• Sonuç bulunamadı

1.2. Kümelenme ile Bağlantılı Temel Kavramlar

1.2.2 Örgütlenme Modelleri ve Kümelenme

1.2.2.2. Türkiye’de Uygulanan Örgütlenme Modelleri

1.2.2.2.3. Sektörel Dış Ticaret Şirketleri

Türkiye’de halen uygulanmakta olan Sektörel Dış Ticaret Şirketleri uygulamasını; KOBİ’lerin oluşturdukları işbirlikleri yani kümeleme kavramı çerçevesinde anlatma yolu seçilmiştir.

Türkiye 1980 sonrasında ihracata dayalı bir gelişme stratejisi benimsemiştir. Bununla birlikte, özellikle KOBİ’lerin dış pazarlara açılmalarını sağlamak, ihracata ivme kazandırmak ve ülkenin uluslararası ticarette, ekonomik ve siyasi büyüklüğüyle orantılı bir pay alabilmesini temin etmek amacıyla, genel ihracat stratejisinin bir parçası olarak, çeşitli teşvik ve destekleme politika ve programları geliştirilmiştir. Böylelikle KOBİ’leri ihracata yönlendirirken diğer taraftan da bu amaca dönük şirket modelleri oluşturulması yoluna gidilmiştir (http://www.dtm.gov.tr, 10.07.2010).

SDŞ’lerinde KOBi’lerin bir çatı altında toplanarak güçlerini birleştirmesi ve ihracatta karşılarına çıkabilecek zorlukları aşmaları amaçlanmaktadır. Türkiye’de yıllar itibariyle sanayi ürünlerinin payında olumlu bir artış gözlenmektedir. Ancak, bu sektördeki ihracatın %50’sinden fazlasını dokuma, hazır giyim, demir ve çelik gibi geleneksel ürünler oluşturmaktadır. Bu ürünler Avrupa Birliği’ne pazarlanmaktadır. Yani tek bir pazara bağımlılık söz konusudur. SDŞ Modeli ile ihracatın tüm ülkeye yayılması, geleneksel ürünler ve pazarlar dışına taşarak pazar ve ürün çeşitlendirmesine gidilmesi sağlanacaktır (Süer, 2000: 31-32).

Avrupa Birliği ile Gümrük Birliği sürecine girilmesiyle birlikte rekabetin şiddeti artmıştır. Bunun sonucuna Türkiye'de faaliyet gösteren ve dış ticaret ile kredilerdeki payları son derece düşük olan KOBİ’lerin finansman, üretim, pazarlama, altyapı, teknoloji, personel v.b. sorunlarının daha da ağırlaşmasına yol açmıştır.

Sektörlerde çok sayıda KOBİ’lerin varlığı, ihracat pazarlamasında bilgi eksikliğinin giderilmesi, dış pazarların takip edilmesi amacıyla ofis açma ihtiyacı, ortak pazarlama stratejisi geliştirme, tanıtım ve finansman ihtiyacı, vb. ihtiyaçlar, SDŞ’lerin oluşmasına neden olmuştur (Ekonomik Forum, 2001:20-29).

Günümüzde işletmelerin ihracatta başarılı olabilmeleri için; artık yeterli sayıda ve kaliteli mal üretmelerinin yanında, modern pazarlama yöntem ve tekniklerinden de yararlanmaları zorunlu hale gelmiştir. Doğal olarak bu yöntem ve tekniklerin kullanımı özellikle KOBİ’ler açısından maliyeti artırıcı bir unsur olarak yer almakta, sermaye yetersizliğinden dolayı zor durumda bırakmaktadır. Bu yüzden KOBi’ler güçlerini birleştirip organize olmak suretiyle basarı şanslarını arttırabilecek yollar aramaya başlamışlardır (TOBB, 1997: 32).

