• Sonuç bulunamadı

G. KOMİSYONA SUNULAN ÖNERGELER

1.7. TAB KULLANIMI

dönemlerde katma değerli ürünlerin üretimi konusu öne çıkmaya başlamıştır. Ancak birkaç bitki dışında, katma değerli ürünlerin üretimine ilişkin pazar ve işleme henüz gelişmemiştir.

Hızla gelişen ve değişen yurtiçi ve yurtdışı tüketim eğilimlerini takip edebilen bir kurumsal yapı henüz mevcut değildir. Kurumsal yapının mevcut duruma uyum sağlayamaması nedeniyle halk sağlığını tehlikeye atabilen ürünler tüketiciye ulaşabilmekte, piyasada haksız rekabet şartları oluşmakta ve yurtdışı pazarlara ulaşmak zorlaşmaktadır. Mevzuatın gözden geçirilerek, TAB’ların işleme ve pazarlama süreçlerinde suistimalleri ve haksız rekabeti engelleyecek, kontrol mekanizmasını güçlendirecek, ayrıca üretim ve kullanımı teşvik edecek bir çerçeve yasanın oluşturulması gerekmektedir. Öncelikli olarak TAB’ların üretiminden pazarlanmasına kadar tüm sürecin etkin şekilde yönetimini sağlamak üzere yasal düzenlemenin yapılması ve TAB alanında faaliyette bulunan sektörün tüm paydaşlarının ivedilikle eşgüdüm içerisinde çalışmasının sağlanması gerekmektedir.

1.7. TAB KULLANIMI

İnsanoğlu ilkçağlardan bu yana kendi çevresinde bulunan bitkilerden muhtelif amaçlarla yararlanmıştır. TAB’lardan; yüzyıllardır hastalıkların önlenmesinde, iyileştirilmesinde ve sağlığın korunmasında faydalanılmaktadır. Ayrıca TAB’lar besin takviyelerinde, bitkisel çaylarda, baharat, aroma ve kıvam arttırıcı olarak ve fonksiyonel gıda amaçlı kullanılmaktadır.

Kimyasal boya maddelerinin sağlığa zararlı ve kanserojen etkilerinin görülmesi, tüketilen her 10 kg sentetik lif için 1 kg kimyasal boya tüketilmesinden doğan fazla su ve enerji tüketimi, doğal boya maddelerine olan ilgiyi artırmıştır. Anadolu’da geçmişte yaygın olarak TAB materyallerinin çeşitli yaprak, kök, çiçek ve anterleri; boya kaynaklı gıda, tekstil, halı, kilim ve boyamada kullanılmıştır.

Tıbbi bitkilerde etken maddenin bulunduğu kısım drog olarak adlandırılmaktadır.

Drog; bitkilerin kök, kök-sap, yumru, gövde veya odunsu yapı, kabuk, yaprak, çiçek, meyve veya tohumlarında bulunmaktadır. Türkiye’de bitkilerin yararlanılan kısımlarına bakıldığında; 202’sinin kök, 180’inin yumru, 8’inin kabuk, 702’sinin gövde, 911’inin yaprak, 429’unun çiçek, 344’ünün meyve, 177’sinin tohum, 10’unun reçine, 39’unun bal özü ve 10’unun sabit yağının kullanıldığı görülmektedir. Köklerin sebze olarak kullanıldığı, yumruların ise bazı bitkilerde kurutularak, bazılarında ise çiğ olarak tüketildiği belirlenmiştir.22



22 URHAN, Y., EGE, M.A., ÖZTÜRK, B., CEBE, G. E., “Türkiye Gıda Bitkileri Veritabanı”, Ankara Eczacılık Fakültesi Dergisi. / J. Fac. Pharm, 40 (2), Ankara, 2016, s. 43-57.

