• Sonuç bulunamadı

5. ĠSLAMDA KUTSAL MEKÂNLAR VE FONKSĠYONLARI

2.7. ġEDD-Ġ RĠHÂL HADÎSĠNĠN ĠSLAMÎ ĠLĠMLERDEKĠ KULLANIMI

2.7.1. Fıkıh Ġlminde Kullanımı

ġedd-i rihâl hadîsi amele dönük bir hüküm ihtiva etmesi cihetiyle fukahânın üç mescit ve onların dıĢındaki yerleri ziyarete dair görüĢlerini oluĢtururken baĢvurdukları bir hadîstir. Fukahânın ġedd-i rihâl hadîsini nasıl ele aldıklarını araĢtırmak, bu hadîsin fıkıh eserlerine nasıl yansıdığını tespit etmek konumuzun bütünlüğü acısından önem arz etmektedir.

Bu baĢlık altında söz konusu hadîsin dört mezhebin fıkıh kaynaklarında yer alıp almadığını, bu hadîs üzerine neler söylendiğini ve bu hadîs esas alınarak hangi hükme varıldığını araĢtırarak bu soruların cevapları aranacak ve bu konuda objektif bilgiler ortaya konacaktır.

Fıkıh kaynaklarında ġedd-i rihâl hadîsi yer almaktadır. Ancak bir yüksek lisans tezi çerçevesinde tüm fıkıh kaynaklarını ayrıntılı bir taramadan geçirip incelemek tezin amacına uygun olmadığı için dört mezhebin önemli ve muteber kaynaklarıyla yetinilecektir.

Fıkıh kaynaklarında ġedd-i rihâl hadîsi Ģu konularda geçmektedir: Adak (nezr), itikâf,417 namaz, oruç, yemin, ziyâret, Hz. Peygamber‟e (s.a.v.) tevessül ve namazın sıhhat Ģartlarından olan “istikbâl-i kıble”.

2.7.1.1. Hanefî Mezhebindeki GörüĢler

Hanefî fıkıh kaynaklarına baktığımızda araĢtırmamıza konu olan hadîsin Müslim‟in Ebû Hüreyre isnadıyla aktardığı rivâyet ve Buhari‟de Ebû Sa„îd el-Hudrî isnadıyla gelen rivayetin yer aldığını görmekteyiz.

417 Ġbadet niyetiyle cami veya mescitlerde kalmak anlamında kullanıılan bir fıkıh terimidir. Mehmet

147

Hanefî fakîhlerinden Serahsî (ö. 483/1090) el-Mebsut isimli eserinde i„tikâf konusunda ġedd-i rihâl hadîsine yer vermiĢtir. Serahsî, Ebû Hânife‟nin “cemaatle beĢ vakit namaz kılınan bir mescitte i„tikâf yapılabileceği görüĢünü ifade ettikten sonra âlimlerin bu konudaki görüĢlerine de değinmiĢtir. Sa„îd b. el-Müseyyib‟e (ö. 94/713) göre sadece Mescid-i Harâm ve Mescid-i Nebevî‟de i„tikâf yapıldığını, ancak âlimler “Üç mescidin dıĢında hiçbir mescide ġedd-i rihâl (yolculuk) yapılmaz: Mescid-i

Harâm, benim mescidim (Mescid-i Nebevî) ve Mescid-i Ġliyâ.”418 hadîsini delil gösterek Mescid-i Aksâ‟yı da eklemiĢler. Yine âlimler “…Mescidlerde i„tikâfa

çekildiğinizde kadınlarınıza yaklaĢmayın...”419

âyetinin diğer mescitlerde de i„tikâf yapılabileceğinin kanıtı olduğunu ifade ederler. 420

Hanefî âlimlerden Kasânî,

Bedâi‟u's-Sanâi' fî Tertibi‟Ģ-ġerâi„ isimli kitabında benzer ifadeler kullanmıĢtır.421

Kaynak olarak gösterdiği ġeddi rihâl hadîsi Müslim‟in Ebû Hüreyre tarîkiyle aktardığı rivayettir.422

Hanefî fakîhlerinden, Ġbn „Âbidîn, (ö. 1252/1836) Reddu‟l-Muhtâr isimli eserinin namaz bölümünde en faziletli mescidleri sıralamıĢtır. Eserde yeryüzünde en faziletli mescidin insanların ibadeti için inĢâ edilen ilk mabet olan Kâ„be olduğunu, sonra onu çevreleyen mescit olduğunu, ondan sonra Mescid-i Nebevî olduğunu, sonra da Mescid-i Aksâ geldiğini ifade etmiĢtir. Ġbn „Âbidîn bunun kanıtı olarak ġedd-i rihâl hadîsini vermiĢtir.423

Görüldüğü üzere Hanefî fakîhleri ġedd-i rihâl hadîsini, delil alarak fazilet bakımından mescitleri belirlemiĢlerdir. Ayrıca Hanefî fakîhleri ġedd-i rihâl hadîsini i‟tikâf‟ın meĢruiyetine delil olarak göstermiĢlerdir.

