• Sonuç bulunamadı

Sohbet n° 014 - Tarih: 31 ekim 2001

<> ve [] ile baĢlayan satırlar Aiberg‟e ait değildir.

Slm slm everybody. Ancak gelebildim, hoĢbulduk. Çok azız ama olsun. Her Ģey daima en az ile baĢladı: Adem ve Havva gibi… Resulullah ile Hatice anamız gibi… Ġki kiĢi bir çift ama, yetiyor iĢte. Bazen de herĢey Lut'un dördüncü kiĢiyi bulamaması gibi gazapla bitiyor. Bugün hem aybaĢı, hem dolunay (Ramazana 15'i haber veriyor), hem de Cumhuriyet peryodu…

Vaktimiz oldukça Hızır'ın öyküsüne devam edeceğiz. Ama öncelikle söylemem gereken bir Ģeyler var. Bugün kandil, bence manevi kandil bu ve herkese kutlu olsun. Çünkü böyle geceler, aslı olsun olmasın, bizim için bir dua ve huĢu vesilesidir. Allah'a -her Ģey- beraat etmek, regaip (affedilmiĢ) olmak için bir vesiledir. Yani benim asla böyle mümtaz gecelere bir itirazım olmadı ve olmayacaktır...

Ama madem ki biz bizeyiz, bu önemli gece hakkında konuĢalım ve bunların konuĢulması gerekli olabilir. Yazacaklarım, bu gecenin ve bizlerin Allah ile yakınlaĢmasının hızını kesmemelidir.

Daha önce de söylemiĢtim: Kur'an'da bir tek Kadir gecesi vardır.

<> Ramazan yaklaĢtığına göre, Ramazan ibadetleri nasıl olmalı, incelenmeli?

Evet, Orucu da incelememiz gerekiyor.

<> Mezhepçiler, ibadeti amma zorlaĢtırmıĢlar. Bilerek oruç bozarsan 61 gün kefaret, 20 rekat teravih namazı falan…

Kesinlikle, mezheb taassubunu din sanıyor Ġslam alemi. Bunları sırayla konuĢacağız. Ama öncelikle BĠLĠM ve HANĠFLĠK süzgecinde mübarek geceleri bir irdelememiz gerekli. DemiĢtim ki: Kur'an'da sadece ve sadece KADĠR gecesi vardır.

Yani AY takvimine göre, her yıl 11 gün öne gelmesi gereken tek TAKVĠM bu geceye aittir ve Andromeda ile aramızdaki 83 yıllık (1000 ay) hızını hesaplamamıza yardımcı oluyordu. Ancak araya baĢka konular girdiğinden, o geceyi anlatırken kaynamıĢtı. ġimdi bir daha kısaca toparlayalım: iki galaksinin birbirinden uzaklaĢma hızı. (Evrende galaksiler arası boĢluk ĢiĢmektedir, buna evrenin geniĢlemesi deniyor.)

Ayette Kadir gecesinden, yani yaklaĢık 12 saat süreden söz ediliyor: 12 saat = 1000 ay; 1000 ay = 30000 gün; 30 bin x 24 saat = ??

<> 720.000 saat

Zamandan kaybetmeyelim diye kısa kesiyorum: Bu, “Hubble'ın geniĢleme katsayısı” için önemli bir rakamdır ve benzerlik inanılmazdır. Dolayısıyla AY takvimi de buna bir biçimde eĢlik ediyor. Sanki Yaratan, dünyadaki bir saate karĢılık 60000 saat tutarında bir “NUTASYON” hızı oluĢuyor

Dünyadaki bir saate karĢılık uzayın geniĢlemesi (Zariat-47) bu mesafeyi buluyor. Bir baĢka deyiĢle;

dünyanın bir saatte aldığı yolu uzay aynı miktarda fakat 60 bin katıyla kat ederek geniĢliyor. Bu da saatte 83,3 Hubble katsayısı ediyor.

(Saniyede geniĢleyen uzay radyanı vb. konuyu ileride açar ve bir mucizeyi daha tescil ederiz.

