• Sonuç bulunamadı

1.2. Kümelenme ile Bağlantılı Temel Kavramlar

1.2.6. İşletme Performansı ve Kümelenme

Bu bölümde performans kavramı açıklandıktan sonra, kümelerin işletme performansı üzerine etkileri hakkında açıklamalar yer almaktadır. Çalışmamızın konusu dışında yer alan performansın ölçüm teknikleri, performans yöntemleri ve uygulamalarına yer verilmemiştir.

Performans, yabancı kökenli bir kavramdır. Sözlük anlamı “yerine getirme, yapma, çalışma, işleme” şeklinde ifade edilmektedir (Redhouse, 1990: 769). Fakat günlük konuşma ve yazı dilinde olduğu gibi insan kaynakları yönetimi alanında da 'performans' daha yoğun olarak kullanılmaktadır (Çalık, 2003: 7). Peformans, başarı, görev ve kişi ile ilgili olup, görevin gereği olarak önceden belirlenen ölçütleri gerçekleştirme oranıdır (Bingöl, 2003: 214).

“Performans” için kesin bir tanım yapmak zordur. Farklı süreçlere yönelik farklı tanımlamalar yapılabilir. Aynı zamanda çok boyutludur ve etki eden pek çok faktör vardır. Fakat en genel anlamda performans; görevi etkin bir biçimde yürütmek ve tamamlamaktır. Performansa neden olan faaliyet; amaçlı ve planlanmış bir etkinliğin sonucunda elde edilene dayanılarak, nitel veya nicel olarak tespit edilir. Bu nedenledir ki sonuç mutlak veya göreceli olarak ortaya konulabilir (Akal, 2000: 1). Performans kelimesi bir işi yerine getirirken gerekli olan hassasiyeti gösterecek

layıkıyla yapabilmeyi ifade etmektedir (Karaman, 2008: 64).

İşletme performansını nitelik olarak tanımladığınızda, bununla ilgili veri

toplanması ve sonucun finanssal bir değer ile ilişkilendirilmesi zor olmaktadır. Nicelik olarak tanımlandığında ise, genel olarak finansal bir veri kullanmaktadır. En çok kullanılan pazar değeri, pazar/defter değeri oranı, nakit akışı, kârlılık gibi verilerdir. Ancak bu veriler de birçok etkenden etkilenmektedir (Bozbura ve Toraman, 2004).

Akal(2003) performansı, genel anlamda, amaçlı ve planlanmış bir faaliyet sonucunda elde edileni mutlak ya da göreceli, nicel ya da nitel olarak belirleyen bir kavram şeklinde tanımlanmıştır. İşletme performansı ise, belli bir dönem sonunda elde edilen çıktı/sonuca göre bir işletme amacının ya da görevinin yerine getirilme derecesinin tanımıdır. Bu ise düzey ölçme, karşılaştırma ya da değerlendirme ile belirlenmektedir.

İşletmeler üretim ya da hizmet alanları ne kadar farklı olursa olsun, belirli

amaçlar ve görevleri gerçekleştirmek için kurulmaktadır. İşletme yöneticilerinin temel görevlerinden biri de işletmelerin stratejik amaç ve hedeflerini en iyi şekilde gerçekleştirmektir. İşletmelerin küresel pazarda rekabet edebilmeleri için ürünlerini artan çeşitlilikle birlikte yüksek kalite, düşük maliyet ve kısa sürede üretmesi gerekmektedir. İşletmelerin faaliyet gösterdiği alanlardaki konumunun tespit edilmesi, kıyaslama (benchmarking) yapılarak diğer işletmeler ile aralarındaki olası farkların bulunabilmesi, işletme içi ve dışı faaliyetlerin niteliğinin geliştirilmesi için performansın ölçülmesi önemlidir (Zerenler, 2003: 191- 192).

