• Sonuç bulunamadı

B. YAPININ MALZEME SAHİBİ TARAFINDAN MEYDANA GETİRİLMESİ

I. TAŞKIN YAPILAR İLE KARŞILAŞTIRILMASI

64

§ 2. KENDİ MALZEMESİNİ KULLANARAK BAŞKASININ ARAZİSİNDE HAKSIZ YAPI MEYDANA GETİRİLMESİNİN BENZER KURUMLARLA KARŞILAŞTIRILMASI

65

kısmı, eğer yapıyı yapan malik taşırılan arazi üzerinde bir irtifak hakkına sahip bulunuyorsa, ona ait taşınmazın bütünleyici parçası olur. Böyle bir irtifak hakkı yoksa zarar gören malik, taşmayı öğrendiği tarihten başlayarak onbeş gün içinde itiraz etmediği, aynı zamanda durum ve koşullar da haklı gösterdiği takdirde, taşkın yapıyı iyiniyetle yapan kimse, uygun bir bedel karşılığında taşan kısım için bir irtifak hakkı kurulmasını veya bu kısmın bulunduğu arazi parçasının mülkiyetinin kendisine devredilmesini isteyebilir”. Böylelikle TMK m. 725 hükmüyle, TMK m. 718’e bir istisna getirilmiş bulunmaktadır. Diğer taraftan bu şekilde bir irtifakın bulunmadığı hallerde ise esas itibariyle haksız bir yapıdan söz edilebilir139. Bu sebepledir ki, arsasına tecavüz edilen komşu arazi sahibi mülkiyet hakkına dayanarak her zaman140 elatmanın önlenmesi talebinde bulunabilir (TMK m. 683/ II)141. Ancak bununla

139 Eren, Mülkiyet, s. 350; Çörtoğlu, s. 172; Oğuzman/ Seliçi/ Oktay- Özdemir, s. 419; Özmen, İhsan:

Taşkın İnşaat, Ankara 1980, s. 19 ve 84; “…Türk Medeni Kanununun 683. maddesi hükmünce; bir şeye malik olan kimse, o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahiptir. Eşyaya, haksız elatma olursa her türlü haksız elatmanın önlenmesini dava edebilir. Yasanın 718. maddesi uyarınca da; arazi üzerindeki mülkiyet kullanılmasında yarar olduğu ölçüde üsteki hava ve altındaki arz katmanlarını kapsar. Yapılar, bitkiler ve kaynaklar mülkiyet hakkı kapsamındadır. Bu saptamanın ayrıcalıklarından birisi de, Türk Medeni Kanununun 725. maddesi hükmüdür. Gerçekten, bir yapı başkasına ait araziye taşırılmış ise, bazı koşulların varlığı halinde taşan yapı sahibi arazi mülkiyetinin kendisine verilmesini isteyebilir…”, Yargıtay 14. HD. T. 24.03.2008 E. 2737/ K. 3821 (www.kazanci.com.tr adresinden erişilmiştir.

Erişim tarihi: 02.02.2012).

140 BGE 53 II 224.

141 Rey, BSK, ZGB Art. 674 N. 1, Schmid/ Hürlimann- Kaup, N. 899; Ayan, s. 295; Ertaş, s. 361;

Eren, Mülkiyet, s. 350; Glaser, Hugo: “Der Grenzüberbau”, ZRM 38. Jahrgang 1985 Heft: 5, s.

66

beraber kanun koyucu taraflar arasında menfaatler dengesini sağlamak amacıyla özel bir düzenleme getirmiş bulunmaktadır. Buna göre taşkın yapı sahibince taşkınlığın, taşılan arazi üzerinde kendi arazisi lehine bir irtifak hakkı olmadan meydana getirildiği durumlarda, birtakım şartların gerçekleşmesiyle, taşan yapı sahibine, taşmış olan kısım üzerinde mülkiyet veya bir irtifak hakkı talep etme yetkisi tanınmaktadır (TMK m. 725/ II)142.

