• Sonuç bulunamadı

BİRİNCİ BÖLÜM SAVUNMA SANAYİ

1.1. Savunma Sanayinin Tanımı ve Özellikler

1.1.4. Savunma Sanayi Firmalarının Özellikler

ağır çevresel şarlar altında çalışabilir olması gerekmektedir. Bu koşullar savunma sanayi ürünlerine, fikir aşamasından başlayarak tasarım, geliştirme, üretim, test, envantere alma, idame ettirme ve sistemden tamamen kaldırma aşamalarında, diğer sanayi ürünlerine göre çok farklı aşamaların önceden belirlenerek uygulanmasını gerektirmektedir. Savunma sanayi ürünlerinin tasarımından envantere girinceye kadar her aşamada yoğun bir kalite denetimi uygulanması neticesinde, ürün kalitesinin çok yüksek olması, önem arz eden bir özelliğidir.38

Savunma sanayinde sadece yüksek ürün standartları yeterli değildir. Bunun yanında kalite yönetim sisteminin de belirlenen standartlara uygunluğu alıcı tarafından özellikle aranmaktadır. Savunma sanayinin her aşamasında çalışan kuruluşların sahip olmaları gereken kalite yönetim sistemleri, NATO ülkeleri çapında Müttefik Kalite Güvence Formlarında (AQAP-Allied Quality Assurance Publications) detaylı olarak tanımlanmıştır. Kuruluşların kalite yönetim sistemlerinin bu formlara uygunluğu, ülkelerin savunma konularıyla ilgili resmi kuruluşlarının ve Türkiye’ de Milli Savunma Bakanlığı’nın yetkilendirildiği bir sertifikasyon sistemi ile belirlenmektedir.39

Üretilen ve kullanıma sunulan savunma sanayi ürünleri çok farklı bilimsel alanlarda derinlemesine bilgi birikimi ve bunu uygulamaya dönüştürülmesini gerektiren karmaşık yapıya sahiptir. Bu nedenle başta temel bilimler olmak üzere (biyoloji, kimya v.b.), uygulamalı bilimlere kadar (elektronik, bilgisayar, makine v.b. gibi) kadar geniş bilgi birikimine ihtiyaç duyulmaktadır. Savunma sanayi ürünleri genellikle çeşitli ülkelerin değişik ihtiyaçlarını karşılayabilecek şekilde özel siparişlere göre üretilen özgün ürünlerdir.40

1.1.4. Savunma Sanayi Firmalarının Özellikleri

Savunma sanayisini, ülkenin genel sanayisinden ayrı düşünmek imkânsızdır. Bu kapsamda genel sanayi içinde ve onunla sıkı sıkıya bağlantılı olarak yer alması ve sanayinin diğer dalları ile bütünleşmesi birçok açıdan sivil sektör ile birbirini

38

Serdar Tan, “X. Oturum AT ve Teknolojik Gelişmeler”, 1989 Sanayi Kongresi-Tartışmalar Kitabı,

TMMOB Makina Mühendisleri Odası, MMO Yayın No: 134/11, Ankara, 1989, s.111. 39

Ziylan ve diğerleri, Savunma Sanayi ve Tedarik, s.14. 40

Hacer Ansal, Dilek Çetindamar ve Elif Baktır, ‘’Savunma Sanayinde Çift Amaçlı Teknoloj Kullanımı’’,

olumlu yönde etkilemektedir. Dünyadaki gelişmiş ve büyük ölçekli savunma sanayi kuruluşları ele alındığında, ilk göze çarpan özellik şirketlerin büyüklüğüdür. Büyük boyutlu projeleri gerçekleştirmek için büyük yatırımlara gereksinim duyulmakta, yüksek maliyetli uzman kadrolar yetiştirilmekte, teknoloji yarışı içinde büyük araştırma ve geliştirme harcamaları yapılmaktadır. Büyük savunma sanayi şirketleri her düzeydeki işi kendileri yapmamakta, pek çok konuda yan sanayiden destek almaktadırlar. Bu açıdan bakıldığında savunma sanayinde, büyük savunma sanayi üreticilerinin değişik işler yaptığı ve çok sayıda belirli alanlarda uzmanlaşmış küçük ölçekli şirketin bulunduğu görülmektedir.41

Savunma sanayinde faaliyet gösteren şirketleri teşkilatları açısından incelediğimizde; büyük ölçekli projeleri gerçekleştirmek, sorunsuz ve özgün savunma teçhizatı üretmek amacıyla uzmanlaşmalarını sağlamak için, yönetim açısından birbirinden bağımsız birçok alt birimler şeklinde yapılandırıldığı göze çarpmaktadır. Bu sayede büyük ölçekli şirketler, uluslararası alanda daha kolay pazar bulma, büyük ölçekli ana sistem projeleri üretiminde ise araştırma ve geliştirme fonları gibi değişik alanlarda büyüklüklerinin olumlu katkılarını, diğer yandan da küçük ve birbirine yönetsel açıdan çok bağlı olmayan birimlerin enerjisinden ve süratli çalışma yeteneğinden faydalanmaktadırlar.42

