• Sonuç bulunamadı

Kritik Teknoloji Alanlarına Yönelik Nitelikli İşgücü Planlaması

SOSYAL POLİTİKAYA KATKIS

3.2. Milli Savunma Sanayi Yeniden Yapılanma Model

3.2.4. Kritik Teknoloji Alanlarına Yönelik Nitelikli İşgücü Planlaması

“İnsan zihninin; mekanik zekâdan, duygusal ve sezgisel zekâ ile çoklu zekâ özelliklerinin gösterdiği zenginlik içinde ortaya koyduğu potansiyel, düşünce ve teknoloji üretiminin kaynağıdır. Bu durumda bilgi toplumunun merkezinde insan vardır. İnsanda ise zihin kullanım yöntemleri, düşünme yöntem ve doğanın algılanış

yöntemi yaşadığı evreni şekillendirmede temel araçtır. Başka bir deyimle teknoloji Nitelikli İşgücü Planlaması Araştırma ve Geliştirmeye Kaynak Tahsisi Kritik Teknolojilerde Yetkinleşmek

üretiminin kaynağı zihindir.”343 Teknoloji üretiminin kaynağı insan zihni olduğuna göre teknoloji alanında yetkinleşebilmek bu alanda çalışacak olan nitelikli işgücüne sıkı bir şekilde bağımlıdır. Söz konusu bağımlılık nedeniyle teknoloji ile uğraşan işgücünün yönetimi son derece önemlidir.344 Milli savunma sanayi politika ve stratejisinin öngörüsü bilgi üretimini ve teknoloji geliştirmeyi esas alan araştırma ve geliştirmeye dayalı bir yapılanmadır. Araştırma ve geliştirme faaliyetlerinde belirleyici unsur ise, savunma sistem ve taçhizatını geliştirecek, geleceğe dönük ihtiyaç ve eğilimleri öngörüp bu alanlarda çalışma yapabilecek, gelişmiş ülkelerdeki savunma ile ilgili bilim ve teknoloji alanındaki çalışmaları takip edebilecek kapasitedeki yetenekli kadroların oluşturulmasıdır.345 Ar-Ge alanına ayrılacak kaynak göz önüne alındığında bu kaynağı kullanacak iş gücünün niteliği ve yetiştirilmesi önem kazanmaktadır. Aksi takdirde bu kaynağın doğru, etkili ve sonuç odaklı kullanılmaması nedeniyle kaynak israfı sözkonusudur.

Söz konusu yapılanmada nitelikli iş gücü stratejik bir öneme sahiptir. Çünkü araştırma ve geliştirme ile yenilikçilik ve ileri teknoloji geliştirme dünya savunma piyasasında rekabetçi bir konuma gelebilmenin temel şartlarıdır. Nitelikli iş gücünün uzun vadede tespiti, eğitilmesi, yetiştirilmesi, ölçülmesi ve yönetilmesi faliyetleri, savunma sanayi sektörü tarafından özel ilgi gösterilmesi gereken alanlardır. Dünya savunma piyasasında rekabetçi bir konuma gelebilmek maddi olarak güçlü olmakla birlikte nitelikli iş gücünü gelistirmeye, güçlendirmeye ve yönetebilmeye de baglıdır. Bu kapsamda sektördeki mevcut işgücünün tatminini sağlamak, savunma piyasasındaki en iyi çalısanları cezbetmek, nitelikli iş gücüne iliskin yenilikler ile gelisimleri takip etmek ve bunları uygulamak gerekmektedir.346

Savunma sanayinde kritik teknolojilerde yetkin olabilmek için istihdam edilecek nitelikli iş gücünün, kısa, orta, uzun vadeli olmak üzere planlanması ve planlamaya yönelik uzun vadeli eğitim ve yatırım projelerinin hayata geçirilmesi gerekmektedir. Bu kapsamda savunmaya yönelik yetenek havuzları oluşturulmalıdır. Ayrıca sadece strateji belgesinde geçtiği şekliyle teknik lise ve teknik meslek yüksek okullarında değil, ilave olarak orta öğretim ve yüksek öğretim kurumlarında da