Taşkın yapı ile haksız yapı arasında önemli farklılıklar bulunmaktadır:

Öncelikle, kendi malzemesini kullanarak başkasının arazisinde meydana getirilen haksız yapıda, yapı, tamamen bir başka arazide gerçekleştiği halde, taşkın yapıda ise yapı bir başkasının arazisinde meydana getirilmeyip, o araziye taşmaktadır. Bir başka

146; Stollenwerk, Detlef: “Rechtsfragen zum Grenzüberbau”, Deutsche Wohnungswirtschaft Fachzeitschrift für das gesamte Haus und Grundstückswesen 49. Jahrgang 1997, s. 375.

142 Kaynak İsviçre Medeni Kanunu’nda da (ZGB Art. 674) taşkın yapı kurumu ele alınmaktadır.

Ancak ZGB Art. 674’de TMK m. 725’den farklı olarak, zarar gören malikin yapacak olduğu itiraz konusunda herhangi bir süre öngörülmemiştir (Schmid/ Hürlimann- Kaup, N. 899). Alman Medeni Kanunu’nda ise taşkın yapı BGB § 912’de düzenlenmiştir. Anılan düzenlemeye göre bir arazi sahibi arazisinde bir yapı meydana getirirken komşunun arazisinde bir taşkınlıkta bulunursa, yapının meydana getirilmesinden önce veya yapı meydana getirildikten hemen sonra komşu arazi sahibince itiraz edilmemişse, komşu arazi sahibi söz konusu taşkınlığa katlanmakla yükümlüdür.

Taşkınlığı meydan getiren kimse ise komşu arazi sahibine tazminat ödemekle yükümlüdür. (Baur/

Stürner, s. 317 vd.; Horst, s. 495; Bodmer, s. 41, dn.: 73; Bürgisser, s. 61 vd. ve 137 vd.; Glaser, s.

148 vd.; Stollenwerk, s. 377 vd.; Palandt, BGB § 912, N. 11 vd.; Roth, Herbert: Staudingers Kommentar zum Bürgerlichen Gesetzbuch mit Einführungsgesetz und Nebengesetzen Buch: 3 Sachenrecht BGB § 905- 924, Neubearbeitung Berlin 2009, BGB § 912, N. 34 vd.; Säcker, Franz Jürgen: Münchener Kommentar zum Bürgerlichen Gesetzbuch Band 6: Sachenrecht BGB § 854- 1296, 5. Auflage München 2009, BGB § 912, N. 27 vd.; Gollnick, Hartmut: “Eigentum am Überbau inbesondere bei einer halbscheidigen Giebelmauer”, AcP 157 (1957- 59), s. 461 vd.).

67

ifade ile haksız yapıda, yapı, bir başkasının arazisinde yapıldığı halde, taşkın yapıda yapının bir kısmı yapının sahibinin arazisinde diğer kısmı ise komşu arazi sahibinin arazisinde meydana getirilmektedir143. Bununla beraber, taşırılan yapının tamamının komşu arazi üzerinde inşa edilmesiyle birlikte, söz konusu yapı sadece ekonomik birliktelik açısından yapıyı meydana getirenin kendi arazisindeki yapılar ile bütünlük arz ediyorsa144 taşkın yapı hükümleri yerine, haksız yapıya ilişkin hükümlerin uygulaması gündeme gelmektedir145. Çünkü taşkın yapıdan söz edilebilmesi için, asıl

143 Meier- Hayoz, ZGB Art. 671, N. 13 ve ZGB Art. 674, N. 11; Haab, ZGB Art. 674, N. 2; Liver, SPR V/ I, s. 175; Wieland, s. 192 ve 209; Weitnauer, s. 98; Ataay, s. 41; Büyükay, s. 423; Küley/

Ulukut, s. 129; Eren, Mülkiyet, s. 348; Gürsoy/ Eren/ Cansel, s. 583; Çörtoğlu, s. 169; Ergül, s.

