• Sonuç bulunamadı

Türkiye’de başkanlık sistemi tartışmaları sadece yürütme gücünün kuvveti üzerindeki kısır döngüde geçmektedir. Oysa başkanlık sistemini başkanlık sistemi yapan tüm mekanizmaların bir arada düşünüldüğünde etkin bir yönetim sistemi olduğudur (Yılmaz, 2013: 9-15). Yani mecliste bu sistem tartışıldığında kayıtsız şartsız karşı çıkmak yerine sistemin içinde sorun teşkil edebilecek durumlar üzerinde durulması sağlıklı bir sistemin oluşturulmasına imkân sağlayacağı kanaatindeyiz. Bir diğer tartışma ise başkanlık sistemini genel anlamda Latin Amerika ve üçüncü dünya devletlerinde uygulanan şekli ile değerlendirip başarılı örnekleri yok sayılmaktadır.

Buna mukabil olarak parlamenter sistemi de İngiltere örneği üzerinden değerlendirip Türkiye’deki şekli göz ardı edilmektedir.

İngiltere’de uygulanan parlamenter sistem disiplinli iki parti sayesinde parlamentoda çoğunluk sağlayan partinin hem yürütme hem de yasamada güçlü olmasını sağlayarak güçlü bir başbakanlık kurumu oluşturulmuştur(Kuzu, 2011: 54-66). Oysa Türkiye’de ne güçlü bir hükümet ne de işleyen bir parlamento oluşmuş ve oluşan çatışma ortamında siyaseti başka güçler ele geçirmiş ve yönlendirmiştir.

Türkiye cumhuriyeti tarihi incelendiğinde bir ülke tarihinden çok darbelerle dolu tarihi gerçeği göze çarpmaktadır. Bu denli çok yaşanan darbelerin altında yatan sebep parlamenter sistemin çözemediği sorunların krize dönüşmesiyle oluşan ortamdır (Yayman, 2016: 31-33). Bu ortamda demokrasi askıya alınmış, temel hak ve hürriyetler çiğnenmiştir. Askeri ihtilali yapan askeri cuntalar da ihtilal yapma sebeplerinin parlamentonun sorunları çözemediğini ileri sürmüşlerdir. İhtilallerden sonra askeri cunta demokrasiyi askıya almış ve temel hak ve hürriyetler çiğnenmiştir.

Türkiye temel hak ve hürriyetleri ve demokrasi ilkelerini uygulamada batı demokrasisini temel almaktadır. Bundan dolayı batı yönetim sistemi yani parlamenter sistemin kullanılması bu düşüncenin sonucudur. Türkiye cumhuriyeti kurulduktan sonra yüzünü hep batıya çevirmiş ve batıdaki sistemleri aldığı gibi Türkiye’de uygulamaya koymuştur. Haliyle içinde Türk, Fars, Arap, Kürt ve diğer Ortadoğu, Balkan ve Kafkas kültürleri ile yoğrulan Osmanlı devletinin mirası üzerinde kurulan bir devlete sadece ben merkezli olan ve içinde farklı bir kültürü barındırmayan tek tipçi batı sistemi dar gelmektedir. Buna rağmen bundan vazgeçilmemiş her daim atılan adımlarda acaba batı ne der söylemi Türk siyasi literatürüne geçmiştir. Bundan dolayı batıda bunu kullanarak Türkiye siyasi atmosferine girmeyi kendinde hak olarak görmüştür. Öyle ki başkanlık sistemi tartışmaları olduğunda Avrupa’da tartışmaların içinde yer almaktadır. Hatta 16 Nisan 2017 referandumunda Avrupa ülkeleri açık bir şekilde hayır kampanyası yapan partilere destek vermiştir. Ama evet kampanyası yapan partilere Avrupa’daki gurbetçilerle görüşmesini engellemek için çeşitli zorluklar çıkarmışlardır.

