• Sonuç bulunamadı

VARIABLES, PHYSICAL EDUCATION, GAME AND SPORT PARTICIPATION

5. İşbirlikli Araçlarla İşbirlikli Sonuçların Olduğu Oyunlar: Kişiler oyunun başlangıcından sonuna kadar birbirlerine yardımcı olurlar. Herkes ortak hedef

1.1.3.2. Sporun Tanımı

1.1.3.2.1. Sporun Tanımlanmasını Zorlaştıran Faktörler

Eğer spor, bir aktivite/hareket veya devinimi gerektiriyorsa, her yapılan aktivite/hareket veya devinim spor kavramı içinde değerlendirilir mi?

Bu sorunun cevabı evet ise; doğal ihtiyaçların (korkudan veya farklı ihtiyaçlar için kaçmak, bir engelden geçmek, bir cismi atmak vb.) karşılanması esnasında yapılan hareketlerin de spor olarak kabul görmesi gerekir. Oysa buna karşı çıkan sosyal bilimciler; bu bağlamda insan olmayanların örneğin hayvanların bilinçten yoksun yaptığı çeşitli ihtiyaçlardan kaynaklanan hareketlerin spor olarak kabul edilmesi gerekliliğini vurgulamaktadır. Bu açıdan değerlendirildiğinde; insana özgü olan spor olgusunun hareket ve aktiviteyi gerektirdiği belki bir ölçüde kabul edilebilir.

Ancak bu hareket/aktivitelerin spor olabilmesi için, yapılanların barınma, korunma ve savunma amacına yönelik değil, bilinçli olması gerekliliğini vurgulamak daha doğru bir yaklaşım olacaktır (Demir, 2015: 211).

Bu bağlamda içgüdüsel davranışlar spor gibi görünse de esası itibari ile bu davranışları spor olarak kabul etmek günümüz spor algısının dışında kalmasına neden olacaktır. Kısaca belirtmek gerekirse bir davranışın tartışmasız spor olgusu içerisinde kabul görmesi için bilinçli yapılarak çeşitli kazanımları (fiziksel, zihinsel, maddi ve manevi vb. dönütler) hedeflemesi gerekmektedir.

Sporun yapılan birçok tanımı fiziksel aktivite kavramını içermektedir. Bir başka deyişle spor; fiziksel beceriyi veya uygulamayı gerektirmektedir. Bu basit ayrım, sporun sağlıklı bir tanımını ileri sürmede belirli bir ölçüde daralmayı sağlasa da fiziksel beceri, cesaret veya uygulama farklılıklarına açıklık getirmemektedir. Örneğin; satranç oyununda fiziksel uygulama faktörleri en az düzeydedir, şiddetli veya eforlu (gayretli) bir fiziksel aktivite söz konusu da değildir. Ancak buna karşın satrançta, zihinsel veya bilişsel becerileri kullanma çok daha hakimdir. Bu nedenle satranç, fiziksel karmaşık becerileri ve eforlu fiziksel uygulamayı gerektirmediğinden spor sayılmayabilir. Benzer durum, kart ve iskambil oyunları için de söylenebilir. Bu oyunlar; karmaşık bilişsel stratejileri içermelerine karşın, eforlu fiziksel uygulamaları gerektirmemektedir. Bu bağlamda daha zor tanımlanabilecek aktivitelerde biri de “araba yarışı”dır. Araba yarışı, kişi ile aracın kombinasyonunu gerektirir. Bu bileşenlerin hangisinin; aracın mı, yoksa kişinin mi önemli olduğunu söylemek zordur. Yarışta fiziksel aktivite, katılanların eforlu olarak uyguladığı fiziksel aktivite programlarını gerektirmez. Ancak, yarışılan araçla ince becerilerin ve reaksiyon süratinin başarılması için yoğun çalışmalara gereksinim vardır. Bu nedenle araba

yarışının bir spor olduğu ileri sürülebilir. Çünkü araba yarışı, göreli olarak karmaşık fiziksel becerilerin kullanımını gerektirmektedir (Coackley, 1990: Akt., Konter, 2013a: 77-78).