1284; Ayan, s. 293; Belgesay, s. 103; Hatemi/ Serozan/ Arpacı, s. 636; Gürsel, s. 82; Özmen, s.

28; Serozan, Rona: “Komşunun Arsasına Taşan Yapı”, İÜHFM C.XLII, S. 1-4 Yıl: 1977, s. 363;

Küley, M. Muin/ Ulukut, Bülent: “Başkasının Arsasına Tecavüz Eden İnşaat”, İBD. C.: XXV S. 3 Y. 1951, s. 129; Edege, Cevat: “Alman, İsviçre ve Türk Hukukunda Tecavüz Eden İnşaat”, İBD.

C. 41 Y. 1967 S. 1- 2, s. 509; Edege, Cevat: “Tecavüz Edilen İnşaat Doktrininde Temas Edilmeyen Meseleler, Farklı Görüşler, Bizim Kanun ve Tatbikattaki Durum” İBD Cilt: 41 Yıl:

1967 S. 11- 12, s. 582.

144 Örneğin, bir çiftliğin yem deposu veya bir fabrikanın garajı gibi.

145 Meier- Hayoz, ZGB Art. 674, N. 12; Bürgisser, s. 95 vd.; Glaser, s. 146; Hatemi/ Serozan/ Arpacı, s. 638- 639; Gücün, s. 140; Oğuzman/ Seliçi/ Oktay- Özdemir, s. 425; Bertan, s. 634; Ayan, s. 293;

Özmen, s. 30; Akman, s. 43. Hitzig, Hermann: “Das Baurecht im Vorentwurf eines schweizerischen Zivilgesetzbuch”, ZSR Neue Folge: (22) 1903, s. 15. Aksi yönde bkz.: Wieland, s. 210; Karahasan, Tecavüz Eden İnşaat, s. 1121- 1122; Küley/ Ulukut, s. 50; Küley/ Ulukut, Tecavüz Eden İnşaat, s. 132; Gücün, s. 140; Altop, s. 39; Belgesay, s. 103; Arık, Fikret:

“Başkasının Arsasına Tecavüz Eden Yapılar Meselesi”, AD. Yıl: (36) Haziran 1945 S. 6, s. 539 ve 540. Bununla beraber yapının tamamının değil, fakat büyük bir kısmının komşu araziye taşıp, o arazinin tamamını kapladığı hallerde ise taşkın yapıya ilişkin hükümler uygulama alanı bulur

68

yapı ile taşan yapı arasında kesin ve sürekli fiziki ve maddi bir bağlılığın bulunması da şart olup, taşkın yapıya ilişkin hükümlerin işlerlik kazanabilmesi için ekonomik bağlılık tek başına yeterli değildir146. Hatta Meier- Hayoz’a göre, kanaatimizce de isabetli olarak, yapının tamamıyla başkasının arsasında meydana getirilmiş olmasına karşın, asıl yapıyla arasındaki bağlantının sadece nakil vasıtalarıyla yapıldığı durumlarda da haksız yapıya ilişkin ZGB Art. 671- 673 (TMK m. 722- 724) hükümlerin uygulanması gerekir147. Ayrıca kanun koyucunun tamamıyla başkasının

(Wolff, s. 93; Meier- Hayoz, ZGB Art. 674, N. 10; Leemann, ZGB. Art. 674, N. 7; Haab, ZGB Art. 674, N. 2; Bürgisser, s. 100; Wieland, s. 210; Ring, s. 418; Glaser, s. 146; Tekinay/ Akman/

Burcuoğlu/ Altop, s. 858; Akman, s. 34; Ayan, s. 293; Oğuzman/ Seliçi/ Oktay- Özdemir, s. 425;

Küley/ Ulukut, Tecavüz Eden İnşaat, s. 131; Arık, Tecavüz Eden Yapılar, s. 539; Zevkliler, İmar Kuralları, s. 72; Westermann, Harm Peter/ Gursky, Karl- Heinz/ Eickmann, Dieter, Westermann:

Sachenrecht, 7. Auflage Heidelberg, s. 521 vd.; Aksi görüş için bkz.: Gücün, s. 140; Belgesay, s.