Türkiye kendisine muasır medeniyetler seviyesine çıkmayı Avrupa birliğine (AB) katılmakla sağlayacağına inanmaktadır. Bu nedenden ötürü Avrupa birliğine katılmak için yoğun çaba harcamaktadır. Avrupa birliğinde başkanlık sistemi olmadığı

için Türkiye’nin böyle bir adım atmasına sıcak bakmayabilir (Gönenç, 2005: 1-13). Ama özgür bir ülkenin hangi sistemi seçeceği başka ülkelerin vereceği bir karar değildir. Bununla birlikte başkanlık sistemine geçiş yapmak Avrupa birliğine girmekten daha gerçekçi görünmektedir.

Türkiye’de başkanlık sistemiyle ilgili en büyük endişe, özellikle milliyetçi kesimde oluşan başkanlık sistemi beraberinde eyalet sistemini getireceği ve ülkeyi böleceği korkusudur. Ama bu korku da tamamen asılsızdır. Çünkü başkanlık sistemi ile eyalet sistemi farklı kategoride olan sistemlerdir.

Başkanlık sisteminin kullanılması eyalet sisteminin de kullanılması zorunluluk getirmez çünkü eyalet sistemi bir devlet sistemidir, hükümet sistemi olan başkanlık sistemiyle aynı kategoride değerlendirilemez (Çakır, 2015: 9-13). Örnek vermek gerekirse Almanya’da hükümet sistemi olarak parlamenter sistem uygulanırken, devlet sistemi olarak eyalet sistemi uygulanmaktadır. Bundan dolayı başka bir ülkede uygulanan bir hükümet sistemi getirirken devlet sistemini de getirileceği gibi bir anlayış yoktur. Kaldı ki getirilecek sistemin de bir revizyondan geçirilmesi gerekir. Eğer getirilecek sistem ülkeye dar gelecekse genişletilmesi, eğer bol gelecekse daraltılması mutlak elzemdir.

Parlamenter sistem Türkiye’de uygulanmaya başlandığından beri bir başarı sağladığını söyleyemeyiz. Bunun sebebi büyük bir kültürü dar bir kabın içine sokarak yönetmeye kalkışmaktır. Bunun sonucunda o kabın içine sığmayan Osmanlı devleti parçalanmış, ve bu sistemle devam edilmesi halinde son parçanın da bu kaderi paylaşacağı korkusu siyasi çevrede hissedilmektedir. Bundan dolayı son yıllarda bu sistemin değiştirilmesi konusu kamuoyunda tartışılmaktadır.

Başkanlık sisteminin en çok savunanı olan eski cumhurbaşkanı Turgut Özal başkanlık sisteminin Türkiye için tek reçete olduğunu söylemiş ve bu hayalini gerçekleştirmeden vefat etmiştir. Özal’a göre, Parlamenter sistem daha önce monarşi olan ülkelerde ya da genç olan ve çok etnik unsuru bünyesinde barındırmayan ülkelerde nispeten başarılı uygulanıyor. Ama başkanlık sisteminin uygulandığı ülkelere baktığımızda daha çok heterojen olan ülkelerde uygulanmaktadır (Özal’dan aktaran, Yayman, 2016: 290-292). Türkiye Osmanlı devletinin mirası üzerinde kurulduğu için bünyesinde farklı kültür ve etnik unsuru barındırdığından daha çok tek tipçi bir yönetim

sistemi olan parlamenter sisteme uyum sağlayamamakta ve uyum sağlaması da mümkün görünmemektedir.

Türkiye Cumhuriyeti kurulduktan sonra hükümetlerin ortalama görev süresi iki yılı geçmemiştir. Kurulan koalisyon hükümetleri güçsüz bir yürütme gücünün oluşmasını sağlamış ve manipülasyona açık bir hale gelmişlerdir. Siyasette istikrarın sağlanamaması dolayısıyla demokratik, sosyal ve ekonomik olarak gelişmek mümkün değildir. Bunun yanında Türkiye’de yaşanan darbeler bile meclisin görevini yapamaması bahanesine sığınmıştır. 2007’deki cumhurbaşkanlığı seçimi tam bir krize neden olmuş çoğunluğu elinde bulunduranların azınlığın engellemeleri ile engellenmeye çalışılmıştır (Ergün, 2013: 20-24). Tüm bu olumsuzluklara dayanarak bu sistemin değiştirilmesi halkın ekseriyetinde oluşmuştur. Bu sistem yerine istikrarlı ve içinde parlamenter sistemdeki gibi krizler barındırmayan başkanlık sistemi Türkiye için en uygun sistem olarak görülmüştür.

