• Sonuç bulunamadı

Türk KentleĢmesinin Temel Belirleyenleri

I. BÖLÜM: KURAMSAL VE KAVRAMSAL ARKA PLAN

1.4. Türkiye‟de KentleĢmenin Tarihsel Süreci

1.4.4. Türk KentleĢmesinin Temel Belirleyenleri

KentleĢme hareketi açıklanırken genellikle Kaya‟nın tasnifine benzer bir Ģekilde konu, ekonomik nedenler, teknolojik nedenler, siyasal nedenler ve psiko-sosyolojik nedenler baĢlığı altında incelenmektedir. Bu dört grupta toplanan kentleĢme faktörlerini birbirinden tam olarak ayırmak olanaklı değildir. Çünkü bu faktörler birbirine bağımlı ve birbirini etkilemektedir (Kaya,2004:97).

Tarımda kapitalistleĢme süreci, modern tarım iĢletmelerinde üretimi arttırmakla birlikte bir iĢ gücü açığını da ortaya çıkarmaktadır. Ortaya çıkan bu iĢgücü fazlası, iĢ olanaklarının fazla olduğu kentlere yönelmektedir. Diğer yandan, özellikle az geliĢmiĢ ülkelerde, tarımın verimliliği ve kiĢi baĢına düĢen tarımsal gelir, köylülüğün köyünde tutmaya yetmeyecek kadar düĢüktür (Erkan,2002:68).

Gerek sanayi devriminin getirdiği değiĢiklikler, gerekse tarıma egemen olan koĢullar, kentleĢmenin hızlanması, teknolojik geliĢmelerle birlikte sağlanmıĢtır. Artan üretimin kentleĢmede rol oynaması, ürünün ucuz ve kolay taĢınmasını sağlayacak teknolojik araçların geliĢmesine bağlıdır. Gezme, yerleĢme ve ticaret özgürlüklerini kısıtlayan yasaların kaldırılması da kentleĢme üzerinde etki yapar (Kaya,2004:99).

70

Kentler birçok alanda kırsal kesime göre birçok olanağa sahiptir. Kentlerin özgür havası, daha geniĢ bir kümeye sahip olma duygusu, kentte olmanın gururunu yaĢam, eğitim, sağlık, sosyal yaĢam gibi olanakların daha geliĢmiĢ olması, kentlerin çekiciliğini arttırmaktadır. Kentlerin bu çekici özelliği kırsal alandan kente göçü teĢvik etmektedir (Kaya,2004:99).

Türk KentleĢmesini belirleyen onu hızlandıran ve Ģekillendiren ana değiĢkenler irdelendiğinde bunların belli baĢlı özellikler olduğu görülür. Genel olarak Türk Kent Tarihi analizlerinin çoğuna göre bunlar; tarım, demografi, teknoloji, sanayileĢme, sosyal-kültürel ve siyasi olay ve olgular (terör, göç ve afetler gibi) modernleĢme, politik irade ile belirlenen değiĢkenlerdir (Kaya,2004:96-100).

1.4.4.1. Tarımsal ve Demografik Yapıdaki DeğiĢmeler

Modern üretim tüketim iliĢkilerinin Türk ekonomisine hakim olması ve ekonomideki paradigmal değiĢmelerin etkisiyle Türkiye‟de geleneksel üretim tarzının baĢat aktörü pozisyonundaki tarım ve tarımsal yaĢam alıĢkanlıkları neredeyse ortadan kalkmak zorunda kalmıĢtır. Buna bağlı olarak kırsal kesimde tarıma dayalı bölgelerde ortaya çıkan iĢsizliğin ivme kazandırdığı kentlere yoğun göç kentleĢmenin Türkiye‟deki en önemli dinamiğini oluĢturmuĢtur.

Türkiye nüfusunun Cumhuriyetin kurulmasından 1950 li DP Ġktidarı dönemine kadar ki kır kent dağılımında kırsal kesimin kentsel nüfusa oranı %70‟e %30 iken 50‟li yıllardan günümüze kadar bu oran tersine dönüĢmüĢtür. Bunun en temel belirleyeni ya da nedeni tarımsal, geleneksel üretim tarzından kopuĢla izah edilmektedir. Göçün tetiklediği bu durumu doğuran bir baĢka etken de nüfusun hızlı artması ve yatay olarak ülke coğrafyasına nüfus yoğunluğunun bölgesel olarak çarpık dağılımı olmuĢtur (Kaya,2004:95-96).

Kaya‟ya göre, bu çarpık nüfus dağılımları devasa büyükĢehirlerin de kurulmasına kaynaklık etmiĢtir. Ankara, Ġstanbul, Ġzmir gibi kentler giderek metropol olarak

71

adlandırılabilecek hüviyetlere kavuĢmuĢtur. Ülkemizde Cumhuriyetin ilanından 1950 yılına kadar olan dönemde, ölüm hızının azalması ve doğum hızının artması ile yıllık nüfus artıĢ hızı yükselmiĢtir (Kaya,2004: 93-94).

Türkiye‟deki nüfus hareketliliği ve değiĢimi yıllara göre incelendiğinde belli baĢlı bazı değiĢimler gözlemlenmektedir. Örneğin, nüfus artıĢ hızının 60‟lardan sonra giderek düĢtüğü buna mukabil olarak kentleĢme hızının ise artığı görülür (Kaya,2004: 93-94). KentleĢme hızı en yüksek orana 1950–1960 döneminde ulaĢmıĢtır. kentleĢme hızı her yıl artıĢ göstermektedir. KentleĢme hızının, nüfus artıĢ hızından çok, yerleĢmeler arasında kent nüfusu yararına bir hareketten kaynaklandığını ortaya koymaktadır. Nüfus artıĢıyla birlikte iç göçlere katılan nüfusun önemli bir artıĢ göstermesi iç göç olayının kentleĢmede önemli bir rol oynadığını göstermektedir (Kaya,2004: 92-96).

