• Sonuç bulunamadı

Kaçan Bakanları Amin’den Kurtarmak İçin Yapılan Sovyet Operasyonu

III. TARİH İÇERİSİNDE AFGANİSTAN

III.6. İki Dünya Savaşı Arasındaki Dönemde Afganistan

III.6.3. Nadir Han İktidarı

2.5. Hafizullah Amin İktidarı

2.5.4. Kaçan Bakanları Amin’den Kurtarmak İçin Yapılan Sovyet Operasyonu

14 Eylül sabah saat 08.00’da elçilikte üçüncü sekreter olan ajan Samunin (kod Macloy) acil bir konu olduğu bildirilerek, görüşme için çağırılmıştır. Vatancar ve Sarwari, Amin’in kendilerini öldürmek istediğini bildirerek konuyu acil olarak Sovyet Büyükelçisi B. S. Ivanov’a (kod Zorin) bildirmesini istemişlerdir. Saat 11.00’da Vatancar ve Taraki arasında kısa bir telefon görüşmesi yapılmıştır. 14.30’da Sovyet Büyükelçiliğine 700 m mesafede olan Samunin’in resmi konutuna üç bakan arabayla gizlice gelmiştir. Kapıları açarak araçla bahçeye girmişler ve arabayı garaja saklamışlardır. Gulyabzoi (kod Mamed) bu evi daha önceden çok iyi biliyordu ve 1973 ile 1975 yılları arasında bu evde çok sayıda gizli toplantıya katılmıştı. Bakanlar Büyükelçinin onayının alınması sonrasında Zenith özel birliğinin üssüne götürülmüşlerdir. Görünüşlerinin değiştirilmesi için Bıyıkları kesilmiş ve Zenith biriminin üniforması giydirilerek villanın üst katında ayrı bir odaya saklanmaları için yerleştirilmişlerdir.

Amin, Puzanov’un, Povlovskiy’nin, İvanov ve Gorelov’un kendisini tuzağa düşürmek için bir komplo hazırladıklarını iddia etmiştir. Amin kendisine karşı yapılan bu terör saldırısını, Taraki ve bu Rus dörtlü çetesinin birlikte yaptıklarını ve bunlarla işbirliği yapan bazı Afganların Sovyetler tarafından saklandığını söylemiştir. KGB temsilciliğine bu üç bakanın villada saklandığına dair haberleri yalanlama talimatı verilmiştir. Rezidans “13 Eylül tarihinde Vatancar, Gulyobzai, Majduryar ve Sarwari’nin beraberce Sovyet Büyükelçiliğini ziyaret etmeleri ve sonrasında üçünün ortadan kaybolması konusuyla Amin’in çok yakında ilgilendiğini” bildiren bir rapor hazırlamıştır.

201 29 Kasım 1979, tarihinde Gromyko, Andropov, Ustinov ve Ponomarev'in Afganistan'daki durum ile

ilgili SBKP MK'sine raporu, http://digitalarchive.wilsoncenter.org/document/111576

14 Eylül tarihinde Puzonov, Povlovsky, İvanov ve Gorelov ile yaptığı görüşmede Amin “üç bakanın suikastçı olarak kabul edilip, kabineden atılmalarına karar verildiğini” söylemiştir. Ayrıca Mazduryar’ın evinde olduğunu, geri kalanların muhtemelen Sovyet Büyükelçiliğinde saklanıyor olabileceklerini eklemiş fakat Puzonov bu konuyu kesinlikle reddetmiştir.203

Her üç bakan da Amin’i Amerikan casusu, provokatör, terörist, maceracı ve hırsız olarak tanımlayan ifadeler kullanmıştır. Üç bakanı illegal yoldan Afganistan’dan SSCB’ye götürebilmek maksadıyla Raduga (Gökkuşağı) adı verilen bir operasyonun planı yapılmıştır. Operasyonu gizlemek için kullanılacak konunun Sovyet binalarını koruyan Zenith birliğinin personel rotasyonu olması kararlaştırılmıştır. Gerçekçi öz geçmişlerinin yazılı olarak hazırlanması için kaçakların tüm bilgileri ayrıntılı olarak Moskova’ya mesajla bildirilmiştir.204