Lattimer (2003) organizasyonların mevcut performanslarının anlaşılması ve duruma göre başarılmış yöntem veya faaliyetler yolu ile ıslah edilmelerinin zorunlu olduğunu belirtmektedir. Bugünün hedefinin iyi şeyler yapmaktan çok doğru şeyler yapmak olması gerektiğini belirtirken, organizasyonların “değerin” önemine gereken özeni göstermeleri gerektiğini belirtmiştir. İşletmelerin yetersiz performans değerlerinin ortaya çıkması her zaman açık seçik olmayabileceği için dikkat çekmeyebilir fakat bu durumla mutlaka yüzleşilir. Birkaç müşterinin ürünlerinizden veya hizmetlerinizden memnun kalmaması başlangıçta işletmeyi batırmaz ancak içsel ve dışsal olumsuz faktörlerin yığılması ve üstüne üstlük işletmenin körleşmesi

sonucunda istenilmeyen noktalara ulaşılabilir (Lattimer, 2003: 2-3). Bundan dolayı işletme yöneticilerinin performanslarını sürekli takip etmeleri önemlidir.

Ulusal ve küresel pazarların genişlemesi ve bu pazarların hacim olarak artması, büyük işletmelere olduğu kadar KOBİ’lere de önemli fırsatlar sunmaktadır. Bu fırsatlar artık sadece seri üretimden kaynaklanan düşük maliyet avantajından ziyade, farklı, kaliteli ve müşterinin birçok beklentisini karşılayabilen kısaca müşteri istek ve beklentilerinin temel alındığı bir üretim anlayışının yerleşmesine neden olmaktadır. Müşterilerin beklenti ve ihtiyaçlarını karşılayabilme kapasiteleri işletme performansı üzerinde önemli etkiler yapmakta, bu kapasiteyi artıran işletmeler sürekli gelişmekte ve büyümektedirler. Araştırmacılar yüksek performans gösteren işletmelerin birtakım özellikler göstermesi gerektiği hususunda hem fikirdirler (Long and Vickers, 1995: 7-22). Günümüzde organizasyon yapılarının hayatta kalabilmeleri Lattimer (2003) önerdiği temel işletme performans kriterleri aşağıdaki gibidir (Lattimer, 2003: 5): 1. Yüksek kalitede ürün ve servisin sağlanması,

2. Muhtemel müşterilere hızlı ve efektif olarak servisin sağlanması, 3. İlk seferde sorumluluğu doğru yapmak,

4. Geniş ve daha karışık görevleri yerine getirebilmek, 5. Denetim ve kalite kontrol masraflarını düşürmek,

6. Gerektiğinde önemli ve sürekli politik ve süreç değişiklikleri yapabilmek,

7. Yeterli performans seviyesine hızlı ulaşabilmek ve bu seviyeyi muhafaza edebilmek,

8. Birçok ürün ve servis alanında yeterli olmak,

9. Daha küçük muhtelif işgücü ile verimliliği sürdürebilmek,

10. Bilgi tufanıyla sürekli ilişki içinde olmak şeklinde sıralanabilir.

Yukarıda sıralanan işgücü performanslarının KOBİ’ler tarafından sağlanabilmesi için destek alması gerekir. Politika üreticilerinin firmalar arası ağlar ve kümeler ile ilgilenme sebebi, kümelerin ve ağların üyesi olan işletmelerin verimliliğinin, yenilik oranının ve rekabet performansının artırıyor olmasından kaynaklanmaktadır. Kümeler ve ağlar küçük firmaların küçük çaptaki menfaatlerini, büyük ölçekli işletmeler ile birleştirmesine izin verir. Kümeler ekonomik fayda

sağladıkları sürece varlıklarını devam ettirirler (OECD, 2000c).

Ekonomi için oldukça önemli olan kümelerin işletmeler üzerindeki olumlu etkileri üç temel noktada bulunmaktadır:

1. İşletmeler; yüksek verimlilik ile çalışmalarına imkan tanırken, daha uzmanlaşmış değerler olurlar ve soyutlanmış durumlarına kıyasla çok daha kısa zamanda süreçlere adapte olabilirler.

2. Mevcut işletmeler ve araştırma enstitüleri daha yüksek seviyelere ulaşmayı başarırlar. Bilgi yoğundur, müşteriler ve diğer işletmeler ile yakın ilişki yeni fikirlerin doğmasına yol açar. Kümelenmelerin dış çevresi ile yakın ilişkileri neticesinde, tecrübe maliyetinin düşmesi kümeleri yoğun bir yenilik yapma baskısı oluşturur.

