• Sonuç bulunamadı

5. ĠSLAMDA KUTSAL MEKÂNLAR VE FONKSĠYONLARI

2.8. ÇAĞDAġ YORUMLAMALAR (ORYANTALĠSTLERĠN HADĠS HAKKINDAKĠ

2.8.3. Değerlendirme

ġedd-i rihâl hadîsi Ġslâm bilginlerin gerekçeleriyle değerlendirildiğinde isnad ve metin açısından sahih olduğu söylenebilir. Bu hadîs etrafında cerayen eden tartıĢmalar selef ve halefçe gündeme alınmıĢ ve konu etrafında detaylı mülahazalar yapılmıĢtır.

Goldziher, ez-Zührî‟nin bu hadîsi uydurduğunu ispat edebilecek hiç bir delil gösterememiĢtir. Keza onun, hadîs imamları tarafından en ufak bir kusur sebebiyle dahi olsa, tenkit edildiğine dair her hangi bir haber verememiĢtir.520

Goldziher, mezkûr hadîsin ez-Zührî tarafından uydurulduğunu iddia ederken, her nedense, aynı hadîsin Kütüb-i-Sitte ve Tis„a baĢta olmak üzere onlardan önce ve sonra telif edilen

517

Koçyiğit, I. Goldziher‟in Hadis ile Ġlgili Bazı GörüĢlerinin Tahlil ve Tenkidi, c. 15, s. 47.

518 Koçyiğit, I. Goldziher‟in Hadis ile Ġlgili Bazı GörüĢlerinin Tahlil ve Tenkidi, c. 15, s. 50; Böyle

bir düĢüncenin Abdülmelik b. Mervan'a nisbetinin gerçeklik derecesi bir yana, bu teĢebbüste Zührî'nin herhangi bir rolünün bulunması tarih bakımından mümkün değildir. ġöyle ki: Zührî'nin babası Abdullah b. Zübeyr'in yakın adamlarındandı. Ġbn Zübeyr'in 73'- te (692) ortadan kaldırılmasından sonra Zührî ailesi malî sıkıntıya düĢünce Zührî ġam'a gitmiĢ ve Abdülmelik'le görüĢmüĢtür. Bu görüĢmenin tarihini, Goldziher'in faydalandığı kaynaklar arasında yer alan Zehebininin Tezkiratu‟l-Huffâz‟ı "80 civarında" diye vermekte ( 1. 109- 110), Buhârl'nin et- Târihu‟s-Sağîr‟i ise bunun için Ġbnü‟l-EĢ'as'ın isyan ettiği zamanı göstermektedir (1, 217) Bu isyanın 81 -84 (700-703) yılları arasında vuku bulduğu bilinmektedir.. Buna göre Zührî'nin Abdülmelik'le görüĢmesi Abdullah b. Zübeyr'in öldürülmesinde sonra gerçekleĢmiĢtir. Hatipoğlu, “Goldzıher Ignaz” DĠA, c. 14, s. 104.

519

Ebu‟l-Fidâ Ġsmâîl b. Ömer Ġbn Kesîr ed-DimeĢkî, , el-Bidâye ve‟n-Nihâye, I-XV, Dâru‟l-Fikr, y.y. 1407/1986, c. 9, s. 165; Koçyiğit, I. Goldziher‟in Hadis ile Ġlgili Bazı GörüĢlerinin Tahlil

ve Tenkidi, c. 15, s. 50.

171

temel hadîs kaynaklarında sıklıkla yer alan diğer rivâyet Ģekillerini hesaba katmamıĢtır. Zira çalıĢmamızda ulaĢtığımız araĢtırmalar neticesinden de anlaĢıldığı üzere ġedd-i rihâl hadîsi, Goldziher‟in ġi„î Ya„kubî‟yi referans göstererek sadece ez- Zührî tarafından rivâyet edildiğinin aksine ġedd-i rihâl hadîsi on ikisi sahabi, ikisi tâbi„în ve Ġbrâhîm en-Nehâ„î el-Kûfî tariki ile birlikte toplamda on beĢ tarîkten tahrîc edilmiĢtir.

