• Sonuç bulunamadı

Türkçenin Yabancı Dil Olarak Öğretiminde Dinleme Becerisi

2.8. Türkçenin Yabancı Dil Olarak Öğretimi

2.8.2. Türkçenin Yabancı Dil Olarak Öğretiminde Dinleme Becerisi

Bir dil becerisi olarak dinleme, konuşan kişinin vermek istediği mesajı, pürüzsüz olarak anlayabilme ve söz konusu uyarana karşı tepkide bulunabilme etkinliğidir (Demirel, 2003, s. 70). Dinleme aynı zamanda, konuşmada ileri sürülen düşünceleri anlamak, değerlendirmek, organize etmek, aralarındaki ilişkileri saptamak, bu düşünceler içinde belleğimizde saklanmaya değer bulduklarımızı seçip ayırmak demektir (Taşer, 2009, s.226). Dinleme sadece sesleri doğru işitme işlemi değil, işitilenleri anlamak için gerçekleştirilen zihinsel etkinliklerin bütünüdür (Güneş, 2007, s. 74). Dinlemeyi bilgi birikimi elde etme ve daha önce kazanılmış deneyimlerden yararlanma yollarından biri olarak gören Calp (2007, s.151)’a göre dinleme, işitilenlerin ön bilgilerle karşılaştırılarak zihinsel ve bilinçli bir çaba ile anlamlandırılmasıdır. Tanımlardan hareketle dinleme becerisinde temel amacın işitilenlerin anlamlandırılması olduğunu söylemek yanlış olmaz. Yabancı dil olarak dinleme becerisinde de anlama ön plandadır ancak özellikle hedef dille yeni tanışan veya diğer bir ifadeyle temel düzeydeki öğrenciler için kelimeleri tanıyabilmek de önemli bir amaçtır. Bir diğer önemli amaç da hedef dildeki telaffuz özelliklerini kavrayabilmektir.

Yabancı dil öğretiminde dört temel dil becerisinden en zor gelişeni dinleme becerisidir (Demirel, 2007, s. 98; Dilidüzgün, 2013, s.259). Bunun temel nedeni dinleme sürecinin dinleyiciye bağlı olmamasıdır. Dinleme, akışı devam eden bir konuşma ile gerçekleşir. Konuşmacı hangi hızda konuşması gerektiğini kontrol edebilir ancak dinleyici için böyle bir kontrol söz konusu değildir. Bir diğer neden de birçok dinleme faaliyetinin aktif katılım gerektirmesidir. Çünkü görüşmelerde dinleyiciden tutarlı yanıtlar vermesi beklenir (McDonough, 1995, s.34,35). Dolayısıyla zor bir sürece bağlı olan dinlemenin gelişmesi de zor olmaktadır.

94

Dinleme günlük yaşamda iletişimin gerçekleşebilmesi, eğitim ortamında öğretimin sağlanabilmesi için gereksinim duyulan bir dil becerisidir (Aktaş ve İşigüzel, 2013, s.38). Chauhan (2014, s. 60) normal akışındaki bir günde, dinleme becerisinin konuşmanın iki katı; okuma ve yazmanın ise dört, beş katı daha fazla kullanıldığını belirtmektedir. Bu öneme rağmen dinleme hem ana dili öğretiminde hem de yabancı dil öğretiminde ihmal edilen bir beceridir. Bunun nedenlerini şu şekilde ortaya koyabiliriz:

1. Dinleme becerisinin doğuştan kazanıldığı düşüncesi (Yalçın, 2002, s. 123) eğitiminin ihmal edilmesinin temel nedeni olmuştur.

2. Dinleme becerisinin geliştirilmesine ilişkin akademik çalışmaların sayısı diğer becerilere oranla daha azdır. Bu durum, etkinlerin de sayı ve nitelik bakımından yetersiz olmasına neden olmuştur.

3. Dil öğretim yöntem ve teknikleri arasında geleneksel yöntem adıyla da anılan dil bilgisi- çeviri yöntemi uzun yıllar boyunca tek yöntem olarak kullanılmıştır. Bu yöntem ile okuma ve yazma becerisinin geliştirilmesi amaçlanmış dolayısıyla dinleme becerisine yönelik amaç ve etkinliklere yer verilmemiştir (Flowerdew ve Miller, 2008, s.4). Bu da dinlemenin uzun yıllar ihmal edilmesine neden olmuştur.

