• Sonuç bulunamadı

Neden KUġLUK VAKTĠ (Duha) deniyor?

Sohbet n° 011 - Tarih: 19 ekim 2001

2. Neden KUġLUK VAKTĠ (Duha) deniyor?

Bu iki sorunun yanıtını, bilimsel olarak arayacağız. ġu da çok önemli: O ayette “KUġLUK” sözü var, ama TÜRKÇESĠNDE atlanmıĢ. (ġu sağ elle yazmak gibi… Ġlla ki, bir Ģeyleri atlıyoruz milletçe ve ümmetçe…) KuĢluk sözünü bulanınız var mı? Ayette KUġLUK sözü var.

Sırf o yüzden YuĢa'nın yaĢının 16,6=17 olduğunu buldum. Bana lütfen bulup yazınız ve doğrulayınız. (ġurada zaten beĢ kiĢiyiz, biz bize daha iyi konuĢabiliriz. BĠZBĠZE DAHA ĠYĠ KONUġABĠLĠRĠZ.)

<> 18-Kehf/62: (BuluĢma yerlerini) geçip gittiklerinde, Musa genç adamına dedi: “KuĢluk yemeğimizi getir bize. Hakikaten Ģu yolculuğumuz yüzünden baĢımıza (epeyce) sıkıntı geldi.”

Evet, bu bizim “branch” dediğimiz bir kahvaltı biçimi… Duha = KuĢluk = Branch, aynı kelimedir.

Mutlaka “branch”ı duymuĢsunuzdur. ĠĢte o, KUġLUK kahvaltısıdır. KuĢluk ile sabah güneĢ doğması arası, karıĢık bir hesap biçiminden sonra bize, YuĢa'nın yaĢının 16,66 olduğunu gösteriyor. Bunun için sizi yordum ve “KUġLUK” kelimesi için üzdüm, kusura bakmayın.

Hesabı çok karıĢık. Bir gün = Bin yıl diye giriyorsun iĢe… O konuyu burada ezip öldürmeyelim. Söz veriyorum, baĢka bir zaman iyice yazarım. Daha önce baĢıma geldi: “La ilahe illallah”ı digital olarak yazdım. Ġndeterminist olarak ĠF komutuyla yazacaksınız.

Ama ıĢıktan hızlı sistemde (ya da aynı anlamda zamanın ters döndüğü bir sistemde), ıĢık hızını aĢmaya gerek yoktur. Örneğin antimaddenin zamanı tersine çalıĢır. Yani yarın doğar, dün ölür. Bu ANTĠ olduğu için böyledir.

Anti = Bir denklemi paranteze alınız, önüne bir EKSĠ koyunuz; her Ģey tersine döner demektir. O halde IġIK HIZINI AġMADAN da, ANTĠ MADDE düzeyinde, ZAMANI TERSĠNE ÇEVĠREBĠLĠRĠZ. O halde ıĢık hızı aĢılmıĢ gibi, Heisenberg belirsizliği iflas eder ve yerine ĠF değil FĠ = DETERMĠNĠZM komutu geliverir.

O zaman da enerjinin (Cinlerin), Melei Ala'dakileri (Zamanı tersine dönenlerin) yarını ile dününün yer değiĢtirmesi nedeniyle, “Geleceğimizi okumaları, ya da geleceğimizi bilmeleri” mümkün olurdu.

Çünkü ĠF = Acaba, Ģayet, eğer, olmayana ergi metodu vb gerektirmez.

DETERMĠNĠST olduğundan, “Bu, yüzde yüz Ģöyledir” gibi bir çıkarım verir. Bu çıkarıma da FĠ denir. Cebiri Alcabir (Algebra) bulduğu gibi, Cifiri'de ALġĠFR buldu (Muhyiddin'i Arabi).

<> Cifir‟i bulan var mı?