Ayrıca bazı oryantalistlerin Hz. Ömer‟in ve sahabenin, Kudüs‟e özel ilgi göstermedikleri, Müslümanların Emevi halifesi „Abdulmelik b. Mervan döneminden itibaren Kudüs‟e önem vermeye baĢladıklarına iliĢkin açıktan veya imalı bir Ģekilde ileri sürdükleri argümanların da doğru olmadığı521

ve tutarsız olduğu izahtan varestedir. Zira yeryüzünde inĢâ edilen ikinci mescit olan522 Mescid-i Aksâ, Hz Mûsâ‟dan Hz. „Ġsâ‟ya kadar pek çok Peygamber‟in buluĢma noktası, ilâhî vahyin indirildiği önemli bir dinî merkez, Hz. Peygamber‟in semaya yükseltildiği, çevresi Allâh‟ın âyetleri ve nimetleriyle donatılmıĢ523

bereketli ve mukaddes bir yer olmakla beraber Müslümanların ilk kıblesidir.524

Sahabe baĢta olmak üzere Müslümanlar Kudüs‟e her zaman özel ilgi göstermiĢ, Hz. Ömer Kudüs‟ü fethettikten sonra mescidi temizlemiĢ, çevresini geniĢletmiĢtir. Ayrıca Hz. Peygamber (s.a.v.) Müslümanları Mescid-i Akasâ‟yı ziyâret konusunda teĢvik etmiĢtir. Bir hadîsi Ģerifte bildirildiğine göre Meymûne (r.anhâ): “Yâ Resûlallah! Beytü‟l-Makdis hakkında bize fetva ver (tavsiyede bulun)”

dedi. Resûlullah (s.a.v.) Ģöyle buyurdu: „Oraya gidin ve içinde namaz kılın.‟ Hadîsin râvisi diyor ki: „O zaman burası Dâru‟l-Harb idi.‟ (Onun için Allah Resûlü sözlerine Ģöyle devam etti): „Eğer oraya gidemez ve içinde namaz kılamazsanız kandillerinde yakılmak üzere oraya zeytinyağı gönderin”525

buyurmuĢtur. Bu ifadeler Mescid-i

521 Ġsmail Altun, Sahabe Gözünde Kudüs ve Mescid-i Aksa, Atatürk Üniversitesi Ġlahiyat Fakültesi

Dergisi, S. 47, Erzurum 2017,s. 166.

522 Buharî, Ehâdîsu‟l-Enbiyâ, 11, c. 4, s. 145. 523

Ġsrâ, 17/1.

524

Ahmet Güç, Yeryüzünde Üç Büyük Mescid, Uludağ Üniversitesi Ġlahiyat Fakültesi Dergisi, c. 5, s. 5, Bursa 1993, s. 273.

525 Ebu Dâvûd, Kitâbu‟s-Salât 14; c. 1, s. 343; el-Heysemî, Mecmeu‟z-Zevâid ve Menbeu‟l-

172

Aksâ‟nın Müslümanlar tarafından ziyaret edilmesinin, yoğun ilgi göstermelerinin ve kutsal bir mekân olduğunun göstergeleridir.

“Beytü‟l-Makdis‟te/Mescid-i Aksâ‟da kılınan namaz, Mescid-i Harâm ve Mescid-i Nebevî haricindeki mescitlerde kılınan beĢ yüz namaza denktir.”526 hadîsi, Hz Peygamber‟in Kudüs‟ün fethedileceğini müjdelemesi 527

âyette öneminden bahsedilmesi, Müslümanların ilk kıblesi olması, yeryüzünde ikinci mescit olması gibi sebeplerden dolayı Müslümanların sürekli ilgi odağı olmuĢtur.

Bütün bunlar bazı oryantalistlerin Hz. Ömer‟in ve sahabenin, Kudüs‟e özel ilgi göstermediklerine ve bu hususla ilgili kaynaklarda herhangi bir bilginin yer almadığı iddialarının mesnetsiz ve gerçek dıĢı olduğunu ortaya çıkarmaktadır. Ayrıca Müslümanların, Emevî halifesi „Abdulmelik b. Mervan döneminden itibaren Kudüs‟e önem vermeye baĢladıklarına iliĢkin bir kısım araĢtırmacıların ve oryantalistlerin açıktan veya imalı bir Ģekilde ileri sürdükleri argümanların da doğru olmadığı savını ortaya koymaktadır.528

526 Ebü‟l-Hasen Nûreddîn Alî b. Ebî Bekr, el-Heysemî, Mecmeu‟z-Zevâid ve Menbeu‟l-Fevâid, I-

X, thk. Husâmeddîn el-Kudsî, Mektebetu‟l-Kudsî, Kâhire 1414/1994, c. 4, s. 7.