343

Erkan, Bilgi Toplumu (18.09.2008) 344

Uçer, s.10. 345

Conlan, s. 13. 346

Ahmet Erkuş, Yasar Köse ve Mukaddes Burhan, ‘Türkiye’de ve Dünyada Savunma Teknolojilerinde Entelektüel Sermaye Uygulamaları’’, Savunma Teknolojileri Kongresi Kitabı, (SAVTEK 2006- ODTÜ), Haziran 2006, Ankara, ss.289,291.

savunma alanında çalışabilecek öğrenciler araştırılmalıdır. Ülke çapında savunma araştırma ve geliştirmesi ile teknoloji geliştirme faaliyetlerindeki nitelikli işücü ihtiyacının planlanıp yönlendirileceği MSB veya SSM bünyesinde merkezi bir teşkilat oluşturulmasının faydalı olacağı değerlendirilmektedir.347

Şirketlerin yeni bir ürün söz konusu olduğunda yaptıkları faaliyetlerin ne olduğuna dair yapılan bir araştırmada; %47’si teknoloji transferi, %22’si kendi araştırma geliştirme bölümleri, %9’u özel kuruluşlar, % 22’si de diğer seçeneğini işaretlemiştir. Şirketlerden hiçbiri üniversite ile iş birliğine seçeneğini işaretlememişlerdir. 2004 Yılında Dünya Bankasının tarafından yayımlanan bir raporda da ülkemizde üniversitelerin yenilikçilik yeteneği güçlü olmasına rağmen, üniversite sanayi iş birliğinin zayıf olduğu tespiti yapılmıştır. Fakat, ülkemizin nitelikli işgücünü geliştirmesi açısından sanayi ve üniversite işbirliği büyük önem taşımaktadır. Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (United Nations Development Programme- UNDP) 2004 yılı İnsani Kalkınma Raporuna göre ülkemizde bir milyon kişi başına 306 araştırma ve geliştirme personeli düşerken, Japonya’da 5321, ABD’de 4099, Finlândiya’da 7100, Almanya’da 3153 kişi düşmektedir. Ülkemizin lisans anlaşmaları ile teknolojiyi ithal etmekten ziyade teknolojiyi üretmesi gerekmektedir.348

Ülkemizde kamu, özel sektör ve üniversiteler arasında iş birliği, koordinasyon ve eşgüdüm uzun zamandır gündemdedir. Sürekli geliştirilmeye çalışılmasına rağmen henüz tam manası ile sağlanamamıştır. Günümüz koşullarında değişen ekonomi ve değişen rekabet kuralları, araştırma ve geliştirme ile nitelikli iş gücü gerektirmektedir. 2002 yılında 29.000 olan Ar-Ge personeli (24.000’i araştırmacı) 2007 yılında 2,2 katına çıkarak 63.000 Ar-Ge personeline (50.000 araştırmacı) çıkmıştır. Bu şekilde 2002 yılında araştırmacı sayısında Dünya’da 25’inci olan ülkemiz 7 basamak yükselerek 18’inci sıraya çıkmıştır. Yine burada ülkemizin araştırmacı sayısı artışında 2’nci sırada olduğu görülmektedir. Fakat diğer ülkeler ile mukayese edildiğinde bu sayının yeterli olmadığı açıktır.349 (Tablo 43)

347

Ufuk Gemalmaz, “Türk Savunma Sanayiinin Gelişmesine Katkı Sağlayacak En Stratejik Adım Nedir?”, Savunma Sanayi Gündemi Dergisi, Savunma Sanayi Müsteşarlığı, Sayı: 8, Temmuz 2009, s. 69.

348

Veysel Bozkurt “Bilgi Toplumuna Geçiş Sürecinde Türkiye”, Bilgi Çağı ve Teknolojik Gelişmeler Işığında Toplum, Yönetim, Yönetici ve Lider Yaklaşımları Sempozyumu, 12–13 Mayıs 2005, İstanbul, Genelkurmay Denetleme Başkanlığı Stratejik Araştırma ve Etüt Merkezi (SAREM), Üçüncü

Uluslararası Sempozyum Bildirileri Kitabı, Genelkurmay Basım Evi, Ankara. 2005, ss.76,79.

