• Sonuç bulunamadı

3.2. Hislere Dayalı Delillendirme Konuları

3.2.12. İnsanın Yaratılışı / ناَسْنِلإاُّقْلَخ

Kur’an’da insanın yaratılışı Allah’ın varlığına, birliğine, sıfat ve isimlerine hatta tüm inanç esaslarına yansıyacak şekilde delalet eden en önemli argümanlardan biridir. İnsan yaratılışındaki ince hikmetler vasıtasıyla kendi nefsinden yola çıkarak yaratıcının eserlerini görmeye başlar. Ayrıca insanın gizemi keşfedildikçe Allah’ın sanatının üstünlüğü ortaya çıkmaktadır.

Biz konumuz dahilinde çok fazla detaya girmeden insan unsurunun ne şekilde delil olabileceğine temas edeceğiz. İnsanın topraktan yaratılması Allah’ın kudretinin delilleri olarak anlatılmaktadır. Bu yaratılıştan bahseden ayetlerin bazılarında insanın ana maddesi su1 olarak verilirken, bazılarında ise onun topraktan yaratıldığı ifade edilmiştir.2

Bu ifadelerdeki farklılık birçok şekilde yorumlanabilir:

a. Öncelikle ilk insan topraktan, diğerleri ise ilk insanın sıvı olan menisinden yaratılmıştır.

b. Ayetlerde bahsedilen su ikinci asla işaret etmektedir. Gıda olan toprak, bitkiler vasıtasıyla sıvı haline gelerek meniye dönüşür ve o meniden de insan yaratılır.

c. İnsanın toprak ve su olmak üzere iki aslı vardır. Çünkü toprak ancak su sayesinde canlanır.3

Bu açıklamaları ortaya koyduktan sonra bilimlerin gelişmesi sayesinde yapılan araştırmalarda insan vücudunun ve toprağın içerdiği maddelerin tamamen aynı olduğu ortaya çıkmıştır. Bu maddeler alimünyum, demir, kalsiyum, oksijen silikon, sodyum, potasyum, magnezyum, hidrojen, klor, iyot, manganez, kurşun, fosfor, bakır, gümüş, karbon, çinko, kükürt ve azottur.4

İnsanın yaratılmasına malzeme olan toprak faydalı ve kendisinden menfaat temin edilen temiz bir unsurdur.5 Bunun hikmeti insana en uzak varlığın toprak olduğu

1 Furkân 25/34; Mürselât 77/20.

2 Rum 30/20:

ٍّباَرُتّ ْنِمّْمُكَقَلَخّ ْنَآّ۪ ۪هِتاَيٰاّ ْنِمَو

َّنوُرِشَتْنَتّ رَشَبّْمُتْنَاّآَ۪ذِاَّّمُث

“Sizi topraktan yaratması, O'nun (varlığının ve kudretinin) delillerindendir. Sonra bir de gördünüz ki siz beşer olmuş (çoğalıp) yayılıyorsunuz.” Bkz. Fussilet 41/53; Câsiye 45/4 vd.

3 Râzî, Tefsîr-i Kebir, Ankara 1994, C. XVIII, s. 92.

4 Dorman, Allah’ın Parmak İzi, s. 99.

5 Mâturîdî, Te’vîlatü’l-Kurân, C. XI, s. 168-169.

intibaıdır. Çünkü o kuru ve soğuktur, fakat insan canlı, parlak ve sıcaktır. Allah’ın, bu şekilde kendisine çok uzak olan varlıktan insanı yaratması onun varlığına delildir.1

Kur’an’da insanın yaratılışından bahseden ayetlerde onun yalnız kalmaması için kendi türünden eşler verildiğine değinilmiştir.2 Çünkü Allah, eşleri huzur bulsunlar diye yaratmıştır. Bazıları cinsi münasebetle sevgiyi, çocukla da şefkati yarattığını söylerken, bazıları ise tarafların birbirlerine ihtiyacını muhabbet, eşinin kendine olan ihtiyacını ise rahmet olarak adlandırmışlardır.3 Dolayısıyla farklı iki cinsten olan canlıların birbirleriyle sükûnet bulması ve kalplerinin birbirine meyletmesi düşünülemez.4

