• Sonuç bulunamadı

5. ĠSLAMDA KUTSAL MEKÂNLAR VE FONKSĠYONLARI

2.7. ġEDD-Ġ RĠHÂL HADÎSĠNĠN ĠSLAMÎ ĠLĠMLERDEKĠ KULLANIMI

2.7.2. Tefsir Ġlmindeki Kullanımı

Hadîs, Kur‟ân-ı Kerîm‟in doğru anlaĢılmasını gaye edinen tefsir ilminin vazgeçilmez kaynaklarındandır. Zira insanlara tebliğ edilmek üzere Hz. Peygamber‟e (s.a.v.) indirilen Kur‟ân‟dan murad-ı ilâhinin ne olduğunun doğru anlaĢılması ilk müfessir olması hasebiyle onu insanlara tefsîr ve tebyîn etme463 görevinin kendisine tevdi olunan Hz. Peygamber‟le (s.a.v.) mümkündür Bu durum müfessirlerin âyetleri tefsir ederken hadîs ilminden yararlanmasını da bir bakıma zorunlu kılmaktadır.

Bu baĢlığı çalıĢmamıza eklememizdeki amaç, ġedd-i rihâl hadîsinin hangi âyetin tefsirinde kullanıldığını, tefsîr geleneğinde nasıl anlaĢıldığını, daha önemlisi nerede ve hangi amaçlar doğrultusunda kullanıldığını görmek ve tespit etmektir. Bunun için ulaĢabildiğimiz bazı tefsir kaynaklarından tespit edebildiğimiz bilgileri burada ortaya koymaya çalıĢacağız.

Fahreddin er-Râzî (ö.606/1210) Mefâtihü‟l-Ğayb adlı eserinde Bakara suresi

187.464 âyetindeki “mescitlerde itikâfta iken” kelamını tefsir ederken itikâf nerde yapılacağı ile ilgili tartıĢmalara değinir. O bu hadîsi Huzeyfe‟nin görüĢünü desteklediği delil olarak zikreder. Huzeyfe bu hadîsten yola çıkarak üç mescitte itikâfın sahîh olduğu sonucuna ulaĢır.465

Ġbn Âdil de (ö.h.775) Râzî gibi bu âyetin

463

Nahl, 16/44.

464 “Oruç gecesinde kadınlarınıza yaklaĢmak size helâl kılındı. Onlar, size örtüdürler, siz de onlara örtüsünüz. Allah, kendinize zulmetmekte olduğunuzu bildi de tövbenizi kabul edip sizi affetti. Artık eĢlerinize yaklaĢın ve Allah‟ın sizin için yazıp takdir etmiĢ olduğu Ģeyi arayın. ġafağın aydınlığı gecenin karanlığından ayırt edilinceye kadar yiyin, için. Sonra da akĢama kadar orucu tam tutun. Bununla birlikte siz mescitlerde itikâfta iken eĢlerinize yaklaĢmayın. Bunlar, Allah‟ın koyduğu sınırlardır. Bu sınırlara yaklaĢmayın. Allah, kendine karĢı gelmekten sakınsınlar diye, âyetlerini insanlara böylece açıklar.” Bakara, 2/187.

465 Ebu Abdillâh (Ebü‟l-Fazl) Fahrüddîn Muhammed b. Ömer b. Hüseyn er-Râzî et-Taberistânî,

158

tefsirinde itikâfın mahalli ile ilgili tartıĢmaları zikrederken Huzeyfe‟nin dayandığı delil olarak zikreder. 466

Fahreddin er-Râzî Âl-i Ġmran Suresi 96.467 âyetinde insan için kurulan ilk evin ka„be oluĢunun anlamını izah ederken bu hadîsi zikreder. Ġnsanlar için yapılmıĢ ilk ev anlamında ka„be‟nin ilk olduğunu izah ettikten sonra gelen bir itirazı çürütmek adına Mescid-i Aksâ‟nın da ibadet yeri olma konusunda Mescid-i Harâm gibi olduğunu söyler ve görüĢüne delil olarak ġedd-i rihâl hadîsini zikreder.468

Ġbn Âdil de bu âyeti tefsir ederken Mescid-i Aksâ‟nın Mescid-i Harâmla ibadet yeri olmada müĢterek özelliğini ispat hususunda bu delili zikreder.469

