• Sonuç bulunamadı

Şedd-i Rihâl (üç kutsal mescide yolculuk) hadîsi ve değerlendirilmesi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Şedd-i Rihâl (üç kutsal mescide yolculuk) hadîsi ve değerlendirilmesi"

Copied!
201
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T.C.

Dicle Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü

Temel Ġslam Bilimleri Anabilim Dalı

Hadis Bilim Dalı

Yüksek Lisans Tezi

ġEDD-Ġ RĠHÂL (ÜÇ KUTSAL MESCĠDE YOLCULUK)

HADÎSĠ VE DEĞERLENDĠRĠLMESĠ

Hüseyin KANDEMĠR

15909005

DanıĢman

Prof. Dr. H. Musa BAĞCI

(2)

T.C.

Dicle Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü

Temel Ġslam Bilimleri Anabilim Dalı

Hadis Bilim Dalı

Yüksek Lisans Tezi

ġEDD-Ġ RĠHÂL (ÜÇ KUTSAL MESCĠDE YOLCULUK)

HADÎSĠ VE DEĞERLENDĠRĠLMESĠ

Hüseyin KANDEMĠR

15909005

DanıĢman

Prof. Dr. H. Musa BAĞCI

(3)

TAAHHÜTNAME

SOSYAL BĠLĠMLERĠ ENSTĠTÜSÜ MÜDÜRLÜĞÜNE

Dicle Üniversitesi Lisansüstü Eğitim-Öğretim ve Sınav Yönetmeliğine göre hazırlamıĢ olduğum “ġedd-i Rihal (Üç Kutsal Mescide Yolculuk) Hadîsi ve Değerlendirilmesi” adlı tezin tamamen kendi çalıĢmam olduğunu ve her alıntıya kaynak gösterdiğimi ve tez yazım kılavuzuna uygun olarak hazırladığımı taahhüt eder, tezimin kâğıt ve elektronik kopyalarının Dicle Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü arĢivlerinde aĢağıda belirttiğim koĢullarda saklanmasına izin verdiğimi onaylarım. Lisansüstü Eğitim-Öğretim yönetmeliğinin ilgili maddeleri uyarınca gereğinin yapılmasını arz ederim.

Tezimin tamamı her yerden eriĢime açılabilir.

/…/2018

(4)

I

KABUL VE ONAY

Hüseyin KANDEMĠR tarafından hazırlanan “ġedd-i Rihâl (Üç Kutsal Mescide Yolculuk) Hadîsi ve Değerlendirilmesi” adındaki çalıĢma, 13/07/2018 tarihinde yapılan savunma sınavı sonucunda jürimiz tarafından Temel Ġslam Bilimleri Anabilim Dalı, Hadis Bilim Dalında YÜKSEK LĠSANS TEZĠ olarak oybirliği/oyçokluğu ile kabul edilmiĢtir.

Prof. Dr. H. Musa BAĞCI (BaĢkan)

Doç. Dr. Mehmet BĠLEN (Üye)

Dr. Öğr. Üyesi Abdurrahman ECE (Üye)

(5)

II

ÖNSÖZ

GeçmiĢten günümüze mescitler Müslümanların en önemli ibadet mekânı olarak kutsallığını korumuĢtur. Genelde mescitlerin özelde üç büyük mescidin kutsallığının en önemli referansı Kur‟ân‟da mescitler ile alakalı zikredilen birçok âyettir. Yüce Allah mescitler ile ilgili Kur‟ân‟da zikrettiği âyetlerden bir tanesinde

“Allah‟ın mescitlerini, ancak Allah‟a ve ahiret gününe inanan, namazı dosdoğru kılan, zekâtı veren ve Allah‟tan baĢkasından korkmayan kimseler imar eder. ĠĢte onların doğru yolu bulanlardan olmaları umulur,”1

diye buyurmaktadır. BaĢka bir

bir âyette ise “Allah‟ın mescitlerinde onun adının anılmasını yasak eden ve onların

yıkılması için çalıĢandan kim daha zalimdir. Böyleleri oralara (eğer girerlerse) ancak korka korka girebilmelidirler. Bunlar için dünyada rezillik, ahirette de büyük bir azap vardır,”2

Ģeklinde buyurmaktadır. Yüce Allah Mescid-i Harâm ve Mescid-i Aksâ ile alakalı bir âyette “Kendisine âyetlerimizden bir kısmını gösterelim diye

kulunu (Muhammed‟i) bir gece Mescid-i Harâm‟dan çevresini bereketlendirdiğimiz Mescid-i Aksâ‟ya götüren Allah‟ın Ģanı yücedir. Hiç Ģüphesiz O, hakkıyla iĢitendir, hakkıyla görendir,”3

Ģeklinde buyurarak bu iki mescidin ayrıca önemine iĢâret

etmektedir. Keza Kur‟an-ı Kerim‟de ismi geçmemesine rağmen Tevbe süresindeki Ģu âyette: “Onun içinde asla namaz kılma. Ġlk günden temeli takva (Allah‟a karĢı

gelmekten sakınmak) üzerine kurulan mescit, içinde namaz kılmana elbette daha lâyıktır. Orada temizlenmeyi seven adamlar vardır. Allah da tertemiz olanları sever,”4 Ģeklinde yer alan “Temeli takva üzerine kurulu mescit” den kastın ihtilaflı

olmakla beraber Mescid-i Nebevî olduğu söylenmiĢtir.5

Aynı Ģekilde genelde mescitlerin özelde üç büyük mescidin kutsallığı ile alakalı birçok hadîs vârid olmuĢtur. Bu hadîslerden biri de çalıĢma konumuzun

1 Tevbe, 9/18. 2 Bakara, 2/114. 3 Ġsrâ, 17/1 4 Tevbe, 9/108.

5 Muhammed Ġlyas Abdulğani, Târihu‟l-Mescid-i‟n-Nebevîyyi‟Ģ-ġerîf, Mektebetu‟l-Melik Fehd

(6)

III

temelini teĢkil eden ġedd-i rihâl hadîsidir. Hz. Peygamberden rivayet edildiğine göre O: “(Ġbadet için) Ancak üç mescit için sefere çıkılabilir: Mescid-i Harâm, Rasûl‟ün

Mescidi (Mescid-i Nebevî) ve Mescid-i Aksâ.” diye buyurmuĢlardır.6 Ancak bu hadîs Arap gramerinin kendine ait bazı özellikleri, lafız-anlam iliĢkisi ve cümlelerde yapılan hazif ve takdîr gibi bazı filolojik hususiyetlerden dolayı literal olarak okunduğunda yanlıĢ anlaĢılmaya müsait hadîslerden biri olduğu müĢahede edilmektedir. Nitekim Ġslam tarîhi boyunca bu hadîs etrafında âlimler tarafından yapılan açıklamalar, zikredilen yanlıĢ anlaĢılmaları minimize etmiĢtir.

Bunun yanında meĢhur Oryantalist Ignaz Goldzıher7 tarafından sadece ġî„î Ya„kubi‟ye (ö. 292/904) dayandırılarak mevzû„ olduğu iddia edilen ve araĢtırmamıza konu olan ġedd-i rihâl hadisi, baĢta Kütüb-i Sitte olmak üzere birçok temel hadîs kaynağında yer almaktadır. Bu hadîste zikri geçen üç mescit diğer mabetlerden üstün görülmüĢ ve bu mescitler için yapılan yolculuklar meĢru kabul edilmesinin yanında teĢvik edilmiĢtir. Hadîste zikri geçen bu üç mescidin dıĢındaki mabetlere sırf ibadet amacıyla yapılacak olan bir yolculuğun hükmü, Ġslam âlimlerince tartıĢıla gelmiĢtir. Ġslam bilginlerinin çoğuna göre böyle bir ziyaret, özel bir fazilet ifade etmemekle beraber câizdir. Kimi âlimlerin görüĢüne göre ise böyle bir ziyâretin özel bir fazileti olmadığı gibi bu niyetle yapılan bir ziyaretin caiz olmadığı yönündedir.

Selefi câmianın bir hayli gündemini meĢğul eden ve Ġbn Teymiyyen‟in de (ö.728/1328) benimsediği görüĢe göre böyle bir ziyâret caiz değildir. Ayrıca Hz. Peygamberin (s.a.v.) kabrinin de dâhil olduğu kabir ve türbelere yapılan husûsi ziyâretler de bu yasak kapsamındadır.”

Ġbadet amacıyla ziyaretin yalnızca bu üç mescide tahsis edilmesinin bazı sebepleri ve hikmetleri bulunmaktadır. Bu çalıĢmamızda bu sebepler ortaya koyulmaya çalıĢılacak ve bu mescitlerin diğer mabetlere üstünlüğü çeĢitli yönlerden ele alınacaktır. Ayrıca bu mescitler dıĢında baĢka yer ve yörelere yapılan ziyaretin

6 Ebû Abdillâh Muhammed b. Ġsmâîl b. Ġbrâhîm el-Cu„fî el-Buhârî,

el-Câmiʿu‟l-Müsnedi‟s-Sahîhi‟l-Muhtasar min umûri Resûlillâh Sallallahü ʿAleyhi ve Sellem ve sünenihî ve eyyâmih, I-IX,

thk. Muhammed Züheyr b. Nâsır, Dâru- Tavkun‟-Necât, b.y.y. 1422/2010, Fadlu‟s-Salât, 1, c. 2, s. 60.

7 Talat Koçyiğit, Goldzıherin Hadîsle ilgili Bazı GörüĢlerinin Tahlil ve Tenkidi, Ankara

(7)

IV

veya oralara üstünlük atfetmenin doğru olup olmadığı konusu ele alınacak ve bu konudaki tartıĢmalar değerlendirilerek mezheplerin bu konudaki yaklaĢımları tahlil edilecektir. Fukahânın bu hadisten ne gibi hükümler istinbat ettiği tespit edilecek ve hadîs etrafında cereyan eden güncel tartıĢmalar da göz önünde bulundurularak hadis hakkında objektif bilgiler sunmaya çalıĢılacaktır.

Halkın doğru yönde bilgilendirilmesi ve bu konudaki tartıĢmaların açıklığa kavuĢturulabilmesi adına söz konusu hadîsin evvela sıhhatinin tespit edilmesi senet ve metin açısından incelenmesi gerekmektedir. Güncel tartıĢmalar ve değerlendirmeler göz önünde bulundurularak, hadîsi sened ve metin açısından tetkik ve tenkid etmek hiç Ģüphesiz hadîsin sıhhatini tespit etmemizi sağlayacak ve bilime katkı sunacaktır. Bunun yanı sıra söz konusu tespit, konu hakkında araĢtırma yapacak olanlara ıĢık tutacaktır.

ÇalıĢmamız bir giriĢ iki bölüm ve bir sonuçtan oluĢmaktadır. GiriĢ bölümünde genel anlamda Ġslâm‟da kutsal mekân tasavvuru ele alınmaktadır. Birinci bölümde ise ġedd-i rihâl hadîsinin yer aldığı temel hadis kaynaklarının yanında bu kaynaklarda yer alan rivâyetler Ģematize edilerek senet tenkidine tabi tutulmaktadır. Ġkinci bölümde ġedd-i rihâl hadîsinin muhtava tahlili ve Ġslâmî ilimlerdeki yansımaların yanında güncel tartıĢmalardaki boyutu ele alınmaktadır. Sonuç kısmında ise çalıĢmada ulaĢılan sonuçlara değinilmektedir.