SDŞ ihracat Modeli işte bu arayışın bir sonucu olarak ortaya çıkmıştır. 1980’li yıllarda DTSŞ’leri olarak başlayan ve halen devam eden dış ticaret modelleri, 1992 yılında başlayıp 1994 yılında son bulan ÇOŞ modeli denemesinden sonra 1996 yılında SDŞ uygulamasına geçilmiştir. Günümüzde ihracat odaklı örgütlenme modelleri DTSŞ ve SDŞ olmak üzere iki model üzerinde işlemektedir (MÜSİAD, 2000).

SDŞ’lerinin tanımı, önemi, avantajları ve sağlanan destekleri açıklamadan önce ihracat mevzuatı içinde geçen SDŞ’lerin aynı mevzuattaki yerini belirlemek gerekir: SDŞ’leri statüsüne ilişkin (İhracat 2004/4) (02.07.2004 t. 25510 s. R.G.) sayılı tebliğ ile bu tebliğden önce yayımlanan 26/12/1996 tarihli ve 22859 sayılı R.G. de yayımlanan, “Sektörel Dış Ticaret Şirketleri Statüsüne İlişkin İhracat 96/39 sayılı Tebliğ”, yürürlükten kaldırılmıştır (www.mevzuat. net: 22.07.2010).

2004/4 sayılı tebliğ ile 22/12/1995 tarih ve 95/7623 sayılı İhracat Rejimi Kararı'nın 3’üncü maddesinin (k) bendinde Sektörel Dış Ticaret Şirketlerinin tanımı yapılmıştır. Bu tanıma göre, “KOBİ’lerin ihracat sektörü içinde bir organizasyon altında toplanarak dünya pazarlarına yönlendirilmesi amacıyla; ihracat ve ilgili

konularda (finansman, tedarik, nakliye, sigorta, gümrükleme v.b.) hizmet sağlayarak, dış ticarette uzmanlaşmalarını ve bu suretle daha etkin faaliyet göstermelerini teminen kurulan şirketlere, DTM tarafından "Sektörel Dış Ticaret Şirketi” denilmektedir (www.mevzuat. net:22.07.2010).

Sanayinin omurgasını oluşturan KOBİ’lerin artan rekabet ile birlikte çoğalan sorunlarına çözüm getirilebilmesini teminen, aynı üretim dalında faaliyet gösteren firmaların çok ortaklı dış ticaret şirketleri şeklinde örgütlenmeleri sağlanmıştır.

İşletmelerin ihracata yönlendirilebilmesi amacıyla, "Sektörel Dış Ticaret Şirketi ”

modeli geliştirilmiştir (SDŞ Statüsüne İlişkin Tebliğ, 1996).

İhracatta kalıcı bir başarı elde edilebilmesinin, iyi bir organizasyon, bilgi,

deneyim, sermaye ve kadro gerektirmektedir. Bu gerçekten hareketle, SDŞ modelinin aksayan yönlerinin, uygulamadan kaynaklanan sorunlarının giderilmesi, tüm SDŞ’lerin, güçlü sermaye yapıları ile ortağı KOBİ’lerin ihracatında daha etkin pazarlama faaliyeti gerçekleştirmelerini teminen DTM tarafından yapının daha güçlü hale gelmesi için sürekli iyileştirmeler yapılmaktadır.

Ülkemiz işletmelerinin %99’unu ve toplam istihdamın önemli bir bölümünü oluşturan KOBİ’lerin bir araya gelerek oluşturdukları sektörel dış ticaret şirketleri, rekabetin gittikçe artmakta olduğu günümüzde, münferit küçük işletmelerin tek başına üstesinden gelemeyecekleri pek çok sorunu çözebilecek yapılanmalardır. Bu model ile nihai olarak amaçlanan ise ölçek ekonomisine ulaşılması ve rekabet gücünün artırılması yoluyla ülke ihracatının artırılmasıdır (http://www.igeme.org.tr, 03.04.2010).

