• Sonuç bulunamadı

Hristiyanlıkta kurban

D. İlahi Dinlerde Kurban

2. Hristiyanlıkta kurban

Hz. İsa, yetiştiği çevrede inanç ve uygulamaları geçerli olan Yahudi kurban geleneğine vakıftı. Ailesi geleneksel Yahudi bayramlarında kanlı kurban takdimesi sunuyordu. Hz. İsa en azından Yahudilerin takdim ettiği kurbana karşı değildi.243 Bir cüzzamlıyı iyi ettikten sonra “Sakın kimseye söyleme, ancak git, kendini kâhine göster

240 Çıkış,24/3–8.

241 Budda, a.g.e. , s.45.

242 Çıkış,13/13;34/19–20.

243 Güç, a.g.e. ,s.266.

ve onlara şahitlik için Musa’nın emrettiği takdimeyi arz et”,244 başka bir olayda kurban sunmak için mezbaha gelen birisine:“Kardeşinin sana karşı şikâyetini hatırlarsan adağını orada bırak, önce git kardeşinle barış; sonra gelip sunakta adağını sun”245demiştir. Döneminde oluşan kurban kirliliğine dikkat çekmek ve ibadetlerde samimiyetin önemini hissettirmek istemişti. Nitekim “Komşuyu sevmek bütün yakılan takdimelerden ve kurbanlardan üstündür”246sözü bu konuda iyi bir örnektir. Fakat Hz.

İsa sonrası Hristiyan teolojisini oluşturanlar kurbanı farklı yorumlamışlardır.

Hristiyanlık teolojisinin merkezinde kefaret doktrini yer alır. Hz. İsa’nın insanlığın günahını affettirmek için kendini kurban ettiğine inanılır. İlk dönem Hristiyanları bu durumu hayvan kurbanı gibi değerlendirdikleri için Hz. İsa’yı

“Tanrı’nın kuzusu”247 gibi görüyorlardı. Daha sonraki teologlar İbrani kurbanıyla harmanlanmış bir anlayış getirdiler.248 Hz. İsa son kurban sayılıp daha sonraki kurbanlar reddedilmiştir. Çünkü insanlığın günahını affettirecek, insanların üstünden bu günah yükünü kaldıracak özellikte değildirler. Yahudilikteki kefaret anlayışı Hristiyanlardaki kefaret doktrinini(doctrine of the atonement) etkilemiştir. Yahudilikte kişiler ve toplum adına işledikleri günahın bedeli olarak kefaret kurbanı kesilirken Hristiyanlıkta bu tüm insanlık adına bir insan kurbanına dönüşür. Pavlus’a göre nasıl ki bir insanın suçu ile tüm insanlık suçlu ve ölümlü olduysa, Tanrı’nın yardımıyla bir insan diğer insanların günahlarını yüklenebilir.249 Asli günahın affı için özel kurban ve onun özel kanı gerekir.

Tanrı’nın oğlu İsa insan suretine bürünerek dünyaya gelmiş, kendisi insanlık için kurban olmuştur. “Çünkü Rab dünyayı yargılasın diye değil, ancak dünya onunla kurtulsun diye oğlunu gönderdi.”250Hz. İsa sırf insanlara olan sevgisinden dolayı dünya nimetlerini terk ederek kendini kurban (self-sacrifice)etmiştir. Robbins, Hristiyanlıktaki Hz. İsa’nın kendini kurban etme inancının temelinde Socrates’in olduğunu ileri sürer.

244 Matta, 8/4.

245 Matta,5/23–24.

246 Markos,12/33.

247 Yuhanna,1/29.

248 Argyle, Michael, Psychology and Religion, Published by Routledge, Yew York, 2000,s.119.

249 Bkz. Romalılara Mektup, 5/12–18.

250 Yuhanna,3/17.

Socrates özgürlük için kendini kurban etmişti. Aşkınlık boyutu eklenerek transfigürasyonla kendini kurban eden Hz. İsa modeli oluşturuldu.251 Hz. İsa son kurbandır. Artık diğer kurbanların hükmü olmadığı için kanlı kurbana gerek yoktur.

Yeni Ahit’te her yıl devamlı takdim edilen ayni kurbanla yaklaşanların kemale ermeyeceği, bununla ancak günahlarını hatırlayacakları anlatılır. Çünkü boğaların ve erkeçlerin kanlarının günahları kaldırmayacağı, İsa Mesih’in kendini sunmasıyla günahlardan arınılacağı belirtilir.252Hristiyanlıkta da Yahudilik gibi kan kefaret aracı sayılmıştır. İncil’de “kan dökülmeden günahların bağışlanması mümkün değildir”253ve

“İsa’nın kanı bizi her türlü günahtan temizler”254 ifadeleri bunu göstermektedir.