ÇalıĢmamızın ortaya çıkmasında birçok kiĢinin değerli katkıları vardır. BaĢta tez boyunca desteklerini ve yardımlarını esirgemeyen danıĢman hocam Prof. Dr. H. Musa BAĞCI‟ya teĢekkür ederim. Ayrıca tecrübe ve önerilerinden istifade ettiğim Doç. Dr. Mehmet BĠLEN, Dr. Öğr. Üyesi Abdurrahman ECE, Dr. Öğr. Üyesi Davut EġĠT ve Dr. Öğr. Üyesi Yusuf EġĠT‟e teĢekkürü bir borç olarak görmekteyim. Keza tezin imlâ, edebî ve biçimsel anlamda düzenlenmesi için uyarılarda bulunan değerli meslektaĢlarıma ve son olarak kıymetli aileme ve sevgili eĢim Halime Hanım‟a teĢekkürü bir borç biliyorum.

Hüseyin KANDEMĠR Diyarbakır 2018

(8)
(9)

VI

ÖZET

Her ümmetin, dinden veya dinden olmayan kendine özgü birçok kutsalı bulunmaktadır. Ġslâm ümmetinin de kutsallığını dinden alan, zaman ve mekân bağlamında değerlendirilen kendine özgü bir takım kutsalı bulunmaktadır. Müslümanlar bu kutsallara canı ve malı pahasına, gerekli önemi verdiği oranda Ġslâm ümmeti, yitirmiĢ olduğu ve özlemini duyduğu gerçek değerine daha da yaklaĢacaktır. Zira bu kutsallar, Ġslâm Ümmetine birçok faydanın yanında, Müslümanların kenetlenmesine vesile olan en önemli bir görevi icrâ etmektedir. ĠĢte bu kutsalların en önemlilerinden biri âyet ve hadîslerde “Allâh‟ın Evleri” diye adlandırılan mescitlerdir. Zira Ġslâm dininde ibâdet edilen mekânlar olarak mescitler, kutsal ve korunmuĢ mekânlar olarak kabul edilmektedir. Bu mescitler arasından üç büyük kutsal mescit (Mescid-i Harâm, Mescid-i Nebevî ve Mescid-i Aksâ) ayrı bir öneme sahiptir. Nitekim Ġslâm‟da ilk kıble olan Mescid-i Aksâ, Allah‟a ibâdet edilmek için inĢâ edilen ilk mâ„bet olan Kâ„be ve Hz. Peygamber‟in (s.a.v.) inĢâ ettiği Peygamber mescidi olarak bilinen Mescid-i Nebevî‟nin ayrı bir özelliği bulunmaktadır. Bu özellik hadîslerde sıkça ifade edilmiĢ bu hadîslerden biri çalıĢmamıza konu olan ġedd-i rihâl hadîsidir. Bu hadîs en genel anlamıyla (ibadet) amacıyla sadece üç kutsal mescide (Mescid-i Harâm, Mescid-i Nebevî ve Mescid-i Aksâ) yolculuk yapmayı teĢvîk etmekle beraber onlara özel bir fazîlet atfetme anlamını taĢımaktadır.

ÇalıĢmamız bir giriĢ ve iki bölümden ve bir sonuçtan oluĢmaktadır. GiriĢ kısmında çalıĢmanın konusu, sınırları, amacı, önemi ve yöntemi hakkında bilgi verildikten sonra Ġslâm dinindeki kutsal mekân tasavvuru özellikle Kâbe, Mescid-i Nebevî ve Mescid-i Aksâ özelinde ele alınmaktadır. Birinci bölümde ġedd-i rihâl hadîslerinin geçtiği temel hadîs kaynaklar tespit edilerek, buralardaki metin ve anlamının yanında bu eserlerde yer alan rivâyetler Ģematize edilerek sened tenkidine tabi tutulmuĢ ve değerlendirmelerde bulunulmuĢtur. Ġkinci bölümde ise söz konusu hadîsler metin tenkidi kıriterleri açısından değerlendirilmiĢ, hadîs Ģârihlerinin yorumlarına yer verilmiĢtir, Ayrıca hadîslerin Ġslâmî ilimlerdeki yansımaları yanında güncel tartıĢmalardaki boyutu ele alınmıĢ, sonuç kısmında ise çalıĢmada ulaĢılan sonuçlara değinilerek hadîs hakkında objektif bilgiler sunmaya çalıĢılmıĢtır.

Anahtar Kelimeler

(10)

VII

ABSTRACT

Each Ummah has its own blessed places existing or non-existing in their religion. Islam Ummah also has some blessed places which gain their holiness from religion and are evaluated in terms of time and place. Islam Ummah will approach their real values that they have lost and have been awaiting as far as Muslims give the necessary importance to these blessed places at the cost of their lives and riches. Because, these blessed places carry out the most important function for Islam Ummah which leads Muslims to clamp together besides many other benefits. Therefore, one of the most significant blessed places are the masjids, named as “Allah‟s Houses” in Qur‟anic verses and hadiths. Because, masjids are places where Muslims worship and are accepted as holy and protected places in Islam. Of these masjids, three great ones (Mescid-i Harâm, Masjid Nabawi, and Masjid al-Aqsa) have different importance. The reason for this is that the first kiblah in Islam is al-masjid al-Aqsa; and the first sanctuary built to worship for Allah is Kaaba; and the masjid built by Holiness Prophet Muhammed and known as “Prophet‟s Masjid” is al-Masjid al-Nabawi which has different features. This features are frequently mentioned in hadiths, and one of these hadiths, ġedd-i Rihal (no permission to travel to the masjids except for the three ones mentioned above), is the subject of our study. This hadith not only encourages to travel to only three holy masjids (al-Mescid-i Harâm, al-Masjid al-Nabawi and al-Masjid al-A1qsa) in the most general sense (for worshipping) but also carries a special wisdom to them.

Our study consists of an introduction part and two other parts and a conclusion part. In the introduction part, after information about subject, limits, objective, importance and method of the study is given, the consideration of blessed places in Islamic religion is especially studied in terms of Kaaba, Masjid al-Nabawi and al-Masjid al-Aqsa. In the first part, Basic hadith sources where ġedd-i Rihal hadiths are mentioned were determined, and not only the texts and meaning but also narrations taking place in these works were schematized and were applied sened criticism and evaluations were made; and also the comments of hadith interpreters‟ were given place. Moreover, the reflections of hadiths in Islamic sciences and their dimensions in current debates were discussed; and in conclusion part, objective information about hadiths were tried to be presented mentioning the results obtained.

Key Words

ġedd-i Rihal, Hadith, al-masjid, al-Masjid-i Harâm, al-Masjid al-Nabawi, al-Masjid al-Aqsa

(11)

VIII

ĠÇĠNDEKĠLER

Sayfa No.

TAAHHÜTNAME ... 1

KABUL VE ONAY ...I ÖNSÖZ ... II ÖZET ... VI ABSTRACT ... VII ĠÇĠNDEKĠLER ... VIII KISALTMALAR ... XI GĠRĠġ 1. ARAġTIRMANIN KONUSU ... 1 2. ARAġTIRMANIN SINIRLANDIRILMASI ... 4

3. ARAġTIRMANIN AMACI VE ÖNEMĠ ... 5

4. ARAġTIRMANIN YÖNTEMĠ ... 7

5. ĠSLAMDA KUTSAL MEKÂNLAR VE FONKSĠYONLARI ... 7

5.1. K„BE VE ÖNEMĠ ... 9

5.2. MESCĠD-Ġ NEBEVÎ VE ÖNEMĠ ... 13

5.2.1. Dini Fonksiyonu ... 15

5.2.2. Ġlmi ve Kültürel Fonksiyonu ... 15

5.2.3. Siyasi ve Sosyal Fonksiyonu ... 17

5.3. MESCĠD-Ġ AKSÂ VE ÖNEMĠ ... 17

5.4. ÜÇ KUTSAL MESCĠD‟ĠN (MESCĠD-Ġ HARÂM, MESCĠD-Ġ NEBEVÎ VE MESCĠD-Ġ AKSÂ) ORTAK ÖZELLĠKLERĠ ... 20

a) Bizzat Peygamberler Tarafından ĠnĢa EdilmiĢ Olmaları ... 20

b) Ġslâm‟ın (Ġbâdet) Amacıyla Sadece Üç Kutsal Mescide Yolculuk Yapmayı TeĢvik Etmesinin Yanında Onlara Özel Bir Fazîlet Atfetmesi ... 21

c) Kendilerinde Kılınan Namazların Diğer Mescitlerde Kılınan Namazlardan Sevapça Kat Kat Fazla Olması ... 21

(12)

IX BĠRĠNCĠ BÖLÜM

ġEDD-Ġ RĠHÂL HADÎSĠNĠN KAYNAK TESPĠTĠ VE ĠSNÂD TENKĠDĠ ... 23

1.1. ġEDD-Ġ RĠHÂL HADÎSĠNĠN GEÇTĠĞĠ TEMEL HADĠS KAYNAKLARI ... 23

1.2. ġEDD-Ġ RĠHÂL HADÎSĠNĠN RĠVAYET TARÎKLERĠ VE METĠNLERĠ ... 26

1.2. ġEDD-Ġ RĠHÂL HADÎSĠNĠN SENET TENKĠDĠ AÇISINDAN DEĞERLENDĠRĠLMESĠ ... 55

1.2.1. Sened Ağı ... 56

1.2.2. Sened Tenkidi ... 56

1.3. ġEDD-Ġ RĠHAL HADÎSĠNĠN ORTAK SENED AĞLARI ... 59

1.3.1. ġema 1: ... 59

1.3.2. ġema 2: ... 60

1.3.3. ġema 3: ... 61

1.3.4. ġema 4: ... 62

1.4. ŞEDD-İ RİHAL HADÎSİNİN TÜM SENED AĞLARI VE TENKİDİ ... 63

1.4.1. Ebû Saîd el-Hudrî’den Gelen Rivâyetlerin Sened Ağı ... 63

1.4.2. Ebû Saîd el-Hudrî’den Gelen Rivâyetlerin Sened Tenkidi ... 64

1.4.3. Ebû Hüreyre‟den Gelen Rivâyetlerin Sened Ağı ... 81

1.4.4. Ebû Hüreyre’den Gelen Rivâyetlerin Sened Tenkidi ... 81

1.4.5. Ebû Basra el-Gıfârî’den Gelen Rivâyetlerin Sened Ağı ... 90

1.4.6. Ebû Basra el-Gıfârî’den Gelen Rivâyetlerin Sened Tenkidi ... 91

1.4.7. Ġbn Ömer‟den Gelen Rivâyetlerin Sened Ağı ... 94

1.4.8. İbn Ömer’den Gelen Rivâyetlerin Sened Tenkidi ... 95

1.4.9. Hz. Ömer’den Gelen Rivâyetlerin Sened Ağı ... 97

1.4.10. Hz. Ömer’den Gelen Rivâyetlerin Sened Tenkidi ... 97

1.4.11. „Abdullâh b. „Amr b. el-„Âs‟tan Gelen Rivâyetlerin Sened Ağı ... 100

1.4.12. ‘Abdullâh b. ‘Amr b. el-‘Âs’tan Gelen Rivâyetlerin Sened Tenkidi ... 100

1.4.13. Ebu‟l-Ca‟d ed-Damrî‟den Gelen Rivâyetlerin Sened Ağı... 102

1.4.14. Ebu’l-Ca’d ed-Damrî’den Gelen Rivâyetlerin Sened Tenkidî ... 102

1.4.15. „Amr b. Dînâr‟dan Gelen Rivâyetlerin Sened Ağı ... 104

1.4.16. ‘Amr b. Dînâr’dan Gelen Rivâyetlerin Sened Tenkidî ... 104

1.4.17. Hasan-ı Basrî‟den Gelen Rivâyetlerin Sened Ağı ... 105

(13)