103 vd). Ayrıca doktrinde yapının komşu arazinin yanı sıra, komşunun komşusunun arazisine de taşırıldığı durumlarda haksız yapıya ilişkin hükümlerin uygulanması gerektiği savunulmaktadır.

Zira bu görüşe göre TMK m. 725’de geçen taşkınlıktan kasıt sadece birinci komşunun arazisi yönündendir (Edege, Meseleler, s. 577). Fakat kanaatimizce kanun gerek lafzından gereke de amacından bu yönde bir sonuca varılamayacağı için, bu görüşe iştirak etmek yerinde değildir.

146 Meier- Hayoz, ZGB Art. 674, N. 5 ve 12; Hitzig, s. 15; Rey, BSK, ZGB Art. 674, N. 1; Rey, Eigentum, N. 1134 vd.; Bürgisser, s. 96; Wolff, s. 93; Özmen, s. 30; Zevkliler, İmar Kuralları, s.

72; Eren, Mülkiyet, s. 348; Eren, Mülkiyet, s. 348; Gürsoy/ Eren/ Cansel, s. 583; Akman, s. 43;

Bertan, s. 634. Aksi fikirde olan Küley/ Ulukut ve Tekinay/ Akman/ Burcuoğlu/ Altop’a göre ise, taşan yapı ile tecavüz edilen yapı arasında ekonomik bağlantının olması tek başına yeterlidir.

Ayrıca maddi ve fiziki bir bağlılığın bulunmasına gerek yoktur; zira bu şekildeki kabul tarzı kanunun konuluş amacına da uygun düşmektedir (Küley/ Ulukut, Tecavüz Eden İnşaat, s. 130;

Tekinay/ Akman/ Burcuoğlu/ Altop, s. 859; Benzer yönde bkz.: Gücün, s. 158).

147 Meier- Hayoz, ZGB Art. 674, N. 12.

69

arazinde meydana getirilen yapılar için özel bir düzenlemeye gitmiş olması (TMK m.

722- 724) da bu durumda taşkın yapıya ilişkin hükümlerin uygulanmasını kanaatimizce de engeller niteliktedir148. Dolayısıyla kanun koyucu, bu şekilde taşkın yapı ve haksız yapı olmak üzere ikili bir ayrıma gitmesi de bu görüşümüzü destekler niteliktedir. Bununla beraber nihayet doktrinde taşırılan parçadan bağımsız olarak yararlanmanın mümkün olduğu durumlarda da haksız yapıya ilişkin hükümlerin uygulama alanı bulacağı kabul edilmektedir149.

Diğer taraftan haksız yapı meydana getirilmesi sonucu meydana getirilen yapı TMK m. 722/ I uyarınca meydana getirildiği arazinin bütünleyici parçası haline gelirken, taşkın yapıda TMK m. 725/ I uyarınca taşkın yapıyı meydana getiren kimse eğer irtifak hakkına sahipse yapı, ona ait arazinin bütünleyici parçası olur. Hatta komşu arazinin hava sahasında meydana getirilen taşkın yapıda, taşkın yapı sahibinin herhangi bir ayni hakkı bulunmasa da taşırılan kısım ait olduğu arazinin bütünleyici parçası olarak kalır ve taşırılan yapı üzerinde bu yapıyı meydana getirenin mülkiyet

148 Bürgisser, s. 96; Haab, ZGB Art. 674, N. 4; Edege, Meseleler, s. 577; Zevkliler, İmar Kuralları, s.

73; Karşı yönde bkz.: Edege, Tecavüz Eden İnşaat, s. 504.

149 Çörtoğlu, s. 172.

70

hakkı devam eder150. Bu anlamda olmak üzere taşkın yapılar TMK m. 718/ II’de yer alan kuralın istisnası olduğu halde, haksız yapı bu kuralın istisnası değildir151.

