• Sonuç bulunamadı

Ġstanbul ve Beyoğlu‟ndaki Kentsel DönüĢüm ve Yenilenme Projelerinin

II. BÖLÜM: ĠSTANBUL BEYOĞLU’NDA MEKAN PAYLAġIM SORUNU:

2.1. Bir Kentsel AyrıĢma Modeli Olarak Osmanlı Ġstanbul‟u

2.1.5. Ġstanbul ve Beyoğlu‟ndaki Kentsel DönüĢüm ve Yenilenme Projelerinin

Kentsel yenilenme projeleri kent mekanlarının çöküntü alanları haline gelmesini önleme adına önemli hamlelerdir. Bu yolla kentin yaĢam alanlarının yaĢanabilir özelliklere sahip olması sağlanmakta aynı zamanda bu yaĢamın güvenle ve rahatlıkla sürdürülebilir özelliklere sahip olmasını da hedefler. Ancak bu yapılırken genellikle yenilenecek kentsel mekanın tüm birimlerine (ev, mahalle, sokak, dükkan, iĢ yerleri ve alt yapılar gibi) bu yenilenme uygulanmaktadır.

Oysa Jacobs‟un dediği gibi “Ģehirlerin eski binalara ya da birimlere o kadar ihtiyacı vardır ki” bu ihtiyaç karĢılandığında yenilenen kentsel mekanın soylulaĢtırılmasının da önüne geçilmiĢ olmaktadır.(Jacops,2011:208)

Çünkü, Ģehrin belli bir bölgesinde sadece yeni binalar varsa, orada bulunacak teĢebbüsler ve sakinler de doğal olarak sadece bu inĢaatların maliyetlerini karĢılayabilecek olanlarla sınırlı kalır.

Yeni binaları kullanmanın yüksek maliyeti bu kentsel mekanlara da daima yeni seçkinleri sermaye sahiplerini çağıracağı için kentsel yenilenme projesi bu kentsel mekanda tam bir seçkinleĢtirme projesi olarak sonuçlanacaktır. Bu kentsel mekanın eski yoksulları da çareyi bu kentsel mekandan kaçmakta bulacaklardır. Ġstanbul Tophane‟yi bekleyen sürecin bu olduğu ısrarla belirtilmektedir. Çünkü yanı baĢındaki Cihangir‟in yeni geçmiĢi de tıpkı bu Ģekilde gerçekleĢmiĢtir.

Jakobs; “mağaza zincirleri, lüks lokanta ve restaurantlarla, banka Ģubeleri ile dolacak bu kentsel mekanın sakinleri de bu üretim yerlerinin maliyetlerini karĢılayacak seçkin bir zümre olacaktır” diyor (Jacobs:2011,209).

Oysa ucuz lokantalar, kahvehaneler, bakkaliyeler ya da berber, terzi gibi yoksul kesimin tüketim alıĢkanlıklarına cevap verebilecek üretim tarzları korunursa ve ucuz kiraya

103

imkan veren eski binalar da makul bir miktarda bulundurulursa bu kentsel mekan sadece kent soylularının eline geçmez bu mekandaki kentsel paylaĢım sorunu da doğal mecralardan çözüm bulacaktır (Jacobs,2011:210).

Kentsel mekanın yenilenmesi ve dönüĢtürülmesi projelerinde dikkat edilmeyen pekçok husus arasında mahallelerin, köĢe baĢlarının, sokağa açılan pencerelerin, ve evlerin aslında son zamanlarda kentsel ayrıĢma mekanlarında bile olanca güvenlik önlemine ve teknolojik teçhizat düzeneğine rağmen sağlanamayan güvenlik sorunlarını halletmeleridir.

Jacobs‟a göre sokağa açılan bir pencere bir mobese iĢlevi görmekte esnafın bir cadde ya da sokak üzerindeki güven veren etkisinin yerini hiçbir teknolojik cihazın alamayacağını eklemektedir. Buna göre büyük bloklar halinde tasarlanan binaların, oturdukları konumlarının, insansızlaĢtırılmıĢ köĢe baĢlarında ve geniĢ park alanlarında ne kadar ıĢıklandırma yapılırsa yapılsın güvenlik sorunlarının artarak devam edeceğini gösteren açıklamalarıyla Jakobs; “insanın gözüyle ve teniyle temas etmeyen kentsel yenilenme mekanlarının dramatik sonunun bu olacağı bir gerçektir”(Jacobs,2011:211)

ĠnsansızlaĢtırma sürecini de doğuran kentsel dönüĢüm ve yenilenme projeleri insanları yapay iliĢkiler ağına mahkum etmekle bırakmıyor çoğu zaman güvenlikli olduğu gerekçesiyle tercih edilen bu yeni kentsel mekanların ya da yenileĢtirilmiĢ kentsel alanların zamanla nasıl birer suç bölgesi haline geldiklerini de kitabında ABD‟nin büyük Ģehirlerindeki bu tarz kentsel yapılanmaları anlattığı bölümde göstermektedir (Jacobs,2011:209).