1.4.4.2. Teknolojik geliĢmeler, ĠletiĢim, HaberleĢme ve UlaĢım Ġmkanlarındaki ArtıĢ

Türkiye‟de son kırk beĢ yıl içinde ulaĢım olanaklarında kentleĢmeyi hızlandırmaya yetecek bir değiĢim olmuĢtur. UlaĢım, haberleĢme ve taĢıma/nakliye araçlarının sayısının artması ve karayollarının geliĢmesi, köylü nüfusun kentlere göç etmesini eskiye oranla çok daha kolaylaĢtırmıĢtır. Kaya‟ya göre, kentleĢmeyi hızlandıran bu sürecin diğer bir rolü de, iletiĢim alanındaki hızlı geliĢmelerin sonucunda ortaya çıkmaktadır. Özellikle televizyonun yaygınlaĢması ve kırsal alanda da hemen hemen her eve girmiĢ olması, insanların baĢka yaĢam biçimlerinden haberdar olmalarını sağlamıĢtır (Kaya,2004:100).

Kaya‟nın aktardığı bu dinamiklerin beslediği geliĢmelerin Türkiye‟deki son dönem kentleĢme sürecine etkileri Türk Kent Sosyolojisi çalıĢmalarını besleyen en önemli kaynakları oluĢturmaktadır. Mübeccel Kıray‟dan Niyazi Berkes‟e, Orhan Türkdoğan‟dan, RuĢen KeleĢ‟e oradan da günümüze artan bir yoğunlukla devam eden

72

bu çalıĢmaların oluĢturduğu literatür artık hatırı sayılır bir kent sosyolojisi birikimi oluĢturmaktadır.

Türk sineması ve televizyonlara konu olan Ġstanbul ve Ġzmir, Ankara gibi kentsel alanların yaĢam tarzlarına öykünen bu araçlarla özendirilen Ģehir hayatının cazibesine, hayaline kapılan bireylerin akın ettiği bu Ģehirlerde devasa gecekondu/slum bölgeleri inĢa edilmiĢ ve bunu besleyen bir kültür de bu süreci peĢi sıra izlemiĢtir. Bu süreç kent sosyolojisi için çok zengin bir malzeme de sunmuĢtur. Kent sosyolojisi çalıĢmalarına kaynaklık ve ilham konusu olacak gecekondu yaĢamı ve arabesk kültürü üzerinde devasa bir literatür oluĢmuĢtur.

1.4.4.3. Politika, Terör ve Kente Göçü Hızlandıran Diğer Nedenler

Kırsal nüfusu kırdan koparan etkenler kentleĢme için gerekli olmakla birlikte yeterli olmayan bir değiĢkenler bütünüdür. Kaynağından harekete geçen nüfusun bir baĢka yerleĢmeye örneğin, köye ya da kasabaya değil de bir kente göçmesi için ikinci bir etmenin kentin çekiciliğinin iĢe karıĢması gerekmektedir.

Bu noktada televizyonun, sinemanın, görsel ve yazılı medyanın, dönemin politik aygıtlarının ve iktidar inisiyatiflerinin etkisi hatırlanmalıdır. Kent yaĢamının heterojenliği ve çeĢitliliğe açık yapısı kırsal kesim insanının monotonluktan bıkan kitlesine bir hareket, değiĢim yapma motivasyonu kazandırmakla kalmıyor aynı zamanda bu etken, sadece yurt içine değil aynı zamanda yurt dıĢı göçlere de zemin hazırlıyordu. Kentlerdeki yaĢam düzeyi ile kırsal alandaki yaĢam düzeyi farklılığı psikolojik olarak göçü özendirmektedir (Erkan,2002:68).

Sosyal ve psikolojik nedenler, tek baĢlarına ya da bağımsız olarak bir göç güdüsü yaratmazlar. Aynı köyden ya da akrabalar arasında daha önce kente göç etmiĢ olanlardan özellikle daha iyi bir yaĢam düzeyine eriĢmiĢ olanlar model olarak alınmaktadır.

73

Nitekim taĢı toprağı altın diye göç edilen rüya Ģehir sadece Ġstanbul değildi baĢta Almanya olmak üzere Fransa, Ġsviçre Hollanda da Türk nüfusundaki bu yatay hareketliliğe kapılarını açmak durumunda kalmıĢtır. Ancak Avrupa‟ya dıĢ göçün motivasyon kaynağının iç göçlerden farklı olarak sadece ekonomik açıdan bir çıkıĢ kapısı olarak görülmesi olduğu özellikle söylenebilir.

Özellikle DP ve ANAP Ġktidarları döneminde ve bütün 5 yıllık kalkınma planlarında kentleĢmeyi teĢvik edici hedefler vardır Kentsel nüfus oranının kırsal nüfusa göre yüksek olması kalkınmanın bir göstergesi olduğu için kalkınma planlarında kentleĢme özendirilmiĢtir. ModernleĢme projelerinde jakoben eğilim, köylüyü kentte istediği için bu istek, cumhuriyetin ikinci yarı döneminde vazgeçilmez bir politika olarak benimsenmiĢtir (Bkz. KeleĢ, 1983:95-101).

1980‟li yıllarla birlikte terörün etkisi ve köylerin yakılması süreci ile beraber de Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde bir türlü imkan bulamamıĢ kentleĢme hızı kısa sürede Diyarbakır, Gaziantep, ġanlıurfa, Batman gibi büyük Ģehirler doğurmuĢtur.

74

II. BÖLÜM: ĠSTANBUL BEYOĞLU’NDA MEKAN PAYLAġIM