Yoğun bir hazırlık döneminden sonra bu konu ile ilgili hazırlıklar tamamlanmış, Afgan yetkililerinin dikkatlerinin başka konulara yönlendirilmesi halledilmiş ve ondan sonra Raduga Operasyonu 19 Eylül tarihinde başarılı bir şekilde icra edilmiştir. Bakanlar Taşkent’e emniyetli bir şekilde uçakla getirilmiştir. Operasyondaki başarılı çalışmalarından dolayı birçok personel KGB başkanı tarafından ödüllendirilmiştir.205

2.5.5. Amin’in Kendini Kurtarma Çabaları ve Sovyetlerin İşgal Hazırlıkları

Cumhurbaşkanı Hafizullah Amin, yaptıklarıyla Moskova’yı kızdırdığının farkına varmıştı. Köşeye sıkışmış ve güç bir duruma düşmüştü. Bu baskıyı biraz hafifletmek ve rahatlamak için Sovyetlere olan bağımlılığını azaltarak Amerika’yı yanına almanın ve onlara yakınlaşmanın uygun olacağına karar vermiştir.

Amin, Kabil’de görevli olarak bulunan Amerikan Maslahatgüzarı J. Bruce Armstutz’u makamına çağırmış, Washington’la yakınlaşarak, ilişkilerini daha iyi bir seviyeye getirmek istediğini ifade etmiştir. Fakat Armstutz, Amin’in bu sözlerini ilk önce pek önemsememiştir. Çünkü bu ifadeler Amin’in görüşmelerde genelde kullandığı ifadeler olmuştur. Bunun yanında Taraki’nin devrilmesinden sonra Amin bu çağrısını birkaç kez daha dile getirmiş, Amerikan Dışişleri Bakanlığı da konuyla yakından ilgilenmeye başlamıştır. Amerikan Maslahatgüzarı Armstutz 27 Ekimde tekrar Amin’i

203 Vasiliy Mitrokhin, A.g.e., s. 47 204 Vasiliy Mitrokhin, A.g.e., s. 49 205 Vasiliy Mitrokhin, A.g.e., s. 51

103

görmeye gitmiş, Afgan Cumhurbaşkanı Amerikalı diplomata gayet sıcak davranarak, Amerika ile ilişkileri daha iyi bir seviyeye getirme arzusunda olduğunu belirtmiştir. Yeni gelişen bu durum üzerine ABD yönetimi Afganistan’a bir jest yapmış ve ilk olarak Afgan Havayolları ARIANA’ya bir yolcu uçağı hediye edilmiş sonrasında ise Afganistan’ın acil ihtiyacını karşılamak için Kabil’e 200 ton buğday gönderme konusunda hazırlıklara başlanmıştır.206

Amin, Afgan medyasına yazılarındaki emperyalizm ve Pakistan karşıtı tutumlarını yumuşatmaları talimatını vermiştir. Yakın çevresindeki çalışma arkadaşları ABD ve diğer Batılı ülkelere karşı daha aklı başında politika benimsemesi yönünde onu ikna etmişlerdir. Ekim ayında Amerikan Aryana firmasından alınan DC-10 uçağının Kabil’e gelmesi hoş bir görüntü ve sıcak bir ortam oluşturmuştur.207

Ancak yapılan bu jestler hiçbir işe yaramamıştır. Armstutz Amerika’da görev için bulunduğu sırada yardımcısı Archer K. Blood, 28 Ekimde tekrar Amin’i görmeye gitmiştir. Afgan lideri yine eski söylediği vaatleri tekrarlamış fakat iki ülke ilişkilerini geliştirebilmek için hiçbir elle tutulur teklif yapmamıştır.

İhtimaldir ki Hafizullah Amin, Amerika’nın şahsına ve ülkesine herhangi bir yardımda bulunmayacağını düşünerek, somut bir öneri sunmamıştır. Arkasından onun için belki de en hayırlısının yine Afganistan’ı yönetecek en iyi liderin kendisi olduğunu düşünerek, Sovyetleri ikna etmeğe çalışmıştır. Bunun yanında Washington ile flörte devam ederse bunun Kremlin’i daha fazla kızdıracağından korkmuştur. Biliyordu ki sıkışırsa Amerika ona yardıma gelmeyecekti. Bu sebeple durduk yerde Rusları kızdırarak hedef haline gelmenin hiçbir anlamı ve gereği olmadığına karar vermişti.

