• Sonuç bulunamadı

Oya ÖGENLER*

- Gülçin YAPICI** *

Dr. Öğr. Üyesi, Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıp Tarihi ve Etik Anabilim Dalı

** Doç. Dr.Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı

ÖZ

Dünya Sağlık Örgütü 2015 yılında dünyada iki milyar kişinin evinde güvenli su olmadığını, 844 milyon kişinin temel içme suyu hizmetlerinden yoksun olduğunu bildirmiştir. Oysa sağlıklı ve güvenli suya erişebilmek en temel insan hakkıdır. İnsan hakkı, dokunulmaz, devredilemez ve bölünemez temel hak ve özgürlüktür. Buna bağlı olarak su hakkının devletlerin sınırlarının ötesinde, insanın doğumundan itibaren güvence altına alınması gerekir. Ancak suyun bir insan hakkı olarak kabulü Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun 28 Temmuz 2010'daki bir toplantısında gerçekleşmiştir. Bu çalışmanın amacı bir insan hakkı olarak su hakkını tıp etiği ilkeleri bakış açısından değerlendirmektir. Suyun teknoloji ve ekonomi için kullanımı ile suyun insanın sağlıklı yaşaması için kullanımı arasında etik açıdan fark bulunmaktadır. Olanakların kısıtlı olduğu yerde ilk etkilenen etik ilke, adalet ilkesidir. Ancak sınırlı su kaynağı varlığında yaşama saygı, yarar sağlama, zarar vermeme gibi ilkeler de göz önünde bulundurulmalıdır. Bu durumda karar vericinin etik farkındalığının ve duyarlılığının olması, herkesin hakkı olan suya erişiminin sağlanmasında ön koşuldur. Tıp etiği ilkelerinin yanısıra suya özel gereklilikler de önemlidir. Bu gerekliliklerin ortak özelliği feda edilemez olmalarıdır. Bunlar; *Yeterlilik: Bir kişinin günlük su ihtiyacı ortalama 100 litredir. Suyun yeterliliği ve sürekliliği önemlidir. *Güvenli olması: Kişinin sağlığına tehdit oluşturan mikroorganizmalar, kimyasal maddeler ve radyolojik atıkları içermeyen güvenli suyun sağlanması gerekir. *Kabul edilebilirlik: Su ve sağlık hizmetleri kültürel ve sosyal olarak kabul edilebilir olmalıdır. *Fiziksel olarak erişilebilirlik: Herkes, hanenin, eğitim kurumunun, işyerinin veya sağlık kuruluşunun içinde veya yakınında fiziksel olarak erişilebilen bir su alma hakkına sahiptir. *Ödenebilirlik: Su tesislerine ve hizmetlerine herkes uygun fiyatla erişilebilmelidir. Su masrafları hane halkı gelirinin %5’ini geçmemeli, ailenin gıda, konut, sağlık hizmetleri, eğitim gibi diğer temel mal ve hizmetleri edinme kapasitelerini etkilememelidir. Sonuç olarak su hakkı, insan hakları hükümlerinin, ayrılmaz, bütünleyici bir parçasıdır.

Yeterli, güvenli, kabul edilebilir, fiziksel ve maddi olarak kolay erişilebilir suyun kişilere sağlanması, tıp etiği ilkeleri açısından önem arz etmektedir.

Anahtar kelimeler: Su hakkı, insan hakkı, etik ilkeler

Giriş

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ)’ne göre 2015 yılında dünyada iki milyar kişinin evinde güvenli su bulunmamakta ve 844 milyon kişi temel içme suyu hizmetlerinden yoksun olarak yaşamaktadır. Su sağlayabilmek için 30 dakikadan daha uzak mesafelerden su taşımak zorunda kalan 263 milyon kişi bulunmakta ve 159 milyon kişi ise içme suyu olarak göl, nehir gibi yüzeyel suları dezenfekte etmeden kullanmaktadır. Bu insanların büyük çoğunluğu ise düşük gelirli ülkelerde yaşamaktadır (WHO, 2014; WHO, 2017).