X

1.4.19. Ġbrâhîm b. Süveyd el-Kûfî‟den Gelen Rivâyetlerin Sened Ağı ... 106

1.4.20. İbrâhîm b. Süveyd el-Kûfî’den Gelen Rivâyetlerin Sened Tenkidî ... 106

1.5. ŞEDD-İ RİHÂL HADÎS İSNÂDLARININ GENEL DEĞERLENDİRMESİ ... 107

ĠKĠNCĠ BÖLÜM ġEDD-Ġ RĠHÂL HADÎSĠNĠN MUHTEVA TAHLĠLĠ ... 112

2.1. ġEDD-Ġ RĠHÂL HADÎSĠNĠN METĠN TENKĠDĠ YÖNÜNDEN DEĞERLENDĠRĠLMESĠ ... 112

2.1.1. ġedd-i Rihâl Hadîsinin Ait Olduğu Dil Özellikleri Bağlamında AnlaĢılması ... 112

2.1.2. ġedd-i Rihâl Hadîsinin Metin ĠnĢası ... 122

2.2. ġEDD-Ġ RĠHÂL HADÎSĠNĠN KUR‟AN‟A ARZI ... 125

2.3. ġEDD-Ġ RĠHÂL HADÎSĠNĠN DĠĞER HADÎSLERE ARZI ... 130

2.4. ġEDDĠ- RĠHÂL HADÎSĠNĠN TARĠHÎ VERĠLERE ARZI ... 134

2.5. ġEDD-Ġ RĠHÂL HADÎSĠNĠN SELÎM AKLA ARZI ... 137

2.6. ġEDD-Ġ RĠHÂL HADÎSĠNĠN HADÎS ġERHLERĠNDE DEĞERLENDĠRĠLMESĠ ... 138

2.7. ġEDD-Ġ RĠHÂL HADÎSĠNĠN ĠSLAMÎ ĠLĠMLERDEKĠ KULLANIMI... 146

2.7.1. Fıkıh Ġlminde Kullanımı ... 146

2.7.2. Tefsir Ġlmindeki Kullanımı ... 157

2.7.4. Kelâm Ġlminde Kullanımı ... 161

2.8. ÇAĞDAġ YORUMLAMALAR (ORYANTALĠSTLERĠN HADĠS HAKKINDAKĠ ĠDDĠALARI VE ONLARA VERĠLEN CEVAPLAR) ... 165

2.8.1. Oryantalist Goldziher‟in ġedd-i Rihâl Hadîs Hakkındaki Ġddiaları ... 165

2.8.2. Ġslâm Bilginlerince Goldziher‟e Verilen Cevaplar ... 167

2.8.3. Değerlendirme ... 170

SONUÇ ... 173

(14)

XI

KISALTMALAR

a.s. Aleyhisselam

b. Bin, Ġbn (oğlu/oğul)

bkz. Bakınız

b.y.y. Basım Yeri Yok

c. Cild

c.c. Celle Celâluhu

çev. Çeviren, Tercüme Eden

DİB Diyanet ĠĢleri BaĢkanlığı

DİA Diyanet Ġslâm Ansiklopedisi

Hz. Hazreti

h. Hicri

İFAV Marmara Üniversitesi Ġlahiyat Fakültesi Vakfı

Krş. KarĢılaĢtırınız

m. Miladi

s. Sayfa

ss. Sayfa Sayısı

sy. Sayı

s.a.v. Sallalahu Aleyhi ve Sellem

TDV Türkiye Diyanet Vakfı

thk. Tahkik Eden

t.y. Tarih Yok

ö. Ölüm Tarihi

v.dğr. Ve Diğerleri

Yay. Yayınları, Yayınevi

y.y. Yer Yok

(15)

1

GĠRĠġ

1. ARAġTIRMANIN KONUSU

AraĢtırmamızın konusu, Ġslam‟da (ibadet) amacıyla ancak üç kutsal mescide (Mescid-i Mescid-i Harâm, Mescid-i Nebevî ve Mescid-i Aksâ) yolculuğa çıkılabilir hükmünü içeren ġedd-i rihâl hadîsidir. ÇalıĢmamızda bu hadîs sened ve metin yönünden derinlikli bir Ģekilde ele alınacaktır. Bunun dıĢında ilgili hadîs etrafında cereyan eden güncel tartıĢmalara değinilecektir, Ayrıca ġedd-i rihâl hadîsinin Ġslâmî ilimlerdeki kullanılıĢına ve fıkıh, hadîs ve tefsir baĢta olmak üzere farklı alanlardaki yorumlama biçimine de temas edilecektir.

ÇalıĢmamıza konu olan ġedd‟i- rihâl hadîsi en genel anlamıyla (ibadet) amacıyla ancak üç kutsal mescide (Mescid-i Harâm, Mescid-i Nebevî ve Mescid-i Aksâ) yolculuk yapmaya özel bir fazilet atfetme anlamını taĢımaktadır.

ġedd-i rihâl hadîsi tespit edebildiğimiz kadarıyla on ikisi sahâbî, ikisi tâbi„în ve Ġbrâhîm en-Nehâ„î el-Kûfî tariki ile birlikte toplamda on beĢ tarîkten tahrîc edilmiĢtir. Kütüb-i Sitte ve öncesindeki muhaddislerin8

kâhir ekseriyeti bu hadîsi, çok hadîs rivayet eden sahabilerden; Ebû Saîd Sa„d b. Mâlik b. Sinân el-Hudrî (ö. 74/693-94), Ebû Hüreyre Abdurrahmân b. Sahr ed-Devsî (ö. 58/678), ve Ebû Abdillâh Câbir b. Abdillâh b. Harâm el-Ensârî‟ (ö. 78/697) den gelen tarîklerden tahrîc etmiĢler. Ayrıca bu hadîs kendilerinden yapılan tahrîcin çoğunluğuna göre Ebû Basra (Hâmîl, Hümeyl, Cemîl ve Cümeyl), b. Basra el-Gıfârî (ö. ?)9, Ebû

8 Ebû Yûsuf Ya„kūb b. Ġbrâhîm b. Habîb b. Sa„d el-Kûfî (ö. 182/798) el-Âsar‟ı, Ebû Dâvûd Süleymân

b. Dâvûd b. el-Cârûd et-Tayâlisî (ö. 204/819) el-Müsned‟i, Ebû Bekr Abdullāh b. Muhammed b. Ebî ġeybe Ġbrâhîm el-Absî el-Kûfî (ö. 235/849) el-Musannef‟i Ebû Abdillâh Ahmed b. Muhammed b. Hanbel eĢ-ġeybânî el-Mervezî (ö. 241/855) el-Müsned-i, Ebü‟l-Velîd Muhammed b. Abdullah el-Ezrakī‟nin (ö. 250/864 [?]) es-Sünen‟i, Ebû Muhammed Abdullah b. Abdirrahmân b. el-Fazl ed-Dârimî (ö. 255/869)es-Sünen‟i

9 Ebû Amr Yûsuf b.Abdill‟âh b. Muhammed b. Abdil‟lber b. Âsım en- Nemirî el- Kurtûbî, el-Ġstîâb fî

ma‟rifetil‟-Eshâb, I-IV, thk. Alî Muhammed el- Becevî, Dârul-Cîl, Beyrût 1412/1992, c. 1, s.

(16)

I-2

Muhammed Abdullâh b. Amr b. el-Âs el-KuraĢî (ö. 65/684-85), Ebû Abdirrahmân Abdullâh b. Ömer b. el-Hattâb el-KurayĢî el-Adevî (ö. 73/692), Ebu‟l-Ca‟d ed-Damrî (ö. ?), Ebü'l-Hasen Alî b. Ebî Tâlib el-KurayĢî el-HâĢimî (ö. 40/661), Ebû Hafs Ömer b. el-Hattâb b. Nüfeyl b. Abdiluzzâ el-KurayĢî el-Adevî (ö. 23/644), Vâsıle b.el-Eska‟ (ö. ?) , Mikdâm b. Ma„di Keribe (ö. ?), Ebû Ümâme Sudey b. Aclân b. Vehb el-Bâhilî (ö. 86/705) 10 Ebû Muhammed Amr b. Dînâr el-Mekkî el-Cumahî (ö. 126/744), Hasan-ı Basrî (ö. 110/728), ve Ġbrahîm b. Süveyd en-Nehâî el-Kûfî (ö. ?) tariklerinden tahric edilmiĢtir. ÇalıĢmamızda bu tarîklerden özellikle hicrî üçüncü asır ve öncesinde yer almak süretiyle rivayet edilen ġedd-i rihal hadîsi, tüm varyantlarıyla hem sened hem de metin açısından tahlil edilecektir. Tabi ki burada önemli olan söz konusu hadîsin farklı tarîkleri bir araya getirilerek, bütün isnâdların aktarmıĢ olduğu parça metinlerin birleĢtirilmesi suretiyle imkân nispetinde hadîsin tüm tarîkleri ortaya konulmuĢ olacaktır. Çünkü hadîs imamları bir hadisi, imkân nispetinde var olan tüm tarîklerini toplayarak ona göre o hadisi yorumlarlardı. 11

Muhaddislerin bu çabası, sadece hadîslerin tariklerini çoğaltma değil aynı zamanda sünneti doğru anlamanın bir neticesidir.

Ġbadet amacıyla ziyaretin yalnızca bu üç mescide tahsis edilmesinin bazı sebepleri ve hikmetleri bulunmaktadır. Bu çalıĢmamızda bu sebepler ortaya koyulmaya çalıĢılacak ve bu mescitlerin diğer mabetlere üstünlüğü çeĢitli yönlerden

VII, thk. Adil b. Yusuf el- Azezî, Dâru‟l-Vatan, Riyâd, 1419/1998, c. 2, s. 626, 888. Alî Ġbnu‟l. Medînîn bu zatın asıl doğru adının Humeyl veya Hamîl olduğunu ve bunu Gifârlı kiĢilerden teyit ettiğini ifade etmektedir. Ayrıca Mizzî ve Ġbni Hacer, bu zâtın ve babasının sahabî oldukları fakat asıl adının ne olduğu konusunda ihtilaf olduğunu; Kimisine göre asıl adı Cemîl veya Cümeyl kimisine göre ise Hamîl veya Hümeyl‟dir. Bu son ismin daha meĢhur olduğu söylenmekle beraber bu hadisîn babası tarafından rivayet edildiği söylenmektedir. Ayrıca Ebû Dâvut, Tirmîzî ve Ġbn Mace kendisindensadece bu hadîsi tahric etmiĢlerdir.