İnsanlık tarihinde su ve kurban kanı kefaret aracı olarak sayılırken kan sudan daha etkili görülmüştür.255

Bazı Hristiyan gruplar Hz. İsa’nın kurban olmasına inanmayı imanın şartı sayarlar. Yedinci Gün Adventistleri ilk kurbanın ilk günahın akabinde gerçekleştiğine inanırlar. Günahın sonucu olarak üryan kalan Âdem ve Havva’ya Tanrı Tevrat’ta geçtiği gibi “ deriden kaftan yaparak onlara giydirmiştir.”256Âdem ve Havva’nın suçu günahsız koçla örtülmüştür. Daha sonra Hz. İbrahim için yaşanacaklara razı olmadığı için koç indirmiştir. Fakat bu kurbanlar oların kendilerini kurtarmıştır. İnsanlığın günahı için biricik oğlunu göndermiştir. Nasıl diğer kurbanlar can kurtardıysa, İsa’da insanlığı kurtarmıştır. Diğer kurban olaylarına olduğu gibi İsa’nın kurban oluşuna iman etmek gerekir.257

Hristiyan teolojisi her ne kadar kanlı kurbanı yasaklasa da Orta Çağ boyunca din adına yapılan katliamlar kurbanı çağrıştırmaktadır. Günümüzde ise Hristiyan toplumların bazılarında kanlı kurban uygulamaları görülmektedir. Milletlerin geçmiş

251 Robbins, “Sacrifice”, s.288.

252 İbranilere Mektup 10/1–18.

253 İbranilere Mektup 9/22.

254 I.Yuhanna 1/7.

255 Öztürk, a.g.t. , s.11.

256 Tekvin, 3/21.

257 Bkz. Özkan, Ali Rafet, Fundamentalist Hristiyanlık Yedinci Gün Adventizmi, Alperen Yay., Ankara, 2002, s.165–219.

köklü inançlarını, adetlerini kolayca terk etmediklerini hatta farklı şekillerde yeni inanç ve uygulamalar içine soktuklarını görmekteyiz. Gagavuzların Hristiyan olmalarına rağmen geleneksel Türk dinindeki kanlı kurban uygulamalarının papazların aracılığıyla ile devam ettirdikleri,258 Gökçeada Ortodokslarının Meryem Ana gününde kurbanlar kestikleri tespit edilmiştir.259Hayvancılıkla geçinen veya göçebe yaşayan insanların hayatından kanlı kurbanı çıkarmanın zorluğu sonucu kurbanın uygun şekilde adapte edildiği görülmektedir.

Hristiyanlıkta görülen kansız kurban ritüelinin başında bir tür komünyon kurbanı olan Evharistiya ayini gelir. Ayin Hz. İsa’nın son akşam yemeğinin hatırasıdır.

İncil’e göre son akşam yemeğinde Hz. İsa:“Onlar yemek yerlerken ekmek aldı, şükredip kopardı ve onlara vererek dedi: Alın bu benim bedenimdir. Bir kâse şarap aldı şükrederek onlara verdi; hepsi ondan içti. Onlara bu benim kanımdır”260dedi. Şarap içecek takdimesi olarak daha önceki birçok dinde kullanılıyordu. Şarap üzümün kanı sayılırdı. Hristiyanlıkta ise farklı bir anlayışla Hz. İsa’nın kanı, ekmek ise bedeni sayılmıştır. Evharistiya uygulaması ilkel toplumlardaki totem yemeğine çok benzemektedir. Totem yemeklerinde tanrıyla bütünleşme amacı bu benzerliği artırmaktadır.

Hristiyanlıktaki bir diğer kansız kurban uygulaması ise ruhani kurbanlardır.

Hristiyanlıktaki ruhani kurban Budizmdeki yapılanmaya benzer. Bilhassa Katolik mezhebinde din adamları kendilerini dine adayarak hayatlarını manastırlarda geçirirler.

Cinsel perhiz esaslı olan bu uygulamada kadın, erkek ayrımı yapılmaz.

Bazı Hristiyan topluluklarda ilk mahsul kurbanı uygulamaları devam etmektedir. Ürünler kiliseye getirilerek ihtiyaç sahiplerine dağıtılmaktadır.261

Hristiyanlıkta diğer dinlerde görülen istek, şükür, bereket, adak, vb.

kurbanların fazla önemsenmediği söylenebilir. Hristiyanlıktaki kurban inancının

258 Güngör Harun, “a.g.m.”, s.45–48:Güngör, Harun – Argunşah, Mustafa, a.g.e. , s.35–36.

259 Oymak, “a.g.m.” , s.175–177.

260 Markos,14/22–24.

261 Özkan, Dinlerde Kurban Kültü, s.127.

merkezinde asli günahtan arınma vardır. Asli günah inancının kurban uygulaması altında yatan nedenleri daralttığı hatta yalnızca kefarete indirip kurbana özel bir anlam getirdiği düşünülebilir. Kurban tarihi açısından Yahudilikte soyutlaşmaya başlayan kurban kavramı Hristiyanlıkta daha da soyutlaştırılmıştır. Yahudilikte kişi kurbanı ile özdeşleşirken, Hristiyanlıkta Hz. İsa kendini kurban ederek bir yerde Tanrı ile özdeş hâle gelmiştir. Yahudilikte oldukça geniş anlamlar yüklenen kurbana Hristiyanlıkta ise arınmaya indirgenerek dar ve derin bir anlam yüklendiği söylenebilir.