Oysa sağlıklı ve güvenli suya erişebilmek en temel insan hakkıdır. İnsan hakkı, dokunulmaz, devredilemez ve bölünemez temel hak ve özgürlüktür. Su hakkının devletlerin sınırlarının ötesinde, insanın doğumundan itibaren güvence altına alınması gerekir. Su hakkının uluslararası düzeyde bir insan hakkı olarak ortaya konulması 2002’de Birleşmiş Milletler (BM) Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar Komitesi tarafından yayınlanan Genel Yorum 15’de gerçekleşmiştir. Bu kararda herkesin yeterli, güvenli, fiziki olarak ulaşılabilir ve bedeli ödenebilir suya erişim hakkı olduğu belirtilmiştir (OHCHR, UN- HABITAT and WHO, 2010; United Nations Committee on Economic, Social and Cultural Rights, 2002). Bu kararın ardından 28 Temmuz 2010'da BM Genel Kurulu “güvenli ve temiz içme suyu ve hıfzıssıhhayı yaşam hakkının tam olarak kullanılabilmesi için temel bir insan hakkı” olduğunu kabul etti (United Nations, 2010). Kurul ayrıca gelişmiş ülkeleri, gelişmekte olan ülkelere güvenli su sağlamaları için uluslararası yardım ve işbirliğinde bulunmaya çağırdı (United Nations, 2010; Barlow, 2015). 8 Nisan 2011'de BM İnsan Hakları Konseyi, 16/2 sayılı karar ile; insan hakkı olan suyun ve hıfzıssıhhanın uygun yaşam standardına sahip olmaktan ve yaşam ve insan onuru hakkından kaynaklandığını belirtti. Ayrımcılık yapmama ve cinsiyet eşitliği ilkelerine uymak da dahil olmak üzere hassas ve marjinal gruplara mensup kişilere özel dikkat göstermenin öneminden bahsetti. Bu hakların gerçekleştirilmesi konusundaki birincil sorumluluğun hükümetlere ait olduğunu belirtti. Bu karar ile; su ve hıfzıssıhha hakkının bir insan hakkı olduğu, yani yasal olarak uygulanabilir ve ihlal edildiği takdirde yargı yolu açılabileceği

görülmektedir (United Nations Human Rights Council, 2011; Barlow, 2015; Kamara,2017).

Su hakkı bir insan hakkı olarak değerlendirilirken suya ait olan gereklilikler dikkate alınmalıdır. Bu gerekliliklerin ortak özelliği feda edilemez olmalarıdır. Bunlar;

*Yeterlilik: Herkes içme, kişisel temizlik, kıyafetlerin yıkanması, yiyecek hazırlama ve ev temizliği gibi kişisel ve evsel kullanım için sürekli ve yeterli suya ihtiyaç duymaktadır. DSÖ'ne göre, temel ihtiyaçların karşılanması için günde kişi başına 50-100 litre suya ihtiyaç vardır.

*Güvenli olması: Kişinin sağlığına tehdit oluşturan mikroorganizmalar, kimyasal maddeler ve radyolojik atıkları içermeyen güvenli suyun sağlanması gerekir. Ayrıca güvenli ve yeterli sanitasyon olanaklarına ihtiyaç vardır. Fiziksel olarak güvenli, atık su ve kişisel çıkartıların ortamdan uzaklaştırıldığı hijyenik tuvaletler gereklidir. Güvenli sanitasyonun sağlanması için ayrıca hijyen eğitimi ve tanıtımı önemlidir.

*Kabul edilebilirlik: Su, kişisel veya evsel kullanım için kabul edilebilir bir renk, koku ve tatta olmalıdır. Su ve sanitasyon hizmetleri kültürel ve sosyal olarak kabul edilebilir olmalı, cinsiyet, yaşam tarzı ve gizlilik gereksinimlerine duyarlı olunmalıdır.

*Fiziksel olarak erişilebilirlik: Herkes, hanenin, eğitim kurumunun, işyerinin veya sağlık kuruluşunun içinde veya yakınında fiziksel olarak erişilebilen bir su alma hakkına sahiptir. DSÖ'ne göre, su kaynağının evden uzaklığı 1000 metreden az mesafede olmalı ve suyu eve taşıma süresi 30 dakikayı aşmamalıdır.

*Ödenebilirlik: Su tesislerine ve hizmetlerine herkes (en yoksul dahil) uygun fiyatla erişebilmelidir. Su masrafları hane halkı gelirinin %5’ini geçmemeli, ailenin gıda, konut, sağlık hizmetleri, eğitim gibi diğer temel mal ve hizmetleri edinme kapasitelerini etkilememelidir. (UNW-DPAC and WSSCC, 2014; United Nations Human Rights Council, 2010)