Biliyorsunuz benim iĢim söylenmemiĢleri dünyada ilk ve tek açıklamaktır. Reklamlardı, kusura bakmayın;-) Kadir gecesi demek Zariat-47 demektir.

<> 1000 aydan daha hayırlı Kadir gecesi = 1000 ay = 83,33 yıl…

Evet. Hubble ise (parametreleri yüzünden) bunu 79 bps/saniye olarak hesaplamıĢ. Yani ondan daha SAĞLAM bir hesabımız var. Andromeda, burgu hareketi yaparak ve nabız gibi atarak bizden uzaklaĢıyor. Ġki fırıldak (Samanyolu ile Andromeda); daha sonra ÜSTÜSTE çakıĢıyorlar; kondanse oluyorlar; iki elektroskop kutubu gibi davranıyorlar. Bunlar olurken, bir rastlantı mıdır nedir? (Hiçbir Ģey rastlantı değildir.)

<> Bu rakam sabit midir? Değildir deniyor. Ne kadar doğrudur veya 83,33 limit midir??

Hubble sabiti, yakın galaksiler için sabite çok yakındır. Ama uzak galaksilerde, bizden kaçma, yani uzayın geniĢlemesi ıĢık hızına ulaĢıyor ve hatta onu geçiyor. ĠĢte bu yüksek hızda, uzaklaĢmalar yüzünden parametreler, uzak galaksiler için sabitlikten öte komik olmaya baĢlıyor.

<> O zaman tachyonlar alemine mi varıyor evrenin sınırı?

Elbette bizler, TACHYONLARLA zaten aynı POLARĠZE düzlemdeyiz ve birbirimize dikiz; iç içeyiz;

Beden ve Ruh gibi… Ruh ıĢığın kaynağı, beden ise ıĢığın kendisi (çünkü madde = enerjidir).

Unutmayalım ki, IġIĞIN KAYNAĞI IġIKTAN HIZLI GĠTSE BĠLE, IġIĞIN KENDĠSĠ saniyede 300 bin km‟yi geçemez.

IĢığın kaynağı = NUR = Takyon enerjisi. IĢığın kendisi ise NAR = Enerji, ıĢık fotonları. Dolayısıyla evrenin geniĢleme tensoru IġIKTAN HIZLI olabilir ama, ıĢık bizimle hızını hiç değiĢtirmeden, bildiğimiz (c) malum hız ile haberleĢir.

Burada ENURJĠ vites kaybetmiyor. Sadece NUR'un giriĢiminin SONUCU olarak bu evrende tezahür ediyor ve görünüyor. Sanki Enerji (Nar) NUR'un bir cürufu, artığı, uzantısı ya da göstergesi…

Bu yüzden EN SAĞLAM olarak Hubble sabiti EN YAKIN galaksiye göre ve göreceli olarak ÖLÇÜLÜR. Bu yüzden Kadir gecesi çok ama çok önemlidir.

“Melekler ve Ruhun indiği, Kur'an'ın indirildiği” diye tercüme edilen iki ayetin sırrı da budur.

Ama asıl sır, adının KADĠR olmasıyla bağlantılıdır. Zariat-47'yi yazabilir misiniz?

<> 51-Zariyat/47: Göğü, gücümüzle biz kurduk, Ģüphesiz onu geniĢleticiyiz.

Oradaki “güç” kelimesini bir araĢtırın bakalım, orijinali nedir?

<> Kudret?

Evet, Kudret'e temsil ediliyor. Ama kelime Ģu: Yani semayı (göğü) “beneynaha” = “Bina ettik”

kökünden. Ancak büyük bir ġĠFRE de veriyor.

<> 51-Zariyat/47: vessemae beneynaha bieydin ve inna lemusiun

ġifre Ģu: FIRILDAK… Bu da Arapça'nın o inanılmaz özelliklerinden biridir. Mesela, “Sana Ruhtan sorarlar, de ki: Ruh Rabbin emrindendir, size az bir ilim verilmiĢtir.” ġimdi aynı biçimde ikinci bir özelliğini de göreceğiz bu ayetin: Arapça “Taal Hun” = Taal (Come), Hun (Here).

