• Sonuç bulunamadı

3.2. Kredi Kartlarının Ekonomik Etkileri

3.2.2. Kredi Kartlarının Milli Gelire Etkisi

Milli gelir bir ülkede bir yıl içerisinde üretilen nihai mal ve hizmetlerin parasal değeri olup, milli gelir seviyesini toplam arz ve toplam talep belirlemektedir. Toplam arz ile toplam talebin eşit oldukları seviye milli gelir düzeyidir.

Milli gelir üretim, gelir ve harcama yöntemleriyle hesaplanabilir. Bir ulusun gelişmesi milli gelirin artmasıyla gerçekleşir.

Kredi kartları tüketim eğilimini artırarak toplumun harcama miktarlarını artırmakta toplam arz aynı seviyede kaldığı için fiyat artışlarına yol açabilmektedir. Ancak üretim imkânlarının elverişli olduğu ekonomilerde fiyat artışı olmaksızın üretim artışına sebep olmakta bu da dolayısıyla gelir düzeyine artırmaktadır.68

Efektif talep aynı zamanda bir ekonomide istihdam düzeyine belirler.

Efektif talep harcama biçiminde istihdam düzeyi işgücü cinsinden belirlenen milli gelir demektir. O halde bu üç terim herhangi bir anda aynı büyüklüğü vurgulamaktadır. Bir diğer deyişle aşağıdaki özdeşlik söz konusudur.

Efektif Talep = İstihdam Düzeyi = Milli Gelir

Özdeşlikteki terimleri oluşturan öğeler arasında da aynı özdeşlik ilişkisi vardır. Şöyle ki, bir ekonomide talep denilince hem tüketim hem de yatırım sektörlerindeki istihdam ifade edilmektedir. Ayrıca bir ekonomide harcamaların tüketim, yatırım harcamaları şeklinde ayrıldığı bilinmektedir.

O halde kapalı bir ekonomi varsayımıyla, Efektif Talep = Tüketim Talebi + Yatırım Talebi Milli Gelir = C + I

68 Yılmaz, a.g.e. , s.57–58.

Burada; Tüketim Talebi = C, Yatırım Talebi = I’dır. Kredi kartlarının milli gelir seviyesine olan etkisini tespit edebilmek için yukarıda açıklanan milli geliri yani efektif talebi oluşturan kalemlerden hareket etmek daha doğru olacaktır.

Kredi kartlarının milli gelire etkisi iki açıdan ele alınabilir. Bunlar; kredi kartlarının tüketim talebine ve yatırım talebine etkisidir.

Tüketim talebi açısından bakıldığında kredi kartı işlemlerinin kredi kartı sahiplerinin harcama eğilimlerini artırdığı bir gerçektir. Kredi kartı hamilleri, kartlarıyla almayı hiç palanlamadıkları bir malı alabildikleri gibi; kartlarını kredili kullanmak suretiyle kendilerine ilave bir satın alma potansiyeli oluşturmaktadırlar. Kişiler ellerinde hiç para olmadığı halde daha sonraki aylarda elde edecekleri gelirlerini bugünden tüketerek ekonomide toplam efektif talebin yükselmesine katkıda bulunmaktadırlar.

Kartlı ödeme sistemlerinin tüketim eğilimini artırdığını söylemek mümkündür. Çünkü kart hamilinden nakit çıkışı yoktur. Ancak bu yargıyı genel tüketim eğilimi ile açıklamak daha doğru olacaktır. 1980’li yıllardan sonra gelişen pazar ekonomisi halkın genel kesiminde bir tüketim eğilimi yarattı. Bu durum ekonomik olarak üretim karşılığı olmadan tüketmek yönünde bir eğilim olup, pazarlama tekniklerindeki gelişmelerden kaynaklanmaktadır. Bu genel bir olgu olup sadece kartlı ödeme sistemlerine has bir özellik değildir. Tüketici ve tüketim kampanyaları şahısların gelecekte kazanacağı varsayılan maaş gelir ve diğer parasal kazanımaların ipotek altına alınarak harcamaya yönelmesi ancak ekonomi uzmanlarının konusu olabilecek nitelikte genel bir olgudur. Kredi kartı da Türkiye’deki bir genel olgudan etkilenmiştir. Bu başka bir anlam taşımamaktadır. Avrupa’daki “Homo Economicus” Türkiye’deki yerini tam almaya başladığında, bu olgu da değişecek ve tüketiciler gelirleri ile doğru orantılı harcama yaparak geleceklerini ipotek altına alma eğiliminden kaçınacaklardır. Ancak bu olgun bir yararı da üretimi artırması ve reel olarak milli gelire katkıda bulunmasıdır. Ancak bu olgunun yatırımları durduracak kadar taarruftan kaçışa dönüşmemesi gerekmektedir.

