• Sonuç bulunamadı

Dini Toplantı ve Törenler

1.2. İSLAM ÖNCESİ TÜRK KÜLTÜRÜNDE ÖZEL GÜN, TÖREN VE

1.2.2. Dini Toplantı ve Törenler

Türkler İslamiyet’e geçmeden önce Gök Tanrı inancını ve buna bağlı olarak Şamanizm’i benimsemişlerdir. Yaptıkları törenler ve bayramlar Gök Tanrı ya göre belirlenir, kestikleri kurbanları da Gök Tanrıya atfedilirdi.

Devlet töreninin başında nasıl devlet reisi bulunuyorsa dini törenlerin başında da başrahip niteliği taşıyan Türk kağanı bulunuyordu. Dini törenler Şamanizm’in etkisiyle şamanların göğe yükselmesi amacıyla yapılırdı. Şamanlar göğe çıkarlar ve göğün dokuz katını dolaşırlar ve tekrar yere inerlerdi. Herkes bir şaman çağırır ve kendi kaderiyle ilgili dualar okutup büyüler yaptırabilirdi. Bunlar da bir nevi dini tören sayılır ve aile içinde kalırdı.76

Türklerde cenaze törenleri yapılmıştır. Türkler, İslamiyet’ten önce ve sonra ruhun ölmezliğine ve ahirete inandıkları için öteki dünyaya “ol ajun”, kıyamet gününe “uluğ gün”, cennete “uçmağ”, cehenneme “tamu” olarak adlandırmışlardır.77 İnsanı

yaşatan gücün ruh olduğuna inanan Türkler, kişinin ruh vasıtasıyla yaşamına devam

74 Baykara, a.g.m., s. 893-894. 75 Ögel, a.g.e., s.776-777. 76 Ögel, a.g.e., s.773.

77 Salim Koca, “Türkler ve İslamiyet”, Erdem, C.8, S.22, Türk Tarih Kurumu Basımevi, Ankara, Ocak, 1996, s.277.

ettiğini düşünmüşlerdir. Türkler ölmekten korkmaz öldürmekten de gurur duyarlardı. Bundan dolayı cenazelerini üzüntü töreni gibi değil de bayram havasında defnediyorlardı.78 Cenaze bir süre mumyalanarak bekletiliyor, bu bekleyişin ardından

tören düzenlenip ölen kişinin statüsüne göre kurbanlar kesiliyordu.79

İslamiyet’ten önce Türklerin bir araya gelip yaptıkları cenaze töreni niteliğinde olan, yoğ törenidir. Ölülerine saygı gösterdikleri için düzenlenen yoğ töreni yas töreni olarak bilinmektedir. “Yoğ aşı” merasimi yapılır ölen kişi için yemek verilirdi. Yemekten sonra ise ölü için gösteriler düzenlenirdi. Ölen kişinin yakınları bir yerlerini keserek duygusal acılarına fiziksel acı da katardı. Başka bir ölü töreninde ölünün akrabası ölüm hadisesinin üçüncü günü ölü için ziyafet düzenlerdi. Bu ziyafete Oğuzlar “Basan” demişlerdir. Cenaze töreni esnasında para ile ağlayıcılar tutulduğu görülmüştür. Bu kimselere “Sığıncı” denmiştir.80

Türklerde yılın belirli zamanlarında kurban merasimleri düzenlenmiştir. Şamanistlerde kurban sunulmadan asla ayin, tören, şenlik ve bayram yapılmamıştır. Her ayin için kanlı veya kansız kurban verilmesi önemlidir. En dikkat çekeni at kurbanıdır. Bundan sonra koyun kurbanı gelmektedir. Kurbanlar; atalara, göğe, yere, ruhlara ve Tanrılara verilirdi.81 Türklerde insan kurbanı olmadığı gibi Türklerin en güzel hayvanını

kurbanlık olarak kırlara salıverdiği de görülmektedir.82

Türklerin İslamiyet’e geçmesiyle kurban anlayışı da değişmiştir. Her olay için kesilen kurbanın yerine özel gün tertip edilip “Kurban Bayramı” denmiştir. Ramazan bayramına nispeten daha büyük olduğundan dolayı “büyük bayram” olarak da nitelendirilmiştir. Topluca kılınan bayram namazının ardından, kesilen kurbanın etleri fakirlere dağıtılarak onlarında sevinmesi sağlanmıştır.83

