ve tarihî kaynakları kullanmaz. Teorisini geliştirirken esinlendiği bazı araştırmacılar olmuştur.

Bunların başında W.R.Smith ve J.Atkinson gelir.320

Freud, Smith’in ileri sürdüğü totem yemeği teorisi, Ch. Darwin’in maymunlarla ilgili teorisini ve J.Atkinson’un ileri sürdüğü iç evlililiğin bitişi ve dış evliliğin başlayışı ile ilgili teorisini birleştirdi. Bunlara kendisinin ileri sürdüğü Oedipus kompleksini ilave ederek yeni bir teori geliştirdi. Ch. Darwin maymunların küçük topluluklar halinde yaşadığını ve en güçlü erkeğin sürüde cinsel kargaşanın önüne geçmek için dişilerin cinsel paylaşımına izin vermeyip, tüm dişileri tekeline aldığını ve bu konuda aşırı kıskanç olduğunu, bundan dolayı bazı maymunların sürüden kaçıp kendi gruplarını oluşturduğunu ileri sürüyordu.321Atkinson’a göre babanın şiddetinden kaçan erkekler küçük klanlar oluşturdular. Küçük klanları oluşturan erkek kardeşler babanın yönteminden vazgeçtiler. Babanın klandaki tüm dişilere sahip olması grup içinde huzursuzluğa neden oluyordu. Baba dişilerin paylaşımında kıskanç ve sert olup, kurallara uymayanlara karşı cezaları ağırdı. Bu durumun değişmesi gerektiğine inanan erkek kardeşler daha önce yaşadıklarının tekerrür etmemesi ve barış içinde yaşamak için kendi klanlarında iç evliliği yasaklayıp dış evliliği getirdiler.

319 McCrae, Robert R. ,Mainstream Personality Psychology and the Study of Religion, Journal of Personality,67;6,1999, s.1209–1217.

320 Kroeber, Alfred L, “Totem and Taboo: An Ethnologic Psychoanalysis” ed.Lessa, William A.-Vogt, Evon Z. , Reader in Comparative Religion An Anthropological Approach, Second Edition, Harper&Row Publishers, New York, 1965, s.48.

321 Freud, Sigmund, Totem ve Tabu, çev. K.Sahir Sel, Sosyal Yay. ,İst., 1984, s.174–175.

Freud, Smith’in totem teorisinde klanın atası sayılan ve onunla bütünleşmek için öldürülen kutsal hayvanın baba olduğunu ileri sürer. Öldürme nedeni ise erkeklerin anneye duyduğu cinsel istek ve onu ele geçirme arzusudur. Bu düşüncesini ileri sürerken ilham aldığı kaynak Yunan mitolojisidir. Mitolojiye göre Thebes kralı Laius kâhinlerin uyarması sonucu ileride başlarına gelecek felaketten kurtulmak için oğlunu öldürmesi için çobana verir. Çoban çocuğa kıyamaz fakat emri yerine getirmek için çocuğu ayaklarından bağlayıp baş aşağı bir ağaca asar. Bir köylü çocuğu bulup efendisine verir. Efendisi çocuğu evlatlık edinir ve ona ayaklarının şişliğinden dolayı şiş ayaklı anlamında Oedipus ismini verir. Yıllar sonra Oedipus dar bir yolda öz babası ile karşılaşır. Geçiş önceliği tartışması sonrası Oedipus babasını öldürür. Thebes şehrine vardığında şehre musallat olan ejderhanın sorularını cevaplandırır. Bunun sonucu olarak ejderha ölür ve şehir kurtulur. Oedipus’u halk kral yapar ve kraliçe Jocasta ile evlendirilir. Kıtlık olur ve neden olarak kâhinler Oedipus’un çifte günahını gösterirler.

Annesi intihar eder oğlu ise gözlerini oyarak Thebes’den ayrılır. Kızları hariç herkes ondan uzaklaşmıştır.322Freud, bu mitolojik anlatıdan hareketle ebeveyne karşı tüm insanlarda cinsel ilgi olduğunu ileri sürer ve buna Oedipus kompleksi adı verir.

