• Sonuç bulunamadı

2. TEDARİK ZİNCİRİ VE TEDARİK ZİNCİRİ YÖNETİMİ

2.1. Tedarik Zinciri

2.1.2. Tedarik zincirinin özellikleri

TZ’den elde edilen değerin artırılması için TZ’nin çeşitli özelliklere sahip olması gerekir. Bu özellikler son yıllarda daha önem kazanmış ve adından daha çok söz ettirir olmuştur. Dayanıklılık, güvenilirlik, esneklik, çeviklik, duyarlılık, etkinlik bu özelliklerin başında yer almaktadır. Chandra veGrabis,çevik, esnek ve duyarlı tedarik zinciri tasarlamaya neden olan sebepleri şu şekilde ifade etmişlerdir;

 Yeni bir ürün sunumu veya mevcut ürünün geliştirilmesi,

 Yeni bir süreç sunumu veya mevcut sürecin geliştirilmesi,

 Yeni bir kaynağın tahsis edilmesi veya mevcut kaynağın yeniden tahsisi,

 Yeni bir tedarikçi seçimi veya mevcut tedarikçilerinbazılarından vazgeçilmesi,

 Üretilen ürünlere olan talebin değişmesi,

 Ürün veya sürece ait temin zamanlarındaki değişme,

 TZ aktörleri arasındaki bağlantı yapısının değişmesi [13].

Bu özellikler TZRY ile ilişkili olduğundan kısaca değinmekte fayda vardır.

Dayanıklılık

Dayanıklılık, bir tedarik zincirinin dıştan gelen etkilerden etkilenmeden, etkilere direnç göstererek kendisinden beklenen görevleri yerine getirebiliyor olması durumudur. Eğer bir tehdit TZ üzerinde ağır hasarlar yaratmamışsa, bu TZ dayanıklı veya esnek denilebilir. “Dayanıklılık, bir sistemin bir olaya karşı direnç gösterme, olay gerçekleşmeden önceki istikrarlı durumunu koruma ve görevini yerine getirme kabiliyetidir. Esneklik ise bir olaydan sonra sistemin yeni bir istikrarlı duruma dönüşme kabiliyetidir. Dayanıklı sistemler bir olaya, etkiye karşı direnç gösterebilir, esnek sistemler olaya uyum gösterir” [14].

Güvenilirlik

Güvenilirlik, bir tedarik zincirinin kendisinden beklenen görevi veya fonksiyonu başarı ile bozulma olmaksızın ve istikrarlı bir şekilde yerine getirmesidir.

Güvenilirlikte gelişme, performansı etkileyen süreçlerin yeniden yapılandırılmasıyla elde edilir. Örneğin, üretimde güvenilirlik ürün banttan çıktıktan sonra gerçekleştirilen kalite kontrol ile değil, üretim esnasında süreç kontrolü ile gerçekleşir. Aynı şekilde TZ güvenilirliğini artırmanın en etkili yolu görünürlüğü artırmaktır. Görünürlük, tedarik zinciri içindeki herhangi bir unsurun zincirin her noktasında ne olduğunu görebilmesidir ki bu da bilgi paylaşımı demektir. Bu bilgiler, stok seviyesi, talep, üretim ve satın alma planları, riskler, kayıp satışlar vb.

bilgilerdir. Bir uçtan bir uca görünürlüğün sağlanması, güvenilirliğin de sağlanmasına yardımcı olur.

Güvenilirliğin ana elemanları zaman tamponları, güvenlik stokları, ilave olanaklar, kapasite rezervleri ve bilgi sistemleri tabanlı koordinasyon gözlemlemedir. Bu güvenilirlik unsurlarının elde edilmesi fazladan maliyete sebep olsa da bir aksaklık durumunda TZ süreçlerinin kesintiye uğramadan çalışmasını sağlayacağından dolayı daha kârlı olacaktır.

Son yıllarda yapılan akademik çalışmalar, TZ’nin güvenilirliğini artırma ve belirsizliğin TZ üzerindeki etkilerini azaltma üzerine farklı modeller sunmuşlardır.

Güvenilirlik ve belirsizlik altında TZ planlaması konusunda daha detaylı ve kapsamlı bilgi edinmek için Tayur ve ark.ve Kok ve Graves’in yaptıkları çalışmalar incelenebilir [15,16].