527 Resûlullah, vefatı yaklaĢtığı günlerde ġeddad b. Evs‟i muzdarip ve üzgün görüp onu teselli ederken

Ģu ifadeleri dile getirmiĢtir: “Âgâh olun! ĠnĢâalah ġam yakında fetholunacaktır. Âgâh olun! ĠnĢâalah Beytü‟l-Makdis de yakında fetholunacaktır. Sen ve sendensonra da çocuğun orada inĢâallah imamlar olacaksınız.”Makdisî, Ziyauddin Muhammed, Fedâilu Beyti‟l-Makdis, thk. Muhammed Mutî‟ el-Hâfiz, Dâru‟l-Fikr, DımaĢk 1405, s. 69.

173

SONUÇ

Her Ümmetin dinî veya gayri dinî olan bir takım kutsalı bulunmaktadır. Ġslâm Ümmetinin de değerini dinden alan, zaman ve mekân bağlamında değerlendirilen kendine özgü birçok kutsalı bulunmaktadır. Ġslâm bilginlerine göre mekânlara kutsallık ve üstünlük kazandıran husus ise bazı özel mekânlarda yapılan ibâdetin sair mekânlarda yapılan ibâdete tercih edilmesi sebebiyledir.

Bu bağlamda Müslümanların, dinî ve siyasî bir değer atfettikleri Mescid-i Aksâ kutsal mekânlardan biri olarak kabul edilmiĢtir. Nitekim bahsi geçen mekân hakkında yapılan rivâyetler, Müslümanların Mescid-i Aksâ hakkında dini hassasiyetlerinin temelini oluĢturmuĢtur. ġedd-i rihâl hadîsi yapılan çalıĢmada bu bağlamda, ele alınmıĢtır. Söz konusu hadîste Müslümanlar için kutsal olan üç mekân belirtilmiĢtir. Ayrıca ġedd-i rihal hadîsi, en genel anlamıyla (ibadet) amacıyla sadece üç kutsal mescide (Mescid-i Harâm, Mescid-i Nebevî ve Mescid-i Aksâ) yolculuk yapmayı teĢvik etmekle beraber onlara özel bir fazilet atfetme anlamını da taĢımaktadır. Ancak Arap gramerinin kendine ait bazı özellikleri, lafız-anlam iliĢkisi ve cümleler de yapılan hazif, takdim ve tehir gibi bazı filolojik hususiyetlerden dolayı literal olarak okunduğunda yanlıĢ anlaĢılmaya müsait hadîslerden biri olduğu müĢahede edilmektedir. Nitekim Ġslam tarîhi boyunca bu hadîs etrafında âlimler tarafından yapılan açıklamalar, zikredilen yanlıĢ anlaĢılmaları minimize etmiĢtir.

Hadîsin nasıl anlaĢılması hususunda geçmiĢten günümüze bazı tartıĢmalar yapılmıĢ olsa da hadîsin Mescid-i Harâm, Mescisid-i Nebevî ve Mescid-i Aksâ‟nın diğer mekânlara nazaran faziletini ifade ettiği hususunda ittifak bulunmaktadır.

Yapılan araĢtırmalar neticesinde ġedd-i rihâl hadîsi, birçok temel hadîs kaynaklarında sıklıkla zikredilmektedir. Hicrî üçüncü asır ve öncesinde telif edilen hadîs eserlerinde söz konusu rivâyetin yer alması ilk dönem kaynaklarında bulunması konusunda önem arz etmektedir. ġedd-i rihâl hadîsi, hem temel hadîs

174

kaynaklarının çoğunda hem de bu çalıĢmada esas alınan temel hadîs kaynaklarının %85‟ de ]ُلاَحِّرلا ُّدَشُت َلَ[ “lâ tüĢeddu‟r-rihâl” kalıp sığasıyla baĢlamaktadır.

Kütüb-i Sitte ve öncesindeki muhaddislerin kâhir ekseriyeti bu hadîsi, çok hadîs rivayet eden sahabilerden; Ebû Saîd Sa„d b. Mâlik b. Sinân el-Hudrî, (ö. 74/693-94) ve Ebû Hüreyre Abdurrahmân b. Sahr ed-Devsî (ö. 58/678), kanalından gelen tarîklerden rivâyet etmiĢler. Ayrıca bu hadîs Ebû Basra (Cemîl, Cümeyl, Hâmîl, Hümeyl), b. Basra el-Gıfârî (ö. ?), Ebû Muhammed Abdullâh b. Amr b. el- Âs el-KuraĢî (ö. 65/684-85), Ebû Abdirrahmân Abdullâh b. Ömer b. el-Hattâb el- KurayĢî el-Adevî (ö. 73/692), Ebû Hafs Ömer b. el-Hattâb b. Nüfeyl b. Abdiluzzâ el- KurayĢî el-Adevî (ö. 23/644), Ebu‟l-Ca‟d ed-Damrî (ö. ?), Ebû Muhammed Amr b. Dînâr el-Mekkî el-Cumahî (ö. 126/744), Hasan-ı Basrî (ö. 110/728) ve Ġbrahîm b. Süveyd en-Nehâî el-Kûfî (ö. ?) tariklerinden de rivâyet edilmiĢtir.