349

Tablo 43: Tam Zaman Eş Değer (TZE) Araştırmacı Sayısı 2007 Sıralaması Ülke 2007 Araştırmacı Sayısı (bin) 2002-2007 % Artışı Artış Hızı Sırası 1 ABD 1.484 11 32 2 Çin 1.373 69 6 3 Japonya 713 10 33 18 Türkiye 50 107 2

Kaynak: Türk Savunma Sanayisi Sektör Raporu 2008, 2009, s.80.

Üniversite ile savunma sanayi isbirliginin sürdürülebilir olarak desteklenmesi için bu ilişki kurumsal temeller üzerine oturtulmalıdır. Kritik teknolojiler kapsamında savunma sanayinin gündemindeki konular yüksek lisans, doktora ve doktora sonrası arastırma konuları arasında yer almalıdır. Araştırma yapacak öğrenciler savunma sanayi kuruluslarında uygulamaya yönelik tez çalısmaları yapılabilmelidir. Üniversite, savunma sanayi, MSB isbirligi konuları ve kordinasyonu için baglantı veya danısmanlık ofislerinin olusturulmasında yarar vardır. Savunma sanayinde yürütülen araştırma ve geliştirme ile yenileme faaliyetinde çalışan personel de üniversitenin ilgili egitim ögretim ve arastırma programlarında yer alabilmelidir.350

Üniversite, sanayi ve Savunma Bakanlığı arasındaki işbirliğinin sürdürülebilir olarak sağlanması için ABD, Müşterek Araştırma ve Geliştirme Mutabakatı oluşturarak (Cooperative Research and Development Agreement-CRADA) farklı bir yöntem geliştirmiştir. Herhangi bir eyalet veya yerel yönetim, sanayi, özel veya kamu kurumu ile kar amacı gütmeyen diğer kuruluşlar Savunma Bakanlığına müracat ederek sözkonusu mutabakata katılabilmektedirler. Mutabakata katılım herhangi bir tedarik anlaşması, ödenek tahsisi veya müşterek üretim kapsamında olmamaktadır. Mutabakata giren taraflar karşılıklı olarak entelektüel sermaye, deneyim ve veri alışverişi yapabilmektedir. Bununla birlikte karşılıklı olarak personel, hizmet, tesis, malzeme veya diğer kaynakların kullanımını diğer taraflara açmaktadır. Savunma Bakanlığı geri verilmeden veya geri verilmek üzere bu imkânları katılımcı taraflara tahsis etme yetkisine sahiptir. Kamu dışındaki katılımcılar çalışılan projenin personel, hizmet, tesis, malzeme veya ihtiyaç duyulan diğer kaynaklarını karşılayabilmektedir. Savunma Bakanlığı ise, diğer katılımcılara doğrudan herhangi

350

bir fon sağlamazken, katılımcılar CRADA fonundan faydalanabilmektedir. Yapılan araştırma ve geliştirme faaliyetleri sonucunda elde edilen yenilikler ve entelektüel sermaye katılımcılar arasında görüşülerek kullanım hakları belirlenmektedir.351 Geliştirilen yöntem üniversite, sanayi ve Savunma Bakanlığı arasındaki işbirliğini ve müştereklik kültürünü geliştirerek kurumsal olarak sürekli hale getirmekte, tarafların ortak imkânları kullanması ile tasarruf sağlamakta ve gayret israfını önlemektedir.

Savunma sanayi kritik teknolojilerine yönelik olarak odaklanmış lisans ve yüksek lisans eğitim yöntemleri ile araştırma ve geliştirme kümeleri, paydaş

üniversiteler, teknoparklar, mükemmeliyet merkezleri, ulusal araştırma merkezleri, küresel araştırma enstitüleri, strateji ve politika merkezleri gibi eğitim ağları etkin olarak kullanılmalıdır.352 Savunma sanayi kritik teknolojilerinde bilimsel akademik yayın yapmak sadece üniversiteler ile sınırlanmamalıdır. Kurumsal alt yapı doğal ve maddi alt yapı yanında toplumun altyapı donanımlarından birisidir. Bu kapsamda yerel, kentsel, bölgesel ve ulusal iletişim ve yenilik ağlarının oluşturulması önem kazanmaktadır. Bilgiyi üreten birimler olarak teknopark ve teknokentler ile kullanan birimler olan savunma sanayi işletmelerini de birbiri ile irtibatlandırmak gerekmektedir.353 Sanayiden araştırma ve geliştirme bölümleri olan firmaların araştırmacı kadrosundaki personeli de akademik yayın yapma konusunda teşvik edilmelidir. Bu sayede sanayi firmalarına da akademik dünya ile ek işbirliği sağlama imkânı sağlanmış olacaktır.354