Yukarıdaki iki örnekte tanımlanan ve belirleyici olan kavramlar olarak; a. Eforlu olanla olmayan,

b. Karmaşık olanla olmayan,

c. Fiziksel olanla olmayan arasına hangi sınırların konulacağı çok açık olmayabilir ve bu duruma çoğu kez de keyfi olarak karar verildiğinden problemler yaşanabilir (Coackley, 1990; Akt., Konter, 2013a: 78).

Anlam ve amaçlardaki farklılaşma; spor olgusuna bireylerin yükledikleri ve bekledikleri anlamlar değişebilmektedir. Bireylerin spor dallarına yönelik sergiledikleri tutum çoğu zaman spora özgü tutum olarak kabul görmektedir. Spordan kastedilen sporun tek bir dalı olduğu halde spor anlamında (futbol, basketbol, güreş vb. kavramları yerine spor kavramının) kullanılmasıdır.

Geçmişte ve günümüze, insanların spordan beklentilerindeki farklılık, belirsizliğe neden olmaktadır. Spora yönelen bireylerin amacı, eğlenmek, dinlenmek ve hoşça vakit geçirmekten öteye geçmiş durumdadır. Günümüzde spor sağlıklı olmak, güç kazanmak, sosyal bir çevre edinmek ya da para kazanmak gibi pek çok amaca yönelebilmektedir. Sporun bu geniş ve değişken amaç ve beklentiler yelpazesi içerisinde, sadece amaçlar açısından bile spora hedef belirlemek zorlaşmaktadır (Demir, 2015: 213). Fiziksel aktivitenin nasıl olduğu ile ilgili olarak, spora katılanların vücut hareketlerine dayalı farklılıklar da vardır. Karmaşık fiziksel beceriler; koordinasyonu, dengeyi, çabukluğu, hareketin tamlığını ve doğruluğunu gerektirirken fiziksel beceri ve uygulama; kuvvetin, süratin, dayanıklılığın veya bunların üçünün kombinasyonunu içermektedir. Aktivitelerin içerikleri sayısız derecede farklılık gösterir. Bu nedenle, motor beceriler bir sınıflandırma sistemine gereksinme duyar. Elbette bütün bu karmaşık fiziksel becerileri veya eforlu fiziksel uygulamaları gerektiren her bir aktivite spor olarak değerlendirilemez. Sporda, yerine getirilen aktivitelerin belirli koşullar altında gerçekleşmesi gerekmektedir. Bu durumda şu soru sorulabilir. Aktivitelerin spor olmasını sağlayan koşullar nelerdir? Fiziksel aktivitenin

spor olabilmesi için belirli bazı koşullar altında gerçekleşmesi gerekir. Fiziksel aktiviteler; resmi ve yapısal özellikte olmayanlardan resmi ve organize özelliktekilere kadar çeşitlilik gösterir. Örneğin; arkadaşların kendi aralarında oynadıkları futbol ile, profesyonel kulüplerin programlı ve organize olarak düzenledikleri maçlar birbirinden farklıdır. Çünkü; zorunlu uyulması gereken kurallar, antrenmanlı ve lisanslı olarak yetişmiş hakemler, sporcular, tutulan istatistik kayıtları ve puanlar söz konusudur. Bu verilen her iki örnekte de futbol olarak nitelenen ortak fiziksel aktiviteler vardır. Ancak bunların her ikisi de spor mudur? Otobanda motor sürme ile organize edilmiş özel parkurlarda yapılan motor yarışları birbirine karıştırılmamalıdır. Çünkü bu durumda sporla toplum arasındaki ilişkinin anlaşılmasında zorluklar oluşabilir ve birçok kavram kargaşası yaşanabilir. Yukarıda verilen her iki örnekteki aktivitelerin doğası ve meydana getirdiği sonuçlar farklılık göstermektedir. Bu nedenle, ileri sürülecek spor tanımları bu durumları dikkate almalıdır (Coackley, 1990; Akt., Konter, 2013a: 78-79).