Bir başka farklılık ise kendisini yapının kaldırılmasında göstermektedir.:

TMK m. 725/ II uyarınca, taşkın yapıyı meydana getiren kimsenin arazi üzerinde bir irtifak hakkı yoksa, eğer arazi sahibi onbeş gün içinde itiraz etmemiş, taşkın yapıyı meydana getiren kimse iyiniyetli ve durum ve koşullar da yapının kalmasını haklı gösteriyorsa, taşkın yapı sahibi uygun bir bedel karşılığında taşan kısım için bir irtifak hakkı kurulmasını veya taşan kısmın bulunduğu arazi parçasının mülkiyetinin kendisine verilmesini isteyebilir. Ancak bu şartlardan biri mevcut değilse, arazi sahibi arazisine taşan yapının kaldırılmasını, TMK m. 683/ II uyarınca mülkiyet hakkına dayanarak talep edebilir152. Buna karşılık TMK m. 722/ III uyarınca kendi

150 Bodmer, s. 42; Schmid/ Hürlimann- Kaup, N. 898; Haab, ZGB Art. 671/ 673, N. 18; Studer, s. 79;

Ring, s. 418; Stollenwerk, s. 378; Akman, s. 31 ve 41; Zevkliler, İmar Kuralları, s. 76; Eren, Mülkiyet, s. 349; Aral, Üst Hakkı, s. 16; Aybay/ Hatemi, s. 206; Küley/ Ulukut, s. 55; Küley/

Ulukut, Tecavüz Eden İnşaat, s. 135; Ataay, s. 41; Ergül, s. 1283; Saymen/ Elbir, s. 327; Esmer, s.

135; Esener, s. 123; Ertaş, s. 364; Belgesay, s. 103; Edege, Tecavüz Eden İnşaat, s. 517; Özmen, s.

28; Tekinay/ Akman/ Burcuoğlu/ Altop, s. 869 ve 881.

151 Ataay, s. 41; Oğuzman/ Seliçi/ Oktay- Özdemir, s. 411 vd.; Gürsel, s. 82; Feyzioğlu/ Doğanay/

Aybay, s. 131; Serozan, Taşan Yapı, s. 361; Tekinay/ Akman/ Burcuoğlu/ Altop, s. 869.

152 Wolff, s. 102; Meier- Hayoz, ZGB Art. 674, N. 38; Haab, ZGB Art. 674, N. 14 ve 21; Rey, BSK, ZGB Art. 674, N. 1; Eren, Mülkiyet, s. 350; Oğuzman/ Seliçi/ Oktay- Özdemir, s. 419; Tekinay/

Akman/ Burcuoğlu/ Altop, s. 861; Akman, 79 vd.; Ayan, s. 296- 297; Ertaş, s. 361; Ergül, s. 1288;

Edege, Tecavüz Eden İnşaat, s. 510 ve 512; Küley/ Ulukut, taşan yapının kaldırılması talebi konusunda haksız yapıya ilişkin TMK m. 722 ve 723. maddelerde yazan şartların gerçekleşmesi gerektiğini savunmaktadır (Küley/ Ulukut, Tecavüz Eden İnşaat, s. 142). Kanaatimizce bu görüşe katılmak mümkün değildir. Zira taşkın yapı halinde taşırılan kısmın kaldırılması bakımından TMK

71

malzemesini kullanarak başkasının arazisinde meydana getirilen haksız yapının kaldırılması için gereken şartlar başka olup, herhangi bir süreye ve itirazın yapılmasına da bağlı değildir. Bir başka ifade ile haksız yapı halinde meydana getirilen haksız yapının kaldırılması için kanunda herhangi bir itiraz süresi öngörülmemiştir153 Arazi sahibi yapı arazisinde kaldığı müddetçe herhangi bir zaman kaydı ile sınırlı olmaksızın söz konusu haksız yapının kaldırılmasını talep edebilir.

