• Sonuç bulunamadı

Tüketici Kredileri ve Kredi Kartları Arasındaki İlişki

2.2. Kredi Kartları

2.2.9. Tüketici Kredileri ve Kredi Kartları Arasındaki İlişki

Kredi kartı kuruluşları, kredi kartlarını yeteri kadar pazarlayamaz ya da varolan kart taşıyanlarının beklendiği kadar harcama yapmamaları durumuna başlangıçta yapılan yatırımların getireceği yük dolayısıyla kendilerinden beklenen olağan banka hizmetlerini görmekte zorluk çekecektir.

Kredi kartı taşıyanlarının borçlarını zamanında ödemeyerek direnmeye düşmesi ya da kovuşturmanın karşılıksız kalması durumunda riziko tamamen kredi kartı kuruluşu üzerinde kalacaktır. Ayrıca, kredi kartı ile harcama eğilimi yüksek olduğundan ekonomik konjonktürdeki olumsuz dalgalanmalarda kredilerin geri dönmeme riski yüksek bulunmaktadır. Diğer bir deyimle kredi kartı harcamalarının dönmeme rizikosuna karşılık olarak kredi kartı kuruluşları dikkatli yatırım politikaları izlemlidir.

Kredi kartı uygulamasında, üye işyerlerinde kullanılan imprinter ya da POS aygıtı gibi satış belgeleri de kartı çıkaran kuruluş tarafından dağıtılmaktadır. Kredi kartı kuruşulunca basılıp dağıtılan satış belgeleri dışında bir belgenin kullanılması durumunda kuruluşun ödeme yükümlülüğü doğmayacaktır. Bu nedenle kredi kartı kuruluşunun anılan belgeleri üye işyerlerine zamanında ve yeterli miktarda ulaştıramaması sistemde tıkanıklıklar yaratacaktır.

arasında yakın bir ilişki vardır. Hatta kişiler kredi kartlarıyla dolaylı kredi (gayri nakdi kredi) yanında nakdi kredi de kullanabilmektedirler.50

Kredi kartı uygulaması neticesinde bir tüketici kredisi oluşup oluşmadığı konusunda çeşitli görüşler ortaya atılmıştır. Bazı yazarlar kredi kart uygulaması esnasında tüketici kredisi bir yana bir kredi ilişkisinin dahi oluşmadığını savunurlarken bazı yazarlar ise; kredi kartı uygulamasının tüketici kredisi açısından ele alınması gerektiğini ve hatta tüketici kredisinin bir çeşidi olan bağlı kredinin unsurlarını kredi kartı uygulamasında mevcut olduğunu savunmuşlardır.51

• Kredi kartı sözleşmelerinin belirli bir süre geçerli olmak üzere imzalanmaması,

• Kredi kartının nakit yerine kullanılan bir ödeme aracı olması,

• Kredi kartı aracılığı ile kullandırılan kredilerin tüketici kredisinden farklı olarak döndürülen kredi özelliğinin olması,

• Kredi kartı kurallarının uluslararası kart kuruluşları tarafından belirleniyor olması,

• Kredi kartı aracılığı ile yurtiçinde olduğu gibi yurtdışında da mal ve hizmet karşılığı ya da nakit olarak kredi kullandırılıyor olması,

• Kredi kartının belirli bir malı belirli bir yerden almak amacıyla verilmiyor olması,

Gibi hususlar yüzünden kredi kartının tüketici kredisi sayılmayacağını savunmaktadırlar.52

50 Aytül Tekay. Kredi Kartları, Uludağ Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitütüsü, Y. Lisans Tezi, Bursa, 1991, s.19.

51 Oğuzhan Buhur. Tüketici Kredileri Açısından Kredi Kartı Uygulaması, Seçkin Yayınları, Ankara, 2004, s.32.

52 Eyüp Yılmaz. “Plastik Kartlar ve Ekonomi” Activeline Dergisi, (Haziran 2006).

Öncelikle kredi kartı uygulaması ile tüketici kredisi arasında bir ilişkinin bulunmadığı savunan yazarlar 4077 sayılı TKHK madde 10’da belirtilen tüketici kredisinin unsurlarının kredi kartı uygulamasında oluşmadığını ve AB Konsey Direktifi uyarınca kredi kartlarının tüketici kredisi olarak kabul edilemeyeceğine dayanmaktadırlar.53

Tüketici kredisinin unsurları 4077 sayılı TKHK madde10’da belirtilmiştir.