Kütüb-i Sitte dıĢında birçok hadîs müellifi ġedd-i rihâl hadisini eserinde rivâyet etmiĢtir. Bahsi geçen müellifler ve eserleri ise sırasıyla Hasan-ı Basrî (ö. 110/728)‟ye nispet edilen Fedâîlu Mekke‟si, Ebû Yûsuf (ö. 182/798) ve Muhammed b. Hasan eĢ-ġeybânî‟nin (ö. 189/805) el-Âsâr‟ları, Ebû Dâvûd et-Tayâlisî‟nin (ö. 204/819) el-Müsned‟i, Abdürrezzâk b. Hemmâm „ es-San„ânî (ö. 211/826-27) ve Ġbn- i Ebî ġeybe‟nin (ö. 235/849 el-Musannef‟leridir. Bunların dıĢında Ahmed b. Hanbel‟in (ö. 241/855) el-Müsned-i, Ebü‟l-Velîd el-Ezrakî‟nin (ö. 250/864 [?]) Ahbâr‟u Mekke ve mâ câʾe fîhâ mine‟l-âsâr-ı ve Ebû Muhammed ed- Dârimîn‟in (ö. 255/869) es-Sünen gibi eserlerde de söz konusu hadîs rivâyet edilmektedir.

ġedd-i rihâl hadîsi yaptığımız çalıĢmada on ikisi sahabi, ikisi tâbi„în ve Ġbrâhîm en-Nehâ„î el-Kûfî tariki ile birlikte toplamda on beĢ tarîkten tahrîc edilmiĢtir. ġedd-i rihâl hadîsinin toplamda elli olan tüm rivâyetlerinin sadece dokuzu sened açısından zayıf bulunmuĢ, geriye kalan kırkbir rivâyetin senedînde herhangi bir sıhhat problemine rastlanılmadığından bu rivâyetler genel olarak sened açısından sahîh olarak kabul edilmiĢtir. Tüm bu rivâyetler sened ve metin açısından değerlendirildiğinde muhtemel mana ile rivâyetten kaynaklanan bazı lâfzî farklılıklar

175

dıĢında zaman içerisinde herhangi bir anlam değiĢmesine veya kaymasına uğramadığı görülmüĢtür.

Ayrıca ġedd-i rihâl hadîsinin toplamda elli olan rivâyetlerinin genelinin senedînde ittisal açısından problem tespit edilmemiĢtir. Bu rivâyetlerde yer alan râvilerin geneli “cerh ve ta„dîl” âlimlerince “sikâ” kabul edilmiĢtir. Senedinde ittisal açısından problem tespit edilen veya “cer‟h ve ta„dîl” açısından problemli olan rivâyetler ise toplamda dokuz‟dur. Sıhhat açısından problemli olan bu rivâyetler, sahîh olan diğer ġedd-i rihâl rivâyetlerinin Ģâhid veya mutâba„at-ı ile sahih li-gayrihi veya hasen li-gayrihi olarak kabul edilmiĢtir. Dolayısıyla yeni bir metin oluĢturulmasına gerek kalmadan tüm gruplarda yer alan bir metin ortak metin olarak kabul edilebilir.

Sened yönünden genel olarak sahîh olan ġedd-i rihâl hadîsi metin tenkidi açısından da incelenmiĢ ve söz konusu rivâyetin Kur‟ân‟ın sarîh naslarına uygun olduğu gibi diğer sahîh hadîslere de uygun olduğu tespit edilmiĢtir. Sonuç olarak Kur‟ân‟ ın sarîh nasları ve diğer sahîh hadîsler ġedd-i rihâl hadisinin ifade etmiĢ olduğu anlamı pekiĢtirmektedir. Nitekim Kur‟ân‟da genel olarak mescitler ile alakalı zikredilen birçok âyetin yanında özel olarak Mescid-i Harâm ve Mescid-i Aksâ‟nın faziletinden dolaylı bir Ģekilde de Mescid-i Nebevînin öneminden bahseden âyetler yer almaktadır.

ġedd-i rihâl hadîsinin dıĢında üç kutsal mescidin önemi ve orada kılınan namazların fazileti ile alakalı vârid olan hadîsler, Müslümanların bu kutsal mekânların önemini kavrayarak oralara yolculuk yapmasını teĢvik etmektedir. Bu da ġedd-i rihâl hadîsinin ana temasında vurgulanan anlamla birebir örtüĢmektedir.