10 Ebû Nuaym Hilye‟sinde ġedd-i rihâl hadîsini bu iki sahabîden Ģu senetle tahrîc etmiĢtir:

،ىَسوُم انث ،ُناَمْيَلُس اَنَ ثَّدَح ِنَع ،ٍدْيَ بُع ِنْب ِحْيَرُش ْنَع ،َةَعْرُز ِنْب ِدْيَز ْنَع ،ٍشاَّيَع ُنْب ُليِعاَْسِْإ انث ،ِكَراَبُمْلا ُنْب ُدَّمَُمُ انث يِدْعَم ِنْب ِماَدْقِمْلا :َمَّلَسَو ِوْيَلَع ُالله ىَّلَص َِّللَّا ُلوُسَر َلاَق :َلاَق ،َةَماَمُأ ِبَِأَو َبِرَك « ِّرلا ُّدَشُت َلَ ِدِجْسَمْلا َلَِإَو ِماَرَْلْا ِدِجْسَمْلا َلَِإ َدِجاَسَم ِةَث َلََث َلَِإ َّلَِإ ُلاَح ٍمَرَْمُ يِذ ْوَأ اَهِجْوَز َعَم َّلَِإ ِْيَْمْوَ ي َةَيرِسَم ٌةَأَرْما ُرِفاَسُت َلََو ،اَذَى يِدِجْسَم َلَِإَو ىَصْقَْلْا

» , Ancak Ġbn Hacer el-Askalânî,

Tehzîbu‟t-Tehzîb, I-XIV, Dâru‟l-Fikr, Beyrût 1440/8914. c. 4, s. 288. Adlı eserinde, senette yer

alan ravî Musâ b. Îsâ ile ihticâc edilmediği, ayrıca râvi ġurayh‟ın, hadîsi kendilerinden rivâyet aldığı bu sahabîlere zaman açısından yetiĢmediğinden hadîsin bu senedinin zayıf olduğunu dile getirmiĢtir.

11 Ebûbekr Ahmed b. Alî b. Sâbit b. Ahmed b. Mehdî el-Hatîb el-Bağdâdî‟nin (ö. 463/1071) El-Câmîʿ

li-Ahlâkı‟r-Râvî ve Âdâbi‟s-Sâmi, I-II, thk. Dr. Mahmûd et-Tahhân, Mektebetu‟l-Maârif, Riyâd,

(17)

3

ele alınacaktır. Ayrıca bu mescidler dıĢında baĢka yer ve yörelere yapılan ziyaretin veya oralara üstünlük atfetmenin doğru olup olmadığı konusu ele alınacak ve bu konudaki tartıĢmalar değerlendirilerek mezheplerin bu konudaki yaklaĢımları tahlil edilecektir. Fukahânın bu hadisten ne gibi hükümler istinbat ettiği tespit edilecek ve hadis etrafında cereyan eden güncel tartıĢmalar da göz önünde bulundurularak hadis hakkında objektif bilgiler sunmaya çalıĢılacaktır.

(18)

4

2. ARAġTIRMANIN SINIRLANDIRILMASI

ġedd-i rihâl hadîsi birçok temel hadîs kaynaklarında sıklıkla yer almaktadır. Söz konusu kaynaklarda yer alan ve ibadet için üç kutsal mescide yolculuk yapmayı teĢvik edip bu temayı iĢleyen ġedd-i rihâl hadîsi, temel hadîs kaynaklarında sıklıkla zikredilme sırasına göre birinci olan ve bizimde çalıĢmada esas aldığımız temel hadîs kaynaklarının %85‟ ni teĢkil eden en meĢhur-ma„rûf olan

]ُلاَحِّرلا ُّدَشُت َلَ[

“lâ tüĢeddu‟r-rihâl” kalıp sığasıyla baĢlamaktadır. Akabinde ġedd-i rihâl hadîsimiz sıralama olarak [

ّيِطَمْلا ُلَمْعُ ت َلَ

]

]

ُلِحاَوَّرلا ِوْيَلِإ ْتَبِكُر اَم ُرْ يَخ

]

]

َياَطَمْلا ُبَرْضُت َلَ

]

]ُلاَحِّرلا ُّدَشُت

«[

]لاَحِّرلا ُّدَشُت اََّنَِّإ

[

]ِّيِطَمْلِل يِغَبْ نَ ي َلَ[

]

ُر

َ فاَسُي

اََّنَِّإ

[

] َلاَحِّرلا اوُّدُشَت َلَ

[

gibi aynı anlamı haiz fakat farklı lafız sözcükleriyle baĢlamaktadır. Aynı anlama gelen fakat farklı lafızlar ile rivâyet edilen farklı hadîs varyantları söz konusudur. Bütün bu varyantları bir yüksek lisans tezinde derinlikli bir Ģekilde ele almanın zorluğu izahtan varestedir. Bu sebeple çalıĢmamızı ilk aslî kaynaklarda sıklıkla zikredilen ve meĢhûr-ma„rûf olan

]ُلاَحِّرلا ُّدَشُت َلَ[

“lâ tüĢeddu‟r-rihâl” rivâyeti ile sınırlandırdık. Ancak çalıĢma sınırlarımız içerisinde ulaĢtığımız kaynaklarda çok az yer alan (

لاَحِّرلا ُّدَشُت اََّنَِّإ

) “Ġnne‟mâ tüĢeddu‟r-rihâl” ile

(

ُلاَحِّرلا ُّدَشُت

) “tüĢeddu‟r-rihâl” rivâyetlerine de yer verdik.

ÇalıĢmamızda tezin sınırlarını aĢmamak adına kaynak sınırlaması yapmamız gerekmektedir. Söz konusu ġedd-i rihâl hadîsi, birçok temel hadis kaynağında sıklıkla yer almaktadır. Bundan dolayı bir tezin sınırlarını aĢmama adına bizler konumuzu Kütüb-i Sitte ve onlardan önce telif edilmiĢ olan cüz, musannef, müsned, mu‟cem, câmi‟ ve sünenlerdeki rivayetleri göz önünde bulundurarak sınırlandırmayı uygun gördük. Zira daha sonra telif edilen eserlere bakıldığında genelde bu eserlerden faydalandıkları görülecektir. Bunun yanında Kütüb-i Sitte sonrası kaynaklardan bazılarına önemine binaen ayrıca yer verilecektir.

(19)

5

3. ARAġTIRMANIN AMACI VE ÖNEMĠ

AraĢtırmamızın amacı ġedd-i rihâl hadîsin sened ve metin kritiğini yaparak bu hadîsin sıhhatini tespit etmek ve bu hadîsin etrafında cereyan eden tartıĢmalara değinmektir. Bu noktada çalıĢmamıza konu olan ġedd-i rihâl hadîsinin tarihsel süreçte nasıl anlaĢıldığı ve günümüzde nasıl anlaĢılması gerektiği hususu üzerinde de durulacaktır.

Hz. Peygamber (s.a.v.): “(Ġbadet için) ancak üç mescide yolculuk yapılabilir:

Mescid-i Harâm, benim Ģu mescidim (Mescid-i Nebevî) ve Mescid-i Aksâ” diye

buyurmuĢlardır. Bu hadîste zikri geçen üç mescit diğer mabetlerden üstün görülmüĢ ve bu mescitler için yapılan yolculuklar meĢru„ kabul edilmesinin yanında teĢvik edilmiĢtir. Takîyüddîn Ġbn Teymiyye (ö. 728/1328) gibi kimi Ġslâm âlimleri bu hadîse dayanarak hadiste zikredilen üç mescit dıĢındaki mabetlere ibadet maksadıyla yapılan bir ziyaretin meĢru olmadığını ileri sürmüĢlerdir. Ayrıca Takîyüddîn Ġbn Teymiyye bu hadîsten yola çıkarak Hz. Peygamber‟in (s.a.v.) kabrinin de dâhil olduğu türbelere yapılacak olan hususî bir ziyaretin caiz olmamakla beraber özel bir anlam taĢımadığı görüĢündedir.12

Takîyüddîn es-Subkî (ö. 756/1355) gibi kimi Ġslâm âlimleri ise üç mescit dıĢındaki mescitlere yapılan mutlak bir ziyaretin meĢru olduğunu ancak ibadet amacıyla üç mescit dıĢındaki mescitlere yapılan hususî bir ziyaretin özel bir fazilet içermediği görüĢünü ileri sürmektedirler.13

Bunun yanında meĢhur Oryantalist Ignaz Goldzıher 14

tarafından sadece ġî„î Ya„kubi‟ye dayandırılarak mevzû„ olduğu iddia edilen ve araĢtırmamıza konu olan ġedd-i rihâl hadîsinin üzerinden yapılan güncel yorumları ve görüĢleri ortaya çıkarmak önemlidir.

12 Takîyüddîn Ebu‟l-Abbâs Ahmed b. Abdul-Halîm b. Teymiyye el-Harrânî, Mecmû„u‟l-Fetâvâ,

I-XXXV, thk. Abdurrahmân b. Muhammed b. Kâsım, Mecme„u‟l-Melik Fahd, Medîne, Sudi Arabistân 1416/1995, c. 1, s. 303-305; Takyeddîn Alî b. Abdi‟l-Kâfî b. Alî es-Subkî es-ġâfi„î,

ġifâu‟s-Sikâm Fî Hayri‟l-Enâm, müĢrîf. Hüseyin Muhammed Ali ġükrî,

Dâru‟l-Kutubu‟l-Ġlmiyye, Beyrût, Lübnân 1971, s. 324-330.

13 Takîyüddîn es-Subkî, ġifâu‟s-Sikâm Fî Hayri‟l-Enâm, s. 261-278, 298-299, 324-333. ġedd-i rihâl

hadîsi hakkında Ġbn Teymiyye ait görüĢlerin de tenkîd edildiği bu esere, Ġbn Teymiyye‟nin de talabesi olan hanbeli âlimi Ġbn Abdulhadî, es-Sârimü’l-münkî fi’r-redd-i ‘ale’s-Sübkî adıyla bir reddiye ele almıĢtır. Onun bu eserine karĢılık Ġbn Allân Sıddîkî ve Ġbrâhim b. Osman es-Semenudî gibi kimi islâm bilginleri reddiye yazmıĢlardır.

14 Talât Koçyiğit, I. Goldziher‟in Hadis ile Ġlgili Bazı GörüĢlerinin Tahlil ve Tenkidi, Ankara

(20)
(21)

7

4. ARAġTIRMANIN YÖNTEMĠ

AraĢtırmamızda ilk önce ġedd-i rihâl hadîsin yer aldığı temel hadîs kaynakları tespit edilecektir. Akabinde tespit edilen kaynaklarda yer alan hadîslerin bütün rivâyet tariklerinin senedleri ortaya çıkarılarak bu rivayetlerin metinleri sunulacaktır. Daha sonra tespit edilen senedlerin Ģemaları da verilerek isnad tenkidi yapılacaktır. Bu noktada isnatta yer alan sahabîler dıĢındaki tüm râvîlerin cerh ve ta„dil durumları ele alınarak hadîslerin senedleriyle alakalı genel bir değerlendirme yapılacaktır. Ġsnad tenkidinden sonra ġedd-i rihâl hadîsinin metin tenkidi ve muhtevasına geçilerek fıkıh, hadîs, tefsîr ve kelam gibi Ġslâmî ilimlerdeki yansımalarına ve bu hadîs etrafında yapılan tartıĢmalara değinilecektir.

Bu çalıĢmamızda bilimsel araĢtırma yöntemleri titizlikle uygulanacak hem klasik hem de çağdaĢ kaynaklardan yararlanılacaktır. ÇalıĢmamızda Diyanet Vakfı Ġslam Ansiklopedisi‟nin varsa ilgili maddelerine müracaat edilecektir. Ġhtiyaç duyuldukça modern eserlere, varsa konuyla alakalı tez ve makalelere de baĢvurulacaktır. Ayrıca hem konu ele alınırken hem de hadîsin sened ve metin tahlili yapılırken objektif bir bakıĢ açısı ortaya konulmaya gayret edilecektir.