Evet herĢey bulundu. Cebir gibi, Cifir de bulundu. Yani var olan keĢfedildi… Cifir, DERS kitabı gibi, ilk olarak “Ġbni Haldun Mukaddimesi”nde kullanıldı. Arabi ise, “Saatlerin Hazinesi” kitabında CĠFĠR'i kullandı. Nostradamus bu iĢi yıllar sonrası için kullanırken, Muhyidddin'i Arabi “Sana Ģu saatte Ģunu soracaklardır, Ģöyle, de” diye DETERMĠNE EDEBĠLĠYORDU.

Saatlerin Hazinesi adlı kitabında, “Hızır'ın emriyle” SAATLERĠN kaç olduğunu KALDIRDI. O kitap Ģimdi “SAATSĠZ” olarak piyasada var. Ama adı “Saatlerin Hazinesi”. Buna RAKĠM de deniyor (Rakam bilgisi). Ancak bunun devamında TILSIM (Talisman) diye bir KEHF (Geometri) bilimi daha var.

Ġbni Haldun, “Mukaddime”sinde iĢte bu “Talisman”ı (Tılsımı) kullandı. Ama çok kısıtlı.

Cebir ondalık sisteme, Cifir ise ikili sisteme tabiidir. (Cifir digitaldir.) Daha önce bir yazımda,

“kelimei tevhid”in açılımını yapmıĢtım. 100-81 = 19 ya da YÜZDE yani yüzde yüzlük (%100) FĠ'dir.

(Allah'ın dileğidir.)

Bundan 81 çıkarılacaktır. Niye çıkarılacaktır? Çünkü sayıların kareleri, birbirlerini tek olarak artarak izlerler. 0'ın karesi 0, 1'in karesi 1‟dir, aralarında BĠR sayısı vardır. 1'in karesi 1, ikinin karesi 4'dür, aralarında 4-1 = 3 farkı vardır. 3'ün karesi 9'dur, ikinin karesi ile aralarında 9-4 = 5 vardır.

4 ile 3‟ün kareleri farkı 5‟tir. 6'nın karesi 36‟dır, 5‟in karesi ile farkı 7‟dir. 9, 11, 13, 15, 17 der ve 10 karesi olan 100 ile 9 karesi olan 81 birbirinden çıkarsa geriye 19 kalır…

Eğer bu sistem olmasaydı, hesap makinelerimiz asla kare kök alamazdı. Hem de ĢipĢak bunu yapıyor. Sen kök tuĢuna bastığında, o aradaki farkı bulmuĢ, hazırlamıĢ oluyor. Örneğin 11 kare ve 10 kare farkı, 121-100=21'dir. Onu izleyen sayı ise 23, 25 27, 29, 31 33, 35 vb diye gidecektir.

Buna Cebir'de EġLENĠK (Ġki kare farkı, yani özdeĢlik değil eĢlenik) deniyor. CĠFĠRDE ise değiĢik bir sayılama vardır. Rakim (Matriss) ve Kehf (Geometri = Matrix). Bu böyle bir değiĢik sistemdir.

<> Beni mazur görün.

Ben melamiyim. O kadar KUSUR bendedir ki? Biri benden özür dilese, kıpkırmızı olurum. Bu öyle bir manevi kırmızılık değil. Sanki bir yerimi derin kesmiĢim de (örneğin traĢ olurken) ÖYLE KIPKIRMIZI oluyorum ben. “Allah'ımızın TEK açığını” yakaladım ben: AFFETMEK ĠÇĠN BĠZĠ YARATMIġ.

Ammmmma, sakın ha “ġeytan, nasıl olsa Allah sizi affeder” diye AL-DAT-MA-SIN. Ġkisi de AYETTĠR.

Örneğin; iki mezheb çıkaran Amr ibnül As'a, Zalim Haccac'a, Softa Süfyani'ye, Hain Muaviye'ye ve Kızıl Katil Yezid'e, hele hele Ebi Leheb'e ve Ebi Cehil'e, Allah‟ın AF çıkarması demek, Allah'ın Müntekim = Ġntikam alan ya da Kahhar = Kahreden isimlerinin -haĢa- OLMAMASI demektir.