Türkiye Büyük Millet Meclisi (Sıra Sayısı: 159) 



1.7.1. Gıda Açısından Değerlendirilmesi

Bitkiler, canlıların yaşamlarını sürdürebilmelerini sağlayan en temel besin kaynağıdır. Kullanılan besin kaynakları arasında TAB’ların da hem gıda hem de gıdaların saklama ömrünü uzatma konusunda kullanımı oldukça yaygındır. Gıdaların raf ve saklama sürelerinin uzatılması amacıyla kullanılan katkı maddelerinin uzun vadede tüketilmelerinin sağlıksız sonuçlar ortaya çıkarmaları doğal antimikrobiyalleri cazip kılmış; çeşitli bitki uçucu yağ ve ekstraktlarının (örn. fesleğen, kekik, biberiye, oğulotu, adaçayı vb.) gıdaların bozulmasına neden olan mayaların gelişimini engelleyici mekanizma olarak rol oynadıkları ve iyi birer antimikrobiyal ve antibakteriyal oldukları kaydedilmiştir.23 Ülkemizde 2018 yılında yapılan bir araştırmaya göre de; Cistus’un (Laden) gıdaların raf ömrünü uzun süreli uzattığı tespit edilmiştir. Bitkilerimize katma değer kazandırmanın en kolay yolu fonksiyonel ürün haline dönüştürmektir.24

Hijyenin her alanda önem kazandığı günümüzde uçucu yağlar; sahip olduğu güçlü antifungal, antimikrobiyal etkiye sahip ürünler bilhassa bağışıklık sistemi zayıf kişilerde, alerjik astım hastalarında, kronik ve metabolik hastalığı olanlarda, hastane ve insanların toplu olarak yaşadığı alanlarda, sirkülasyonun çok olduğu araçlar ve ortak kullanım alanlarında yaygın kullanılmaktadır.

Birtakım TAB etken maddelerinin ve ekstrelerinin; organik insektisit, pestisit ve rodentisitler olarak kullanımları bilhassa organik TAB yetiştiriciliğinde büyük önem taşımaktadır. İthalat yoluyla temin edilen pestisitlerin yerine söz konusu ürünlerin ikame edilmesi, dışa bağımlılığı azaltacağı gibi ihracatta büyük sorun teşkil eden kalıntı sorununun da önüne geçecektir.

1.7.2. İlaç ve Kozmetik Açısından Değerlendirilmesi

Bitkilerin çeşitli kısımlarından izole edilen fitokimyasalların, çeşitli hastalıklardan korunmada ve tedavide kullanılmaları insanlık tarihi kadar eskidir. TAB’ların uçucu yağ, ekstre, hidrolat, konkret gibi yan ürünleri de; kozmetik sanayiinde parfüm, vücut bakımı ve hijyen ürünlerinin yanı sıra, aromaterapi ve homeopatide, veteriner ilaçlarında ve arıcılıkta kullanılmaktadır. Geleneksel tıp tedavisi uygulayan ülkelerde bitkisel ürünlerin kullanımı;

tecrübeler, geleneksel/alternatif tıp uygulayan kişilerin tavsiyeleri ya da kendi edindikleri tecrübelere göre farklılık göstermekle birlikte bazı ülkelerde tamamlayıcı tıp ile ilgili üniversitelerde bilimsel eğitim de verilmektedir. Örneğin; Güney Kore, Çin Halk



23 FAYDAOĞLU, E., SÜRÜCÜOĞLU, M., “Tıbbi ve Aromatik Bitkilerin Antimikrobiyal, Antioksidan Aktiviteleri ve Kullanım Olanakları”, Erzincan Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi, 6 (2), 2013, s.

233-265.

24 Dr. Mikdat ÇAKIR’ın 16 Ekim 2019 tarihli Dinleme Tutanağı, TBMM Tutanak Hizmetleri Başkanlığı.

Türkiye Büyük Millet Meclisi (Sıra Sayısı: 159) 



Cumhuriyeti, Japonya ve Batı Afrika Devletleri Ekonomik Topluluğu’ndaki birçok ülkenin üniversitelerinde ve Demokratik Kongo Cumhuriyeti, Güney Afrika ve Tanzanya’daki eczacılık ve tıp öğrencilerinin müfredatlarında tamamlayıcı tıp dersleri bulunmaktadır.

