• Sonuç bulunamadı

Bugün kümelenme kavramının ne kadar önemli olduğunun herkes tarafından kabul edilmesine karşılık, bu durumun tam aksine görüş bildirenlerde bulunmaktadır. Martin, Sunley(2003) kümelenme kavramının üzerinde halen tartışmaların olduğunu ve bu görüşün gittikçe popülerlik kazandığından bahseder. Ayrıca kümelenmeyi bütün araştırmacıların olumlu bir gelişme olarak görmediklerini ve hatta bazı eleştirmenlerin kümelenme tanımını dahi muğlak bulduklarını ifade ederler (Martin and Sunley, 2003: 30).

Aslında Porter’ın kümelenme tanımında açık bir şekilde ifade edilmeyen noktalar mevcuttur. Örneğin aşağıdaki soruların cevapları henüz tam olarak verilmemiştir (United Nations, 2005: 10):

1. Kümelerin oluşturulacağı sektörel ve coğrafik bir sınırı var mıdır? 2. Hangi seviyede bir sanayi birleşmesi öngörülmektedir?

3. İlgili sanayide kurulacak ilişkinin derecesi ve nasıl tespit edileceği? 4. Kümelenme hangi faaliyetleri içerir?

Aynı sektörde ve hatta yakın coğrafyada faaliyette bulunan bütün kümelerin birbirlerine benzemelerini beklememek gerekir. Kümeler, gelişim hızları, rekabet güçleri, yenilik yeteneği kazanmaları, ilişkilerin derecesi gibi bir çok yönden farklılık arz ederler. Örneğin; Hindistan’da bulunan önemli yazılım kümelerinin hiçbiri Bangalore’ daki bilgi teknolojisi kümesine benzemezler. Bir kümede başarılı olan bir yöntemin diğer bir kümede de başarılı olmasını beklememek gerekir. Politika yapıcıların veya önder şirketlerin en büyük yanılgısı bu farklılıkları göz önüne almamalarıdır (Nadvi and Schmitz, 1999).

Kümelenme modelinin başarısı, KOBİ’lerin yerel topluluklar ile olan güçlü bağlarının rekabetçilik ve sosyal istikrar ile birleştirilmesine bağlıdır. Aynı zamanda uzmanlaşmış küçük firmalar tarafından konsolide edilmiş sistemlerde genellikle uzun dönemde etkinliğin ve verimliliğin artmaktadır. Bu başarı benzeri sistemler için ilgiyi artırmaktadır. Bununla birlikte bütün kümelerin yenilikçi ve dinamik olduğunu söyleyemeyiz. Yani kümeler bir anlamda mucizevî çözümler (silver bullets) değildirler. Örneğin, yapılan çalışmalarda bazı çevrelerce, bölgesel işbirliğinin üretim maliyeti üzerinde olumlu bir etkisinin olmadığı görüşü hâkimdir (Bekar and Lipsey, 2001).

Bazı KOBİ’lerde durgunluk ve düşüş sarmalına yakalanırlarken bazıları da potansiyellerini uygulamaya geçiremeden ve embiryonik aşamaya geçiremezler. Kümeler, değer zinciri içinde veya sektörel uzmanlaşma eğilimli yığınlar olarak ortaya çıkan coğrafik sınırları olan ekonomik aktörler olarak tanımlanırlar. Coğrafik yakınlık her zaman küçük oranda bilgi değişimine imkân tanırken, bilgi paylaşımının işlenmesi veya teknolojik kapasite oluşturulmasını sağlamaz. Buna benzer bir başka örnekte pasif fakat oldukça yetenekli şirket bünyesinde olmayan ancak küme de yer alan işgücünün dinamik sistem kapsamında yararlanılması veya resmi / gayri resmi işbirliğinin sağlanarak toplam verimliliğin sağlanması her zaman mümkün olmamaktadır (United Nations, 2005).

Çivi (2008) ülkelerin rekabet güç analizlerinin yapıldığı eserinde, Kanada’da bulunan işletme kümelerinin, sayı bakımından kısıtlı ve oldukça yüzeysel olduğu ve en büyük işletme kümelerinde dahi ihracat açısından başarılı olmaya yetecek kadar

rekabetçi teknolojinin bulunmadığı, makine ve teçhizat ihtiyacının, destek endüstrilerinden daha çok, ithalat yoluyla giderilmesinin de, ülke gelişimine katkıda bulunacak sinerjinin oluşmasına engel olduğu tespit edilmiştir (Çivi ve Erol, 2008:105).

