• Sonuç bulunamadı

5. TEDARİK ZİNCİRİ RİSK YÖNETİM SÜRECİ

5.1. Risk Tanımlama

5.1.2. Risk sınıflandırmaları

İçerik olarak birçoğu aynı riskleri içerse de tedarik zinciri riskleri kaynağı, etkileri yönünden farklı yazarlar tarafından farklı sınıflandırmalara ayrılmıştır. TZ riskleri sektörden sektöre küçük farklılıklar gösterse de büyük oranda aynı risklere maruzdurlar. TZ’nin karşılaşabileceği tüm riskleri listelemek çok zordur. Ancak riskin kaynağı açısından bakıldığında Hendricks ve Singhal’e göre, “TZ kesintilerinin %34’ünün firma içi işlemlerden yani kendisinden, %15’inin tedarikçilerden, %13’ünün müşterilerden, %4’ünün doğadan, %4’ünün hükümetlerden, %6’sının ise TZ aktörlerinin birleşiminden kaynaklanmaktadır. TZ kesintilerine %22 ile parça eksikliği, %9 ile talepteki ani değişiklikler, %9 ile müşterilerin sipariş değişiklikleri, %9 ile çeşitli üretim problemleri, %4 ile gelişme problemleri ve %3 ile kalite sebep olmaktadır” [2].

Mason-Jones ve Towill, TZ risklerini içsel, TZ riskleri ve dışsal olarak üçe ayırmışlardır. İçsel riskler, kurum içi işlemlerden kaynaklanan risklerdir. Bunlar, kazalar, malzeme ve teçhizatın güvenilirliği, bilgi teknolojileri sisteminin çökmesi, insan hataları ve kalite ile ilgili hususlar gibi işlemlerin kendisinden de

kaynaklanabilir, parti büyüklüğünün belirlenmesi, güvenlik stok seviyeleri, finansal problemler ve teslimat planları gibi yönetim kararlarındaki yanlışlardan da kaynaklanabilir. TZ riskleri, kurumun dışında fakat TZ’nin içinde olan risklerdir.

Bunlar TZ aktörleri arasındaki yetersiz koordinasyon ve bilgi paylaşım eksikliğinden kaynaklanır. Güvenilirlik, malzemenin uygunluğu, temin zamanı, teslimat problemleri, grev, lokavt vb. tedarikçi kaynaklı riskler ve değişken talep, ödemeler, sipariş işleme ile ilgili problemler vb. müşteri kaynaklı risklerdir. Dışsal riskler ise kazalar, kötü hava koşulları, kanun ve düzenlemeler, doğal afetler, savaşlar vb. TZ’nin çevre ile etkileşiminden kaynaklanan risklerdir [88].

Waters TZ risklerini Çizelge5.1.’deki gibi sınıflandırmıştır [20];

Çizelge 5.1. Tedarik zinciri riskleri

RİSK TİPİ AÇIKLAMASI RİSKLER

Para akışıyla ilgili risklerdir ve ödemelere, nakit akışına,

Sistem ve bilgi akışı ile ilgili risklerdir ve bilgi transferi, entegrasyon, bilgi işleme,

piyasa araştırması vb. etki eder.

Veri kaybı, bilgi hataları, bilgi güvenliğinin ihlali, sistem

Dünya ekonomik forumu periyodik olarak küresel riskler üzerine yayım yapmaktadır. Bu yayım endüstri farkı gözetmeden, genel olarak risk tanımlaması yapmaktadır ancak dönemsel olarak endüstriyel riskler hakkında çalışmalar da yapmaktadır. TZ riskleri üzerine 2012 yılında yapılmış olan çalışmada TZ risk sınıflandırması ve risklerin özellikleri Çizelge5.2.’de sunulmuştur [89].