Üç sebepten dolayı Türkiye’de başkanlık sistemi uygulanmalıdır. Birinci sebep yukarıda bahsettiğimiz hükümet istikrarından dolayı istikrarsız parlamenter sistemin yerine istikrarlı başkanlık sistemi uygulanmalıdır. Çünkü istikrarsız bir hükümetin sorumluluk alması pek beklenen bir durum değildir. Bu da hükümetlerin günü kurtarma derdine düşmesi, kendi siyasi geleceğini düşünmesi ve vizyonsuz bir yönetimin olmasına imkân sağlamaktadır. İkincisi, hükümetlerin parlamento üyesi olması ve parlamentonun rızasına tabi olması ve kararlarını alırken bir tarafta hükümet bir tarafta da parlamento baskısını üzerinde hissetmesidir. Bunun yanında bir sonraki seçimde tekrar seçilmeme korkusunun da olması ile tüm bu çelişkiler içinde sağlıklı karar vermek zorlaşmaktadır. Oysa başkanlık sisteminde bakanlar parlamento üyesi olmadığı için kararlarında daha özgür ve daha cesur kararlar almaktadırlar. Üçüncüsü ve en önemlisi Türkiye’nin bulunduğu coğrafyanın devamlı sorunlu olması ve bunun doğal sonucu olarak oluşan durumlara hızlı tepki verebileceği bir dış politika ihtiyacının gerekli olmasıdır. Çünkü daha önce de bahsettiğimiz gibi coğrafyamızda her an ve hızlı değişimler olmaktadır. Parlamenter sistemin istikrasız hükümet sistemleriyle bu bölgede etkin bir dış politika uygulamak gün geçtikçe zorlaşmaktadır. Bu sebepten dolayı daha hızlı karar verilen başkanlık sistemi bu duruma çözüm getirebilir. Buna örnek olarak kurtuluş savaşında Atatürk’e başkomutanlık yetkisi verilmeseydi savaşın kazanılması mümkün olmayacaktı.

Tüm bu durumları topladığımızda ve geldiğimiz nokta, Türkiye’de mevcut yönetim yapısı ve bu yönetim yapısının uygulamadaki verimsizliği ve işlevsizliği su götürmez bir gerçektir. Bu yapının bir değişime uğraması mutlak bir elzemdir. Bu mutlak elzemi giderecek olan da başkanlık sistemidir (Yayman, 2016: 30-31).

Türkiye tarihine ya da Osmanlı ve diğer Türk ve İslam devletlerinin tarihine baktığımız zaman hep güçlü lider eksenli yönetim sistemleri olduğunu görmekteyiz. O halde yönetim sistemimizde bu tarihten gelen kültür ve gelenek, genlerimize işlemiş bu sistemi parlamenter sistem içinde yok etmeye çalışılmamalı ve o genlerin yaşayabileceği başkanlık sistemi benimsenmelidir. Bu genlerimize işleyen bu sistem sadece demokrasi tarihimize bakarak ta anlayabiliriz. Örneğin, Cumhuriyet Halk Partisi Atatürk’ten, Demokrat Partinin Menderes’ten, Anavatan Partisinin Turgut Özal’dan sonrası durumları ortadadır. Büyük ihtimalle Adalet ve Kalkınma Partisi de Recep Tayyip Erdoğan’dan sonra bu kaderi paylaşacaktır. Yani Türkiye halkı her zaman güçlü liderlerin peşinden gitmiştir. O liderleri partinin içinden çıkardığımız zaman geriye kalanlar sıradanlaşır ve halkın isteklerinden uzaklaşmış kurumlara dönüşmektedirler. Bundan dolayı yeni bir liderin gelmesini beklemek yerine lider eksenli bir kurum oluşturarak bu zaman kaybını önlenmeli ve halkın tarihten gelen iradesini yine halka iade edilen bir sistemle halka geri verilmelidir.

