• Sonuç bulunamadı

Milli Savunma Sanayi Politikası ve Stratejis

SOSYAL POLİTİKAYA KATKIS

3.2. Milli Savunma Sanayi Yeniden Yapılanma Model

3.2.2. Milli Savunma Sanayi Politikası ve Stratejis

Milli savunma sanayimizi olumsuz etkilerden kurtarmak ve savunma sanayi çalişmalarına yön vermek maksadıyla, 25.5.1998 Gün ve 98/11173 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile kabul edilen Türk Savunma Sanayi Politikası ve Stratejisi Esasları Dokümanında, mevcut kaynakların uygun şekilde kullanımı açısından savunma

303

Cicioğlu, s.93. 304

Nil Talu Conlan, ‘‘Türk Savunma Sanayii Şirketlerinin İhracatını Arttırmak İçin Uygulanabilecek Yöntemler’’, Savunma Sanayi Müsteşarlığı Uzmanlık Tezi, Ankara, 2004, s. 13.

305

Fikirkoca, s.14. 306

sanayi ürünlerinin ve bağlı teknolojilerinin üç ana grupta ele alınması öngörülmektedir. Bunlar, millî olması zorunlu sistemlerin/teknolojilerin uzun vadede muhakkak yurt içinde geliştirilmesi ve ihtiyaçların yurt içinden karşılanması öngörülen, “Millî Olması Zorunlu Sistemler/Teknolojiler”; uzun vadede yurt içinde geliştirilmesinin amaçlanması, mümkün olmayanların ise ortak üretim yoluyla karşılanması öngörülen, “Kritik Sistemler/Teknolojiler“; çok kaynaktan tedarik politikasına uygun olarak en ekonomik ömür devir maliyetini sağlayan kaynaktan tedarik edilebilecek millî olması zorunlu ve kritik sistemler/teknolojiler dışında kalan, “Diğer Sistemler/Teknolojiler’dir” . Yapılan ayrım doğrudur fakat sistemin bu şekilde çalışabilmesi ve milli savunma sanayinin tesis edilebilmesi için Milli Savunma Bakanlığı tarafından tedarik projelerinde, hangi sistemler ve teknolojilerin hangi gruba dâhil edildiği açıkça önceden belirtilmelidir. Milli savunma sanayi firmaları bu yönlendirme doğrultusunda hazırlık yaparak uzun vadeli araştırma ve geliştirme faaliyetleri ile teknolojik hedeflerini saptamalıdır.307 Dolayısıyla savunma sanayinin buna göre yatırım yapma ve gelişme şansı daha fazla olacaktır. Belirlenen hedefler doğrultusunda “milli” olarak nitelenen teknoloji ve ürünler ile “kritik” kategorisine giren teknoloji ve ürünler ülkemizde geliştirilip üretilmelidir.308

Dokümanda “Acil alım uygulaması azaltılır, zorunlu olmadıkça acil alım yapılmaz.” İfadesi yer almaktadır. Fakat silahlı kuvvetlerin acil savunma sistem ve teçhizatı ihtiyaçlarını yurt dışından tedarik projeleri ile mi yoksa yurtiçi geliştirmeye dayalı projeler ile mi karşılanmasına yönelik karar verme sürecinde dikkatli ve gerçekçi davranılmalıdır. Savunmaya yönelik özellikle ana sistem ve platform ihtiyaçlarının acil alım kategorisinde değerlendirirlip yurt dışından doğrudan alıma yönelmenin uzun vadede hem ömür devri maliyeti hem de bağımlılık açısından sakıncaları bulunmaktadır. Bu kapsamda milli savunma sanayi sistem ve teçhizatı tamamlanıncaya kadar olan süredeki ihtiyaçların kabul edilebilir ara çözümlerle karşılanması yönünde çaba harcanmalıdır.309 Yurt dışından yapılan ana sistem tedarikleri ile yenileştirme ve bakım projeleri orta ve uzun vadede ulusal egemenliğe vurulmuş en büyük darbedir.310 Mevcut ve gelecekteki savunma tedarik programları ülke için en fazla faydayı sağlayacak nitelikte yurt içinden yapılmalıdır.

