• Sonuç bulunamadı

Nisan Devrimi’nden Sonra Batının Tutumu

III. TARİH İÇERİSİNDE AFGANİSTAN

III.6. İki Dünya Savaşı Arasındaki Dönemde Afganistan

III.6.3. Nadir Han İktidarı

2.3. Afganistan’da Komünist İhtilal Ve Komunistlerin Faaliyetleri

2.3.2. Nisan Devrimi’nden Sonra Batının Tutumu

Hükümet kurulduktan sonra ülkenin yeni lideri Taraki ve yandaşları, Afganistan’ın eskiden olduğu gibi tarafsız bir dış siyaset yürüteceğini ifade etmişlerdir.

55 Vasiliy Mitrokhin, A.g.e., s. 11 56 Esedullah Oğuz, A.g.e., s. 90

57 L İ Brejnev, Afganistan Üzerine, Pravda Muhabirine Brejnev'in Verdiği Cevaplar, Türkçeye Çeviren

Hüseyin Akyol, İstanbul Mart 1980, s. 14

58 Vasiliy Mitrokhin, A.g.e., s. 9 59 Richard Mackenzie, A.g.e., s. 66

Afganistan Demokratik Halk Partisinin lideri de olan Taraki, partisinin Marksist ve komünist çizgide bir parti olduğu yönündeki iddiaları her zaman yalanlamıştır. Ayrıca Taraki laik bir devlet olarak İslama bağlı olduklarını ve dışişlerinde tarafsız olacaklarını da açıklamıştır.60 Afgan liderinin bu açıklamaları gerçek amaçlarını gizlemeyi başarmış

olmalıdır ki dünya başkentlerinde yeni rejim ile ilgili olumlu görüşler oluşmuş, yeni Afgan yönetiminin milliyetçi bir çizgiye sahip olduğu düşünülmeye başlanmıştır.61

Hatta New York Times gazetesi 5 Mayıs 1978 tarihli sayısında yeni Afgan Hükümeti konusunda şöyle yazıyordu:

“Bundan 10 yıl önce komünistlerin herhangi bir yerdeki kazancı, Washington için büyük bir kayıp sayılıyordu. Ancak Amerikalıların çoğu dünyanın artık eskisine nazaran çok daha karmaşık olduğunu kabul ediyorlar. Afgan komünistleri geleneksel olarak Pekin’den çok Moskova’ya yatkın olmalarına karşın, onların Kremlin’in kuklası olması mümkün görünmüyor.”62

Aydınlık gazetesi 6 Mayıs 1971 tarihinde yayınladığı haberde: “Afganistan’da 3 bin Rus danışman bulunduğunu ve darbeyi onların örgütlediğini” belirten bir haber yayınlamıştır.63

Prof. Louis Dupree ile bu konuda 20 Mayıs 1978 tarihinde New York Times gazetesinin yaptığı söyleşide Dupree, “komünist” yakıştırmasının yeni Afgan Hükümeti için henüz erken ve yersiz olduğunu belirtmiştir.64

Batılı diplomatik çevrelerin ve buna paralel olarak Batı basınının Afgan yönetimi hakkındaki olumlu yaklaşımlarına rağmen Afganistan yöneticilerinin gizlediği komünizme yakın hükümet yapısı son zamanlarda Afgan yöneticilerin politik davranışları ile ortaya çıkmaya başlamıştır. Dünya kamuoyuna kendisini bağlantısız ve tarafsız tanıtmaya çalışan ancak gerçekte komünizm ile yönetilip SSCB’nin en önemli müttefiklerinden birisi olan Küba ne kadar tarafsız ise Afganistan da o kadar tarafsızdı. Henüz darbenin üstünden üç hafta geçmesine rağmen Afganistan Dışişleri Bakanı Amin’in ilk resmi yurtdışı seyahatini Sovyetler Birliği’ne yapması bu vakte kadar Afgan Hükümetinin yaptığı tüm tarafsızlık açıklamalarını yalanlamaya yetmiştir. Bununla da yetinmeyen Amin Moskova ile Kabil’in dost olduğunu ve kardeşlik anlayışı