418 Müslim, Kitâbu‟l-Hac, 511, c. 2, s. 1015. 419 Bakara, 2/187.

420 Serahsi, Ebu Bekr ġemsu‟l-Eimme Muhammed b. Ahmed b. Sehl, Usûlü ‟s-Serahsî, I-XXX, thk.

Ebu'l-Vefa el-Efgani, Daru‟l-Ma„rife, Beyrût 1993. c. 3, s. 115.

421

Kâsâni, Alâuddin Ebu Bekr, Bedâi‟u's-Sanâi' fi Tertibi‟Ģ-ġerâi', I-VI, Daru‟l-Kutubi‟l- „Ġlmiyye, Beyrût 1986, c. 2, s.113.

422 Müslim, Kitâbu‟l-Hac, 511, c. 2, s. 1014.

423 ĠbnÂbidin, Muhammed Emin, HâĢiyetü Reddi‟l-Muhtâr ale‟d-Durri‟l-Muhtâr, I-VI, Dâru‟l-

148

2.7.1.2. Mâlikî Mezhebindeki GörüĢler

Mâlikî fıkıh kaynaklarına baktığımızda araĢtırmamıza konu olan hadîsin Müslim‟in Ebû Hüreyre isnadıyla rivayet ettiği ve Buharî‟nin Ebû Sa„îd el-Hudrî isnadıyla rivayet ettiği nakillerinin yer aldığını görmekteyiz.

Mâlikî fakîhlerinden Karâfî (ö. 684/1285), ez-Zahîre isimli eserinde araĢtırmamıza konu olan hadîsten Ebû Sa„îd el-Hudrî isnadıyla gelen rivâyete424 yer vererek ġedd-i rihâl hadîsini Oruç/i‟tikâf babında ele almıĢtır. Konumuzla alakalı kısmının özeti Ģöyledir: Bir kimse Fustat Camiinde i„tikâf yapmayı adarsa bu adağını baĢka bir camide yerine getirebilir. ġayet Mescid-i Nebevî‟de i„tikâf yapmayı adamıĢsa Mescid-i Nebevî dıĢında baĢka bir camide bu adak yerine getirilemez.425

Mâlikî fakîhlerinden Muhammed bin Ârefe, Müslim‟in Ebû Hüreyre tarîkiyle426 rivayet ettiği hadîse yer vererek ġedd-i rihâl hadîsini yemin/adak babında ele almıĢtır. Onun görüĢünü Ģöyle özetleyebiliriz: Oruç, namaz ya da i„tikâf için söz konusu üç mescide gitmeyi adayan kiĢi, adağını yerine getirmesi vâcibtir. Bu üç mescit dıĢında baĢka mescitlere yapılan adaklara bakılır; Ģayet adak yapılan mescit uzak ise oraya gidilmesi gerekmez, yakın ise burada iki görüĢten birine göre o mescide gidilerek adağın yerine getirilmesi gerekir. Ġkinci görüĢe göre herhangi bir mescitte bu adak yerine getirebilir.427

Mâlikî fakîhlerinden Ġbnu‟l-Hâc el-Abderî (ö. 737/1336) el-Medhal isimli eserinde araĢtırma konumuz olan hadîsin Buhârî‟nin Ebû Sâ„îd el-Hudrî isnadıyla gelen rivayetine yer vermektedir.428 O burada Hz. Peygamber‟e (s.a.v.) tevessül konusunu ele almıĢtır. Ġbnu‟l-Hâc söz konusu eserde sâlih kimselerin kabirlerine ġedd-i rihâl (yolculuk) yapmanın, kabirleri yanında dua etmenin, kendilerinden

424 Buhârî, Savm, 66, c. 3, s. 43.

425 Ebü‟l-Abbâs ġihâbüddîn Ahmed b. Ġdrîs b. Abdirrahmân el-Mısrî el-Karâfî, ez-Zahîre, I-XIV, thk.

Heyet, Dâru‟l-Garbi‟l-Ġslamî, Beyrût 1994, c. 2, s. 546.

426

Müslim, Kitâbu‟l-Hac, 511, c. 2, s. 1014.