4077 sayılı TKHK madde 10 uyarınca: “Tüketicilerin banka veya benzeri finans kurumlarına bir mal veya hizmeti satın almak amacıyla tüketici kredisi almak için başvurmaları durumunda banka veya finansman kuruluşları ile tüketiciler arasında yazılı bir sözleşmenin yapılması ve bu sözleşmenin bir nüshasının da tüketiciye verilmesi zorunludur. Taraflar arasında akdedilen sözleşmede öngörülen kredi şartları sözleşme süresi içerisinde tüketici aleyhine değiştirilemez.

Sözleşmede;

a. Faizin hesaplandığı yıllık oran,

b. Ödeme tarihleri anapara faiz fon ve diğer masrafların ayrı ayrı belirtildiği ödeme planı,

c. Tüketici kredisi tutarı,

d. Faiz ve diğer unsurlarla birlikte toplam borç tutarı, e. İstenilecek teminatlar,

f. Gecikme faizi oranı,

g. Borçlunun temerrüde düşmesinin hukuki sonuçları, h. Kredinin vadesinden önce kapatılmasına ilişkin şartlar,

aranır.” denilerek tüketici kredisinde bulunması gereken unsurlar belirlenmiştir.

Bu maddede sayılan unsurların bulunmadığı bir sözleşme tüketici kredisi

53 Buhur, a.g.e. , s.33.

sözleşmesi olarak kabul edilemez. Kredi kartı uygulaması ile tüketici kredileri arasında herhangi bir ilişkinin bulunmadığını savunan yazarlar kredi kartı uygulamasında taraflar arasındaki hukuki ilişkilerde 4077 sayılı TKH madde 10’da belirtilen ve tüketici kredilerinde tahdidi olarak bulunması zorunlu unsurların bulunmaması sebebi ile kredi kartı uygulaması ile tüketici kredileri arasında bir ilişkinin bulunmadığın savunmaktadırlar.

Zira kart hamilinin kredi kartını kullanması neticesinde düzenlenen harcama belgesinde ve kredi kartı kurumu tarafından kart hamiline gönderilen dönemsel hesap özetinde 4077 sayılı TKHK madde 10’da belirlenen unsurları taşımamaktadır. Harcama belgesinde veya kredi kartı kurumu tarafından kart hamiline gönderilen dönemsel hesap özetlerinde bahsi geçen şekli unsurların bulunmaması, kredi kartı uygulamasının bir tüketici kredisi oluşturmadığı görüşünü savunanların dayandıkları ana sebeptir.

Kredi kartı uygulamasının, bir çeşit tüketici kredisi olduğunu savunanlar ise; kredi kartının ödeme fonksiyonunu yanısıra kredi fonksiyonunun da bulunduğunu savunmaktadırlar.

Kart hamili kredi kartının kredi fonksiyonunu kullanması sayesinde harcama tutarlarının geri ödeme süresini uzatarak zamana yayarak döner kredi kullanmış olmaktadır. Bu görüşü savunanlar; Bankalar Kanunu’na ilişkin 11 No.lu Tebliğ ile kredi kartı uygulaması neticesinde ortaya nakdi ve gayrinakdi olmak üzere iki çeşit kredinin çıktığını ve ortaya çıkan bu kredilerinde ancak bir çeşit tüketici kredisi olabileceğini savunmaktadırlar. Hatta bazı yazarlar kredi kartı vasıtasıyla kullanılan kredinin tüketici kredisi sayılması halinde oluşan bu kredinin bağlı kredi olduğunu zira kart hamilinin kendisine kredi kartı kurumu tarafından verilen kartı ancak kendisine gösterilen üye işyerlerinde kullanabileceğini söylemektedirler.

Daha basit bir anlatımla; kart hamilinin üye işyerinden satın aldığı mal veya hizmetin ayıplı çıkması halinde kredi kartını veren kurum ile üye işyerinin müştereken ve müteselsilen sorumlu olmalıdır. Bu yüzden kart hamili söz

konusu ayıplı malın değiştirilmesi için üye işyerine başvurabileceği gibi kartı hamiline kredi kartını veren kuruma da başvurabilmelidir.