Kredi kartı harcamalarında dikkat edilmesi gereken husus; kullanıcıların ödeme güçlerini aşmamasıdır. Ancak kredi kartının ilk yarattığı psikoloji etki de maalesef parayı ikame etmesi yönü ile bu sınırın aşılması olarak karşımıza çıkmakta bu nedenle tüketim eğilimini artırmaktadır. Fakat bu etki sanıldığı üzere piyasada enflasyonist bir baskı yaratabilecek düzeyde olmamaktadır.

Buna karşılık nakit darlığı durumunda piyasayı canlandırıcı etkisi de göz ardı edilmemelidir.

Kredi kartı ile harcama eğiliminin artışı efektif talebi körüklemekte bu da koşulların uyun olması durumunda üretim artışına neden olmakta böylece de ulusal reel gelir artmaktadır.

Özetle; Kredi kartları tüketim eğilimini arttırarak toplumun harcama miktarını arttırmakta toplam arzın aynı düzeyde kalması durumunda fiyat artışlarına yol açabilmektedir. Ancak artan talebe karşılık üretim miktarının arttırılması durumunda milli gelir düzeyi de arttırılmış olmaktadır. Dolayısıyla ticaret de canlanacaktır.

Milli Gelirin yatırım talebi öğesinden bakıldığında da kredi kartlarının olumlu sonuçlar verdiğini görmek mümkündür. Kredi kartına sahip kişiler genellikle fazla paralarını hesaplarında tutmaktadırlar. Banka kartı sahipleri ise, maaşlarının tamamını bankadan çekmeyip ihtiyaç halinde bu paraları şube ya da ATM’lerden çekmektedirler. Ayrıca üye işyerleri kredi kartı ciroların ıihtiyaçları oluncaya kadar hesaplarında tutmakta günlük ihtiyaçları dışındakı nakitlerinin kasalarından bulunmasını güvenlik ve verim açılarından tercih etmemektedirler. Günlük ihtiyaçlar dışında kazada bulunan bulunan paranın işyerine külfetten başka hiçbir kazancı bulunmamaktadır. Tam tersine bu paranın banka hesabında bulunması durumunda kısa vadeli fon alınabilmekte, para dövize çevrilebilmekte ve repo yapabilme olanağı bulunmaktadır. Hiçbir yerde değerlendirilmemiş olsa dahi işyerinin ticari vadesiz mevduatında ortalama hesap yükselecek yılsonunda az da olsa belirli bir faiz getirisi sağlanabilecektir. Görülüyor ki, kredi kartı tarafları paraları bankada tutmaktadırlar. Bankalar kendilerinde toplanan bu ucuz maliyetli fonları

kolaylıkla plase edebilmektedir. Sözkonusu bu düşük maliyetli fonlar bankanın plasman maliyetini düşürmekte ihtiyacı olan yatırım sahiplerine daha ucuz maliyetli kredi olarak geri dönmektedir. Sonuçta kredi kartları yatırım talebi açısından da ekonomik olarak fevkalade olumlu etkiler yaratmakta milli geliri artırıcı yönde etkilerde bulunmaktadır.

Kredi kartı ile alışveriş yapılması durumunda fiziki paranın tedavülü kısmen ortadan kalkmakta ve ödemeler kaydi olarak gerçekleştiğinden bankadan para çıkmamaktadır. Kartlı alışveriş sebebiyle işyerinin kasasında ya da müşterinin cebinde bulunacak para banka sisteminde kalmaktadır. Bu şekilde bankacılık sisteminde kalan para hem daha az maliyetli hatta maliyetsiz mevduat olmakta bu da ülke için kullanılabilir tasarrufun bankalardan toplanmasına neden olmaktadır.

Özetle; kart taşıyanların fazla paralarını hesaplarında tutarak bankalar kendilerinde toplanan bu ucuz maliyetli fonları yatırımcılara kredi olarak vermektedir. Sonuçta kredi kartları milli geliri arttırıcı yönde etki yapmaktadır.