SONUÇ

Bugün dünya hızlı bir değişimden geçmektedir. Dün olan bugün, bugün olan yarın geçerliliğini kaybedebiliyor. Günün şartları her dakika her an değişebiliyor, buna paralel olarak düşman ve dost kavramları da bu hızlı değişim içinde farklılaşabiliyor. Dün müttefik olanlar bugün düşman, bugün düşman olanlar yarın müttefik olabiliyor. Bununla beraber göç, terör ve bölgesel çatışmalar her geçen gün daha çok artıyor devletler birbirleriyle taşeron örgütler vasıtasıyla dolaylı olarak savaşıyor.

Dünyanın herhangi bir yerinde meydana gelen bir olay diğer bölgeleri etkileyebileceği bir dönem yaşanmaktadır. Dünya, Amerikan merkez bankasının (FED) alacağı bir karar ile dünya piyasaları üzerinde etki edebileceği hızlı bir dönemden geçmektedir. Bu hızlı değişime karşı devletler de günün şartlarına göre kendilerini revize etmek mecburiyetinde hissetmektedir. Özellikle bu hızlı değişim ülkelerin yeni dış politika stratejilerine geçiş yapmaya zorlamaktadır. Zamanın ve şartların keskin bir şekilde değiştiği uluslararası ilişkiler alanında buna ayak uyduracak bir karar mekanizmasına sahip olmaya devletleri zorlamaktadır. Bu karar mekanizması hükümet sistemleri olan parlamenter ve başkanlık sisteminde farklı işlemektedir. Türkiye’nin parlamenter hükümet sistemini benimsemiş olması bu karar mekanizmalarında sorunlar yaşamaktadır.

Türkiye parlamenter sisteminde özellikle yürütme alanında yetkilerin paylaştırılması hem dış politika hem de iç politikada ülkeyi kaygan bir zemine oturtmuştur. İç politikada paylaştırılan yürütme gücü birbirleriyle çatışırken dış politika hep ikinci plana itilmiştir. Atatürk’ün “egemenlik kayıtsız şartsız milletindir” sözü çoğu zaman unutulmuş, içi boşaltılmış ve kendi çıkarları uğruna kullananlar tarafından bir mizansen araç olarak görülmüştür. Milletin iradesinin gücünün sınırlandırıldığı ve etkisizleştirildiği yürütme gücü ne dış politikada ne de diğer alanlarda hissedilmiştir. Hatta bu sistemde “güneş motel” olayı gibi Türkiye siyasal hayatına kara bir leke olarak geçen millet iradesinin makam ve mevki için satıldığı durumlara şahit olmuştur. Siyasetin parçalanması cumhurbaşkanlığı seçimlerinin krize dönüşmesine neden olmuş Fahri Korutürk’ten sonra cumhurbaşkanlığı seçimi yapılan yüz on bir tur neticesinde bir türlü seçilememiştir. Bunun aka bininde 1980 darbesi olmuş ve yönetimde göstermelik de olsa ama var olan millet iradesi rafa kaldırılmıştır. Hatta otoriter boşluk o kadar

artmış ki büyükelçiler kendi başına başka ülkelere taahhütler vermiş, iç politikada Fatsa’da belediye başkanı özerk bir sosyalist yönetim kurma girişiminde bile bulunmuştur (Yıldırım, 2017). Parlamenter sistemin iç politikada yarattığı bu çatışma ortamı, doğal olarak devletin dış politikadan ve uluslararası alanlarda etkin olmamasına neden olmuştur.