Yukarıdaki anlatılan tüm bu tartışmalar 14.03.2003 tarihinde Resmi Gazete’de yayınlanarak 14.06.2003 tarihinde ilgili maddeleri yürürlüğe girmiş olan 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair 4822 sayılı kanun ile 10. madde değiştirilmesi ile yeni bir boyut kazanmıştır. Değişik maddeye göre; tüketici kredisinin bir tanımı yapılmış ve tüketici kredisinin unsurları ile verilme koşulları yeniden hüküm altına alınmıştır.

4822 sayılı kanunun 15. maddesi ile değişik 10. madde uyarınca; “tüketici kredisi tüketicilerin bir mal veya hizmet edinmek amacıyla kredi verenden nakit olarak aldıkları kredidir. Tüketici kredisi sözleşmesinin yazılı olarak yapılması ve bu sözleşmenin bir nüshasının tükeciye verilmesi zorunludur. Taraflar arasında akdedilen sözleşmede öngörülen kredi şartları sözleşme süresi içerisinde tüketici aleyhine değiştirilemez.

Sözleşmede;

a. Tüketici kredisi tutarı,

b. Faiz ve diğer unsurlarla birlikte toplam borç tutarı, c. Faizin hesaplandığı yıllık oran,

d. Ödeme tarihleri, anapara, faiz fon ve diğer masrafların ayrı ayrı belirtildiği ödeme planı,

e. İstenecek teminatlar,

f. Akdi faiz oranının yüzde otuz fazlasını geçmemek üzere gecikme faizi oranı,

g. Borçlunun temerrüde düşmesinin hukuki sonuçları, h. Kredinin vadisnden önce kapatılamsına ilişkin şartlar,

i. Kredinin yabancı para birimi cinsinden kullandırılması durumunda geri ödemeye ilişkin taksitlerin ve toplam kredi tutarının hesaplanmasında hangi tairhteki kurun dikkate alınacağına ilişkin şartlar

Yer alır.”

4822 sayılı kanunun 16. maddesi ile 4077 sayılı kanuna 10/A maddesi eklenmiştir. Söz konusu 10/A maddesi uyarınca; “Kredi kartı ile mal veya hizmet alımı sonucu nakdi krediye dönüşen veya kredi kartı ile nakit çekim suretiyle kullanılan krediler de 10’uncu madde hükümlerine tabidir. Ancak, bu tür krediler hakkında 10’uncu maddenin ikinci fıkrasının(a), (b), (h) ve (ı) bentleri ile dördüncü fıkra hükmü uygulanmaz.

Kredi veren tarafından tüketiciye gönderilen dönemsel hesap özetleri 10’uncu maddenin ikinci fıkrasının (d) bendinde öngörülen ödeme planı hükmündedir. Dönemsel hesap özetinde yer alan asgari ödeme tutarının vadesinde ödenmemesi halinde; tüketicinin (kart hamili) 10’uncu maddenin(f) bendinde yer alan gecikme faizi dışında herhangi bir isim altında yükümlülük altına sokulamayacağı hüküm altına alınmıştır.

Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunda yapılan değişiklik ile kredi veren (kredi kartı kurumu) faiz artırımını otuz gün önceden tüketiciye bildirmek zorundadır. Kredi veren tarafından artırılan faiz oranı geriye dönük olarak uygulanamaz. Tüketici bildirim tarihinden itibaren en geç altmış gün içinde tüm borcu ödeyip kredi kullanmaya son verdiği takdirde faiz artışından etkilenmeyecektir.

4822 sayılı kanunun 16. maddesi ile eklenen 10/A. maddesi ile kredi kartı uygulaması neticesinde mal veya hizmet alımı sonucu nakdi krediye dönüşen veya kredi kartı ile nakit çekim suretiyle kullanılan krediler TKHK madde 10 hükümlerine tabi tutulmuş yani tüketici kredisi olarak kabul edilmiştir. TKHK madde 10’da tüketici kredisi sözleşmesinin unsurları arasında sayılan;

a. Tüketici kredisi tutarı,

b. Faiz ve diğer unsurlar ile birlikte toplam borç tutarı,

h. Kredinin vadesinden önce kapatılmasına ilişkin şartlar,

ı. Kredinin yabancı para birimi cinsinden kullandırılması durumunda geri ödemeye ilişkin taksitlerin ve toplam kredi tutarının hesaplanmasında hangi tarihteki kurun dikate alınacağına ilişkin şartlar” kredi kartı ile tüketici kredisi kullanılması halinde, tüketici kredisi sözleşmesinin unsurları arasında yer almaz.

