• Sonuç bulunamadı

I. BÖLÜM

4.3. Teknoloji Okuryazarı Bireyin Özelliklerine İlişkin Sonuç ve Tartışma

Öğretmen adaylarının teknoloji okuryazarı bireylerin sahip olması gereken özellikler ile ilgili ifadelere ne ölçüde katıldıkları incelendiğinde öğretmen adaylarının cevapları; genellikle olumlu tutum geliştirecek yönde “kesinlikle katılıyorum” ya da “katılıyorum” şeklinde yoğunlaşmaktadırlar (Tablo 16). Teknoloji okuryazarı bir bireyde olması gereken özellikler şu şekilde sıralanmaktadır:

o Sözel ve yazılı olarak teknik terimler ile iletişimde bulunabilir. o Bilim ve teknoloji arasındaki ilişkiyi açıklayabilir.

o Teknolojik araçları değerlendirebilir.

o İnsan gereksinimlerini karşılamak için materyalleri, süreçleri ve bunların kullanımı bilir.

o Teknolojik olaylara ve değişimlere uyum gösterir (Croft, 1990).

Ancak teknoloji okuryazarı bireylerin sahip olması gereken özellikler ile ilgili ifadelerden “Teknoloji alanında çalışmak fen bilimcilerin işidir” ifadesi ile ilgili öğretmen adaylarının görüşlerine bakıldığında bu yargıya “katılmıyorum” ya da “kararsızım” şeklinde bir katılım gösterdikleri tespit edilmiştir. İlgili araştırmalar incelendiğinde de öğretmen adaylarının görüşlerine benzer şekilde teknoloji ile uğraşmak ilgi duyan herkesin işi olduğu sonucuna varılmaktadır.

Aynı zamanda araştırma bulgularına göre öğretmen adaylarının teknoloji okuryazarı bir bireyde olması gereken özelliklere karşı olumlu bir katılım gösterdikleri görülmektedir. Bu bağlamda araştırmanın sonucu ilgili literatür ile benzerlik göstermektedir.

• Erkek öğretmen adayları ile kadın öğretmen adaylarının teknoloji okuryazarı bireyin özelliklerine ilişkin sorulan sorulara verdikleri cevaplar karşılaştırıldığında cevapların istatistiksel olarak anlamlı düzeyde farklılık gösterdiği görülmektedir. Kadın öğretmen adaylarının verdikleri cevapların ortalamasının (4,18) erkek öğretmen adaylarının verdikleri cevapların aritmetik ortalamasına (4,03) göre istatistiksel olarak anlamlı düzeyde yüksek olduğu tespit edilmiştir. • Öğretmen adaylarının teknoloji okuryazarı bireyin özelliklerine ilişkin

sorulan sorulara verdikleri cevapların öğretmen adaylarının gördükleri üniversiteye göre anlamlı düzeyde farklılık göstermediği tespit edilmiştir.

• Şehir merkezinde öğrenim gören öğretmen adayları ile ilçede öğrenim gören öğretmen adaylarının teknoloji okuryazarı bireyin özelliklerine ilişkin sorulan sorulara verdikleri cevaplar karşılaştırıldığında anlamlı düzeyde farklılık göstermediği tespit edilmiştir.

• Öğretmen adaylarının teknoloji okuryazarı bireyin özelliklerine ilişkin sorulan sorulara verdikleri cevapların öğretmen adaylarının üniversiteye gelmeden önce yaşadığı bölgeye göre anlamlı düzeyde farklılık göstermediği tespit edilmiştir.

• Öğretmen adaylarının teknoloji okuryazarı bireyin özelliklerine ilişkin sorulan sorulara verdikleri cevapların öğretmen adaylarının üniversiteye gelmeden önce yaşadıkları yerleşim birimine göre anlamlı düzeyde farklılık göstermediği tespit edilmiştir.

• Öğretmen adaylarının teknoloji okuryazarı bireyin özelliklerine ilişkin sorulan sorulara verdikleri cevapların öğretmen adaylarının ailelerinin gelir düzeyine göre anlamlı düzeyde farklılık göstermediği tespit edilmiştir.

• Eğitim dili Türkçe olan öğretmen adayları ile eğitim dili İngilizce olan öğretmen adaylarının teknoloji okuryazarı bireyin özelliklerine ilişkin sorulan sorulara verdikleri cevaplar karşılaştırıldığında cevapların istatistiksel olarak anlamlı düzeyde farklılık göstermediği tespit edilmiştir.