Bununla beraber yapıyı meydana getirenin iyi ya da kötüniyeti de mevcut haksız yapının kaldırılması üzerinde bir etkiye sahip değildir. Haksız yapı halinde iyi ya da kötüniyet kaldırma talebinin varlığı bakımından değil, sadece tazminat veya arazinin mülkiyetinin devrini talep etme açısından rol oynamaktadır154.

Nihayet taşkın yapıyı hüküm altına alan TMK m. 725/ II’e göre, taşkın yapıyı iyiniyetle meydana getiren kimse, uygun bir bedel karşılığında taşan kısım için irtifak hakkı kurulması veya taşan kısmın bulunduğu arazi parçasının mülkiyetinin kendisine verilmesi yönünde, yenilik doğuran155, seçimlik bir hakka sahiptir. Fakat kendi malzemesini kullanarak başkasının arazisinde meydana getirilen haksız yapı halinde ise TMK m. 724 uyarınca, iyiniyetli taraf, uygun bir bedel karşılığında sadece arazinin tamamının veya yeterli bir kısmının mülkiyetinin malzeme sahibine

m. 683/ II (mülkiyet hakkına dayanan elatmanın önlenmesi talebi) hükmü işlerlik kazanacağından, anılan maddenin uygulanması bakımından TMK m. M. 722 ve 723’deki şartlara paralel bir şart aranmamaktadır.

153 Tekinay/ Akman/ Burcuoğlu/ Altop, s. 881.

154 Wieland, s. 194; Küley/ Ulukut, Tecavüz Eden İnşaat, s. 135; Büyükay, s. 423; Ataay, s. 41-42;

Çörtoğlu, s. 168 vd; Arık, Tecavüz Eden Yapılar, s. 537, Ertaş, s. 365.

155 Schmid/ Hürlimann- Kaup, N. 899 vd.; Tekinay/ Akman/ Burcuoğlu/ Altop, s. 871.

72

verilmesini talep edebilir156. Bir başka ifade ile haksız yapı halinde malzeme sahibinin irtifak hakkı veya mülkiyet hakkı arasında bir seçimlik hakkı olmayıp, o sadece arazi üzerinde kendisine mülkiyet hakkı tanınmasını talep hakkına sahiptir.

Kaldı ki haksız yapı halinde arazinin mülkiyetinin devri için aranan şartlar bakımından da taşkın yapı arasında farklılıklar mevcuttur. Buna göre kendi malzemesini kullanarak başkasının arazisinde haksız yapı meydana getirildiğinde arazinin mülkiyetinin devrinin talep edilebilmesi iyiniyetli olunması şartıyla hem malzeme hem de arazi sahibine tanınırken, taşkın yapı durumunda bu hak sadece taşkın yapıyı meydana getiren iyiniyetli kimseye tanınmıştır.

Yukarıda izah etmeye çalıştığımız farklılıkların yanı sıra her iki kurum arasında benzerlikler de vardır. Öncelikle, haksız yapı hükümlerinde olduğu gibi taşkın yapıya ilişkin hükümlerin uygulama alanı bulması için taşırılan yapının sürekli ve kalıcı nitelikte olması, bir başka ifade ile taşınır niteliğinde olmayan yapı olması gerekmektedir157. Bu cümleden hareketle, kişinin kendi arazisinde meydana getirdiği taşınır yapının komşusunun arazisine taşması durumunda TMK m. 725 uygulamam alanı bulmaz. Zira taşırılan yapı taşınır yapı niteliğinde olduğunda TMK 728

156 Meier- Hayoz, ZGB Art. 673, N. 2; Haab, ZGB Art. 674, N. 3 vd.; Wieland, s. 194; Eren, Mülkiyet, s. 350; Ataay, s. 42; Arık, Tecavüz Eden Yapılar, s. 537- 538; Küley/ Ulukut, Tecavüz Eden İnşaat, s. 136; Feyzioğlu/ Doğanay/ Aybay, s. 132; Ayan, s. 300; Saymen/ Elbir, s. 328;

Ertaş, s. 365; Özmen, s. 28; Tekinay/ Akman/ Burcuoğlu/ Altop, s. 871 ve 881.

