• Sonuç bulunamadı

2. ÖRGÜTSEL SİNİZM KAVRAMI VE SİNİZMİN KURAMSAL

2.1. Sinizm ve Örgütsel Sinizm

Sinizm tarihi çok eskiye dayanmakla beraber örgütsel sinizm geçmişi yakın tarihli iki kavramdır.

2.1.1. Sinizm Kavramı

Sinik (kinik) felsefesi; kişilerin ahlaki değer ve sosyal kuralları reddettiğini ve doğa kurallarını esas alarak yaşadıklarını savunmaktadır. Tarihteki en önemli sinikler. Antisthenes ve Sinoplu Diyojendir. İlk sinikin Antisthenes olduğu ve Sokrat’ın izinden gittiği belirlenmiştir (Kalağan & Güzeller, Öğretmenlerin Örgütsel Sinizm Düzeylerinin İncelenmesi, 2010:83). Diyojen kendi kendine yetme, sadelik değerlerini kapsayan sinik felsefesinin en önemli temsilcilerinden biridir. “Bir gün Diyojen‘e merakla niçin gündüz vakti her taraf aydınlık iken elinde yanan bir fenerle dolaştığı sorulduğunda, "dürüst bir insan arıyorum" yanıtını vermiştir”. Diyojen bu sözüyle insanların aslında dürüst olmadığıyla ilgili inancı kapsayan sinizmin alaycı bir şekilde tanımlanmasıdır (Turan Ş. , 2011:68-70). Mizah, sinikleri onları ayrıcalıklı ve güçlü yapan en favori ve sevdikleri silahtı. Sinizm başlangıçtan itibaren bir felsefe olması yanında yaşam biçimiydi. Toplumsal standartları reddeden sinik, kaba kıyafetler giymiş ve bir şey yiyip içerken ellerini kullanmıştır. Hatta Diyojen’in bir ev yerine bir fıçıda yaşadığı ve bir çanağı bulunduğu söylenmektedir. Kısacası, orijinal sinikler toplumsal kurum ve kuralları çok önemsemeyen, söz ve davranışlarıyla onları küçümseyen kişilerdi (Dean, Brandes, & Dharwadk, 1998:342).

Oxford İngilizce Sözlüğünde sinik; onurlu ya da bencillik uzak davranış sergilemek yerine, tamamen kendi çıkarlarıyla motive olan kişi olarak tanımlanmaktadır (The Oxford English Dictionary, 18/02/2018)..

TDK Güncel Türkçe Sözlük’te sinizm, kinizm kelimesiyle ifade edilerek “insanın erdem ve mutluluğa, hiçbir değere bağlı olmadan bütün gereksinmelerden sıyrılarak kendi kendine erişebileceğini savunan Antisthenes'in öğretisi” olarak tanımlanmaktadır (TDK, 19.02.2018).

Sinik, kişilerin sadece kendi çıkarlarını önde tutuğuna inanan ve dolayısıyla herkesi çıkarcı olarak gören kişi şeklinde açıklanmaktadır. Siniğin açıklanması için çalışan düşünceye ise sinizm adı verilmektedir. Sinizmle ilgili temel görüş, kişisel çıkarlara dürüstlük, adalet ve içtenlik gibi ilkelerin feda edildiği yönündedir. Sinizm, ‘kuşkuculuk’, ‘şüphecilik’ ‘güvensizlik’, ‘inançsızlık’, ‘kötümserlik’, ‘olumsuzluk’ gibi sözcüklerle yakın anlamlı olmakla birlikte modern sinizm yorumunda kişinin “kusur bulan, zor beğenen, olumsuz eleştiri yapan” anlamı daha baskın kullanılmaktadır (Erdost, Karacaoğlu, & Reyhanoğlu, 2007:514).

Sinizm; özellikle insanların gizli, açığa vurulmamış amaçları hakkında kötümser, hayal kırıklığına dayalı olarak olayları açıklama tutumu ya da kendi çıkarlarını korumak veya artırmak için sırf araç olarak başkalarıyla ilgilenme, işleri idare etme eğilimi olarak da tanımlanabilmektedir (Tokgöz & Yılmaz, 2008:285).

Sinizm; insan davranışlarıyla ilgili olarak genellikle olumsuz algıları (hayal kırıklığı, umutsuzluk, inançsızlık, güvensizlik, kuşkuculuk, şüphecilik, kötümserlik vb.) yansıtan, doğuştan gelen ve kararlı bir kişilik özelliği olarak tanımlanmaktadır (Pelit & Ayduğan, 2011:287).

Bu tanımlamalardan yola çıkılarak sinik kişilerin tüm ahlaki değer ve sosyal normları reddederek kendi kuralları ya da daha geniş bir tabirle doğa tarafından konulan kurallarla yaşadığı söylenebilir. Sinik kişiler erdemli olmayı ancak herhangi bir değere

bağlı kalmaksızın kendi kendilerine başarabilmektedirler. Dolayısıyla kişiler kendi kendine yetebilen özellik taşımaktadırlar.

Sinik duygulara sahip olan kişilerde belirli davranış farklılıkları bulunmaktadır. Sinik insanların temel özelliklerinden bazıları şöyledir (Pelit & Ayana, 2016:49):

- Yalan söylemeyi, yapmacık davranışları, başkalarını istismarını insana özgü temel özellik olarak görürler.

