• Sonuç bulunamadı

3.2. Kredi Kartlarının Ekonomik Etkileri

3.2.1. Kredi Kartlarının Parasal Etkileri

3.2.1.2. Para Arzına Etkisi

Kredi kartları yukarıda da belirtildiği gibi para yerine kullanılabilen ödeme araçlarıdır. Kredi kartı sisteminde ne kadar kredi kartı limitini belirli bir dönemde piyasada işlemlerde kullanılabileceğini önceden tam doğru olarak tespit etmek mümkün değildir. Bu nedenle ekonomideki fiziki para stokuna ilave olarak ne kadar para yerine geçen diğer paralar olduğunu bilmeden ekonomiye yön vermek oldukça güçtür.

Para arzının genel olarak artış nedenleri ise şöyle sıralanabilir :

Para talebi gelirlerdeki (ücretler diğer maliyetler karlar veya rantlar) artış veya faizlerdeki düşüş dolayısıyla artabilir. Para arzı krediler dolayısıyla para talebine bağlı olduğundan artabilir.

Kamu harcamaları çeşitli nedenlerle artırılır ve eğer bunu karşılayacak kamu geliri sağlanamazsa açıklar doğar. Bu açıklar ya iç borçlanma ya da MB avansları ile karşılanabilir. Hazine’ye olan avansların para arzı üzerinde yakın bir etkisi vardır. İç borçlanma kısa vadede para arzını azaltabileceği gibi, hazine’nin iç istikraz tahvilerinin (veya bonolarının) vadeleri olduğu zaman anapara ve faizlerle birlikte doğan yükümlülük ya yeni vergilerle ya da daha yüksek dozda bir emisyon aracılığıyla karşılanacaktır.

Para arzının temel olarak artış nedeni sadece bütçe açıkları değildir.

Özel sektörün kredi talebindeki artış bankaların kredi arzını artırır. Bu da doğal olarak para arzını artırır. Para arzının bu mekanizma ile artışı bankaların topladıkları mevduat hacmine bağlıdır. Mevduatlar yükseldikçe bankalar daha fazla kredi verebilecek ve böylece de para arzı artacaktır. Verilen kredinin bir kısmı mevduat halinde tutulduğundan. bir mevduattan birkaç kredi (her seferde azaldığından) marjinal artışlar ile para arzını arttırmaktadır ve bu ilişkiye mevduat çarpanı denilmektedir. Kredi kartı sisteminde de ekonomik sistemdeki

nakit paralar kişilerin cebi ve ya da işyerlerinin kasaları yerine bankalarda mevduat olarak kalmakta bu da bankaların kredi verilebilecek fonlarını artırarak dolaylı olarak para arzının artmasına neden olmaktadır. Bilindiği gibi ülkemizde birçok firma çalışanların maaşlarını ticari mevduat hesaplarından virman yaparak ödemektedir. Kişiler de bu paranın tamamını çekmek yerine yine kredi kartı borçlarını bu maaş hesaplarını kullanarak ödemekte ve kredi kartı kabul eden işyerleri ise kredi kartı alacaklarını eskiden olduğu gibi nakit olarak değil, ticari hesaplarına alacak kaydı yöntemiyle tahsil etmektedirler. Bu hesaplardan da çoğu zaman para yine çıkmamakta işyerleri mal aldıkları firmaların hesaplarına virman ya da çek keserek işlem yapmaktadırlar. Kısaca fiziki paranın ekonomide dolaşımı plastik kartlar nedeniyle engellenmekte aynı zamanda bir kredi aracı da olan kredi kartları para arzının artmasına etkide bulunmaktadır.

Para politikasını etkin hale getirebilmek için likidite tanımının tüm mevduat benzeri enstrümanları içerecek şekilde ele alınması para talebi ve dolayısıyla dolanım hızı denklemlerinin istikrarını sağlayacaktır. Bu bağlamda ülkemizde yıllık işlem hacmi katrilyonlarla ifade edilen kredi kartlarının da dikkate alınmasında fayda bulunmaktadır.

Günümüzde para tanımları yapılırken ekonomide sirkülâsyonda olan ve potansiyel talep yaratan kredi kartlarının da gerçek durumun yansıtılabilmesi yani bazı problemlerin çözümüne katkı sağlanılabilmesi için hesaba katılması gerekmektedir. Para arzı hesaplarına hızla gelişen bu ödeme araçlarının katılmaması bu göstergelere bakılarak verilen diğer ekonomik kararların da yanlış olmasına neden olacaktır.