427 Muhammed bin Ârefe ed-Desûkî, HâĢiyetü‟d-Desûkî Âlâ ġerhi‟l-Kebîr, I-IV, Daru‟l-Fikr,

Beyrût, t.y. c. 2, s. 173.

149

tevessül429 etmenin, hakikat ehli Ġslâm âlimleri tarafından uygun görüldüğünü ifade etmiĢtir. Ona göre ġedd-i rihâl hadîsi buna zıtlık teĢkil etmez.430

Mâlikî âlimlerden Muhammed „UleyĢin de bu konuda benzer görüĢte olduğu anlaĢılmaktadır. Ona göre hayatta ya da ölü olan bir kiĢiyi ziyaret etmenin mendûb olduğunu, mendûb olan bu davranıĢı adayan kiĢi bu adağını yerine getirmesinin vâcib olduğunu ifade etmektedir. Ona göre ġedd-i rihâl hadîsi buna zıtlık teĢkil etmez; çünkü

ُلاَحِّرلا ُّدَشُت َلَ«

َد ِجاَسَم ِةَث َلََث َلَإ َّلَإ

»

cümlesini dil kurallarına göre ele aldığımızda mahzuf olan müstesnâ minh, “

َد ِجاَسَم

” kelimesidir. Bu durumda mescitler dıĢında baĢka Ģeyleri istisnaya dâhil etmek uygun değildir.431

Mâlikî kaynaklarında görebildiğimiz kadarıyla söz konusu rivâyetler esas alınarak ibâdet için ġedd-i rihâl hadîsinde adı geçen üç mescide yapılan adağın yerine getirilmesi gerektiğine ittifak edilirken, bu üç mescit dıĢındaki baĢka mescidlerde ise Ģayet adak yapılan mescit uzak ise oraya gidilmesi gerekmez. Mescit yakın ise iki farklı görüĢ olduğu tespit edilmiĢtir. Ayrıca bazı Mâlikî fakîhlerine göre söz konusu hadîs sâlih kimselerin kabirlerine ġedd-i rihâl (yolculuk) yapmaya, kabir ziyareti için sefere çıkmaya engel teĢkil etmemektedir.

2.7.1.3. ġâfi„î Mezhebindeki GörüĢler

ġâfi„î kaynaklarında, araĢtırmamıza konu olan hadîsin Buharî ve Müslim‟de geçen Ebû Hüreyre rivâyeti432 ile Ebû Dâvûd, Ġbn Mace ve Ahmed bin Hanbel‟in

Müsned‟inde Meymûne bint Sa‟d isnadıyla gelen rivâyetler433 yer almaktadır.

429

Sâlih amelleri veya bazı kiĢileri vesile edinerek Allah‟a yakın olmaya çalıĢmak, Ondan dilekte bulunmak anlamında terim. Yavuz, Yusuf ġevki, “Tevessül”, DĠA, XD, s. 7; Ayrıca geniĢ bilgi için bkz. Yavuz GöktaĢ, Güncel Hadîs Yorum ve TartıĢmaları, Rağbet Yay, Ġstanbul 2010, s. 182- 185.

430 Ebû Abdillâh Muhammed b. Muhammed b. Muhammed el-Abderî el-Fâsî, el-Medhal, I-IV,

Dâru‟t-Turâs,Kâhire, t.y. c. 1, s. 255.

431 Muhammed b. Ahmed Ebu Abdullah, Menhu‟l-Celîl ġerhu Muhtasaru‟l-Halil, I-IX, Dâru‟l-Fikr,

Beyrût 1989, c. 3, s. 100.

432

Müslim, Kitâbu‟l-Hac, 511, c. 2, s. 1014.; Buhari, Fadlu‟s-Salât, 1, c. 2, s. 60 Nevevi, Yahya b. ġeref, el-Mecmu ġerhu ‟l-Mühezzeb, b.y.y., t.y. c. 8, s. 27.

433 Nevevi, el-Mecmu„, c. 8, s. 27; Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 45, s. 598; Ġbn Mâce, Ebvêb‟u-

150

ġedd-i rihâl hadîsi ġâfi„î kaynaklarında genellikle adak (nezr) babında ele alınmıĢtır. Fakîhler, hac veya umre‟ye yolculuk yapmak için yapılan adağın yerine getirilmesinin vucûbuna ittifak ederken, Mescid-i Nebevî veya Mescid-i Aksâ‟da namaz kılmayı adayan kimsenin bu iki camiye gitmesinin vücûbunda ihtilâf etmiĢlerdir. Bazı ġâfi„î fakihleri böylesi bir adağın yerine getirilmesinin vâcib olduğu görüĢünde iken bazıları ise vâcib olmadığı görüĢündedir. 434