SDŞ’lerin kuruluş, pazarlama ve ihracat performanslarına ilişkin hükümler aşağıdaki Tablo 1.7’de özetlenmiştir. Burada belirtilen hususların detayları ile ilgili mevzuattan bilgi alınması gerekir.

Tablo 1.7: SDŞ’lerin Kurulma Esasları

Kaynak: (www.mevzuat.net:22.07.2010)

KOBİ’lerin dış pazarlara açılmasında örgütlenme modeli olan SDŞ’leri; uluslararası pazarlama, finansman, teknik ve ihracat işlemleri olmak üzere dört grupta incelemek mümkündür (Gövdere, 1999: 35):

1. Pazarlama Fonksiyonu; SDŞ’lerin en önde gelen işlevi, KOBİ’lerin ürünlerinin uluslararası pazarlara sunulmasıdır. Bu fonksiyon sayesinde KOBİ’ler daha az uzman personel istihdamıyla tüm ortakların ürünlerinin uluslararası pazarlamasını diğer sabit maliyetleri de düşürmek suretiyle etkin bir şekilde yapabilmektedirler. Diğer taraftan SDŞ’ler sadece yurtdışı pazarlar hakkında kısa süreli araştırmalar yerine, yurtdışında temsilcilik ve doğrudan pazarlama amaçlı şirketler kurarak bu fonksiyonu yerine getirmeleri mümkün bulunmaktadır.

KOBİ’ler ihracata genellikle kısa vadeli bir perspektiften yaklaşırken, SDŞ’ler profesyonel bir eğilime sahiptirler. Bu nedenle gerek yeni pazar bulunmasına, gerekse de mevcut pazarlarda ihraç ürünlerinin pazar payının artırılmasına ve tutundurmaya yönelik faaliyetleri daha bilinçli olarak yerine getirebilmektedirler.

2. Finansman Fonksiyonu; SDŞ’lerin finansman işlevi ile başlıca iki unsur; üreticinin ve yurtdışındaki müşterinin finanse edilmesi ifade edilmektedir.

Şirket Kuruluşuna İlişkin Esaslar İhracat Performansına

İlişkin Esaslar Pazarlama Performansına İlişkin Esaslar İşletme Sayısı Asgari Sermaye Tutarı Normal Yöreler Aynı üretim dalında 10 KOBİ 500 milyar

• Kuruldukları yıl: taahhüt yok

• Müteakip yıl asgari 1 milyon$

• Takip eden yıllarda 1 milyon$

•Fuarlara katılım

•Yurtdışında KOBİ’ler arası işbirliği organizasyonlarına katılım

•Yurtdışı Pazar araştırması yürütmek

•Ticaret Heyeti programlarına katılım

•Dış Ticaret eğitim programı düzenlemek •Yurtdışı ofis/mağaza/şube/ temsilcilik açmak Kalkınmada Öncelikli Yöreler Aynı/Ayrı üretim dalında 5 KOBİ 250 milyar

• Kuruldukları yıl: taahhüt yok

• Müteakip yıl asgari 250 bin$

• Takip eden yıllarda 500 bin$ Üretici Dernekleri ve Birlikler Aynı üretim dalında 500 milyar

• Kuruldukları yıl: taahhüt yok

• Müteakip yıl asgari 250 bin$

• Takip eden yıllarda 500 bin$

İmalatçının finansmanı, hem işletme faaliyetleri, hem de ihracat işlemlerine

yöneliktir. SDŞ’ler bankalardan, özellikle de Eximbank’tan daha uygun koşullarda kredi temin ederek bunları ortaklarına kullandırmaktadırlar. Ayrıca SDŞ’ler ortakları olan çok sayıda işletmenin ihracat işlemlerini tek elden yürüttüğü için söz konusu sabit maliyetlerde azalma olmaktadır. Bu durum da ihracatın finansmanı sorununda hissedilir bir rahatlama meydana getirebilmektedir.