Gelişmiş ülkelerdeki endüstriyel kümelenmelerin iki zıt büyüme yoluna sahip oldukları ifade edilmiştir. Bunlardan birisi gelişmiş yol (high road) diğeri ise düşük yol (low road) dur. Gelişmiş yol Avrupa’daki başarılı endüstriyel bölgelerin özelliklerini kapsamında barındırır ve inovasyon, yüksek kalite, fonksiyonel esneklik ve iyi çalışma koşulları ile özdeşleşmiştir. Düşük yol ise düşük fiyat, ucuz materyal, sayısal isçi esnekliği ve ucuz işgücü temelli rekabet üzerine kurgulanmıştır. Avrupa literatüründe her iki yol birbirinden bağımsız ve kendine özgü yollar olarak kabul görür ve haksız rekabet aracılığıyla düşük yolun, gelişmiş yola zarar verdiği kabul edilir (Helmsing, 2001: 291; Albu, 1997: 20; Pietrobelli and Rabellotti, 2004: 1; Nadvi,1999: 1610).

Schmitz (1999), birçok gelişmekte olan ülkede bulunan büyük işgücü fazlalığının, inovasyon ve kalite geliştirme yöntemiyle rekabet üstünlüğü sağlama anlayışı yerine, düşük ücretler ile rekabetçiliği teşvik ettiğini söylemiştir(Schmitz,1999:1646).

Buna rağmen, Nadvi ve Schmitz (1999), Schmitz’in söylevinin gelişmekte olan ülkelerde yaşanan kümelenmeleri tam olarak yansıtmadığını ve gelişmekte olan ülkelerdeki kümelenmelerden bir kısmının düşük yol özelliğini gösterirken diğerlerinin ise her iki yolun özelliklerine uyumlu bir yapıda geliştiklerini belirtmişlerdir(Nadvi and Schmitz, 1999:1505). Bazen inovasyon ve ucuz işgücü aynı firmalar içerisinde bir arada görülmektedirler. Bazen de yüksek ve düşük inovasyon firmaları yan yana aynı kümelenmede yer alabilmekte ancak farklı pazarlara hizmet sunmaktadırlar.

Küresel rekabet ortamındaki rekabet koşullarının sürekli değişmesi ve buna uyum sürecinin hayati önem taşıdığı bir gerçektir. Bu duruma ayak uyduramayan pek çok endüstriyel küme rekabet gücünü yitirmiş ya da kaybolmuştur.

Bununla birlikte kümelenmelerin başarısızlıkla sonuçlanmasını neden olan faktörler de şu şekilde sıralanabilir (Ketels, 2003: 4):

1. Bağımsız kümelerin daha az etkiye sahip olması,

2. Ekonomik performansı yürütenler hakkında genel bir uzlaşının olmaması, 3. Kümelerde üretim isteği eksikliği,

4. Modası geçmiş teknoloji ve teçhizat, 5. Benzer kümelerde oluşan rekabet,

6. Dayanışma etkinlikleri yeteneğinin kaybolması, 7. Kemikleşme içinde iç dinamizm kaybı,

8. Zayıf veya belirsiz çerçeveler, 9. Güçlü ağları olmayan yöneticiler,

10. Sürdürebilirlik ile ilgili yeterli bütçe olmaması, 11. İhmal edilmiş markalaşma eğilimi,

12. Küme içinde işletmeler arasında işbirliğinin kaybolması,

13.Küme içinde bilgi akışının eksikliği en önemli başarısızlık sebebidir.

Yukarıda sıralanan sebeplerden bir veya bir kaçı kümede görüldüğünde üstelik kümede lider konumunda olan işletmenin körlüğü durumunda yıkıcı sonuçlarla karşılaşmak kaçınılmazdır. Kümenin başarısızlığı sadece dağılmasıyla sınırlı kalmayıp, aynı zamanda küme ortaklarının da bireysel yeteneklerinde oluşacak zaaflardan dolayı işletmelerin kapanmasına yol açabilecektir. AB’de göz kamaştırıcı başarılarıyla yüksek teknoloji kümelerinin olmasına rağmen, başarısızlıkla sonuçlanan kümelenme çalışmaları da mevcuttur. Bunlar genellikle ekonomik

şoklara karşı duramayan veya çevresel değişikliklerin etkisi ile başarısızlıkla

sonuçlanan girişimlerdir (Feldman vd.,2005: 133).