• Sonuç bulunamadı

Sovyetlerin Amin’i Devirme Girişimleri ve Taraki’nin Devrilmesi

III. TARİH İÇERİSİNDE AFGANİSTAN

III.6. İki Dünya Savaşı Arasındaki Dönemde Afganistan

III.6.3. Nadir Han İktidarı

2.5. Hafizullah Amin İktidarı

2.5.2. Sovyetlerin Amin’i Devirme Girişimleri ve Taraki’nin Devrilmesi

Nur Muhammed Taraki Afganistan’ın ilk komünist cumhurbaşkanı olarak 1979 Eylül ayı başlarında Küba’ya giderek, Bağlantısız Ülkeler Topluluğunun konferansına katılmıştı. Bu, Taraki’nin cumhurbaşkanı olarak yaptığı ilk ve son yurt dışı gezisi olmuştur.152

Taraki’ye Havana’dan, Afganistan’a dönmeden önce Moskova’ya uğramasını ve Brejnev ile bir görüşme yapmasını bildiren bir not gönderilmişti. Bu arada Amin’in görevden alınması için de bir rapor hazırlanmıştı.153

Afgan Cumhurbaşkanı Taraki 10 Eylül günü Havana’dan Kabil’e geri dönerken Moskova’ya gelmiş ve Brejnev’le görüşmüştür.154 Yapılan toplantıda Brejnev, KGB

tarafından yazılıp Andropov, Sovyet Savunma Bakanı Ustinov ve Gromyko tarafından müştereken incelenip kabul edilen raporu kendinden emin bir tavırla okumuştur. Burada doğrudan ve açık olarak Taraki’nin Amin’den kurtulması için bir talimat verilmiştir.155

Bu toplantı Brejnev açısından, Amin konusunu görüşmek için iyi bir fırsat olmuştur. Brejnev görüşmede Amin’in uygulamalarını ağır sözlerle eleştirdikten sonra onun görevden alınmasını istediğini söyleyince, Taraki kendi çaresizliğini ortaya koyan şu cevabı vermiştir:

“Tüm yetkiler Amin’in elinde. Ayrıca onun orduda ve polis teşkilatında çok sayıda taraftarı var. Bu yüzden kendi başıma bu konuyu halletmem mümkün değil.”

Gerçekten de, Amin’in Taraki’nin adamları arasında bile gizli dostları vardı. Örneğin, bu konuşmayı dinleyen Taraki’nin emir subayı, Binbaşı Seyid Davud Tarun ve Dışişleri Bakanı Şah Veli de Amin’in adamlarıydı ve Kabil’e dönmeden bu toplantının ayrıntılarını çoktan Amin’e bildirmişlerdi.156

Brejnev, Taraki ile görüşmesinde Kabil’deki Sovyet Elçisi Aleksander Puzanov’un Amin’i devirmesine yardım edeceğini söylemiş ve bu işi bir an önce

152 Esedullah Oğuz, A.g.e., s. 102 153 Vasiliy Mitrokhin, A.g.e., s. 28

154 Esedullah Oğuz, A.g.e., s. 102; Süleyman Doğan, A.g.e., s. 23;William Blum, Rogue State: A Guide to World’s Only Super Power, Londra, 2005, s. 4; Vasiliy Mitrokhin, A.g.e., s. 11

155 Vasiliy Mitrokhin, A.g.e., s. 28; Abdülbaki Şalizi, A.g.e., s.140 156 Vasiliy Mitrokhin, A.g.e., s. 28; Süleyman Doğan, A.g.e., s. 23

89

halletmesini istemiştir. Brejnev, Afgan heyetini havaalanına kadar gelip uğurlamıştır. Ertesi gün (yani 12.9.1979) Pravda gazetesinde, Brejnev ile Taraki’nin Moskova Havaalanı’nda vedalaşırken çekilmiş resimleri yayınlanmıştır. 11 Eylül günü Brejnev, Taraki’ye iyi yolculuklar dilerken, her ikisi de Taraki’nin başına geleceklerden habersizdi.