- İnsanların seçim yapmada bencil olduklarını, insan davranışlarının tutarsız olduğunu, insanların güvenilmez varlıklar olduğuna inanırlar.

- Kişilerin eylemlerinin arkasında saklı güdüleri olduğuna inanırlar.

- Kişi, örgüt, grup, toplum gibi psikolojik ögelerle ilgili bir şey düşündüklerinde sıkıntı, tiksinme ve utanç duygusu yaşayabilirler.

- Kişi, örgüt, grup ya da toplumda samimiyet ve dürüstlük olmadığıyla ilgili net cümleler kurarak, acımasız eleştirilerde bulunabilirler.

- Kişiler, örgütler, gruplar ya da toplumla ilgili yaşadıkların deneyimlerini genellikle kendi yorumlarıyla anlatarak, alaycı mizah kullanırlar.

2.1.2. Örgütsel Sinizm Kavramı

Felsefik olarak oldukça eski ve derin bir geçmişi olan sinizme göre örgütsel sinizm yakın geçmişi bulunan bir araştırma konusudur (Cole, Bruch, & Vogel, 2006). Örgütsel sinizmle ilgili araştırmalar 1980’lerin sonlarıyla 1990’ların başlarında yoğunluk kazanmıştır. Kanter ve Mirvis (1989) Amerika’daki işyerlerinde sinizmin neden yaygınlaştığının belirlenmesi amaçlı bir kitap çıkarmışlardır. Bu kitapla birlikte örgütsel sinizm kavramı ortaya çıkmıştır (James, 2005:24). Özellikle 1990’ların başından günümüze kadar örgütsel sinizm; işletme yönetimi, örgütsel davranış, insan kaynakları yönetimi, iş etiği, halkla ilişkiler gibi çeşitli alanlarda araştırmacıların ilgi konusu olmuştur (Tokgöz & Yılmaz, 2008:291).

Genel olarak sinizm, insan davranışları tutumlarıyla ilgili olarak çoğunlukla olumsuz ve negatif algıları yansıtan, doğumla gelen ve kararlı kişilik özeliğidir (Abraham, 2000:270). Örgütsel sinizm ise, çalışanın örgüte karşı geliştirdiği bilişsel, duygusal ve davranışsal boyutlar içeren negatif bir tutumdur. Genel sinizm örgütsel sinizmin bir türüdür. Ancak genel sinizm kişilerin diğer kişi ve objelere yönelik olumsuz tutumunu kapsarken, örgütsel sinizm doğrudan doğruya kişinin çalıştığı örgüte yönelik olarak, örgüt içi uygulamalardan kaynaklı olumsuz tutumudur (Uzun & Ayık, 2016:674). Bir başka deyişle genel sinizm kişinin kendi doğal yapısıyla ilgiliyken, örgütsel sinizm örgüt içi uygulamalar sonucu kişilerde gelişen bir durumdur.

Örgütsel sinizmle ilgili literatürde ortak bir tanım bulunmamakla beraber çok sayıda örgütsel sinizm tanımına rastlamak mümkündür. Helvacı ve Çetin’e (2012) göre örgütsel sinizm, “iş görenlerin örgütün kararlarına karşı bir inançsızlık ve niyetlerine güvenmeme ve yöneticilerinin gerçek karakterlerini yansıtmamaları inancıdır” (Helvacı & Çetin, 2012:1477).

Naus ve arkadaşları (2007) örgütsel sinizmi; “iş çevresindeki sorunlu olaylara ve koşullara karşı örgüt üyelerinin kendilerini savunmalarının karşılığı” olarak tanımlamaktadır. (Pelit & Ayduğan, 2011:287).

Bernerth ve arkadaşları (2007) örgütsel sinizmi, “bireylerin örgütlerinin ahlaki bütünlükten yoksun olduğu ve hakkaniyet, dürüstlük ve samimiyet gibi ilkelerin örgütsel çıkarlar lehine feda edildiği yönündeki inançları” olarak tanımlamıştır (Çiftçi, 2013:12).

Dean ve arkadaşlarına (1998) göre örgütsel sinizm ya da örgütsel alaycılık; bir bireyin çalıştığı örgüte karşı geliştirmiş olduğu, bilişsel, duygusal ve davranışsal olmak üzere üç boyutlu negatif tutumdur. Bu boyutlar şöyle gelişmektedir (Dean, Brandes, & Dharwadk, 1998:345):

- Örgütü olumsuz etkilemek

- Örgütte bu inanç ve etkiyle tutarlı olan küçümseyici ve eleştirici davranış eğilimine girme

Abraham’a (2000) göre örgütsel sinizm; çalışanların bir örgütün dürüstlükten yoksun olduğuna inancıdır. Bu inanç, güçlü bir olumsuz tepkiyle birleşerek itibarı sarsan kritik davranışlara neden olmaktadır.

James’e (2005:7) göre örgütsel sinizm; kişinin çalıştığı örgütle ilgili tutumlarını, olumsuz inanç, duygu ve davranışlarla karakterize etmesidir. Buna ilaveten, çevresel etkilerle değişime duyarlı olan kişisel ya da sosyal deneyimlerle ilgili geçmişine kişinin verdiği cevaptır.

Literatürde yer alan tanımlamalardan hareketle örgütsel sinizm; bir örgüt içinde çalışan kişilerin örgüt içi unsurlardan kaynaklı örgüte karşı geliştirdiği olumsuz düşünce, duygu ve tutumlardır şeklinde tanımlanabilir.