Ayrıca insanların renklerinin ve dillerinin farklı olması da onun delil olarak sunulmasının başka bir yönüdür.5 Allah’ın kudretinin tecellilerinden biri de insanları farklı farklı yaratmasıdır. İnsanlar yaratılış olarak kollara, bir gövdeye ve diğer uzuvlara sahip olmalarına rağmen birbirinden farklıdırlar. İnsanın derisine renk veren melaninin ihtiva ettiği melenosom ismindeki hücre içi organiklerin sayısı, büyüklük ve dağılışının farklı olması onların renklerine yansımaktadır.6 Ayrıca insanların sayılarının çok toplumların ve miktarlarının hacminin küçük olmasına rağmen birbirlerine benzememesi bu farklılığın diğer bir yönüdür.7

İnsanların konuştukları lisanları da birbirinin aynı değildir. Allah her millete belli bir sayıyla sınırlanması mümkün olmayan birbirinden farklı birçok harfle konuşabilme kabiliyeti vermiştir. Ayrıca O, her millete kendi karakterine özgü harfler ve terkipleri öğretmiştir.8 Lisanların farklı olması bilimsel araştırmaların hızlı ve başarılı olmasını ve milli duyguların gelişmesini sağlamıştır. Ayrıca diller aynı olsaydı ülkelerin uzaklığı ve farklı kültür yapısına göre farklı lehçe ve telaffuzlar olacaktı ve aynı dil olmasına rağmen anlaşmak zorlaşacaktı. Her millet kendi telaffuzunun doğru

1 Râzî, Tefsîr-i Kebir, Ankara 1994, C. XVIII, s. 90-91.

2 Yazır, Hak Dini Kur’an Dili, C. V, s. 3811-3812.

3 Mâturîdî, Te’vîlatü’l-Kurân, C. XI, s. 170-171.

4 Râzî, Tefsîr-i Kebir, Ankara 1994, C. XVIII, s. 94.

5 Rum 30/22:

ّْلِلٍّتاَيٰ َلَّْكِل ٰذّي۪فّ َّنِاّ َْۜمُكِناَوْلَاَوّْمُكِتَنِسْلَاّ ٌُ َلِْت ْخاَوِّضْرَ ْلْاَوِّتاَو ٰمَّسلاُّقْلَخّ ۪هِتاَيٰاّ ْنِمَو

َّني ۪مِلاَع

“Göklerin ve yerin yaratılması, dillerinizin ve renklerinizin farklı olması da onun (varlığının ve kudretinin) delillerindendir. Şüphesiz bunda bilenler için elbette ibretler vardır.”

6 Yıldırım, İlmin Işığında Asrın Kur’an Tefsiri, C. IX, s. 4696.

7 Râzî, Tefsîr-i Kebir, Ankara 1994, C. XVIII, s. 96.

8 Okşar, Şemsüddin es-Semerkandî’nin İlmü’l Âfâk ve’l- Enfüs Adlı Eseri, s. 140.

olduğunu söylediğinde kargaşa meydana gelirdi.1 Çeşitlilik ve farklılık bunları yaratan Allah’ın kudretini, ilim ve sanatındaki derinliğini göstermektedir.2

Kur’an’ da Allah’ın varlığının delillerinin insana afak ve enfüste gösterileceğine değinilmiştir.3 Afaktaki deliller felek, yıldızlar, gece ve gündüz, ışıklar ve diğer harici varlıklardır. Nefisteki ayetler ise yavruların, ceninlerin, ana rahminin karanlıkları içerisinde nasıl oluştukları ve o enteresan uzuvların ve akıl almaz terkiplerin nasıl meydana geldikleridir.4