ABD açısından bakıldığında da kendi halkına ve dünya kamuoyuna açıklayamayacağı, Amerika’nın çıkarlarına hizmet etmeyecek ve ideolojik olarak yolunun asla birleşmeyeceği, durmadan insanları katleden komünist Afgan Hükümetiyle işbirliği yapmanın hiçbir anlamı yoktu. Zaten bu yüzden de Amerika somut hiçbir öneride bulunmamıştı. Üstelik Amin ABD Büyükelçisi Dubs’ın kaçırılıp öldürülmesindeki hatasını da kabul etmemiş, hatta Amerikalıların olayı ayrıntılı araştırmasına da izin vermemişti.

Olaylar bu şekilde gelişirken ne Amin ne de Kabil’deki Amerikan diplomatları, bir süre sonra meydana gelecek olayların hiçbirisinden henüz haberdar olmamışlardı.

206 Esedullah Oğuz, A.g.e., s. 108 207 Vasiliy Mitrokhin, A.g.e., s. 52

Amerikan Dışişleri Bakanlığı yetkilileri de, uydu fotoğrafları ile Sovyetlerin kuzeyde Afgan sınırındaki yoğun askeri birlik hareketini gördükleri halde, sebebi anlaşılmaz bir şekilde veya bilerek, Kabil’deki diplomatlarına bu konu hakkında hiç bir haber vermemişlerdi. Sonunda, 1979 sonbaharında yapılan Afgan-Amerikan görüşmelerinde de herhangi bir ilerleme kaydedilmemiştir.

Bu süre içinde Sovyetler Birliği Afganistan’ı işgal etmek için gereken hazırlık çalışmalarına çoktan başlamıştı. Kremlin, ordu ve polis teşkilatında çok sayıda yandaşı olan Afgan lideri Amin’den büyük birliklerle Afganistan’a yapılacak harekat dışında küçük bir faaliyet ile kurtulamayacağının farkına varmıştı. Sovyetler ülkeyi işgal etmek için gerekli hazırlıklar yapılana kadar, durumu normal gösterecek faaliyetlerde bulunma, böylece gerçek niyetlerini gizleme kararı almışlardı. Bu maksatla Brejnev ve Kosigin, Amin’in cumhurbaşkanı olmasını kutlamak ve ona desteklerini göstermek için mesajlar göndermişlerdir. Ayrıca Sovyet liderleri, Afganistan’a 67 milyon dolar ilave askeri yardım etmeyi ve Afgan istihbarat birimlerini yeniden yapılandırmak ve geliştirmek amacıyla (gerçekteyse onu içten çökertmek ve böylece Amin’in devrilmesini daha da kolaylaştırmak için) KGB uzmanları gönderme teklifinde de bulunmuşlardır.208

Bu arada Ekim ayı içerisinde “Operasyon Zenith” adı verilen gizli bir operasyon ile KGB özel kuvvetlerinin önemli bir kısmı yakın zamanda gerçekleşecek Sovyet işgaline karşı halk ile kamuoyunun tepkisini azaltmak ve ortamın gerginleşmesine mani olmak maksadıyla gönderilmişlerdir.209

14 Ekim tarihinde Kabil’in güneybatısında bulunan Rişkur kışlasında şiddetli çatışmalar meydana gelmiştir. 16 Ekim 1979 tarihinde Afgan Hükümetinin ülkede meydana gelen askeri bir ayaklanmayı bastırarak, duruma hâkim olduğu açıklanmıştır. Bu arada Sovyet birlikleri Şindad Hava Üssü’nün kontrolünü ele geçirerek, idaresini üstlenmiştir.210

Dışarıdan ve hatta ülke içinden bakıldığında her şey normal ve kontrol altında görünüyordu. Mesela, 27 Ekim 1979 tarihinde Afgan-Sovyet Ekonomik Karma Komisyonu Moskova’da toplanmıştır. Buna ilaveten başka sahalarda da iki ülke arasında olağan görüşmelere devam edilmiştir. Fakat Cumhurbaşkanı Amin’in içi içine sığmamış ve tedirgin bir şekilde davranmıştır. Kendisine suikast yapılacağından

