• Sonuç bulunamadı

Gökten Yağmur Yağdırılması / ّ ءاَمِّءاَمَّسلاّ َنِم

3.2. Hislere Dayalı Delillendirme Konuları

3.2.9. Gökten Yağmur Yağdırılması / ّ ءاَمِّءاَمَّسلاّ َنِم

Su, hayatın devam etmesi için en gerekli ve vazgeçilmez bir unsurdur.

Yeryüzündeki yaşayan tüm canlılar, toprak ve bitkiler onun sayesinde hayatlarını devam ettirmektedirler. Kuru toprağı canlandıran su, sürekli döngüsel olarak yer ve hal değiştirmektedir. Kesintisiz olarak değişen bu sisteme çevrim adı verilmektedir.

Havada her zaman su bulunmakta olup suyun bu hali deniz ve ırmaklardaki halinden farklıdır. Havada buhar şeklinde bulunan suyun bulutları oluşturması, bu bulutlardan yağmurun oluşumu ve yeryüzüne bu yağmurla suyun inmesi Allah’ın yeryüzünde yarattığı harikulade çevrim sisteminin sonucudur.1 Bu çevrimi, yağmurun üç aşama sonucunda oluştuğunu anlatan ayetle2 ilişkilendirmek mümkündür.

Birinci aşamada bulutlar rüzgârların itmesiyle sürülürler. Cumulanimbus adı da verilen bu bulutlar, rüzgârın küçük bulut parçalarını itmesiyle bir araya toplanırlar.

Bu olay Kur’an’da yağmurun müjdeleyicisi olarak rüzgârların delil olmasıyla anlatılmıştır.3

Bu aşamadan sonra ise küçük bulutlar toplanıp büyük bulutları oluşturmak üzere birleşirler. Birleşmeden sonra ise büyük bulutun içinde yukarıya doğru çekim kuvveti artar. Bulutun iç kısmındaki yukarı çekim kuvveti kenarlarında bulunanlara göre daha kuvvetli olmaktadır. Bu yukarı çekişler sonucunda ise bulutların hacmi dikey olarak büyür. Böylece bulutlar üstüste yığın oluştururlar. Dikey büyüme sonucu bulutun hacmi atmosferin daha serin yerlerine doğru uzanır. Sonrasında ise su damlacıkları ve dolu taneleri oluşur. Bunlar yukarı çekilip onları kaldıramayacağı

1 Kur’an Araştırmaları Grubu, Kur’an Hiç Tükenmeyen Mucize, s. 125.

2 Nur 24/43:

َّوْلاّىَرَتَفّ اماَكُرُّهُلَع ْجَيَّّمُثُّهَنْيَبّ ُفِّلَؤُيَّّمُثّ اباَحَسّي ۪جْزُيَّ ٰ اللّّ َّنَاَّرَتّْمَلَا

ّ ْنِمّاَهي۪فٍّلاَبِجّ ْنِمِّءآَ۪مَّسلاّ َنِمُّلِّزَنُيَوًّ۪ۚهِل َلِْخّ ْنِمُّجُرْخَيَّقْد

َِّۜراَصْبَ ْلْاِبّ ُبَهْذَيّ ۪هِقْرَبّاَنَسُّداَكَيّّ َُۜءآَ۪شَيّ ْنَمّ ْنَعُّهُفِرْصَيَوُّءآَ۪شَيّ ْنَمّ ۪هِبّ ُبي ۪صُيَفٍّدَرَب

“Görmez misin ki, Allah bulutları yürütür, sonra onları birleştirir, sonra onları üst üste binip yoğunlaşmış bulut kümesi haline getirir. Bu sırada bulut aralıklarından çakan şimşeği görürsün;

gökten, oradaki bulut dağlarından dolu yağdırır da bunu dilediğine isabet ettirir, dilediğinden de onu uzaklaştırır, bu arada şimşeğinin parıltısı neredeyse gözleri kör edecek.”

3 Rum 30/46.

kadar ağırlaştığı zaman bulutlardan yağış olarak çıkmaya başlar.1 Bu harikulade sistemin sonucu olan yağmur bize Kur’an’da delil olarak sunulmuş,2 “Korku ve ümit kaynağı olarak şimşeği size göstermesi, gökten yağmur indirip onunla yeryüzünü ölümünden sonra diriltmesi, onun (varlığının ve kudretinin) delillerindendir. Şüphesiz bunda aklını kullanan bir toplum için elbette ibretler vardır” ayetiyle de şimşek, insana yaratıcıyı tanıma konusunda ibret olarak gösterilmiştir.3

Şimşek, yıldırım sırasında oluşan oldukça parlak bir ışıktır. Büyük bir elektrik akımının meydana gelmesi sonucu oluşmaktadır. Çünkü bulutların elektrik taşıma gücü yüksektir. Bu yüzden havada daima bir miktar elektrik bulunmaktadır. Elektrik, bir kondansatör işi gören bulutlarda toplanır. Fırtınalı, kuru, sıcak havalarda nemli bulutlarda toplanan elektrik, buluttan buluta, ya da yere geçerken şimşek dediğimiz ışıklı bir iz bırakarak şiddetle patlar. İşte bu patlama sırasında oluşan gökgürültüsüdür.