Çizelge 5.2. Dünya Ekonomik Forumu TZ risk sınıflandırması [89]

İthalat/ihracat sınırlamaları % 33

Terörizm % 32

Mülkiyet/yatırım sınırlamaları % 17

İşgücü eksikliği % 17

Teknolojik Riskler

Bilgi ve haberleşme kesintileri % 30

Taşımacılık altyapısı yetersizliği % 6

Tang ve Musa TZ risklerini malzeme akışı ile ilgili riskler, para akışı ile ilgili riskler ve bilgi akışı ile ilgili riskler olarak üçe ayırmışlardır (Çizelge5.3.) [90].

Çizelge 5.3. TZ riskleri sınıflandırması [90]

Manuj ve Dittman, riskleri kaynaklarına göre ikiye ayırmışlardır. Geleneksel risk kaynakları politik hususlar, gümrükle ilgili hususlar, kur dalgalanmaları gibi maliyetle ilgili hususlardır. Nispeten yeni risk kaynakları ise fazla stoklar, güvenlik hususları, kısa ürün ömrü, artan işçi ücretleri, kirlilik, temin zamanı ve artan ulaştırma maliyetleridir [91]. Bununla ilişkili olarak riskler, maliyet riski, kalite riski, temin zamanı riski ve güvenlik riski olarak sınıflandırılmıştır.

Son olarak, Merna ve Smith tarafından çok detaylı bir şekilde hazırlanmış risk sınıflandırması şu şekildedir [92];

 Stratejik riskler; organizasyon içindeki stratejik kararlar sonucunda oluşan risklerdir,

 Doğal riskler; kötü hava şartları, şimşek, deprem, sel, toprak kayması, salgın hastalık vb. beklenmeyen doğa olayları sonucu oluşan risklerdir,

 Politik riskler; hükümet istikrarsızlıkları, düzenlemeler, antlaşmalar, gümrük bariyerleri, çatışma ve savaşlar vb. risklerdir,

 Ekonomik riskler; faiz oranları, enflasyon, kur farkı riski, vergi vb. risklerdir,

 Fiziksel riskler; trafik kazası, teçhizat arızası, sınırlı kapasite vb. bina ve tesislere karşı oluşan risklerdir,

 Tedarik riski; tedarik piyasasının durumu, kısıtlar, sınırlı imkânlar, tedarikçi güvensizliği, temin zamanı, malzeme gecikmeleri vb. firmaya gelen her türlü malzeme akışıyla ilgili risklerdir,

Risk Kategorisi Riskler

Malzeme Akış Riski

Tedarik

Tek tedarikçi riski, tedarik esnekliği riski, tedarikçi kalite riski, kapasite riski, tedarikçi seçim/dış kaynak riski

Üretim Ürün ve süreç tasarım riski, üretim kapasitesi riski, operasyon kesintisi riski

Teslimat Talep dalgalanması riski, karşılanmamış talep&fazla stok dengesizliği riski

Finansal Akış Riski Kur farkı riski, fiyat ve maliyet riski, TZ ortaklarının finansal güç riski

Bilgi Akışı Riski Yanlış bilgi riski, bilgi güvenliği ve kesintisi riski

 Piyasa riski; talep seviyesi, değişkenlik, alternatif ürünler, rekabet vb. müşteri talebiyle ilgili risklerdir,

 Taşıma riski; bina, tesis, araç, yük vb. malzeme akışıyla ilgili risklerdir,

 Ürün riski; kullanılan teknoloji, inovasyon, ürün karışımı, kullanılan malzeme, standardizasyon vb. ürün özelliklerinden kaynaklanan risklerdir,

 Operasyon riski; süreç tipi, karmaşıklık, teknoloji, özel durumlar, satış sonrası hizmet vb. organizasyon içi faaliyetlerden kaynaklanan risklerdir,

 Finansal riskler; ödemeler, fiyatlar, maliyetler, finansal performans vb. her türlü parasal işlemin sebep olduğu risklerdir,

 Enformasyon riski; verinin uygunluğu, veri transferi, doğruluk, güvenilirlik, sistem güvenliği vb. ile ilgili risklerdir,