Suyun teknoloji ve ekonomi için kullanımı ile suyun insanın sağlıklı yaşaması için kullanımı arasında etik açıdan fark bulunmaktadır. Suyun durumu insanlar arasındaki paylaşımını etkileyecektir, ne yazık ki gelişmiş ülkeler diğer ülkelerden daha fazla su kullanmaktadır. Suyun yönetiminde kurum ve kuruluşların insanın ihtiyacı olan suya ulaşması için etik farkındalığının yüksek olması gerekir (Ögenler ve Okuyaz, 2017; Weinmeyer ve ark., 2017). Olanakların kısıtlı olduğu yerde etkilenen etik ilke, adalet ilkesidir. Toplumdaki farklı grupların olanakların kısıtlılığından etkilenmemesi, su gibi yaşamsal bir

maddenin gereklilikleri adalet ilkesinin sağlık ve sağlık hizmeti açısından değerlendirilmesini zorunlu kılar (Whitehead, 2001). Ancak sınırlı su kaynağı varlığında insan sağlığı olumsuz etkileneceği için yaşama saygı, yarar sağlama, zarar vermeme gibi ilkeler de göz önünde bulundurulmalıdır. Bu durumda karar vericinin ve insan sağlığından direk sorumlu olan hekimin etik farkındalığının ve duyarlılığının olması, herkesin hakkı olan suya erişiminin sağlanmasında ön koşuldur (Ögenler ve Okuyaz, 2017; Norling A, 2017; Kamara, 2017).

Amaç

Tıp Etiği birincil olarak tıp uygulamalarından kaynaklanan konulara odaklanır. Bu çalışmanın amacı bir insan hakkı olarak su hakkını tıp etiği ilkeleri bakış açısından değerlendirmektir.

Tıp etiği ve su hakkı

Tıp etiği, insan haklarındaki gelişmelerden büyük ölçüde etkilenmiştir. Birçok ahlaki geleneğe sahip çoğulcu ve çok kültürlü bir dünyada uluslararası insan hakları sözleşmeleri, hekimin uygulamalarında tıp etiği için ulusal ve kültürel sınırların ötesinde kabul edilebilir bir temel sağlayabilir. Hekimler insan hakları ihlali sayılabilecek suyun yönetimindeki hatalardan kaynaklanan sağlık sorunları ile uğraşmak durumunda kalabilirler. Ayrıca sağlık hizmeti almanın bir insan hakkı olup olmadığı tartışmasından oldukça etkilenirler; çünkü bu soruya her ülkede verilen yanıt kimin sağlık hizmetine erişebileceğini büyük çapta belirler (Tıp etiği el kitabı, 2015). Dolaylı yoldan insanın sağlığının korunmasında ve tedavisinde yer alan suya ait olan gerekliliklerin yerine getirilmesi insan hakkı tartışması içinde yer almaktadır. Bu durum insan hakkı olarak suyu tıp etiğinin konusu haline getirmektedir.

Tıp etiği hekimin sağlık hizmeti sunumu sırasında, genelde hekimlerin su kirliliğini önlemede ve kirli su tüketiminden zarar gören hastaları tedavi etmedeki rollerini açık bir şekilde ele almamaktadır. Bununla birlikte tıp etiği hekimin topluma karşı görevi; hekimlerin koruyucu sağlık hizmetleri ve toplum sağlığının teşviki ve geliştirilmesindeki rolünü ve yalnızca bireylere değil risk altındaki populasyonlara da yükümlülüklerini içine alır (Norling A, 2017; AMA Code of Medical Ethics; Tıp etiği el kitabı, 2015; Kamara, 2017).

Temel insan haklarıyla birlikte ele alınması gereken bütün değerler, tıp etiğinin temel ilkeleriyle uyum sağladığı için insanın hak olarak

sağlık hizmetine ulaşımını sağlar. Kısaca yaşama hakkı ve bir ülkedeki farklı gruplardaki insanların kamu ve sağlık hizmetlerine eşit erişimi hem tıp etiği hem de insan haklarının temel ilkeleri arasında yer almaktadır (Tıp etiği el kitabı, 2015).

Birçok durumda hekimler sağlık hizmeti sunumunda kendi başlarına karar verir ancak başka hekimlerin karşılaşılan bu gibi durumlarda nasıl davrandığı konusunda bilgi sahibi olmaları onların karar verme sürecine yardımcı olacaktır. Deontoloji kuralları, etik kodlar ve yasal düzenlemeler hekimlerin doğru eylemi yapmalarında yol göstericidir, genel kabul hekimlerin bu düzenlemelere saygı göstermeleridir. Ancak esas hekimden beklenen bu tür yasal düzenlemelere uymalarından daha çok vicdan sahibi olarak hareket etmeleridir. Meslek eğitimi sırasında hekim adaylarına, hekimin insan haklarına uygun davranması gerektiği konusu bilgi ve beceri olarak kazandırılmaya çalışılmaktadır (AMA Code of Medical Ethics; Tıp etiği el kitabı, 2015; Kamara,2017).