208 Esedullah Oğuz, A.g.e., s. 108; Aleksandr Antonovich Lyakhovskiy , A.g.e., s. 10 209 Vasiliy Mitrokhin, A.g.e., s. 11

105

korkarak çeşitli tedbirler almış ve sık sık oturduğu yeri değiştirmiştir. Amin 28 Ekim tarihinde Amerikalı diplomat Archer K. Blood ile yaptığı son görüşmede, yakında başına gelecekleri önceden anlamış gibi davranarak “pek uzun yaşamayacağını” dile getirmiştir.211

29 Ekim tarihinde SBKP “Afganistan Komisyonu” Afganistan’daki durumdan duyduğu derin kaygıyı belirten bir rapor yayınlamıştır.212

29 Ekim tarihinde Sovyetler Birliği Komünist Partisi Merkez Komitesi Amin’in görevden uzaklaştırılması için bir karar üzerinde anlaşmış ve bu raporu A. Gromyko, Y. Andropov, D. Ustinov ve B. Ponomarev imzalayarak onaylamışlardır.213

Bu arada Afganistan Başkanı Amin gerek kendisine yapılabilecek suikast darbe girişiminden kurtulmak halkın ve Sovyetlerin sevgisini kazanmak için çeşitli tedbirler almıştır. Önemli komutanlar ile görüşerek güven tazelemeye çalışıp onların bir kısmını Polütbüro’ya üye olarak almıştır. Fakat bu faaliyetlerin hiçbirisinde başarılı olamamıştır. Nitekim ülkede ayaklanmalar artmaya başlamış, halktan aldıkları destekle Mücahitler Kabil’e yaklaşmaya başlamışlardır.214

Amin’in iktidarı ele geçirişini takip eden ajan durumu şöyle tanımlamıştır: “a.Sovyet karşıtı olaylarda genel bir artış başlamıştır. İnsanlar açıkça Afganistan’da 1978 Devrimi’nden sonra Rus makineli tüfekleri, roketleri ve tankları olmadan işi başardıklarını söylemeye başlamışlar, Afganların Rus politikacılarına ve Rus sosyalizmine yalvarmaya ihtiyacı olmadığını ifade etmişlerdir.

b.Amin’in şahsi işlerini yapması için Sovyet vatandaşlarını hedef almış ve Sovyet uzmanlara Moskova’ya gayri resmi kanalları kullanarak ve büyükelçilik ile departman liderlerini atlayarak yalan haber vermeleri için baskı yapmıştır.

c.Sovyet vatandaşlarıyla ilgili onları zor durumda bırakacak bilgi ve belgeler toplanmıştır. (Bu konuda İçişleri Bakanlığı çalışanlarına görev verilmiştir.)

d.Sovyet vatandaşları gizlice araştırılmış ve izlenmiş, tehdit edilmiş ve onlara şantaj yapılmıştır. (Rezidans bu raporu Ekim ayında düzenlemiştir.)”

Aynı zamanda Amin’in kabilesinin (Peştun) üyelerinin Ekim ayında Pagman’da gizli bir toplantı yaptığı bilgisi de merkeze iletilmiştir. Amin’e ciddi olarak kabilenin geleceği ile ilgilenmesi ve şahsen kabilenin refahıyla ilgili konuları düşünmesi gerektiği

211 Esedullah Oğuz, A.g.e., s. 108; Aleksandr Antonovich Lyakhovskiy , A.g.e., s. 10 212 Vasiliy Mitrokhin, A.g.e., s.11

213 Aleksandr Antonovich Lyakhovskiy , A.g.e., s. 11 214 Esedullah Oğuz, A.g.e., s. 109

anlatılmıştır. Partiyle oynamayı bırakması ve gelecekte hükümet ve bürokrasideki mevkilere kendi akrabalarını ataması istenmiştir. Orada sonsuza kadar kalamazdı ve gittiğinde düşmanları Kabile ile uğraşmaya başlayacaktı. Amin, “Sonuç olarak şüphesiz ben kolektif liderliği ve partiyi destekliyorum fakat Afgan Kralları ülkeyi yüzyıllarca parti olmadan yönettiler.” demiştir.

