• Sonuç bulunamadı

2.3 1919 1938 DÖNEMİ TÜRKİYE İRAN İLİŞKİLERİ

2.3.7 Sadabat Paktı

1933‟te Avrupa‟da revizyonist devletlerin yayılma hedefleri belirli bir nitelik kazanmaya baĢlayınca Türkiye Balkan Paktı‟nın kurulmasına önderlik etmiĢtir. Mussolini‟nin liderliği altındaki faĢist Ġtalya‟nın 1934‟ten sonra Asya ve Afrika‟ya sarkma politikası381

Türkiye‟yi doğulu devletlere karĢı balkan politikasına benzeyen bir politika izlemeye382 yöneltmiĢtir. Türkiye bu amaçla Balkan Paktı‟nın kurulmasına öncülük ederken Yunanistan ile sıkı bir iĢbirliği yapmıĢtır. Buna karĢın doğulu devletlerle aynı tür bir iĢbirliği yapma giriĢiminde bulunduğu zaman en sıkı iĢbirliği yaptığı devlet Ġran olmuĢtur. Ġran Ģahı Rıza Pehlevi Haziran 1934‟te Türkiye‟yi ziyaret etmiĢtir. Bu ziyaretten sonra iki devlet arasında samimi iliĢkiler kurulmuĢtur. Diğer yandan Musul sorununun çözülmesinden sonra Irak ile de normal iliĢkiler kurulması söz konusu olmuĢtur. Afganistan ile de daha milli mücadele yıllarında baĢlayan bir iĢbirliği ve dostluk383

iliĢkisi vardır ve bu devam etmektedir.

Ġtalya‟nın HabeĢistan‟ı iĢgali nedeniyle Doğu Akdeniz‟deki Ġtalyan tehlikesi384 Türkiye‟yi bir yandan Ġngiltere ile yakınlaĢmaya bir yandan da Ortadoğu

378 Gökhan Çetinsaya; “ Atatürk Dönemi Türkiye - Ġran ĠliĢkileri 1926 - 1938 ” Avrasya Stratejik

Araştırmalar Merkezi Yayınları, Ġran Özel Sayısı Cilt: 5 Sayı: 3 Sayfa: 27, 1 Eylül 1999

http://asam.org.tr/tr/yazigoster.asp?ID=3016&kat1=31&kat2= ( 18.12.2008 )

379Gökhan Çetinsaya; a.g.m s. 28 380

Gökhan Çetinsaya; a.g.m s. 28

381

Mehmet Gönlübol ve diğerleri, Olaylarla Türk Dış Politikası ( 1919-1965 ), Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Yayınları, Sevinç Matbaası, Ankara, 1969 Sayfa: 115

382

Mehmet Gönlübol ve diğerleri, a.g.e s. 115

383

Mehmet Gönlübol ve diğerleri, a.g.e s. 115

devletleriyle savunma anlaĢmaları ve önlemleri alma yoluna itmiĢtir. Ġtalya- HabeĢistan anlaĢmazlığı Ġtalya‟nın yayılmacı ve sömürgeci385

taleplerini dile getirmesiyle daha sık gündeme gelmiĢtir. Ġtalya, Asya ve Afrika‟dan söz etmektedir. Ġtalya‟nın Afrika ile ilgili eskiden beri talepleri vardır. Ancak Asya ile kastedilen bölgenin neresi olduğu anlaĢılamamıĢtır. Uzakdoğu ve civarının coğrafi özellikleri nedeniyle Ġtalya‟nın istediği alanlar olması mümkün değildir. Bu nedenle adı geçen bölge Anadolu ve çevresi olabilirdi. Ġtalya‟nın HabeĢistan‟ı iĢgali ile Arap yarımadası ve kuzeyindeki ülkeler tehdit altına girmiĢtir. Ġtalya‟nın HabeĢistan‟a giriĢi Ortadoğu‟yu kritik bir konuma sürüklemiĢtir. Türkiye ve Ortadoğu ülkeleri durumun ve tehlikenin farkına varmıĢtır. Balkanlardaki Bulgaristan ve Ġtalya tehditlerine karĢı Balkan Paktı kurulmuĢtur. Ortadoğu‟daki Ġtalya tehdidine karĢı da benzer bir düzenleme yapılmalıdır.

