• Sonuç bulunamadı

Hırka-i Şerif Ziyareti

2.5. RAMAZAN AYINDA YAPILAN DİNİ MERASİMLER

2.5.3. Hırka-i Şerif Ziyareti

Hırka-ı Saadet Dairesi, Topkapı Sarayı’nın ön değerli mekânıdır. Mukaddes Emanetler ve Peygamber Efendimizin (s.a.v.) Hırka-ı Şerifi burada bulunmaktadır. Bu daireyi Fatih Sultan Mehmed Han yaptırmıştır. Yavuz Selim Han tarafından ise bu daire Mukaddes Emanetlere tahsis edilmiştir. 410

405 Ahmet Uçar, “Üç Aylarda Cerre Çıkmak”, Nerede O Eski Ramazanlar, s. 57. 406 İpşirli, a.g.m, s. 18.

407 Melik Aksel, “Cer Hocası”, Ramazan Kitabı,s.108-113. 408 Uçar, a.g.m., s.63.

409 İpşirli, a.g.m.,s. 18-19.

410 Ömer Faruk Yılmaz “Hırka-ı Saadet’in Dört Asır Devam Eden Ziyaret Merasimi”, Nerede O Eski Ramazanlar, s.35.

Hırka-ı Saadet Dairesi’nin girişinde Şadırvanlı kubbe vardır. Bu şadırvanda Sultan Üçüncü Ahmed’in imzasıyla Besmele hattı vardır. Kapının iki kenarında ise altın yaldızlı fenerler bulunur. Şadırvanın dibinde ise Arzhâne denilen ve ziyaret gününde sadrazam ve devlet erkânı burada konakladığı yer vardır. Arka tarafta buluna bölüm ise asıl Hırka-ı Saadet odasıdır. Bu mukaddes odada dört pencere bulunur. Duvara gömme dolapta gümüş şebeke içerisinde Hırka-ı Şerif bulunur. 411

Peygamberimizin(s.a.v.)Arap Şairi Ka’b Bin Züheyr’e, Veysel Karânî Hazretlerine ve eyle şehri halkına hediye ettiği hırkalarına Hırka-ı Şerif yahut Hırka-ı Saadet denir. Efendimizin(s.a.v.) Şair Ka’b Bin Züheyr’e hediye ettiği ve Topkapı Sarayında bulunan hırkasına Şami yani Hırka-ı Saadet, Veysel Karani Hazretlerine verilen ve İstanbul Fatih Camiinde bulunan hırkaya Yemânî denmiştir. Eyle şehrine hediye edilen hırka Abbasi halifesindeyken Moğol istilası sırasında kaybolmuştur.412

Hırka-ı Saadet’in sahibi olan Ka’b Bin Züheyr, Cahiliye devrindeki Arapların yedi büyük şairden birisidir. Yazdığı şiirler Peygamber Efendimize (s.a.v.) düşmanca olan ve İslâm dinini kötüleyen şiirlerdir. İslâmiyet’in rencide olmasıyla Ka’b Bin Züheyr ölüm cezasına çarptırılır. Efendimizin huzuruna kabul etmesiyle Müslüman olan Ka’b Bin Züheyr, irticalen bir kaside okur. Elli dokuz beyitlik olan bu kaside Peygamber Efendimizi (s.a.v.) heyecanlandırır. “Resulullah Allah’ın kınından sıyrılmış

öyle nurlu bir kılıcıdır ki cihan nurundan feyz alır.” manasına gelen mısrasını okurken

Hz. Muhammed (s.a.v.) çok heyecanlanır ve sırtındaki devetüyü rengindeki hırkasını Ka’b’a verir. Ka’b ın okuduğu kaside ye Hırka kasidesi yani Kaside-i Bürde denmiştir.413

Osmanlı döneminde Hırka-i Şerîf etrâfında teşekkül eden önemli geleneklerden biri de Ramazan ayının on beşinci günü gerçekleştirilen Hırka-i Şerîf ziyâretidir.414

Bu mübarek Hırka-ı Şerif, Yavuz Sultân Selîmʹin 1517 tarihinde yaptığı Mısır seferi sonunda hilâfet makamını da kendi üzerine almasıyla beraber Peygamberimize ait olan diğer kutsal emânetlerle birlikte İstanbulʹa getirilmiştir. Hırka-i Şerîf, 124 cm.

411 Yılmaz, a.g.m.,s. 35-36.

412 Yılmaz, a.g.m., s.37-38. 413 Akyavaş, a.g.e., s.345.

boyunda olup geniş kollu, siyah yünlü kumaştan dikilmiş krem renginde yün astarlı asil bir hırkadır. Günümüzde yaygın olarak Hırka-i Saâdet adıyla da bilinmektedir.415

Hırka-i Şerîf ziyâreti yapılmadan önce ziyâret için ön hazırlıklar yapılırdı. Ramazanʹın on ikinci günü Hırka-i Şerîf, Hırka-i Saâdet Dairesinden alınarak Revân odasına nakledilir ve iki gün orada kalırdı. Hırka-i Şerîf ve diğer kutsal emanetlerin Revan odasına taşınması sırasında Pâdişâh da orada bulunur. Peygamberimizʹe ve Sahâbeʹye ait olan kılıçları omuz hizasına kadar kaldırarak öperdi. Aynı şekilde orada bulunan bütün Enderûn Ağaları da kılıçları saygıyla öperlerdi.416