ġedd-i rihâl hadîsinde üç kutsal mescit için vurgulanan fazîlet ve özelliğin, târihi bilgilere aykırılığı da söz konusu değildir. Nitekim üç kutsal mescid, yeryüzünde inĢâ edildikleri zaman diliminden günümüze semâvi din mensublarınca mukaddes görülüp sürekli ziyâret edile gelmiĢlerdir bu da ilgili hadiste vurgulanan anlamın metin tenkidi prensiplerinden olan tarihe arz ile birebir örtüĢtüğünü göstermektedir.

176

Bunun yanında ġedd- i rihâl hadîsi, baĢta hadîs Ģerhleri olmak üzere fıkıh, tefsir ve kelâm eserlerinde ulemânın baĢvurduğu bir hadîstir.

Hadîs Ģârihleri söz konusu hadîsi dil, senet ve metin açısından detaylı analizlere tabi tutmuĢ; genel olarak iki temâyül oluĢmuĢtur.

Birinci temayüle göre hadîsin farklı bağlamla iliĢkisi noktasında dört farklı yoruma sahiptir. Bunların ortak noktası yasağın genel olmadığı hususudur ki bunun baĢka kimse ve mekânlara ziyaret amacıyla yapılan yolculuğu yasaklamadığı Ģeklinde anlayan cumhuru ulemânın görüĢüdür.

Diğer bir görüĢe göre ise yasak daha genel olup mezkûr üç mescit dıĢında baĢka kimse ve mekânlar için yapılan özel yolculukları yasaklamaktadır. Bu görüĢ Ġbn Teymiyye âit olmakla beraber genelde “selefî-vahhabî âlimlerin” savundukları bir görüĢtür.

Müfessirler hadîsi genelde Kâ„be ve mescit âyetlerinin geçtiği yerlerde ele almıĢlardır.

Fakîhlerin çoğu ise ġedd-i rihâl hadîsini, Arapça karĢılığı nezr (رذنلا) olan adak konusunda iĢlemiĢlerdir. Hadîsimiz fukahânın ibâdet- (namaz, itikâf) adak iliĢkisi bağlamında görüĢlerinin Ģekillenmesinde baĢrol oynamıĢtır.

Kelâm eserlerinde ise hadîsimiz özellikle son dönemlerde vehhâbilerin eserlerinde sıkça yer almıĢ ve bir yerleri kutsamak adına ziyâreti tevhid-Ģirk bağlamında ele alıp görüĢlerini temellendirmek için baĢvurmuĢlardır.

Vehhabiler dâhil olmak üzere Ġslam ulemâsı ġedd-i rihâl hadîsinin anlamı üzerine ve bunun kaynaklık edeceği hükümler üzerinde ihtilaf etmiĢse de temel hadîs kaynaklarında sıklıkla geçmesinden ötürü ve sened itibariyle genel olarak sahîh olmasından dolayı hadis genel kabul görmüĢtür.

Bunun yanında kimi oryantalisler tarafından bu hadîsin ez-Zührî senedi tartıĢılmak istenmiĢtir. Nitekim Goldziher‟in ġi„î Ya„kubî‟yi referans göstererek bu hadîsin Zührî tarafından Ebû Sa„îd el-Hudrî‟den uydurulduğu iddiasını ortaya

177

atmıĢtır. Oysa ġedd-i rihâl hadîsi, on ikisi sahabi, ikisi tâbi„în ve Ġbrâhîm en-Nehâ„î el-Kûfî tariki olmak üzere toplamda on beĢ tarîkten tahrîc edilmiĢtir. Kimi oryantalistler, Müslümanların Emevi halifesi „Abdulmelik b. Mervan döneminden itibaren Kudüs‟e önem vermeye baĢladıkları iddia etmiĢlerdir. Aslında bu iddiaları ileri sürerek hem örnek hadîsin tarihsel açıdan uydurma olduğunu hem de Müslümanların nezdinde Kudüs‟ün kutsiyetinin olmadığı kanaatini yerleĢtirmeye çalıĢmakta ve bu iddialarıyla bir takım siyasi amaçlar gütmektedirler. Söz konusu iddiaların Kur‟an âyetleri, hadîsler, tarihi veriler ve yapılan bu çalıĢma ile birlikte tutarsızlığı ve temelsizliği bariz bir Ģekilde ortaya çıkmaktadır.

Sonuç olarak genel olarak senedi sahîh olarak gelen ġedd-i rihâl hadîsi metin tenkidi açısından değerlendirildiğinde ilgili hadîsin en mu„teber sahîh hadîsler kapsamında değerlendirilmesi gerektiği sonucu çıkmaktadır.

