• Sonuç bulunamadı

Yine siyasal anlamda sağcı ama ekonomi politikaları libe ral olan Demokrat Parti’nin, 1950’li yıllardaki kent top-

Bir Kentsel Dönüşüm Sınaması Besime Şen Hade Türkmen

2 Yine siyasal anlamda sağcı ama ekonomi politikaları libe ral olan Demokrat Parti’nin, 1950’li yıllardaki kent top-

rağı politikasına yaklaşımı açısından bkz. Hakan Koçak, “Türkiye İşçi Sınıfı Oluşumunun Sessiz Yılları: 1950’ler”,

dinamiklerine bakılırken bir yandan da gece- kondu hanesinin ekonomik yapısı incelenecek- tir. Türkiye’de gecekonduya bakışın oldukça öznel nitelikler taşıdığı bilinmektedir. Bu du- rum gecekondu oluşum tarihine ilişkin çalış- maların hâlâ çok yetersiz olmasıyla da ilgilidir. Bir diğer etken ise 1980 sonrası apartmanlaş- maya başlayan gecekonduların birer rant aracı olarak öne çıkması ve gecekonducunun orta sı- nıfın gözünde kendilerinin yakalayamadığı bir “fırsatla” zenginleşme olanağını yakalaması- dır. 2000’lere geldiğimizde ise bu gecekondu gelişim kurgusu, kentsel dönüşümle bambaşka bir kentsel politikanın içinde yakalamış olduğu “olanakları” da yitirmesi anlamına gelecek olan bir değişimle karşı karşıyadır. Bu bölüm- de, alan araştırması sonucu elde edilen veriler- le, gecekonducunun “fırsatçı bir zengin” mi ol- duğu sorusu analiz edilecektir.

Son kısımda ise mahalledeki kentsel dönü- şüm projesi incelenecek ve Kentsel Dönüşüm

ya da Mülksüzleşme başlığı altında konu so-

runsallaştırılacaktır. Günümüzde uygulan- makta olan kentsel dönüşüm projeleri, mevcut konutların bütünüyle yıkılmasını gündeme ge- tirmesinin yanı sıra gerçekleştirilmesi düşünü- len projelerin alanda yaşayanları yerinden eden nitelikleri ile sınıfsal bir tahliyeye neden ol- maktadır. Yerleşimcilere, içinde yaşadıkları ev- lerine karşılık kendi koşulları ile karşılayama- yacakları, ayrıca proje üreticileri tarafından su- nulmuş ve kendi tercihleri olmayan bir konut seçeneğinin önerilmesi yerinden edilmeyi do- ğurmaktadır. Bu savların Başıbüyük’teki yansı- ması son bölümün konusudur. Kentsel dönü- şüm süreci ile mahallelinin bu sürece karşı tav- rı ve örgütlenme biçimleri değerlendirilecek ve alan araştırması sonuçları ile mahalle halkının

kentsel dönüşüm ve buna bağlı olarak yaşanan gelişmeleri nasıl yorumladığıyla ilgili bir değer- lendirme yapılacaktır.

Başıbüyük Mahallesi bugünkü haliyle, yak- laşık 930 dönüm üzerine kurulu olup mevcut alanda 6.800 konut bulunmaktadır (Görüşme 1) ve nüfusu 2009 yılında 18.384 kişidir (TÜİK, 2009). Mahallede 2008 yılının Eylül ayında gerçekleştirdiğimiz alan araştırması ön- cesinde mahalle ile ilgili literatür taraması ya- pılmıştır. Mahallenin tarihi ve sosyo mekânsal gelişimi ile ilgili az sayıda yayına ulaşılabildi- ğinden eksik alanlar belirlenerek mahallenin önde gelen isimleri ile derinlemesine görüşme- ler gerçekleştirilmiştir. Mahallenin güncel bil- gilerine ulaşmak için öncelikle uygulanan an- ketlerden yararlanılmış, bunun yanı sıra derin- lemesine görüşmeler yapılmıştır. Toplam 307 haneyle yapılan anket sonucunda hanede yaşa- yanlarla birlikte 1.364 kişinin bilgisine ulaşıl- mıştır. Dolayısıyla, hane bazında % 7,5, kişi bazında % 7,6 örneklem düzeyine ulaşılmış- tır.3 Ayrıca, kentsel dönüşüm projesi ile birlik-

te yaşanmaya başlanan sürece ait çeşitli gazete ve dergilerde yer alan haber ve yazılara da baş- vurulmuştur.