11 Eylül günü Kabil Radyosu Afgan halkının büyük lideri yoldaş Taraki’nin ülkeye geri döndüğü, “Savr İnkılabı’nın önderinin başta sadık öğrencisi (Şagird-i Vefadar) Hafizullah Amin olmak üzere mülki ve askeri erkanla on binlerce vatandaşın karşıladığı” haberini vermiştir. Kabil televizyonu da Taraki’yi karşılama merasimini, “Yoldaş Taraki, çok yaşa!” diye bağıran ve onun üzerine güller fırlatan kadınların görüntüleri eşliğinde uzun uzun yayınlamıştır.157

13 Eylül 1979 tarihinde SBKP MK Politbürosu yaptığı toplantıda Afganistan’la ilgili kararlar almış, Puzanov’a Taraki ile görüşmesi ve Taraki ile Amin arasındaki sürtüşmeyi onarmaya çalışması talimatı verilmiştir.158

Puzonov, Ivanov ve Gorelov SBKP Merkez Komitesine Taraki ve Amin’in arasındaki ilişkide bir bozulmanın fark edildiğini bildirmişlerdir. 13 Eylül tarihinde yazdıkları raporda: “Taraki’nin Kabil’e dönüşünden sonra 12 Eylül tarihinde yapılan bir toplantıda Amin ülkede ve partide durumu gösteren bir rapor vermiştir. Taraki’nin yokluğunda kendisine bir suikast girişimi yapıldığını bildirmiştir. Bu teşebbüsün faillerinin Haberleşme Bakanı Gulyabzoi, güvenlik teşkilatının başındaki Sarwari, İçişleri Bakanı Vatancar ve Sınır Güvenliği Bakanı Mazduryar’ın olduğunu söylemiştir. Bunların görevden alınmasını ve cezalandırılmasını istemiştir. Taraki Amin’i, hatalı olduğunu söyledikleri için bu bakanları affetmesi konusunda ikna etmeye çalışmıştır. Fakat Amin bu teklifi reddetmiştir. Taraki bu konuda bir araştırma yapmış ayrıca Sarwari’yi dikkatle dinleyerek bir rapor hazırlamıştır. Raporunda Sarwari’nin söylediklerini de aktararak, asıl suçlunun Amin olduğunu belirtmiştir.159

Andropov’a gönderilen bir telgraf şöyleydi: “Taraki yeniden Amin’i evine gelmeye ikna etmeye çalışmış fakat Amin reddetmiş ve istedikleri yapılmazsa aktif tedbirler alacağını söylemiştir. Taraki bunun bir entrika olduğunu söylemiş ve

157 Esedullah Oğuz, A.g.e., s. 103; Abdülbaki Şalizi, A.g.e., s.141

158 13 Eylül 1979 SBKP MK Politbüro toplantısı kararlarından Afgan alıntısı,

http://digitalarchive.wilsoncenter.org/document/111561

görüşmeler kesilmiştir. 13 Eylül tarihi sabah saat: 07.30’da Sarvwari, Gulyabzai, Vatancar ve Mazduryar Sovyet Büyükelçiliğine gelmiştir.”

Aynı gün saat 09.20’de Devrim Konseyi Başkanı Tarun, Sovyet temsilciliğini telefonla arayarak, Taraki ile görüştüğü sırada Amin’in Taraki’nin evine geldiğini bildirmiştir. Tarun’a cevaben yaklaşık bir saat içinde Sovyet Büyükelçisi Puzonov, I.G. Pavlovsky ve B. S. Ivanov’un da Taraki ve Amin ile görüşmek için oraya geleceklerini bildirmiştir.

Bu konuda sonraki telgraf Puzonov, Pavlovsky, Ivanov ve Gorelov’un imzasıyla Brejnev, Andropov ve SBKP Polütbürosu’ndan öbür üyelere gönderilmiştir. Telgrafta: “Moskova saatiyle 13 Eylül sabah 09.30’da Taraki’yi konutunda ziyaret ettiklerini, onların talebi üzerine Taraki’nin, H. Amin’i davet ettiğini ve onun da hemen geldiğini bildirmişlerdir. (Amin o anda yan odada bulunuyormuş.) Ayrıca Taraki ve Amin’in Sovyet liderliğinin (yoldaş Brejnev ve polütbüronun) raporunu dikkatle dinledikleri, Tarakinin “Bu çok ilginç bir mesaj ve Sovyet dostlarımızın böyle bir mesaj göndermesi çok doğal, biz birleşmeyi destekliyoruz fakat bazen halledilmesi gereken kaçınılmaz sorunlar ortaya çıkıyor. Sovyetler Birliği liderliğine zamanlaması mükemmel, anlamlı, derin ve aynı zamanda kısa mesaj için teşekkür ediyorum” dediği, Amin’in de: “Raporda bahsedilen konulara tamamen katıldığını” söylediği, ilaveten 1978 ilkbaharında yoldaş Gromyko ile yapılan toplantıda Amin’in “SSCB Dışişleri Bakanı’nın Taraki’nin lider olarak kabul edildiğini ve H. Amin’in onu gerçek takipçisi olarak onurlandırdığını söylediği” belirtilmiştir.