3. İhracat İşlemleri Fonksiyonu; ihracatla ilgili hammadde tedariki, nakliye ve sigortası, gümrük işlemleri ve ürünün depolanması, paketlenmesi, vb kapsamaktadır. Bu işlemlerin toplam maliyet içindeki payı, birçok işletmenin ihtiyaçlarının tek elden yapılması ile önemli ölçüde azalmaktadır.

SDŞ’leri ortaklarını aktif ve pasif olmak üzere iki farklı şekilde ihracata yönlendirmektedir.

a. Aktif İhracat: SDŞ’leri ortaklarına sadece üretim üzerinde yoğunlaşmaları imkânını sağlamaktadır. Ortakların ürününün pazarlanması ile ilgili olarak zaman ayırmalarına ve çaba sarf etmelerine gerek kalmamaktadır. Bu oluşumun sağlıklı yürüyebilmesi için öncelikle belirlenmesi gereken hususlar bulunmaktadır:

i.Talebin ortaklar arasında dağıtım şekli, ii. İhracata yönelik öncelikli pazarların tespiti,

iii. Kalite ve standart açısından dış piyasalara mal arzında istikrarın sağlanması,

iv. İhracata yönelik üretimde gerekli ürün adaptasyonunun sağlanması,

b. Pasif İhracat: Pasif ihracata yönelmiş olan SDŞ’lerinin ortakları fiilen alıcı bulmak ve dış pazar araştırması yürütmek gibi faaliyetleri kendi şirketleri bünyesinde gerçekleştirmektedir. Pasif ihracat modelinde SDŞ’ler özellikle bağlantı yapıldıktan sonraki aşamaya ilişkin ihracata yönelik bürokratik konularda çeşitli hizmetleri ortaklara sunmaktadırlar (IGEME, 1997: 11).

Türkiye’deki mevzuatı uzmanları ile daha yakından izleme olanağına sahiptirler.

Bir örgütlenme modeli olarak SDŞ statüsü alan KOBİ’lere vergi mevzuatı, Eximbank kredileri ihracat mevzuatı başlıklarında çok çeşitli destekler sağlanmaktadır. Bu sağlanan destekler özet şeklinde aşağıda listelenmiştir:

İhracat 2000/4 sayılı Tebliğ ile;

1. Dahilde İşleme Rejimi çerçevesinde gümrük idarelerine verecekleri teminatta indirim sağlanır.

94/6401 Sayılı “İhracata Yönelik Devlet Yardımları”na ilişkin Bakanlar Kurulu Kararı’na dayanılarak uygulamaya konulan Devlet Yardımları Tebliğinde;

2. Pazar Araştırması Yardımı, 3. Eğitim Yardımı,

4. İstihdam Yardımı, 5. Marka Yardımı,

6. Yurt Dışı Fuar ve Sergilere Katılım Yardımı, 7. Yurt Dışı Ofis/Mağaza Yardımı sağlanmaktadır.

Vergi Mevzuatı Yönünden:

8. Damga vergisi ve harç istisnası,

9. İmalatçı olmayan firmaların DTSŞ’lerine ihraç kaydıyla yaptıkları teslimlerde “tecil-terkin” uygulama imkânı,

10. İhracat istisnasından doğan katma değer vergisi iade talepleri % 4 teminat karşılığı yerine getirilmesi uygulaması, buna karşılık nakden iade talebinde %100 oranında teminat vermeleri halinde (diğer firmalar için bu oran %200 şeklinde uygulanmaktadır) talepleri yerine getirilmektedir.