60 William Blum, A.g.e., s. 3 61 Esedullah Oğuz, A.g.e., s. 91

62 New York Times, A Communist Coupe In Afghanistan, 5 Mayıs 1978 63 Aydınlık gazetesi 06 Mayıs 1978, s.1

64 Louis Dupree, "Letter; On Afghanistan; A Communist Label Is Unjustified", New York Times, 20

65

içerisinde birbirlerine bağlı olduğunu açıklamıştır. 19 Mayıs 1978 tarihli Pravda gazetesi bu açıklamayı manşetten vererek, Afganistan’ın komünizme olan bağlılığını tescil etmiştir. Amin ikinci resmi yurtdışı ziyaretini Küba’ya yaparak burada Fidel Castro ve diğer yetkililerle görüşmeler yapmıştır. Artık kurulan yeni rejim ile ilgili gerçek yüzünü göstermeye başlayan ADC bundan sonra gerek söylemlerinde gerekse politik davranışlarında komünizm yanlısı bir tavır sergilemeye başlamıştır. Hatta ADHP’nin tüzüğü incelendiğinde SBKP’nin tüzüğünün ve teşkilat yapısının neredeyse tamamen aynı olduğu görülmüştür.65

Bu gelişmeler ile birlikte bütün dünya yeni Afgan Hükümeti konusunda yanıldığını anlamakta gecikmemiştir. Prof. Leon B. Poullada66 da Afganistan’daki

Amerikan diplomatlarının neden yanıldıklarını şöyle açıklamıştır:

“Afganistan’ın yeni liderlerini Amerikan diplomatlarının yıllardan beri tanıdıkları konusundaki iddialar ne yazık ki doğru değil. Bu ülkedeki komünist liderler yıllarca yeraltında faaliyet gösterdiler ve onları izlemek CIA’in işiydi. Ancak Kabil’deki CIA yetkililerine yerel partileri bırakıp, dikkatlerini Sovyet sınırında yoğunlaştırmaları emri verilmişti. Amerikalılar Afganistan’daki solcuları pek ciddiye almamışlardı.”67

SSCB’nin Afganistan Büyükelçisi A. Puzanov, 31 Mayıs 1978 tarihinde Dışişleri Bakanlığına yazdığı siyasi mektubunda: “Davut iktidarı döneminde ekonominin bozulmasının büyük bir memnuniyetsizlik yarattığını, ADHP yöneticilerini tutuklamasından rejimin düşmesinin kolaylaştığını ve sonra darbe olduğunu, Taraki Hükümetinin 9 Mayıs 1978 tarihinde açıkladığı parti programının ADHP’nin 1966 yılında hazırladığı program esas alınarak bu temelde geliştirildiğini, ana görevin toplumun sosyal ve ekonomik yapısını geliştirmek ve emperyalizm ile mücadele etmek olduğunu, 29 Nisan tarihinde Taraki ile yaptığı görüşmede Taraki’nin: “Amacımız Marksist-Leninist ilkeleri takip ederek, Sosyalist bir yönetim kurmaktır. Biz sosyalist kampın bir üyesi olacağız. Fakat bu yolu takip ederken dikkatli olmalıyız ve halkı şimdilik bilgilendirmemeliyiz. Dış politikada bağlantısız olmayı tercih ediyoruz fakat bu SSCB ile işbirliğimizi kolaylaştıracaktır.” demiştir. Davud’un devrilmesinin Batıda şok etkisi yarattığı, yeni hükümet için yalan haberler dolaştığı, Batı ülkeleri büyükelçiliklerinin faydalanacak bir pozisyon bulabilmek için beklediği, Afgan

65 Esedullah Oğuz, A.g.e., s. 92

66 Prof. Leon B. Poullada hakkında ayrıntılı bilgi için bkz.: Teh Annals, Leon B. Poullda. Reform and Rebellion in Afghanistan 1919-1929:King Amanullah's Failure To Modernize a Tribal Society, New

York, 1973,s.176

yönetiminin çok sayıda danışman istediği, böylece SSCB’ye karşı halk üzerinde sempatik bir etki yaratılacağı” belirtilmiştir.68