Sporun tanımlanmasını zorlaştıran faktörler aşağıdaki gibi ifade edilebilir:

Araçların ve malzemenin çokluğu: Spor, çok çeşitli şekil ve materyalden oluşmuş, toplar, raketler, gülleler, kürekler, sırıklar, yaylar, oklar, halatlar, fileler ve branşa öz araçlara kadar uzanan daha pek çok malzemeyi gerektirecek ölçüde çeşitlilik kazanmış bir faaliyettir. Anlaşılacağı üzere, sporun kusursuz bir tanımı yapılacak olursa, yukarıda işaret edilen, fiziksel faaliyetin yöneldiği amaçları ve yararlandığı araçları içermek zorundadır (Demir, 2015: 213).

Sınırlarının belirsizliği: Basketbol, tenis, futbol gibi fiziksel aktivitelerin spor olması noktasında bir anlaşmazlık söz konusu değildir. Avlanma, balık tutma, folklor, bilardo, satranç, briç ve poker gibi bazı bedensel veya zihinsel faaliyetlerin spor olup olmadığı hususu tartışmalıdır. Bu tartışmadan bakıldığında hareket veya devinimi gerektirmeyen ancak zihinsel bazı yetileri gerektiren aktivitelerin spor olarak kabul görmesi en azından algısal olarak tartışmalıdır. Sporun belirginleşmesi için en azından bu tür tartışmalarda bir konsensüse varılması gerekliliği doğmuştur. Sınırlarının nereye veya ne kadar olduğunun kesin olmaması veya tartışmalı olması sporu tanımsal veya kavramsal olarak belirsizliğe iten faktörlerdendir (Demir, 2015: 214).

Tarihsel arka planın toplumdan topluma değişmesi: Spor kelimesi etimolojik olarak incelendiğinde ülkeden ülkeye değişen anlamlar ifade edebilmektedir. Değişik kültürlere mensup insanlar tarafından spor sözcüğü kullanıldığında terime yüklenilen anlamlar detayda farklılaşabilmektedir. Çeşitli demografik özelliklerden yaş, cinsiyet gibi farklı etkenlere göre insanların spor olgusuna yükledikleri anlamlar değişmektedir. Çünkü algısal ve kültürel olarak beslendikleri kaynaklar farklılaştığından bu durum sporun belirginleşmesini engellemektedir. Türk kültüründe spor denilince ilk akla gelenlerin atlı cirit, geleneksel güreşler olması tarihsel arka planda Türklerin spora yükledikleri anlamlardandır (Demir, 2015: 214).

Çeşitliliğinin dinamizmi; Günümüz dünyasında her gün yeni spor branşları ortaya çıkmakta ve bunların bir kısmının spor olup olmadığı tartışılmaktadır. Her geçen gün yeni bir spor branşı/aktivitesi oluşturulduğundan veya dizayn edildiğinden spor olgusunun belirginleşmesi veya tanımlanması zorlaşmaktadır. Bu dinamik gelişme spor olgusunun sürekli değişken ve yenilenmeye müsait olmasından kaynaklanmaktadır. Bu hızlı değişim ve dönüşüm spor olgusunun dışında hangi alanda olursa olsun karmaşık bir hal alarak içinden çıkılamaz bir durum oluşmasına neden olurdu (Demir, 2015: 214).

Günlük dilde yaygın bir biçimde kullanılması: Günlük dilde yaygın olarak kullanılan kavramlar kişiden kişiye değişen ve belirsizleşen anlamlar içerirler. Farklı amaçlar için spor yapan kimselerin spor kavramına yükledikleri anlamlar da farklı olabilmektedir. Bireylerin spor kavramına yükledikleri anlamlar bakış açılarına, göre farklılaşmakta olduğundan bu durumda sporun belirginleşmesini engellemektedir.

Bütün bunlar ve daha farklı pek çok nedene bağlı olarak spor sosyal

bilimcilerden bazıları sporun tanımını belirsizleştiği ve yapılacak her tanımın yetersiz kalacağında uzlaşı sağlamışlardır. Genellikle insan sağlığına katkıları açısından değerlendiren spor bilimciler; yarışmaya veya serbest zamanın değerlendirilmesine yönelik aktivitelerden fizyolojik sınırlar içerisinde insan sağlığına yararlı egzersizleri kapsayan ekinlikler bütünü olmasına vurgu yapmaktadır (Demir, 2015: 214).