“Come Here” ise ĠMPERATĠVE yani EMĠR kipidir. (GEL = Emretmektir. GĠT = Emretmektir.) Arapça bilenleriniz hatırlayacaktır ki: RUH = GĠT emir sığasıdır (Ġmperative modality). Kelime kökü “RaHa”

(“gitti” gibi). Emir biçimi RUH = GĠT'tir.

ġimdi yukarıdaki ayeti bir de bu biçimde yazalım: Sana “Git” emrinden sorarlar, de ki: “O EMĠR KĠPĠDĠR. (Ġlahi emirdir)”.

“Size KALĠL bir ilim verilmiĢtir.” Kalil'in yedi anlamından ilki, “Azınlık, ekalliyet, yani ekseriyetin tersi.” Ġkinci anlamı, tüm sıfırdan küçük sanal sayılar (Kök içinde eksi bir gibi √(-1) ). Üçüncü anlamı da BOOMERANG. Ruh = Git.

Rücu (Raci, Rac) = Dön (Allah'a dönmek, Allah'a çevrilmek, Allah'a dönüp onunla buluĢmak). Ruh gitti ama RÜCU etti, yani döndü. Bu gidiĢ geliĢ değil, tam anlamıyla bir RĠNG seferi yapıp, non-stop ilk durağa dönmekten ibarettir.

“Melekler ve RUH” derken, “ĠNER DE ĠNER” derken, “Melekler ve Ruh 50 bin yılda Allah'ın huzuruna çıkar” derken, acaba bu ayetler sizce neyi ANLATMAYA çalıĢıyor??

Sürekli Allah'ın huzuruna, bir gün ki bizim saydığımız 50 bin yılda çıkan bu RUH ve melekler, öyle bir gece geliyor ki, kutuplar değiĢmiĢ gibi, bu kez o mübarek gecede yukarı çıkmıyor, bu kez YUKARI ÇIKMAK için, bizim galaksinin önünü kesmesine rağmen, ĠÇĠMĠZDEN geçerek yollarına devam ediyorlar.

Yani Kadir gecesinde, bir TUHAFLIK olarak, melekler ve Ruh'un yolunun üzerine dikiliyoruz.

Kaynak ise, çıkıĢ noktası olarak, 83 yıl öteden geliyor. 12 saat kadar ise BĠZDE TAKILIYOR.

Kadir gecesi, Ay'ın hareketleriyle ilgili. Bir rastlantı sonucu, AY'ın bilinen dört evresi, onun bir diĢli çarkı gibi, sanki Kadir gecesini sayıyor. (En büyük ortak bölen ve 7 üzerinden.) 365 günlük güneĢ takvimine uymuyor bu gece. Sürekli her yıl 11 gün öne geliyor. Her 33 yılda bir kere kendini, yine aynı

“ÇIKIġ NOKTASINA” getiriyor.

Bu da bir ARTIK yıl olarak ekleniyor ve böylece Kameri ile ġemsi takvimler arasındaki fark gideriliyor. Ramazan ve 12 ay'ın belirteci / göstergesi bildiğimiz AY'dan ibaret. Bu “Moon”un 12 tane de

“Month”u var. (Ġkisi de AY olunca böyle yazdım, ukalalıktan değil.)

Ramazan'ın adını da koyan, seçen ve seven, Allah'a da bu dileğini kabul ettiren, o baĢ Hanif'imiz Ġbrahim'dir, bilirsiniz. RamaDHan ne demektir acaba? (Arapça değil, Sankritçenin Brahmi dalındandır.) Ramayana? RamaDHana? “Rama” = Büyük Ruh; “Dhana” = ĠNDĠ… Yorumlar mısınız?

Çünkü Ramazan'ının orijinal adını koyan, kendi ana dili olan Sankritçe‟yi (Yafes‟in dili) oğulları Ġsrail (Sami) ile Ġsmail‟e (Hami) miras bırakan, Ġbrahim atamızdır. Sara (Sami) ve Hacer‟i (Hami) hatırlayınız…

Hami = Hacer, Hagar da deniliyor… Sami = Sara, Sera, Sarah da deniliyor. Böylece annelerimizin yemeği gibi annelerimizin dili de bize katkı ve miras kaldı.