3.İşletmeler daha yüksek performans sahibi olmaya yönelirler. Kümeler başarısızlığın maliyetini düşürürlerken, küme içinde bulunan işletmeler çok daha güvenilir tedarikçi ve hatta ortak olurlar (Ketels, 2003: 6).

Bir başka açıdan küme yapılarının firmaların performanslarına sağladığı etki, verimlilik- etkinlik- esneklik üçlüsüyle açıklanabilir. Verimlilik, firmaların girdilere ulaşma kabiliyeti veya üretim hacmi değil; nasıl rekabet ettiğidir. Kümeler firmalara sofistike üretim metotları, gelişmiş teknoloji, özgün ürün/hizmet üretme, esnek organizasyon ve karar alma süreçlerini geliştirerek verimliliğe dayalı rekabeti öğretir. Firmalar arasında toplam verimliliğin artışı gelişimin hızını ve yönünü belirler; yeni iş ve sektörlerin oluşmasını sağlar. Deneyimli ve vasıflı iş gücüne kolay ulaşım, özel ürün bilgisine erişim ve küme içindeki tamamlayıcı firmaların birbirine bağlı başarısı işletmelerin performansı üzerinde olumlu etki yaratacaktır (www.clusterforum.org, 06.07.2009).

Firmalar ve kurumlar arası ağ bağlantıları bilgi edinme, öğrenme ve yenilikçi aktivitelerde önemli bir yer tutarken, benzer sektörlerde yer alan firmaların aynı mekân üzerinde yoğunlaşması bu bağlantıları güçlendirir. Aynı zamanda işbirlikçi aktivitelerin oluşumunu da arttırmaktadır. Karşılıklı etkileşim, yüz yüze ilişkilerin yarattığı avantajlar ve giriş bariyerlerindeki azalmalar firmaların bir arada toplanmalarını teşvik etmektedir. Firma performansını ve rekabetçilik özelliğini

artıran bu avantajların bölgesel gelişimin sağlanmasında önemli bir yer tuttuğu göz önüne alındığında firma kümelenmeleri için daha büyük bir etken olarak karşımıza çıkmaktadır (Karataş, 2006: 230-231).

Küme felsefesinin altında yatan gerçek, benzer sanayi içindeki küçük ve büyük firmaların birlikte çalışarak bireysel olarak yapacağından daha çok şeyi başarmasıdır. Kümeler ihracat yönelimlidirler, önemli bir ölçeğe, hızlı gelişim deneyimine sahiptir. Ulusal ortalamadan çok daha yüksek bir bölgesel yoğunlaşmaya, rakipleriyle, alıcılarla ve tedarikçilerle karşılıklı bir iş dayanışmasına sahiptirler.

Gelişmiş sektörel kümelenme yapılarında (örneğin, Norveç Deniz Taşımacılığı Kümelenmesi, İtalya Mermercilik Kümelenmesi, Amerika Film Kümelenmesi gibi), hem fiziksel altyapı, hem de eğitim programları gibi hükümet ya da diğer kamu kuruluşları tarafından yapılan yatırımlar, KOBİ’lerin performanslarını geliştirmektedir (Eraslan, 2009: 5).

KOBİ’ler, yaptıkları işbirliği sayesinde çevresel belirsizlikleri azaltır ve böylece performanslarını iyileştirebilir, önemli avantajlar elde edebilirler. İşbirliği ile küçük ölçekten kaynaklanan yüksek maliyetlerini düşürebilir, alan ekonomisinden yararlanabilir, üretim, pazarlama ve yönetimde mevcut bulunan zayıf uzmanlık durumunun veya zayıf finansal konumun getirdiği problemlerin bir kısmını çözmede yararlanabilir, yenilikçi kabiliyet ve teknolojik yeteneği oluşturmak için kullanabilirler (Aytekin vd., 2006: 8).