Hekimler kamu ve toplum sağlığını geliştirmek ve önleyici hizmetlere erişimi sağlamak için sivil toplum örgütleri de dahil olmak üzere tüm kurum ve kuruluşlarla ilişki içinde olmalıdır. Ayrıca hekim, sağlık hizmeti sunumu görevini yerine getirirken, hastaların sağlığını etkileyebilecek çevresel faktörleri anlamalı ve değerlendirmelidir. Çevresel faktörler suyun kirlenmesi, eşit olmayan dağılımı, içme ve kullanım için temiz suya ulaşım gibi çeşitlidir. Hekimin hastasına yardımcı olabilmek için sosyokültürel çevresini anlayacak şekilde hastası ve içinde yaşanılan toplum ile etkili iletişiminin olması gerektiği açıktır. İnsan hakkı olarak suya ulaşılmasında hekim tıp etiği bağlamında önemli bir rolünün olduğunun farkına varırsa iletişimi gerçekleştirebilecektir (Tıp etiği el kitabı, 2015; Kamara, 2017). Kirlenmiş suyla karşılaşan nüfusun sorunlarını ele almak için önemli olan hekimin bu konuda duyarlı ve farkında olarak çözüme katılımıdır. Bu sadece su kirliliği sonucunda hasta olan kişileri tedavi etmeyi değil, aynı zamanda risk altındaki toplulukların haklarını savunmayı, gerektiğinde yetkilileri bilgilendirmeyi de içermektedir. Hekimler suyun kullanımındaki adaletsizlikten dolayı olumsuz etkilenmesi muhtemel grupların tespiti için tüm araştırmaların içinde yer almalıdır. Hekimler sağlık hizmeti sunumundan faydalananlar arasından eşitsizliğin giderilmesi için tıp etiği ilkelerine uygun bir şekilde eylemler gerçekleştirmek zorundadır (Whitehead, 2001; Tıp etiği el kitabı, 2015; Reynolds K.A. ve ark., 2008).

Su kaynaklarından etkin ve verimli faydalanabilmek için, yasal ve ekonomik yaptırımların yanında etik bilincin de geliştirilmesi gerekmektedir (Ögenler ve Okuyaz, 2017). Su etiği bilincinin suyun

yönetimi açısından tıp etiğinden farklı olduğu düşünülebilir. Tıp etiği açısından değerlendirildiğinde halkın sağlığını olumlu yönde etkileyecek şekilde suyun verimli ve eşit yönetimi tıp etiği ilkelerinin karar alma sürecine katılmasıyla gerçekleşecektir (Kamara, 2017). Çalışmamızın amacı doğrultusunda; hekim tarafından karar alma sürecinde tıp etiği açısından, temiz su olmadığında sağlık hizmeti sunumunun hastanın tedavisi ve korunması açısından nasıl olacağının düşünülmesinin bir zorunluluk olduğu ileri sürülebilir.

Sonuç

Su insanın yaşamını sürdürmesi için mutlaka olması gereken bir maddedir. BM tarafından bir insan hakkı olarak kabul edilen ve bütün üye ülkelerin de altına imza attığı su hakkı, diğer temel insan hakları hükümlerinin, ayrılmaz ve bütünleyici bir parçasıdır. Yaşam hakkı, yeterli beslenme hakkı, konut hakkı, sağlık hakkı, eğitim hakkı gibi temel insan hakları su olmazsa sağlanamaz. Yeterli, güvenli, kabul edilebilir, fiziksel ve maddi olarak kolay erişilebilir suyun kişilere sağlanması tıp etiği ilkeleri açısından önem arz etmektedir. Hekimlerin toplumun sağlığını korumak ve geliştirmek konusundaki görevlerini yerine getirirlerken insan hakkı olarak su hakkını göz önünde bulundurmaları gerekmektedir. Bunun için tıp etiği eğitimi sırasında insan haklarına ek olarak su hakkının ayrı bir başlık olarak yer almasının gerekli olduğu düşünülmektedir.

