• Sonuç bulunamadı

2. TEDARİK ZİNCİRİ VE TEDARİK ZİNCİRİ YÖNETİMİ

2.3. Küreselleşmenin Tedarik Zincirine Etkileri

Sonraki bölümlerde incelenecek TZRY konusu ile doğrudan ilgili olduğu için bu kısımda kısaca küreselleşmenin TZ’nin yapısını ve TZY faaliyetlerini ne şekilde etkilediği anlatılmaktadır.

Küresel firmalar gün geçtikçe pazar paylarını artırmaktadır. Eskiden sadece büyük şehirlerin sınırlı mekânlarında bulunan ürünler artık en ücra köşelerde dahi bulunabilmektedir. Coca Cola, Marlboro vb. küresel firmaların ürünleri, Anadolu’nun köylerindeki bakkallarda bile satılmaktadır. Çok uzaklarda üretilen ve uzak mesafelere taşınan bu ürünler, artan lojistik maliyetlere rağmen yerel firmalar ile fiyat rekabeti yapabilmektedirler. Bunun sebebi küresel pazarların sağladığı avantaj ile ucuz hammadde, ucuz işgücü vb. imkânları iyi değerlendiriyor olmalarıdır. Küresel firmanın çalışma mantığı, pazarı artırarak işini büyütmek,

bunu yaparken de satın alma ve üretimde ölçek ekonomisinden ve uzmanlaşmadan faydalanarak maliyetin azaltılmasıdır. Ancak küreselleşmenin beraberinde getirdiği zorluklar da vardır. Öncelikle dünya pazarları aynı yapıda değildir ve birçok ürün kategorisinde bölgesel varyasyonlar mevcuttur. İkinci olarak, çok iyi bir koordinasyon olmadığı durumda küresel tedarik zincirinin karmaşık faaliyetleri daha fazla maliyete ve uzun temin zamanına sebep olur.

Bunun için standardize edilmiş küresel üretimin avantajlarından faydalanırken yerel ürünlerin nasıl sunulacağını ve tedarik zincirinin nasıl yönetileceğini bilmek gerekir.

Bazı şirketler maliyet azaltmayı sadece daha ucuz tedarikçiler ve daha ucuz üretim faaliyeti olarak algılamaktadırlar. Ancak sadece bu mantıkla yönetilen bir tedarik zinciri çoğu zaman hesapta olmayan başka maliyetlere sebep olmaktadır. Tedarik zinciri yönetiminde unsurlar arasındaki maliyet ödünleşimi dikkate alınmalı ve toplam en düşük maliyet hedeflenmelidir. Şekil 2.6.’da tüm tedarik zincirinin maliyet etkin olabilmesi için tedarik zincirinin çeşitli fonksiyonları arasındaki maliyet ödünleşimi görülmektedir [2].

Şekil 2.6. Tedarik zinciri maliyet unsurları [2]

Üretim ve pazarlamada küreselleşmiş şirketler, kârlılığın en önemli unsuru olarak tedarik zinciri yönetimini işaret etmektedirler. Artan ürün çeşitliliği, ürün ömrünün kısalması, pazarın genişlemesi ve dağıtım kanallarının artması lojistik faaliyetlerin karmaşıklığını artırmıştır.

Küresel ticaret ile uluslar arası veya çok uluslu ticaret arasında fark vardır. Küresel ticaret ihracattan daha fazlasını ifade eder. Hammadde veya yarı mamul tedarikini birden fazla ülkeden gerçekleştirir. Coğrafi olarak farklı bölgelerde konuşlu çok sayıda üretim ve/veya montaj tesisini içerir. Sonuç olarak ürünleri dünyanın dört bir yanına pazarlar. Singer Dikiş Makinesi Şirketi makinelerin dış bloğunu ABD’deki bir firmadan, motorunu Brezilya’dan, şaftını İtalya’dan temin etmekte, bu parçaların montajını Tayvan’da gerçekleştirmekte ve dünyanın birçok ülkesine ihraç etmektedir.

Ülkeler arasındaki çeşitli ekonomik işbirlikleri de tedarik zincirinin küreselleşmesine imkân verecektir. Örneğin; Meksika, Amerika ve Kanada arasındaki NAFTA anlaşmasıyla Meksika’da üretilen mallar serbestçe Amerika ve Kanada’ya ihraç edilmektedir. Bazı çok uluslu şirketler ucuz işgücü saptamak veya daha geniş pazarlara ulaşmak için Çin, Hindistan ve Brezilya’da tesisler kurmaktadır.

“Avrupa’nın lojistik yapısında ve stratejisinde değişikliklerin arkasındaki itici güçler şunlardır;

 Avrupa Birliği Ülkelerinde ulaşım ve ticari sınırların ortadan kaldırılması,

 Batı Avrupa’da yeni pazarlar açılması

 Tek Avrupa para biriminin oluşturulması,

 Kombine taşımacılık,

 Bilgi ve iletişim teknolojilerindeki gelişmeler,

 Tüm Avrupa’da hızlı, güvenilir ve düşük maliyetle hizmet veren lojistik hizmet sağlayıcıların ortaya çıkması” [25].