 Kurumsal riskler; anlaşmazlıklar, etkileşim tipleri, alt yükleniciler, haberleşme akışı, kültür vb. kurumun işleyişinden kaynaklanan risklerdir,

 Yönetimsel riskler; yöneticilerin bilgi, yetenek, deneyim, karar, amaç vb.

eksikliklerinden kaynaklanan risklerdir,

 Planlama riskleri; talep ile arzın uyumsuzluğu, yetersiz detaylandırma, eksik kısıtlar, zayıf tahmin, eşzamanlama eksikliği vb. operasyonların planlanması ve icrasından kaynaklanan risklerdir,

 Beşeri riskler; çalışma şartları, amaçlar, kültür, insan hataları, işi yavaşlatma vb. karmaşık insanlar arası ilişkilerin sebep olduğu risklerdir,

 Kriminal riskler; hırsızlık, kalpazanlık, rüşvet, yağmacılık, terörizm vb. kanun dışı faaliyetlerin sebep olduğu risklerdir [92].

Risk tanımlama safhasında firmalar bu maksatla hazırlanmış olan internet sitelerinden de faydalanabilirler. Jereb ve ark. [93] çalışmalarında, hazırladıkları internet tabanlı risk katalogu hakkında bilgi vermektedirler. Bu sitede yukarıda sınıflandırması yapılmış tüm risk tipleri için oluşabilecek tüm riskli olayların listesi vardır. Risk yöneticileri, risk tanımlaması safhasında bu siteden faydalanarak, öngörülmemiş riskle karşılaşma ihtimalini azaltabilirler.

2011 yılında Dünya Ekonomik Forumu’nun tedarik zinciri ve taşımacılık riski üzerine yaptığı araştırmada uzmanların % 60’ı doğal afetleri TZ’yi veya taşımacılığı en fazla kesintiye uğratma ihtimali olan etken olarak tanımlamışlardır.

Gerçekten de 2005 yılı Katrina Kasırgası, 2010 yılı Eyjafjallajökull yanardağ patlaması, 2010 yılı Haiti depremi, 2011 yılı Japonya depremi ve sonrasındaki tsunami, 2011 yılı Tayland su baskını, 2013 yılı Filipinler tayfunu sadece son zamanda gerçekleşen ve piyasaları son derece etkilemiş doğal afetlerdir. Yine aynı araştırmada uzmanlar % 27 ile hava durumunu risk ilgi alanı olarak tanımlamışlardır. Meteorolojik ve hidrolojik riskler, gerçekleşmesi en olası riskler olarak tanımlanmıştır.

Swiss Re şirketinin araştırmasına göre, “sadece 2010 yılında gerçekleşen doğal afetlerin dünya ekonomisine zararı 194 milyar dolardır” [94]. Doğal afetler altyapıya zarar verebilir, üretimi kesintiye uğratabilir ve özel sektörün finansal performansını önemli derecede etkileyebilir. Dünya Ekonomik Forumu’nun Japonya depremi sonrası 15 uluslar arası şirket üzerinde yaptığı incelemeye göre

“2011 Japonya depremi ve tsunaminin sonrasındaki ilk çeyrekte TZ kesintisinden dolayı şirketlerin kârı % 33 düşmüştür. Kamu sektöründe de Japon hükümeti zarar gören yerlerin onarım ve yeniden inşası için 12,1 trilyon Japon Yeni harcamıştır”

[89].

Doğal afetler düşük olasılıklı-yüksek etkili risk grubundadırlar. Her gün, ay, hafta gerçekleşmezler ancak gerçekleştiklerinde zararları çok büyük olmaktadır. Doğal afetlerin diğer bir özelliği etkilerinin çok boyutlu olmasıdır. Örneğin ekonomik risk sadece finansal zarar verirken, doğal afetler finansal zarar, ölüm, yaralanma, psikolojik zarar vb. birçok farklı etkiler gösterebilir. Bu sebeple şirketler doğal afetlere kesinlikle hazırlıklı olmalıdırlar. Doğal afetlerin önceden bilinmesi ve önlenmesi imkânsız olduğundan hazırlıklar dayanıklı ve esnek TZ tasarlamak üzerine olmalıdır.