Aktivite ve hareketlerin spor olarak kabul görmesi için; 1. Ölüm kaygısı dışında olması,

2. İçgüdüsel davranış dışında şekillenmesi, 3. Farkındalık ve bilinç gerektirmesi,

4. Kazanımları (fiziksel, zihinsel, maddi ve manevi vb. dönütler) amaçlaması, gerekliliği vurgulanabilir (Demir, 2015: 212).

Loy (1968); spor felsefesinin öncülerinden sayılan John Huizinga ve Roger Caillois’in çalışmalarına dayanarak, sporun tanımlanmasıyla ilgili dört önemli özellik ileri sürmüştür;

1. Bir yarışmasal-kurallı oyun (game) oluşumu olarak spor; oyuna dayanan yarışmasal strateji, şans, fiziksel beceri ve fiziksel becerinin test edilmesini gerektiren bir aktivitedir.

2. Kurumsallaşmış, kurallı-yarışmasal bir oyun olarak spor; organizasyon, teknik, sembolik ve eğitimsel bir alana sahiptir.

3. Sosyal bir kurum olarak spor; araç, gereç, saha ve tesisleri gerektirmekte, temel ve resmi düzeyde yüz yüze ilişkileri içermekte, sosyal değerleri ve ilgileri düzenleyici olmakta, herkesin herkesi bildiği bir teknik düzeyden, herkesin herkesi bilmeyebileceği yönetim düzeyine kadar geniş merkezi bir bürokrasi ve yönetim ağını ve işbirliğini gerektirmektedir.

4. Sosyal bir ortam olarak spor; kişilerin birbirleriyle ilişkilerini ve birbirlerine odaklanmalarını gerektirmektedir. Spora katılan kişiler; temel, ikincil ve üçüncül işlemler ve kurallar üzerinde uzlaşmaya varmaktadır (Konter, 2013a: 79).

Eitzen ve Sage (1986) ise sporla ilgili olarak aşağıda belirtilen altı özelliği ileri sürmüşlerdir:

1. Kazanmanın aşırı vurgulanmasıyla yüksek yarışmacılık,

2. Kurumsallaşmış ve şirketleşmiş sporun süratle büyümesi ve mücadelenin vurgulanması,

3. Irksal hareket ve davranışların varlığı,

4. Muhafazakar ve bürokratik organizasyonlarla kişilerin üstünlük kurmaları, 5. Kurumsallaşmış sporun kontrolünü korumada ve güvenlik altına almada

zenginler ve sınıflar arasında eşit olmayan güç dağılımı,

6. Spor ve toplumda avantaj kazanmak veya haksızlıklara karşı gösterilere, protestolara, boykotlara ve grevlere yönelmesi (Konter, 2013a: 79).

Coackley (1990)’e göre sağlıklı bir spor tanımı geliştirmek için sporun özellikleriyle ilgili şu soruları sormakta yarar vardır:

1. Spor özel türde aktiviteler mi gerektirmektedir?

2. Spor, aktivitelerin yer aldığı koşullara bağlı olarak mı gerçekleşmektedir? 3. Spor, fiziksel aktivitelere katılanların sübjektif yönelimine mi bağlı

olmaktadır (Konter, 2013a: 77)?

Ancak "eksik veya yetersiz olacağı" peşinen kabul edilerek yapılan tanımları da aşağıdaki gibi sıralamak mümkündür:

Aristoteles’e göre spor; hangi hareketlerin vücuda yararlı olduğunu, doğanın insan vücuduna ölçülü olarak bağışladığı niteliklere göre bunların hangilerinin iyi ve uygun düşeceğini araştıran bir bilimdir (İnal, 2014: 5).

Sokrates’e göre spor; vücuda güzellik ve güç kazandırmak üzere yerine getirilmesi gereken ahlaki bir ödevdir (İnal, 2014: 5).

Koludar (1988)’a göre spor; kişinin belli düzenlemeler içinde fiziksel aktivitesini ve motorik becerilerini zihinsel, ruhsal ve sosyal davranışlarını geliştiren ve bu özelliklerini belirli kurallar içinde yarıştırmasını amaçlayan biyolojik, pedagojik ve sosyal bir uğraştır (İnal, 2014: 7).