Bu çalışmada Türkiye’deki parlamenter sistemin bu hükümet sisteminde karar verme zorluğunu analiz edip, buna sebep olan iç politikaların nedeninin iki başlı yürütme kaynaklı olduğunu ve buna mukabil olarak bu sistemin dış politikada etkin olamadığını ortaya koymaktadır. Buna ek olarak bu sistemin Türkiye’nin tarihten gelen gelenek ve kültür dokusuna uymadığı, bu sistemin bu kültüre dar geldiği analiz edilmektedir. Ayrıca Türkiye’nin yaşadığı bölgeden dolayı etkin bir dış politika izlemesi gerektiğini ve böyle bir politika izlemesinin parlamenter sistem içinde mümkün olmadığını ve onun yerine başkanlık sisteminin bu duruma merhem olacağını kanıtlarla ortaya koymaktadır.

Çalışma sonucunda varılan nokta, parlamenter sistemin zaten Türkiye’nin kültürel ve gelenek dokusuna hiçbir zaman uymadığını ve bugün artık bu bölgede yaşayan hiçbir ülkenin yönetimsel ihtiyaçlarına cevap vermediği kanaatine varılmaktadır. Bununla beraber varılan bir diğer sonuç bu bölgede tutunabilmek için etkin bir dış politika izleme ihtiyacının var olduğunu saptanmaktadır. Bundan dolayı etkin bir dış politika izlemek için hükümet sisteminin de etkin bir hükümet sistemi olması gerektiği sonucuna varılmaktadır. ABD’de uygulanan ve başarı sağlayan başkanlık sistemi Türkiye’nin ihtiyacına cevap verecek bir sistem olduğu kanaatine varılmaktadır.

KAYNAKÇA

ACHESON, Patrica C., (1961), Amerika Federal Hükümeti Ve Çalışma Mekanizması, Egeran, Birol, (Çev.), Varlık Yayınevi, 1.Baskı, İstanbul AĞAOĞULLARI, Mehmet A., (2006), Ulus-Devlet Yada Halkın Egemenliği, İmge

Kitabevi, Ankara

AINLEY, Kristen ve BROWN, Cris, (2007), Uluslararası İlişkileri Anlamak, Yayınodası, İstanbul

ALEMDAR, Korkmaz, (1999), Medya Gücü ve Demokratik Kurumlar, Alfa Yayıncılık, İstanbul

ALTUĞ, Yılmaz, (2003), Parlamento Hukuku, Çağlayan Kitabevi, İstanbul

ALDIKAÇTI, Orhan, (1960), “Modern Demokrasilerde Ve Türkiye'de Devlet Başkanlığı”, Yayınlanmış Doçentlik Tezi, İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul

ARI, Tayyar, (1997),Amerikada Siyasal Yapı Lobiler ve Dış Politika, Alfa Basım Yayın, İstanbul

ARI, Tayyar, (2002), Uluslararası İlişkiler Teorileri Çatışma,Hegemonya, İşbirliği, Mkm Yayıncılık, Bursa

ARI, Tayyar, (2004), Uluslararası İlişkiler ve Dış Politika, Alfa Basım Yayın, İstanbul

ARIK, Umut ,(2015), “Türk Dış Politikasında 41 Kriz”, Kıbrıs Barış Harekatı ve Kıbrıs Krizi, Haydar, ÇAKMAK, (Ed.). Kripto Basım Yayın, Ankara, ss. 119-133.

ARSLAN, Rıza, (2001), Siyasi Sistem Önerisi, VİPAŞ AŞ, İstanbul ARSLAN, Zühtü, (2005), Anayasa Teorisi, Seçkin Yayıncılık, Ankara

AZİZ, Aysel (1994), Kitle İletişim Araçlarının Kamuoyunu Etkileme Gücü, Kitle İletişim Araçları ve Kamuoyu (s. 25-33), İktisadi Araştırmalar Vakfı, İstanbul

BAL, Bülent, (2001), İstikrarsız Parlamentarizme Karşı Başkanlık Sistemi, Der Yayınları, İstanbul

BALL, Alan ve Guy, PETERS, (2007). Çağdaş Siyaset ve Yönetim, Uzun, Nil, (Çev), Yayınodası, istanbul

BAZALGETTE, Edward, (Yöneten). (2006), BBC Hannibal Roma'nın En Kötü Kabusu [Sinema Filmi].