Kentsel yenilenme mekanlarında yapılan düzenlemelerle ve özellikle tarihi sit alanlarında gerçekleĢtirilen yenilenme çalıĢmaları söz konusu kentsel mekanları görsel açıdan seyredilebilir, içinde dolaĢılabilir hale getirmektedir.

Bunun turistik ilgiyi ve sektörünü canlandırdığı açıktır. Ancak bu durumun semtin aktüel yaĢam bölgesi olduğunu unutturması ve bölge sakinleri üzerinde turistik bakıĢ

104

açısının o mekanı sahipsiz bir müze algısıyla karĢılanmasını beraberinde getiriyor. Turistik bakıĢ, mekan üzerinde tek tasarruf yetkisinin kendisinde olduğunu dayatır bu algıyla. Bu durum, semt sakinlerinin de mekanı sahiplenme motivasyonunu oldukça düĢürmektedir (Alver,2007).

Kentsel mekan yenilemesi sonrasında ortaya çıkan bu manzara, mekanın sanki insandan soyut, iliĢkilerden bigane olduğunu hissettiriyor. Bu yönüyle kentsel yenilenme bu mekanlarda adeta “insansızlaĢtırma” sürecini de beraberinde getiriyor. Kentsel Yenilenme çalıĢmalarının yoğun olarak yapıldığı Sultanahmet etrafındaki tarihi sit alanlarında görülen durum bundan farklı değil.

Sadece turistik talebe açık ve salt gezme, görme, eğlenme iliĢkileri ile çerçevesi örülmüĢ bu mekanın gündelik yaĢam döngüsü geceleri oteller, eğlence yerleri, parklar dıĢında bu yerleri ziyaret eden ziyaretçiler ve onlara yönelik hizmet sektörü dıĢında bir talep görmemektedir. Hayat sanki geceleri buralardan çekiliyor gibi bir izlenim bırakmaktadır.

Tophane içlerinde bu durum bu ölçüde henüz ortaya çıkmasa da ġiĢhane, Kuledibi, Amerikan Pazarı, Salı Pazarı, Asmalı Mescit gibi Tophaneyi çevreleyen muhitlerde bu sürecin çoktandır baĢladığını ve yaĢandığını artık görebilmekteyiz. Cihangir‟de soylulaĢtırmaya dönüĢen kentsel yenilenme sürecinin özellikle ġiĢhane, Tophane ve TarlabaĢı gibi muhitlerde “insansızlaĢtırma” süreci doğurduğu bir vakıadır artık.

Galataport gibi dev bir dönüĢüm projesinin hedeflediği Galata etrafındaki Tophane semtini de içine alan kentsel dönüĢüm yapılanmasının birkaç yıl içinde ortaya çıkartacağı kentsel mekan görüntüsü ise bu muhitlerde yaĢanan hayat tarzlarının habercisi gibidir. Galataport Projesinin kapsamı ve içeriğinin tüm yönleriyle ortaya konması ve anlaĢılması açısından sol-haber merkezinin çalıĢması oldukça açıklayıcıdır (Bkz. Ek:2).

105

ĠnsansızlaĢtırma sürecinin en önemli ivmesinin de bu proje olacağı Ģimdiden rahatlıkla öngörülebilmektedir. Beyoğlu, Galata, Tophane, ġiĢhane gibi kentsel mekanlardaki yenilenme çalıĢmalarının en belirgin sonuçları bunlar değildir sadece. Semtlerin iç kısımlarına kira maliyetlerini karĢılayamadıkları için sızan ve ucuz kira ya da konut restorasyonları ile mahallelinin burnunun dibine butik oteller, eğlence yerleri, barlar ve türkü evlerini yanaĢtıran süreç de semt içinde farklı hayat tarzı, anlayıĢ ve düĢünce çatıĢmalarının zeminini beslemektedir.

Sanıldığı gibi bir sınıf farklılaĢmasının değil kültürel dinamiklerin temel neden olarak öne çıktığı bu çatıĢmanın üretebileceği gerilimlerin çeĢitlerinin neler olabileceğini sosyal bilimcilerin Ģimdilerde çok net bir Ģekilde öngörebildiği söylenemez.

2.1.6. Ġstanbul’un Kentsel Çöküntü Alanlarının Yenilenmesi Ġle Doğan Yeni