Devrim yapıldıktan yaklaşık iki ay kadar sonra direnişçiler bir ittifak oluşturarak sınırdaki birliklere saldırmaya başlamışlardır.69 Buna paralel olarak, Afganistan’ın

yönetimini darbe ile ele geçiren komünist hükümete karşı ilk halk ayaklanması 1978 yazında olmuştur.70 Bu ayaklanmanın önemli bir sonucu olmamıştır. Ancak memleket

işlerini bir yana bırakıp parti içerisinde başlayan iç çekişme yüzünden ADC Hükümeti giderek, ülkenin kırsal kesiminde kontrolünü kaybetmeye başlamıştır.

Parti içi çekişmelerden rahatsız olmaya başlayan Moskova soruna bir çözüm bulabilmek için 18 Haziran 1978 tarihinde R. I. Kharazov başkanlığında bir danışmanlar heyetini Kabil’e göndermiştir. Heyet, Taraki ile Büyükelçi A. M. Puzanov’un da katıldığı bir toplantı yapmıştır. Toplantıya daha sonra Babrak Karmal da çağrılmıştır. Toplantının ana konusu partideki bölünmeydi. Ancak Taraki, partide herhangi bir bölünme olmadığını iddia etmiştir.71

ADC liderliği bölünme olmadığını iddia etse de Kabil’deki gelişmelerden rahatsız olan Rezidans, durumu acil görerek, Temmuz 1978 tarihinde sadece ADHP’deki liderleri arasında değil aynı zamanda partinin tabanında da çok büyük bir bölünme yaşandığını bildirmiştir. Taraki ve Amin Perçem’e gerçekten kötü yöntemler kullanarak saldırmaya başlamıştı. Rezidans, Perçem kanadı da aynı şekilde karşılık verirse durumun iç savaşa dönüşebileceğini belirtmiş, Halk Partisi yöneticileri ve mensuplarına sadece SBKP liderliğini ikna ederek bu durumu durdurabileceği

68 The Soviet Union and Afghanistan, 1978-1989: Documents from the Russian and East German Archives; Cold War Internatıonal Hıstory Project Bulletın, Woodrow Wilson International Center for

Scholars, Washington D.C, sayı8-9, Kış 1996/1997, s. 134, (Kaynak: Odd Arne Westad'dan alınan belgelere dayanmaktadır. Sovyet Arşivi: TsKhSD), fond (f.) 5, opis (op.) 75, delo (d.) 1179, listy (ll.) 2-

17.); Political Letter from USSR Ambassador to Afghanistan A Puzanov to Soviet Foreign Ministry, "About the Domestic Political Situation in the DRA", 31 Mayıs 1978 tarihlidir,

http://digitalarchive.wilsoncenter.org/document/113255; Sovyet Arşivi Geçici Evrak Depolama Merkezi, TsKhSD, fond (f.) 5, opis (op.) 75, delo (d.) 1179, listy (ll.) 2-17

69 William Blum, A.g.e., s.4

70 Edward Girardet, Afghanistan Between War and Peace, National Georgaphic Dergisi, Washington

D.C. ABD, Kasım 2003, s. 35

71 18 Haziran 1978 tarihinde yapılan Sovyet Büyükelçisi A. M. Puzanov ile Taraki arasındaki konuşmanın kaydı (Record of Conversation, Soviet Ambassador A. M. Puzanov and Taraki)

http://digitalarchive.wilsoncenter.org/document/113256; Sovyet Arşivi Geçici Evrak Depolama

Merkezi TsKhSD, f. 5, op. 75, d. 1181, ll. 22-27; CWIHP Bulletin 8-9, Woodrow Wilson International Center for Scholars, Washington D.C., Kış 1996/1997, s. 134,

67

yorumunda bulunmuştur. Taraki’nin hem CIA hem KGB ajanı, Amin’in ise çok derin bir örtü altında Amerikan ajanı olduğuna dair çok sayıda dedikodu ortada dolaşıyordu.72