4. Dinleme becerisini geliştirmeye yönelik sınıf içi çalışmalara yeterince zaman ayrılmadığı gözlemlenmektedir (Demirel, 2007. s. 98).

5. En zor dil becerisi olarak kabul edilen dinlemeyle ilgili çalışmalar öğrencileri ürkütür ve strese sokar (Dilidüzgün, 2013, s.259).

6. Öğrencilerin başarısının ölçülmesinde ağırlık gramer bilgisi ve okuduğunu anlamaya verilmekte dinleme anlama çalışmalarına çoğu zaman yer verilmemektedir (Demirel, 2007. s. 98).

İşitme ile başlayıp anlama ile sonuçlanana kadar devam eden süreçte dinleyiciler birtakım dinlemeyi tamamlayıcı alt becerileri kullanırlar (Tuzcu Eken, 2012). Rost (1991, s. 4’ten aktaran Tuzcu Eken, 2011, s. 39; 2012) bu alt becerileri şu şekilde sıralamaktadır:

1. Seslerin ayırt edilmesi, 2. Sözcüklerin tanınması,

3. Sözcüklerin dil bilgisel yapılarının ayırt edilmesi,

4. Anlamı oluşturan ifadelerin ve söylemlerin ayırt edilmesi, 5. Dilsel ipuçlarını dil dışı ve dil ötesi ipuçlarıyla bağdaştırma,

95

6. Geçmiş deneyimlerini tahminde bulunurken ve sonrasında da anlamı doğrulamak ve önemli sözcükleri ve fikirleri hatırlamak için kullanma.

Clark ve Clark (1977, s. 49) da yabancı dilde dinleme becerisinin gerçekleşme sürecini şu şekilde ifade etmiştir:

1. Dinleyici, ham konuşmayı alır ve bunun görüntüsünü kısa süreli bellekte tutar.

2. Duyulan bileşenlerde tespit edilen içerik ve işlevi düzenlemek için bir teşebbüste bulunur.

3. Bileşenler tespit edildiği için, bunları tutarlı bir mesajla birlikte gruplandırılan önermeler oluşturmak için kullanılır.

4. Dinleyici, önermenin anlamını tespit ettikten ve tekrar yapılandırdıktan sonra, bunları uzun süreli bellekte tutar, başlangıçta alınan mesajı siler.

OBM’de işitsel alımlama olarak adlandırılan dinleme becerisinin amaçları, ana fikri anlama, belirli bilgi edinme, ayrıntılı anlama ve akıl yürütme olarak verilmiştir. Bu amaçlar doğrultusunda dil öğrenenlerin dinleme faaliyetleri için tanımlayıcı ölçekler hazırlanmıştır. Tanımlayıcı ölçeklerin beş boyutu vardır ve bunlar düzeylere göre şöyle açıklanmıştır: Tablo 7.

Dinleme Becerisini Tanımlayıcı Ölçekler

GENEL İŞİTSEL ANLAMA

A1 Anlamı özümseyebilmesi için uzun süreli duraksamaları olan çok dikkatli ve yavaşça söylenen konuşmayı takip edebilir.

A2

Konuşmanın yavaşça ve anlaşılır bir biçimde gerçekleştiği takdirde somut türdeki ihtiyaçlarını karşılayabilecek kadar anlayabilir.

Konuşmanın yavaşça ve anlaşılır bir biçimde gerçekleştiği takdirde, derhal öncelik gerektiren alanlara (örneğin çok temel kişisel ve ailevi bilgiler, alış-veriş, yerel coğrafya, iş vs.) bağlı olan ibareleri ve ifadeleri anlayabilir.

B1

Genelde aşina olunan bir aksan ile konuşmanın yapıldığı takdirde, hem genel iletileri hem de belirli ayrıntıları tanıyarak, ortak günlük veya iş ile ilgili konular hakkındaki doğrudan gerçeğe dayanan bilgileri anlayabilir.

Sıkça iş yerinde, okulda, eğlence yerlerinde vs. karşılaşılan aşina hususlardaki anlaşılır standart konuşmanın, kısa anlatılar da dâhil, ana noktalarını anlayabilir.