Bu fikirler daha Ġtalya-HabeĢistan anlaĢmazlığının baĢında Ortadoğu ülkelerinde yaygınlaĢmıĢ ve Ġran‟ın giriĢimi ile Cenevre‟de 2 Ekim 1935‟te Türkiye, Ġran ve Irak arasında üçlü bir anlaĢma parafe edilmiĢtir386. Türkiye tarafından

Ģiddetle desteklenen bu anlaĢmayı hemen uygulamak mümkün olmamıĢtır. Çünkü Ġran ile Irak arasında sınır anlaĢmazlığı ile Türkiye ile Ġran arasında da bazı sorunlar bulunmaktadır. Ġtalya‟nın baskıcı tutumu ve HabeĢistan‟ı iĢgal etmesi bu ülkeleri birbirine daha çok yaklaĢtırmıĢtır. Bu süreçte Türkiye komĢularıyla iliĢkilerini geliĢtirmiĢtir. 1937‟de Ġran ile çeĢitli konularda iĢbirliği anlaĢmaları yapılmıĢ ve dostluk güçlendirilmiĢtir. Ġran ile Irak arasındaki sınır anlaĢmazlığı da çözüldüğünde 1935‟te parafe edilen anlaĢmanın imzalanması için engel bulunmamaktadır. Bu süreçte anlaĢmaya Afganistan‟ın da katılması sağlanmıĢtır. Rıza ġah‟ın ziyareti aynı zamanda 1937‟deki Sadabat Paktı‟na giden yol387

için önemli bir aĢama olmuĢtur. Türkiye‟nin doğulu devletlerle iliĢkilerini yakınlaĢtırması ve doğulu devletlerin kendi aralarında iyi iliĢkiler kurması 1935‟te Cenevre‟de parafe edilen dörtlü paktın imzalamasını kolaylaĢtırmıĢtır. Bu paktın imzalanması engelleyen Ġran-Irak sınır uyuĢmazlığı 4 Temmuz 1937‟de imzalanan bir anlaĢma ile çözülmüĢtür.AnlaĢmada

385

Fahir Armaoğlu; 20.Yüzyıl Siyasi Tarihi, Alkım Yayınevi, Ġstanbul, 1984 Sayfa: 346

386Fahir Armaoğlu; a.g.e s. 347 387

Ġran‟ın istediği gibi ġattül Arab‟ta sınır talveg çizgisi ( akarsuyun en derin yerlerini birleĢtiren hat )388

olmuĢtur.

Böylece 8 Temmuz 1937‟de Tahran‟da Saadabad ( Sadabat ) Sarayı‟nda Türkiye, Irak, Ġran ve Afganistan arasında Sadabat Paktı adındaki anlaĢma imzalanmıĢtır. Afganistan ve Irak‟ın da katıldığı pakt 2. Dünya SavaĢı öncesinde bölge barıĢı için389

önemli bir giriĢimdir. Ġyi niyetler ile yapılan pakt 2. Dünya SavaĢı içinde Ġran‟ın Rusya ve Ġngiltere tarafından iĢgali nedeniyle istenilen etkinliği sağlayamamıĢtır.

BeĢ yıl için imzalanan bu anlaĢma ile taraflar aralarında dostluk iliĢkilerini sürdürmeyi, Milletler Cemiyeti ve Kellogg Paktı‟na bağlı kalmayı, birbirlerinin iç iĢlerine karıĢmamayı, ortak sınırlara saygı göstermeyi, ortak çıkarlarını ilgilendiren sorunlarda birbirlerine danıĢmayı, birbirlerine karĢı herhangi bir saldırgan harekete giriĢmemeyi390 ve saldırma amacını güden herhangi bir ittifaka katılmamayı taahhüt etmiĢlerdir. Böylece Türkiye, Balkan Antantı ve Sadabat Paktı ile batıda ve doğuda güvenlik sistemi kurmuĢ391

ve kendisi için önem arz eden iki bölgede barıĢı güçlendirmiĢtir.