BRYCE, James, (1962), Amerikan Siyasi Rejimi, Türkkaya Ataöv, (Çev), Yenilik Basımevi, istanbul

BUDAK, Leyla, (2007), “Ermeni, Rum,Yahudi Lobileri Örneğinde Lobicilik Kavramlarına Giriş”, Ermeni Lobileri Ve İletişim Faliyetleri, Bilgehan, GÜLTEKİN, (Ed.). Nobel Yayınları, Ankara, ss. 97-129.

CAN, Osman, (2013), “Başkanlık Sistemi Hakkında Birkaç Not”, Yeni Türkiye Dersisi, (51), 175-181.

CHOMSKY, Noam, (2002), Medya Denetimi, Baki, Elif, (Çev), Everest Yayınları, İstanbul

CLAUSEWİTZ, Carl V., (1999), Savaş Üzerine, Çeliker, H.Fahri, (Çev), Özne Yayınları, istanbul

ÇAKIR, İsmail C., (2015), “Başkanlık Sisteminin Türkiye'de Uygulanabilirliği”, Hukukta Gündem Dergisi, Sayı: 2, Ankara, ss. 9-13

ÇAKMAK, Haydar (2015), Türk Dış Politikasında 41 Kriz 1924-2014 , Kripto Basım Yayım Dağıtım, Ankara

ÇAKMAK, Haydar (2016), Cumhur Başkanları ve Dış Politika, Kripto Basım Yayım Dağıtım, Ankara

ÇAM, Esat, (1987), Devlet Sistemleri, Der Yayınları, İstanbul ÇAM, Esat, (2002), Siyaset Bilimine Giriş, Der Yayınları, İstanbul

ÇELİK, Hüseyin, (2013), “Başkanlık Sistemini Şahsileştirmek”, Yeni Türkiye Dergisi, Sayı: 51, ss. 103-105

DAVUTOĞLU, Ahmet, (2011), Teoriden Pratiğe: Türk Dış Politikası Üzerine Konuşmalar, Küre Yayınları, istanbul

DAVUTOĞLU, Ahmet, (2013), Stratejik Derinlik, Küre Yayınları, İstanbul

DERDİMAN, Ramazan C., (2006), Anayasa Hukukunun Genel Esasları Türk Anayasa Düzeni, Alfa Aktüel Yayınları, Bursa

DERELİ, Esen, (2001), Karşılaştırmalı Bir Bakışla ABD ve Fransa Siyasal Sistemleri, Der Yayınları, İstanbul

DİNÇER, Müjde K., (1998), Lobicilik, Alfa Basım Dağıtım, İzmir

EVANS Graham, Newnham JEFFREY, (2007), Uluslararası İlişkiler Sözlüğü, Utku, H. Ahsen, (Çev.), Gökkubbe Yayınları, İstanbul.

DOSTER, Barış, (2016), “Turgut Özal ve Dış Politika”, (Der.). Cumhur Başkanları ve Dış Politika. Çakmak, Haydar, (Ed.), Kripto Basın Yayın Dağıtım, Ankara DURGUN, Şenol, (1999), Batı Demokrasilerinde ve Türkiye’de Parlamenter

Yapılar ve Parlamenterlerin Temsil Gücü, Nobel Yayınları, Ankara DURSUN, Davut, (2002), Siyaset Bilimi, Beta Basım Yayım Dağıtım, İstanbul

DUVERGER, Maurice, (1986), Siyasal Rejimler, Tunçdoğan, Teoman, (Çev.), Sosyal Yayınlar, İstanbul

EDİZDOĞAN Nihat, ÇETİNKAYA, Özhan, (2015), Kamu Bütçesi, Ekin Basım Yayın Dağıtım, Bursa

EFE, Haydar ve Muhammed L., KOTAN, (2015), “Türkiye'de Hükümet Sistemi Tartışmaları”, Kafkas Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, Yıl: 6, Sayı: 9, Kars, ss. 1-91.