Afrika ülkelerinde tamamlayıcı tıp temel sağlık hizmeti olarak görülmektedir. Örneğin geleneksel şifacıların Afrika’daki nüfusa oranı 1/500 iken, tıp doktorlarının oranı 1/40.000’dir.25

Bitkisel ürünler piyasada beşeri tıbbi ürün, GBTÜ (Geleneksel Bitkisel Tıbbi Ürün), tıbbi cihaz, kozmetik, kozmetik ürün, takviye edici gıda, biyosidal ürünler olarak piyasada bulunabilmektedir. Ayrıca aktarlarda ve marketlerde de ham veya işlenmiş drog olarak bulunmaktadır. Bir ürünün GBTÜ (Geleneksel Bitkisel Tıbbi Ürün) olarak kabul edilebilmesi için; bileşiminde yer alan tıbbi bitkilerin başvuru tarihinden önce Türkiye’de veya Avrupa Birliği üye ülkelerinde en az on beş yıldır, diğer ülkelerde ise otuz yıldır kullanılıyor olduğu bibliyografik olarak kanıtlanmış; terkip ve kullanım amaçları itibariyle, hekimin teşhisi için denetimi ya da reçetesi ya da tedavi takibi olmaksızın kullanılması tasarlanmış ve amaçlanmış olan, geleneksel tıbbi ürünlere uygun özel endikasyonları bulunan, sadece spesifik olarak belirlenmiş doz ve pozolojiye uygun özel uygulamaları olan;

oral, haricen uygulanan veya inhalasyon yoluyla kullanılan müstahzarlardan olması gerekmektedir.

Konvansiyonel (kimyasal) ilaçlara ve bitkilerden izole edilerek bir veya birkaç etkin madde içeren beşeri tıbbi ürünlere göre bitkisel tıbbi ürünler, bir ya da birkaç etkili bileşik içermeleri sebebi ile sinerjik (artan) etki gösterebilirler ancak aynı zamanda antagonist (azalan) ve beklenmeyen etki de gösterebileceği göz önünde bulundurularak hekimlerin uyguladığı tedaviler ile ilgili daha detaylı araştırmalara ihtiyaç duyulmaktadır.

Tıbbın gelişmesine bağlı olarak yaşam sürelerinin uzaması aynı zamanda sağlıklı yaşlanma isteğini de beraberinde getirmektedir. Bu durum konvansiyonel ilaçların yanı sıra bitkisel tıbbi ürünlere olan talebi de artırmaktadır. Bitkisel tıbbi ürünlerin, içerdikleri farklı yapıdaki kimyasal bileşikler nedeniyle çoklu biyolojik etkileri olabilmekte, bu nedenle de çoklu ilaç kullanımında tercih edilmektedir.

Ülkemizde ürün imalatı yapan kozmetik firmalar yurt dışından ithal edilerek getirilen bitkisel ürünlerin kalitesi ve menşei konusunda birtakım sorunlar yaşamaktadır. Kozmetik üretiminde aktif madde olarak kullanılan birçok hammadde bitkilerden elde edilmektedir.

Kozmetik aktif maddelerde, kimyasal ürünler yerine bitkisel ürünlerin tercih edilmesinin



25 ABDULLAHİ, A.A., “Trends and Challenges of Traditional Medicine in Africa”, Traditional and Complamentary Alternative Medicine 8, 2011, p. 115-123.

Türkiye Büyük Millet Meclisi (Sıra Sayısı: 159)

 

nedeni; raf ömrünü uzatmakta doğal koruyucu olduğundan cilt ve saç üzerinde iyileştirici etkileri bulunmasıdır. Ülkemizde doğal olarak yetişen veya yetiştiriciliği yapılabilecek bitkilerin kozmetik formülasyonlarda kullanılabilecek formları olduğu halde genellikle ithalat yoluyla karşılanmaktadır.

Son yıllarda TAB’lar ve doğal kozmetik ürünlerine yönelimin artması sebebiyle yerli üretim konusunda gelişmeler gözlemlenmektedir. Hem doğal bitki çeşitliliği hem de işgücü bakımından ülkemiz birçok ülkeden daha iyi durumdadır. Fakat doğal kaynaklarımızı yeterli ve etkili bir şekilde kullanamadığımız için kozmetik/parfüm sektöründe aldığımız pay beklentilerimizin ve potansiyelimizin altındadır.