4.4. Öğretmen Adaylarının Günlük Yaşamda Kullandıkları Bilimsel Bilgileri Edinme Kaynaklarına İlişkin Sonuç ve Tartışma

Öğretmen adaylarının günlük yaşamlarında kullandıkları bilimsel bilgileri edinme kaynakların tekil çözümlemelerinden sonra hangi bilgi kaynağını daha fazla kullandıklarını belirlemek üzere verilerin merkezi dağılım ölçülerinden aritmetik ortalama, mod, serinin en küçük ve en büyük değerini bir arada gösteren boxplot (kutu çizimlerden) yararlanılmıştır. Öğretmen adaylarının en çok kullandığı bilimsel bilgi kaynakları okul, bilimsel dergiler ve İnternet olarak sıralanmaktadır. Ancak öğretmen adaylarının bu üç bilimsel kaynağa verdikleri ortalama yanıtlar incelenecek olursa bilimsel bilgi kaynağı olarak okuldan ve İnternet’ten bilimsel dergilere göre daha fazla yararlanıldığı görülmektedir.

Öğretmen adaylarının bilimsel bilgi kaynağı olarak daha az kullandıkları bilgi kaynakları ise radyo, müzeler, hayvanat bahçeleri, bilim merkezleri ve teknoloji merkezleri olarak sıralanmaktadır. Öğretmen adaylarının bu bilimsel bilgi kaynakları arasında en az kullandıkları bilimsel bilgi kaynağı ise aritmetik ortalaması en küçük olan radyo ve hayvanat bahçesi olarak tespit edilmiştir

Oysaki yapılan araştırmalara göre; resmi öğrenme kurumlarında fen öğrenen bireyler, gayri resmi öğrenme kurumlarında fen öğrenen bireylere göre daha az olay ile karşılaşmakta ve daha az deneyim kazanmaktadırlar (Lebak, 2005). Bu yüzden sınıfların sınırlı bir çevre olduğunu ve fen öğretim programlarının okul duvarlarını aşarak topluluğun kaynaklarından da yararlanması gerektiği belirtilmektedir (NRC, 1996). Müzeler, bilim merkezleri, hayvanat bahçeleri, akvaryumları, botanik bahçeleri, doğa merkezleri, kütüphaneler, sivil toplum örgütleri, çevresel merkezler ve diğer resmi olmayan öğrenme kuruluşları bireylerin fen öğrenim süreçlerinde temel rol oynar bir şekle gelmiştir.

4.5. Öğretmen Adaylarının Günlük Yaşamda Karşılaştıkları Problemlere Çözüm Üretirken Yararlandıkları Kaynaklara İlişkin Sonuç ve Tartışma

Öğretmen adaylarının günlük yaşamlarında karşılaştıkları problemlere çözüm üretirken yararlandıkları kaynakların tekil çözümlemelerinden sonra hangi kaynağı daha fazla kullandıklarını belirlemek üzere verilerin merkezi dağılım ölçülerinden aritmetik ortalama, mod, serinin en küçük ve en büyük değerini bir arada gösteren boxplot (kutu çizimlerden) yararlanılmıştır. Öğretmen adaylarının günlük yaşamlarında karşılaştıkları problemlere çözüm üretirken bilimsel bilgilerden, geçmiş yaşantılarından ve ailelerinden gördüklerinden daha fazla yararlandıkları tespit edilmiştir. Ancak öğretmen adaylarının günlük yaşamlarında karşılaştıkları problemlere çözüm üretirken bunlar içerisinde en çok geçmiş yaşantılarından yararlandıkları sonucuna varılmıştır.

üretirken daha az yararlandıkları kaynaklar arasında ise gelenek görenekler, uzman görüşleri ve yönetici fikirleri yer almaktadır. Bu kaynaklar arasında öğretmen adaylarının günlük yaşamlarında karşılaştıkları problemlere çözüm üretirken en az kullandıkları kaynağın yönetici fikirleri olduğu tespit edilmiştir.

Öğretmen adaylarının günlük yaşamlarında karşılaştıkları problemleri çözerken kullandıkları bilgi kaynaklarının üniversitelere göre dağılımı incelendiğinde;

1. Sakarya Üniversitesinde öğrenim gören öğretmen adaylarının günlük yaşamlarında karşılaştıkları problemleri çözerken bilimsel bilgilerden,

2. Gazi Üniversitesinde öğrenim gören öğretmen adayları diğer üniversitelerde öğrenim gören öğretmen adaylarından daha çok gelenek ve göreneklerinden ve ailesinden gördüklerinden,

3. Hacettepe Üniversitesinde öğrenim gören öğretmen adayları geçmiş yaşantılarından,

4. Orta Doğu Teknik Üniversitesinde öğrenim gören öğretmen adayları uzman görüşlerinden ve yönetici fikirlerinden en çok yararlandıkları tespit edilmiştir.