ENGELHARDT, Ed., (1999), Tanzimat ve Türkiye, Reşad, Ali, (Çev.), Kaknüs Yayınları, istanbul

ERDOĞAN, Mustafa, (2002), Türkiye Özgürleşebilir mi?, Liberte Yayınları, Ankara ERDOĞAN, Mustafa, (2004), Anayasa Hukukuna Giriş, Liberte Yayınları, Ankara ERDOĞAN, Mustafa, (2005), Anayasal Demokrasi, Siyasal Kitapevi, Ankara

ERDOĞAN, Murat, (2013), Dış Politika Analizi, Ankara: Anadolu Üniversitesi Yayınları, Eskişehir

ERGİL, Doğu, (2013), “Başkanlık Sistemi” Yeni Türkiye Dergisi, Sayı: 51, ss. 372- 380.

ERGİN, Feridun, (1974), Uluslararası Politika Stratejileri, İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Yayınları, İstanbul

ERGÜN, Nihat, (2013), “Hangi Sistem mi? Hangi Değerler mi?” Yeni Türkiye Dergisi, Yıl: 2013, Sayı: 51, ss. 20-24.

ERİŞEN, Cengiz, (2013), “Kamuoyunun Dış Politika Üretim Sürecine Etkisi”, (Der.). Erişen, Cengiz, Barış, Kesgin, Ertan, Efegil, (Ed.). Dış Politika Analizi, Anadolu Üniversitesi Yayınları, Ankara, ss. 67-85

EROĞUL, Cem, (1996), Çağdaş Devlet Düzenleri (İngiltere, Amerika, Fransa), İmaj Yayıncılık, Ankara

EROĞUL, Cem, (2007), Anatüzeye Giriş ("Anayasa Hukukuna Giriş”), İmaj Yayınevi, Ankara

GÖNENÇ, Levent, (2005), “Başkanlık Sistemi” (Der) Türkiye'de Hükümet Sistemi Değişikliği Tartışmaları Olanaklar ve Olasılıklar Üzerine Bir Çalışma Notu, Akgül, Teoman, (Ed.), Türkiye Barolar Birliği, ss. 1-13.

GÖNLÜBOL, Mehmet, (1993), Uluslararası Politika, Atilla Kitapevi, Ankara

GÖZE, Ayferi, (1998), Siyasal Düşünceler ve Yönetimler, Beta Basım Yayım Dağıtım A.Ş., İstanbul

GÖZEN, Ramazan, (2009), İmparatorluktan Küresel Aktörlüğe: Türkiye'nin Dış Politikası, Palme Yayıncılık, Ankara

GÖZLER, Kemal, (2000), Cumhurbaşkanı-Hükümet Çatışması (Cumhurbaşkanı Kararnameleri İmzalamayı Reddedebilir mi?, Ekin Kitapevi Yayınları, Bursa

GÖZLER, Kemal, (2001), Devlet Başkanları, Ekin Kitarevi Yayınları, Bursa

GÖZLER, Kemal, (2005), Türk Anayasa Hukuku Dersleri, Ekin Kitapevi Yayınları, Bursa

GÖZLER, Kemal, (2007), Anayasa Hukukuna Giriş; Genel Esaslar ve Türk Anayasa Hukuku, Ekin Kitabevi Yayınları, Bursa

GÖZLER, Kemal, (2009), İdare Hukuku (Cilt 1), Ekin Basım Yayım Dağıtım, Bursa GÖZLER, kemal, (2014), Türk Anayasa Hukuku Dersleri, Ekin Basım Yayın

Dağıtım, Bursa

GÖZÜBÜYÜK, Şeref, (1983), Yönetim Hukuku, Turhan Kitabevi, Ankara

GÜLTEKİN, Bilgehan, (2007), “Rum Lobisi”, Ermeni, Rum,Yahudi Lobileri Örneğinde Lobicilik Kavramlarına Giriş, Bilgehan, Gültekin ve Leyla, Budak (Ed.). Nobel Yayınları, Ankara, ss. 129-162