Esneklik

“Esneklik (flexibility) tahmin edilmeyen ancak beklenen çevresel koşullara karşı planlı olarakuyum gösterme, ağır etkileri olmasına rağmen kesintilere karşı ayakta durma kabiliyetidir” [17]. Diğer bir tanıma göre “esneklik bir sistem veya bileşenin ters giden bir durumdan kendini toparlama kabiliyetidir” [18].Esneklik,zamanla değişkenlik gösteren koşullar altında hedeflenen amaçlara ulaştıracak adaptasyon sistemlerinin oluşturulmasıyla ilişkilidir. Adaptasyon sistemlerinin ana unsurları, TZ’nin farklı karar noktaları arasındaki yönetim fonksiyonlarının birleştirilmesi, adaptif planlama, nihai kararın geciktirilmesi, ihtiyat bulundurma, dinamik fiyatlandırma esnek sözleşmelerdir. Güvenilirlik gibi esneklik de TZ’de belirli bir miktar fazlalık bulundurma ile elde edilebilir. Adaptasyon sayesinde esneklik ve güvenilirlik birbiriyle ilişkilidir. “Güvenilirlik unsurları esneklik unsurları, esneklik unsurları da güvenilirlik sağlayıcı unsurlar olabilir çünkü hem güvenilirlik ve hem de esneklik TZ’nin belirsizliğe karşı kalkanıdır” (Şekil 2.4.) [19].

Şekil 2.4. Belirsizliğe karşı güvenilirlik ve esneklik kalkanı

Esnek tedarik zincirleri belki minimum maliyetli olmayabilirler ancak belirsiz iş koşulları ile baş edebilecek kabiliyete sahiptirler.

Çeviklik

“Çeviklik tahmin edilmeyen ancak beklenen çevresel koşullara karşı planlı olmayan, hazırlıksız uyum göstermedir” [17]. Çeviklik hızlı tepki vermeyi ve müşteri taleplerini daha çabuk karşılamayı ifade eder. Hızlı değişim gösteren piyasalarda çeviklik, uzun dönem strateji planlamalarından daha önemlidir. Çünkü böyle ortamlarda uzun dönemli planlamalara bağlı kalmak zordur. Gelecekte şirketler tahmine dayalı değil talebe dayalı hareket edeceklerinden bu değişime ayak uydurmak sadece firma içinde değil tüm TZ boyunca çevik olmayı gerektirecektir.

“TZ’de çevikliği artırmanın yolları şunlardır;

 Kısa temin zamanı; bu sayede tüm değişiklikler hızla yapılabilir ve şirketler değişen çevre koşullarına ve olaylara tepki gösterebilirler.

 Geciktirme; ürünün tamamlanmasının mümkün olan en son zamana ertelenmesidir. Örneğin, elektronik alet üreten bir firma gerçek siparişi alana kadar paketleme, fiş montajı, talimatlandırma yapmaz, bu sayede piyasa şartlarına uygun kişiselleştirme yapma imkânı bulur.

 Standart parçalar; böylece aynı parçalar farklı ürünlerde kullanılır ve stok çeşitliliği engellenir, az sayıda tedarikçi ile çalışılır.

 Standart işlemler; böylece farklı ürün üretimine hızlı bir şekilde geçilebilir.

 Faaliyetlerin tesisler arasında değişimi; bu sayede riske maruz kalan herhangi bir tesisin işlemi, başka bir tesise aktarılabilir.

 Esnek tedarikçiler; farklı ihtiyaçları karşılamak için farklı özelliklerde birden fazla tedarikçi kullanmaktır.

 Stoka üretim değil siparişe göre üretim yapmak” [20].

Çeviklik, geç teslimattan değişken müşteri talebine ve doğal afetlere kadar içsel ve dışsal her türlü tahmin edilemeyen duruma karşı reaksiyon göstermeye imkân sağlar. Çevikliğin asıl amacı müşteri hizmet seviyesinin yükseltilmesidir. Bu ise müşteri talebinin karşılanma oranı, sipariş alımındaki hatalar, yok satma oranı, hasar miktarı, maliyetler, temin zamanı, çalışanların kibarlığı, talep etme kolaylığı vb. kıstaslarla ölçülür.