Oyun ve yarışma vurgusu yapan spor bilimciler ise; başarıyı artırma ve yarışmada üstün gelme amacı için gösterilen çabayı bedensel bakımdan daha yetenekli olanların seçilmesini ve seçilenlerin sürekli ve yoğun bir eğitimle yetiştirilmesini gerektiren yüksek düzeyde yoğun kas çalışması sonucu oyun ve mücadeleye dayanan aktiviteler olarak tanımlamaktadırlar (Demir, 2015: 215).

Her ne kadar farklı tanımlamalar yapılsa da bu tanımlamalar yetersiz kalmaktadır. Bütün özellikleri belirtilerek tanım yapılması zor olmakla birlikte genel ifadeler ile spora bir çerçeve çizilmektedir. "Spor, fiziksel ve zihinsel sağlığı korumak ve geliştirmek, sosyal ilişkiler kurmak, eğlenmek ve hoşça vakit geçirmek veya yarışmalarda mücadele ederek kazanmak amacıyla organize ya da plansız olarak yapılan fiziksel aktivitenin her türlü şeklini ifade eder.

Farklı bir genel tanımlama yetersiz veya eksik olmakla birlikte; yarışmak veya kazanımlar elde etmek için sistemli veya bilinçli bir şekilde yapılan, serbest zamana bağlı gelişmeye müsait eğlenceli aktivitelerin tümünü spor olarak ifade etmek mümkündür.

Sporun belirginleşen bazı yönleri:

a) Spor insanın maddi ve manevi ihtiyaçlarını karşılayan faktörlerdendir. b) Spor insanların zihinsel ve fıziksel ihtiyaçlarını karşılayan faktörlerdendir. c) Spor insanların birlikteliğini ve uyumunu güçlendiren faktörlerdendir. d) Spor insanların çeşitli kimlikler kazanmasında etkenlerdendir.

e) Spor insanların çeşitli aidiyetler kazanmasında etkenlerdendir. f) Spor insanlığı ekonomik yönden etkileyen faktörlerdendir. g) Spor insanlığı siyasal yönden etkileyen faktörlerdendir.

h) Sağlıklı bireylerin toplumsallaşmasını sağlayan sosyolojik faktördür. i) Saldırganlık ve şiddet güdüsünün zararsız hale gelmesine yardımcı olur. j) Saldırganlık ve şiddet spor yoluyla meşruluk kazanabilmektedir.

k) Spor insanlara neşe/mutluluk/hüzün veren faaliyetlerdendir. l) Spor insanların toplumda yalnızlığını gideren faaliyetlerdendir.

m) Spor serbest zamana bağlı olarak gelişen ve şekillenen faaliyetlerdendir. n) Spor insanların topluma yeni davranışlar sergileme alanlarını sunar.

o) Spor insanların inançları ile barışık yaşayan ayrı bir değer eğilimi olmuştur (Demir, 2015: 215).

Spor olgusu; kurumsallaşmış ve yarışmasal bir fiziksel aktivite olarak ileri sürüldüğünde, kurumsallaşmanın anlamı şunlardır (Coackley, 1990; Akt., Konter, 2013a: 79);

a. Aktivitenin Kuralları Standarttır: Sporda yerine getirilen aktivitenin kuralları; bir grup insanın bir araya gelerek, resmiyet taşımayan kurallar üretmesi ve kişilerin kendiliğinden bir araya gelişlerinden farklıdır. Sporda, oyunun kurallarında sınırlamalar vardır ve bunlar belirli ilkelerle yerine getirilir. Bu sınırlama ve ilkeler, bir dizi davranışlar ve resmiyet taşıyan ilkelere dayanır.

b. Kurallar Resmi Düzenleme Yapan Kuruluşlar Tarafından Yürütülür: Takımlar veya bireyler arasındaki mücadeleler, bazı kuruluşları ya da kuruluşlar arasındaki düzenlemeleri gerektirir. Maçlar ve karşılaşmalar, standart haline getirilmiş koşullar ve kurallarla yürütülür. Düzenleme yapan kuruluşlar, en alt düzeydeki karşılaşma ve maçlardan en üst düzeydekilere kadar görevler üstlenirler (futbol federasyonuna bağlı bölge temsilcilikleri gibi.).

