• Sonuç bulunamadı

I. BÖLÜM

1.6. Bilimsel Bilgilerin Günlük Yaşamdaki Yeri

Bilim ve teknolojinin her geçen gün biraz daha ilerlemesi ve gelişmesiyle düşüncelerini özgürce ifade edebilen ve çok yönlü düşünebilen bireylerin yetiştirilmesine büyük imkanlar tanınmaktadır. İlköğretim çağlarından ve hatta daha öncesinden başlayarak eğitim alan bireyler bilgiye değer vererek toplumu şekillendirmektedir. Bu yaşadıkları süre içinde, koşullar sürekli ve gittikçe artan bir biçimde daha üst düzeylerde bilgi ve beceriler kazandırmayı zorunlu hâle getirmektedir. Günümüz öğrencileri sorgulayabilen, neden–sonuç ilişkilerini görüp bunlar arasında mantıklı bağlar kurabilen ve gerçek problemleri anlayıp çözebilen bireyler olarak yetiştirilmelidir. Öğrencilerin öğrendiklerini uygulayıp günlük yaşamlarında kullanabilmeleri için eğitim-öğretim faaliyetleri sonucunda edinilen bilgilerin ezberden uzak, kalıcı olması gerekmektedir.

Fen eğitimi ile bireylere sadece eğitim sürecinde kullanacakları alana ilişkin bilgi değil, günlük yaşamda karşılaşabilecekleri problemlere de mantıklı ve yapıcı çözümler önerebilmeleri için gerekli bilginin verilmesinin yanında bilimsel düşünme becerileri kazandırılmaya, onların fen okuryazarı bireyler olarak yetiştirilmesine çalışılmaktadır (Yiğit ve baş., 2002). Temel bilimlerin en önemli özelliği ve etkisi, sonuçların pek çok alanda ve günlük yaşamda uygulanabilir oluşudur (Yılmaz ve Göktepe, 2002). Fen bilimleri eğitiminin temel amaçlarından biri de öğrencilerin okulda öğrendiklerini günlük yaşamda karşılaştıkları olaylarla bağdaştırabilmelerini sağlamaktır (Ayas ve Özmen, 1998).

Bireylerin kendi yaşantılarını etkileyen olaylarla okulda öğrendikleri bilgiler arasındaki ilişkiyi kavrayabilmeleri, onların bilimsel okuryazar olmalarına büyük ölçüde katkı sağlar.

Literatürde “günlük yaşam” kavramı; “günlük deneyimler”, “günlük hayat”, “günlük düşünmeler”, “günlük dil”, ve “günlük yaşama bakış açısı” kavramları ile aynı anlamda kullanılmaktadır. Günlük yaşam kavramı; toplum içinde yaşamını

sürdüren bir bireyin çevresinde oluşan ve rutin bir şekilde süre gelen olaylar ve hareket dizisi şekilde açıklanmaktadır (McCann, 2001). Günlük yaşam deyimi öğrencilerin sadece fen sınıfları içerisindeki günlük yaşamları için kullanılmamaktadır, günlük yaşam deyimi öğrencilerin sınıf dışı yaşamlarını işaret eden bir kavramdır (Andree, 2005). Fen okuryazarı bireyler yetiştirebilmek için fen programları sınıf dışı aktiviteleri de kapsamalıdır (Tobias, 2007).

Öğrenciler düzenli olarak evleri ile okulları arasında, resmi dilleri ile günlük yaşam dilleri arasında, sınıf ortamı ile günlük yaşamları arasında ve formal sınıflar ile informal öğrenme ortamları arasında geçişler yaşarlar. Bütün toplumlarda bilimsel kültür ile toplum kültürü arasında boşluklar bulunmaktadır (Ash, 2004). Öğrencilerin sınıf ortamlarında edindikleri birçok bilimsel bilgi aslında günlük yaşamlarında sık sık karşılaştıkları olaylarla örtüşmektedir.

Bir insanın bir kavramı ya da düşünceyi öğrenmesi; ancak o kavramı ya da düşünceyi akademik ve günlük yaşamında uygulayabildiği takdirde mümkündür (Smith and Siegel, 2004). Husserl; bilimin orjininin insanoğlunun deneyimlerine dayandığını belirtmektedir (Szybek, 2002). Öğrenciler için aktif olarak katılabilecekleri aktiviteler düzenlendiğinde fen kavramlarını en iyi şekilde öğrenmektedirler (Fromberg, 1987).