Sonuç olarak dayanıklılık, çeviklik, esneklik, duyarlılık kavramları arasında farklılıklar olsa da birbirleriyle ilişkilidirler. Husdal,“bu kavramlar arasındaki farklılığı Şekil 2.5.’de görüldüğü gibi şematize etmiştir [21].

Şekil 2.5. Dayanıklılık, esneklik, çeviklik 2.2. Tedarik Zinciri Yönetimi

TZ’nin kârlılığı, kazanç ile maliyet arasındaki fark olduğuna göre kazanç ve maliyet oluşturan unsurların ayrı ayrı ve detaylı bir şekilde incelenmesi gerekir. TZ’nin tek kazanç kaynağı müşteridir. Tüm bilgi, para ve ürün akışı TZ’de maliyete sebep olur. Bu sebeple bu akışların en uygun şekilde yönetilmesi TZ’nin başarısı için anahtar rol oynar.

Dış kaynak kullanımı, firmaların her geçen gün önemini artıran stratejisidir.

Firmalar artan rekabet ortamında artık en iyi yapabildikleri işe yoğunlaşmakta, diğer iş veya ürünleri dışarıdan temin etmektedirler. Bu durum, rekabet avantajını artırmasının yanında birçok zorluk ve olumsuzluğu da beraberinde getirmiştir.

Özellikle tedarikçilerle olan işbirliği ve koordinasyon, tedarik zinciri yönetimi, risk yönetimi konuları önem kazanmıştır.

2.2.1. Tedarik zinciri yönetiminin tanımı

Tedarik zincirinin karmaşıklığı arttıkça tedarik zinciri yönetiminin de önemi artmıştır. Farklı amaçları aynı çatı altında birleştirmek, birçok unsuru senkronize bir şekilde yönetmek, her alanda hızın arttığı bir dönemde daha da zor olmaktadır.

TZY için yapılmış belli başlı tanımlara göre;

“TZY, bir bütün olarak tedarik zincirinin ve münferit olarak firmaların uzun dönem performanslarını artırmak için geleneksel iş fonksiyonlarının, belirli bir firmaya ait iş fonksiyonları arasındaki taktiklerin ve tedarik zinciri içerisindeki işlerin sistemli ve stratejik koordinasyonudur” [22].

“TZY, hizmet veya ürün sunulan pazara optimum tepki ve etkinlik karışımını sunmak maksadıyla tedarik zinciri unsurları arasındaki üretim, stok ve taşıma faaliyetlerinin koordine edilmesidir” [23].

Lojistik Yönetimi Konseyinin tanımına göre tedarik zinciri yönetimi, bütün olarak tedarik zincirinin ve birim şirketlerin uzun dönem performanslarının artırılması maksadıyla, kurum içindeki iş kolları arasında bilinen iş fonksiyonlarının ve aralarındaki uygulamaların sistematik ve stratejik koordinasyonudur. Kurumlar için iş hedefi, pazar payının artırılması, en azından korunması ve bunu sağlarken kâr yaratmaktır. Bu da işletme içindeki süreçlerin iyileştirilmesi, operasyonel verimin ve performansın artırılması ile sağlanacaktır.

TZY, stok planlaması, üretim planlama, müşteri ilişkileri başta olmak üzere çok geniş ilgi alanlarını müşterek strateji, küresel bilgi teknolojileri ve stokastik modeller vasıtasıyla birleştirmiştir. Aslında bu alanlar daha önceden de lojistik yönetimi adı altında münferit olarak çalışılmaktaydı ancak son yıllarda aynı amaç için, tek bir hedefe doğru birleştirilmiş olarak görev yapmaktadırlar. Martin Christopher, “Lojistik yönetimi geçmişte de ekonomik faaliyetlerin odak noktası ve çok önemli bir unsuruydu. Buna rağmen gerek iş dünyası ve gerekse akademik çevre tarafından ancak son dönemde gereken önem verilmiştir. Bu durumun en açık sebebi lojistik fonksiyonunu oluşturan görevlerin münferit olarak

algılanmasıydı. Lojistik yönetimi ancak son 20 yılda birleştirici bir unsur olarak gelişme göstermiştir” demektedir [24].