Eximbank Kredileri Yönünden:

11. Eximbank tarafından sağlanan Kısa Vadeli İhracat Kredisi ve Sevk Öncesi

İhracat Kredisi programlarından piyasa faiz hadlerinden daha düşük faiz oranı ile

İhracatta oluşturulan bu modeller (DTSŞ, ÇOŞ ve SDŞ) bir amaç değil,

ihracatımızın artırılmasına yönelik birer araçtır. Esas amaç, kısa ve uzun vadede ihracatımızın artırılmasıdır. Kullanılan araç ise dünyada geçerliliği ispatlanmış KOBİ işbirliğinden geçmektedir (Gövdere, 1999: 30-61). DTSŞ, büyük şirketlerden oluşmakta ve ortaklarında üretim yapma şartı aranmamakta olup, SDŞ’leri ise, üretim faaliyetleri aynı olan KOBİ’lerden oluşması gerekmektedir. Model, EGS modeli olarak tanınmaktadır. SDŞ’lerin ilk kez gündeme gelmesi, İzmir’deki KOBİ’lerin kurduğu EGS Dış Ticaret A.Ş’nin ortak faaliyet girişimi ile olmuştur (Ekonomik Forum, 2001: 20-29). Aynı dönemde EGS’nin yanında Anadolu Tekstil Giyim ve Deri Sanayicileri Dış Ticaret A.Ş. (ATGS) faaliyete geçmiştir (Tekstil Sektörü, 2000).

EGS ve ATGS sektörel dış ticaret şirketlerinin 2001 yılına kadar gerçekleştirdikleri inanılmaz performansları ile birlikte SDŞ’lerin sayısında artış kaydedilmiştir. EGS’nin ortaklarına, A.B. kotalarının dağıtımından, hammaddenin tedariki, ulaştırma, sigorta, bankacılık, leasing, faktöring, EXIM Bank kredilerinin teminine kadar çeşitli hizmetleri sağlamasıyla ortaya çıkan maliyet avantajları sayesinde ortaklarınca elde edilen rekabet gücüyle 1996 yılından 2001 yılına kadar Türkiye’nin ihracatında süreklilik arz eden bir gelişme trendini yakalamış olması, SDŞ modelinin Türkiye’de tanıtılmasında ve yayılmasında çok büyük rol oynamıştır. Ancak yukarıda ismi geçen SDŞ’lerinin bugün itibariyle hayatlarına devam etmediklerini biliyoruz. Bu iki şirketin çalışma konumuz kapsamında SDŞ ünvanlarıyla gerçekleştirdikleri performanslarına ve kendi ağızlarından iflas sebeplerini kısaca belirtirsek:

Ege Giyim Sanayicileri (EGS) Grubu çoğu 1993 yılında İzmir'de faaliyet gösteren tekstil ihracatçısı 99 işadamının bir araya gelerek kurdukları bir sektörel dış ticaret firmasıdır. 1995 yılında bünyesinde kurulan EGS Bank'ın 2001'de TMSF'ye devredilmesiyle varlığı son bulmuştur. 403 KOBİ`nin ortak olduğu EGS, 1993-2002 döneminde toplam 4,9 milyar dolar ihracat yapmış ve Eximbank`tan toplam 445 milyon dolar kredi kullanmıştır. Türkiye`nin en yüksek ihracat yapan şirketleri arasında yer almıştır. Yıllarca EGS Holding’de üst düzey yöneticilik yapmış Mehmet Kaya, Dünya Gazetesi ile yaptığı bir mülakatta “EGS’nin batışının en büyük zararı

birlikte olma fikrini de batırmış olması” şeklinde özetlemiştir (http://www.dunyagazetesi.com.tr, 10.06.2009).

Anadolu Tekstil Giyim ve Deri Sanayicileri Dış Ticaret A.Ş. (ATGS) 1996 yılında İstanbul, Denizli ve Bursa` da toplam 33 KOBİ tarafından 300 milyar TL sermaye ile kurulmuş bir sektörel dış ticaret şirketidir. Üye sayısı 200'ü bulan ATGS’ nin 1997'de 13 milyon dolar, 1998'de 85 milyon, 1999'da 145 milyon ve 2000 yılında da 200 milyon dolarlık ihracat hacmi gerçekleştirmiştir (Tekstil Sektörü, 2000).