<> NE gülünç: Ey TV'ye RTÜK, “7 gün kapatma” cezası vermiĢ.

ġeytan bastırıyor da ondan. Basit bir haber-yorumu için 7 gün ceza. 7 günde 30 milyar TL kadar reklam alamamak demektir. Ben bir program yaparsam, ne kadar dikkat etsem de, örneğin, “Kur'an'a göre imamlık-müezzinlik diye bir kurum yoktur” dediğim de, imamlar, Diyanet ĠĢleri BaĢkanları ve onların da baĢkanları olan RABITA örgütü, anında iĢimi bitirecektir. Benim iĢimi değil, Eylik TV'nin iĢini… Bu kez de 77 gün kapanacaktır…

Çünkü benim amacım Ģu: PARALI bir imamın (GeçmiĢte Papaz) ve müezzinin (GeçmiĢte Zangoç) arkasında namaz kılınmaz. Çünkü onlar, ÜCRET aldıklarından, bir DĠN SINIFI, yani ayrıcalık oluĢturmaktadırlar. Dinimizde din sınıfı HARAM'dır.

Kimse, “MaaĢ alan, bedava lojmanda oturan” bir imamın arkasında namaz kılamaz, HARAM'dır.

Namazınızı, ALLAH'ımız yüzünüze çarpacaktır. “Vay o namaz kılanların haline” diye… Bugün Cuma idi. Allah'ın emrini yerine getirdiniz ve imamın arkasında namaza durdunuz. ALLAH KABUL etsin diyemeyeceğim. Etmeyeceğini “MAUN” diye bildirmiĢ.

Hani “Ebi Leheb'in ASLA VE ASLA AFFEDĠLMEYECEĞĠNĠ BĠLDĠRDĠĞĠ GĠBĠ” ALLAH SÖZÜNDEN / VAADĠNDEN DÖNMEZ! Ebi Leheb ve eĢi CEHENNEME ODUN OLACAKLARDIR. MAUN Ģudur: Eğer bugün, ardında CUMA namazını kıldığınız imam “MAAġLI” ise, yani içinizden biri, amatör biri değilse, o namazı kılmadınız.

Onun kabulu demek, Ebi Leheb ile karısının ve ayrıca Ġblis'in de Cennet'e girebilmesi demektir.

Bugün CUMA KILANLAR, içiniz rahat, yani RAĠNA dediniz. Yani “Kalbim temiz, ben görevimi yaptım, benden isteneni yaptım” dediyseniz, hemen tevbe ediniz ve “UNZURNA” deyiniz.

Kendi cemaatinizi oluĢturunuz (kadınlara da Cuma farzdır) ve biriniz imam olunuz, bu iĢi UNZURNA ediniz. Yoksa, Raina ile Ebi Leheb'e yoldaĢ oluruz hepimiz. Yoksa, HANĠF'liği çok mu kolay sandık biz?

Daha imam olanın “MaaĢ bordrosu var mı, yok mu?” diye iĢe koyuluyoruz. Eğer cukkaları cebine koyuyorsa, o sizi satmıĢtır. (Amr Ġbnül As'da satmıĢtı bizi.) Ve E-TV, ben bunları söylersem, 77 gün kapanır. Çünkü “Diyanet ĠĢleri BaĢkanlığı, TC. yasalarıyla kurulmuĢtur”. Buna benim de itirazım yok.

AMMMA öyle bir kurnazlık var ki: DĠYANET VAKFI! BaĢkan, o holding'in de baĢkanı. Ve Türkiye'nin en büyük para kullanıcısı olan biri, Süleyman Hayri Bolayır diye bir Vakıf baĢkanı + Yüksek denetleme kurulu baĢkanı + Fetva dairesi kurumu baĢkanı + ilahiyat profesörü… ĠĢte bu adam, yaklaĢık 15 yıldır (25 de olabilir) orada, devletten alınan 4 katrilyonun baĢında. O adam Vakıf baĢkanı… O yönetim kurulu baĢkanı… O her Ģey…

Böyle bir serveti KĠLĠSE de yapmıĢtı. Papazlar “Yoksul” olacaklardır. (Öyle görüneceklerdir.) Ama o serveti bir vakıf baĢkanı BaĢpiskopos, Ekümen, Hauptbischöffe, Bishop her neyse, Cardinal, yani papa vekili YÖNETECEKTĠR.