Kurtubî (ö. 671/1273) bu hadîsi Nisâ Suresi 100. âyeti470 tefsir ederken Ġbnü‟l-Arabî‟nin delili olarak aktarır. Onun aktardığına göre Ġbnü‟l-Arabî yolculukları biri kaçma diğeri talep olarak iki kısma ayırır. Talepleri de din ve dünya talepleri Ģeklinde iki ayırıp, bölge ziyaretini din için yapılan yolculuk kısmında ele alır ve ġedd-i rihâl hadîsini bu görüĢüne destek olarak zikreder.471

Bu âyetin tefsirinde Ġbnü‟l-Arabî‟nin görüĢ ve delilini Ġbn Âdil de aktarmaktadır. 472

Ġsrâ

Suresi 1. âyetinde473 bu hadîsi zikreder. Mezkûr âyet Mescid-i Aksâ ile ilintili

olduğu için onunla alakalı detaylı bilgi verip konuyla alakalı rivâyetleri zikreder. Zikrettiği rivâyetlerden biri de Ġmam Mâlik‟in Ebû Hureyre‟den tahric etmiĢ olduğu ġedd-i rihâl rivayetidir. O, bu hadîsin üç mescidin diğer mescitlere üstünlüğüne delalet ettiğini belirtir. Daha sonra bu hadîsin temel teĢkil ettiği fıkhî tartıĢmaları

466

Ġbn Âdil, el-Lübâb fî Ulûmi‟l-Kitâb, c. 3, s.37.

467 “ġüphesiz, insanlar için kurulan ilk ibadet evi, elbette Mekke‟de, âlemlere rahmet ve hidayet kaynağı olarak kurulan Kâ‟be‟dir.”

468 Er-Râzî, Mefâtihü‟l-Ğayb, c.8, s.295.

469 Ebû Hafs Siracüddin Ömer b. Ali b. Âdil, el-Lübâb fî Ulûmi‟l-Kitâb, Dâru‟l-Kütübi‟l-Ġlmiyye,

Beyrût 1998, c. 5, s. 399.

470

“Kim Allah yolunda hicret ederse, yeryüzünde gidecek çok yer de bulur, geniĢlik de. Kim Allah‟a ve Peygamberine hicret etmek amacıyla evinden çıkar da sonra kendisine ölüm yetiĢirse, Ģüphesiz onun mükâfatı Allah‟a düĢer. Allah, çok bağıĢlayıcıdır, çok merhamet edicidir.”

471 el-Kurtubî, Ebu Abdillah Muhammed b. Ahmed b. Ebi Bekr b. Farh el-Ensarî el-Hazrecî

ġemseddin el-Kurtubî, el-Cami‟ li Ahkami‟l-Kur‟ân, thk. Ahmed el-Berdunî-Ġbrahim EtfeyĢ, Daru‟l-Kutubu‟l-Misriyye, Kahire,1383/ 1964, c.10, s. 211

472

Ġbn Âdil, el-Lübâb fî Ulûmi‟l-Kitâb, c. 6, s. 601

473 “Kendisine âyetlerimizden bir kısmını gösterelim diye kulunu (Muhammed‟i) bir gece Mescid-i

Harâm’dan çevresini bereketlendirdiğimiz Mescid-i Aksa’ya götüren Allah‟ın Ģanı yücedir. Hiç

159

aktarır.474

Ġbn „ÂĢûr da (ö. 1973) bu hadîsi Ġsrâ Suresi 1. âyetini tefsir ederken üç mescidin faziletine delil olarak zikretmektedir.475

Kurtubî, Cinn Suresi 18. âyetinde 476 geçen “mescidler Allah‟ındır” ifadesinde mescidin Allah‟a izafesinin anlamını izah ederken ġedd-i rihâl hadîsinin baĢka varyantı olan “üç mescit hariç yolcu yolculuğa çıkmaz” hadisini zikreder.477

Ġbn Âdil de (ö.h.775) bu âyette mescitlerin Allah‟a izafesinin Ģeref ve tekrim olduğunu temellendirmek için Kurtubî‟den farklı olarak ġedd-i rihâl hadîsinin kendisini zikreder.478