Ġmâm ġâfi„î (ö. 204/820) el-Ümm isimli eserinde bu konuyu adak (nezr) babında ele almıĢtır. ġafi„î, adağın geçerli olabilmesi için adanan Ģeyde bulunması gereken Ģartlardan biri olan; adanan Ģeyin Allah‟a yakınlaĢtıran fiillerden (kurbet) olması gerektiğine iĢaret ederek ġedd-i rihâl hadîsini örnek göstermiĢtir. Ancak Ġmâm ġâfi„î Mescid-i Nebevî ve Mescid-i Aksâ‟ya gitme konusunda yapılan adağın gerekliliği ile Mescid-i Harâm‟a gitme konusunda yapılan adağın gerekliliği hususunda ayrıma gitmiĢtir. Ona göre Mescid-i Harâm‟da namaz kılma konusunda yapılan adağın yerine getirilmesi vâcib, Mescid-i Nebevî ve Mescid-i Aksâ‟ya ise nafiledir.435 ġâfi„î burada Buharî ve Müslim‟ de geçen Ebû Hüreyre 436isnadıyla gelen rivâyete yer vermiĢtir. ġirbinî (ö. 977/1570), el-Ġknâ‟ isimli eserinde benzer bir ifade kullanmaktadır.437

Ahmed bin Hanbel ve Ġbn-i Mâcede geçen rivayet Ģudur:

تيا رشلمحاو رشنلما لاق سدقلما تيب فِ انتفأ الله بِن ي( تلاق صلى الله عليه وسلم بِنلا ةلَوم ديعس تنب لاقيو دعس تنب ةنوميم نعو ناف ويف اولصف هو

ىدىأ نم وناف ويف جرسي اتيز ويلإ دهيلف لاق ويتيأ ول ويلإ لمحتي نأ قطي لم نم تيأرأ تلاق ةلَص فلأك ويف ةلَص نمك ناك ول

)ويف ىلص

Ebu Dâvud süneninde geçen rivâyet ise Ģöyledir:

يزب اوثعباف ويف اولصتو هوتتَ لم ناف بَرح كاذ اذإ دلَبلا تناكو ويف اولصف هوتيا لاقف سدقلما تيب فِ انتفأ الله لوسر ي تلق( تلاق جرسي ت

دواد بِا ةياور ظفل اذى )وليدانق فِ 434

Ebü‟l-Velîd Muhammed b. Ahmed b. Muhammed el-Kurtubî, Bidâyetu‟l-Müctehid, Dâru‟l- Ma‟rife, Beyrut 1982, 426; Ebü‟l-Hasen Alî b. Muhammed b. Habîb el-Basrî el-Mâverdî, el-

Hâvi‟l-kebîr, I-XVX, thk. ġeyh Ali Muhammed Mu‟avvid ve ġeyh Adil Ahmed Abdulmevcud,

Dâru‟l-Kütübi‟l-Ġlmiyye, Beyrut 1999, c. 15, s. 477-478.

435 ġafii, Ebu Abdillah Muhammed b. Ġdris, el-Ümm, I-XII, thk. Dr. Rıât Fevzi Abdu‟l-Mutallib,

Darul-Vefâ, Mansure, Mısır 2001, c. 3, s. 663; Ebû Ġbrâhîm Ġsmâîl b. Yahyâ b. Ġsmâîl el-Müzenî el-Mısrî, Muhtasaru‟l-müzenî, Dâru‟l-Kütübi‟l-Ġlmiyye, Beyrut 1998, s. 390-391.

436 Müslim, Kitâbu‟l-Hac, 588, c. 2, s. 1014; Buhari, Fadlu‟s-Salât, 8, c. 2, s. 60.

437 ġirbîni, ġemsüddîn Muhammed b. Ahmed el-Hatîb, el-Ġknâ„, I-II, Dâru‟l-Fikr, Beyrût, t.y. c. 1, s.