2001 Şubat kriziyle birlikte varlığı son bulmuştur. ATGS Genel Müdürü Bülent Sunay 11.03.2002 tarihinde yaptığı bir mülakatta batış sebebi olarak “ 170 imalatçı firmalarına ait ihracat istisnasından doğan 3,5 trilyon TL(5.500.000 USD) tahsil edemediklerini söylemiş” (http://www.tumgazeteler.com, 21.07.2010).

Sektörel Dış Ticaretleri uygulamasının faydaları genel olarak şöyle sıralanabilir:

SDŞ’in amacı KOBi’leri bir araya toplayarak, ortaklarına büyük güç saglamaktır (Öğüt,1996: 9). Daha detaylı bakarsak, SDŞ ihracat Modeli’nin yararları, ülke ekonomisine ve üyelere sağlayacağı yararlar olmak üzere 2 grupta incelenmiş ve aşağıda belirtilmiştir.

Türkiye’de ve diğer ülkelerde uygulanan, birbiriyle benzerlik gösteren ihracat modelleri incelendiğinde, bu modellerin ülke ekonomisine yapmış olduğu katkıların önemli olduğu çok açık gözükmektedir. Bu katkıları kısaca özetlersek (Süer, 2000:36-37; Gürsoy, 2000: 14-16):

1. Uzmanlaşmış ve sektörü çok iyi tanıyan şirketler birleştiğinden ihracatta başarı sağlanarak döviz gelirlerinde artış olacaktır.

2. İhracatı arttırma düşüncesiyle ürün çeşitlendirmesine gidilecek ve bu sayede SDŞ, geleneksel ürün ve geleneksel pazarların dışına çıkma konusunda ülkeye bir dinamizm getirecektir.

3. Tek başlarına siparişleri karşılayamayan işletmeler, birleştikleri için tüm siparişleri zamanında karşılayabilecek ve ülke düzeyinde üretim hacmini arttıracaklardır (www.mevzuat.net, 04.10.2009).

4. Üretim hacmindeki gelişmeler sayesinde iş gücüne ihtiyaç artacak ve bunun doğrultusunda istihdamda bir artış yaşanacaktır.

5. İhracata atılan işletmeler, birbiriyle geçmiş deneyimlerini ve tecrübelerini paylaşmaları sonucunda yeterince bilgi birikimine sahip olacaklar, yani teknik bilgi (know-how) oluşumu en yüksek seviyeye taşınacaktır.

6. İhracata yönelen işletmeler, rekabet koşullarında avantaj sağlayabilmek için ürün ve üretim kalitesini arttırmak zorunda kalacaktır. Bunun neticesinde kaliteli kontrol sistemi, işi bilen eleman ve ambalaj sistemine sahip olacaklardır. SDŞ’ ne katılmayan diğer firmalar da yerel pazarlarda rekabeti devam ettirmek amacıyla kaliteli ürün üretimine geçeceklerdir (Süer, 2000: 36-39).

7. İstenilen hedeflere ulaşıldığında devlet, desteklerinin yerine ulaştığını görecek, bundan sonra işletmelerin önündeki engelleri kaldırıp bu desteğini sürdürecek veya daha da arttıracaktır. Yani hedeflere ulaşılmasıyla devlet ve sanayi arası ilişkiler gelişecektir. Bu şekilde devlet teşviklerinin artmasıyla diğer sanayi grupları da SDŞ kurma yoluna gidecektir.

8. İşletmelerin ihracata yönelmesiyle yeni kurumların oluşmasına zemin hazırlanmış olacaktır (Kredi Garanti Fonu gibi) ve ihracat modeli daha işler hale gelecektir. 9. SDŞ modeli sayesinde ihracatçı, ana sanayi ve yan sanayi bütünleşecektir.