Kurumsal eğitim işbirliği ağları, kent, bölge ve ülke bazında sağlanması ile birlikte, küresel ağlara da ilişki ve işbirliği içinde olması, bilgi çağında küresel bağlantılar için zorunludur. Nitelikli işgücünün kurum ile olan bağlantısının yanında dünya üzerindeki yaygınlaşmış işbirliği ağlarını geliştirilmesi bilgi toplumu ve bilgi ekonomisi için çok önemlidir. Nitelikli işgücü, kurum ve kurumlar arasında olduğu kadar, uluslararası ilişki ve işbirliği de, küresel süreçlere katılım ve takip açısından bir önkoşuldur.355 Kritik teknolojilerde yetkinleşmek için yapılacak araştırma ve geliştirme çalışmaları dünya çapınde bir örgütlenme ile desteklenmelidir. Çünkü savunma sanayinin küresel olarak rekabet edebilir olması için uluslararası

351

Augustus W. Fountaın, Parameters, Winter 2004–05, http://www.globalsecurity.org/military/library/report/2005/050100-transforming.htm, pp. 40–54. s.46. 352

Banu Onaral, “Biyomedikal Mühendisliği Araştırmalarının Ürüne Dönüşümü”, Mühendislik

Dekanları Konseyi Sunumu, 28 Kasım 2008, s.5.

353

Erkan, Bilgi Toplumu (18.09.2008) 354

Fikirkoca, s.19. 355

açılımlarla desteklenmesi gerekmektedir. NATO Araştırma ve Teknoloji Örgütü (Research and Technology Organization-RTO) gibi küresel veya bölgesel oluşumlar ile kurulacak ilişkiler savunma alanında oluşturulacak nitelikli işgücünün gelişimine büyük katkı sağlayacaktır. Söz konusu katkıların başında, araştırma ve geliştirme personelinin çalışmaları ile ilgili konularda gelişmiş ülkelerin önde gelen araştırmacılarının oluşturduğu ağa katılınması, bu ağ vasıtası ile ulaşılması yüksek maliyetli veya imkânsız olan bilgiye ulaşılması ile müşterek projelerde çalışma ortamında tecrübe kazanılması sıralanabilir.356 Dışa açılarak farklı bilgi kaynaklarıyla etkileşimin kurulacağı ağ yapılar tespit edilirken yetkinleşmek istediğimiz kritik teknolojiler kapsamında girişimlerde bulunulmalıdır. Bu sayede yetkinleşmek istediğimiz kritik teknolojilerde kendi temel yeteneklerimizi küresel anlamda karşılaştırmalı olarak daha açık değerlendirme imkânımız olacaktır.357

Günümüzde nitelikli işgücü, gelişen bilgi ağları vasıtasıyla dünyanın herhangi bir yerinden kolaylıkla elde edebilir hale gelmiştir. Gelişmiş ülekelerin kaynak sıkıntısı olmadığı için, ülkemiz gibi gelişmekte olan ülkelere kıyasla bu konuda daha avantajlı konumdadırlar. Dünyadaki artan rekabet ortamı ülkemizin nitelikli iş gücü kaybını (beyin göçü) daha da hızlandırabilir.358 Bilim ve teknolojideki gelişmeye bağlı olarak ekonomi ve sosyal politika alanında da kaydedilecek ilerleme ve gelişmeler, bilim insanları için ülkemizi çekim merkezi haline getirecektir. Bu sayede yurt dışına olan beyin göçünün azalması sağlanacağı gibi göçün yol açtığı kayıpları da telafi edecek tersine bir akım sağlanabilecektir.359 Bilginin üretilmesinde en stratejik unsur olan nitelikli iş gücünün tersine beyin göçünü sağlayacak şekilde önlemlerin alınması ve düzenlemelerin yapılması önemlidir.

