• Sonuç bulunamadı

3.3. Habere Dayalı Delillendirme Konuları

4.1.2. Allah’ın Sıfatları

4.1.2.2. Subutî Sıfatlar

4.1.2.2.7. Tekvin

Lügatta yaratmak, yokluktan varlık sahasına çıkarmak manalarına gelmektedir.4 Allah’ın sıfatı olarak tekvin; icad özelliğine sahip, mümkin varlıklara taalluk etmekte olup onları yoktan varlık sahasına çıkmasını sağlayan bir sıfattır.5 Bu sıfat yaratmak, en güzel şekilde yaratmak, yapmak, yaşatmak, öldürmek, rızıklandırmak, nimet vermek ve azap etmek gibi bütün fiili sıfatların tamamını içermekte olup bunların esası konumundadır.6

1 Yüksel, Sistematik Kelâm, s. 52.

2 Semerkandî, Mea’rif, C. II, s.1169.

3 Gazâlî, el-İktisad fi’l İtikad, s. 84 85.

4 İbn Manzur, Lisânu’l-Arab, C. XIII, s. 363-368

5 İzmirli, Yeni İlmi Kelâm, s. 371-372.

6 Özler, “İlahi İsim ve Sıfatlar” , s. 241.

Eş’arîler tekvin sıfatını müstakil bir sıfat olarak görmemektedirler. Eş’arî’ye göre bu sıfat kudret sıfatının hâdis olana taallukudur. Hakiki sıfat olmayıp, kudret sıfatına racidir.1 Mâturîdîlere göre ise bu sıfat Allah’ın zatı ile kaim, ezeli subuti ve müstakil bir sıfattır.2

Mâturîdîler Allah’ın yaratma/قيلخت, rızık verme/قيزرت, diriltme/ ءايحإ, öldürme/

ةتامإ, en güzel şekilde meydana getirme/ عادبإّ وّءاشنإ, yapma/عنص vd. fiillerini tekvin sıfatıyla ifade etmişler ve bunun da Allah’ın zatıyla kaim subuti bir sıfat olduğunu söylemişlerdir.3

Biz bu bağlamda kudret ve tekvinin birbirinden farklı iki sıfat olduğu olduğunu düşünüyoruz. Çünkü kudret ve irade etkisi bulunmaksızın âlemin var olmasında yeterli değildir. İşte etki dediğimiz şey tekvindir. Ayrıca tekvin kudrete bağlıdır. Dolayısıyla o kudretin, icad durumunda makdura taallukudur. Bu da zorunlu olarak kudret olmaksızın taalluk edemez. Hâlbuki kudret tekvine bağlı değildir. Sıfatların bu özelliği o ikisinin birbirinden farklı olduğunu gösterir.4

Kur’an’da Allah’ın her şeyin yaratıcısı olduğunu belirten birden çok ayet bulunmaktadır.5 Kur’an, Allah’ın varlığını âlemde yarattığı varlıklar üzerinden delillendirmiştir. Yaratılanların tek başına olamayacağı, kendi düzenlerini kendileri meydana getiremeyeceğinden dolayı bu delillerden yola çıkarak yaratıcı ilahın varlığında karar kılmanın mümkün olduğunu gösteren birden çok ayet bulunmaktadır.

Allah’ın sadece ol demesiyle her şey oluşmaktadır.6 O, Allah Teâla’nın gökleri ve yeri yoktan yarattığını, her şeye en güzel şeklini verdiğini, gerçek yaratıcının kendisi oluduğunu ve yaratma eylemini asla kesintiye uğratmadığını da haber vermektedir.

İnsanların yaratılışı da O’nun her şeyi yaratmasına örnek olarak sunulan delillerdendir.

Onun bir alakadan yaratılması, huzur bulsun diye ona eş verilmesi de Allah’ın fiilerindendir. Hayvanları da sonsuz faydalarla yaratan O’dur. Hayvanların, göklerdeki ve yerlerdeki nizamve onların örneksiz bir şekilde yaratılması Allah’ın yaratmasıyla olmuştur. 7

1 İzmirli, Yeni İlmi Kelâm, s. 372.

2 Nesefî, Tabsirâtü’l-Edille, C. I, s. 402; Sâbûnî, el-Bidâye fî Usûli’d-Din, s. 86.

3 Nesefî, Tabsirâtü’l-Edille, C. I, s. 400.

4 Semerkandî, Mea’rif, C. II, s. 1161.

5 En’âm 6/101; Ra’d 13/16; Furkân 25/2; Mü’min 40/62.

6 Mü’min 40/68; Nahl 16/ 40.

7 Bkz. Yâsîn 36/71, 82; A'râf 7/185; Mü'min 40/ 67; Bakara 2/117.

Lugatta yiyecek, giyecek ve faydalanılan her şey, yağmur,1 dünya ve ahiretteki bağış, kısmet, pay, mideye ulaşan ve onunla beslenilen her şey olan rızık,2 terim olarak Allah’ın canlılara hayatlarını sürdürebilmeleri için verdiği maddi ve manevi nimetlerdir.3

Allah Teâla’nın tüm canlı varlıkların rızkını vermesi de tekvin sıfatının ilgi alanının içerisindedir. O’nun fiili olarak kullarına rızık vermede çok lütufkâr davrandığı Kur’an ayetleriyle sabittir.4 İnsan, rızkını aramak konusunda gerekli çalışmaları yapar ve sonra yaratıcıya tevekkül ederse O da onu sonsuz nimetleriyle rızıklandırır. Çünkü O, Rezzak ismiyle müsemmadır.