Başıbüyük Mahallesi Kuruluş Tarihi: Süreyya İlmen, Hastane ve Gecekondular

İstanbul’da bir hastanenin kuruluşu kendi var- lığının dışında bir gecekondu mahallesi yaratır. Mahallenin Osmanlı Devleti’nin ilk dönemle- rinde bir köy olarak kurulmasına kadar giden kökeni, onu köklü bir tarihsel yerleşim yeri yapmaya yetmemiştir. Bugün mahalleyi oluştu- ran yüzlerce gecekondu, hastanenin yarattığı

3 2009 yılında yapılan anket sonuçlarına göre ortalama ha- nehalkı büyüklüğü 4,5 olarak saptanmıştır.

tarihsel izin etrafına çevrelenmiş gibidir. Ma- hallenin kuruluşu açısından, arsa alımlarının başladığı yıllar veri olarak alındığında, Başıbü- yük Mahallesi’nin 1970’lerde hız kazanmaya başlamış olan kuruluşunun izleri somut olarak ortaya çıkmaktadır. Bu sürecin gelişim biçimi 1980’lerde tam olarak biçimlenmeye başlamış ve gelişme ivmesini arttırmıştır. Fakat 1951 yı- lında yapımı başlamış olan Süreyya Paşa Has- tanesi, mahallenin kuruluş yerini belirleyen ana etmendir. Buna çevre bölgelerde gelişen sa- nayi alanlarının varlığı da eklendiğinde sürecin gelişimi belirginlik kazanmaktadır.

1951 yılında kurulan Süreyya Paşa Hasta- nesi’nin Başıbüyük açısından önemi, hastane- nin yapım aşamasında ve sonrasında ek binala- rın yapılmasında çalışanların daha sonra has- tanenin işgücünü oluşturmasıdır. Başıbü- yük’ün büyümesi, hastanenin işgücü ihtiyacını karşılayan kesimlerin bu mahallede yerleşmeye başlaması ile olur. Bu süreci tamamlayan diğer kentsel gelişmeler de mevcuttur. Önemli kara- yolları akslarının mahallenin yakınından geç- mesi ve bunların Maltepe ve Kartal’da bulunan sanayi alanları ile olan ilişkisi mahallenin çe- kim gücünü arttırmış ve bir gecekondu alanı olarak gelişimini hızlandırmıştır.

Hastanenin kuruluşuna kadar kentsel özel- likler taşımayan bu yerleşim yerinde çiftlik ha- yatı hâkimdir. Sebze bostanları ve bahçecilik yapılan bu geniş arazide, 1901 (Hicri 1321) yı- lında yapılmış (Çelebi, 1981: 79) bir cami ve bir ilkokul vardır. Caminin ve okulun yapımın- da yine Süreyya İlmen’in rolü vardır:

Başıbüyük Köyünde bir cami ile bir okul inşaa- tına aracı oldum. Bu sıralarda Haydarpaşa’da- ki Tıbbiye Okulunu askeriye inşa etmekteydi. Askeriye bu caminin ve okulun inşa edilmesi

işini üzerine aldı. Mimar Valori projelerini yap- tı. Mimarisi dört köşelidir. Tıbbiye Okulu Mü- dürü Rasim Paşa bu iş için çok emek harcadı ve inşaat bittikten sonra Askeriye Vakıflar Bakan- lığı ile hesaplaştı (İlmen, 2001: 195).

Süreyya İlmen, Başıbüyük’teki Narlıdere Çiftliği’ni İşçi Sigortaları Kurumu’na bağışlaya- rak SSK Süreyya Paşa Göğüs, Kalp ve Damar Cerrahisi Hastanesi’nin yapımına ön ayak ol- muştur. Hastanenin barındırdığı iş potansiyeli de çevresinin burada yaşayanların ikamet alanı haline gelmesini beraberinde getirir. Mahalle- nin eski yerleşimcilerinden olan İbrahim Gürler (2004) yerel bir yayında kendisiyle yapılan söy- leşide şikâyet içeren bir ifade ile buranın hasta- ne yerine bir eğitim kurumuna verilmiş olması durumunda gecekondulaşmanın olmayacağını dile getirmektedir. Bir başka görüşme notunda da yine hastanenin kuruluşunun mahallenin ge- lişimine etkisini belirtmektedir:

Hastanede istihdam edilen insanlar öncelikli olarak buraya yerleşiyorlar, yerleştiriliyorlar. Önce tapulu yerler yapılıyor. 1972’den sonra hastanenin B ve C blokları yapılınca 1.500 çalı- şanın yerleşeceği alan yaratılıyor, yani yeni ev-

ler ve meskenler.4 Bu dönemde bölge köy ol-

duğu için muhtarlıklara el altından para verilip tarlalar ve hazine arazileri satın alınıyor. Bahsi geçen yerleşimler de böylelikle oluşuyor (Gö- rüşme 2).

1960’larda Mahallede

Beklenmeyen Bir Gerileme Aralığı

1950-1960 Adnan Menderes Dönemi, İstanbul açısından yoğun imar faaliyetleri ile geçmiş ve bu dönem boyunca bir dizi “imar istimlâk ha-

4 Hastanenin kapasitesinin arttırılması, hastane kurum ta-

Outline

Benzer Belgeler