Ġran, Irak ve Afganistan‟ın da imzaladığı, Türkiye‟nin hazırlanmasında etkin rol oynadığı Sadabat Paktı adına rağmen bir askeri ittifak anlaĢması değildir. AnlaĢma aslında bir saldırmazlık ve dostluk anlaĢmasıdır. Sadabat Paktı iki Dünya SavaĢı arasında Ortadoğu‟da barıĢ ve güvenliği392

sağlamak için yapılmıĢ bir anlaĢmadır. AnlaĢmanın yapılması için giriĢim üye devletlerden gelmiĢtir. Söz konusu anlaĢma baĢka devletlere karĢı bir savunma anlaĢması özelliği taĢımamaktadır. Türkiye, Irak, Ġran ve Afganistan‟ın birbirlerine karĢı saldırı ve

388

Baskın Oran; Türk Dış Politikası, Cilt: 1, ĠletiĢim Yayınları, Ġstanbul, 2004 Sayfa: 368

389Öner Pehlivanoğlu; Ortadoğu ve Türkiye, KastaĢ Yayınevi, Ġstanbul, 2004 Sayfa: 77 390Fahir Armaoğlu; 20.Yüzyıl Siyasi Tarihi, Alkım Yayınevi, Ġstanbul, 1984 Sayfa: 347 391

Fahir Armaoğlu; a.g.e s. 348

kıĢkırtmalardan kaçınmak ve bölgede barıĢı korumak için aralarında yaptıkları görüĢmelerle ortaya çıkan bölgesel bir siyasal iĢbirliği sistemi393

dir.

Resmi adı Türkiye, Afganistan, Irak, Ġran Saldırmazlık AnlaĢması olan pakta Sadabat Sarayı‟nda imzalandığından Sadabat Paktı da denilmektedir. Bu paktın imzalanmasında önem arz eden iki neden394

vardır.

1. Sınır sorunlarının kalıcı bir Ģekilde çözülmesi talebi: Pakta katılan tarafların coğrafi açıdan merkezde yer alan Ġran ile sınır sorunları vardır. Ġran ve Türkiye arasında sınır sorunları bulunmaktadır. Ġran‟ın Afganistan ile de benzer sorunları vardır. Ġran ve Irak arasında ise sınırın ġattül Arab‟ın neresinden geçtiği ile ilgili anlaĢmazlık söz konusudur. Bunun yanında Irak, Ġran‟ın Güney Irak‟taki ġiiler ve Kuzey Irak‟taki Kürtler üzerindeki etkisinden rahatsızdır. Bu sorunların nedeni ise güven boĢluğudur. Sınırın diğer yanındaki aĢiretlerin soruna taraf devletlerden aldıkları destekle güvenliği bozucu hareketlerde bulunduğuna iliĢkin Ģüpheler güvensizlik ortamına neden olmuĢtur. Özellikle Türkiye-Ġran-Irak arasındaki üçgende yaĢanan Kürt aĢiretlerinin sınır tanımayan isyanları sınırdaki en önemli sorun haline gelmiĢtir. Bu sorunların hepsi 1937‟den önce çözülmüĢtür. Taraf devletler uzlaĢmalarının oluĢturduğu güven ortamının kalıcılığını yani aĢiretlerin eylemlerinin ikili iliĢkilere yansımamasını istemiĢlerdir. Bu talep paktın imzalanmasının temel nedenidir.

2. Ülkelerin bağımsızlık ve egemenliklerini vurgulama talebi: Sömürge ya da yarı sömürge olmaktan yakın dönemde kurtulabilen ülkeler ( Afganistan - 1919, Ġran - 1923, Türkiye - 1923, Irak - 1932 )395 için tam bağımsızlığın vurgulanması - Irak- Ġngiltere iliĢkisi hariç- hiçbir büyük devletin etkisi altında olmadıklarının ilanı anlamına gelmektedir. Türkiye dıĢındaki ülkeler için bu pakt kurucusu oldukları ilk uluslararası örgüttür. Özellikle Irak için bu durum daha önemlidir.