B2

Normal olarak kişisel, sosyal, akademik veya mesleki yaşamda karşılaşılan hem aşina olan hem de olmayan konular hakkındaki canlı veya yayınlanan standart konuşma dilini anlayabilir. Uzmanlık alanındaki teknik konuların konuşulması dâhil, standart diyalekt ile anlatılan soyut ve somut konuların ana fikirlerinin önerisel ve dilsel olarak karmaşık konuşmasını anlayabilir. Konunun oldukça bilindik olması ve konuşmanın yönü açık belirteçler ile işaretleniyorsa, bir tartışmanın karmaşık satırlarını ve uzayan konuşmasını takip edebilir.

C1

Özellikle aksan yabancı ise bazı ayrıntıların onaylanması gerekse bile, kendi alanı dışındaki soyut ve karmaşık konular hakkındaki uzayan konuşmaları takip edecek kadar anlayabilir. Söyleyiş tarzındaki kaymaları değerlendirerek, geniş sayıda deyimsel ifadeleri ve konuşma dili üsluplarını tanıyabilir.

Anlaşılır biçimde yapılanmamış olsalar da, bağlantıları açıkça belirtilmemiş ve sadece ima edilmiş olsa da uzayan konuşmaları takip edebilir.

96

ANA DİLİ KONUŞAN KİŞİLER ARASINDAKİ ETKİLEŞİMİ ANLAMAK A1 Betimleyici yok.

A2 Konuşmanın yavaşça ve anlaşılır bir biçimde gerçekleştiği takdirde, etrafında konuşulan konuyu genelde tanıyabilir. B1 Konuşmanın yavaşça ve anlaşılır standart bir diyalekt ile gerçekleştiği takdirde, Etrafında uzayan konuşmalardaki ana noktaları genelde takip edebilir.

B2

Ana dili konuşmacıları arasındaki hareketli bir konuşmayı takip edebilir.

Biraz çaba ile etrafında söylenenlerin çoğunu yakalayabilir, fakat dilini herhangi bir şekilde değiştirmeyen birkaç ana dili konuşmacısı arasında etkili olarak katılmayı zor bulabilir.

C1

Soyut, karmaşık ve bildik olmayan konularda dâhil olmak üzere, grup konuşmalarında ve tartışmalarında hatta üçüncü partiler arasındaki karmaşık etkileşimleri kolayca takip edebilir.

C2 C1 gibi

CANLI BİR İZLEYİCİ KİTLESİNİN ÜYESİ OLARAK DİNLEMEK A1 Betimleyici yok.

A2 Betimleyici yok. B1

Söz konusu hususun bilinir olması ve sunumun doğrudan ve anlaşılır bir biçimde yapılandırılmasıyla kendi alanındaki bir konferansı veya konuşmayı takip edebilir. Konuşmanın anlaşılır ve standart konuşma ile gerçekleştiği takdirde, bildik konular üzerine yapılan açık sözlü kısa konuşmaları ana hatları ile takip edebilir.

B2 Önerisel ve dilsel olarak karmaşık olan konferansların, konuşmaların, raporların ve diğer biçimlerdeki akademik/profesyonel sunumların esaslarını takip edebilir. C1 Çoğu konferansı, konuşmaları ve münazaraları oldukça kolay takip edebilir.

C2 Yüksek derecedeki konuşma dili üslubu, bilinmeyen terminoloji veya bölgesel kullanım içeren özel hazırlanmış konferanslar ve sunumları takip edebilir. DUYURU VE YÖNERGE DİNLEME

A1 Kendisine dikkatlice ve yavaşça yöneltilen talimatları anlayabilir ve kısa basit yönergeleri takip edebilir.

A2

Kısa, anlaşılır, basit iletilerdeki ve duyurulardaki ana fikri yakalayabilir.

X noktasından Y noktasına yaya ya da toplu taşıma ile nasıl gidilebileceği konusu gibi basit yönergeleri anlayabilir.

B1 Her gün kullanılan aletlerin kullanma talimatları ve basit teknik bilgileri anlayabilir. Ayrıntılı yönergeleri takip edebilir.

