• Sonuç bulunamadı

2. ÖRGÜTSEL SİNİZM KAVRAMI VE SİNİZMİN KURAMSAL

2.4. Örgütsel Sinizm Türleri

Literatürde örgütsel sinizm türleri; kişilik (genel) sinizmi, toplumsal (sosyal) sinizm, iş gören (çalışan sinizmi), örgütsel değişime yönelik sinizm ve iş (meslek) sinizmi olarak sınıflandırılmaktadır (Abraham, 2000; Dean ve diğerleri 1998; Helvacı, 2017; Cartwright & Holmes, 2006).

2.4.1. Kişilik Sinizmi

Genel sinizm olarak da adlandırılan kişilik sinizmi örgütsel sinizmin pato- psikolojik bir değişkenidir ve Cook ve Medley‟in (1954) düşmanlık ölçeğinde ve Minnesota Çok Yönlü Karakter Envanterinde kullanılmıştır. Kişilik sinizmi, kişilerde doğuştan gelen, değişmez özellikleri içeren ve genelde insan davranışlarının olumsuz yönünün yansıtıldığı sinizm türüdür. Kişilik sinizmi, alaycı bir küçümseme, hor görme ve kişilerarası zayıf ilişkileri karakterize eder (Çitçi, 2013:26).

Kişilik sinizmi dünyanın dürüst olmayan, bencil, kişisel ilişkilerde doyumsuz, aciz insanlarda dolu olduğunu savunmaktadır. Güven sorunu yaşayan insanlar doğrudan agresif, saldırgan, öfkeli, çabuk gücenen davranışı sergilemektedirler. Kişilik sinizmi örgütte var olan değer yargıları ile kişilerin doğuştan gelen yargıları arasında çıkan çatışmadır. Çalışanlar yaptıkları işte kişilik rol çatışması yaşayabilmekte bunun sonucunda örgütsel sinizm ortaya çıkmaktadır. Bu sinizm çalışanların işten ayrılma niyetine kapılmalarına hatta işten ayrılmalarına neden olmaktadır. Kişisel sinizm çalışanların davranışlarındaki olumsuz görüşleri içermektedir (Abraham, 2000: 270- 271).

Kişisel sinizm diğer örgütsel sinizmin temelini oluşturabilmektedir. Abraham’a (2000) göre kişisel sinizm temelli diğer örgütsel sinizm şekilleri aşağıdaki şekillerde ortaya çıkabilmektedir:

- Herhangi bir olumsuz olay yaşanmamasına rağmen kişiler kendilerini haksızlığa uğramış hissederek çalışan sinizmini geliştirmektedir.

- Bulunduğu toplumca görülenden daha çok kabul görme ya da reddedilme hissi yaşayarak toplumsal sinizmi geliştirilmektedir.

- Çalışan yeteneğinin kullanılmasına izin verilmediği, bu yeteneklerini yeterince kullanılmadığı düşüncesiyle iş sinizmini geliştirmektedir.

- Örgüt yönetimi ne kadar iyi niyetli olursa olsun yönetimin kötü olduğunu düşünen çalışan örgütsel değişim sinizmini geliştirebilmektedir.

2.4.2. Toplumsal Sinizm

Toplumsal sinizm, “vatandaşların ait oldukları ülkeye ve ülkenin kurumlarına yönelik olumsuz inançlar, his ve duygular ile olumsuz davranışları ifade etmektedir”. Toplumsal sinizm, bireylerle toplum arasında sosyal sözleşmenin ihlali sonucu ortaya çıkmaktadır (Torun, 2016:54).

Abraham’a (2000) göre toplumsal sinizm, toplumla kişi arasında var olan sosyal sözleşmenin taraflarca bozulması sonucu ortaya çıkan bir örgütsel sinizm türüdür. Kişi beklentilerinin toplum tarafından karşılanmadığını düşündüğünde toplumsal sinizm geliştirmektedir. Toplumsal sinizm yaşayan çalışanların örgütlerinden olan beklentileri daha gerçekçi ve rasyonel özellik taşımaktadır. Toplumsal olarak beklentilerinin karşılanmadığı algısı yaşayan çalışan işyerinde daha az hayal kırıklığı yaşamakta dolayısıyla daha az acı çekmektedir. Ancak örgüt için şüphecilik yüksekse toplumsal sinizm yaşayanlar daha fazla zarar görecektir.

2.4.3. Çalışan Sinizmi

Çalışan sinizmi, bir kişiye, gruba, sosyal geleneğe, ideolojiye ya da bir örgüte karşı güvensizlik ve küçümsemeyle beraber hayal kırıklığı yanında umutsuzlukla şekil alan genel ve özel bir tutumdur (Andersson, 1996:1397-1398).

