• Sonuç bulunamadı

TÜRKĠYE’DE SĠGORTACILIK SEKTÖRÜNÜN GELĠġEMEME NEDENLERĠ

Riskin dağılımını gerçekleĢtiren sigortacılık, diğer sektörler gibi geliĢmek için büyük bir tarihsel yol kat etmiĢtir. Geçtiğimiz yüzyıl dünyada sigortacılık sektörü açısından ani ve hızlı değiĢimlerin yaĢandığı bir dönemdir. Türkiye‟de ise, prim üretimi reel bazda istikrarlı bir Ģekilde artmakla beraber uluslararası verilerle kıyaslandığında söz konusu değiĢimin sağlam ve sağlıklı bir trend içinde olmadığı söylenebilir (Çipil, 2003: 25).

Türkiye‟de bulunan sigorta Ģirketleri gerek sermaye, gerek teknoloji, gerekse insan kaynakları bilgi ve becerisi açısından dünyadaki diğer büyük sigorta Ģirketlerinden çok uzaklarda kalmıĢlardır. Bugün Türkiye‟nin büyük ulusal sigorta Ģirketleri hangi ölçüye göre bakılırsa bakılsın dünyadaki rakiplerinden son derece güçsüz ve korunmaya muhtaç durumdadırlar (Yücesan, 1998: 29). Sektörde mevcut prim tahsilâtı sorunu, kalifiye eleman sorunu, örgütsel sorunlar, üretim organları ile sigorta Ģirketleri arasındaki sorunlar, sigorta bilincinin yerleĢmemesi, yasal

düzenlemelerdeki eksiklikler ve boĢluklar kendisini hissettirmekte ve önemini korumaktadır.

AraĢtırma-geliĢtirme ve eğitim çalıĢmaları ile tanıtma ve kabul ettirme çalıĢmalarındaki yetersizlikler Türkiye‟de sigortacılığın geliĢimini engellemiĢtir. Uygulamada geliĢmiĢ ekonomilerde sigorta teorisi ile pratiğinin birbirini desteklediği görülür. Fakat Türkiye‟de teori ile uygulama arasında tutarsızlıklar vardır. Bundan dolayıdır ki Türkiye‟de sigorta sektörü finans sektörü içinde istenilen yerde değildir. Buna, toplumun sigortaya olan ilgisizliği, gelir dağılımdaki bozukluk, ekonomik istikrarsızlık, yüksek enflasyon gibi unsurların etken olduğu söylenebilir (Aybay, 2002: 22).

Türkiye‟de sigorta iĢletmeleri, sigorta poliçelerini taksitli olarak da satabilmektedirler. Fakat burada paranın zaman değerine hiç dikkat edilmemektedir. Enflasyonun aĢırı olduğu Türkiye Ģartlarında tahsil edilecek poliçe tutarı değerinin düĢtüğü gözlemlenmektedir. Bu duruma, taksitlerin tahsilâtının aksamaması gerekliliği de eklenince durum içinden çıkılamaz bir hale gelmektedir (Madran ve Önal, 1999: 6).

Türkiye‟de, gelir seviyesinin düĢük olmasının yanı sıra gelir dağılımındaki heterojenlikte sigortacılığın geliĢmesini olumsuz yönde etkilemektedir. Günümüzde üretim düzeyinin, yüksek enflasyonun ve hızlı nüfus artıĢının devam edeceği ve bu nedenlerle de gelir dağılımının giderek bozulacağı, iĢsizliğin artacağı kabul edilirse sigortaya katılımda kısa dönemde önemli geliĢmeler beklenmesi mümkün görünmemektedir. Sigorta ürünlerine olan talebin bir yükseliĢe girebilmesi için gelir seviyesindeki dengesizliğin ve düĢüklüğün düzeltilmesi gerekir. Bununda salt sigortacılık sektörü tarafından yapılmasını beklemek yanlıĢ olur. Sigortacılık sektörünün makro ekonomik faydalarını Türkiye‟de görmek zordur. Bunun temelinde, sigorta iĢletmelerinin mali kurumlar olarak değil sadece belirli hasarları gidermek için kurulmuĢ ve organizasyon kimliği ile ele alınmıĢ iĢletmeler olması yatmaktadır (GümüĢ, 2006: 71).