Ramazan ayının on beşinci gecesinde Pâdişâhʹın da katıldığı, Hırka-i Şerîfʹin bulunduğu daireyi temizleme merâsimi yapılırdı. Yavuz Sultân Selîm döneminde Hırka- i Şerîf için yapılan bu daireye Hırka-i Saâdet Dairesi denilirdi. Hırka-i Şerîf bu dairede gümüşten yapılmış bir sanduka içerisinde muhafaza edilirdi. Gül suyu dolu kâselerle temiz sünger ve bezlerle Hırka-i Saâdet Dairesi temizlenirdi. Pâdişâh, gül suyuna batırılmış süngerlerle Hırka-i Şerîf kutusunu temizlerdi. Çuhadâr, Rikaptâr Ağalar, Has Odalılar ve Gedikliler gibi görevliler ise dairenin kapılarını, pencerelerini ve duvarlarını temizlerdi. Hırka-i Şerîfʹe duyulan saygının bir göstergesi olarak temizlikte kullanılan süngerler ve bezler atılmaz saklanırlardı.417

Ramazanın on beşinde Topkapı Sarayı’nda Emanet-i Mübâreke dairesinde Hırka-i Saadet ziyareti için yapılan alay vardı.418 Buna “Hırka-ı Saadet Alayı” denirdi.

Hırka-i Şerîf ziyâreti, Pâdişâhʹın bizzat katılımıyla yapılırdı. Tören sırasında Pâdişâh sandukanın yanında, Sadrâzam sağında, Bâbüssaâde Ağası solunda durarak ziyâret gerçekleşirdi. Ziyâretlerde Hz Peygamber(s.a.v.)’e duyulan saygının bir gereği olarak ayakta durulur asla oturulmazdı. Törene katılacak herkesin daireye gelmesinin ardında İmam Efendiler, Kur’ânʹı Kerim okurlardı. Kur’ân tilavetinin ardından Pâdişâh, kendinde bulunan altın anahtarla Hırka-i Şerîfʹin içinde bulunduğu sandukayı açarak sanduka içindeki sırmalı, inci işlemeli yedi adet yeşil kadife bohçayı çözerdi. Bu bohçaların içinden ikinci bir muhafaza çıkardı. Bu ikinci muhafaza, altından yapılmış iki kanatlı bir çekmece idi. Bu çekmecenin altın anahtarı da Pâdişâhʹta bulunurdu.

415 Atasoy, a.g.md, XVII, s. 374

416 Ali Seydi Bey, Teşrîfât Ve Teşkilatımız, (haz. N. Ahmet Banoğlu), İstanbul, s. 122

417 Tayyar-zâde Ata, Osmanlı Saray Tarihi ( Tarih-i Enderûn ), (haz. Mehmet Arslan), C.1, İstanbul, 2010, s. 316.

Sultân bu çekmeceyi de açtıktan sonra Hz Peygamber’e(s.a.v.) duyduğu sevgi ve saygının bir nişanesi olarak Hırka-i Şerîfʹe yüzünü gözünü sürerdi. Sultân daha sonra diğer dâvetlilerin ziyâretine izin verirdi.419

Hırka-ı Şerif’in sandukasının üç altın anahtarı bulunurdu ve bu anahtarlardan biri padişahtaydı. Herkes hazır olduğundan İmam-ı Evvel, İmam-ı Sani önde olur ve Aşr-ı Şerif okunurdu. Sandukayı Padişah besmeleyle açardı. Hırka-ı Şerif bir bohça içinde ve birde altın çekmece içinde ve onunda içinde bulunduğu bir altın sanduka içindedir. Ziyaret Hırka-ı Şerif sağ omuz hizasında yakası öpülerek yapılırdı. Öpülecek olan yere tülbent konulurdu. Bu tülbentlere Destimal denirdi. Öpen kişi bu tülbenti alır mukaddes bir hatıra olarak saklardı.420

Hırka-ı Şerif ziyareti sona erdikten sonra, dâvetliler sırasıyla rütbesi en küçük olandan en büyük olana doğru Hırka-i Şerif Dairesinden teker teker ayrılırlardı. Dairede en son Pâdişâh, Sadrâzam ve Şeyhülislâm kalır ve daireden en son onlar ayrılırlardı. Sadrâzam, Hırka-i Şerîf ziyâreti bittikten sonra çeşitli atiyyeler verirdi.421

Hırka-ı Saadet alayından sonra yeniçeri ocağı neferlerine baklava verilirdi. Bu uygulama ilk olarak Kanuni Sultan Süleyman Han zamanında yapılmıştır.422

Her Ramazan ayının on beşinde yapılan Hırka-ı Saadet ziyareti sırasında padişah bu tarihte Edirne yahut Bursa sarayında oturuyorsa yine bu saraylarda bulunan Hırka-ı Saadet ve Has Oda teşkilatı mevcut olduğundan ziyaretin merasiminin aynısı o şehrin saraylarında da yapılmıştır. Hırka-ı Saadet ve kutsal emanetlerden birkaçı o saraya gider İstanbul’da yapılan adetler o şehirde yapılırdı.423

Pâdişâh ve ileri gelen devler erkânının ziyâreti bittikten sonra harem-i hümâyûn Hırka-i Saâdet dairesine gelerek ziyârette bulunurdu. Harem-iHümâyûnʹun Hırka-i Şerîf ziyâreti bazı yıllar devlet erkânından bir gün sonra on altıncı gün gerçekleşmiştir.424

419 Esʽad Efendi, a.g.e, s. 32. 420 Yılmaz, a.g.m., s.44.

421 BOA, KK. d., nr. 696, zikreden, Esʽad Efendi, a.g.e., s. 32 422 Uslubaş, a.g.e. s. 125

423 İsmail H. Baykal, “Hırka-ı Saadet Ziyareti”, Dersaâdet’te Ramazan Akşamları, s.101.

424 Yunus Irmak, III. Mustafa Rûznâmesi, Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Yeniçağ Tarihi Anabilim Dalı, Yüksek Lisans Tezi, İstanbul 1991, s. 106.