393

Ġsmail Soysal; “1937 Sadabat Paktı”, Çağdaş Türk Diplomasisi 200 Yıllık Süreç, der. Ġsmail Soysal, Türk Tarih Kurumu Basımevi Ankara, 1999 Sayfa: 327

394

Baskın Oran; Türk Dış Politikası, Cilt: 1, ĠletiĢim Yayınları, Ġstanbul, 2004 Sayfa: 365

395

Paktı inceleyen çalıĢmalarda bu nedenlerin dıĢında baĢka amaçlardan da bahsedilmekle birlikte bu iddiaların o dönemin büyük güçlerinin paktı nasıl değerlendirmek istediğinden baĢka bir anlamı yoktur. Bu yöndeki temel iddialardan biri paktın Ġtalya‟ya karĢı yapılmıĢ396

olduğudur. Ġtalya‟nın yayılmacı politikalarına karĢı Ortadoğu ülkelerinin birlikte hareket etme düĢüncesinin olduğunun belirtilmesi ve böylece Ġtalya‟daki faĢist hükümetin saldırganlığının vurgulanması Ġngiltere ve SSCB‟nin düĢüncelerine uygun bir değerlendirmedir. Aslında paktın yapılması Ġtalya, HabeĢistan‟a saldırmadan gündeme gelmiĢtir. Yıllar süren görüĢmelerde de Ġtalya konusundan bahsedilmemiĢtir. Diğer iddialar ise paktın Ġngiltere‟nin yayılmacı politikasına karĢı Ortadoğu ülkelerinin birlikte hareket etmek istemesi veya hem komünist rejimlerin bölgede yayılmasından çekinmeleri hem de Rusya‟nın sıcak denizlere inme isteğinin SSCB‟de de devam ettiğinden yola çıkarak bu ülkeye karĢı önlem olarak yapıldığıdır. Ancak Ġngiltere izin vermeden Irak‟ın bu anlaĢmaya taraf olması olanaklı değildir. Ayrıca taraf olsa bile Ġngiltere‟ye olan bağımlığı397

daha ön plandadır. Bunun yanında Ġngiltere‟nin de pakta katılması önerilmiĢ ancak öneri kabul edilmemiĢtir. SSCB‟nin de Irak dıĢındaki üç ülkeyle dostluk anlaĢması vardır. Ayrıca SSCB paktın imzalanmasını desteklemiĢtir ve Afganistan‟ın pakta dahil edilmesini398 önermiĢtir. Bu iddiaların ve olasılıkların geçersizliğinin daha iyi kavranılması için paktın hazırlanıĢ sürecine bakılmalıdır.

30 Haziran 1930‟da Ġngiltere ve Irak ittifak anlaĢması imzalamıĢtır. Böylece Ġngiltere Irak‟a bağımsızlık tanımayı, Irak‟ın Milletler Cemiyeti‟ne girmesine yardımcı olmayı kabul ederken, aynı zamanda Irak‟ta askeri üsler bulunduracak399

ve Irak dıĢ politikasında Ġngiltere‟ye danıĢacaktır. Ayrıca Irak ordusunu da Ġngiltere yetiĢtirecektir. BaĢbakan Nuri Said PaĢa‟nın imzaladığı bu anlaĢmada Ġngiltere‟ye tanınan ayrıcalıklar ülke içinde muhalefetin sert tepkisine neden olunca, Kral Faysal ve BaĢbakan Ġngiltere‟ye olan bağımlılığı dengelemiĢtir. Irak bu amaçla Türkiye ve Ġran ile iliĢki kurma yoluna gitmiĢtir.

396

Baskın Oran; Türk Dış Politikası, Cilt: 1, ĠletiĢim Yayınları, Ġstanbul, 2004 Sayfa: 366

397Baskın Oran; a.g.e s. 366 398

Baskın Oran; a.g.e s. 367

Haziran 1930‟da Ġngiltere‟nin mandaya son vererek bağımsızlığını tanıdığı Irak iki güçlü komĢusu olan Türkiye ve Ġran ile yakın iliĢki içinde olmak istemiĢtir. Kral Faysal, BaĢbakan ve DıĢiĢleri Bakanı Nuri Said PaĢa ve Maliye Bakanı Rüstem Haydar ile Temmuz 1931‟de Türkiye‟ye gelmiĢ, BaĢbakan Ġsmet Ġnönü ve DıĢiĢleri Bakanı Tevfik RüĢtü Aras ile bölgedeki güvenlik sorunlarını konuĢmuĢlardır. Bu dönemde Türkiye‟nin Irak ile bir sorunu bulunmamaktadır. 1926‟da Türkiye, Ġngiltere ve Irak arasında sınır ve iyi komĢuluk ( Musul ) anlaĢması ile ortak sınırın dokunulmazlığı400

belirtilip, iyi komĢuluk iliĢkileri kurulması sağlanmıĢtır.