307

Aytekin Ziylan, “Yazılım Yapmamızı ABD Engelledi” , Röportaj: Erkan Acar, Aksiyon Dergisi, Sayı: 515, Ekim 2004, www.aksiyon.com.tr/detay.php?id=16910, (07.01.2010)

308

TÜBİTAK, Ulusal Bilim ve Teknoloji, s.30. 309

Sıtkı Egeli, “Türk Savunma Sanayiinin Gelişmesine Katkı Sağlayacak En Stratejik Adım Nedir?”,

Savunma Sanayi Gündemi Dergisi, Savunma Sanayi Müsteşarlığı, Sayı: 8, Temmuz 2009, s. 69. 310

Türk Savunma Sanayi Politikası ve Stratejisi Esasları Dokümanı, J. (Tedarik

İle İlgili Hususlar) maddesinde; tedarikte gerekli görülmesi halinde “yerli firmalar” lehine %15’e kadar fiyat avantajının verilebileceği belirtilmiştir. Yabancı Sermayeyi Teşvik Yasası’na göre ise; Türkiye’de kurulmuş her şirketin, sermaye çoğunluğu yabancılara ait olsa bile, Türk şirketi (yerli şirket) sayılacağı hükme bağlanmıştır. Savunma sistem ve teçhizatının özelliği gereği milli stratejiler doğrultusunda kullanılabilmesi için teknolojik özelliklerinin gizli, ihtiyaç anında sorunsuz çalışan ve diğer devletlerden izin almadan kullanılabilen nitelikte olması esastır. Bu kapsamda dokümanda “yerli şirket” teriminin kullanılması ve satın alınan yabancı teknolojilerin “yerli şirketler tarafından özümsenmesi” ibarelerin yer alması, tedarik edilecek sistem ve teçhizatın tasarım ve üretim teknolojilerinin, milli imkânlarla geliştirlecek altyapısının oluşturulmasını engellemektedir. Bu ifadeler yerine “milli şirket” ve “millileştirme” ifadelerinin kullanılmasnın daha uygun olacağı değerlendirilmektedir. Milli savunma sanayinin tesisinde ana nokta tedarik edilecek sistem ve teçhizatın tasarım ve üretim teknolojilerinin milli imkânlarla geliştirecek altyapının oluşturulmasıdır. 311 Kamuya yönelik yapılan tedariklerde SSM tarafından gerçekleştirilen savunma sistem ve teçhizatı tedarikleri önemli bir oranda yer tutmaktadır. Bu kapsamda savunma ihtiyaçlarının araştırma ve geliştirmeye dayalı tedarik yöntemiyle milli savunma sanayinden karşılanması, savunma stratejisinin esas noktalarından biri olarak değerlendirilmeli ve ana savunma sistem ve tedariklerinde, ABD ile Avrupa ülkelerinde olduğu gibi, “serbest rekabet” yerine “milli güvenlik” temelinde “ Tek Milli Ana Yüklenicilik” yöntemi uygulanmalıdır.312

Dünyada yapılan serbest ticaret anlaşmaları savunma sanayine yönelik sistem ve teçhizatın tedariğinde herhangi bir zorunluluğu kapsamamaktadır. Ülkemizin de uluslararası sorumlulukları arasında, milli şirketlere ayrıcalık verilemeyeceğine ilişkin bir zorunluluk yoktur. Mevzuatımıza göre; Türkiye’de kurulmuş her şirketin, Türk şirketi sayılacağı hükmü savunma sanayinin hassaslığı sebebiyle bu sektörde özellikle uygulanmaması gerekmektedir. Çünkü, savunma sanayinin etkinliği ile ihtiyaca cevap verebilirliği, ülkenin geliştirdiği ve kendi sahip olduğu teknoloji seviyesiyle doğrudan ilişkilidir. Etkin bir savunma sanayi için asıl hedef, milli olarak kritik teknolojiyi sürekli geliştirmek, öncelikle gelişmiş ülkeler seviyesine çıkarmak ve daha sonra da bu ülkelerin önüne geçmek olmalıdır.