178

KAYNAKÇA

ABDULĞANĠ, Muhammed Ġlyas, Târîhu‟l-Mescid-i‟n-Nebevîyyi‟Ģ-ġerîf,

Mektebetu‟l-Melik Fehd el-Vataniyye, Medine 1416/ 1996.

ABDÜRREZZÂK, Ebû Bekr Abdürrezzâk b. Hemmâm b. Nâfi„ el-Himyerî, es- San„ânî, el-Musannef, I-XI, thk. Habîburrahmân el-‛Azamî, Mektebetu‟l- Ġslâmî, Beyrût 1403/1982.

AHMED B. HANBEL, Ebû „Abdillâh Ahmed b. Muhammed eĢ-ġeybânî,

Müsnedü‟l-Ġmâm Ahmed b. Hanbel, I-L, thk. ġu„ayb el- Arnavûd v.dğr.,

Muessesetu‟r-Risâle, Beyrût 1421/2001.

__________, el-„Ġlel ve Ma„rifeti‟r-Ricâl, I-III, thk. Vasiyyullâh b. Muhammed Abbâs, Dâru‟l-Hânî, Riyâd 1408/1998.

ALTUN, Ġsmail, Sahabe Gözünde Kudüs ve Mescid-i Aksa, Atatürk Üniversitesi

Ġlahiyat Fakültesi Dergisi, S. 47, Erzurum 2017.

AYDINLI, Abdullâh, Hadîs Istılahları Sözlüğü, ĠFAV Yay., Ġstanbul 2012.

AYNÎ, Ebû Muhammed (Ebü‟s-Senâ) Bedrüddîn Mahmûd b. Ahmed b. Mûsâ b. Ahmed „Umdetü‟l-Kârî ġerhu Sahîhi‟l-Buhârî, I-XXV, Dâru Ġhyâi‟t- Türâsi‟l-„Arabî, Beyrut t.y

AZÎMÂBÂDÎ, Ebü‟t-Tayyib Muhammed ġemsülhak b. Emîr Alî ed-Diyânüvî,

„Avnü‟l-Ma„bûd ġerhu Süneni Ebî Dâvûd, I-XIV, tahk. „Abdurrahman

Muhammed Osmân, Medine 1968.

A„ZÂMÎ, Muhammed Mustafa, Dirâsâtun fî‟l Hadîsi‟n-Nebevî ve Târih‟i-

Tedvînih, el-Mektebetu‟l-Ġslâmî, Beyrût 1400/1980.

__________, Menhecu‟n-Nakd Ġnde‟l-Muhaddisîn, b.y.y., Riyâd 1982.

__________, Ġlk Devir Hadis Edebiyatı ve Peygamberimizin Hadislerinin Tedvîn Tarihi, Hulûsi Yavuz (Çev.), Ġz Yayıncılık, Ġstanbul 1993.

BAĞCI, H. Musa, Hadis Tarihi ve Metodolojisi, Ankara Okulu Yay., Ankara 2013. BAĞDÂDÎ, Ebû Bekr Ahmed b. „Alî b. el-Hatîb, el-Câmî„ li Ahlâki‟r-Râvî ve

Âdâbi‟s-Sâmi„, I-II, thk. Mahmûd Tahhân, Mektebetu‟l-Maârif, Riyâd

1403/1983.

179

BAKTIR, Mustafa “SUFFE”, DĠA, c.37, ss. 469-470, Ġstanbul 2009.

BEĞAVÎ, Ebû Muhammed el-Hüseyn b. Mes‟ud b. Muhammed b. Ferra el-Beğavî eĢ-ġafiî, Me„alimu‟t-Tenzil fî Tefsiri‟l-Kur‟ân, thk. „Abdurrezzak el- Mehdî, Dâru Ġhyai‟t-Turasi‟l-„Arabî, Beyrût 1419/ 1999

BEZZÂR, Ebû Bekr Ahmed b. „Amr b. Abdülhâlik, Müsnedi‟l-Bezzâr el-MeĢhûr

bi Ġsmi‟l-Bahri‟z-Zehhâr, I-XIII, thk. Mahfûz er-Rahmân Zeynullâh

v.dğr., Mektebetu'l-„Ulûm, Medînetü‟l-Münevvere 1409/1988.

BĠLEN, Mehmet, Ġbn Hacer‟in Buhârî Savunusu, Ankara Okulu Yay, Ankara 2013,

BOZKURT, Nebi; Mustafa Sabri KüçükaĢçı, “MESCĠD-Ġ NEBEVΔ DĠA, c. 29, ss. 281-290, Ġstanbul 2003.