Bu gelişmelerin sonucunda Rezidans: “Amin’in bilerek ya da bilmeyerek bir çöküşe ve devrimin yenilgisine doğru gittiğini ve onun gericilik ile emperyalizme hizmet ettiğini” bildirmiştir.215

Afganistan ile ilgili çalışan araştırmacılar yanlış bir değerlendirme yaparak Amin ve direnişi birbiriyle ilişkilendirmişlerdir. Evet, Amin’in de etkisi vardır fakat olayların artmasının gerçek sebebi kırsal kesimde çalışan görevli ve özellikle idarecilerin halka karşı sert ve adaletsiz uygulamaları olmuştur. Sovyetler Birliği tarihinde de bunun gibi önemli bir vaka olan Basmacı hareketi meydana gelmiştir. Sovyet idaresi altındaki Merkezî Asya Cumhuriyetleri’nde yerel Sovyet yöneticilerin işlediği bazı suçlar ve halka kötü davranışları Müslüman halkın Basmacı hareketini desteklemesine sebep olmuştur. Gerçekte yerel yöneticiler Basmacı hareketinin ortaya çıkmasına sebep olmamışlar ama yaptıkları adaletsiz ve zulüm dolu davranışlarla hareketin büyüyerek genişlemesine sebep olmuşlardır. Afganistan’da da ADHP üye ve yöneticilerinin sergilediği normal olmayan ve serseri davranışları ile halkı canından bezdirmeleri sebebiyle benzer bir tehlikenin görülmesine neden olmuşlardır.216

Bu süre içinde Sovyetler işgal hazırlıklarını neredeyse bitirmişlerdi. Ruslara göre, Amin’in artık sonu gelmişti çünkü tüm gayretlerine karşın artık ülkenin kontrolünü neredeyse tamamen kaybetmişti. Ayrıca Amin Rusların yönetici standartlarına uymamış ve Kremlin’in ölçülerine göre bir komünist liderde bulunmaması gereken aşırı milliyetçi davranışlarda bulunmuştu.217

Moskova liderleri Rezidans’ın istihbarat kaynaklarından gelen “Afgan hükümet görevlileri ve aşırı İslamcı muhalefetin yapacakları” söylenen toplantı ile ilgili bilgiyi çok önemli bulmuşlardı. Toplantının Eylül ayının sonlarında Logar Eyaleti’nde gerçekleştirileceği ve toplantıya aşırı İslamcı temsilcilerin Pakistan’dan gelerek katılacakları bildirilmişti. Toplantıda silahlı mücadeleyi sona erdirme konusu tartışılmış ve Amin devrim karşıtları ile Sovyet uzmanların ve danışmanların ülkeyi terk etmesi,

215 Vasiliy Mitrokhin, A.g.e., s. 52

216 Aleksandr Antonovich Lyakhovskiy , A.g.e., s. 3 217 Esedullah Oğuz, A.g.e., s. 109

107

bayrağın değişmesi ve Müslüman direnişçilere af çıkarılması konusunda bir anlaşma yapmaya çalışmıştı. Amin’in gönderdiği temsilci “her şeyin kabul edilebileceğini fakat zaman alacağını” söylemişti.

Bu konuda gelen başka bir istihbari bilgiye göre, H. Amin’in kardeşi Abdullah bazı yandaşlarına “Mısır’ın Başkanı Enver Sedat’ın Ruslara karşı yaptığı davranış uygundur ve bu yolu izlemek bizim için daha mantıklı olabilir.” demiştir. KGB Afganistan ve İran arasındaki olası bir anlaşmayla Afganistan’ın İran Devrimi’nden etkilenerek, İslami bir rejimin kurulması olasılığını bilhassa çok tehlikeli bulmuştur.218

Brejnev, işgal hazırlıkları tamamen bitmek üzereyken, Amin’den Sovyet birliklerini resmi olarak çağırmasını istemiş fakat Afgan Cumhurbaşkanı bunu kabul etmemiştir. Brejnev bu şekilde, Sovyet işgalinin uluslararası hukuk kurallarına uygun olarak yapılmasını sağlamak istemiştir. Afganistan Cumhurbaşkanı Hafizullah Amin de 1978 Ekim ayında bir Amerikan diplomatı ile yaptığı görüşmede, “Eğer Brejnev, Afganistan’ın bağımsızlığına karşı herhangi bir şey yapmamı isterse, hayatım pahasına da olsa karşı koyarım.” demiştir.219