5. ĠSLAMDA KUTSAL MEKÂNLAR VE FONKSĠYONLARI

Her Ümmetin, kutsallığı, dinden olan15

veya olmayan kendine özgü bir takım kutsalları bulunmaktadır. Ġslâm Ümmetinin de kutsallığını dinden alan zaman ve

15

Hac, 22/67. “Biz her ümmet için bir ibadet yolu yapmıĢızdır ki onlar onun âbidleridir, binaenaleyh emirde sana aslâ münazea etmesinler ve rabbına da'vet et, çünkü sen cidden hakka götüren doğru bir yol üzerindesin”; Hac, 22/64. “Her ümmet için, Allah'ın kendilerine rızık olarak verdiği hayvanlar üzerine ismini ansınlar diye kurban kesmeyi meĢru kıldık. ĠĢte sizin ilâhınız bir tek ilâhtır. ġu hâlde yalnız O'na teslim olun. Alçak gönüllüleri müjdele!” ; Mâide, 5/2. “Ey iman edenler! Allah'ın (koyduğu din) niĢanelerine, haram aya, hac kurbanına, (bu kurbanlıklara takılı) gerdanlıklara ve de Rab'lerinden bol nimet ve hoĢnutluk isteyerek Kâ'be'ye gelenlere sakın saygısızlık etmeyin. Ġhramdan çıktığınızda (isterseniz) avlanın. Sizi Mescid-i Harâm'dan alıkoydular diye birtakımlarına beslediğiniz kin, sakın ha sizi, haddi aĢmaya sürüklemesin. Ġyilik ve takva (Allah'a karĢı gelmekten sakınma) üzere yardımlaĢın. Ama günah ve düĢmanlık üzere yardımlaĢmayın. Allah'a karĢı gelmekten sakının. Cünkü Allah'ın cezası çok Ģiddetlidir.”

(22)

8

mekân16 bağlamında değerlendirilen kendine özgü birçok kutsalı bulunmaktadır. Nitekim ramazan ve kurbân bayramlarının yanında Ġslam‟ın beĢ Ģartından biri olan hac ve oruç ferizâlarının, bu bağlamda îfa edilmesi, bunlara birer örnektir.

Aynı Ģekilde Ġslam‟da gün ve geceler arasından bazı gün ve geceler üstün ve kutsal kılındığı gibi, mekânlar arasında da bazı mekânlar üstün ve kutsal kabul edilmiĢtir. Nitekim ramazan ayı17

diğer aylardan, cuma günü18 haftanın diğer günlerinden, arefe günü19 ve zilhiccen‟in ilk on günü20 yılın geri kalan diğer günlerinden ve kadir gecesi21 diğer bütün zaman dilimleri ve gecelerinden üstün ve faziletli kabul edilmiĢtir. Keza genel olarak bütün mescitler22

diğer tüm mekânlardan, mescitler arasından da üç kutsal büyük mescit geriye kalan bütün mescitlerden daha üstün ve faziletli kabul edilmiĢtir.23

Bu üç kutsal mescit arasından da en fazîletli olan ve Ka„be-i Ģerîfi de içinde barındaran Ģüphesiz Mescid-i Harâm‟dır.24

Akabinde sırasıyla Mescid-i Nebevî ve Mescid-i Aksâ gelmektedir. Ġslâm Ümmeti, yitirmiĢ olduğu ve özlemini duyduğu gerçek değerine bu kutsallara canı ve malı pahasına gerekli önemi verdiği oranda

16 Bakara, 2/158. “ġüphesiz Safa ile Merve, Allah'ın (dininin) niĢanelerindendir. Onun için her kim hac ve umre niyetiyle Kâbe'yi ziyaret eder ve onları da tavaf ederse, bunda bir günah yoktur. Her kim de gönlünden koparak bir hayır iĢlerse, Ģüphesiz Allah onu bilir, karĢılığını verir.”

17

Bakara, 2/185; Ebû Bekr Abdullāh b. Muhammed b. Ebî ġeybe Ġbrâhîm el-Absî, el-Musannef fil‟

ehâdîsi vel‟ âsâr, I-VII, thk. Kemâl Yusuf Hut, Mektebetû- RüĢd, Rıyâd 1409/1989, c. 1, s. 477;

Ebû Abdillâh Muhammed b. Yezîd Mâce el-Kazvînî, es-Sünen, I-V, thk. ġuayb el- Arnavûd

v.dğr. Dâru Risâletü‟l- Âlemiyye, b.y.y. 1404/2009, Ebvâbu‟s-Sıyâm, 2, c. 2, s. 560.

18 Cum„a, 62/9-10; Ġbni Ebî ġeybe, el-Musannef, c. 1, s. 476-477; Ebû abdillâh Ahmed b.

Muhammed b. Hanbel b. Esed es-ġeybânî, Müsnedü‟l Ġmam Ahmed b. Hanbel, I-L, thk. ġuayb el- Arnavûd, Adil MürĢid v. dğr., Muessetu‟r-Risâle, b.y.y. 1421/2001, c. 24, s. 314; Ġbn Mâce,

Ebvêb‟u-Ġkâmetu‟s-Salâvât, 79, c. 2, s. 185-186.

19 Bakara, 2/198; Ebû Abdillâh Muhammed b. Ġshâk b. Abbâs el-Fâkihî, Ahbâr‟u Mekke, I-III, thk.

Dr. A. Melik Abdull‟ah DüheyĢ, Dâru- Hıdır, Beyrût 1414/1993, c. 4, s. 309.

20 el-Fâkihî, Ahbâr‟u Mekke, c. 4, s. 311. 21

Kadir, 97/1-5; Ġbn Mâce, Ebvâbu‟s-Sıyâm, 56,57, c. 2, s. 648-649.

22

Ġbn Hibbân, Muhammed b. Hibbân b. Ahmed el-Bustî, el-Ġhsân Fî Takrîbi‟l-Ġhsân, I-XVIII, thk ġuayb el- Arnavûd, Muessetu‟r-Risâle, Beyrût 1408/1998, c. 4, s. 477.

23 Ebû Sa„îd el-Hasen b. Yesâr el-Basrî, Fedâilu Mekke ve‟s-Seken fîhâ, thk. Sâmî Mekkî el- Ânî,

Mektebetü‟l-Felâh, Kuveyt 1400/1999, s. 22.

24 Ahmed b. Hanbel, Musned, c. 10, s. 56. "

(23)

9

daha da yaklaĢacaktır. Zira bu kutsallar, Ġslâm Ümmetine birçok faydanın25

yanında, Müslümanların kenetlenmesine vesile olan en önemli bir misyonu icrâ etmektedir.

5.1. K„BE VE ÖNEMĠ

Müslümanların kıblesi konumunda olan Kâ„be, Ġslâm‟ın en kutsal mekânlarından biri olarak kabul edilmektedir. Bu kutsallık Kur‟ân metinlerinde açık bir Ģekilde zikretilmektedir. Nitekim Kur‟an-ı Kerim‟de Kâ„be ile ilgili olarak cenab-ı hak Ģöyle buyurmaktadcenab-ır:

“ ġüphesiz, insanlar için kurulan ilk ibadet evi, elbette Mekke‟de, âlemlere rahmet ve hidayet kaynağı olarak kurulan Kâ‟be‟dir.”26

Bu nedenle Ġslam inancında yeryüzünde kurulan ilk mâbed, Kâ„be olarak kabul edilmektedir.

Kâ„be kelimesi

ب

-

ع

-

ك

kökünden türetilmiĢ olup sözlükte dört köĢeli ve küp Ģeklinde olan yapılara denilmektedir.27

Ku‟ân‟da Kâ„be için, Kâ„be‟nin28 yanısıra el-Beyt29, el-Mescidu‟l-Harâm,30 Beytu‟l-Harâm31 ve Beytu‟l-Âtîk,32 gibi isimler de kullanılmaktadır.

Kur‟an‟da Kâ„be ile ilgili olarak Ģu âyetler yer almaktadır:

25 Hac, 22/32.Bu böyle Her kim de Allah'ın niĢanelerini (kurbanlıklarını) yüceltirse, Ģüphesiz ki bu kalplerin takvasından (Allah'a karĢı gelmekten sakınmasından) dır.” Bu âyetten, Ġslâmın, imâni ve ahlaki anlamda her müslümanda olmasını arzuladığı “takvâ” gibi çok büyük bir değer ile âyette vurgulanan “kutsallara değer vermek” değeri ile bir sebeb sonuç iliĢkisi anlaĢılmaktadır. Dolayısıyla “Ġslâmın kutsallarına değer vermek” demek Ġslâmın her müminde arzuladığı bir profil olarak “takvalı” olmanın bir gereğidir.

26 Âli Ġmrân, 3/96.

27 Ġsmail b. Muhammed el-Cevherî, Mu‟cemu‟s-Sihâh, Daru‟l-Ma‟rife, Beyrût-Lübnan 2008, s.915;

Dr.Ġbrahim Enis, Dr. Abdülhalim Muntasır, Atiyye es-Savâliki, Muhammed Halfullah Ahmed,

el-Mu‟cemu‟l-Vasît, el-Mektebetu‟l-Ġslamiyye, c. 2, s. 790. 28 Maide, 5/95. 29 Âli Ġmrân, 3/96. 30 Bakara, 2/144. 31 Mâide, 5/97. 32 Hac, 22/29,33.

(24)

10

“Hani biz Ġbrahim‟e, Kâbe‟nin yerini, “Bana hiçbir Ģeyi ortak koĢma; evimi,

tavaf edenler, namaz kılanlar, rükû ve secde edenler için temizle” diye belirlemiĢtik.”33

“Allah; Ka‟be‟yi, o saygıdeğer evi, Mescid-i Harâm ayı, hac kurbanını ve (bu

kurbanlara takılı) gerdanlıkları insanların (din ve dünyaları) için ayakta kalma (ve canlanma) sebebi kıldı. Bunlar, göklerde ve yerde ne varsa hepsini Allah‟ın bildiğini ve Allah‟ın (zaten) her Ģeyi hakkıyla bilmekte olduğunu bilmeniz içindir.”34

“Böylece, sizler insanlara birer Ģahit (ve örnek) olasınız ve Peygamber de

size bir Ģahit (ve örnek) olsun diye sizi orta bir ümmet yaptık. Her ne kadar Allah‟ın doğru yolu gösterdiği kimselerden baĢkasına ağır gelse de biz, yönelmekte olduğun ciheti ancak; Resûl‟e tabi olanlarla, gerisingeriye dönecekleri ayırd edelim diye kıble yaptık. Allah, imanınızı boĢa çıkaracak değildir. ġüphesiz Allah, insanlara çok Ģefkatli ve çok merhametlidir.”35

“Hani Ġbrahim, Ġsmail ile birlikte evin (Kâbe‟nin) temellerini yükseltiyor,

“Ey Rabbimiz! Bizden kabul buyur! ġüphesiz sen hakkıyla iĢitensin, hakkıyla bilensin” diyorlardı.”36

“Hani, biz Kâbe‟yi insanlara toplantı ve güven yeri kılmıĢtık. Siz de Makam-ı

Ġbrahim‟den kendinize bir namaz yeri edinin. Ġbrahim ve Ġsmail‟e Ģöyle emretmiĢtik: “Tavaf edenler, kendini ibadete verenler, rükû ve secde edenler için evimi (Kâbe‟yi) tertemiz tutun.”37

“Ġnsanlar arasında haccı ilan et ki, gerek yaya olarak, gerek uzak yollardan

gelen yorgun develer üzerinde sana gelsinler. Gelsinler ki, kendilerine ait birtakım menfaatlere Ģahit olsunlar ve Allah‟ın kendilerine rızık olarak verdiği (kurbanlık) hayvanlar üzerine belli günlerde (onları kurban ederken) Allah‟ın adını ansınlar.