311

Ziylan, Cumhuriyetin 75. Yılında, s.22. 312

Savunma sanayi vasıtasıyla geliştirilecek olan ve diğer sanayi kollarında da kullanılabilecek olan ileri milli teknoloji ancak milli şirketler vasıtasıyla üretilebilir.313 Savunma sanayinin üreteceği savunma sistem ve teçhizat tedariklerinin de ülkemizin bilim, teknoloji ve sanayileşme yeteneğinin artırılması hedefiyle planlanmasının ve planlandığı şekliyle tavizsiz olarak uygulanmasın ülkemizin sınırlı ulusal kaynaklarımızı kullanmada stratejik çıkarlarına en uygun hareket tarzı olduğu değerlendirilmektedir.

Bu kapsamda önerilen modele temel teşkil edecek olan savunma sanayi politikası dış politika ve sanayi politikası ile savunma sanayi stratejisi ise ulusal bilim ve teknoloji stratejisi ile farklı amaçlar doğrultusunda olmamalı, aralarında uyumlu ve birbirini destekler nitelikte olmalıdır.314 Gelişmiş ülkeler son on yıldır savunma sanayi politika ve stratejilerini açıkça tespit etmiş ve belirtmişlerdir. Çünkü uzun dönemde bunun sanayiye rehberlik ettiğini geliştirdiğini ve küresel olarak daha rekabetçi hale getirdiğinin farkına varmışlardır. Milli savunma sanayi politika ve stratejisinin oluşturulmasında açık, anlaşılır ve uzun dönemli uygulanabilir bir yön çizmek çok önemlidir. Çünkü, belirlenen milli savunma sanayi politika ve stratejisi sanayiye gelecekteki ihtiyaçların neler olabileceğini önceden anlama imkânı verecektir. Bu da savunma sanayinin yurtiçi ve yurtdışı satışları nedeniyle yatırım yapılabilir bir alan olduğunu sanayiye ifade edecek ve sanayinin çalışmalarını bu kapsamda planlamasını sağlayacaktır.

Yapılan değerlendirmeler kapsamında: Milli savunma sanayi politikası; “Ulusal güvenliğinin her alanda sağlanması maksadıyla silahlı kuvvetlerin ihtiyacı olan kritik savunma sistem ve teçhizatını uzun dönemde milli olarak araştırma ve geliştirmeye dayalı ve maliyet etkin karşılamak. Araştırma ve geliştirme ile elde edilen blim ve teknoloji yeteneğini sanayinin diğer alanlarına da uygulamak, uygulama sonucunda hem savunma sanayi hem de sivil sanayide katma değeri yüksek ürün ve hizmet üretmek. Üretilen mal ve hizmetleri küresel olarak pazarlamak. Bu sayede savunma bütçesine ayrılan kaynağın tekrar ulusal ekonomiye dâhil etmek”,olmalıdır.

2023 Türkiye vizyonu ve sosyo ekonomik hedefleri TÜBİTAK tarafından yürütülmüş olan “Vizyon 2023 Projesi” kapsamında belirlenmiştir. “Bölgesinde ve

313

Ziylan, Rüzgâr Tüneli, s.38. 314

dünyada adil ve kalıcı bir barışın tesisi için çaba gösteren; Sağlık, eğitim ve kültür gereksinimlerinin karşılanması devlet tarafından güvence altına alınmış; bir Türkiye” tespit edilen vizyonun içinde yer almıştır. Vizyon 2023 Projesinde Savunma, havacılık ve uzay sanayi alanlarında, “küresel düzeyde ülke çıkarlarının korunmasını gözeten ve ulusal güvenlik gereksinimlerini karşılayan sistem ve teknolojileri özgün olarak araştırıp geliştirerek ve üreterek, bu sistem ve teknoloji alanlarında dünya ölçeğinde rekabet, işbirliği veya karşılıklı bağımlılık gücü yaratmak; ülkenin bilim ve teknoloji düzeyinin gelişmesinde öncü rol oynayan; toplumsal refaha katkısı tartışılmaz bir ulusal savunma, havacılık ve uzay sanayiine sahip olmak” tespit edilen vizyonun, öğelerinden biri olarak belirlenmiştir.315 Milli savunma sanayi altyapısını tesis edebilmek için savunma sanayi stratejisi ile Ulusal Bilim ve Teknoloji Stratejisi birbiri ile uyumlu ve tutarlı olmalıdır. Dolayısıyla araştırma ve geliştirmeye dayalı milli savunma sanayi stratejisi ulusal bilim ve teknoloji stratejisi kapsamında geliştirilmeli ve yürütülmelidir. Bu bağlamda Milli Savunma Sanayi Stratejisi; “ulusal bilim ve teknoloji stratejisi ile uyumlu olarak belirlenen savunma sanayi kritik teknolojilerinde yetkin olmak ve bu yetkinliği uluslararası alanda politik, ulusal alanda ise ekonomik ve sosyal faydaya dönüştürmek” olmalıdır.