Bu sayede Türkiye ve Irak arasında daha alt düzeylerde sürecek olan görüĢmeler süreci baĢlamıĢtır. Bu görüĢmelerde Türkiye ve Irak arasındaki sınır sorunu önceden çözüldüğünden sadece sınırdaki Kürt aĢiretlerinin çıkarabileceği olası sorunlar401

konuĢulmuĢtur. Bunun yanında Irak, Ġran ile ilgili sorunlarında Ġran ile iyi iliĢkileri olan Türkiye‟nin aracılığını istemiĢtir.

Irak ile Ġran arasında ise ġattülarab ile ilgili olarak sınır uyuĢmazlığı vardır. Zaman zaman bu bölgede olaylar yaĢanmıĢtır. Ġran, Irak Osmanlı Devleti‟nin bir vilayeti iken 1913 Ġstanbul Protokolüne göre saptanan ayrım çizgisinin haksız olduğunu söyleyip, çizginin Ġran kıyısından değil, modern hukuka göre talveg kuralına göre belirlenmesini istemiĢtir. 1934‟ün sonbahar döneminde sorun Milletler Cemiyeti Konseyi‟ne taĢınmıĢtır. Ayrıca Iraklı Kürtlerin isyan hareketlerinde Ġran‟dan destek beklemeleri402, Irak‟taki Sünni-ġii ayrımı ve Ġranlıların Kerbela veya

Hac ziyaretleri için geçiĢlerde yaĢanan zorluklar da iliĢkilere zarar vermiĢtir. Irak bu sorunların çözümü için Ġran ile bir anlaĢma imzalamayı istemiĢtir. Bu anlaĢmanın gerçekleĢmesi için ise Türkiye‟nin dostluğuna ve arabuluculuğuna ihtiyaç duymuĢtur.

Pakt konusunda ilk talep Irak‟tan gelmiĢtir. Irak 1932‟de bağımsızlığını kazandıktan sonra da sürmekte olan Ġngiltere‟ye olan bağımlılığını dengelemek

400

Ġsmail Soysal; “1937 Sadabat Paktı”, Çağdaş Türk Diplomasisi 200 Yıllık Süreç, der. Ġsmail Soysal, Türk Tarih Kurumu Basımevi Ankara, 1999 Sayfa: 328

401

Baskın Oran; Türk Dış Politikası, Cilt: 1, ĠletiĢim Yayınları, Ġstanbul, 2004 Sayfa: 367

402

istemiĢtir. O dönemde Türkiye ve Irak arasında bir sorun bulunmamaktadır. Oysa Ġran ile baĢta ġattülarap sınır anlaĢmazlığı olmak üzere, Sünni-ġii ayrılığından ve Kürtlerin isyanlarından kaynaklanan çeĢitli sorunları bulunmaktadır. Irak hükümeti bir an önce Ġran ile fazla ödün vermeden bir uzlaĢıya ulaĢmayı istemiĢtir.

Irak 1933‟ün sonbahar döneminde Ġran‟a bir tarafsızlık anlaĢması önermiĢtir. Ġran hem bölgede barıĢ, güvenlik ve istikrarı sağlamak hem de Irak ile arasındaki ġattülarab sorununda kendi çıkarlarının korunması için Irak‟ın önerisine olumlu yaklaĢmıĢtır. Irak‟ın bu giriĢimleri üzerine Türkiye ayrı ayrı saldırmazlık paktları yerine Balkan Paktı örneğindeki gibi bir bölgesel pakt yapılmasının faydalı olacağını Irak ve Ġran‟a bildirmiĢtir. Irak ve Ġran, Türkiye‟nin bu yeni önerisine olumlu bakmıĢlardır. Ġran DıĢiĢleri Bakanı Kazımi bu öneriyi Türkiye‟ye iletince, DıĢiĢleri Bakanı Aras Türkiye‟nin görüĢünü Ģu Ģekilde belirtmiĢtir: “ Ġngiltere 1930 anlaĢması ile Irak‟ta güçlü bulundukça bir Ġran-Irak hatta bir Türk-Irak saldırmazlık ya da tarafsızlık paktının anlamı olmaz. Örneğin Ġngiltere, Türkiye ya da Ġran ile savaĢ içine girdiğinde buna Irak‟ı da yanında sürükleyebilecektir.403