Çünkü Ġbrahim'in Nemrut ile olan iliĢkisine kadar herkes herkesi anlardı. Ama o Babil kulesi efsanesinden sonra “KĠMSE KĠMSEYĠ anlamaz oldu” deniyor. Bunu bilmiyorsunuz değil mi? Eminim biliyorsunuz… ĠĢte o zaman Rama (Sankritçe) konuĢuluyordu.

<> Pronounced As: rämäyn [story of Rama], classical Sanskrit epic of India, probably composed in the 3d cent. B.C. Based on numerous legends, it is traditionally the work of Valmiki, one of the minor characters. The epic was revised and set down in its best-known form by the poet Tulsi Das (1532-1623).

The Ramayana, because of its single subject, has more unity and is far shorter than the Mahabharata, the other great Indian epic…

Bulduğun Rama o değil. Ramayanalara bakmak gerekir, Ramayana. Bir tür Mahabharata destanı gibi… Bunların Web Search'ünü bir sonraya bırakırız. Siz evvel Allah'a güvenin…

<> Benim gibi bir chatKIRILDIM için, sonradan okunmak üzere BABĠL KULESĠ EFSANESĠ açılabilir mi?

Evet, her türlü chatkırıldım için bizde bolca Kur'an çıkarımı vardır. Ama merakınızı birazcık gidermek için bir iki örnek verebilirim.

<> Chatkırıldım'lara meKICK dokuruz, veya taBAN'a kuvvet koĢtururuz :)

Ömürsün. Hack'lısın. Ben de hacker'dım. (Hacker+dım = Haykırdım demektir ha!) Konuya dönelim, evet mi, yoksa HĠGHER mi? Örnekler Ģu: Araplar her Ģeyi üç harf üzerine kurarlar. Mesela “K-T-B”nin;

katib, mektub, kitab, ketebe (yazmak) vb gibi sayısız türevi var. Bunları biliyoruz. “K-L-M” de öyle;

kalem var da.

Arap bilmez, neden üç harf var? Yani Arapça ve Ġbranice'de, “ÜÇ HARF”in kendisi hariç tüm TÜREVLERĠNE ve türetmelerine bir anlam verebiliyorlar, ama ġU ÜÇ HARFĠN anlamı ne, iĢte onu bilmiyorlar.

Halbuki BĠLĠYORLARDI. Ama atamız Ġbrahim'den sonra U-NUT-TU-LAR! Onların unuttuğunu ise Hint-Ġran dil ailesi UNUTMADI. Ama onlar da Sankritçe‟yi unuttular. Buyrun çıkın iĢin içinden?????

“Kalem” örneğini daha önce değinmiĢtim. Kalem = CALAMUS (Latince) = KALAMA (Sankritçe).

ÜÇ harfi biri (Sami ve Hami dilleri), anlamı ise ARĠ dil ailesi korudu. Enerjiyi anımsadınız, kökünün NAR olduğunu. (Mesela narenciye = orange da oradan gelmiĢtir.)

ġimdi tuhaf olan, Arap der ki: “Walla biz ÜÇ harfi bir yerden almışız, anlamını filan bilemeyiz.

Ama ondan üç bin kelime üretiriz.” Yafesi (Ari) ise Ģöyle diyor: “Biz kelimenin kökünü biliriz. Ama TÜRETMEYİ BİLMEYİZ.”

Musiki = Müzik = Music (Ġng.) = Musique (Fr.) = Muzik (Alm.) Musiki = Tüm Hint-Ġran dil ailesi.

Ya Arapça?

<> Biz Ural-Altaylar, dıĢarıda kaldık. (Bir de Yafes‟in en büyük oğlu olacağız.) O konuda haklısın. Ama Turan en küçük oğluydu.

<> Zikr

Biraz yakaladınız, ama tam ZĠKR değil. Zikr doğru, ama Ģu da var ki...