Önerilen Milli Savunma Sanayi Politika ve Stratejisi çerçevesinde savunma sanayi, akademik kadro ve diğer sanayi kollarında yetişmiş ve deneyimli uzmanların bilgi birikimi çok önemlidir. Söz konusu personelden emekli olduktan sonra da yararlanılması milli savunma sanayinin geliştirilmesine yönelik strateji ve yöntemlerin tespitine, teknolojik bilincin geliştirilmesine, savunma sanayi politika ve stratejisi kültürünün oluşturulmasına, kamu ve özel sektörün karar alma süreçlerine katkıda

356 Uçer, s.8 357 Fikirkoca, s.18. 358

Bozkurt, Bilgi Toplumuna Geçiş, ss.81,82. 359

Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumu(TÜBİTAK), Gelişmelere İlişkin Değerlendirmeler ve Kararlar, Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu, 20 Aralık 1999, (Gelişmelere İlişkin Değerlendirmeler), s.43.

bulunmak amacı ile şarttır. Bu kapsamda savunma sanayi ile ilgili çalışmış olan yetişmiş ve deneyimli akademik, bürokrat ve sanayi kesiminden uzmanların bilgi birikiminden emekli olduktan sonra da yararlanılmasının savunma sanayi nitelikli

gücüne katkı sağlayacağı değerlendirilmektedir.360

Askeri fabrikalar Silahlı Kuvvetlerdeki mevcut sistemlerin yenileştirme, idame ve bakım konuları ile kullanıcı ihtiyaçlarında en önemli veri kaynağıdır. Sarmal geliştirme ile sürecin çeşitli aşamalarında ordu tarafından, geliştirilen savunma sistem veya teçhizatın kullanması, elde edilecek geri besleme ile geliştirmeye devam edilmesi, kavramdan kullanima geçme sürecini kısaltmaktadır.361 Dolayısıyla askeri fabrikalar iyi değerlendirilmeli, araştırma ve geliştirme, milli tasarım, yenileme konularında sivil iş gücü ile de desteklenerek etkin bir şekilde kullanılmalıdır. Askeri fabrikaların yerli sanayi, üniversite, Ar-Ge kurumları ile irtibatları tesis edilerek etkin olarak çalıştırılmalı ve bu şekilde kurumsal tecrübe ve birikimlerinden sisteme katkı sağlayacak şekilde istifade edilmelidir.

Nitelikli iş gücünün oluşturulmasında sadece savunma sanayi ile ilgili çalışan personel ile yetinilmemesi gerekmektedir. ABD’nin gelecekte güvenliğini sağlamada hayati derecede önemli olan teknolojilerin sadece geleneksel olarak savunma sanayinde teknoloji geliştirme ile ilgili çalışan grubun dışında da üretilebileceği değerlendirilmektedir. Bu nedenle ulusal savunmaya katkıda bulunmaları için yeni katılımcılar araştırılmaktadır. ABD Savunma Bakanlığı savunma haricinde çalışan, üniversitelerdeki bilim ve teknoloji uzmanlarına, ulusal bilim laboratuarlarına ve ar-ge firmalarına ulaşmak için çaba harcamaktadır.362 Avrupa’da ise AB Güvenlik Araştırma Programı vasıtasıyla silahlı kuvvetler kontrolünde güvenliğin en iyi şekilde sağlanmasına yönelik olarak ABD olduğu gibi çalışmalar yapılmaktadır.363

360

A. Zafer Betoner, “Türk Savunma Sanayiinin Gelişmesine Katkı Sağlayacak En Stratejik Adım Nedir?”, Savunma Sanayi Gündemi Dergisi, Savunma Sanayi Müsteşarlığı, Sayı: 8, Temmuz 2009, s.68. 361 Uçer, s.9. 362 Laredo, s.2. 363

Ben Hayes, “Statewatch, Monitoring The State And Civil Liberties in The European Union, Arming Big Brother”, TNI Briefig Series, No 2006/1, The EU's Security Research Programme Transnatıonal Instıtute, Amsterdam, April 2006, s.40.