Ayrıca kredi kartı kurumu tarafından kart hamiline gönderilen dönemsel hesap özeti TKHK’nın 10. maddesinin 2. fıkrasının (d) bendinde yer alan ödeme planı hükmündedir. Tüm bu yeni düzenlemeler çerçevesinde; pozitif hukukta meydana gelen bu değişiklik ile kredi kartı uygulaması neticesinde, 4822 sayılı kanunun 16. maddesi ile eklenen 10/A. maddesi uyarınca tüketici kredisinin doğacağı kabul edilmektedir. Yeni mevzuat hükümleri ve sistemin genel işleyişine bakılacak olursa; kredi kartı uygulamasının ödeme ve kredi işlevlerinin bulunduğunu söylemek yanlış olmayacaktır.

Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun yapılan değişiklik ile kredi kartı vasıtasıyla kullanılan krediler tüketici kredisi olarak kabul edilmesinin ardından;

söz konusu kredi için TKHK’nın 10. maddesi hükümlerinin uygulanması benimsenmiştir. 4822 sayılı kanunla değişik 10. maddenin 5. fıkrası uyarınca:

“Kredi verenin tüketici kredisini belirli marka bir mal veya hizmet satın alınması ya da belirli bir satıcı veya sağlayıcı ile yapılacak satış sözleşmesi şartıyla vermesi durumunda satılan malın veya hizmetin hiç ya da zamanında teslim veya ifa edilmemesi halinde kredi veren tüketiciye karşı satıcı veya sağlayıcı ile birlikte müteselsilen sorumlu olur.” Hükmü getirilmiştir. Böylece değişiklikten önceki kanunun 10. maddesinin 3. fıkrasındaki satıcı tarafından satılan malın ayıplı çıkması halinde kredi verenin de satıcı ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olacağı hükmü kaldırılmıştır.

Türkiye’de kredi kartlarının uygulama esasları incelendiğinde bankaların kart sistemine dâhil ettikleri üye işyerleriyle yaptıkları sözleşmelerde kart hamilleri lehine taahhüt niteliğini taşıyan ibareler bulunduğu diğer bir anlatımla bankaların hamillerin kredi kartı kullanarak satın aldıkları mal ve hizmetlerin bedellerini harcama belgelerinin ibrazı halinde üye iş yerlerinde ödeyeceklerini

garanti ettikleri görülür. Burada açıkça kartın kullanımını takiben harcama belgesinin bankaya ibrazı ile kart hamilinin bu tutarı ödemesine kadar geçen süre zarfında ise nakdi kredi niteliği taşıdığı açıktır. Bu açıdan kredi kartları harcama limiti nazım hesaplarda işlenir. Kredi kartları harcama bedelleri ödeninceye kadar banka aktif krediler bölümünde işlenir.54

Tüketici kredileri kendine özgü bir sistem isterken, tüketici kredileri içinde kredi kartları daha özel ve güvenli yöntemlerin uygulanmasını gerekli kılmaktadır. Özellikle risk unsurunun diğer tüketici kredilerine göre yüksek oluşu kredi kartının tüketiciye verilmesinden sonra ve kullanma aşamalarında banka tüketici ilişkisinin kesilmiş olması sözü edilen yöntemlerin ayrıntılarını da içermesine zorunluluk getirmektedir. Bu gerekliliklere ve zorunluluklara uyulmadığı kredi kartı için özel örgütlenme ve cihazlanma yoluna gidilmediğinden; daha uygulamaya yeni başlanmışken bazı Türk bankalarının yüzmilyonlarca lira dolandırıldığı bilinmektedir.55

54 Hülya Tulumbacı. Tüketici Kredileri, Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Y. Lisans Tezi, İstanbul, 1994, s.80.

55 Sevimay, a.g.e. , s.36.

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

3. TÜKETİCİ KREDİLERİ VE KREDİ KARTLARININ EKONOMİK ETKİLERİ