Türkler İslamiyet’e geçtikten sonra Müslüman Arapların inançlarını almışlar ve ibadetleri uygulamışlardır. Büyük bayram diye nitelendirilen kurban bayramı gibi Ramazan bayramını da kutlamışlardır. Hicri aylardan olan Ramazan ayı boyunca oruç

78 İbrahim Onay, “İslamiyet’ten Önce Türklerde Ölüm Anlayışı ve Defin Yöntemleri”, Gümüşhane Üniversitesi Sosyal Bilimler Elektronik Dergisi, S.7, Ocak 2013, s.242.

79 Mandaloğlu, a.g.m., s. 221. 80 Uraz, a.g.e., s. 228-229. 81 Mandaloğlu, a.g.m., s. 220.

82 Selahaddin Bekki, “Türk Mitolojisi’nde Kurban”, Akademik Araştırmalar, Yıl 1, S. 3, Kış 1996, s. 16-28.

tutan Müslüman Türkler, bu otuz günlük süreden sonra üç gün süren bayram kutlamaları düzenlemişlerdir.

Ramazan ayının ve bayramının doludizgin yaşandığı Orta Asya’da, Araplarla özdeş birçok ibadet aynıydı. Araplarda arife günü diye bilinen Ramazan ayından bir gün öncesi, Kırgızlarda “Arapa (şek günü)” denirdi. Kırgızlar bu günü adeta bayram günü gibi kutlardı. Erkenden sabah namazına gidilir oradan toplu halde mezarlık ziyareti yaparlardı. Ramazan adıyla özdeş “camazan” Ey Ramazan şeklinde nidalı söyleme biçimidir. Camazan geleneğine göre Ramazanın on beşinci gününden sonra köyün gençleri toplanarak köyü dolaşır camazan şarkısı söylerlerdi. Zengin kişiler bu gençlere koyun, at yahut yiyecek verirdi. Bu gelenek Kırgızlar ve Kazaklarda görülürdü. Ramazan içinde yer alan Kadir gecesinde bir melek ve Hızır yeryüzüne indiğine inanılır ve ağaçlar onlara selam verir. Bir melek indiğinde, bir insan rastladığı bir demire dokunsa onun altına dönüşeceğine inanılırdı.84

Kırgızlarda Ramazan bayramı “Orozo Ayt” yani büyük bayram olarak bilinirdi. Ayrıca atalar günü, atalar bayramı, atalardan kalan kutsal gün olarak bilinir. Ramazan ayında ağzı, gözü, eli, dili ile oruç tutanlara Allah bu bayramı hediye etmiştir, kullarından razıdır olarak algılanmıştır. Bayram namazlarından sonra imama “namaz

hakkı” adıyla para verilirdi. Bayram namazından sonra komşular birbirini davet eder

yemekler yenir şenlikler oluşturulurdu.85

Genel olarak Türklerde, Araplar gibi Ramazan ibadetleri, bayramları aynıdır. Türkmeneli’ndeki Türkler kendi aralarında Ramazan ayına özel “Sini Zarf” adıyla zamanı güzel geçirmek için oyun geliştirmişler. Ramazanın bütün günleri sadece erkekler tarafından oynanan bu oyun, sini üzerinde bulunan on zarfın içine boncuk saklanması ile meydana gelir. İki takım diğerinin sakladığı bu boncuğu bulmaya çalışır. Ramazan günleri Türkmeneli’nde şiirler, hoyratlar ve oyunlarla eğlenceli yer edinir.86

84 Kemal Polat, “Kırgızlarda Ramazan ve Bayram Etkinlikleri”, Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, C.1, S.1, 2015, s. 25-38.

85 Polat, a.g.m., s. 40-45.

86 Murat Ziya, “Türkmeneli’nde Ramazan ve Sini Zarf”, Yüce Erek: Türk Dünyası Aylık Fikir, Kültür, Araştırma Dergisi, Yıl 2, S. 20, Aralık, 2000, s.21.