151

ġâfi„î fakîhlerinden Mâverdî (ö. 450/1058) el-Hâvi‟l-Kebîr isimli eserinde ġedd-i rihâl hadîsinde adı geçen mescidlere yapılan adak hakkında aktardığı görüĢleri Ģöyle özetleyebiliriz: Mescid-i Harâm‟a salt gitmeyi adayan kimse bu adağını yerine getirip gitmesi ve bunu hac ya da umre ihramına niyet ederek yerine getirmesi vaciptir. Üç mescidin dıĢında baĢka bir mescide gitmeyi adayan kimsenin adağı ise geçersizdir. ġayet bu üç mescit dıĢında baĢka bir mescitte namaz kılmayı adamıĢsa, herhangi bir mescitte namaz kılarak bu adağını yerine getirebilir. ġayet Mescid-i Nebevî veya Mescid-i Aksâ‟ya gitmeyi adamıĢ ise bu durumda iki görüĢ vardır: Birinci görüĢe göre mescide gitmeyi adayan kimsenin adağı geçersizdir. Eğer bu iki mescide gitmenin yanında bir ibadet de adamıĢ ise bu durumda Mescid-i Nebevî ya da Mescid-i Aksâ‟ya gitmesi gerekmez herhangi bir mescitte bu ibadeti gerçekleĢtirebilir. Ġkinci görüĢe göre Mescid-i Nebevî ya da Mescid-i Aksâ‟ya gitmeyi adayan kiĢi adağını yerine getirmesi vaciptir. Mâverdî bu görüĢ sahiplerinin görüĢlerini Buharî‟de geçen Ebû Sâ„d el-Hudrî‟nin rivayetine438

dayandırdıklarını ileri sürer. Bu iki mescide gitmeyi adayanların bu mescidlerde bir ibadet yapma zorunluluğu olup olmadığı konusunda iki farklı görüĢten birine göre ibadet yapmak zorundadır. Diğerine göre o mescide gitmesi kâfi olup o mescitte ibadet zorunluluğu yoktur.439

Nevevî (ö. 676/1277) el-Mecmû„ isimli eserinde Mescid-i Nebevî ve Mescid-i Aksâ‟ya gitme konusunda yapılan adak hakkında iki görüĢ olduğunu aktarır. ġâfi„î‟ye göre bu adağın yerine getirilmesi vâcib değildir. ġâfiî‟nin önde gelen talebelerinden el-Büveytî (ö. 231/846)‟ye göre ise vâcibtir.440 Nevevî, el-Minhâc adlı eserinde ġâfi„î‟nin Mescid-i Nebevî ve Mescid-i Aksâ‟yı da Mescid-i Harâm gibi gördüğünü oralarda kılınmak üzere Mescid-i Harâm‟da olduğu gibi o iki mescitte de adanan namazın kılınması gerektiği Ģeklindeki baĢka bir görüĢünü aktarır ve bu

438 Buhari, Fadlu‟s-Salât, 1, c. 2, s. 60.

Hadîsin Tam Metni ġöyledir:

َأ ُتْعَِسْ :َلاَق ،ٍدَيِز َلَْوَم ،َةَعَزَ ق ُتْعَِسْ ،ِكِلَلما ِدْبَع ْنَع ،ُةَبْعُش اَنَ ثَّدَح ،ِديِلَولا وُبَأ اَنَ ثَّدَح ِنَع ٍعَبْرَِبِ ُثِّدَُيَ ،ُوْنَع َُّللَّا َيِضَر َّيِرْدُلْا ٍديِعَس َبَ ا : َلاَق ِنَِنْقَ نآَو ِنَِنْ بَجْعَأَف ،َمَّلَسَو ِوْيَلَع ُالله ىَّلَص ِِّبَِّنل « ِرْطِفلا ِْيَْمْوَ ي ِفِ َمْوَص َلََو ،ٍمَرَْمُ وُذ ْوَأ اَهُجْوَز اَهَعَم َّلَِإ ِْيَْمْوَ ي ُةَأْرَلما ِرِفاَسُت َلَ ْبُّصلا َدْعَ ب ِْيَْ تَلََص َدْعَ ب َةَلََص َلََو ،ىَحْضَلْاَو َدِجاَسَم ِةَثَلََث َلَِإ َّلَِإ ،ُلاَحِّرلا ُّدَشُت َلََو َبُرْغَ ت َّتََّح ِرْصَعلا َدْعَ بَو ،ُسْمَّشلا َعُلْطَت َّتََّح ِح يِدِجْسَمَو ىَصْقَلْا ِدِجْسَمَو ،ِماَرَلْا ِدِجْسَم » 439 Mâverdî, el-Ĥâvi‟l-kebîr, c. 15, s. 477-478. 440 Nevevî, el-Mecmu„, c. 8, s. 493.