Tedarik zinciri ile lojistik zaman zaman birbirlerinin yerine kullanılsa da aslında farklı anlamlar ifade ederler. Martin Christopher, TZ’nin lojistikten daha geniş bir kavram olduğunu ifade etmektedir. Lojistik, bir işletmedeki ürün ve bilgi akışını sağlamak için kurulmuş bir yapıdır. TZ bu çatı üzerine kurulmuştur ve tedarikçi, müşteri, firmanın kendisi gibi zincirin diğer elemanları arasındaki koordinasyon ve bağlantıyı sağlama amacı güder. Bu sebeple, örneğin, TZY’nin bir amacı taleple ilgili bilginin paylaşımı ile zincir içindeki stok şişkinliklerini önlemek veya azaltmak olabilir. “TZ, birbiriyle iş yapan, birbirine akrabalık, ortaklık vb. bağlı bulunmayan firmaların bağımsız biçimde hareket ederek yalnızca kendi çıkarlarını düşünecekleri kuralından farklı olarak koordinasyon, güven ve işbirliği felsefesine dayanmaktadır” [2].

Michael Hugos geleneksel lojistik kavramı ile TZ konsepti arasındaki farkı şu şekilde tanımlamaktadır; lojistik, tek bir firma sınırları içerisinde meydana gelen işlemleri ifade ederken TZ, birlikte çalışan ve bir ürünü pazara teslim etmek için işlemlerini koordine eden firmalar şebekesini, ağını ifade eder. Aynı zamanda geleneksel lojistik dikkatini tedarik, dağıtım ve envanter yönetimi gibi faaliyetlere odaklarken TZY, geleneksel lojistik faaliyetlere ek olarak pazarlama, yeni ürün geliştirme, finans ve müşteri hizmetleri faaliyetleriyle de ilgilenir [23]. TZ, bir ürünün hammadde olarak varoluşundan, malın tüketiciye ulaştırılmasından sonraki faaliyetlerine kadar hareket ettiği zincirdeki tedarikçi, imalatçı, nakliye, depolama, satış, satış sonrası hizmet dâhil tüm unsurları kapsar. Bu zincirdeki işleyişin bağımlılık anlayışı içerisinde ve ilişki yönetimiyle düzenlenmesi TZY adını alır.

Lojistik ise ürünlerin bir tedarik zinciri boyunca hareket etmesi veya durması için yapılması gerekli tüm işleri ve bu zincir boyunca ürünle birlikte akış halinde bulunan bilgi ve riskin yönetimini kapsamaktadır. Dolayısıyla, lojistik yönetimi de bu işlerin sağlıklı bir şekilde ve planlandığı gibi yapılmasını sağlamakla yükümlüdür. “Lojistik yönetimi, tedarik zincirine dâhil bir firmanın içinde gerçekleştirilen lojistik faaliyetlerin düzenlenmesi, TZY ise zincirdeki bütün firmaların lojistik yönetimlerinin uyumlu bir şekilde yönetilmesidir. Örneğin, bir

firmanın üretim bölümündeki taşıma faaliyetleri lojistik olarak adlandırılabilir, TZY olarak adlandırılamaz” [25].

Tedarik zinciri yönetimi ile ilgili zaman içerisinde dört farklı görüş oluşmuştur.

Geleneksel görüşe göre TZY, lojistiğin bir bölümü, birlikçi görüşe göre ise lojistik TZY’nin bir parçasıdır. Üçüncü görüşe göre şu andaki TZY, daha önceki lojistik kavramının kendisidir. Dördüncü görüşe göre ise lojistik; lojistik, pazarlama, operasyon, satın alma vb. birleşimi değildir ancak tüm bu disiplinlerin stratejik elementlerini içerir. Tüm bu tanımlar ışığı altında TZY, lojistik yönetiminin en gelişmiş safhasıdır. TZY kavramının ortaya atılmasının temel sebebi, firmaların daha fazla etkinlik ve verimlilik arzu etmeleridir. “Firma içindeki optimizasyon en son noktasına geldiğinden dolayı, aynı tedarik zincirindeki firmalar arasındaki etkin olmayan işlemlerin yönetilmesi ve koordine edilmesi söz konusu olmuştur. Bu ise lojistik yönetiminden TZY’ne geçişe sebep olmuştur” [26].