Kümelenme yaklaşımı, hem birçok yatay politika alanına hem de işletmeler arasındaki bağlantılara odaklı olduğundan, son yıllarda pek çok ülkedeki ulusal ve yerel kalkınma planları kümelenme yaklaşımı göz önünde bulundurularak yapılmıştır. Küresel değer zincirinde yerel işletmelerin nasıl konumlandırılmaları gerekir, üniversite gibi kurumlar rekabet gücüne nasıl katkıda bulunur ve hükümet işletmelerin performansını nasıl arttırabilir gibi konulara hâkim geleneksel düşünce biçimlerine yeni bir yol sunmuştur(DPT,2007a).

Kümelenme üyeleri karşılıklı olarak bağımlıdırlar ve birisinin göstereceği iyi performans diğerlerini de iyi yönde etkileyecektir. Yine, altyapı ya da eğitim programları gibi hükümet ya da diğer kamu kuruluşları tarafından yapılan yatırımlar, işletmelerin performanslarını geliştirebilir. İşe alınan çalışanların yerel programlarda

eğitilmeleri, eğitim maliyetlerini düşürecektir. Sadece hükümetin değil, özel sektör içindeki işletmelerin eğitim programları, altyapı, kalite merkezleri, test laboratuarları gibi yapmış oldukları yatırımlarda kümelenme içindeki diğer işletmelerin performanslarını artıracaktır (Bulu vd.,2004: 156)

Bir kümelenmenin üyesi olmak, girdilere sahip olmada; bilgiye, teknolojiye ve gerekli kurumlara erişmede; ilişkili işletmeleri koordine etmede ve gelişimi ölçmede ve teşvik etmede daha verimli çalışmalarını sağlamaktadır. Kümeler işletmelerin rekabet performanslarını üç yoldan etkilerler:

1.Kümelenme içinde kurulmuş olan işletmelerin üretkenliğini artırarak,

2.Gelecekte verimliliği yükseltecek ve yeni ürünlerin oluşmasını sağlayacak yenilikçiliği yönlendirerek,

3.Kümelenmenin kendisini genişleten ve güçlendiren yeni iş alanlarının ortaya çıkmasını teşvik ederek.

Porter’ın çalışmalarında işletmelerin coğrafik konumlarının stratejileri ve performansları üzerinde ne kadar önemli olduğunu göstermektedir (Porter, 1998a). Aynı ürünleri üreten üreticilerin aynı coğrafik alanda bir araya gelmeleri onların uzmanlaşmalarına yola açarken, tedarikçileri ve satıcıları için bir cazibe merkezi olacaktır.

Ayrıca uzman isçi havuzunun oluşumuna katkı sağlayan kümelenme dışsal ekonomiler yaratır. Rabellotti’ nin ifade ettiği gibi, dışsal ekonomiler, üretim girdilerine kolaylıkla ulaşabilme gibi durağan kazanımlardan, inovasyonun nasıl sağlanacağına ilişkin yeni görüşlerin hızlıca yayılması gibi dinamik kazanımlara kadar geniş bir alanı kapsar. Aynı sektörde ve coğrafyada bulunmak müşterek etkinlikleri de kolaylaştırır. Bu etkinlikler, yerel üreticileri devletle yaşayabilecekleri anlaşmazlıklarda koruyacak derneklerin oluşumu gibi statik konulardan, yeni pazarlar bulabilmek amacıyla bir grup üreticinin dış ticaret fuarlarına katılımının sağlanması gibi dinamik konulara kadar geniş bir alanı içine alır (Pietrobelli and Rabellotti, 2004: 14).

Kümelenmeye dayalı bir yaklaşım, işletme politikalarının gerçekleştirme performanslarına etki etmektedir. Kümelenme rekabet gücünü ele alırken, işletmeleri

birbirleriyle bağlantıları olan aktörler olarak incelemekte ve bu bağlantıları güçlendirmeye yönelik öneriler yapmaktadır. Bu yaklaşım değer zinciri analizleri ile desteklenerek maliyetlerin yüksekliğinin hangi aşamalardan, hangi oyuncuların verimsizliğinden ve hangi politika yanlışlıklarından kaynaklandığı gibi soruları yanıtlayıp, kümelenmedeki oyuncularının kapasitelerini ve performanslarını arttırmaya yönelik tedbirler alınabilmektedir. Dolayısıyla, politika öncelikleri belirlenebilmekte ve bu sayede kaynaklar daha etkin kullanılmaktadır. Bu işbirliği ve diyalog ortamı verimliliği artıracak, ölçek ekonomisi bağlamında sabit maliyetlerin azaltılmasını sağlayacaktır (DPT,2007a: 167).