152

görüĢü doğru (azhar) olarak niteler.441

ġirbinî onun görüĢünü ġedd-i rihâl hadîsini zikrederek her üç mescidin diğer mescitlere nazaran faziletli kılınmıĢ olması ile temellendirir.442 Ayrıca Nevevî, el-Mecmû„da Mescid-i Aksâ ziyareti isimli bir baĢlık açmıĢtır. Burada Sahîh-i Buharî, Sahîh-i Müslim, Ebû Dâvûd, Ġbn Mace ve Ahmed bin Hanbel‟in Müsned‟inde geçen rivâyetleri delil göstererek Mescid-i Aksâ ziyaretinin müstahab olduğunu savunmuĢtur.443

ġâfi„î fıkıh kitaplarında ġedd-i rihâl hadîsinin geçtiği yerlerden biri de itikâf444 babıdır. Fıkıh âlimleri hadîste adı geçen bu üç mescit dıĢında baĢka bir mescitte itikâfa girmeyi nezreden (adayan) kiĢinin adağını, ismini belirttiği mescidin dıĢında herhangi bir mescitte itikâfa girerek yerine getirebileceğine hükmetmiĢler. Mescid-i Harâm, Mescid-i Nebevi ve Mescid-i Aksa‟da itikâfa girmeyi nezreden kiĢinin adağı ise bu mescitlerde gerçekleĢtirilmesi gerektiğini savunurlar.445

Hadîs, Hz. Peygamber‟in (s.a.v.) kabrini ziyaret etmenin hükmü babında da geçmektedir. Nevevî baĢka delillerle birlikte ġedd-i rihâl hadîsini de Hz. Peygamber‟in kabrini ziyarete delil göstermiĢtir.446

ġirbinî Hz.Peygamber‟in kabrinin ziyaretinin hac‟dan sonra ve hac dıĢında her zaman mendûb oluĢunu açıklarken bu hadîsi zikreder ve Mescid-i Aksâ‟yı da ziyaret etmenin mendûb olduğunu belirtir.447

ġedd-i rihâl hadîsi‟nin geçtiği konulardan biri de namazın sıhhat Ģartlarından biri olan “istikbâl-i kıble” konusudur. Burada lafızla ilgili bazı değerlendirmeler mevcuttur. “

مارلْا دجسلما

” Mescid-i Harâm lafzından bazen Kâ„be bazen mescit ve çevresi kastedilmektedir. Söz konusu hadîsimizde Ka„be‟yi çevreleyen mescit kast

441

Nevevî, Minhâcü‟t-talibîn, ġirbinî‟nin Muğnî‟l-muhtâc‟ıyla birlikte, Dârü‟l-Kütübi‟l-Ġlmiyye, Birinci Baskı 1994, c.6, s.251.

442 ġirbinî, Muğnî‟l-muhtâc, Dârü‟l-Kütübi‟l-Ġlmiyye, Birinci Baskı 1994, c.6, s.251. 443 Nevevî el-Mecmu„, c. 8, s. 278.

444 Ġbadet niyetiyle cami veya mescitlerde kalmak anlamında kullanılan bir fıkıh terimidir. Mehmet

ġener, “ Ġ„tikâf”, DĠA, c. 23; s. 457.

445

Ebu Hasan Yahya bin Ebu‟l-Hayr el-Yemenî, el-Beyân fî Mezhebi Ġmami‟Ģ-ġâfiî, I-XIII, thk. Kasım Muhammed Nuri, Dâru‟l-Minhâc, Cidde 2000. III, 578.

446 Nevevi, el-Mecmu„, c. 8, s. 272. 447 ġirbinî, Muğnî‟l-muhtâc, c.2, s.283.

153

edilmiĢtir. “

مارلْا دجسلما رطش كهجو لوف

” yüzünü Mescid-i Harâm tarafına çevir448

âyeti kerimesinde ise Mescid-i Harâm lafzından Kâ„be kastedilmiĢtir.449

ġâfi„î kaynaklarında görebildiğimiz kadarıyla ġedd-i rihâl hadîsi genel olarak adak, Hz. Peygamber‟in (s.a.v.) kabrini ziyaret konularında hükme ulaĢılırken bir delil olarak kullanılmıĢtır. Bir yere gitme adağı, üç mescide gitme, üç mescide ibadet etme niyetiyle gitme adağı tartıĢmalarında bu hadîse sık bir Ģekilde atıfta bulunulmuĢtur. Bunun yanında Hz. Peygamber‟in (s.a.v.) kabrinin ziyaret edilmesinin meĢrûiyeti bu hadîsle temellendirilmiĢtir. Bu hadîs istikbal-i kıble konusunda Kâ„be ve mescidin sınırlarının belirlenmesinde destekleyici bir delil olarak ele alınmıĢtır.

2.7.1.4. Hanbelî Mezhebindeki GörüĢler

Hanbelî fıkıh kaynaklarına baktığımızda araĢtırmamıza konu olan hadîsin Müslim‟in Ebû Hüreyre rivayeti ile Buhari‟nin Ebû Sa„îd el-Hudrî isnadıyla aktardığı rivayetin yer aldığını görmekteyiz.