33 Hac, 22/26. 34 Mâide, 5/97. 35 Bakara, 2/143. 36 Bakara, 2/127. 37 Bakara, 2/125.

(25)

11

Artık onlardan siz de yiyin, yoksula fakire de yedirin. Sonra kirlerini gidersinler, adaklarını yerine getirsinler ve Beyt-i Atik‟i (Kâbe‟yi) tavaf etsinler.”38

Yukarıda zikretmiĢ olduğumuz âyetlerden Kâ„be‟nin Hz. Ġbrâhîm‟den önce de var olduğu, zamanla yıkılıp yerinin kaybolduğu yine kaybolan yerinin Hz. Ġbrahîm tarafından bulunarak Kâ„be‟nin yeniden inĢa edildiği anlaĢılmaktadır.39

Kâ„be‟nin ilk defa kimin tarafından inĢa edildiği ihtilaflı bir mesele olsa da onun ilk defa Allah‟ın emriyle melekler tarafından inĢa edildiği nakledilmektedir.40

Bu naklin dıĢında onu ilk inĢa edenin41

ve orada ilk namaz kılanın42 Hz. Âdem43 (a.s.) olduğu aktarılmıĢtır. Ayrıca kaynaklarda Nûh tufanından sonra Kâ„be‟nin zarar görüp yıkıldığı ve daha sonraları Hz. Ġbrâhîm ve oğlu Ġsmâîl (a.s.) tarafından yeniden inĢa edildiği ve yine eski dönemlerden beri Kâ„be ve çevresinin kutsal kabul edilip insanlar tarafında tavaf edildiği zikredilmiĢtir.44

Kâ„be ziyaretleri Hz. Ġbrâhîm döneminden putperestliğin ortaya çıkıĢına kadar tevhid ilkelerine uygun bir Ģekilde sürdürülmüĢtür. Fakat Mekke‟de putperestliğin ortaya çıkıp yayılmasından sonra Mekkeli müĢrikler çok sayıda put yapıp Kâ„be‟nin etrafına dikmiĢlerdir. Bunun yanında o zamanda Hz. Ġbrâhîm‟in Hanîf dinine bağlı olan ve Kâ„be‟yi tevhid esaslarına göre ziyaret eden kimseler de mevcuttu.45

Hz. Peygamber (s.a.v.) Mekke‟yi fethettikten sonra Kâ„be‟yi tavaf etmiĢ daha sonra orada toplanan halka Mekke‟nin harem olma statüsünün devam edeceğini açıklamıĢtır. Hz. Peygamber, (s.a.v.) Kâ„be ve çevresinde üç yüz atmıĢ46

tane olduğu

38

Hac, 22/ 27-29.

39

Sadettin Ünal, “Ka„be” DĠA, TDV Yayınları, Ġstanbul 2001, c. 24, s. 16.

40 Ebü‟l-Velîd Muhammed b. Abdillâh b. Ahmed b. Muhammed el-Ezrakî, Aḫbâr-u Mekke ve mâ

câʾe fîhâ mine‟l-âsâr, I-II, thk. RüĢdî es- Sâlih Mulhıs, Dâru‟l-Endulüs, Beyrût, t.y., c. 1, s. 31.

41 Ezrakî, Ahbaru Mekke, c. 1, s. 36,40. 42 Ezrakî, Ahbaru Mekke, c. 1, s. 40. 43

Muhammed b. Abdullah ez-ZerkeĢî, Ġ„lâmu‟s-Sâcid bi Ahkami‟l-Mesâcid, thk.Ebu‟l-Vefa Mustafa el-Merağî, Vizaretu‟l-Evkaf, kahire 1996, s. 43-47.; Ezrakî, Ahbaru Mekke, c. 1, s. 36.

44 Ezrakî, Ahbaru Mekke, c. 1, s. 37-40. 45 Ünal Ünal, “Ka„be” DĠA, c. 24, s. 16

(26)

12

rivayet edilen bütün putları kırmıĢ47

ve Kâ„be‟yi her türlü pisliklerden arındırarak temizlemiĢtir. ġirk alametlerinden temizlendikten sonra da K„âbe‟nin içinde iki rekât namaz kılmıĢtır.48

Bilindiği üzere müslamanlar daha önce namazlarını Mescid-i Aksa‟ya doğru kılıyorlardı. Fakat Ku‟ran-ı Kerim‟de de belirtildiği üzere Hz. Peygamber‟in (s.a.v.) Kâ„be‟ye yönelme arzusu ve ardından nazil olan “(Ey Muhammed!) Biz senin çok

defa yüzünü göğe doğru çevirip durduğunu (vahiy beklediğini) görüyoruz. (Merak etme) elbette seni, hoĢnut olacağın kıbleye çevireceğiz. (Bundan böyle), yüzünü Mescid-i Harâm yönüne çevir. (Ey Müslümanlar!) Siz de nerede olursanız olun, (namazda) yüzünüzü hep onun yönüne çevirin. ġüphesiz kendilerine kitap verilenler, bunun Rabblerinden (gelen) bir gerçek olduğunu elbette bilirler. Allah, onların yaptıklarından habersiz değildir.”49

âyeti ile Müslümanların kıblesi belirlenmiĢ ve zaten cahilliye döneminde dahi oldukça önem verdikleri Kâ„be, Müslümanlar nezdinde daha da önem kazanmıĢtır. Ka„be‟nin kıble olmasının yanında Ġslâm‟ın beĢ temel Ģartlarında biri olan hâc farizâsının merkezinde bulunması, onun Ġslâm dininde önemli bir mekân olduğunu göstemektedir. Kur‟ân‟da zikredilen: “ Onda apaçık

deliller, Makam-ı Ġbrahim vardır. Oraya kim girerse, güven içinde olur. Yolculuğuna gücü yetenlerin haccetmesi, Allah‟ın insanlar üzerinde bir hakkıdır. Kim inkâr ederse (bu hakkı tanımazsa), Ģüphesiz Allah bütün âlemlerden müstağnidir. (Kimseye muhtaç değildir, her Ģey O‟na muhtaçtır.)”50

âyeti Ka„be‟nin Ġslâm dinindeki merkezi konumunu göstermektedir. Bu âyetin dıĢında Kur‟ân‟da zikredilen “ġüphesiz Safa ile Merve, Allah‟ın (dininin) niĢanelerindendir. Onun için her kim

hac ve umre niyetiyle Kâbe‟yi ziyaret eder ve onları da tavaf ederse, bunda bir günah yoktur. Her kim de gönlünden koparak bir hayır iĢlerse, Ģüphesiz Allah onu bilir, karĢılığını verir.”51

âyeti Beytulâh‟ın Müslümanlar için ne kadar önemli

47 Ahmed Ahmed GaluĢ, es-Sîretu‟n-Nebeviyye ve‟d-Da„ve fî Ahdi‟l-Medenî, Muessesetu‟r-Risale,

Beyrut 2004, s. 593.

48 Nebi Bozkurt-Mustafa Sabri KüçükaĢçı, “Mekke” DĠA, TDV yayınları, Ġstanbul 2003, c.28, s. 588;

Muhammed b. Ömer b. Mubarek el-Himyerî el-Hadramî eĢ-ġafiî, Hadaiku‟l-Envâr ve

Metâli„u‟l-Esrâr fî Sîreti‟n-Nebiyyi‟l-Muhtâr, Dar‟ul Menhec, y.y 1998, s. 351.

49 Bakara, 2/144. 50 Âli Ġmran, 3/97. 51 Bakara, 2/158.

(27)

13

olduğunun apaçık göstermektedir. Zira bu âyetlerden gücü yeten herkesin bu ibadetini tamamlaya bilmesi için Kâ„be‟yi hac etmesi gerektiği emredilmektedir.

Netice olarak, Kâ„be‟nin insanlık için yeryüzünde kurulan ilk mabet olması onun ne kadar önemli ve kutsal bir yapı olduğunu ortaya koyması açısından oldukça önemlidir. Yukarıda zikretmiĢ olduğumuz hususlar da göz önünde bulundurulduğunda Kâbe‟nin hem Müslümanlar, hem MüĢrikler hem de daha önceki milletler tarafından kutsal kabul edildiği ortaya çıkmıĢ bulunmaktadır.

5.2. MESCĠD-Ġ NEBEVÎ VE ÖNEMĠ

Hz. Peygamber (s.a.v.) milâd-i 622. yılının Rebiulevvel ayının 12. Cuma günü Mekke‟den Medine‟ye hicret etmiĢtir.52 Medine‟ye vardığında büyük bir coĢku53

ile karĢılaĢan Hz. Peygamber (s.a.v.) kimseyi kırmama adına devesinin salı verilmesini istemiĢ ve devesinin çöktüğü yere en yakın evde konaklayacağını söylemiĢtir.54

Devesi Ebu Eyyüp el-Ensarî‟nin evinin yakınında bulunan boĢ bir arazide çöktmüĢtür. Bu arazi Sehl b. Amr ve Suheyl b. Amr isimli iki Medine‟li yetime aitti. Onlar araziyi Hz. Peygamber‟e hibe etmek istediklerini söylemelerine rağmen55

Hz Peygamber (s.a.v.) bu tekliflerini kabul etmeyip on dinar karĢılığında sahip oldukları araziyi kendilerinden satın almıĢtır.56

Arazi satın alındıktan hemen sonra mescidin yapımına geçilmiĢtir. Böylece Hz. Peygamber Medine‟ye hicretinden sonra yapmıĢ olduğu ilk icraat bizzat kendisinin de yapımında çalıĢmıĢ olduğu Mescid-i Nebevî‟dir.57

Kur‟anı Kerimde ismi geçmemesine rağmen Tevbe süresinde: “Onun içinde

asla namaz kılma. Ġlk günden temeli takva (Allah‟a karĢı gelmekten sakınmak) üzerine kurulan mescit, içinde namaz kılmana elbette daha lâyıktır. Orada

52 Mubarekfûrî, er-Rahîku‟l-Mahtûm, s. 166.

53 Muhammed el-Ğazâlî es-Saka, Fikhu‟s-Sîre, Dâru‟l-Kalem, DımeĢk 2006, s. 271.

54 Ali Ebu Hasan b. Abdulhay b. Fahreddin en-Nedvî, es-Sîretu‟n-Nebeviyye, Daru Ġbn Kesir,

DımaĢk 2004, s. 278.

55

Ebu Hasan en-Nedvî, es-Sîretu‟n-Nebeviyye, s. 279.

56 Muhammed b. Muhammed b. Suveylim Ebu ġuhbe, es-Siretu‟n-Nebeviyye Âlâ Dav‟î‟l-Kur‟ân

ve‟s- Sünne, Dâru‟l-Kalem, DımeĢk 2006, c. 2, s. 30.