Ben RTÜK olsam, bunları yazan adamın çalıĢtığı TV'ye 777 gün kapatma cezası verdiririm. Günde dört cami yapılıyor ve dört imam ile dört müezzin atanıyor. MaaĢ ise maaĢALLAH MAAġALLAH.

Ben ise vergi veriyorum. ġeker ikiye katlandı. Çay molasını sanal bile olsa buruk içtim, buruk giderdim… O bir yana da, bugün CUMA kılanlar; Ebi Leheb ne kadar Cennet'e giderse, sizin de o kadar Cuma'nız kabul olmuĢtur. Sadece Cuma değil, camide kıldığınız her namaz, dibi delik bir kova gibi boĢa gidiyor.

Kendinize gelin. RAĠNA değil, UNZURNA deyin. Evde kılın, iki kiĢi bile olsanız, biriniz imam olun. Kim imam olduysa (Örneğin eĢim ile ben olduğumda imam benim), o kiĢi cemaatten BĠR ÇAY BĠLE ĠÇMESĠN. Yani iki vakit arası bir namaz olduğundan, o iki vakit arasında BĠR ÇAY BĠLE ısmarlatmayın kendinize, eğer imam iseniz.

Ayeti araĢtırın. “Ġmamların ALTIN ve PARA biriktirdiklerini söylüyor” ayet. Bu bir mucizedir.

Kilisenin geçmiĢteki SERVETĠ nereden geldi? Hangi imam “Camiye bin liracık” yardım yapmıĢ? Hangi imam, hangi müaezzin “Hep bana Rabbena” diye dilenciliğin ve yüzsüzlüğün ötesine geçmiĢtir?

Hangi imam, gönlünden koparak, mahalledeki bir yetim çocuğa bir çiklet almıĢtır? 37 yıldır Türkiye'deyim ve ben daha GÖR-ME-DĠM. Gördüm diyen varsa aranızda Ġ-NAN-MI-YO-RUM.

Ağlıyorum… Yorum bekliyorum… Doğruyu konuĢarak bulacağız. Kurana yaslanacağız.

<> Onlar, özel Kur‟an dersi vererek, ölülere mevlit okuyarak, dünya kadar para götürüyorlar;

imamlık maaĢı bunların yanında solda sıfır kalır!

Ve BUNLAR EN EN EN CAHĠL TABAKADIR. Kur'an'ı konuĢalım diyorsunuz, HADĠS konuĢuyor.

Farz'ı konuĢalım diyorsunuz, Sünnet'i ve Nafileyi konuĢuyor. Din'i konuĢalım diyorsunuz, Mezhebi konuĢuyor. Siyaset konuĢalım diyorsunuz, AKParti ya da Saadet Partisi diyor. Bilim konuĢalım diyorsunuz, “O nedir” diyor? Deliriyorsunuz. Deli ediyorlar beni yalanlarıyla.

“Emekli vaaz maaĢı alıyorum, gelirim hiç yok” diyerek, ya da ihlas ile iflas'ı birbirine karıĢtırdıkları için, “Ben bir Doktorum, 900 milyon lira maaĢ alıyorum, eĢime de bakmak zorundayım, oğlum Mücahit Ören'i de Amerika'da okutuyorum”…

Müslüman olmak ile hanif olmak arasında inanılmaz bir fark vardır. Müslüman, Gonca KuriĢ'i rahatlıkla öldürebilir. Hem de ne iĢkencelerle?… Hanif ise, karĢısındakini kırsa kıpkırmızı olur… Karıncadan özür diler…

<> 22-Hac/35: Onlar öyle kimseler ki, Allah anıldığı zaman kalpleri titrer; baĢlarına gelene sabrederler, namaz kılarlar ve kendilerine rızık olarak verdiğimiz Ģeylerden (Allah için) harcarlar.