__________, “Mescid-i Aksa” DĠA, c. 29, ss. 268-271, Ġstanbul 2004.

__________; Mustafa Sabri KüçükaĢçı, “MEKKE” DĠA, c.28, s. 563-575, Ġstanbul

2003.

BUHÂRÎ, Ebû „Abdillâh Muhammed b. „Ġsmâ„îl b. Ġbrâhîm el-Cu„fî, el-Câmiu‟s-

Sahîh, I-IX, thk. Muhammed Züheyr b. Nâsır en-Nâsır, Dâru Tavku'n-

Necât, y.y. 1422/2001.

__________,et-Târihu‟l-Kebîr, I-VIII, Dâiretu‟l-Maârifi‟l-„Osmâniyye, Dekkan,

t.y.

__________,et-Târihu‟s-Sağîr, thk. Mahmûd Ġbrâhîm Zâyid, Dâru‟t-Turâs,

Haleb/Kâhire,1397/1977.

CEVHERÎ, Ġsmâ„îl b. Muhammed, Mu‟cemu‟s-Sihah, Daru‟l-Ma‟rife, Beyrût 1428/ 2008.

COġKUN, Selçuk, Hadîse Bütüncül BakıĢ, ĠFAV Yay., Ġstanbul 2014.

DAHLAN, Ahmed Zeynî ed-Dürerü‟s-Seniyye fi‟r-Redd „ala‟l-Vahabiyye, Mektebetü‟l-Ahbâb, DımaĢk 2003.

DÂRĠMÎ, Ebû Muhammed „Abdullâh b. „Abdurrihmân b. el-Fadl b. Behrâm,

Müsnedü‟d-Dârimî el-Ma„rûf bi Süneni‟d-Dârimî, I-IV, thk. Hüseyn

Selim Esed ed-Dârânî, Dâru‟l-Muğnî, Suûdiyye 1421/2000.

DESÛKÎ, Muhammed bin Ârefe, HâĢiyetü‟d-Desûkî Âlâ ġerhi‟l-Kebîr, I-IV, Dâru‟l-Fikr, Beyrût, ty.

DĠHLEVÎ, Ebû „Abdil„azîz Kutbüddîn ġâh Veliyyullah Ahmed b. Abdirrahîm b. Vecîhiddîn, Hüccetü‟l-Lahi‟l-Bâliğa, thk. Seyyid Sabık, Dârü‟l-Cebel, Beyrût 2005.

180

EBÛ DÂVÛD, Süleymân b. Dâvûd b. el-Cârûd et-Tayâlisî, el-Müsned, thk.

Muhammed b. „Abdul‟muhsîn et- Türkî, Dâru-Hicr, Mısır 1419/1999. EBÛ DÂVÛD, Süleymân b. el-EĢ„as b. Ġshâk el-Ezdî es-Sicistânî, Sünenu Ebî

Dâvûd, I-VII, thk. ġu„ayb el-Arnavûd; Muhammed Kâmil, , Dâru‟r-

Risâlatü‟l-„Âlemiyye, y.y. 1430/2009.

EBU ġUHBE, Muhammed b. Muhammed b. Suveylim, es-Sîretu‟n-Nebeviyye „alâ

davî‟l-Kur‟ân ve‟s Sünne, Dâru‟l-Kalem, DımeĢk 1426/ 2006.

EBÛ YÛSUF, Ya„kūb b. Ġbrâhîm b. Habîb b. Sa„d el-Kûfî, el- Âsar, I-IV, thk. Ebu‟l –Vefâ el-Afgânî, Dâru‟l –Kutüb‟ül- Ġlmiyye, Beyrût, t.y.

EFENDĠOĞLU, Mehmet, “ġerh (Hadîs)”, DĠA, c. 37, ss. 559-560, Ankara 2010. EMECEN, Feridun, “Abdülazîz b. Muhammed b. Suûd”, DĠA, c. 1, ss. 193-194,

Ġstanbul 1988.

ENĠS, Ġbrahim; MUNTASIR Abdülhalim; ES-SAVÂLĠKĠ Atiyye; AHMED, Muhammed Halfullah, el-Mu‟cemu‟l-Vasit, el-Mektebetu‟l-Ġslamiyye, y.y, t.y.

ES-SENĠKÎ, Zekeriyâ b. Muhammed b. Ahmed b. Zekeriya Ebû Yahya Minehetü‟l-

Bârî bi ġerhi Sahîhi‟l-Buhârî, I-X, thk. Süleyman b. Deri„ el-„Azimî,

Mektebetü‟r-RüĢd, Riyâd, t.y.