(28)

14

temizlenmeyi seven adamlar vardır. Allah da tertemiz olanları sever,”58

Ģeklindeki âyette yer alan “Temeli takva üzerine kurulu mescitten” kastın ihtilaflı olmakla beraber Mescid-i Nebevî olduğu söylenmiĢtir.59 Bazı âlimler ise söz konusu âyette geçen mescidin Kuba Mescidi olduğunu dile getirmiĢlerdir.60 Fakat tefsirinden alıntı yaptığımız Ġmâm Taberî (ö.310/923) bu mescidin Mescid-i Nebevi olacağı yönündeki görüĢü benimsemiĢ ve Ģu açıklamayı yapmıĢtır:

“Kanaatimce doğru olan görüĢ söz konusu mescidin Mescid-i Nebî olmasıdır.

Zira bu görüĢü takviye eden ve doğrulayan sahih rivâyetler de mevcuttur.”61

Yukarıda zikrettiğimiz görüĢler dıĢında Ġbn Ömer, Ebû Sa„îd el-Hudrî ve Zeyd b. Sâbit‟ten bu mescidin Mescid-i Nebî olduğu aktarılmıĢtır. 62 Yine kaynaklarda iki adamın takva üzerine kurulan mescidin Kuba Mescidi mi yoksa Mescid-i Nebevî mi olduğu hususunda tartıĢtıkları bunun üzerine Hz. Peygamberin: “O benim mescidimdir.” dediği aktarılmaktadır.63

Ayrıca Ahmed b. Hanbel‟in Müsned‟ini tahkik eden baĢta ġu„ayb el-Arnavut olmak üzere bazı muhakkikler bu hadîsin sahih olduğu yönünde görüĢ beyan etmiĢlerdir. 64 Ġmâm Müslim‟in sahîh‟inde bu mescidin Mescid-i Nebevî olduğu ile ilgili Efendimizden aktarılan baĢka bir hadîste yer almaktadır.65

Söz konusu hadîs ile ilgili olarak Ġmâm Nevevî, “bu hadîs takva üzere kurulan mescidin Mescid-i Nebevî olduğu hususunda açık bir

58 Tevbe, 9/108.

59 Muhammed Ġlyas Abdulğani, Târihu‟l-Mescid-i‟n-Nebevîyyi‟Ģ-ġerîf, Mektebetu‟l-Melik Fehd

el-Vataniyye, Medîne 1996, s. 8-9.

60 Muhammed b. Cerir b. Yezid b.Kesir, b. Ğalib el-Amilî Ebu Cafer et-Taberî, Câmiu‟l-Beyân fî

Tefsîri‟l-Ku‟rân, thk Ahmet Muhammed ġâkir, Muessesetu‟r-Risâle, Beyrût 2000, c. 14, s. 478.

61

Taberî, Câmiu‟l-Beyân, c 14, s. 479.

62 Ebu Muhammed el-Hüseyn b. Mes‟ud b. Muhammed b. Ferra el-Beğavî eĢ-ġâfiî,

Meâ‟limu‟t-Tenzîl fî Tefsiri‟l-Kur‟ân, thk. Abdurrezzak el-Mehdî, Dar‟u Ġhya‟i-Turasi‟l-Arabî, Beyrût 1999,

c. 2, s. 388.

63 Ebu Abdullah Ahmed b. Muhammed b. Hanbel b. Hilâl b. Esed eĢ-ġeybânî, Müsnedu Ahmed b.

Hanbel, thk. ġuayb el-Arnavût-Âdil MurĢid, Muessesetu‟r-Risâle, Beyrût 2001, c. 17, s. 99.

64

Ahmed b.Hanbel, Müsned, c. 17, s. 99.

65 Ebü‟l-Hüseyn Müslim b. el-Haccâc b. Müslim el-KuĢeyrî,

el-Câmiʿu‟l-Müsnedi‟s-Sahîhi‟l-Muhtasar Bi‟nakl‟il-Adli- ilel‟-Adli-ilê Rasûlill‟âhi, I-V, thk. Muhammed Fuâd Abdul‟bâkî,

(29)

15

nastır” diyerek, Kuba Mescidi olduğu yönünde görüĢ beyan eden müfessirlerin görüĢlerini de bu hadis çerçevesinde red etmektedir.66

5.2.1. Dini Fonksiyonu

Mescid-i Nebevî‟nin dini hayattaki konumunun belirlenmesinde ayrıca Müslümanlar açısında söz konusu mescide ayrı bir önem verilmesindeki baĢlıca sebep, Hz. Peygamberin bu mescit ile ilgili aktarmıĢ olduğu meziyetlerden olsa gerektir. Zira Hz. Peygamber söz konusu mescit hakkında “Ģu mescidimde kılınan

bir namaz, Mescid-i Mescid-i Harâm hariç diğer mescitlerde kılınan bin namazdan daha hayırlıdır,”67

diye buyurarak bu camide namaz kılmanın önemini ve sevabının kat kat olacağını dile getirmiĢtir.68

Ayrıca çalıĢmamızın konusu olan ġedd-i rihâl hadîsinde ise Hz. Peygamber (s.a.v.), Mescid-i Nebevi‟yi ibadet maksadıyla ziyaret edilmeye değer üç mescitten biri olarak zikretmiĢtir.69

BaĢka bir hadiste ise:

َْيَْ ب اَم "

" ِةَّنَْلْا ِضَيِر ْنِم ٌةَضْوَر يَِبَْ نِمَو ِتِْيَ ب

diye buyurarak evi ile minber arasının, cennet bahçelerinden bir bahçe olduğunu belirtmiĢtir.70

Sonuç olarak Yukarıda zikretmiĢ olduğumuz hadisler Mescid-i Nebevî‟nin önemini açıkça ortaya koymuĢ bulunmaktadır.

5.2.2. Ġlmi ve Kültürel Fonksiyonu

Diyanet Ġslâm Ansiklopedisi‟nde “Mescid-i Nebevî maddesini kaleme alan Nebî Bozkurt ve Mustafa Sabri KüçükaĢçı, Mescid-i Nebevî‟nin ilmî ve kültürel hayattaki yeri ile alakalı olarak Ģunları kaydetmiĢlerdir:

66

Ebû Zekerriyya Muhyiddîn Yahyâ b. ġeref en-Nevevî, el-Minhâc ġerh‟u Sahîh‟i Müslim, Dâru Ġhyâi‟t-Türâsi‟l-„Arabî, Beyrût, 1392, c. 9, s. 169.

67

Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 10, s. 56. " َماَرَْلْا َدِجْسَمْلا َّلَِإ ،ِهِْيرَغ ِفِ ٍة َلََص ِفْلَأ ْنِم ُلَضْفَأ اَذَى يِدِجْسَم ِفِ ٌة َلََص"

68 Mescid-i Nebevî‟de yapılan ibadetlerin fazileti hakkında geniĢ bilgi için bkz. AĢır Örenç, Konu

hadisleri Bağlamında Mescid-i Nebevî ve Orada Yapılan Ġbadetlerin Fazileti, Aksaray Üniversitesi Ġslam Ġlimler Fakültesi Dergisi, Sayı:2, Güz 2014, s.71-85.

69 Müslim, Hac, 511, c. 2, s. 1014. 70

Ebû Abdillâh Muhammed b. Ġsmâîl b. Ġbrâhîm el-Cu„fî el-Buhârî,

el-Câmiʿu‟l-Müsnedi‟s-Sahîhi‟l-Muhtasar min umûri Resûlillâh Sallallahü ʿAleyhi ve Sellem ve sünenihî ve eyyâmih, I-IX, thk. Muhammed Züheyr b. Nâsır, Dâru- Tavkun‟-Necât, byy. 1422/2010, Fadlu‟s-Salât, 5, c. 2, s. 68.; Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 36, s. 379; Müslim, Hac, 500, c. 2, s. 1010.

(30)

16

“Mescid-i Nebevi yapılıĢından itibaren Medine'nin en önemli ilim ve kültür

merkezi olmuĢtur. Hz. Peygamber tarafından baĢlatılan eğitim ve öğretim faaliyetleri artarak devam etmiĢ ve mescid, bütün islam dünyasında özellikle dini ilimlerde en önemli kültür merkezi olma özelliğini tarih boyunca sürdürmüĢtür. Mescidin harimiyle avlu ve revaklarında ders halkaları kurulmuĢ, Hac mevsimlerinde Ġslam dünyasının her yanından gelen âlimler bu derslere katılmaya özen göstermiĢtir. Burada yapılan ilmi müzakere ve tartıĢmalar islami ilimlerin oluĢumuna önemli katkılarda bulunmuĢtur.

Mescid-i Nebevi'de ikamet eden Suffe ehlinin ise bu konuda ayrı bir yeri vardır. Mescidin bakım ve onarımını yapmak, burada yürütülecek dini hizmetlerle eğitim ve öğretim faaliyetlerinin masraflarını karĢılamak için Emeviler döneminden itibaren çeĢitli vakıflar tesis edilmiĢ, zamanla ortadan kalkan bazı vakıfların yerine de yenileri kurulmuĢtur. Medine'de bilinen en eski kütüphane Mescid-i Nebevi'nin kütüphanesidir…” 71

Yukarıda da belirtildiği gibi Mescid-i Nebevî tıpkı bir eğitim öğretim müessesesi gibi temayüz etmiĢtir.72

Sahabiler kurulduğu ilk andan itibaren orada okuma yazma eğitimine baĢlamıĢlardır. BaĢta Suffe ehli olmak üzere sahabiler camide kurulan ders halkalarında Kur‟an eğitimi ve Hz. Peygamber‟in (s.a.v.) hadîslerini öğrenmeye gayret etmiĢlerdir. Ayrıca fıkhî konularda çeĢitli sorular sorarak ilim tahsili yapılmıĢtır.73

Sonuç olarak Mescid-i Nebevî kurulduğu andan itibaren bir ilim merkezi olma özelliğini elde etmiĢ ve bu özelliğini tarih boyunca sürdürmüĢtür.74

Günümüzde dahi Mescid-i Nebevî‟de ders halkaları yapılarak ilim tahsil edilmektedir.

71 Nebi Bozkurt – Mustafa Sabri KüçükaĢçı, “Mescid-i Nebevî” DĠA, TDV Yayınları, Ġstanbul 2003,

c. 29, s. 288.

72 Bilgi için ayrıca bkz: Mustafa Küçükeskici, Hz. Peygamber Döneminde Medine‟nin Soyal

Yapısı, Selçuklu Üniversitesi Felsefe ve Din Bilimleri Anabilim Dalı Din Sosyolojisi Bilim Dalı,

BasılmamıĢ Doktora Tezi, s. 124-127.

73 Mustafa Baktır, “Suffe”, DĠA, TDV Yayınları, Ġstanbul 2009, c. 37, s. 469-470.

74 Alî Senusî Ahmed, el-Mescidu‟n-Nebevî Târihuhû Fadâiluhû Ahkâmuhu,

(31)

17

5.2.3. Siyasi ve Sosyal Fonksiyonu

Dini, ilmi ve kültürel fonksiyonun yanı sıra Mescid-i Nebevî siyasi ve sosyal alanda da önemli roller üstlenmiĢtir. Mescid-i Nebevî Ġslâmiyet‟in ilk yıllarından itibaren bütün resmi ve gayri resmi faaliyetlerin icra edildiği bir mekân olarak karĢımıza çıkmaktadır. Hz. Peygamber‟in (s.a.v.) sahabileri eğiten bir öğretmen olması hasebiyle eğitimin, aynı zamanda devlet baĢkanı vasfı sebebiyle siyasetin, savaĢlarda orduyu yöneten bir komutan olarak askeri teĢkilatın ve sahabe arasında cereyan eden olaylarda üstenlenmiĢ olduğu kadılık vazifesi ile de adalet teĢkilatının merkezi haline gelmiĢtir. Bunun yanı sıra baĢta Suffe olmak üzere kimsesiz veya fakir kimselere barınma yeri, dıĢtan gelen yolcular için misafirhane ve sosyal yardım mekânı olarak da kullanılmıĢtır.