Çalışan sinizmi, iş dünyasında büyük şirketlere, üst yönetime ve “diğer” kurumlara yöneliktir. Eşitlik duyguları, çalışanların kinetiklerini diğerlerinden ayırır. Eşitlik, adalet ve tarafsızlık ihlal edildiğinde psikolojik sözleşme ihlal yapılmış olur. Bu da çalışan sinizmini ortaya çıkarır (Abraham, 2000:272). Çalışan sinizmini psikolojik sözleşme çerçevesinde inceleyen birçok araştırmacı çalışan sinizmiyle sonuçlanan ihlaller üzerinde durmuştur. Anderson (1996) çalışan sinizmine yol açan ihlalleri üç kategori altında toplamıştır:

- İş ortamının özellikleri (Uygulanan politikalar ve uygulamalar arasındaki uyumsuzluk, etik olmayan davranışlar ve kurumsal sosyal sorumluluk ve eşit olmayan tazminat politikaları)

- Organizasyonun özellikleri (Kötü iletişim, değişim uygulamasında yönetim yetersizliği, çalışanların katılımı eksikliği)

- İşin doğası (Rol çatışması, rol belirsizliği ve iş yükü) 2.4.4. Örgütsel Değişim Sinizmi

Örgütsel değişim sinizmi, gelecekteki çabaların başarısı konusunda karamsarlık ve değişim ajanlarının tembel ve beceriksiz olduğu inancını içeren başarısız değişim çabalarına bir tepkidir. Bir psikolojik sözleşme ihlali çerçevesi içinde, yönetim sürekli olarak kurumsal performansı geliştirmek için araçlar aramaya yönelik yükümlülüğünü ihlal ettiği şeklinde algılanmaktadır. Değişim çabaları arttığında, çalışanlar başlangıçta hayal kırıklığına uğramış ve ihanete uğramış hissederler. Gelecekteki teşebbüslerin başarısına yönelik kötümserlik, onları daha fazla hayal kırıklığına uğratmaktan koruyan bir savunma mekanizması işlevi görür (Abraham, 2000:273).

Çalışanlar; örgüt içinde çok sayıda değişim girişiminin başarısız olduğunu gördüğünde sinikleşirler. Sinizm, örgütün başarıları çalışanlara iletilmediğinde ya da çalışanların örgütün başarısız olduğunu düşündüklerinde ortaya çıkabilmektedir. Bunun sonucunda çalışanlar hayal kırıklıklarını bir savunma mekanizmasına dönüştürerek örgütün gelecekte de başarılı olamayacağı konusunda kötümser bir tutum sergileyeceklerdir. Çalışanlar örgütle ilgili umutlarını yok ederek başarısızlığı kanıksar. Böylece sinizm, değişim konusundaki başarısız girişimlere yönelik olarak, bireyi can sıkıcı duygular hissetmekten koruyacağı düşünülen öğrenilmiş bir tepki olarak ortaya çıkar (Sezgin, Tolay, & Sürvegül, 2016:415-416).

2.4.5. İş (Mesleki) Sinizmi

İş sinizmi, duygusal uyuşukluk, kopukluk, sadakatsizlik ve bakımsızlık ile karakterizedir. İş sinizmi, engellenen yetkinlik için bir baş etme stratejisi haline gelir ve bireylerin kendilerini örgütten soyutlamalarına ya da uzaklaşmalarına neden olur. Çalışan, empati kurmama, karşısındaki kişilerin duygularını anlamama, kişileri kendinden soğutmaya yönelik davranışlar içine girmeye başlar (Abraham, 2000:273). İş sinizminde çalışan yaptığı işin bunaltıcı olduğunu, ödül getirmediğini ya da yaptığı işin çabaya değmediğini düşünür. Bu yönde bir tutum geliştirir (Andersson, 1996: 1397).

Hizmet vermeye yönelik mesleklerde toplumla olan stresli etkileşim, çalışanların duygusal olarak aşırı yıprandığını fiziksel olarak tükendiğini göstermektedir. Yardımcı hizmetlerde, etkileşimler problemlere odaklanır, çoğu geri bildirim olumsuzdur, başarısızlıklar abartılır ve hastalar sıklıkla gerçek değildir. Polis memurları, yoksulluk, yoksunluk ve kötü yaşam koşullarının yarattığı insani sefalet koşullarında kendilerini düşman olarak gören çatışmalara maruz kalmaktadır. Uçuş görevlileri, çekici ve arkadaş canlısı olmak için zor ve kaba yolcularla baş etmek zorunda kalmakta ve öfkelenmektedirler. Zamanla, her hakaret ve başarısızlık kişisel olarak tükenmişlik getirmektedir (Abraham, 2000:272).