Ġbn Âdil (ö.h.775) el-Lübâb fî Ulûmi‟l-Kitâb adlı eserinde Bakara Suresi

144. âyetinde479 geçen Mescid-i Harâm‟ın sınırlarını namazda kıble olması yönüyle

tespiti tartıĢmasında bu hadîse baĢvurur.480

Kinnevcî (ö.1307/1890) bu hadîsi Âli Ġmran Suresi 97. âyetinde 481 Ka„be‟nin fazîletine dair delil olarak zikreder.482

ġinkîtî (1907-1974), Edvaü‟l-Beyan fi Ġzahi‟l-Kur‟an adlı eserinde bu hadîsi

Hac Suresi 28. âyetin483 tefsirinde adak için yolculuğa çıkmakla alakalı Ġbn

474 el-Kurtubî, el-Cami‟ li Ahkami‟l-Kur‟ân, c. 10, s. 211-212.

475 Muhammed Tâhir b. Muhammed b. Muhammed et-Tâhir „AĢûr, et-Tahrîr ve‟t-Tenvîr, Dârü‟t-

Tunusiyye, Tunus 1984, c. 15, s.15.

476 “Muhakkak ki mescitler Allah’ındır. O hâlde, Allah ile birlikte kimseye yalvarmayın.” 477

el-Kurtubî, el-Cami‟ li Ahkami‟l-Kur‟ân, c. 10, s.212.

478

Ġbn Âdil, el-Lübâb fî Ulûmi‟l-Kitâb, c.19, s. 432.

479 “(Ey Muhammed!) Biz senin çok defa yüzünü göğe doğru çevirip durduğunu görüyoruz. Elbette seni, hoĢnut olacağın kıbleye çevireceğiz. Yüzünü Mescid-i Harâm yönüne çevir. (Ey Müslümanlar!) Sizler de nerede olursanız olun, yüzünüzü hep onun yönüne çevirin. ġüphesiz kendilerine kitap verilenler, bunun Rabblerinden bir gerçek olduğunu elbette bilirler. Allah, onların yaptıklarından habersiz değildir.”

480

Ebû Hafs Siracüddin Ömer b. Ali b. Âdil, el-Lübâb fî Ulûmi‟l-Kitâb, Dâru‟l-Kütübi‟l-Ġlmiyye, Beyrût 1998, c. 3, s. 37.

481 “Onda (mescidi Harâm) apaçık deliller, Makam-ı Ġbrâhîm vardır. Oraya kim girerse, güven içinde olur. Yolculuğuna gücü yetenlerin haccetmesi, Allah‟ın insanlar üzerinde bir hakkıdır. Kim inkâr ederse (bu hakkı tanınmazsa), Ģüphesiz Allah bütün âlemlerden müstağnidir.”

482

Ebû Tayyib Muhammed Sıddik Han b. Hasan b. Ali Ġbn Lütfü Allah el-Kinnevcî, Fethü'l-Beyân fî

Makâsıdi'l-Kur'ân, el-Mektebetü‟l-Asriyye, Saydâ-Beyrut 1992, c. 2, s. 293.

483 “Gelsinler ki, kendilerine ait birtakım menfaatlere Ģahit olsunlar ve Allah‟ın kendilerine rızık olarak verdiği (kurbanlık) hayvanlar üzerine belli günlerde (onları kurban ederken) Allah‟ın adını ansınlar. Artık onlardan siz de yiyin, yoksula fakire de yedirin.”

160

Kudame‟nin görüĢünü aktarırken onu delili diye zikreder.484

Aynı Ģekilde Cin suresi

18. âyetinde mescitleri iĢlerken özel olarak ġedd-i rihâl hadîsine değinir.485 Bu hadîs