Küresel lojistik stratejisinin geliştirilmesi için özellikle, yönetim, üretim ve dağıtım açısından hangi merkeziyetçilik seviyesinin daha uygun olduğu ve standardizasyon sayesinde elde edilen ölçek ekonomisi ile birlikte yerel pazarların

ihtiyaçlarının nasıl karşılanabileceği gibi bazı hususlara özel dikkat vermek gerekir.

Şirketler küresel lojistik stratejisi olarak odaklanmış fabrikalar, merkezi stoklar ve geciktirme stratejilerini uygulamaktadırlar.

Odaklanmış fabrikanın temelinde yatan mantık, bir tesiste üretilen ürün yelpazesi ve karışımını sınırlayarak ölçek ekonomisinden azami faydalanmadır. Bunun için şirketler fabrikalarını iki gruba ayırmışlardır. Bir ülke veya ülke grubu için üretim yapan fabrikalar sadece o ülkedeki ürün yelpazesini üretmektedirler. Küresel üretim yapan fabrikalar ise tüm dünyayı tek bir pazar olarak görür ve tüm dünyaya üretim yaparlar.

Odaklanmış üretiminde farklı dillerde etiketleme, farklı markalama vb. sebeplerle paketleme zorluğu yaşanabilir. Bu problemlin üstesinden gelmek için ise ürün teslim edileceği son noktaya kadar geciktirme stratejisi kullanılmaktadır.

Küreselleşme şirketlerin üretim tesislerinin sayısını sınırladığından, stok yerlerinin de merkezileşmesine sebebiyet vermiştir. Malzemeleri daha az tesiste stoklamak toplam stok maliyetlerini önemli derecede azalttığından şirketler ulusal çaptaki depolama tesislerini aşamalı olarak kapatmış ve daha büyük coğrafi alana hitap eden bölgesel dağıtım merkezleri tesis etmişlerdir. Örneğin Philips Avrupa’daki elektronik ürün depolarını 22’den dörde düşürmüştür. Aynı şekilde Apple şirketi 13 ulusal depolama merkezini Avrupa’daki iki bölgesel dağıtım merkezine dönüştürmüştür.

Merkezileştirme stratejisi iyi bir fikir olsa da daha kârlı olan husus stokları fiziksel olarak merkezileştirmekten öte stok merkezlerini müşteriye veya üretim merkezine yakın tesis etmek ve bunları merkezi olarak kontrol etmektir. Bu sayede şirket stok bilgilerini kullanarak merkezileşme ile elde edebileceği stok indirimini elde ederken aynı zamanda stoku belirli bir bölge ile sınırlandıracağından büyük bir esneklik elde edecektir.

Günümüzde birçok şirket dünya çapında kullandıkları stokun merkezi yönetiminin avantajını yaşamaktadır. Ancak bunu başarabilmek için tedarik zincirinin bir ucundan öbür ucuna işleyen çok iyi, gerçek zamanlı bilgi paylaşımı gerekir.

Merkezi stok stratejisinde stoklama tesisleri pazarlardan uzak olacağından taşıma maliyetleri artmaktadır.

Küresel marka ve ürün eğilimi devam etse de, müşteri talepleri arasında belirgin farklılıklar vardır. Örneğin buzdolabı, çamaşır makinesi gibi beyaz eşyaların tercihindeki farklılıkları göz önüne alırsak Kuzey Avrupa’da yaşayanlar günlük değil haftalık tabanda alışveriş yaptıklarından büyük buzdolabı tercih ederlerken, daha sık alışveriş yapan Güney Avrupa’da yaşayanlar küçük buzdolabı tercih etmektedirler [2].

Lojistik faaliyetleri küresel çapta planlarken yerel ihtiyaçları da karşılamak gerekmektedir. Bunun için geciktirme stratejisi kullanılmaktadır. Geciktirme veya diğer adıyla ertelenmiş yapılandırma, genel müşteri istekleriyle uyumlu ürün tasarlamak ancak son montajı veya bireyselleştirmeyi mümkün olan son zamana bırakmayı ifade eder. Geciktirme stratejisinin birçok avantajı vardır. Bunlardan en önemlisi çok çeşitli stoğun getireceği maliyetlerin azaltılması olacaktır. İkincisi, stok çeşitliliği azalacağından esneklik artacaktır. Üçüncüsü, talep tahmini daha doğru olacaktır. Ürünleri son noktada kişiselleştirme daha az maliyetle daha fazla sayıda çeşit sunma imkânı sağlamaktadır. Son montaj genellikle yerel pazardaki dağıtım merkezinde 3PL firmalar tarafından gerçekleştirilmektedir [2].