Yani imamların harcamadığını anlatılıyor aynı zamanda… ġimdi aĢağıdaki metne dikkat edelim:

<> Resulullah'ın “Veda hutbesinin son cümlesiyle”: “Size Kur‟an‟ı bırakıyorum. Bize bırakılmıĢ tek mirastır.” Hars diyor ki: “Mescide uğramıĢtım, ne göreyim, halk hadislere dalmıĢ!” Hemen Ali'ye gidip durumu bildirdim: “Ey müminlerin emiri görmüyor musun, halk hadislere dalmıĢ.” Ali sordu: “Gerçekten öyle mi?” “Evet” dedim.

<> Bunun üzerine Ali Ģunları söyledi: “Allah elçisinden iĢittim ki, gelecekte gerçekleĢecek fitneden (dinsel sapıklıktan, Süfyanizmin göstergelerinden biri olan hadislere ayetleri kırdırmaktan) söz ediliyordu.

„O fitneden kurtuluĢ nasıldır?‟ diye sorunca, Resulullah buyurdu ki: KURTULUġ, ALLAH KĠTABINDADIR.

ÇÜNKÜ SĠZDEN ÖNCEKĠLERĠN HABERLERĠ DE, SĠZDEN SONRAKĠLERĠN HABERLERĠ DE, ARANIZDAKĠLERĠN HÜKMÜ DE, ONDADIR. O, HAKK ĠLE BATILI BĠRBĠRĠNDEN AYIRAN KESĠN BĠR HÜKÜMDÜR. ġAKA VE BOġSÖZ DEĞĠLDĠR. ONU TERK EDEN HER ZORBANIN, ALLAH, BOYNUNU KIRAR. O, ALLAH'IN EN SAĞLAM ĠPĠDĠR. O, HĠKMETLE DOLU KURAN'DIR…”

O, en doğru yoldur. O, boĢ arzuların haktan saptıramayacağı, dillerin karıĢtırıp, belirsiz edemeyeceği, bilim adamlarının doyamayacağı, çok tekrarlanılmasından bıkılmayan, ilginç özelilikleri bitip tükenmeyen bir kitaptır.

O, öyle bir kitaptır ki, cinlerden bir grup onu dinledikleri zaman, “Biz hayranlık veren ilginç bir Kuran dinledik ki, Hakka ve doğruya yöneltiyor.” (72/1,2) demiĢlerdir. O'na dayanarak konuĢan, doğrulanır. Onunla amel eden ödüllendirilir…

Kur‟an‟ın kendi kiĢiliğini ve kimliğini anlatan bu metin, ehli kitap kafirlere değil, biz müslümanlara bir yergidir. Bu yergiyi 25/30 ayeti de anlatıyor, ahırette Resulullah'ın bizden nasıl yakınacağını, Ģefaat değil terk edeceğini bildiriyor: Elçi de, “Ya Rabbi, kavmim bu Kur‟an‟ı terk edilmiĢ bıraktı!” demiĢtir.

Gerçekten asrı saadeti devirerek, yerine geçen oligarĢiyle birlikte peydah olan cehalet, sultanlardan prim gördüğü için bağnazlık, fitne, ihtilaf, kavga, iĢkence ve zulüm rezaleti, yeniden

“Cahilliye” devrini geri getirmiĢtir.

Resulullah, sağlığında, Kur‟an ayetleriyle karıĢmaması için, Ģiddetle, “kendi sözlerinin yazılmasını sonsuza dek yasaklamıĢtır! Ancak yasağını, iki yüzyıl sonra (Hicri 2.yy) Emevi-Abbasi saltanatı delerek, hadis uydurma kampanyası açmıĢlar. “Sahte” olduğu için SAHĠH (sahici, essah) dedikleri (ama Hakk, hakikat diyemedikleri) yüz binlerce hadis yazdırmıĢlardır. Hadis uydurukçularına keselerle para dağıtıldığını, dönemin Ġslam tarihçileri yazıyor.