Sigorta olayında gelecekle ilgili bir sözün yerine getirilmesi, istenmeyen tatsız bir olayın gerçekleĢmesine bağlıdır. Türk halkı arasında sigorta hakkında, hasarı nasıl olsa alamam, sigortacı hakkımı vermez, fabrikam Allah‟ a sigortalı gibi yaygın birtakım kanaatler mevcuttur. Sigortacı bir yandan bu kanaatlerin yerleĢmesine yol açacak davranıĢ ve uygulamalardan kaçınırken, bir yandan da yerleĢmiĢ kanaatlerin değiĢmesi

için çaba sarf edecektir. Sigortacının sattığı somut bir nesne olmadığından satıĢ anında sigortanın yararlarını göstermek de zordur. Yani sigortacı, geleceğe ait bir söz satmaktadır. Bu da Türk toplumu insanının çoğunun kafasına yatan bir olay değildir (Sarıkayalı, 2000: 23)

Sigorta Ģirketlerinin kendi içlerinde diyalog azlığı ve bir problem anında birlikte hareket etme gücünün zayıflığı sektörün geliĢememesinin bir baĢka sebebidir. Dünyada ve Türkiye‟de genel olarak birleĢmelerin yaĢandığı bir ortamda, sigorta Ģirketlerinin dünyada birleĢmeler ile güçlendikleri ve rekabette daha avantaj kazandıkları görülmektedir. Buna karĢın Türkiye‟de, sigorta Ģirketlerinin ve aracılarının sayısı tezat olarak artmaktadır. Bu durum fiyat rekabetini arttırmakta ve Ģirketler ile aracılarının güçlü bir yapıya sahip olmasını engellemektedir (Yücesan, 1999: 35). Sigorta hizmetini halka götüren kiĢilerin (acentelerin) meslek bilgilerinin yetersiz olması ve çevrelerine bu eksik bilgileri aktarmaları da sigortacılığın geliĢimini aksatmaktadır. Bu konuda da yapılması gereken Ģey, sigortacılık sektöründe istihdam edilecek personelin sigortacılıkla ilgili bir programdan mezun olmuĢ olmasına dikkat etmektir. Ayrıca özellikle doğrudan satıĢ sisteminin geliĢmemiĢ olması ve sigorta poliçelerini satmada eĢ, dost, akraba dıĢına çıkılamaması, olayın yeterince yaygınlaĢtırılamamasına sebep olmaktadır (Demir, 1996: 20).

AĢağıdaki çizelgede Türkiye‟de faaliyette bulunan sigorta Ģirketlerinin 2008 ve 2009 yıllarında üretmiĢ oldukları direkt primler branĢlar bazında ve karĢılaĢtırmalı olarak gösterilmiĢtir.

Çizelge 1.3: Türkiye’de faaliyette bulunan sigorta Ģirketlerinin 2008 ve 2009 yıllarında üretmiĢ oldukları direkt+endirekt primler (BranĢlar bazında ve toplamda karĢılaĢtırmalı olarak)

Sigorta BranĢları

Direkt+Endirekt Primler

DeğiĢim %

2008 2009

Miktar Oran % Miktar Oran %

Yangın 1.596.502 15.65 1.670.810 15.74 4.65 Nakliyat 413.600 4.05 374.352 3.53 -9.49 Trafik 1.815.027 17.79 2.020.394 19.03 11.31 Kaza 3.331.146 32.65 3.237.041 30.50 -2.82 Ferdi Kaza 467.501 4.58 505.591 4.76 8.15 Kredi 40.944 0,40 28.436 0.27 -30.55 Hukuksal Koruma 32.412 0.32 36.028 0.34 11.16 Mühendislik 535.217 5.25 623.890 5.88 16.57 Tarım 125.111 1.23 151.119 1.42 20.79 Sağlık 1.326.125 13.00 1.415.189 13.33 6.72 Hayat 1.576.208 13.38 1.821.653 14.65 15.57 Toplam 11.259.793 100.00 11.384.503 100.00 5.50

Kaynak: TSRġB, 2008-2009 Yılı Türkiye Sigorta Veriler

(http://www.tsrsb.org.tr/tsrsb/Istatistikler/Genel+Sektör+verileri/Türk+sigorta+sektörü+ verileri/i) EriĢim Tarihi: 15.02.2010.

Çizelgede görüldüğü üzere, 2009 yılında genel prim üretimi, bir önceki yıla göre %5,50 oranında artmıĢtır. En yüksek prim artıĢı %20,79 ile tarım ve %16,57 mühendislik branĢlarında, en düĢük artıĢ ise %4,65 ile yangın branĢında meydana gelmiĢtir. Nakliyat, kaza ve kredi branĢlarında azalma dikkat çekicidir. Bu çizelge verilerinden çıkarılacak sonuç, Türkiye‟de tam anlamıyla modern sigortacılık yapılmadığıdır. Ayrıca, ülkelerin geliĢmiĢlik göstergesi olan ve sermaye piyasaları için en önemli uzun vadeli fon sağlayıcı kaynakların baĢında gelen hayat sigortacılığı için Türkiye‟de olumlu bir gidiĢat görülmektedir. Türkiye‟de hayat sigortacılığı branĢında prim üretimi, geliĢmiĢ ülkelerin prim üretimine göre düĢük kalsa da gittikçe artan bir ivme göstermektedir.