İnsan gerçekten çok farklı merhalelerden geçerek yaratılmıştır. Bazı ayetlerde özellikle ahiret gününü inkâr edenlere karşı onun geçirdiği merhaleler tek tek sıralanarak belirtilmiştir.5 “Ey insanlar! Öldükten sonra dirileceğinizden kuşku duyuyorsanız şunu unutmayın ki, biz sizi topraktan, sonra nutfeden, sonra alakadan, sonra belli belirsiz et parçasından yarattık ki size (kudretimizi) açıkça gösterelim ve biz dilediğimizin rahimlerde belirli bir vakte kadar kalmasını sağlarız, sonra sizi bebek olarak çıkarırız ki daha sonra yetişkinlik çağınıza erişesiniz. İçinizden kimi erken vefat ettirilirken kimi de önceden bildiklerini bilmez hale gelinceye kadar ömrün en düşkün çağına eriştirilir. Öte yandan yeryüzünü kupkuru ve cansız görürsün;

üzerine yağmur indirdiğimizde ise (bir de bakarsın) canlanıp kabarır ve her cinsten güzel bitkiler çıkarır” ayeti buna örnektir.

İnsanın yaratılışı incelendiği zaman bunun harikulade bir şey olduğu ortaya çıkmaktadır. Başlangıçta erkek ve kadın olarak yaratılan insanlar aralarına konulan sevgi ve muhabbetle birbirlerine çekici görünmektedirler. Cinsel istekle yakınlaşma esnasında erkeğin spermi kadının rahmine yerleşir.6 Bundan sonra insan rahme tutunur ve üç karanlık evreyi anne karnında geçirir. Bu evreler şu şekilde oluşmuştur; erkeğin spermi; rahim duvarına asılan alakaya, alakadan mudgaya, mudgadan iskeleti oluşturan kemiklere, sonra kemiklerin üzerini kaplayan kaslara dönüşür. Daha sonra

1 Yıldırım, İlmin Işığında Asrın Kur’an Tefsiri, C. IX, s. 4697-4698.

2 Yazır, Hak Dini Kur’an Dili, C. V. s. 3813.

3 Fussilet 41/53:

يِفّاَنِتاَيٰاّْمِهي ۪رُنَس

ّْيَشِّّلُكّىٰلَعُّهَّنَاَّكِّبَرِبّ ِفْكَيّْمَلَوَاّ َُّۜقَحْلاُّهَّنَاّْمُهَلّ َنَّيـَبَتَيّىٰ تَحّْمِهِسُفْنَاّي۪۪ٓفَوِّقاَفٰ ْلْاّ

ّ دي ۪هَشٍّء

“Varlığımızın delillerini, (kâinattaki uçsuz bucaksız) ufuklarda ve kendi nefislerinde onlara göstereceğiz ki, o Kur'an'ın gerçek olduğu onlara iyice belli olsun. Rabbinin, her şeye şâhit olması yetmez mi?”

6 Gazâlî, Yaratılış Hikmetleri, s. 45.

gözlerin ve kulakların oluşma devrelerine, beyin, omurilik ve sinirlerinin teşekkülüne, akciğer, karaciğer ve kalbin oluşumuna ve nihayet insan vücudunu ayakta tutan çeşitli boy ve şekillerdeki büyüklü ve küçüklü kemiklerden, eklemlerden vücuda güç veren ve hareket etmesini sağlayan öteki kemik ve kaslara kadar insan bedenine evrilir.1 Sıvı bir meniden bedene dönüşürken böyle aşamalardan geçen insanın tasarımının ancak yüce bir varlık tarafından yapıldığı düşünen her insan için varılacak son noktadır. Bu nedenle insanın muazzam bir şekilde yaratılması ancak yüce bir varlık sayesinde olmalıdır.