157 Wolff, s. 90; Bürgisser, s. 81; Leemann, ZGB Art. 674, N. 12; Meier- Hayoz, ZGB Art. 674, N. 8;

Haab, ZGB Art. 674, N. 1; BGE 98 II 191, Wieland, s. 210; Ergül, s. 1281; Küley/ Ulukut, Tecavüz Eden İnşaat, s. 130; Arık, Tecavüz Eden Yapılar, s. 538; Aral, Üst Hakkı, s. 14; Ayan, s.

292; Akman, s. 32; Eren, Mülkiyet, s. 348; Gürsoy/ Eren/ Cansel, s. 584; Tekinay/ Akman/

Burcuoğlu/ Altop, s. 857; Edege, Tecavüz Eden İnşaat, s. 509.

73

uyarınca söz konusu yapı meydana getirenin mülkiyetine dahildir158. Bununla beraber haksız yapıda olduğu gibi taşkın yapıya ilişkin hükümlerin de uygulanabilmesi için, tecavüz edilen yerin, devletin hüküm ve tasarrufu altına olan yerlerden olmaması, bir başka ifade ile özel mülkiyete konu olması gerekir159. Özel mülkiyete tabi olmayıp, devletin hüküm ve tasarrufu altında olan veya kamunun yaralanmasına tahsisi edilen yerlerde (örneğin bir caddeye, sokağa yapılan taşkınlıklarda) taşkın yapıya ilişkin hükümler yerine, kamu hukukuna ilişkin hükümler uygulama alanı bulur160. Ayrıca haksız yapı hükümlerinde olduğu gibi, taşkın yapı halinde de taşan kısım için bir irtifak hakkı kurulmasını veya bu kısmın

158 Nitekim Yargıtay da “…Taşkın yapıya ilişkin kuralların uygulanabilmesi için ayrıca; yapılan yapının sürekli kalıcı biçimde yapılmış olması ve ana yapıyla arasında sıkı bir bağlantının bulunması gerekir.” demek suretiyle bu hususu açıkça belirtmiştir (Yargıtay HGK. T. 06.10.2004 E. 492/ K. 474. Aynı yönde bkz.: Yargıtay 14. HD. T. 11.03.2008 E. 1416/ K. 3052; Yargıtay 1.

HD. T. 29.01.1993 E. 218/ K. 760; Aynı daire T. 07.07.1949 E. 4476/ k. 3323 (Kararlara www.kazanci.com.tr adresinden erişilmiştir. Erişim tarihi: 19.02.2012). Ayrıca aynı yönde görüş için bkz.: Karahasan, Tecavüz Eden İnşaat, s. 1121.

159 Roth, BGB § 912 N. 9; Wolff, s. 101; Wieland, s. 210; Zevkliler, İmar Kuralları, s. 93; Küley/

Ulukut, Tecavüz Eden İnşaat, s. 131; Gücün, s. 137; Arık, Tecavüz Eden Yapılar, s. 539; Aral, Üst Hakkı, s. 14; Ayan, s. 293; Tekinay/ Akman/ Burcuoğlu/ Altop, s. 859; Akman, s. 46.

160 Tekinay/ Akman/ Burcuoğlu/ Altop, s. 859- 860; Akman, s. 46; “…Dava, genel yola elatmanın önlenmesi ve taşkın inşaatın kâl'i isteğine ilişkindir. Davalının, davacıların da yararlandığı genel yolun krokide gösterilen kısmına tecavüz ederek bina yaptığı uygulama ile anlaşılmıştır. Yollar kamu malı niteliğinde olduklarından taşkın inşaat sahiplerinin M.K.’nun 648 (TMK m. 725 vd.) ve sonraki maddelerinde belirtilen haklardan yararlanma olanakları yoktur…” ,Yargıtay 1. HD. T.