Ekonomik faaliyet ve fiyat artışlarının izlenmesi için kullanılan mevcut para arzı tanımlarının mali sistemin tüm yükümlülüklerini içermediği için iyi bir ölçü olmadığı ve sınırlı kaldığı genel olarak kabul gören bir görüştür. Bu durumun en açık örneğini para arzının kısıtlandığı dönemlerde (kriz dönemleri dışında) ekonomide ödemelerin senetlerle yapıldığını ve insanların para kullanmadan işlerini yürüttüklerini ve bu nedenle piyasada dönen ticari senet

hacminin para arzına dâhil edilmesi gerektiği sık sık savunulmaktadır. Piyasada dolaşan senet hacminin ölçüsü konusunda ise bir senedin geçerliliğinin olması ve devlet tarafından icra ve iflas işlemlerinde kabul edilmesi için bankalar tarafından kayıt edilmesi gerektiği ve bu yolla piyasadaki senet tutarının ölçülebileceği savunulmaktadır.

Yukarıda yapılan yorumu kredi kartları için yaptığımızda bu kartların da kesinlikle para arzı tanımına katılması gerektiği kesindir. Çünkü kredi kartları bankacılık kesiminin diğer sektörlere olan yükümlülüğüdür. Banka elinde kredi kartı bulunan kart hamilinin yaptığı harcamanın ödenmesini işyerine karşı garanti etmektedir. Kredi kartı da senet, çek ve taksitli satışlar ve tüketici kredileri gibi ödemeyi sonraya (şimdi al sonra öde) erteleyen ve ödemenin bir banka tarafından garanti edildiği ödeme araçlarıdır. Plastik kartlar özellikle Batılı toplumlarda nakit, çek, senet yerine kullanılmaktadır. Yakın gelecekte ise elektronik ticaretin gelişmesiyle kâğıt ve plastik yerine sanal para kullanılacaktır.

Kredi kartları ve tüketici kredileri geniş tanımlı para arzına dahil edilmeli ve politikalar buna göre oluşturulmalıdır. Kredi kartları ile yapılan ödemelerin geniş tanımlı M para arzına ilavesi gerekmektedir.

Kredi kartları Merkez Bankası’nın para arzı yaratma gücünü azaltırken, bankaların para yaratma gücünü artırmaktadır. Buradan da belki şu an değil ama bir on yıl içinde Merkez Bankalarının bankalar üzerinde hâkimiyetinin kalmayacağını söylemek mümkündür. Nakit kartlar diye tanımlanan kredi kartlarının da yaygınlık kazanmasıyla tüketiciler en ufak alışverişlerini bile nakit para olmadan alabilecekler.

Ekonomi literatüründe para olmayıp fakat para gibi kullanılan nesnelere de para denildiği dikkate alındığında kredi kartları da bir değerlendirmeye göre para olarak nitelendirilebilir. Her ülkenin Merkez Bankası (Central Bank) belli bir miktarda piyasaya para arz eder ve bu para arzının miktarını açık piyasa işlemleri ile kontrol eder. Böylece ekonominin yönlendirilmesinde etkili olur.

Fakat Dış Ticaret Teorisi ve dengesindeki görünmeyen işlemler kalemlerinin dengenin oluşması veya bozulmasındaki rolü gibi para arzının efektif talebi

daraltıcı veya genişletici etkisine şahıslar ve/veya şirketlerin bankalardan aldığı çekleri keşide ederek veya kambiyo evraklarından senet veya poliçeyi ihtiyaçlarına göre vade ve meblağı serbestçe belirleyip düzenlenmesiyle piyasaya para sürüp efektif talebi tek yönlü olarak sanki bir görünmeyen işlem gibi fiilen olduğundan bir miktar daha fazla bir diğer değişle marjinal olarak genişletirler. Böylece potansiyel talebin para yokluğundan efektif talebe dönüşemeyen bir bölümü bu kaimeler aracılığıyla efektif talebe fiili talebe dönüşür. Fiyatlar genel seviyesi de bu hususlardan etkilenir. Son on yıldan evet potansiyel talebi efektif talebe dönüştüren enstrümanlar (nakit para hariç) sadece kambiyo evrakları (bono-poliçe-çek) iken geçen son on yıl içinde bunlara plastik para- kredi kartı da ilave olmuştur.

Yukarıda belirtilen nedenlerden dolayı plastik kartları para arzını (M) artırıcı bir etki yaratmakta ve Merkez Bankası bilânçosunu etkilemektedir. Yakın gelecekte akıllı kartların yaygınlaşması. Plastik kartların toplumun tüm bölge ve katmanlarına yaygınlaşması ve özellikle elektronik ticaretin internetten yaygın olarak yapılması durumunda siber ya da görünmeyen para dediğimiz sanal paranın toplumun bütün bölümlerinde kullanılması durumunda siber ya da görünmeyen para dediğimiz sanal paranın toplumun bütün bölümlerinde kullanılması durumunda para politikası yapımcıları zorlanacaklardır. Merkez Bankaları para politikasını yönlendirirken birkaç araçtan yararlanmaktadır. Sözü edilen yeni tekniklerin Merkez Bankasının gündemine girdikten sonra geniş tabanlı para arzına (M) dâhil edilmesi yerinde olacaktır.