Bu anda meydana gelen çakma ise şimşektir.4

Râzî’ye göre ise gök aynıdır. Aynı olduğu halde ondan iri taneler şeklinde yağmur yağmakta olup korkunç şimşekler çakmaktadır. Yer de bu şekildedir. O halde bu mahallin değişmemesine rağmen bu eylemleri meydana çıkarıp sonlandıran bir fail bulunmaktadır. O da Allahu Teâla’dır5

Râzî şimşeğin oluşumunu mucize diye nitelendirmektedir. Sadece hava ve sudan oluşan bulutta dağları yakabilecek kadar ateş çıkması son derece uzak bir ihtimal olarak görünmesine rağmen bu tür özelliğe sahip olması, onun mutlaka yaratıcı bir varlık tarafından meydana getirilmiş olduğuna bir delildir.6

Yağmurun delil olmasından bahseden “Allah gökten su indirdi de onunla yeryüzünü ölümünden sonra diriltti. Şüphesiz bunda dinleyecek bir toplum için bir ibret vardır”7 ayetinde de yeryüzünün kurak halinden yağmur sayesinde kurtulduğu bildirilmektedir.

Yeryüzü, yaz aylarında güneşin etkisiyle kurumaktadır. Daha sonra gelen mevsimler de ise yağmur yağmakta olup ayetin de anlattığı gibi onu diriltmekte ve ona

1 Al-Rehaili, Abdullah, This Is The Truth, Al- Haramain Islamic Foundation Editing And Publishing, yrs 1999, s. 60-61.

2 Fussilet 41/39, Bakara 2/164, Rum 30/24, Nahl 16/ 65, Tâhâ 20/ 53-54.

3 Rum 30/24:

َّمَّدْعَبّ َض ْرَ ْلْاِّهِبّ ۪يـْحُيَفّ ءآَ۪مِّءآَ۪مَّسلاّ َنِمُّلِّزَنُيَوّ اعَمَطَوّ افْوَخَّقْرَبْلاُّمُكي ۪رُيّ ۪هِتاَيٰاّ ْنِمَو

َّنوُلِقْعَيٍّمْوَقِلٍّتاَيٰ َلَّْكِل ٰذّي۪فّ َّنِاَّۜاَهِتْو

4 Yıldırım, İlmin Işığında Asrın Kur’an Tefsiri, C. IX, s. 4698-4700.

5 Râzî, Tefsîr-i Kebir, Ankara 1994, C. XVIII, s. 99.

canlılık vermektedir. Bunda canlılığın temel maddesi olan DNA, onun devam etmesini sağlayan DNA’daki glisant hidrojen adı verilen hidrojen köprüsüdür. Bu köprü sık sık değiştirilerek yeni bağlar kurar ve canlılığını aktarır. Bu hidrojen de yalnız suyun iyonlara ayrılması sırasında ortaya çıkan başka bir hidrojenle değiştirilmektedir. Susuz kalan bir canlı DNA’sını ve genetik şifresini korusa bile donmuş bir iskelet halindedir.

Canlılık belirtisi gösteremez. Ancak su ayrılan iyonlarından o canlıya hidrojeni verdiği zaman canlı şifre harekete geçebilir. Bu özellikler mikrop gibi canlılarda görülür. Daha gelişmiş olan canlılar doku düzeyleri susuzluktan bozulduğunda ise yeni su gelse de canlılıklarını bir daha kazanamazlar. Yağmur ne şekilde olursa olsun bitkilerin ve bakterilerin canlanma kaynağı olmaktadırlar.1

Allah gökyüzünü kendisinden yağmur yağacak tarzda yaratmış ve o yağmurla yerin canlanmasına sebep olmuştur. Burada yerin diriltmesi ise ekinler, ağaçlar, çiçekler ve hiçbir şekilde meyve vermeyen ağaçların meyve verir hale getirilerek canlandırılması anlamınadır. Böylece bitkiler insanların emrine ve menfaatine faydalı hale getirilmiştir. 2

Yağmur konusunda Allah’ın varlığına delil olacak başka bir husus da onun yeryüzüne belli bir ölçüde düşmesidir. Kur’an buna şu şekilde işaret eder:“Gökten bir ölçüye göre suyu indiren O´dur. Biz onunla (kupkuru), ölü memlekete hayat veririz.

İşte siz de böylece (mezarlarınızdan) çıkarılacaksınız.”3

Son yapılan araştırmalarda keşfedilen gerçeklerden biri de dünyaya her sene aynı ölçüde suyun yağmur olarak yağmasıdır. Bu miktar saniyede on altı-on yedi milyon ton arasında değişmektedir. Böylece Dünya’ya senede beş yüz trilyon tonun üzerinde yağmur yağmakta ve bir o kadar su da göğe doğru buharlaşmaktadır. Bu değerler her yıl sabittir. Yeryüzündeki ekolojik dengenin sağlanmasında bu miktarın sabitlenmesinin rolü büyüktür.4 Kur’an’ın delil olarak bunlardan bahsetmesi o zaman ki topluma bir şey ifade etmese de bilim ilerledikçe evrende bir denge olduğu, yasalarının Kur’an’ın ifadeleriylerle birebir örtüştüğü anlaşılmaktadır. Bu oran bize evrenin denge ve nizamını sağlayan bir yaratıcıya, herhangi bir şüpheye mahal olmaksınız götürebilir. Çünkü sistemin oturması çok uzun bir zamana ihtiyaç duyduğundan bunların teSadüfi olduğunu iddia etmek mümkün gözükmemektedir.

1 http://www.allah.web.tr/yagmurdaki-olcu.html

2 Râzî, Tefsîr-i Kebir, Ankara 1992, C. XIV, s. 267.

3 Zuhruf 43/11:

ّ َنوُجَر ْخُتَّكِل ٰذَكًّۚ اتْيَمّ ةَدْلَبّ ۪هِبّاَنْرَشْنَاَفّ ًٍۚرَدَقِبّ ءآَ۪مِّءآَ۪مَّسلاّ َنِمَّلَّزَنّي ۪ذَّلاَو

4 http://www.allah.web.tr/yagmurdaki-olcu.html