<> Mezekki, Müzekke

O bir gezegen ismidir. Hani Ģu “Güzel sanatlar ve AĢk gezegeni” var ya...

<> Merih?

Merih = Ares = SavaĢ tanrısı.

<> Venüs?

Evet Venüs = Zühre. Çoban yıldızı, sabah yıldızı, morning star, akĢam yıldızı ve marjore. Kadın adı olarak Marjorie. Zühre; kelime kökü Zekra. (Sankritçe çiçek demek, güzel sanat demek.) ġimdi “Zekra”yı Arapça yazalım: Zehra. Zehra nedir? = Çiçek. Resulullah bile kızını severken “Fatımatüz ZEHRA” diye sevdi.

<> Zehra = Hazere = Hızır?

Hayır, Z-H-R. Hızır ise H-D-R. ĠĢte bu Zehra, ve ondan türeyen Zühre, ve aslı olan Zükre... ġimdi bazı kelimelerin baĢına Ģunları getiriniz: TRC = Tercüme, Tercüman, ama MÜ-TERCĠM. ġimdi ise ZĠHR'in baĢına MÜ'yü getirin. ĠĢte kökü budur = Mü-Zuhr.

<> ktb, mektub, zihr müzehhir, mezhere

Bir de ilginç bir anlamı var: Ġkisi kardeĢtir. SĠHR (sihir) ile ZĠHR (Zikr) kardeĢtir. Birincisi daha sonra büyü anlamına gelmiĢ, ama “Büyüleyici sanat” demek. Ġkincisi ise “ZĠKR” yani titreĢim, ses vb demek.

Müzik'in kökü bu. Arapça‟da ayrıca “muğanni, teğanni” Ģarkı söylemek. Bir de “Lu'ud” var, Türevi “Ludi Laudi”. Onun da baĢına getirip bir ME koyalım??

<> Melodi?

Ev-Vet bingo MELODĠ! Hani Rumcaydı? Melody'nin Elenler özbeöz Rumca olduğunu söylerlerdi.

Arapçada ne arıyor? Müludi bile var Tuareg dillerinde.

<> zhr... zahir (varlığı -/+ sonsuz olan)

Ama Zahir derken, “Za” ile yazıyoruz. Bu daha ince, yani “Zü” gibi. Bilirsin, Zı, Zal ve Zel var Arapça‟da. Zahir ile zühre farklı... ġimdi bunları anlatmamın nedeni, “chatkırıldım”larımız içindi. ġu mesajı verdim:

1. En baĢ dönemlerde, herkes herkesin dilini anlıyordu. (Türk lehçelerini anlamamız gibi. (Azeri ile, Türkmen ile rahatça konuĢursunuz.)

2. Daha sonra kimse kimseyi anlamaz oldu.

a) Bir kısmı “BĠLMEDĠĞĠ ÜÇ HARFĠ”

b) Diğer kısmı da türetmeyi UNUTTU.

Böylece diller ayrıldı. Bir arada yaĢasalardı; Sami (Sara), Hami (Hacer) ve Yafesi (Ġbrahim) için sorun yoktu.

Ama sonradan gelenler “ĠBRAHĠM MĠLLETĠ” adını alıyor. Ayetlerde “Milleti Ġbrahima Hanifa”

diye geçiyor. Hatırladınız mı? Bu bir ırk değil, “ÇEġĠTLĠ IRKLARDAN” oluĢmuĢ BĠR MĠLLET anlamında.

Danimarkalı, Türk, Zenci Mehmet Ali, Çinli Tungwan (Döngen) Müslümanı Chiuzwung falan, hepimiz bir koĢulla tek milletiz.

O koĢul da Ģu: Müslümanlar ayrı ayrı milletler(kavimler)dir, ama HANĠFLER tek bir ĠBRAHĠM MĠLLETĠ'dir. IRK faktörü yoktur. Renk, dil vb hiç biri yoktur.

Bu yine de milliyetçilik yoktur anlamına gelmiyor. Eğer Ġslamcılık(!), Arapçılık, Arabilik, Mollacılık, Talibancılık ve Wahhabicilik varsa, EVET MĠLLĠYETÇĠ OLUN VE MĠLLĠYETĠNĠZĠ ĠFTĠHARLA SEVĠN ve taĢıyın.