Hz. Peygamberin savaĢ elçilerini Mescd-i Nebevî‟de kabul ettiği, yine savaĢ zamanlarında yaralıların mescitte tedavi edildiği bilinmektedir. Ayrıca Arap kabilelerinin Medine‟ye göndermiĢ oldukları heyetleri Hz. Peygamber (s.a.v.) Mescid-i Nebevî‟de “Üstüvânetü‟l-Vufûd” diye isimlendirilen sutûn‟ün önünde kabul etmiĢ ve bazı heyetler cami için kurulan çadırlarda ağırlanmıĢtır.75

Tarihi süreç içerisinde Mescid-i Nebevî‟nin dini ve ilmi fonksiyonun yanı sıra siyasi hayatta da oldukça önemli roller üstlenmiĢ olduğu görülmektedir. Çünkü camideki minber sadece hutbe okunmak için değil aynı zamanda halifelere bîat merasimlerinde ve çeĢitli durumlarda halka hitap amaçlı kullanılmıĢtır.76

Netice itibariyle Medine‟de bulunan ve içerisinde Hz. Peygamber (s.a.v.) efendimizin kabrinin de bulunduğu Mescid-i Nebevî Müslümanlar için oldukça önemli ve değerli kabul edilmiĢtir.

5.3. MESCĠD-Ġ AKSÂ VE ÖNEMĠ

Kur‟an-ı Kerim‟de ismi geçen mescitlerden biri de Mescid-i Aksâ‟dır. Mescid-i Aksâ ile ilgili olarak Kur‟an-ı Kerim‟de Ģöyle buyurulmaktadır:

75 Bozkurt -KüçükaĢçı, “Mescid-i Nebevî” DĠA c. 29, s. 288. 76 Bozkurt -KüçükaĢçı, “Mescid-i Nebevî” DĠA c. 29, s. 289.

(32)

18

“Kendisine âyetlerimizden bir kısmını gösterelim diye kulunu (Muhammed‟i)

bir gece Mescid-i Harâm‟dan çevresini bereketlendirdiğimiz Mescid-i Aksâ‟ya götüren Allah‟ın Ģânı yücedir. Hiç Ģüphesiz O, hakkıyla iĢitendir, hakkıyla görendir.”77

Mescid-i Aksâ ile ilgili olarak Nebi Bozkurt Ģunları kaydetmektedir:

“Bugün Kâbe‟ye çevresiyle birlikte Mescid-i Mescid-i Harâm denildiği gibi

Mescid-i Aksa'ya da çevresiyle birlikte Harem-i Ģerif denilmekte ve bununla eski Kudüs'teki kuzeyi 321, güneyi 283, doğusu 474 ve batısı 490 m. uzunlukta olan ve yer yer 30-40 m. yüksekliğe ulaĢan surlarla çevrili bulunan, içinde Kubbetü's-Sahrâ'nin de yer aldığı kutsal mekân kastedilmektedir.”78

Biz burada Kudüs ve Mescid-i Aksâ‟nın tarihi geçmiĢini veya bu mescidin maruz kaldığı Bizans istilalarını ardından söz konusu mescidin Selahâddin Eyyubî tarafından fethinin gerçekleĢmiĢ olduğu gibi tarihi geçmiĢini anlatmaktan ziyade Mescid-i Aksa‟nın Müslümanlar açısından ehemmiyetine değineceğiz.79

Yukarıda ifade edildiği üzere Mescid-i Aksâ ve çevresinin kıymetli ve bereketli olduğu bizzat Allah tarafından dile getirilmiĢtir. ġemsuddîn es-Suyutî (ö. 880/1476 ) “Ģayet Kur‟an‟da Mescid-i Aksâ‟nın fazileti ile ilgili yalnızca bu âyet olsaydı onun değerini ve önemini ortaya koymak için yeterli olurdu” demektedir.80

Yine bu âyeti kerimede Mescid-i Aksa ve çevresinin mübarek ve mukaddes oluĢuna vurgu yapılmıĢtır. Müslümanların ilk kıblesi olan bu mukaddes Ģehir baĢta Mûsâ (a.s.) olmak üzere nice peygamberlere ev sahipliği yapmıĢ 81

ve bizzat Hz. Peygamber‟in (s.a.v.) dilinden de en kutsal sayılan üç mabetten biri olduğu dile getirilmiĢtir.82Ayrıca Kur‟ân-ı Kerim‟de Mescid-i Aksa ve çevresiyle ilgili birçok

77

Ġsra, 17/1.

78 Nebi Bozkurt “Mescid-i Aksa” DĠA, TDV Yayınları Ġstanbul 2004, c. 79, s. 268.

79 Kudus ile ilgili ayrıntılı bilgi için bkz: Dr. ġefik Câsir Ahmed Mahmûd, el-Kuds,

ManĢûratu‟l-Mecmeu‟s-Sakafî, Abu Dhabi 1995, s. 1-100.

80 Muhammed b. Ahmed b. Alî el-Minhacî el-Ma‟ruf bi ġemseddin es-Suyûti, Ġthafu‟l-ihsâ bi

Fadâili‟l-Mescid-i‟l-Aksâ, Thk. Ahmed Ramazan Ahmed, el-Heyetu‟l-Masdariyyetu‟l-Amme

li‟l-Kutub, Mısır 1984, c. 1, s. 95.

81 Ebu Kasım mahmud b. Amr b. Ahmed ez-ZamahĢerî, el-KeĢĢâf an Hakaiki Gavâmidi‟t-Tenzîl,

Dâru‟l-Kitabi‟l-Arabî, Beyrût 1987, c. 2, s. 248.

(33)

19

âyet yer almaktadır. Biz bunlardan birkaçını burada zikredip konu ile alakasına kısaca temas edeceğiz. Yüce Allah Ģöyle buyurmaktadır: “Onu Lût ile beraber

kurtarıp, içinde âlemler için bereketli kıldığımız yere ulaĢtırdık.”83

Bereketli kılınan yerden kast edilenin Beytu‟l-Makdis olduğu nakledilmiĢtir.84 Zira buralar birçok Peygamberin (a.s.) gönderildiği85 ağaçlık, yeĢillik ve tatlı suların bol olduğu mübarek bir bölgedir.86 BaĢka bir âyette ise: “Ey kavmim! Allah‟ın size yazdığı kutsal toprağa

girin. Sakın ardınıza dönmeyin. Yoksa ziyana uğrayanlar olursunuz.” 87

buyurulmaktadır. Bu âyeti kerîmede de zikredilen mukaddes topraklardan kasıt farklı görüĢler olmakla beraber Mescid-i Aksâ‟nın yer aldığı Filistin toprakları olduğu söylenmiĢtir.88

Yine Ġbn Kesîr mukaddes topraklardan Beytu‟l-Makdis‟in kast edildiğini ve sahîh olanında bu görüĢ olduğunu dile getirmiĢtir.89

Bir baĢka âyette ise: “ Hani, “ġu memlekete girin. Orada dilediğiniz gibi, bol bol yiyin. Kapısından

eğilerek tevazu ile girin ve “hıtta!” (Ya Rabbi, bizi affet) deyin ki, biz de sizin hatalarınızı bağıĢlayalım. Ġyilik edenlere ise daha da fazlasını vereceğiz” demiĢtik.”90

buyurulmaktadır. Tefsir âlimlerinin büyük çoğunluğu âyette geçen söz konusu memleketin Beytu‟l-Makdis olduğu yönünde görüĢ beyan etmiĢlerdir.91

Birçok âyetin yanı sıra Mescid-i Aksâ ile ile ilgili Hz. Peygamber‟ (s.a.v.) den nakledilen çok sayıda rivâyet de bulunmaktadır. Konunun uzamaması adına bu rivayetlere kısa iĢarette bulunacağız. Söz konusu bazı rivayetlerde Kâ„be‟den sonra yeryüzünde inĢa edilen ikinci mabedin hangisi olduğu Efendimize sorulmakta O da

83 Enbiya, 21/71.

84 Taberî, Câmiu‟l-Beyân, c, 18, s. 468. 85 ZamahĢerî, KeĢĢâf, c. 3, s. 126.

86 Ebu Muhammed el-Hüseyin b. Mes‟ud, b. Muhammed b. Ferra el-Beğavî eĢ-ġâfi„î,

Meâlimu‟t-Tenzîl fî Tefsîri‟l-Kur‟ân, thk. Abdurrezzak el-Mehdî, Dâr‟u Ġhyai‟t-Turâsi‟l-Arabî, Beyrût 1999,

c. 3, s. 296.

87 Maide, 5/21.

88 Ebu Abdullah Muhammed b. Ahmed b. Ebi Bekr b. Farh Ensârî Hazrecî ġemseddin

el-Kurtûbî, el-Câmi‟ li Ahkâmi‟l-Kur‟ân, thk. Ahmed el-Berdunî-Ġbrahim EtfeyĢ, Dâru‟l-Kutubu‟l-Misriyye, Kâhire 1964, c. 6, s. 125.

89

Ebu‟l-Fidâ‟ Ġsmail b. Ömer b. Kesir el-KureĢî el-Basrî ed-DimaĢkî, Tefsîru‟l-Kur‟âni‟l-Azîm, thk. Muhammed Hüseyin ġemsuddin, Dâru‟l-Kutubu‟l-Ġlmiyye, Beyrût 1999, c. 1, s. 174.

90 Bakara, 2/58.

91 Muhammed b. Ali b. Muhammed b. Abdullah eĢ-ġevkânî, Fethu‟l-Kadîr, Dâr‟u Ġbn Kesîr, Beyrût

Referanslar

Benzer Belgeler

Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem dışında birine tabi olmak, Musa aleyhi's-selâm gibi bir peygamber için dahi helal değildir. Musa aleyhi's-selâm gibi ulul-azm

Mes’ud radiyallahu anh’den: “Nebî sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:.. 4 Buhârî ve Muslim'in şartlarına göre

Ebud Derda radıyallahu anh’den; Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki;“Kim kardeşinin hakkında gıybet edilirken bu gıybete mani olursa, kıyamet

“el-Keşf ve’l-Beyân an Tefsîri’l-Kur’ân” ile “Kitâbu’l-Arâis fî Kısası’l-Enbiyâ” isimli eserleri olmak üzere birçok eser telif etmiştir. Hicretin ilk

Aging dilates atrium and pulmonary veins implications for the genesis of atrial

護理系 98 級護理系授服暨點燈儀式 本校護理繫於 5 月 6 日在醫學綜合大樓 16 樓,舉行「98 級護理系授服暨點燈儀式」, 今年共有

Süratle nasıl değişti halim, Almaz bunu havsalam hayalim, Birşey görürüm mezara

Örneğin müstedil bakirenin nikâha zorlanamayacağı hususunda, bir bakirenin babasının zoruyla istemediği biriyle evlendirilmesi durumunda Rasûlullâh’ın (s.a.s.) kızı