Jeopolitik riskler; çatışma, terörizm, organize suçlar ve yolsuzluk vb. çok geniş yelpazede riskleri içerir. “Yaşanan 11 Eylül terörist saldırılarından sonra ABD’nin ülke içindeki güvenlik harcamaları 1 trilyon doların üzerindedir ve TZ ve ulaştırma ağları ile ilgili yeni düzenlemeler ve kanunlar getirilmiştir” [95]. Şirketler güvenlikle ilgili bir olayın yarattığı kesintinin getireceği olumsuz etkinin yanı sıra bu güvenlik riskine karşı yapılacak düzenlemelerin TZ’yi de en az onun kadar etkileyeceğini düşünmektedirler. “Uzmanlar 11 Eylül saldırılarından sonra alınan güvenlik tedbirlerinin terör tehdidi ile TZ’nin sürekliliği arasındaki dengeyi sağlayamadığını ifade etmişlerdir. Diğer bir ifade ile yapılan düzenlemeler güvenliği kısmen sağlamış ancak TZ içindeki malzeme akışını da olumsuz etkilemiştir” [96].

Küresel Enerji Çalışmaları Merkezi (Center for Global Energy Studies)’nin yaptığı bir araştırmaya göre “çatışma ve politik istikrarsızlık uzmanların % 46’sı tarafından ilgi noktası olarak tanımlanmıştır” [97]. Askeri çatışma bölgeleri, ulaştırma yolları ve üretim merkezlerinde kesintiye sebep olmaktadır. Aynı araştırmada Libya’da

2011 yılında yaşanan olayların Libya’da üretilen petrolün 2/3’ünün piyasaya sürülmesini engellediği tespit edilmiştir. Terör veya terör kaynaklı kanuni düzenlemeye maruz kalan bölgeler, TZ içindeki malzeme ve personele risk oluşturmaktadır.

Dünya Ekonomik Forumu Küresel Gündem Konseyinin verilerine göre “yasa dışı ticaret, toplam ticaretin % 7 ila % 10’unu teşkil etmektedir ve 2009 yılı için pazar payı 1,3 trilyon dolardır. Sahte ürünler ve IP ihlalleri tedarik zincirlerine çok zarar vermektedir. Örneğin, 2010 yılında VisionTech firması ABD deniz kuvvetlerine sahte askeri malzeme satmaktan dolayı suçlu bulunmuştur” [98]. Şirketler TZ zincirlerini tasarlar ve yönetirlerken jeopolitik riskleri daima dikkate almalıdırlar.

Daha ucuza mâl etme düşüncesiyle riskli bölgelerle ticaret yapmak telafi edilemez zararlara sebep olabilir. Bu sebeple şirketler ticaret yapacakları bölgeleri çok iyi analiz etmeli ve risk haritalarını çıkarmalıdırlar.

Salgın Hastalıkları Araştırma Merkezi ve dünyanın en büyük sigorta şirketi olan Münich Re firmalarının birbirlerinden bağımsız olarak yaptıkları araştırmalara göre insanlardan kaynaklanan afetlerin ve doğal afetlerin toplamı son 10 yılda çok fazla artmıştır. Ayrıca Münich Re şirketinin raporunda bu felaketlerin maliyetinin 1960 yılından bu yana 10 kat arttığı belirtilmektedir [99]. 2010 yılında yaşanan cari kur dalgalanmaları birçok firmaya finansal şok yaşatmıştır. Firmalar küresel ticaretin bir getirisi olarak farklı ülkelerdeki ucuz işgücü ve hammaddeye yönelmişlerdir.