Bu arada Amin, Ruslar dâhil tüm kesimlerin nefretini kazanmaya devam etmiştir. Kendisine muhalif olan herkesi etkisiz hale getirmiştir. Buna Perçemlerin yanında kendi yandaşı olan Halkileri de katmıştır. Orduda da buna benzeyen bir tutum sergilendiğinden neredeyse ordunun kritik kadrolarının tamamı boşalmıştır. 1979 yılı sonbaharında Amin kendisi tarafından uygulama emri verilen 12 bin kişilik idam edilenler listesini yayınlatmıştır. Gerçekleştirilen bazı araştırmalar ışığında bu miktarın 50 bin veya daha fazla olabileceği değerlendirilmiştir. Yapılan bu zulüm ülke içinde büyük bir göç dalgası oluşturmuştur. İşin altından kalkamayan ADHP yönetimi suçu Sovyetlerin üzerine atabilmek maksadıyla faaliyetler yapmaya başlamıştır. Sovyetler artık haddini aşan Amin’i bu kanunsuz hareketleri ve aşırı baskıyı durdurması için defalarca uyarmış fakat o hiç aldırış etmemişti. Bununla da yetinmeyen Amin sık sık: “Ülkemizde on bin savaş ağası var. Biz onlardan kurtulduk ve problem çözüldü. Afgan halkı sadece zor kullanmaktan anlar.” demiştir.

Bu günlerde, ABD Elçiliği de Dışişlerine çektiği mesajda: “18 aydır Afganistan yönetiminde olan Marksist rejim kendisini yok etmeye çalışmıştır. 78 devrimini yapan bakanların 25 tanesi değişmiş, bu sayı yardımcılarında daha fazla olmuştur. Bu

218 Vasiliy Mitrokhin, A.g.e., s. 55 219 Esedullah Oğuz, A.g.e., s. 110

hükümetin nasıl sürdüğünü anlamak olanaksız hale gelmiştir. Cezaevlerinde tutuklu bulunan siyasi mahkûmlardan idam edilenlerin miktarı 6 bini aşmış, şu anda tutuklu bulunan siyasi mahkûmların miktarı da yaklaşık bunun dört katına ulaşmıştır.” ifadesini kullanmıştır.220

25 Ekim tarihinde FCD 8’inci Departman Başkanı Kıdemli Yardımcısı Yarbay A. V. Petrov, Babrak ile çalışmalar yapması ve yanında bulunması için Prag’a gönderilmiştir. Babrak’ın kodu değişerek “Martov” olarak anılmaya başlanmıştır. Kasım ayında Afganistan’ın gelecekteki yöneticileri Moskova’ya çağırılmıştır. Çekoslovakya’dan iki kişi, Bulgaristan’dan üç kişi ve gizlice Yugoslavya’dan iki kişi çağırılmıştır. Hep birlikte KGB’nin talimatlarını almaya başlamışlardır.

Bu konuya KGB’nin bakış açısı “özellikle önemli” olarak belirlenmiş ve muhtıra Kasım ayında Brejnev’e gönderilmiştir. İşte, bu muhtıradan bazı bölümler şöyledir:

Afganistan’da devlet ve partideki liderlik değişiminden sonra ülkedeki durum hızla SSCB’nin menfaatlerine zarar verecek şekilde hızla bozulmaya başlamıştır. Afgan Demokratik Cumhuriyeti’nin dış politikasını sağa yönlendirmeye niyetlendiği yönünde çok sayıda ve giderek artan şekilde rapor gelmeye başlamıştır. H. Amin’in adamları ve sağ kanat Müslüman muhalefet temsilcileri anlaşmazlığı çözmek için bir yol bulmaya çalışmışlardır. H. Amin şahsen ABD elçisiyle defalarca görüşmüş fakat Sovyet temsilcileriyle yaptığı toplantılarda bu görüşmelerin içeriği ile ilgili hiçbir ayrıntı verilmemiştir.