Erkeklerin anneye ilgisine Oedipus, kızların babaya ilgisine Elektra kompleksi adını verir. Üç yaşlarında başlayıp beş yaş civarında biten fallik dönemde bu komplekslerin etkisinin yoğun olduğunu ileri sürer323.

Freud, mitolojik kahraman Oedipus’un babasını öldürmesi ve annesiyle cinsel ilişkiye girmesini çok önemser. Baba katli ve anneyle cinsel birliktelik onun teorisinin temelini oluşturmaktadır. Bu iki olay Freud’a göre totemik yaklaşımdaki totem hayvanını öldürme ve aynı klandan evlenmeyle örtüşmektedir. Ona göre totemik ortamda komünyon için kurban edilen babadır ve aynı klandan evlenme de anneye duyulan cinsel ilgidir. Freud cinsel isteklerini gerçekleştirmek isteyen erkek çocukların babayı öldürdükten sonra hem sevindiklerini hem de üzüldüklerini belirtir. Babalarını

322 Köse, Ali, Freud ve Din, İz Yayıncılık, İst., 2000,s.40; Budak, Selçuk, Psikoloji Sözlüğü, Bilim ve Sanat Yayınları, Ankara, 2000,s.544–545; Fromm, Erich, Freud Düşüncesinin Büyüklüğü ve Sınırları, çev. Aydın Arıtan, Arıtan Yayınları, II. bs. , İst., 1980, s.47.

323 Gençtan, Engin, Psikanaliz ve Sonrası, Remzi Kitabevi, IX. bs., İst., 2000,s.37–41.

öldürmeden önce ona karşı gizli bir hayranlık duyuyorlardı. Tıpkı kutsal olduğuna inanılan, saygı duyulan ve onunla bütünleşmek için yenen totem gibi onunla özdeşleşmek istiyorlardı. Babanın ölüsü dirisinden daha güçlü olmuştu. Babalarının yerine totem hayvanını koydular. Babalarını öldürdüklerine pişman olmuşlar onu temsilen totem hayvanını ikame etmişlerdir. Babayı öldürmenin kefareti olarak babayı temsil eden totem hayvanı tanrılaştırılmıştır. Freud babanın öldürülmesi sonucu kardeşler arasında iktidar kavgalarının başladığını fakat bunun karşılıklı anlaşmalarla giderildiğini, bu olaylar devam ederken kadınların güçlendiğini anaerkil yapının babanın öldürülmesi sonucu cemiyet hayatına egemen olduğunu ileri sürer. Freud’a göre kardeşler klanda ortak bir kararla babanın hatırasını canlı tutacak, babanın yerine ikame ettikleri güçlü ve kendinden korkulan bir hayvanla yâd etmeye başladılar. Her yıl babanın öldürüldüğü gün bu hayvan şenlikler eşliğinde kurban edilmeye başlandı.

Bütün kardeşlerin bu hayvanın etinden yerler ve babaya karşı kazanılan zaferi kutlarlardı. Hayvanların evcilleştirilmesi ve onlara atfedilen özelliklerin değişmesiyle totem yemeği önemini yitirmiş, tanrı totem hayvanlığından sıyrılıp yüce bir varlık olmuş artık ona ulaşmak için aracı gerekmiş ve o aracı da adak kurbanı olmuştur.324

Freud Hristiyanlık inançlarına göre Hz. İsa’nın kendini feda etmesini baba katlinden kaynaklanan pişmanlığa bağlar.325Freud’un kurban teorisini geliştirmesinde Hristiyan kültürünün etkisi büyüktü. Hristiyan inancına göre Hz Âdem Cennet’ten işlediği suç sonucu çıkarılmış ve bu suç tüm insanlığa tevarüs etmiştir. Her doğan “asli günah” denilen bu günahla doğar. Bundan dolayı Hristiyan inancında kefaret önemli yer tutar. Freud bunu kendi teorisinde kullanmıştır. Freud’da bu babanın katlinden duyulan pişmanlık halini almıştır. Bunun yanında teslis inancında baba ve oğul figürleri vardır.