Ancak bunun sonucunda zaman zaman cari kur dalgalanmaları ile karşı karşıya kalmışlardır.

Organizasyon dışı faktörlerden kaynaklanan şoklar talepte ani değişikliklere sebep olur. “11 Eylül saldırılarından sonra yeni bir saldırı ihtimalinin yarattığı korku ve havaalanlarında alınan aşırı güvenlik önlemleri ABD’de uçak yolculuğunu % 5,9 düşürmüştür” [100]. Aynı şekilde, “yapılan bir sağlık uyarısı sonucu Almanya’daki salatalık satışı %70 düşmüştür. Avrupa’daki dokuz ülke salatalık ithalatını sınırlandırmış ve bunun sonucunda İspanya’daki salatalık üreticileri bir haftada 200 milyon Euro zarar etmişlerdir” [101].

İthalat/ihracat sınırlamaları ve sınır geçiş rötarları günümüzün önemli konularındandır. “Uluslararası ticaretteki önemli büyümeye rağmen sınır geçiş işlemleri; gümrük tarifeleri, tarife engelleri, kota sistemleri, güvenlik hususları ve tesis darboğazları gibi hususlara karşı hassastır” [89]. 2004 yılında dünya bankası tarafından yapılmış bir çalışmaya göre, “küresel ticarette iyi yönde yaşanan bir gelişme dünya ticaret hacmini 377 milyar dolar, %9,7 artırmaktadır” [102]. 2012 Küresel Risk Raporu; finansal iflası, kronik mali dengesizlikleri ve enerji ve tarım fiyatlarındaki aşırı dalgalanmaları, gerçekleştikleri takdirde en önemli üç küresel risk olarak tanımlamaktadır.

Tedarik zincirinin karşı karşıya olduğu riskler çok çeşitlidir ve hangi risklerin daha önemli olduğu üzerinde tam bir uzlaşma yoktur. Ancak S. Radoff Derneğinin gerçekleştirdiği ankete göre “TZ’yi etkileyen önde gelen riskler şunlardır;

 Hammadde tedarik kesintileri (ankete katılanların % 50’si),

 İthalat işlemleri ve gümrük gecikmeleri (% 36),

 Uzun tedarik hatları ve temin zamanları (% 36),

 Jeopolitik istikrarsızlık (% 35),

 Kalifiye işgücünün eksikliği (% 35),

 Kargoya terörist sızıntısı (% 30)” [103].

AMR Araştırma Şirketinin aynı maksatla yaptığı araştırmaya göre “TZ’yi etkileyen riskler şunlardır;

 Tedarikçi yetersizliği (% 28),

 Stratejik risk (% 17),

 Doğal afetler (% 15),

 Jeopolitik olaylar (% 11),

 Yasal düzenleme riskleri (% 11),

 Lojistik yetersizlik (% 10),

 Fikri mülkiyet ihlali (% 7)” [104].

Richmond and Associates şirketinin yaptığı araştırmaya göre Avrupa’daki TZ yöneticilerinin en yaygın karşılaştıkları riskler şunlardır;

 Bilgi sistemlerinin çökmesi,

 Hükümet düzenlemeleri,

 Kur dalgalanmaları,

 Yangın,

 Kötü hava şartları,

 Sel baskını ve diğer doğal afetler,

 Grev,

 Baskıcı grupların protestoları,

 Ürün güvenliği,

 Sağlık ve güvenlik hususları,

 Tedarikçilerin kaybedilmesi,

 Tek tedarikçiden temin,

 Tedarikçi güvenilirliği,

 Yetersiz tahminleme

 Kritik malzemelerin yetersizliği,

 Yalın işlemler,

 Uzun TZ’ler,

 Gümrük kapılarında gecikmeler,

 Esneksizlik,

 Kapasite problemleri,

 Trafik sıkışıklığı,

 Kritik çalışanların eksikliği,

 Teçhizat arızaları,

 Politik düzensizlik veya savaş durumu,

 Terörizm [105].