Ne mutlu Türküm diyene! Evet deyiniz... Çünkü Ġslamcılar sizi zorluyorlar... Ama bu söylediklerim kuru müslümanlar içindi. Kuru müslümanının olduğu yerde hakikaten MĠLLĠYETÇĠ olun. Onlar çoktan Arapçı falan olmuĢlardır çünkü... Fakat, lakin, ancak, zira, çünkü, ne var ki; EĞER HANĠF DENEN nesli tükenmiĢ bir dinden iseniz, Türk, Belçikalı, Fransız, Valon, Flaman fark etmiyor, yerine Allah'ın milleti ĠBRAHĠM MĠLLETĠ geliyor.

Yani Müslümanlarımız size Arapçılığı dayatırken, lütfen sapına kadar MĠLLĠYETÇĠ hatta FAġĠST olun. Ama HANĠF olduğunuz anda artık siz müslüman değilsiniz, HANĠF MÜSLÜMANSINIZ, SĠZ ĠBRAHĠM'ĠN MĠLLETĠNDENSĠNĠZ.

Ġnanmayan Kur'an'da “Milletiy Ġbrahiyme” biçiminde yazılan ayetleri araĢtırıp görsün ve göstersin.

Allah bizi KAVĠM kavim yarattı ki biliĢelim diye. Bu ayetin karĢılığı Ģu: Hanifler MÜSTESNA. Haniflerden KAVĠM değil MĠLLET DOĞAR.

12'lik düzine ve dünya düzeninde (12 Dosen düzeninde) siz kaç millet olacağımızı sanıyordunuz ki?

Kromozomlarımız bir ama, kromozomlar bile dört çekirdek asidi (A, G, C, T bazları), onlar bile türlü atomlardan oluĢmuĢ (C, H, O, N). Evet kromozom bir, ama MĠLLET vasfı aynı Adem ve Havva'dan

gelmekten geçiyor. Türler, sonra ırklar vb. Diller de öyle, diyalektler, Ģiveler (ağızlar). Bütün bunlar biliĢmenin bir yolu.

Ama asıl olan Ģudur ki, BĠZ ADEM-HAVVA milletinden idik. KAVĠM denen Ģey o zaman bu ailenin çocuklarının her birinin adıydı.

KardeĢlerin kimi millet (seviĢen), kimi de (Habil-Kabil olayı) katil-maktul yani KAVĠM biçimindeydi.

“Millet” baĢka, “Kavim” baĢka. Dikkat ediniz, Yahudilerin tarihçileri hep “KAVĠM” der. Yani kendilerini özel bir yere getirir ve TEK MĠLLET olarak görürler.

Ama baĢka milletler ile harb ettiğinde onlara “Kavim” (Ġbranicesi GOYĠM) derler, bilmem anlatabildim mi? ġu masonların sembollerindeki ünlü G harfi = Goyim, Koyim, Kavim (Evcil hayvan anlamında da). Ne diyorsunuz?

<> Asırlardır bozulmamıĢ genetik yapıları, gelecekte tespit edilip fiĢlenmeleri açısından baĢlarına bela açacak.

Elbette. Her neyse, BĠZ ĠBRAHĠM MĠLLETĠYĠZ, Goyim ve KAVĠM değiliz. Sadece müslüman olsaydık eyvallah, AMA biz HHH AAA NNN ĠĠĠ FFF‟iz! Bizim kavmimiz yok. BĠZ “MĠLLETĠ ĠBRAHĠMĠ HANĠFA”yız. ġu kelimeyi bulun da bize bir kaç örnek yazın yahu. “Milleti Ġbrahim Hanifa”nın Arapça‟sı?