Rızık üç kategoride değerlendirilebilir;

a. Dar manasıyla insan bedeninin gücünü ve dolayısıyla hayatın devamını sağlayan gıdalardır.

b. Geniş anlamıyla, Allah'ın insana verdiği, yararlansın veya yararlanmasın insanın elinde bulundurduğu mal ve mülktür.

c. İktisadi anlamda da insan hayatının devamı için kullanılan, hatta insan elde etsin veya etmesin evrende potansiyel olarak bulunan, insanlığın istifadesine sunulabilecek mal ve kaynakların tamamına rızık adı verilebilir. Bu anlamda rızık iktisadi hayatın objesi olmakta ve iktisat ilmindeki kaynak teriminin ilahi boyutunu da içeren bir karşılığı olarak kullanılmış olmaktadır. Kur'an-ı Kerim'in rızık kelimesini sadece dar anlamda değil, geniş kapsamlı kullanışı konuya ışık tutmaktadır.5

Kelâm âlimlerinin rızık konusunda farklı anlayışları bulunmakla birlikte onlar tüm rızkı verenin Allah Teâla olduğu hususunda ittifak halindedirler. Yani Allah rızık vermeyi kestiği anda başka hiçbir kimsenin rızık verme yetkisi yoktur.6 Kur’an’da Allah’ın insanlardan dilediğine rızkını bol vermesi, dilediğinden ise kesmesi onun delillerinden biri olarak sunulmuştur. Hatta rızık olarak nitelendirilen yiyecekler ve yağmur da onun delilleri arasındadır. Rızkı olmayan canlı bulunmamaktadır. Çünkü Allah Teâla yarattığı her canlılını rızkını kendi üzerine yazmıştır. Bu kadar çok canlıya

1 İbn Manzur, Lisânü’l-Arab, C. X, s. 115-116.

2 Rağıb el-İsfehanî, el-Müfredat fi Garibi'l-Kur'an, s. 257-258

3 Topaloğlu-Çelebi, Kelâm Terimleri Sözlüğü, s. 261.

4 Şûrâ 42/19:

ّ ُزي ۪زَعْلاُّّيِوَقْلاَّوُهَوّ ًُۚءآَ۪شَيّ ْنَمُّقُزْرَيّ ۪هِداَبِعِبّ في ۪طَلُّ ٰ َاللّ

“Allah kullarına çok lutufkârdır, dilediğini rızık verir. Güçlü ve üstün olan da O’dur.”

5 Mert, Muhit, “Klasik Bir Kelâm Problemi Olarak Rızk Kavramanın Tanımları Ve Bu Tanımların İçerdiği Problemler”, AÜİFD, S. 45/1, s.18-19, ss.1-19, Ankara 2005.

6 Mülk 67/21.

rızk sağlayan büyüklüğü tartışılmayacak kadar üstün bir varlık olmalıdır. Bu da yaratıcı olan Alllah’tır.1

Allah’ın hayatı ve ölümü yaratması da onun fiilleri arasında olup bu da tekvin sıfatını ilgilendirmektedir. Nitekim o, “Allah, ölüm vakitleri geldiğinde insanları vefat ettirir, ölmeyenleri de uykularında ölmüş gibi yapar. Ölümüne hükmettiklerini tutar, diğerlerini ise belli bir süreye kadar (hayata) salar. Kuşkusuz bunda iyice düşünenler için dersler vardır”2 ayetiyle insanın hayatının başından sonuna kadar her anında ve her merhalesinde müdahalede bulunduğunu belirtmektedir.

Bu ayette de bildirildiği üzere hayatı ve ölümü yaratan, canlıları yaşatan ve öldüren Allah'tır. Bu sebeple insan için çok önemli bir hadise olan ve onun iradesi dışında meydana gelen ölüm eyleminin gerçekleştirilmesi Allah’a nisbet edilmiştir.

Ayrıca ölüm, insanın ahiret hayatına hazırlanması bakımından ders verici ve ibret alınması gereken bir olaydır. Bununla birlikte insanın ölümü başka canlıların ölümünden farksızdır. Hayvanların ölümü insanın ölümüne benzerken, bitkiler de kuruyup çürüyerek ölmektedirler. Bu nedenle her türlü canlının ölmesi Tanrı’ya ulaşma bakımından bir ibret olabilmektedir. Şüphesiz insanın ölümü mutlak yokluk olmayıp ebedi ve daha yüksek bir hayata geçiştir.