Hanbelî fakihlerinden Ġbn Kudâme (ö. H. 620) el-Muğnî isimli eserinde araĢtırma konumuz olan ġedd-i rihâl hadîsini yolculukta namazların kısaltılarak kılınması konusunda ele almıĢtır. Eserinde ġedd-i rihâl hadîsinde ismi geçen mescitlerin dıĢında baĢka mescitlerin veya kabir ziyareti yolculuğunda namazların kısaltılıp kısaltılmaması konusunda fakîhlerin ihtilafına değinmiĢtir. Ġbn Kudâme‟ye göre yolculukta namazların kısaltılarak kılınması ruhsatı devam etmesi sahîh olan görüĢtür. Nitekim Hz. Peygamber (s.a.v.) Efendimiz Kübâ Mescidini ve kabirleri ziyaret ediyordu ve kabir ziyaretini tavsiye ediyordu. Ona göre ġedd-i rihâl hadîsi o mescitlerin sadece fazilet bakımından üstünlüğünü ifade etmektedir. Yoksa fazilet bakımından üstünlük namazların kısaltılması için Ģart olmadığı açıktır.450

448

Bakara, 2 / 149.

449 Nevevi, el-Mecmu„, c. 3, s. 190.

450 Abdullah b. Ahmed b. Muhammed b. Kudâme el-Makdîsi, el-Muğnî, I-X, Mektebetu‟l-Kâhire,

154

Ġbn Kudâme, aynı eserde araĢtırmamıza konu olan hadîsin Buhâri‟nin Ebû Sâ„îd el-Hudrî isnadıyla aktardığı451

rivayeti, i„tikâf konusunda ele almıĢtır. Ġbn Kudâme burada söz konusu rivâyeti delil göstererek fazilet bakımından üstün olan bu üç mescidin dıĢındaki mescitlerde i„tikâf‟a girmek için yapılan adağın bağlayıcılığı olmadığını ifade eder.452

Keza Ġbn Kudâme, araĢtırmamıza konu olan hadîsin Müslim‟in Ebû Hüreyre isnadıyla aktardığı rivayeti adak (nezr) babında ele almıĢtır. Ġbn Kudâme‟ye göre Mescid-i Harâm‟a yürüyerek gitmeyi adayan kiĢi, bu adağını hac ya da umre olarak yerine getirmelidir. Ayrıca bu adağını yürüyerek yerine getirmesi vâcibtir. Adağını yürüyerek yerine getirmekten aciz ise yemin kefaretini ödeme Ģartıyla binerek adağını yerine getirebilir. Ona göre mutlak olanı da yürümeye hamledildiği için Mescid-i Harâm‟a -yürümeyi değil- gitmeyi adayan kiĢi de bu adağını yürüyerek yerine getirmelidir.453 Ġbn Kudâme‟ye göre Mescid-i Aksâ‟da namaz kılmayı adayan kiĢi bu adağını Mescid-i Harâm ya da Mescid-i Nebevî‟de namaz kılarak gerçekleĢtirebilir. Mescid-i Nebevî‟de namaz kılmayı adayan kiĢi bu adağını Mescid- i Harâm‟da namaz kılarak gerçekleĢtirebilir. Ancak Mescid-i Harâm‟da namaz kılmayı adayan kiĢi bu adağını Mescid-i Nebevî ya da Mescid-i Aksâ‟da namaz kılarak yerine getirmiĢ olamaz; çünkü Mescid-i Harâm sevap bakımından diğer mescidlerden üstündür.454

Hanbelî fıkhının geliĢmesinde önemli katkıları olan Ġbn Muflih, araĢtırmamıza konu olan hadîsi i„tikâf babında ele almıĢtır. Ona göre bu üç mescide namaz kılmayı ya da i„tikâfa girmeyi adayan kiĢi bu adağını baĢka mescitlerde namaz kılarak ya da i„tikâfa girerek yerine getirmiĢ olmaz. Çünkü fazilet bakımından diğer mescitlerden üstün olan mescitlere yapılan adaklar, fazilet bakımından daha üstün olan mescitlerde yerine getirilebilir. Ancak fazilet bakımından altta olan mescitlerde yerine getirmek caiz değildir. 455 Keza Ġbn Muflih‟e göre, ġedd-i rihâl‟e

451 Buhârî, Savm, 66, c. 3, s. 43. 452 Ġbn Kudâme, el-Muğnî, c. 2, s. 195. 453 Ġbn Kudâme, el-Muğnî, c. 10, s. 13. 454 Ġbn Kudâme, el-Muğnî, c. 10, s. 17.

455 Ġbn Müflih, Ebû Abdillâh ġemsüddîn Muhammed b. Müflih el-Makdisî er-Râmînî (ö. 763/1362),

Kitâbü‟l-Fürû, I-XI, thk. Abdullah bin Abdu‟l-Muhsin, Müessese‟r-Risâle, Lübnan 2003, c. 5, s.