10. Olumlu bir “Türk Malı” imajı yaratılacak ve Türk mallarının tanıtımı yapılacaktır.

KOBi’lerin temel sorunları incelenirken, ihracatta tek başlarına etkin olamadıkları belirtilmişti. SDŞ ihracat Modeli’nin üye işletmelerin üretim, pazarlama, finansman, mevzuat, ihracat gibi sorunlarına çözüm bulmasının dışında daha başka yararları da vardır. Bunlar (Süer, 2000: 36-39; Gürtekin, 1997:12):

1. İşletmeler SDŞ modelinde yer alarak güç oluşturmakta ve kolayca pazarlara girebilecek, mevcut pazarların devamlılığını sağlanabilecektir.

2. İhraç edilecek ürün üzerindeki değişiklikler ihracat örgütünün uzmanlarınca, en doğru şekilde belirlenecek, kaliteli ve çevreye duyarlı standart üretime yönelmeyi teşvik edecek ve işletmeler, bu sayede çok daha fazla alıcıya ulaşacaktır.

3. SDŞ’ nin üyeleri zorlukları aştıktan sonra güçlü bir yapıya sahip olacak ve güven ortamı sağlanacak bu sayede iç pazarda da itibar sahibi olacaklardır.

kullanacaktır (Oktav vd., 1992: 99).

5. SDŞ üyeleri ortak bir amaç doğrultusunda birleştiğinden koordine edilmiş bir işletme politikası sağlayacaklardır.

6. Büyüklüğün sağladığı avantajla iç ve dış pazardaki faaliyetleri etkinleşecek ve fırsatlar daha iyi değerlendirilebilecektir. Büyük miktarda olan siparişlerin şirket aracılığı ile daha ucuz ve kolaylıkla karşılanabilmesi imkânını yaratabilecektir. 7. İşletmeler tek başlarına, sorunlarını ilgili yerlere ulaştırmada zorlanırken SDŞ

şeklindeki işletmeler, sektördeki ağırlığından dolayı daha kolay şekilde sorunlarını

ilgili yerlere ulaştırabilecektir.

8. Ortak sayısının çok olmasından dolayı karşılaşılan riskler paylaşılacaktır. 9.Hammadde alımlarını toptan ve ucuza yapabileceklerdir.

10. Herhangi bir KOBİ ihracat faaliyetleri için sabit ve değişken maliyetleri üstlenmek durumundadır. SDŞ´ler bu yükümlülükleri üstlenerek aynı anda birçok KOBİ’nin ihracat işlerini daha düşük maliyetle gerçekleştirecektir (www.gozlemgazetesi.com,10.04.2008).

11. İhracatçı firmalar arasındaki fiyat rekabetini önleyecektir.

12. SDŞ´ler sayesinde, KOBİ´lerin tek başlarına ihracat yapmaları halinde karşılaşacakları kimi teknik ve bürokratik zorluklardan kurtulabilmektedirler. Bu sayede KOBİ´ler enerjilerini bu konular için harcamadan, doğrudan pazarlama ve rekabete aktarmaları mümkün olacaktır.

13. KOBİ´lerin SDŞ modeli bünyesinde ihracat faaliyetlerine girmeleri, ihracat mevzuatı konusunda profesyonelleşmiş uzman kadrolar sayesinde, gümrükleme, nakliye, sigorta gibi faaliyetlerin daha etkin olarak gerçekleştirilmesini sağlamaktadır. Ayrıca her KOBİ´nin uzman bir dış ticaret çalışanı bulması ve istihdam etmesi mümkün olmayacağı için, KOBİ´lerin tek bir çatı altında bu faaliyetleri yürüten kadrolar istihdam etmesi verimlilik açısından da büyük avantaj sağlamaktadır (Baykal, 1996: 2-3).