EZHERÎ, Ebû Dâvûd Süleymân b. Ömer b. Mansûr el-Uceylî, HâĢiyetü‟l-Cemel

(Fütühâtü‟l-Vehhab bi Tavdîhi ġerhi Menheci‟t-Tüllâb), Dârü‟l-Fikr,

y.y., t.y.

EZRAKÎ, Ebü‟l-Velîd Muhammed b. „Abdillâh b. Ahmed b. Muhammed el-Ezrakî,

Ahbâru Mekke ve mâ Câʾe fîhâ mine‟l-Âsâr, I-II, thk. RüĢdî es- Sâlih

Mulhıs, Dâru‟l-Endulüs, Beyrût, t.y.

FÂKĠHÎ, Ebû „Abdillâh Muhammed b. Ġshâk b. „Abbâs, Ahbâr‟u Mekke, I-III, thk. A. Melik „Abdullâh DüheyĢ, Dâru- Hıdır, Beyrût 1414/

8990

.

FÂSÎ, Ebû „Abdillâh Muhammed b. Muhammed b. Muhammed el-Abderî, el-

Medhal, I-IV, Daru‟t-Turâs, Kâhire, ty.

GALUġ, Ahmed, es-Sîretu‟n-Nebeviyye ve‟d-Da„ve fi Ahdi‟l-Medenî, Muessesetu‟r-Risale, Beyrût 1424/2004.

GAZÂLÎ, Muhammed es-Saka, Fikhu‟s-Sire, Daru‟l-Kalem, DımeĢk 1426/2006. GÖKTAġ, Yavuz Güncel Hadîs Yorum ve TartıĢmaları, Rağbet Yay, Ġstanbul

2010.

GÜÇ, Ahmet Yeryüzünde Üç Büyük Mescid, Uludağ Üniversitesi Ġlahiyat

181

ĞURMULLAH DÜMEYNÎ, Müsfir, Hadiste Metin Tenkidi Metodları, Çev. Ġlyas Çelebi ve diğerleri, Kitabevi Yayınları, Ġstanbul 1997,

HASEN el-BASRÎ, Ebû Sa„îd el-Hasen b. Yesâr el-Basrî, Fedâilu Mekke ve‟s-

Seken fîhâ, thk. Sâmî Mekkî el- Ânî, Mektebetü‟l-Felâh, Kuveyt

1400/1979.

HATĠPOĞLU, Mehmet S. “Goldzıher Ignaz” DĠA, c. 14, ss. 102-105, Ġstanbul 1996.

HEYSEMÎ, Ebü‟l-Hasen Nûreddîn „Alî b. Ebî Bekr, Mecmeu‟z-Zevâid ve

Menbeu‟l-Fevâid, I-X, I-X, thk. Husâmeddîn el-Kudsî, Mektebetu‟l-

Kudsî, Kâhire 1414/1994.

HĠMYERÎ, Muhammed b. Ömer b. Mubarek el-Hadramî eĢ-ġâfi„î, Hadaiku‟l-

Envâr ve Metâli„u‟l-Esrâr fî Sîreti‟n-Nebiyyi‟l-Muhtâr, Dar‟ul

Menhec, y.y.,1419/ 1998.

HĠNDÎ, Muhammed BeĢir b. Muhammed Bedrü‟d-dîn es-Sehsevânî, Siyânetü‟l-

Ġnsân „an Vesveseti‟Ģ-ġeyh Dahlân, el-Matbaatü‟s-Selefiyye, y.y., t.y.

IRÂKÎ, Ebü‟l-Fadl Zeynüddîn „Abdürrahîm b. el-Hüseyn b. „Abdirrahmân, Tarhü‟t-

Tesrîb fî ġerhi‟t-Takrîb, I-VIII, et-Tab„atü‟l-Mısriyye el-Kadime, y.y.,

t.y.

ĠBN „ABDĠLBER, Ebû „Amr Yûsuf b. Abdillâh b. Muhammed b. „Abdillber b. „Âsım en- Nemirî el- Kurtûbî, el-Ġstîâb fî ma‟rifetil‟-Eshâb, I-IV, thk. „Alî Muhammed el- Becevî, Dârul-Cîl, Beyrût 1412/1992.

ĠBN „ABDÜLVAHHÂB, Süleymân b. „Abdullâh b. Muhammed, et-Tevdîh „an

Tevhidi‟l-Hallâk fi Cevâbi Ehli „Irâk, Dârü‟t-Teybe, Riyâd 1984.