Kümelenmeler ayrıca, işletme performanslarının değerlendirilmesini kolaylaştırır. Yerel rakipler, benzer işgücü maliyetleri ve yerel pazarlara erişim imkânı gibi genel koşullara sahiptirler ve kümelenme içindeki işletmeler benzer faaliyetler gerçekleştirmektedirler. Kümelenme içindeki işletmeler tipik olarak kendi tedarikçilerinin maliyetleri konusunda ayrıntılı bilgilere de sahiptirler. Yöneticiler diğer yerel işletmeler ile maliyetlerini ve çalışanlarının performanslarını karşılaştırabilir. Ek olarak finansal kurumlar performansı takip etmede kullanılacak kümelenme ile ilgili bilgileri toplayabilirler. Üretkenliğin geliştirilmesine ek olarak, kümelenmeler işletmelerin yenilikçilik becerilerinde de önemli bir rol oynarlar. Örneğin, Silikon Vadisinde ve Austin’de bulunan bilgisayar işletmeleri müşteri ihtiyaçlarını ve isteklerini diğer bölgelerde bulunan işletmelerle karşılaştırılamayacak derecede hızlı bir şekilde karşılarlar. Kümelenme, içindeki işletmelere ve kurumlara, teknoloji geliştirme, parça ve makine erişimi, hizmet ve pazar kavramları gibi konuları erken öğrenmelerine yardımcı olur. Bu tarz bir öğrenme ziyaretler ve çoğunlukla yüz yüze temas yolu ile gerçekleştirilir. Kümelenmeler, yenilikleri görünür yapan fırsatlardan daha fazlasını sunarlar. Hızla hareket etmeyi sağlayan esnekliği ve kapasiteyi de sağlarlar. Kümelenme içindeki bir işletme genellikle yenilikçi çalışmalarında kullanacağı bir kaynağı hızlı bir şekilde elde edebilir. Yerel tedarikçiler ve ortaklar yenilik sürecine dâhil olabilirler, bu müşterilerin gereksinimlerini daha iyi karşılanmasını sağlayacaktır. Aksine kümelenme dışındaki bir işletme uzaktaki tedarikçiler ve diğer organizasyonlar ile koordine edeceği faaliyetlerde önemli zorluklar ile karşılayacaktır (Bulu vd.,2004: 56).

İşletme performansı aslında kümelerin performanslarıyla karşılıklı bir ilişki

içindedir. Kümenin başarısı işletmenin başarısını artıracaktır. Dolayısı ile başarılı küme faaliyetleri işletme faaliyetlerinin başarısının önemli bir önkoşuludur. Kümelerin performansı, küme içinde yer alan bireysel firmalar arasında yer alan işbirliğinin boyutu ile yakından alakalıdır (Karataş, 2006:59).

Rekabetçi oluşum ve çatışmalar varlıklarını sürdürmeye devam ederken, aynı zamanda işbirliği ve yardımlaşma neredeyse bütün sektörlerde kabul gören bir anlayış biçimi haline gelmiştir. Birbirleriyle karşılıklı ilişki içerisinde olan endüstriler ve firmalar aynı coğrafik bölgede bir araya gelerek, birlikteliğin yarattığı sinerjik etkiden faydalanmaya çalışmaktadırlar. Gelişmiş sektörel kümelenme yapılarında (örneğin, Norveç Deniz Taşımacılığı Kümelenmesi, İtalya Mermercilik Kümelenmesi, Amerika Film Kümelenmesi gibi), hem fiziksel altyapı, hem de eğitim programları gibi hükümet ya da diğer kamu kuruluşları tarafından yapılan yatırımlar, KOBİ’lerin performanslarını geliştirmektedir (Eraslan, 2009: 26).