Kaynaklar

AMA Code of Medical Ethics. Chapter 8: Opinions in Physicians & The Health of the Community. Erişim tarihi: 01.10.2018. Erişim adresi: https://www.ama-assn.org/sites/default/files/media- browser/code-of-medical-ethics-chapter-8.pdf

Barlow M (2015). Su Hakkımız: BM’nin Suya ve Hıfzıssıhhaya Dair İnsan Haklarını tanımasının beş yıl ardından gelişmelerin değerlendirilmesi Erişim tarihi: 16.02.2018. Erişim adresi: https://www.suhakki.org/docs/MaudeBarlow-SuHakkimiz-tr.pdf Dünya Tabipler Birliği. (2015). Tıp Etiği El Kitabı. Çev. Murat Civaner, Gözden geçirilmiş 3. Baskı. Erişim tarihi: 01.10.2018. Erişim adresi: https://www.ttb.org.tr/kutuphane/tip_etigi_2017.pdf Kamara, M. (2017). Clinicians’ Roles in Ensuring Access to Safe Water. AMA J Ethics 19(10):966-969.

Norling A. (2017). Code of Medical Ethics’ Opinions Related to Physicians’ Roles in Safe Drinking Water Access. AMA J Ethics 19(10):999-1000. doi: 10.1001/journalofethics.2017.19.10.coet1- 1710.

Ögenler, O., Okuyaz, S. (2017). Suyun Durumu Hakkında Kısa Bir Değerlendirme - A Brief Evaluation About Water Circumstance in Turkey. Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Lokman Hekim Tıp Tarihi ve Folklorik Tıp Dergisi 7(3): 166-177.

Reynolds, K.A, Mena, K.D, Gerba, C.P. (2008). Risk of waterborne illness via drinking water in the United States. Rev Environ Contam Toxicol. 192:117-58.

United Nations Committee on Economic, Social and Cultural Rights (2002). General Comment 15. Erişim tarihi: 01.10.2018. Erişim adresi:

http://www.unhchr.ch/tbs/doc.nsf/0/a5458d1d1bbd713fc1256cc40038 9e94/$FILE/G0340229.pdf

United Nations, Office of the High Commissioner for Human Rights (OHCHR), United Nations Human Settlements Programme (UN- HABITAT), World Heath Organization (WHO) (2010). The Right to Water, Fact Sheet No. 35. Erişim tarihi: 01.10.2018. Erişim adresi: http://www.ohchr.org/Documents/Publications/FactSheet35en.pdf United Nations (2010). United Nations General Assembly, A/RES/64/292. Resolution adopted by the General Assembly on 28 July 2010. The human right to water and sanitation Erişim tarihi:

01.10.2018. Erişim adresi:

http://www.un.org/ga/search/view_doc.asp?symbol=A/RES/64/292 United Nations Human Rights Council, A/HRC/15/31 (2010). Report of the independent expert on the issue of human rights obligations related to access to safe drinking water and sanitation, Catarina de Albuquerque. Erişim tarihi: 01.10.2018. Erişim adresi: http://digitallibrary.un.org/record/686179/files/A_HRC_15_31-

EN.pdf

United Nations Human Rights Council, A/HRC/RES/16/2 (2011). United Nations General Assembly, 16/2 The human right to safe drinking water and sanitation. Erişim tarihi: 01.10.2018. Erişim adresi: https://documents-dds-

ny.un.org/doc/RESOLUTION/GEN/G11/124/85/PDF/G1112485.pdf? OpenElement

United Nations-Water Decade Programme on Advocacy and Communication (UNW-DPAC) and Water Supply and Sanitation

Collaborative Council (WSSCC) (2014). The Human Right to Water and Sanitation. Media brief. Erişim tarihi: 08.02.2018. Erişim adresi: http://www.un.org/waterforlifedecade/pdf/human_right_to_water_and _sanitation_media_brief.pdf

Weinmeyer, R., Norling, A., Kawarski, M., Higgins, E. (2017). The Safe Drinking Water Act of 1974 and Its Role in Providing Access to Safe Drinking Water in the United States, AMA J Etik 19 (10): 1018- 1026. doi: 10.1001 / journalofethics.2017.19.10.hlaw1-1710.

Whitehead, M. (2001). Eşitlik ve Sağlık: Kavram ve İlkeler. Türk Tabipleri Birliği.

WHO (2014). Preventing diarrhoea through better water, sanitation and hygiene: exposures and impacts in low- and middle-income countries. Erişim tarihi: 01.10.2018. Erişim adresi: http://apps.who.int/iris/bitstream/handle/10665/150112/978924156482 3_eng.pdf;jsessionid=514E069C112E1C92A080E11678E9920E?sequ ence=1

WHO (2017). Progress on drinking-water, sanitation and hygiene: Infographics. Erişim tarihi: 01.10.2018. Erişim adresi: http://www.who.int/water_sanitation_health/monitoring/coverage/jmp -update-2017-graphics/en/

OTOMATİZE İDRAR ANALİZİ VE MANUEL