<> Zaten Arapca = “Milleti Ġbrahime Hanifaa”

ĠĢte bir iki örnek verin de MĠLLET'in MĠLLĠYETÇĠSĠ OLDUĞUMU görün. Milletin Milliyetçisiyim ben. Kavmin, ırkın, kavmiyetçiliğin faĢisti değilim ben... Amma, kim bana ARAPÇILIĞI, MOLLA FARSÇILIĞI ya da ARĠAN PeĢtuculuğu (kendilerine PuĢtu diyorlar) getirip dayatırsa, BEN ALLAH'IMA KADAR TÜRK MĠLLĠYETÇĠSĠYĠM.

<> Gelecekteki konfedere Ģuranın ilk söylevleri burada yazılıyor!

Evet, bu bir manifesto gibidir. Semi Nasyonal, Semi Enternasyonal (Semi = Yarı). Hani var ya, bir bardak suyun yarısı boĢ, yarısı dolu meselesi. Ġbrahim'in milleti kesinlikle, Ģu Yahudi ve Araplar değil.

Ġbrahim onlardan nefret ediyor: Yahudileri lanetliyor. Arapları ise? (Tevbe-97 ve Hucara-14'ü hatırlayınız.) “Araplar kafirdir, münafıktır, imanları kalbine inmemiĢtir. Onlar ARAPÇAYI bile bilmezler” vb. Hatırladınız mı?

<> Tevbe etmedikçe hücrelerinde kalacaklardır.

Evet ve bugüne kadar tevbe eden bir tek Arap görmedim dersem, Allah'a ve kullarına haksızlık yapmıĢ olmam.

<> Mallarını ve canlarını kurtarmak için her kılığa girerler.

Evet, “Eslemna = Teslim oldum” dümenleri. Ne Arap, ne Yahudi, Ġbrahim ile ilgili ayet ne diyordu:

“Ġbrahim; ne Yahudi, ne Hristiyan‟dı; babalarıydı ve Hanif idi.” Ayeti hatırladınız mı?

<> 9-Tevbe/97: Araplar, küfür ve nifak bakımından, en Ģiddetlidirler. Allah‟ın, resûlüne indirdiğinin sınırlarını bilmemeye, en layıktırlar. Allah Alim‟dir, Hakim‟dir.

Araplar ve Yahudiler (yani iki çocuğunun uzantıları), Ġbrahim'i pay edemediler. Biri “Ġbrani Ġbrahim” dedi, diğeri de “Nasrani / Hristiyan Ġbrahim” dedi. Ġki kitapları da ayrı ayrı bu iki iddiaya yer verdi.

Ama Kur'an‟la birlikte, yukarıda sunduğum, “Ġbrahim; ne YAHUDĠ ne de HRĠSTĠYAN idi” ayeti indi.

<> Ġbrahim‟in babası Azer ise put yapıp satardı.

Hem de kafir olarak Kur'an'da yazılmıĢtır AZER. Üstelik Ġbrahim'i, oğlunu inanılmaz dövüp hırpaladı. Bu arada, “Ġbrahim; ne Yahudi ne Hristiyan‟dı, O HANĠF idi” ayetini bulsanıza bana? Onu sindirelim içimize? Yok mu?

<> 2-Bakara/135: (Yahudiler ve Hristiyanlar) “Yahudi ya da Hristiyan olun ki, doğru yolu bulasınız”

dediler. De ki: “Hayır! Biz, Hanif olan Ġbrahim'in Milletine uyarız. O, müĢriklerden değildi.”

Açın bakın, Tevrat diyor ki: ”Ġbrahim Yahudi idi.” Ġncil diyor ki: “Hayır Hristiyan idi..” Allah ise buyuruyor: “Saçmalamayın, Ġbrahim zaten ĠSMAĠL ve ĠSRAĠL oğullarının babası!” Onlara kanını, ırki özelliklerini veriyor. O, velinimet ve kavminin her Ģeyiydi. Kurucusu, banisiydi... Yaw nasıl olur da KURUCU babaya siz, “Sen Yahudisin” ya da “Hristiyansın” denir?

<> 3-Ali Ġmran/67: Ġbrahim, ne Yahudi, ne de Hıristiyan idi; fakat o, Allah‟ı bir tanıyan dosdoğru bir müslüman idi; müĢriklerden de değildi.