Farklı üniversitelerde öğrenim gören öğretmen adaylarının bilgi edinmede tercih ettikleri kaynaklar farklılık göstermektedir. Her birey için öğrenme veya bilgiye ulaşma kaynağı değişik şekillerde olabilmektedir. French (2007)’ye göre de öğrenme farklı çevrelerde meydana gelebilir. Öğrenme bir insanı bir işi yaparken seyretmek ile bir kitap okurken veya bir ders dinlerken meydana gelebilir.

4.6. Öğretmen Adaylarının Bilimsel Bilgileri Günlük Yaşam ile İlişkilendirebilme Düzeylerine İlişkin Sonuç ve Tartışma

• Öğretmen adaylarının bilimsel bilgilerini günlük yaşama aktarma düzeylerini belirlemek amacıyla fizik alanından sorulan 6 soruya öğretmen adaylarının verdikleri cevaplar incelendiğinde; öğretmen adaylarının bu bölümde yer alan sorulara %71,9 ile %93,5 arasında doğru cevap verdikleri görülmektedir. Buna göre öğretmen adaylarının fizik alanındaki bilgilerini günlük yaşamlarına büyük ölçüde aktarabildikleri sonucuna varılmıştır.

• Öğretmen adaylarının bilimsel bilgilerini günlük yaşama aktarma düzeylerini belirlemek amacıyla kimya alanından sorulan 7 soruya öğretmen adaylarının verdikleri cevaplar incelendiğinde; öğretmen adaylarının bu bölümde yer alan sorulara %56,2 ile %75,6 arasında doğru cevap verdikleri görülmektedir. Buna göre öğretmen adaylarının kimya alanındaki bilgilerini günlük yaşamlarına kısmen aktarabildikleri ancak kimya alanındaki bilgilerin aktartılma düzeylerinin fizik alanına göre daha az olduğu tespit edilmiştir.

Her düzeydeki kimya öğretiminin hayatla ilişkilendirilmesinin, eğitimin niteliğini arttırıcı yönde yararları olduğu belirtilmektedir (Pınarbaşı, 1998). Yiğit ve başkaları (2002) tarafından yapılan araştırmaya göre; ilköğretim 8. sınıf öğrencilerinin bilgileri günlük yaşam ile ilişkilendirme konusunda kimya alanındaki konularda daha başarılıdırlar.

• Öğretmen adaylarının bilimsel bilgilerini günlük yaşama aktarma düzeylerini belirlemek amacıyla biyoloji alanından sorulan 7 soruya öğretmen adaylarının verdikleri cevaplar incelendiğinde; öğretmen adaylarının bu bölümde yer alan sorulara %41 ila %79,7 arasında doğru cevap verdikleri görülmektedir. Buna göre öğretmen adayları biyoloji alanındaki bilgilerini günlük yaşamlarına kısmen aktarabildikleri ancak biyoloji alanındaki bilgilerin aktartılma düzeylerinin fizik ve kimya alanına göre daha az olduğu tespit

edilmiştir.

• Öğretmen adaylarının bilimsel bilgilerini günlük yaşama aktarma düzeylerini belirlemek amacıyla sorulan sorulardan aldıkları toplam puanlarına bakıldığında; öğretmen adaylarından %91,8 inin soruların en az 10 tanesine ya da daha fazlasına doğru cevap verdiği tespit edilmiştir.

Araştırma sonuçlarına göre öğretmen adayları edindikleri bilimsel bilgileri günlük yaşamları ile tam anlamıyla ilişkilendirememektedir. Oysa ki; Temel bilimlerin en önemli özelliği ve etkisi, sonuçların pek çok alanda ve günlük yaşamda uygulanabilir oluşudur (Yılmaz ve Göktepe, 2002). Bir insanın bir kavramı ya da düşünceyi öğrenmesi; ancak o kavramı ya da düşünceyi akademik ve günlük yaşamında uygulayabildiği takdirde mümkündür (Smith ve Siegel, 2004). Bilimsel kavramlar günlük yaşam olaylarında ve günlük yaşam problemlerinin çözümünde kullanılırsa kavramlar daha derinleştirilerek öğrencilere aktarılabilir. Yiğit ve başkaları (2002) tarafından yapılan araştırmaya göre; ilköğretim 8. sınıf öğrencilerinin %63 lük kısmı fen bilgisi derslerinde okutulan konuları günlük yaşam ile ilişkilendirememekte, % 29 u ise ilişkilendirebilmektedir.

4.7. Öğretmen Adaylarının Fizik Alanındaki Bilimsel Bilgileri Günlük