Katolik mezhebine göre din adamları cinsel perhiz yapmalıdır. Teorisinin merkezine

324 Bkz. Freud, Sigmund, Totem ve Tabu, s.141–223; Freud, Sigmund, Musa ve Tek Tanrıcılık, çev. Erol Selvi, Dergâh Yayınları, İst., 1976,s.88–100; Köse, Freud ve Din, s.83–117.

325.Freud, S. , Totem ve Tabu, s.213;Freud, Musa ve Tek Tanrıcılık, s.94

babayı ve onu öldüren oğullarla birlikte cinselliği koyması Hristiyan kültüründen etkilenmesinin izleri olarak görülebilir.326

Freud teorisini açıkladığı yıllarda totem konusundaki fikirler değişmişti fakat Freud bunları dikkate almadan ısrarla totem konusundaki yanlış bilgileri teorisinde kullandı. Malînowski’ye göre Freud’un Oedipus kompleksinden kültürün türediğini ileri sürmesi bir hataydı. Ona göre aslında bunun tam tersi doğruydu. Oedipus kompleksinin kültürden doğması gerekirdi ve sınırları içinde doğduğu kültürle sınırlı kalmalıydı.327E.

Fromm erkek çocuğun anneye olan bağlılığını cinselliğe indirgemenin yanlış olduğunu, bu ilginin beslenme, bağlanma ve güvenlik arayışları gibi nedenlerden doğduğunu belirtir. Freud’un ilişkiyi tespitinin doğru olduğunu fakat bunu tek bir faktör olarak cinselliğe indirgemesinin Freud’un hatası olduğunu savunur.328Mehmet Aydın, bütün dinlerde “baba imajı” taşıyan tanrı tasavvuru olmadığını, İslam’da Allah’ın baba gibi tasavvur edilmediğini ileri sürer. Aydın, Freud’un delillerinin kendi aleyhinde kullanılabileceğini belirtir. Tanrı inancı nasıl baba korkusuna indirgenip bir yansıma olarak ele alınıyorsa aynı şekilde ateizm de babanın yok olmasını arzu etmenin bir projeksiyonudur.329

Freud’un teorisinde mantıksal boşluklar bulunmaktadır. Ch. Darwin maymunların bile lider erkek maymunun şiddetinden kaçıp koloniler oluşturduğunu savunurken aynı tezden hareketle teorisini kuran Freud bunu insanların yapabileceğini düşünmemiştir. Bu kadar ham bir kültürün diğer nesillere aktarılması pek mantıklı görünmemektedir. İnsan bilincinde yer edecek olayların insan bilincinin yasalarına uygun ve tekrarlanmış olması gerekir. Yaşanmışlığı belli olmayan, daha çok kurguya dayanan, yaşanmışlığı kabul edilse bile tekrarı olmayan bir olayın insanlar tarafından benimsenip insanlığın kolektif bilincine yerleşmesi ve tüm kültürlere karışması ve kuşaklara aktarılması insan bilincinin yasalarına uygun değildir. Freud teorisinin bütün dinler için geçerli olduğunu ileri sürer fakat Budizmde tanrı inancı yoktur. Tarihte

326 Köse, Ali, Freud ve Din, s.117.

327 Köse, Ali, Freud ve Din, s.113.

328 Fromm, Freud Düşüncesinin Büyüklüğü ve Sınırları, s.48–49

329Aydın, Din Felsefesi, s.174–175.

görülen bazı dinlerdeki tanrılar dişidir. Psikanalitik teori sadece kanlı kurbanları ele almış, kansız kurbanları ele almamıştır. Freud’un teorisini destekleyen hiçbir antropolojik bulgu yokken teorisini ısrarla kendi kurgusu doğrultusunda savundu. Din ve kurban teorilerini geliştirirken çocuk ve ebeveyn ilişkilerine dikkat çekmesi daha sonra bu konuda yapılacak çalışmalara ilham kaynağı olması yönünden oldukça önemlidir.