14. SDŞ´ler sadece üye firmaların ihracat işlemlerini üstlenmek ve onları bu işlemlerin getireceği yükümlülüklerden kurtarmakla kalmaz, üye firmalar için yurtdışında yeni rekabet ve pazar alanları bulmaya yardımcı olur, uluslararası fuar ve etkinliklerde onlar adına tanıtım faaliyetlerine girer, bu işlerin takibini üstlenir.

15. Sermaye birikiminin oluşmasını ve kullanılmasını sağlanabilecektir.

16. SDŞ üye firmaların yakınlığından ve ortak bir amaca hizmet edeceklerinden dolayı daha sağlıklı bilgi akışı sağlanacaktır.

17. Türkiye’de de örnekleri görüldüğü gibi( EGS) ortak markalar yaratılabilecektir. 18. Yabancı sermaye işbirliğinde kolaylık sağlayacaktır (Pazarcık ve Gülmez, 1987).

SDŞ’ lerinin kuruluş amacı, karşılaşılan sorunların üstesinden gelinerek, ortadaki engellerin kaldırılmasıdır. Ancak uygulamalara bakıldığında SDŞ’ nin gerçekte bazı sorunlarla karşılaştıkları görülmektedir. Bu sorunları iki ana başlıkta toplamak doğru olacaktır. Birinci sorun, dış pazarda karşılaştıkları sorunlar, ikinci sorun ise yurt içinden kaynaklanan sorunlardır. SDŞ’lerinin karşısına çıkan sorunlar en çok ihraç ettikleri ürünlerden kaynaklanmaktadır. Rekabetin başlıca unsurları olan fiyat, kalite ve marka konusunda duyarlı hale gelmeyen SDŞ’ nin ortakları sorunlarla karşılaşmaktadır. Diğer bir sorun ise yurt dışında bağlantı halinde bulunulan müşterilerin SDŞ yerine doğrudan ihracatçı firma ile çalışmak istemesi ve bazı ülkelerde uygulanan kotalardır. Ancak bu iki sorun sadece SDŞ’ ne has sorunlar değildir, diğer ihracat organizasyonlarının karşısına da çıkabilecek türden sorunlardır (Gövdere, 1999: 56-57).

Yapılan düzenlemelere rağmen yurt içinde SDŞ’ nin karşısına bazı sorunlar çıkabilmektedir. Bunlar aşağıdaki gibidirler (Gövdere, 1999: 57-58):

1. SDŞ olarak tek bir çatı altında toplanan firmaların, pazarlama ve dış ticaret faaliyetleri konusunda bağımsızlıklarını yitirmek istememeleri,

2. Üye firmalar arasındaki iç rekabet, kalite, büyüklük ve yönetim farklılıkları ve benzeri çatışma ya da uyumsuzluk durumları,

3. SDŞ yönetimi için etkin ve profesyonel dış ticaret yöneticilerinin bulunması sorunu, bulunsa bile üye firma yöneticileri ile SDŞ yönetim kadrosu arasında olası fikir çatışmaları, uygulama ve yaklaşımlardaki anlaşmazlıklar, yönetim müdahale alanının belirsizleşmesi,

4. Sipariş dağılımı, finansman, karar ve yönetim süreci gibi etkin paylaşım gerektiren konularda uyumsuzluk ve anlaşmazlıklar,

yönetiminde söz ve karar sahibi konumuna gelmesi ve küçük firmaların yönetimde devre dışı kalma tehlikesi,

6. Ülke ekonomisindeki olumsuzluklar (enflasyon artışı, kur politikalarında dengesizlik, döviz deki olumsuz gelişmeler),

7. Ülkenin gümrük ve ihracat mevzuatındaki gelişmeler, navlun ve gümrük vergilerinin, KDV iade oranlarındaki olumsuz gelişmeler,

8. Üye firmaların sermaye, finansman gibi konularda üstelenmeleri gereken yükümlülük ve sorumlulukları yerine getirmemeleri,

9.SDŞ’leri ile ilgili düzenlemenin tebliğlerle yapılıyor olması mevzuatta