Örneğin; müzeler öğrenme etkinlikleri için ilgi gören favori kaynaklardır (Tal et al., 2005). Müzeler gibi bilim merkezleri de informal fen öğretiminde önemli bir rol oynarlar. Müzeler, bilim merkezleri vb. öğrencilerin bilimi anlamalarına ve okul dışı meraklarının cesaretlendirilmesine büyük katkıda bulunurlar (Rennie and Williams, 2002, Kisiel, 2005). Müzeler ve bilim merkezlerinin yanında; hayvanat bahçeleri, akvaryumları, botanik bahçeleri, doğa merkezleri, kütüphaneler, sivil toplum örgütleri, çevresel merkezler ve diğer resmi olamayan öğrenme kuruluşları bireylerin fen öğrenim süreçlerinde temel rol oynar bir şekle gelmiştir (Lebak, 2005). Ulusal Fen Eğitimi Standartları (NRC (1996) sınıfların sınırlı bir çevre olduğunu ve fen öğretim programlarının okul duvarlarını aşarak topluluğun kaynaklarından da

yararlanması gerektiğini belirtmektedir. Burada bahsedilen resmi olmayan öğrenme kaynakları da müzeler, bilim merkezleri vb.dir. Resmi olmayan öğrenme merkezlerinin doğası gereği, bu merkezleri ziyaret eden öğrenciler kendileri için yeni olan fikirler ile tanışmakta ve yeni olaylar ile etkileşime girmektedirler (Lebak, 2005).

Öğrenme farklı çevrelerde meydana gelebilir. Öğrenme bir insanı bir işi yaparken seyretmek ile, bir kitap okurken veya bir ders dinlerken de meydana gelebilir. Resmi olmayan öğrenme çevrelerinde meydana gelen öğrenme etkinlikleri öğrenciler tarafından genelde öğrenme olarak değil de, daha çok eğlence olarak değerlendirilmektedir (French, 2007). Bu durum öğrencilerin fen derslerine karşı daha olumlu bir tutum sergilemesine destek olmakta ve öğrenme için motivasyon sağlamaktadır.

Günlük yaşam içindeki olgular, olaylar ve bazı merkezler fen öğretiminde öğretilmek istenen farklı bilimsel prensiplerin öğretilmesinde kullanılabilir. Bilimsel kavramlar günlük yaşam olaylarında ve günlük yaşam problemlerinin çözümünde kullanılırsa daha derinleştirilerek öğrencilere aktarılabilir.

Ulusal Fen Eğitimi Standartları öğrencilerin bilgilerini günlük, sosyal ve tarihsel bağlamlarda kullanabilmelerini olanaklı kılacak biçimde bilimi anlamalarını geliştirmelerini tavsiye etmektedir (NRC, 1996). Resmi öğrenme kurumlarında fen öğrenen bireyler, gayri resmi öğrenme kurumlarında fen öğrenen bireylere göre daha az olay ile karşılaşmakta ve daha az deneyim kazanmaktadırlar.

Eğitim bilimleri literatüründe günlük hayat deneyimleri eğitim ile ilgili olan iki ana domainden farklı olarak algılanmaktadır. Günlük hayat okul deneyimleri ve profesyonel bilimden ayrı olarak düşünülmektedir. Bir başka deyişle günlük düşünme, deneyim ve aktiviteler; okul çevresinde gerçekleşen düşünme, deneyim ve aktiviteler ile profesyonel düşünme, deneyim ve aktivitelerinden farklı olarak düşünülmektedir (McCann, 2001). Fen eğitimcileri için aslında en önemli görev

günlük yaşam, okul ve bilimin sentezlenmesidir.

Günlük yaşam ile fen eğitimi arasında ilişki kurulması araştırmacılar ve öğretmenler arasında geçen fen eğitimi konuşmalarının arasında önemli bir yer tutmaktadır (Andree, 2005). Okullarda öğretilen konular ile öğrencilerin günlük yaşamları arasında bağ kurmak basit, akla yatkın ve arzu edilen bir öğretimsel amaçtır. Ancak, bu amaç karışık, zor ve az çalışılmış bir konudur (Cajas, 1999). Mayoh ve Knutton (1997)’un fen öğretmenlerinin sınıflarında öğrencilerin sınıf dışı deneyimlerini derslerinde kullanımı ile ilgili yaptığı araştırmada, çok az sayıda öğretmenin okul dışı deneyimleri sınıflarında kullandıkları sonucuna ulaşılmıştır.

Fen öğretmenlerinin günlük yaşam problemlerini sınıflarında kullanmamalarının iki sebebi olabileceği belirtilmiştir:

• Bu sebeplerden birincisi güvenliktir. Öğrencilerin günlük yaşamlarında karşılaştıkları olayları sınıflarda gerçekleştirmek güvenlik açısından uygun olmayabilir.

• İkinci sebep olarak ise öğretmenlerin bu bilgilere sahip olmaması ya da öğretmenlerin bu bilgiler ile ilgilenmemesi olarak belirtilmektedir (Cajas, 1999).