Hafizullah Amin, 21 Ağustos 1978 tarihinde ADHP polütbürosu Planlama Bakanı Sultan Ali Keshtmand (Perçem) ve Genel İşler Bakanı Muhammed Rafi’nin (Perçem) darbe girişimi içinde oldukları gerekçesiyle tutuklanmalarını emretmiştir. Kasım ayında da Karmal’ın Perçem kaynaklı darbe girişimi duyurulmuştur. Amin’in ADHP’de gücü artmış ve Taraki’nin yardımcılığına da gelmiştir. 3 Aralık tarihinde Taraki, Sovyet liderleri ile görüşmek üzere Moskova’ya gitmiştir.73

11 Eylül 1978 tarihinde Çekoslovakya’da büyükelçi olarak bulunan Babrak Karmal, Diplomatik Protokol Müdürü Tucek’i ziyaret ederek, Çekoslovakya’daki görevinin sona erdiğini kendisine ilettiklerini söylemiştir. Mevcut politik durumda ülkesine dönmeyi ve herhangi bir kapitalist ülkeye de gitmek istemediğini, eğer mümkün olursa Çekoslovakya’ya siyasi sığınma talebinde bulunacağını söylemiştir. Tucek’de ona bir Afgan vatandaşı olarak Afganistan Büyükelçiliğinin koruması altında olduğunu söylemiştir.74 13 Eylül tarihinde de SBKP MK Doğu Almanya (GDR) Devlet

Başkanı Eric Honecker’e Afganistan’daki durumu ve Halk ile Perçem arasındaki çekişmeyi anlatan bir rapor göndermiştir.75

Afgan Hükümetinin Moskova ile işbirliği içinde olduğuna dair yeni belirtiler ortaya çıkmıştır. Taraki rejimini ilk tanıyan SSCB olmuş ve diğer Doğu Bloğu ülkeleri de onu takip ederek, yeni rejimi tanımışlardır. Yeni Afgan Hükümetinin dış politika konusunda ilk icraatlarından birisi Kabil’deki Güney Kore Büyükelçiliğini kapatmak olmuştur. Buna karşılık Afganistan’ın daha önceden diplomatik ilişkide bulunmadığı Küba’nın Kabil’de büyükelçilik açma kararı sevinçle karşılanmıştır. Sovyetlerin uygulamaya koyduğu gizli plan gereğince yeni rejimi daha iyi kontrol altında tutabilmek ve yeni rejimin yerleşmesini sağlamak amacı ile ülkeye binlerce Sovyet askeri ve sivil danışman gelmeye başlamıştır. Sovyetler Birliği aynı düşünce çerçevesinde Afganistan ile bir sürü ekonomik anlaşma imzalamış, karşılıklı ticaret geliştirilmiştir. Bu arada Afgan bayrağı değiştirilmiş, yerine Sovyetlerinkine benzer

72 Vasiliy Mitrokhin, A.g.e., s. 13; Egor Evsikov, "Soviet Intelligence in Afghanistan: The Only Efficient

Tool of the Politburo", Baltic Security & Defence Review, sayı 11, 2009, s.46

73 Vasiliy Mitrokhin, A.g.e., s. 9

74 12 Eylül 1978 tarihinde yapılan Karmal, ve Tudec arasındaki görüşmenin tutanağı,

http://digitalarchive.wilsoncenter.org/document/112467

75 13 Eylül 1978 tarihinde SBKP MK'nin DAC (GDR) lideri Erich Honecker'e gönderdiği bilgi ,

http://digitalarchive.wilsoncenter.org/document/113258; Doğu Almanya Arşivi SAPMO Stiftung Archiv der Partaien und Massenorganisationen der DDR im Bundesarchiv , Berlin, J 2/202, A. 575

kızıl bir bayrak benimsenmiştir. Davud’un geçmiş yıllarda yaptığı yedi yıllık kalkınma planlarının yerini, Sovyet danışmanların yardımı ile hazırlanan Sovyet sistemine uygun 5 yıllık planlar almıştır.76

1978/79 kışında yeni rejime karşı ayaklanan İslami direniş hareketi halktan da destek alarak bütün eyaletlere yayılmıştır.77