Büyük savunma projelerinin idaresinde alt birimlerin teşkilatlandırılması, sistem mühendisliği, sözleşmede belirtilen zamanlamanın uygulanması, maliyete bağlı performans değerlendirmesi, lojistik sistem uyumu gibi faaliyetler, tüm seviyelerdeki yöneticilerin özel eğitimini gerektirmektedir. 1940 Yılından itibaren atom bombası projesi ile uygulanmaya başlayan proje temelli yönetim şekli, nükleer denizaltı gibi benzer büyük projelerde de özel tekniklerin de geliştirilmesi ile savunma sanayi şirketlerinin uyguladığı önemli ve vazgeçilmez bir nitelik olmuştur. Savunma sanayi alanında faaliyet gösteren savunma şirketlerinde gerçekleştirilmek istenen projeler, projenin devamı süresince proje yönetim ekipleri oluşturulmak suretiyle yürütülmektedir. Savunma sanayi firmalarında proje yönetim ofisi, proje müdürü gibi proje temelli teşkilatlanmalara sebep olmaktadır.43

41

Aytekin Ziylan, ‘’Sanayileşme Deneyimlerinden Ders Almak’’, ASELSAN Dergisi, Sayı 59, Eylül 2000 (Sanayileşme Deneyimlerinden), s.34.

42

Faruk Aga Yarman, “Ulusal Savunma Sanayilerinde Bilim–Teknoloji Tabanı”, Savunma

Teknolojileri Kongresi Kitabı, (SAVTEK 2002-ODTÜ), Ekim 2002, Ankara, ss.86–89.

43

Savunma sistemleri ülkenin savunmasında ana unsuru teşkil etmektedir. Bu nedenle diğer devletlerin istihbarat gayretlerinden korunması çok önemlidir. Bu kapsamda üretilen sistemlerin gizli olması kaçınılmazdır. Savunma sistem ve teçhizatının özgün ürün olması nedeniyle üretiminde ileri teknolojilerin kullanılması gerekmektedir. İleri teknolojilerin tasarlanması ile geliştirilmesinde ortaya çıkan maliyet yüksektir. Geliştirilen savunma sistem ve teçhizatının ilerleyen dönemdeki ihracat aşamasında devlet desteğine ihtiyaç vardır. Bu nedenle savunma sanayi sektöründe egemenliğin en önemli şartı olan milli savunma sanayinin özellikle yabancı rekabetinden korunması amacıyla zaman içinde milli ana yüklenici firma uygulaması ile devlet şirketlerinin oluşması neticesi ortaya çıkmıştır.44

Ana savunma sistemlerinin ve platformların üretilmesinde özellikle büyük sermayeli savunma sanayi kuruluşlarına ihtiyaç vardır. Büyük sermayeli savunma sanayi kuruluşları bütün düzeylerdeki işleri genellikle kendileri yapmak yerine yan sanayiden yararlanmaktadırlar. Savunma sanayi alanında dünyada önde gelen ülkelerde, büyük savunma sanayi şirketlerinin (ana yüklenici) altında faaliyet gösteren çeşitli alanlarda uzmanlaşmış birçok sayıda küçük ölçekli firma kendi uzmanlık alanlarına uygun olarak alınan büyük tedarik projelerinde alt yüklenici olarak çalışmaktadır. Küçük ölçekli ama kendi konularında uzman olan şirketler büyük savunma sanayi proje sözleşmelerinde esas sorumlu olan ana yüklenici

şirketlere bağlı ve siparişi veren nihai müşteriye ve ana yüklenici firmanın kalite ihtiyaçlarını karşılayacak biçimde teşkilatlanmışlardır.45

Özellilikle büyük ve orta ölçekli şirketlerin birleşmeleri ve çok büyük ölçekli dev şirketler oluşturmaları son dönemlerde savunma sanayi sektöründe tespit edilen önemli bir gelişmedir. Avrupa Birliği sürecinde, birçok Avrupa ülkesinin tek bir Pazar haline gelmesi ile savunma sanayi alanında faaliyet gösteren büyük ölçekli şirketler kendi içlerinde birleşerek daha büyük sermayeli dev şirketler ve büyük projelerde faaliyet göstermek amacıyla ortak çalışma grupları meydana getirmektedirler.46

ABD’de ise rekabeti korumak amacıyla Antitröst (tekelci olmayan) Yasası bulunduğu halde, savunma sanayi alanında ülke çıkarları gözetilerek bu yasa tam

44

Aytekin Ziylan, ‘’Savunma Sanayinde Şirketler’’, ASELSAN Dergisi, Sayı 55, Ocak 1999 (Şirketler), s.5.

45

F.A.Yarman, ss.99–101. 46

olarak uygulanmamakta, Savunma Bakanlığı’nın kontrolünde ülkenin stratejik hedefleri doğrultusunda şirketlerin birleşme talepleri değerlendirilmektedir.47