Taraki’nin evinde 13/14 Eylül gecesi görüşmeler sakin geçmiştir. Gece saat 01.00’a kadar Taraki ve Amin birlikte çalışmışlardır. Halk muhafızları komutanı Jandad’a göre, Amin sonra kendi evine geçmiştir. Taraki’nin evindeki alarm durumu 14 Eylül sabahı iptal edilmiştir. Fakat personelin şehre gitmesine 13 Eylülden beri izin verilmemiştir. Taraki ve Amin kendi korumalarını takviye ederek sayılarını arttırmışlardır.

Sovyet Büyükelçiliğinde 13 Eylül günü saat 07.30’dan 11.55’e kadar kalan bakanlar, Taraki’nin önerisine rağmen geceyi evlerinde geçirmek yerine gizli sığınakta kalmayı tercih etmişlerdir. 13/14 Eylül gecesi meydana gelen olaylar Puzonov, Povlovski ve Ivanov’un Taraki ile Amin’e verdikleri Sovyet liderliğinden gelen mektubun onların barışmasında önemli bir rol oynadığı görülmüştür. Jandad’ın da

91

söylediği gibi: “Amin ve Taraki’nin Sovyet yoldaşları tarafından ziyaret edilmesi tansiyonun düşmesine yardımcı olmuştur.”

14 Eylül günü saat 12.30’da Amin’in isteği üzerine, B. S. Ivanov ve L. P. Bogdanov Savunma Bakanlığında Amin’i ziyaret etmişlerdir. Başbakan Amin 13 Eylül tarihinde 13.30’da Afgan liderliğindeki kriz durumunu Taraki ile telefonla konuştuklarını ve anlaşamadıklarını açıklamıştır. Taraki, Amin’i isyan etmekle suçlamış ve bütün yetkilerini elinden almakla tehdit etmiştir.

13 Ekim akşamı Amin, Taraki’nin konutuna gitmiş, orada Sarwari ve diğerlerinin Sovyet Büyükelçiliğine sığındıklarını öğrenmiştir. Gece 01.00’dan 14 Eylül sabahına kadar Amin ve Taraki gece boyunca bir uzlaşmaya varmak için durumu tartışmışlardır. Anlaşamadıkları en önemli konu bakan atamaları olmuştur.

14 Ekim sabahı Taraki Amin’i makamına çağırmıştır. Amin, Taraki’nin kendisine yanına silah ve koruma olmadan gelmesini istediğini söylemiştir. Bu sözlerden hayatının ciddi bir şekilde tehlikede olduğu sonucunu çıkarmış olan Amin nasıl hareket etmesi gerektiği konusunda Ivanov ve Bogdanov’un tavsiyelerini istemiştir. Hayati tehlikesi olduğunu belirten Amin bütün görevlerinden istifa etmeye, ülkeyi terk etmeye, SSCB’ye gitmeye veya eğer Sovyet yoldaşları devrim için gerekli olduğunu düşünürse kendisini öldürmeye dahi hazır olduğunu söylemiştir. Diğer taraftan Amin, Taraki’yi evinde izole edilmiş bir şekilde muhafaza etmiş, Sovyet yoldaşlarının tavsiyesi üzerine durumun normalleşmesi için gereken tedbirleri almış ve Taraki adına emir ve talimat vermeye de devam etmiştir.

Amin ısrarla, kendisini SSCB ve SBKP’ye kesinlikle adadığını ve Sovyet yoldaşları ne derse onu yapmaya hazır olduğunu söylemiştir. 14 Eylül tarihinde Puzonov, Pavlovsky, Ivanov, Goralov ve Bagdanov’dan üç senaryoya göre durumu tartışmalarını, Moskova’ya danışmalarını ve saat 17.00’a kadar kendisine cevap vermelerini istemiştir. Amin’in, tartışmasız bütün şartları, eğer Devrim Konseyi Başkanı tarafından kabul edilirse, Taraki ile barışacağı anlaşılmıştır.

Sovyet temsilciler (Puzonov, Pavlovsky, Ivanov, Goralov ve Bagdanov) Amin’in Sovyet liderliği ve Brejnev’in şahsen gönderdiği mektuba uygun olarak durumun daha kötüye gitmesine engel olmaya ve Afgan liderliğinde durumun normalleşmesini sağlamaya çalışmasını teklif etmişlerdir.