H. Amin’in bizzat verdiği emirlerle Afgan Demokratik Cumhuriyeti’nde Sovyetler Birliği’nin itibarını düşürmek ve Afganistan’daki Sovyet görevlilerinin faaliyetleri hakkında şüphe yaratmak maksadıyla dedikodular uydurulup, tüm ülkeye yayılmasını sağlamıştır. Son zamanlarda yüksek seviyedeki bürokratların parti ve resmi toplantılardaki konuşma ve yazılarında SSCB hakkında dostça olmayan ifadeler görülmeye başlanmıştır. Afgan yoldaşlar oy birliğiyle ADHP’nin yeniden uyanması için tüm mücadelenin ve ADC’nin yeniden yapılanmasının yoluna konması için Karmal Babrak’ın lider olmasını kabul etmişlerdir.

Amin’den kurtulmak için yapılan programın ana başlıkları: “Amin’in politik arenadan mümkün olan en kısa sürede uzaklaştırılmasının gerekliliği, Afgan komünist

109

saflarındaki çatlağın sonsuza kadar yok edilmesiyle yeni bir partide birleşme ihtiyacı, Rusya ile dostluk ve emperyalizme karşı mücadele” olarak belirtilmiştir.221

Artık işgal için çark dönmeye başlamıştı. Küçük gruplar halinde askeri birlikler ve KGB mensupları çeşitli örtülü faaliyetler ile Afganistan’a gönderilmiştir. Mart 1979’da Puzanov ve Ivanov sivil elbiseli gerekli silahlarla donatılmış (makineli tüfek, el bombası ve tabanca) 20 sınır muhafızının Büyükelçiliğin korumasını desteklemek maksadıyla ilave olarak gönderilmesini istemişlerdir. Onlar ayrıca ADC’deki Sovyet kuruluşunu, dışişlerinde danışman görüntüsündeki iki KGB haberleşme uzmanını ve 5.000 ruble değerindeki uzun süreli yiyecek stokunu korumak maksadıyla KGB’nin 7’nci Müdürlüğünden on iki kişilik operasyonel bir grubun gönderilmesini de istemişlerdir.222

4 Kasım tarihinde Ayetullah Humeyni İran’da İslami devrimle iktidarı ele geçirmiş ve müteakiben Tahran’daki Amerikan Büyükelçiliği işgal edilmiştir. Amerikalılar bu büyük sorunla uğraşırken, Ruslara karşı bir harekette bulunamazlardı. Kremlin bu durumdan da faydalanmaya karar vermiştir. Hiç güvenmedikleri ve her an Batıya yanaşabilecek, CIA ile işbirliği ortada olan Amin’i ortadan kaldırma ve yerine kendilerine sadık bir kişiyi geçirme fikri ortaya çıkmıştı. Bu konu Sovyetlerin en büyük korkusuydu ve Mısır, Şili ve Somali’deki Sovyet karşıtı dönüşümleri unutmamışlardı.223

9 Kasım tarihinde Merkezi Asya Hava Birlikleri’nden görevlendirilen bir Sovyet Özel Kuvvetler Taburu Afganistan’a gönderilmiştir.224

9 Kasım tarihinde Kabil yakınlarında hükümet birliklerine çok sayıda pusu atıldığı ve 200 civarında personelin öldüğü rapor edilmiştir.225

Kasım ayı içerisinde Zenith grubu askerlerini özel eğitimli sınır muhafızlarıyla değiştirmek maksadıyla bir operasyon yapılmıştır. 208 Muharip asker, silahlı helikopterler, 25 zırhlı personel taşıyıcı, 15 zırhlı araç, on elde taşınan ve dört ağır bomba atardan oluşan motorize bir bölük gizlice gönderilmiştir. 7 Aralık tarihinde Amin’in yeni konutunda haberleşme sistemi üzerinde çalışma yapmak üzere sınır muhafız komutanlığı karargahından iki uzman gelmiştir. 8 Aralık tarihinde Rezidans’a,

221 Vasiliy Mitrokhin, A.g.e., s. 57; Aleksandr Antonovich Lyakhovskiy, A.g.e., s. 22(Babrak'a Andropov