155

(yolculuk) ihtiyaç olmayan yakın bir mescitte bir ibâdet yapmayı adayan kiĢi, bu adağını belirtmiĢ olduğu mescitte yerine getirmesi daha faziletli olmakla birlikte baĢka bir mescitte de yerine getirebilir.456

Görüldüğü üzere Hanbelî fakihlerine göre ġedd-i rihâl hadîsinde adı geçen üç mescidin dıĢında baĢka mescitlere yapılan yolculukta namazların kısaltılıp kısaltılmaması konusunda sahîh olan görüĢ, yolculukta namazların kısaltılarak kılınması ruhsatının devam etmesidir. Ayrıca Hanbelî fıkıh âlimlerine göre Mescid-i Harâm‟a yürüyerek gitmeyi adayan kiĢi, bu adağını hac veya umre olarak yerine getirmelidir.

2.7.1.5. Değerlendirme

ġedd-i rihâl hadîsiyle Ġslâm‟da kutsal olarak kabul edilen yerlerden Mescid-i Harâm (Kâ„be), Mescid-i Nebevî ve Mescid-i Aksâ‟nın ziyaret edilebileceğine ruhsat verilmiĢtir. Sadece yukarıdaki üç mescidin ziyaret yeri kabul edilmesinin sebebi bu mescitlerin diğer mescitlerden fazilet açısından üstün olmalarıdır. Nitekim Mescid-i Harâm‟da kılınan bir namazın Mescid-i Nebevî ve Mescid-i Aksâ dıĢındaki mescitlerde kılınan namazdan yüz bin defa daha faziletli sayılması da bu mescidin önemine iĢaret etmektedir.457

Mescid-i Harâm‟ın içinde yeryüzünde inĢâ edilen ilk mescit ve Müslümanların kıblesi Kâ„be bulunmaktadır. Hz. Peygamber (s.a.v.) : “Benim mescidimde kılınan bir namaz Mescid-i Harâm dıĢında baĢka mescitlerde kılınan namazlardan bin kere daha fazîletlidir.”458 Buyurmaktadır. Mescid-i Aksâ‟da

namaz kılmanın faziletine dair rivayetler de mevcuttur. Nitekim Mescid-i Aksâ Müslümanların ilk kıblesi, daha önceki ümmetlerin kıblesi ve yeryüzünde inĢâ edilen ikinci mescittir.459 Fıkıh âlimleri, araĢtırma konumuz olan ġedd-i rihâl hadîsine dayanarak fazilet itibariyle Mescid-i Harâm, Mescid-i Nebevî ve Mescid-i Aksâ‟nın birbirini izlediğini kabul etmektedirler.

Yukarıda aktardığımız üzere fakîhlerin çoğu eserlerinde ġedd-i rihâl hadîsini, Arapça karĢılığı nezr (

رذنلا

) olan adak konusunda ele aldıklarını gördük. Dinî bir

456 Ġbn Müflih, Kitâbü‟l-Fürû, c. 5, s. 156. 457 Ġbn Mâce, Ebvêb‟u-Ġkâmetu‟s-Salâvât 196, c. 2, s. 415. 458 Buhari, Fadlu‟s-Salât, 1, c. 2, s. 60. 459 Bakara, 2/144; Mâide, 5/2; Ġsrâ, 17/1.

156

davranıĢ olarak Allâh‟ın yardımını temin gayesiyle baĢvurulan adak hemen hemen bütün dinlerde görülmektedir.460 Adakla ilâhî takdirin değiĢmeyeceği gerçeği adak hakkında gelen hadîslerden anlaĢılmakla birlikte birçok âyet461

ve hadîste adakların yerine getirilmesi emredilmiĢtir.462

Adak fıkıh kitaplarında geniĢ ve teferruatlı bir konu olduğu için, biz burada konumuzu ilgilendiren kısmıyla yetindik. Bu yönüyle ele aldığımızda yukarıda değindiğimiz üzere Ġslâm âlimlerinin çoğuna göre üç mescit dıĢındaki mescidlerde namaz kılmayı, i‟tikaf‟a girmeyi ve oruç tutmayı adayan kimse, bu adağını bizâtihi o mescidlerde yerine getirmesi vâcib değildir. Ancak adak, Mescid-i Harâm, Mescid-i Nebevî ve Mescid-i Aksâ olarak belirtilmiĢ ise bu durumda adak baĢka mescitlerde yerine getirilemez. Keza ġedd-i Rihâl‟e ihtiyaç