14.04.1981 E. 3243/ K. 5001 (www.kazanci.com.tr adresinden erişilmiştir. Erişim tarihi:

12.05.2012).

74

bulunduğu arazi parçasının mülkiyetinin devri için uygun bir bedel verilmesi gerekmektedir (TMK m. 725/ II)161.

Öte yandan taşkın yapıya ilişkin hükümlerin uygulanması için kanunun aradığı varlığı gereken şartların162 gerçekleşmemesi halinde de taşırılan kısım hakkında hangi hükümlerin uygulanması gerektiğinin tespiti önem arz etmektedir.

Gerçektende özellikle üzerine taşırılan arazi sahibinin bu taşkınlığa itiraz etmesi durumunda tecavüzde bulunan kimsenin TMK m. 725’in kendisine tanıdığı haklardan yararlanması mümkün değildir163. Dolayısıyla taşkın yapıya ilişkin TMK m. 725’de yer alan şartların yokluğu halinde taşan kısım için kanaatimizce, haksız yapıya ilişkin hükümlerin uygulamasının kabulü gerekmektedir164. Bu cümleden

161 Meier- Hayoz, ZGB Art. 674, N. 77; Rey, BSK, ZGB Art. 674, N. 16; Schmid/ Hürlimann- Kaup, N. 900; Rey, Eigentum, N. 1144; Bürgisser, s. 460 vd.; Serozan, Taşan Yapı, s. 372; Zevkliler, İmar Kuralları, s. 98 vd.; Eren, Mülkiyet, s. 351; Arık, Tecavüz Eden Yapılar, s. 546; Aybay/

Hatemi, s. 206; Ergül, s 1284; Feyzioğlu/ Doğanay/ Aybay, s. 132; Ayan, s. 300; Esmer, s. 136;

Edege, Tecavüz Eden İnşaat, s. 514; Özmen, s. 51 vd.; Akman, s. 210; Tekinay/ Akman/

Burcuoğlu/ Altop, s. 873.

162 Taşkın yapıyı meydana getiren kimse lehine, kendisine tecavüz edilen taşınmazda bir ayni hak veya mülkiyet hakkı tanınması için TMK m. 725/ II uyarınca tecavüze uğrayan taşınmaz sahibinin itiraz etmemesi, meydana getirilen kimsenin iyiniyetle hareket etmesi, durum ve koşulların haklı göstermesi ve nihayet uygun bir tazminat ödenmesi gerekir (Wolff, s. 121; Rey, Eigentum, N.

1146; Liver, SPR V/ I , s. 181).

163 Stollenwerk, s. 375; Karahasan, Tecavüz Eden İnşaat, s. 1124; Oğuzman/ Seliçi/ Oktay- Özdemir, s. 419; Tekinay/ Akman/ Burcuoğlu/ Altop, s. 864.

164 Aynı görüşte bkz.: Haab, ZGB Art. 674, N. 6; Bürgisser, s. 263; Zevkliler, İmar Kuralları, s. 73;

Mardin, s. 824; Belgesay, s. 106; Ergül, s. 1285; Küley/ Ulukut, s. 64; Küley/ Ulukut, Tecavüz Eden İnşaat, s. 133. Aksi yönde bkz.: Oğuzman/ Seliçi/ Oktay- Özdemir, s. 418 dn.: 876;

Karahasan, Tecavüz Eden İnşaat, s. 1133. Diğer taraftan TMK m. 725’de yer alan şartların

75

olarak kendisine tecavüz eden arazi sahibi varlığı gerekli olan şartların gerçekleşmesiyle TMK m. 722/ III uyarınca meydana getirilen yapının kaldırılmasını talep edebileceği gibi, tecavüzü gerçekleştirilen kimse ise, yine varlığı gereken şartların gerçekleşmesiyle birlikte, TMK m. 723 uyarınca tazminat veya TMK m.

724 uyarınca arazinin mülkiyetinin kendisine devrini talep edebilir.

II. ARAZİ ÜZERİNE DİKİLEN FİDANLARLA (DİKİLEN