temelli Hz. Peygamber‟in (s.a.v.) mescidini ziyâret ile ilgili tartıĢmaları ve görüĢ sahiplerini zikreder. Hz. Peygamber‟in (s.a.v.) mescidini ziyâret için yolculuğa çıkmanın cevazı hususunda tartıĢmanın olmadığını söyler. Aynı Ģekilde yolculuk gerektirmeksizin Hz. Peygamber‟in (s.a.v.) kabrinin ziyaretinin de tartıĢma konusu olmadığını ancak asıl tartıĢmanın salt Hz. Peygamber‟in (s.a.v.) kabrinin ziyareti için yapılacak yolculuk hakkında olduğunu belirtir. Konuyla ilgili Ġbn Hacer ve diğer ulemânın görüĢlerine yer verir. Daha önceki bölümlerde detaylı bir Ģekilde ulemânın görüĢleri aktarıldığı için burada sadece ġinkîtî‟nin hadîsle alakalı değerlendirmesini zikredeceğiz. O meselenin teorik bir tartıĢma olduğunu pratiğe dönük bir yanının olmadığını söylemektedir. Mescid-i Nebevî‟yi ziyaret için yolculuğa çıkma ile yolculuğa çıkmaksızın Hz. Peygamber‟e (s.a.v.) selam verme konusunun cevâzında taraflar arasında tartıĢma olmadığını ifade etmektedir. Haliyle Hz. Peygamber‟in kabr-i ġerîfleri Mescid-i Nebevîn‟in içinde olunca Mescid-i Nebevî‟yi ziyâret etmeksizin salt Hz. Peygamber (s.a.v.) ziyareti düĢünülemez. Zira her mescide gelen Hz. Peygamber‟i (s.a.v.) selamlama ve Hz. Peygamber‟i selamlamaya gelen herkesin Mescid-i Nebevîyi ziyâret etmiĢ oluyor. Dolayısıyla Mescid-i Nebevîye yapılan yolculuk aynı zamanda Hz. Peygamber‟i ziyâret, Hz. Peygamber‟i ziyâret aynı zamanda mescide yapılan yolculuk anlamındadır.486 ġinkitî ayrıca Ġbn Teymiyye‟nin de Hz. Peygamber‟e selam verme ve onun kabrini ziyareti ile diğer insanlara selam verme ve ziyareti arasına fark koyduğunu, onun bu hadîsten hareketle dile getirdiği görüĢlerinin tepki çekmesini dönemin ulemâsının Hz. Peygamber (s.a.v.) sevdası ve bağlılığından kaynaklandığını ifade etmektedir. Ona göre Ġbn Teymiyye ġedd-i rihâl hadîsin sadece üç mescit ziyâreti ile ilgili olmasından ötürü yolculuğun salt kabir ziyâreti için olamayacağını söylemekle beraber böyle bir yolculuğa Hz. Peygamber‟in kabrinin dâhil olup ziyaret edilemeyeceğini söylemektedir. Ġbn

484

Muhammed el-Emîn b. Muhammed el-Muhtâr b. Abdilkadir el-Cekenî el-Himyerî eĢ-ġinkîtî,

Edvaü‟l-Beyan fi Ġzahi‟l-Kur‟an, Dârü‟l-Fikr, Beyrût 1995, c. 5, s. 338.

485 ġinkîtî, Edvaü‟l-Beyan, c. 8, s. 338. 486 ġinkîtî, Edvaü‟l-Beyân, c. 8, s. 342-343.

161

Teymiyye‟ye göre de husûsi bir yolculuk olmaksızın Hz. Peygamber‟in (s.a.v.) kabrini ziyaret edip ona selam vermek büyük faziletlerdendir.487

Müfessirlerin ġedd-i rihâl hadîsini genelde Kâ„be ve mescit âyetlerinin geçtiği yerlerde ele aldıklarını görmekteyiz. Hadîsimizin mescidlerle ilintili olması yönüyle bu mescidler zikredildiğinde zikredilen mescidlerin faziletine dair, mescidlerin sınırlarının (Kıble) tayininde bir delil olarak iĢlenmektedir. Ġtikâf âyetinde mescit geçtiği için itikâf-mescit iliĢkisinde itikâfın mahalli tartıĢmalarında yine sadece üç mescitte yapılacağı görüĢünde olanların dayanağı olarak ġedd-i rihâl hadîsi zikredilmiĢtir. Hadîsimizin yer aldığı bir diğer konu hicret ve yeryüzünde dolaĢmayı ihtiva eden âyetin488

tefsirinde zikredilmektedir. Dolayısıyla hadîsimiz hem mescidi hem de yolculuğu barındırdığından mescit ve yolculuğa muhtevi âyetlerin tefsirinde kendisine baĢvurulduğunu söyleyebiliriz.