ABD Savunma Teknik Bilgi Merkezi (Defense Technical Information Center- DTIC) temel ve uygulamalı araştırma ile ileri teknoloji geliştirmeyi kapsayan kritik askeri teknoloji listesini belirlemiş ve sözkonusu alanların gelecekte ABD askeri yeteneklerini önemli derecede yükseltecek potansiyele sahip olduğunu değerlendirmiştir. Savunma Teknik Bilgi Merkezi tarafından Askeri Kritik Teknoloji; “ABD’nin askeri yeteneklerine önemli katkı sağlayabilecek tasarım, geliştirme, üretim, çalıştırma, uygulama veya bir sistem veya teçhizatın bakımı konularındaki gerekli teknoloji veya teknolojiler” olarak tanımlanmaktadır.316 Milli savunma sanayi stratejisinde belirtilen savunma sanayi kritik teknolojilerinden ifade edilmek istenen ulusal güvenliğin sağlanmasının yanında ulusal refaha da en fazla katkısı olan, kararlılıkla desteklenmesi ve geliştirilmesi gereken teknolojilerdir.

İfade edilen milli savunma sanayi politika ve stratejisi, uzun vadede başarılı olması ve uygulanabilmesi için tek bir elden koordine edilmelidir. Belirlenen politika ve stratejinin oluşturulmasında söz sahibi ve sorumlu olan tüm taraflar uyum içinde

315

TÜBİTAK, Ulusal Bilim ve Teknoloji, ss.7–8. 316

Department of Defense, Defense Technical Information Center (DTIC), “The Militarily Critical Technologies List (MCTL)”, http://www.dtic.mil/mctl/MCTL.html, (26.05.2010)

olmalı ve eşgüdümü sağlamak için SSM bünyesinde tek bir yerden yönetilmelidir.317 Aynı zamanda milli savunma sanayi politika ve stratejisinin uzun vadeli ulusal çıkarlar doğrultusunda, sürekli ve siyasi iradenin de desteği ile uygulanması önemlidir. Çünkü, bilim ve teknoloji politikalarında siyasî irade desteğinin eksikliği ve ortaya konan politikaların uygulanmasındaki süreksizlik, başarısızlığın temel sebebidir.318 Gelecekteki ana sistem tedarikleri de tavizsiz olarak mutlaka belirlenen milli savunma sanayi politika ve stretijisi kapsamında yapılmalıdır.

Savunma sanayi kritik teknolojilerinde yetkin olmak ve bu yetkinliği uluslararası alanda politik; ulusal alanda ise, ekonomik ve sosyal faydaya dönüştürmek olarak belirlenen Milli Savunma Sanayi Stratejisi’nin söz konusu kapsamda uygulanabilmesi için üç unsuru olmalıdır. Bunlar; kritik teknolojilerde yetkinleşmek, bu alanda çalışacak nitelikli işgücünün planlanması ve bu iş gücünün yapacağı araştırma ve geliştirme çalışmaları için kaynak tahsisidir. (Şekil 7)

Şekil 7: Milli Savunma Sanayi Stratejisi’nin Unsurları

Kaynak: Önerilen model kapsamında geliştirilmiştir.

317

Stone, s.7. 318

Aykut Göker, “Türkiye’de Bilim ve Teknoloji Politika Tasarımlarında Üniversite-Sanayi İsbirligi” Üniversite-Sanayi İsbirligi Ulusal Kongresi 2008, Çukurova Üniversitesi, 26–27 Haziran 2008, www.inovasyon.org/usimp.org/yedek/images/pdf/Aykut%20GOKER.pdf, (19.04.2010) İşgücü Planlaması Araştırma ve Geliştirmeye Kaynak Tahsisi Kritik Teknolojilerde Yetkinleşmek

Milli Savunma Sanayi Stratejisi