c. Aktivitenin Organizasyon ve Teknik Yönünün Önem Kazanması: Dışsal kural uygulamaları ile bütünleşmiş yarışma, aktivitenin artan bir şekilde rasyonelleşmesine yol açmaktadır. Bu başarı şanslarını artırmak için antrenörlerin ve oyuncuların antrenman programları ve stratejileri geliştirmeleri demektir. Bunlara ek olarak; giyilen ayakkabılar, formalar, şortlar, tozluklar, kemiklikler ve kullanılan diğer malzemeler sporlar için üretilmekte ve sürekli geliştirilmektedir.

d. Oyun Becerilerini Öğrenmek Resmilik Kazanır: Bu iki nedenle olmaktadır. İlk olarak, aktivitenin kuralları ve organizasyonu daha karmaşık olurken bunların sistematik bir şekilde öğrenilmesi zorunluluğu oluşmaktadır. İkinci olarak da başarılı olmayla ilgili kaygılar da artmaktadır. Değişik beceri düzeylerine sahip olan katılımcılar, uzmanlardan yardım alma ve

yönlendirmeye daha çok gereksinim duyarlar. Bu nedenle öğretici uzmanlar, antrenörler, takım yöneticileri, takım doktorları, yardımcı antrenörler, menajerler, malzemeciler vb. bir bütünlük oluşturarak bir araya gelirler (Konter, 2013a: 80).

Coakley (1990)’e göre kurumsallaşmış ve yarışmasal olan sporda aşağıda belirtilen özellikler dikkat çekicidir:

1. Kuralların dikkatlice seçilerek standart hale gelmesi,

2. Düzenleme yapan resmi kuruluşlarca kuralların üstlenilmesi ve yürütülmesi, 3. Organizasyon ve teknik yönlerin önemli hale gelmesi,

4. Resmi hale gelmiş fiziksel beceri gelişimi (Konter, 2013a: 77). 1.1.3.3. Sporun Önemi

Spor; insan sağlığı, karakter oluşumu, moral verimliliğinin artırılması milli yönden güçlü, ortak duygu ve davranışları yüksek bir insan varlığı ile doğrudan ilgili etkili bir eğitim faaliyetidir. İnsanların zihni ve fikri gelişimle birlikte bedeni gelişimlerinin uyumlu olmalarında, insanların içinde yaşadıkları toplumlarda daha sağlıklı dengeli, verimli ve daha mutlu olmalarında önemli bir rol oynar (Spor Şurası, 1990; Akt., İnal: 35). Spor bedensel, psikolojik ve fonksiyonel açıdan iyi gelişmiş çocukların keşfedilmesini sağlayan organizasyondur (Koç, 2005: 211).

Türkiye’de sporun öncülerinden Selim Sırrı Tarcan sporun önemini şu şekilde belirtmiştir: Sporu; ahlak ve karakter bakımından incelersek, onun medeniyet ovalarını sulayan, kaynağı doğruluk ve cesaret olan bir nehir olduğunu anlarız. Bu nehrin sularını para, yalan, hile ve fütür bulandırır. Paraya tamah eden, yalan söyleyen, hile yapan, fütür getiren gençler sporcu olamazlar. Spor sayesinde gençler öğrenme, bilme ve nefsine sahip olmanın manasını anlar (Tarcan, 1943: 39-40).

Beden eğitimi ve spor faaliyetleriyle birçok özelliklerin kazanılabilmesi mümkündür. Bu özellikleri iki ana başlık halinde toplayabiliriz.

Bunlar;

a) Fiziksel vasıflar (çeviklik, elastikiyet, mukavemet, sürat, hareket, koordinasyon v.s.)

b) Ruhsal vasıflar (yarışma ruhu, yardımlaşma duygusu, çalışma disiplini, cesaret, mücadele azmi ve kuvveti) dır (Gülipek 1972; Akt., İnal: 35).