GÜLTEKİN, Bilgehan ve Leyla, BUDAK, (2007), Ermeni, Rum,Yahudi Lobileri Örneğinde Lobicilik Kavramlarına Giriş, Nobel Yayınları, Ankara

GÜRBÜZ, Yaşar, (1987), Karşılaştırmalı Siyasal Sistemler, Beta Yayınları, İstanbul HALDUN, İbn-ı, (2003), Devlet, Arpaçukuru, osman, (Çev.), İlke Yayıncılık, İstanbul HİTLER, Adolf, (1972), Kavgam, Kağan Kitapevi, İstanbul

İBA, Şeref, (2010), Parlamento Hukuku, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, İstanbul

İNAN, Kamran, (1993), Dış Politika, Ötügen Neşriyat A.Ş., İstanbul

JANDA, Kenneth, BERRY, Jeffrey m. ve GOLDMAN, Jerry (1990), The Challenge of Democracy, Houghton Mıfflın Company, Boston

KABOĞLU, İbrahim Ö., (1994), Anayasa Yargısı, İmge Kitabevi, İstanbul

KALAYCIOĞLU, Ersin, (2005), “Başkanlık Sistemi” (Der.). Başkanlık Rejimi: Türkiye'nin Diktatörlük Tehdidiyle Sınavı, Akgül, Teoman, (Ed.), Türkiye Barolar Birliği, Ankara, ss. 13-30.

KAYA, Havvana Y. (2015), Karşılaştırmalı Hükümet Sistemleri:Başkanlık Sistemi(Abd, Arjantin, Azerbaycan, Brezilya ve Nijerya Örnekleri), TBMM Araştırma Merkezi Yayınları, Ankara

KISSINGER, Henry, (2006), Diplomasi, Kurt, İbrahim H., (Çev.), Türkiye İş Bankası Yayınları, istanbul

KIŞLALI, Ahmet Taner, (1987), Siyaset Bilimi, İmge Kitapevi, Ankara

KOCABAŞ, Süleyman, (2001), Sultan Abdülaziz ve 1. Meşrutiyet, Vatan Yayınları, İstanbul

KÖNİ, Hasan, (2001), Genel Sistem Kuramı ve Uluslararası Siyasetteki Yeri, Avrasya Stratejik Araştırmalar Merkezi, Ankara

KUZU, Burhan, (2011), Her Yönü İle Başkanlık Sistemi, Babıali Kültür Yayıncılığı, İstanbul

KÜÇÜK, Adnan, (2013), “Hükümet Sistemlerinin Tarihçesi” Yeni Türkiye Dergisi, Sayı: 51, ss. 808-830.

KÜRKÇÜOĞLU, Ömer (1980), “Dış Politika Nedir? Türkiye'deki Dünü ve Bugünü” Ankara Üniversitesi SBF Dergisi, ss. 309-334.

LEWIS, Bernard, (1970), Modern Türkiyenin Doğuşu, Türk Tarih Kurumu Basımevi, Ankara

LIJPHART, Arent, (2006), Demokrasi Motifleri, Ayas, Güneş & Utku Umut, Bulsun, (Çev.), Salyangoz Yayınları, İstanbul

LOCKE, John, (2002), Sivil Toplumda Devlet Uygar Yönetim Üzerine İkinci İnceleme, Taşçı, Serdar ve Hale, Akman, (Çev.), Metropol Yayınları, İstabul LOCKE, John, (2004), Hükümet Üzerine İkinci İnceleme, Bakırcı, Fahri, (Çev.),

Babil Yayıncılık, Ankara

LOWI, Theodore J., GINSBERG, Benjamin, (1992), Amerıcan Government. W.W. Norton & Company, New York, London

MAHAN, Alfred T., (2003), Deniz Gücünün Tarih Üzerine Etkisi, Fındık, Kerem ve Melehat Fındık, (Çev.), Q Matris Yayınları, İstanbul

MEARSHEIMER, Jonh J., (2011), The Tragedy Of Great Power Polıtıcs, Norton & Company, New York