Amin boş durmamış, kendisine yakın olanları kritik makamlara atamaya devam etmiştir. Bu arada Amin’in talimatıyla politik işçiler ve Merkez Kolordusu 190’ıncı Top

Alayı ile 4’üncü ve 5’inci Tank Tugaylarının komutanları tutuklanmış ve onların yerine Amin’e sadık olanlar tayin edilmiştir.160

Kabil’deki bakanlıklarda da gerilim artmış, yoğun bir iktidar mücadelesi başlamıştı. Taraki’nin planını önceden haber alan Başbakan Hafızullah Amin161, ilk

olarak Cumhurbaşkanına yakınlığıyla tanınan kabinedeki üç bakanı ve gizli polis şefini, yani İçişleri Bakanı Albay Muhammed Aslam Vatancar’ı, Sınır Güvenliği Bakanı Binbaşı Şircan Mazduryar’ı, Ulaştırma Bakanı Albay Seyid Muhammed Gulabzoy’u ve Afgan Milli İstihbarat Teşkilatı AGSA’nın (bu teşkilat, daha sonra yeniden düzenlenerek KHAD ismini almıştır.) başkanı Esedullah Sarvari’yi görevden uzaklaştırmıştır. Çünkü onlar sadece Taraki yandaşları olmakla kalmıyor, aynı zamanda Başbakanı devirmekte önemli rol oynayacak olan kilit mevkileri ellerinde bulunduruyorlardı. Ayrıca Sarwari’nin dışındaki üç kişi, yani Vatancar, Gulabzoi ve Mazduryar önce Kral Zahir’e daha sonra eski Cumhurbaşkanı Davud’a karşı yapılan darbelerde önemli rol oynamışlardı.

Amin, Taraki yanlısı bu dört kişiyi görevden uzaklaştırmakla silahlı kuvvetler ve polis teşkilatı üzerindeki kontrolünü arttırmış, böylece Taraki’nin kendisini devirmesini imkansız hale getirmişti. Vatancar, Gulabzoy, Sarwari ve Mazduryar görevden alındıktan sonra Kabil’deki Sovyet Büyükelçiliğine sığınmışlardır. 1980 Ocağında Babrak Karmal’in kuracağı yeni hükümette tekrar ortaya çıkana kadar bu dörtlüden haber alınamayacaktı.

14 Eylül günü Cumhurbaşkanı Taraki bazı konuları görüşmek üzere Başbakanı “Hane-i Halk”a (Halkevi) çağırmıştır. Amin, kendisine karşı bir oyun oynandığını anlamıştı. Bu sebeple Taraki’ye gelemeyeceğini bildirmiş, ancak araya Sovyet Büyükelçisi Puzanov girmiş, şahsen güvence vermiş ve bunun üzerine Amin Köşk’e çıkmaya razı olmuştur.162

Başbakan Amin tedbiri elden bırakmayarak ağır silahlar ile donatılmış adamlarını da yanına alarak Köşk’e gelmiştir. Taraki, Brejnev’den daha önceden aldığı talimat doğrultusunda Başbakandan kurtulmak için gerekli tedbirleri almıştı. Başbakanı Köşk’ün kapısında Taraki’nin yaveri Binbaşı Seyid Davud Tarun karşılamıştır. Amin adamlarıyla birlikte Köşk’ün merdivenlerini çıkmaya başlayınca, pusuya yatmış olan

160 Vasiliy Mitrokhin, A.g.e., s. 28 161 Süleyman Doğan, A.g.e., s. 23

162 Esedullah Oğuz, A.g.e., s. 104 (Afganistan’da komünist ihtilalden sonra eski Cumhurbaşkanlığı

93

Taraki’nin adamları ateş etmeye başlamışlardır. Bunun üzerine Binbaşı Tarun, Başbakanın önüne atlayarak, onu mutlak bir ölümden kurtarmış, ancak binbaşı da ölmüştü.

Amin adamlarıyla birlikte ateş altında geri çekilerek, Köşk’ün kapısına geldiğinde arabalarının lastiklerinin indirildiğini fark etmiştir.

Amin’in adamı, kendisine daha önceden Köşk’te görevli korumaların nerelere yerleştirildiğini haber vermişti. Bu yüzden Amin hazırlıksız yakalanmamıştı. Gerekli tedbirleri de aldığından çatışmada fazla adam da kaybetmemiştir.163