Evren'de değiĢmeyen, dosdoğru ve tek kitap olan Kur‟an‟ı, nasıl olur da muharref ya da Ģaibeli yan kitaplarla açıklamaya kalkıĢabiliriz?

ALLAH, bizzat Kur‟an'ın açıklayıcısıdır. “O'NU (Kur‟an‟ı) TOPLAMAK VE OKUTMAK BIZE DÜġER. O HALDE SANA KUR‟AN OKUDUĞUMUZ ZAMAN OKUNUġUNU ĠZLE. SONRA O'NU (Ayeti ayetlerle) AÇIKLAMAK (Sana değil) BĠZE DÜġER.” (75-17, 19)

<> 107-Maun/4: Yazıklar olsun o namaz kılanlara ki,

<> 107-Maun/5: Onlar, namazlarını ciddiye almazlar.

Müslümanlara'dır bu ayet (Maun suresi)!

<> Euclidean Schwarzschild sizin teoriniz miydi?

Hayır. Ben Gauss'u değil, Hilbert ve onun dayandığı Cantor'u izliyorum… Riemann, Gauss'un öğrencisidir. Benim tarzım ise “Hilbert-Feinberg” uzayı…

<> Ama annenizin soyadı Schwaarzschild değil miydi?

Annemin tam adı “Hildegard Eva Weisschild”. Yani tam tersine “BeyazĢilt”... Schwarzschild olmasaydı, Einstein bir hiçti. Einstein'ın öğretmeni Minkowski olmasaydı (Zaman boyutunu o tanımladı) Einstein bir hiçti. Eğer Esir(Ether)ci Lorentz değiĢtirgeçleri olmasaydı, Einstein asla ve asla ıĢık hızındaki zaman kısalmasını, boyun kısalmasını ve kütlenin artmasını vb anlatan formülleri kullanamazdı.

O formüllerin hiçbiri Einstein'ın değildir, alıp kullanmıĢtır. Relativite'yi bile Newton'dan, ve Riemann uzayını da Riemann'dan alarak teorisini kurmuĢtur.

<> Piramitlere girebilir miyiz?

Hiç bir konuya giremiyoruz, çünkü kapatıyoruz. Ama Ģu bize bir ders olsun ki: Çok hoĢ bir Ģekilde Kehf 60-61 ve hatta 62'ye gelmiĢtik; ama araya “KuĢluk, Cifir hesabı, Cifir nedir, ne değildir?” gibi Ģeyler girince, iĢler böyle oluyor. BĠR TEK konuda kalmanız sizlerin hayrınadır. Ne güzel bitirecektik o müthiĢ konuyu…

<> MüthiĢti, devam edelim!

MüthiĢti, çünkü sandığınız gibi kitaplarıma yazmadım onları. Milat falan yoktu, Millenium da değildi. Ama artık Hızır'ı rahatça anlatabileceğim için o konuya girmiĢtim. Gelecek sefere, Hızır ve Musa'nın o inanılmaz gizemlerin aktaralım. Ondan sonra, diğer kiĢisel konulara döneriz.

Bu arada, ayın 22'sinde SERBEST kalıyorum (R.E.-Zone)… Yani kıyasıya Haniflik ve bilim konulu yazıları yazabileceğiz. Ben yazmayınca, kimse de yazmıyor ve tartıĢmıyor.

Namaz iki rekattır dedim. Kimseden bir itiraz ya da onay gelmemiĢ ve tartıĢılmamıĢ. Oysa Müslümanlar, namazı 12 yüzyıldır kılıyorlar, hatta Hanifler 6 bin yıldır AYNI namazı kılıyorlar.

Ne diyor ayet? “Sizden öncekilere FARZ olduğu gibi, AKIMETÜSSELAT (Kılınan namaz) sizlere de FARZ oldu!” 6 bin yıllık namazı bırakıp, 1200 yıllık namazı seçtik.