Bu arada, “Allah‟ı bir tanıyan dosdoğru bir müslüman idi”, böyle bir Ģey yazmıyor, doğrudan HANĠF yazıyor ayette. Ama adam almıĢ kendine göre “O dosdoğru bir...” diyor ve bu mealciler beni delirtecekler. Orada HANĠF yazılı!

<> 3-Ali Ġmran/67: ma kane ibrahimiymü yahudiyyen ve la nasraniyyen ve lakin kane haniyfen müslima we ma kane minel müĢrikiyne

Yaw neden yok ediyorlar ya da akılları basmadan açıklamaya kalkıyorlar??

<> Dinu HANIFe, lâDinu Hafife; Dinu HALISe, lâDinu HADISe Çok güzel bir tekerleme oldu. Ladin ne demek biliyor musun?

<> Dinsiz demek = Usame 1000 Dinsiz !!

:-) Ġslam tarihinde hiçbir MÜSLÜMAN (!) bizi böyle kötü bir Ģekilde REZĠL etmedi?? Davacıyım bu La-Dinni taĢerondan. Rezil olduk dünyaya. Ġslam'a hiç bu kadar kara çalınmamıĢtı. Hele Ģu “anthrasis bakterisi” dönüp kendine gitse ne olacak?

Bütün Afgan halkı kırılacak, DÜNYA ile birlikte! Böyle savaĢların galibi olur mu? ġarbon, çok kolayca bir paraĢüt bezinden aĢağı atılır. ĠĢte bitti koca Afganistan! Sonra da yayılacak mültecilerle, Pakistan falan ve DÜNYA... Kıyamet virüsü! Eğer Antrax durmazsa, HiroĢima ve Nagasaki olayı tonajında bir çift A bomb gerekli.

<> Antrax = Kıyametin ortanca alametlerinde “çıkacak duman” olabilir mi?

Hayır, duman 7 anlamlı. (Hava kirliliği, Atom mantarı, Çernobil gibi sessiz patlamalar.) Çevre kirliliği vb‟den baĢlayarak çok anlamı var. Sessiz kirlilik ya da sessiz patlama örneği Çernobil gibi daha bir çok olay olacaktır. Ama bunlar kaza eseri değil, daha ileri teknoloji dönemlerinde olacaktır. Yakın bir gelecekte...

Kolonizasyona geçmek Ģart oldu. Kültür ortamında Mars'ı ve Merkür'ün alaca karanlık bölgesine iskan Ģart. Ay'a da öyle. Çünkü Duhan demek, “DÜNYA KARANTĠNA'ya alınacak” demektir. Duha'nın Ġngilizce‟si, öyle Ġngilizce Kur'an‟larda okuduğunuz gibi değil, “Ġncinerate” demek?? Duha bu iĢte...

<> Ġncinerate = Yakıcı Ģekilde yok etmek demek! (Fransızca‟da “cerner” = kapsamak, kaplamak.) Evet, Duha.

<> Merkür‟de iskan o sıcaklıkla mümkün olamaz ki?

Bir yüzü GüneĢ‟in etkisiyle kavrulmuĢ bir çöl. (Merkür güneĢ çevresinde dönemez ve bir yüzünde 400 derece sıcaklık vardır.) Öteki yüzü de buz gibi donmuĢtur. (Dönebilseydi eĢit miktarda ısır-soğurdu.) Ama öyle bir yeri var ki (Twilight Zone), orada ne sıcak ne soğuk, ılık hoĢ bir kuĢak var. (Ay'ın bir yüzünün GüneĢ‟i görmesi olayı...) Ama Merkür o kadar yakın ki, neredeyse GüneĢ tarafından yalanıyor.

<> Ozon tabakası iĢlevini yitirince, ultraviole radyasyonundan korunmak için Dünya atmosferi bir süre Duhan ile kaplanacak.

Evet, dediğim bölgede sıcaklık yaz-kıĢ 30 derece cıvarında. Halbuki iki kilometre yürürseniz +120

Evet, dediğim bölgede sıcaklık yaz-kıĢ 30 derece cıvarında. Halbuki iki kilometre yürürseniz +120