B2 Standart diyalekt ile normal hızda söylenen somut ve soyut konular hakkındaki duyuruları ve iletileri anlayabilir.

C1

İşitsel olarak bozulmuş, kalitesiz kamu duyurularındaki, örn. bir istasyonda, stadyumda vs. belirli bilgileri çıkartabilir.

Kullanma talimatları, bilinen hizmetlerin ve ürünlerin özelliklerinin tarifleri gibi karmaşık teknik bilgileri anlayabilir.

97

İŞİTSEL MEDYA VE KAYITLARI DİNLEME A1 Betimleyici yok

A2 Yavaşça ve anlaşılır biçimde anlatılan tahmin edilebilen günlük hususlar hakkındaki kısa, kayıt edilmiş pasajları anlayabilir ve gerekli bilgileri çıkartabilir.

B1

Standart konuşmayla yapılmış olan kişisel ilgi alanındaki konuların kayıt edilmiş ve yayınlanmış işitsel malzemenin çoğunun bilgi içeriğini anlayabilir.

Oldukça yavaş ve anlaşılır biçimde gerçekleştirilen radyo haber yayınlarının ve bildik konular hakkında daha basit türde kayıt edilmiş malzemenin ana noktalarını anlayabilir.

B2

Sosyal, profesyonel ve akademik yaşamda karşılaşılabilecek standart diyalektteki kayıtları anlayabilir ve bilgi içeriğinin yanı sıra konuşmacıların bakış açılarını ve tutumlarını da tespit edebilir.

Standart diyalekt ile hazırlanmış çoğu radyo belgeselini ve diğer kayıt edilmiş ve yayınlanmış işitsel malzeme türünün çoğunu anlayabilir ve konuşmacının ruh halini, tonunu vs. tanıyabilir.

C1

Birkaç standart olmayan kullanım da dâhil olmak üzere, geniş sayıdaki kayıt edilmiş ve yayınlanmış işitsel malzeme türünü anlayabilir, konuşmacılar arasındaki ilişkileri ve ima olunan tutumları da olmak üzere ince ayrıntıları tanıyabilir.

C2 C1 gibi

Council of Europe (2009). Diller için Avrupa ortak başvuru metni öğrenme - öğretme- değerlendirme. Ankara: MEB, s. 65-67.

Yabancı dil olarak Türkçe öğretimi kapsamında dinleme becerisinin geliştirilmesinde en önemli rol öğretmenlere düşmektedir. Özellikle Türkçeyi Türkiye dışında öğrenenler açısından bunun önemi bir kat daha artmaktadır. Hanbay (2013, s.24)’a göre yabancı dilde girdinin artması demek, öğrencinin o dille temas süresinin de artması anlamına gelir. Bu sürenin artma oranı, yabancı dil öğrenmenin niteliğinin ana dili edinimine yakınlaşması ile doğru orantılıdır (Hanbay, 2013, s. 24). Her ne kadar günümüz koşullarında cep telefonu ve internet uygulamalarıyla başka dillere ait farklı dinleme materyallerine ulaşmak ve hedef dile temas etmek kolay görünse de öğrencinin hedef dille ilk teması öğretmeni aracılığıyla olmaktadır. Bu bakımdan seviyeye uygun, ölçünlü dille konuşan öğretmen, öğrenciler için en önemli ve güvenilir dinleme kaynağıdır.

Dinleme faaliyetlerinde öğretmenin özen göstermesi gereken bir diğer husus da öğrencinin ana dilinde edindiği ve alışkanlık haline getirdiği dinleme özelliğidir. Öğrencilerin ana dili özellikleri, Türkçe dinlemeyi olumlu veya olumsuz yönde etkileyebilir. Öğrencinin ana dili ile Türkçe arasındaki yapı ve telaffuz özelliklerindeki benzerlik ve farklılıklarının tespit edilmesi hem konuşma hem de dinleme becerisinin gelişimi açısından önemlidir. Bu açıdan

98

bazı farklılıklar olmasına rağmen Türkçenin yapı ve telaffuz özelliklerine aşina olan Türk soylu öğrencilerin, farklı dil ailelerinden gelenlere oranla Türkiye Türkçesiyle dinlerken daha başarılı olacağını ve bu becerisinin daha hızlı gelişeceğini öngörmek yanlış olmaz.