Bu nedenle Türkiye‟ye göre saldırmazlık temeline dayanan bir anlaĢmaya bu üç devlet dıĢında Ġngiltere de girmelidir. Ancak bunu SSCB‟nin nasıl karĢılayacağı bilinmemektedir. Türkiye bu büyük komĢusuna danıĢmadan404 karar vermeyecektir. Çünkü 1925 tarihli Türkiye-SSCB saldırmazlık anlaĢmasına eklenen 1929 protokolünün 2. maddesi bunu öngörmektedir. Bu yüzden bu pakta SSCB‟nin itirazını önlemek için hem Ġngiltere hem de SSCB katılmalıdır görüĢü hakim olmuĢtur. Türkiye bu yüzden SSCB‟nin de bu anlaĢmaya taraf olmasını istemiĢtir.

Türkiye‟nin bu düĢüncesi Irak ve Ġran tarafından da olumlu bulunmuĢtur. DıĢiĢleri Bakanı Aras, Irak ve Ġran dıĢiĢleri bakanları ile Cenevre‟de görüĢmeler

403

Gökhan Çetinsaya; “ Atatürk Dönemi Türkiye - Ġran ĠliĢkileri 1926 - 1938 ” Avrasya Stratejik Araştırmalar Merkezi Yayınları, Ġran Özel Sayısı Cilt: 5 Sayı: 3 Sayfa: 24, 1 Eylül 1999

http://asam.org.tr/tr/yazigoster.asp?ID=3016&kat1=31&kat2= ( 18.12.2008 )

yapmıĢtır. Söz konusu görüĢmeler çok gizli tutulmuĢtur405. Türkiye‟nin görüĢü iki

devletçe de benimsenmiĢtir. Tevfik RüĢtü Aras beĢli bir pakta sıcak yaklaĢmıĢtır. Ġran hükümetine yakında Tahran‟ı ziyaret edecek olan SSCB dıĢiĢleri bakanı yardımcısı Karahan‟a konuyu açmalarını önermiĢtir. Ġran dıĢiĢleri bakanı Ekim 1933‟te Tahran‟a gelen Karahan‟a konuyu açmıĢtır. Bu durum üzerine SSCB‟nin böyle beĢli bir anlaĢmaya karĢı çıkmaması için Ġran DıĢiĢleri Bakanı Kazımi 2 Ekim 1933‟te SSCB DıĢiĢleri Bakan Yardımcısı ve eski Ankara Büyükelçisi Karahan ile görüĢmüĢtür. Karahan hükümetinin bunu iyi karĢılayacağını tahmin ettiğini belirtmiĢ ve pakta Afganistan‟ın da alınmasını önermiĢtir. SSCB pakt fikrine olumlu bakmıĢtır. Diğer yandan Ġngiltere‟yle görüĢen Irak BaĢbakanı Nuri Said PaĢa olumlu bir izlenim406 edindiğini Ġran‟a iletmiĢtir. Bu sayede altı devletin katıldığı bir pakt ortaya çıkacak gibi görünmektedir.

Bu durum üzerine Ġngiltere ve SSCB‟ye öneri götürülmüĢtür. Türkiye, SSCB‟nin son görüĢünü kesin olarak öğrenmek isteyince Moskova Büyükelçimiz Hüseyin Ragıp Baydur 20 Aralık 1933‟te Karahan ile konuyu görüĢmüĢ ve SSCB kendisine teklif gelirse böyle bir pakta katılacağını Türkiye‟ye iletmiĢtir. Aynı amaçla Londra Büyükelçiliğinden Ġngiltere‟nin son görüĢü sorulmuĢ, Büyükelçi Münir Ertegün konuyu DıĢiĢleri Sürekli MüsteĢarı Sir Robert Vansittart ile görüĢmüĢtür. Vansittart, Ġngiltere‟nin Milletler Cemiyeti Yasası, SavaĢa BaĢvurulmasını Yasaklayan 1928 tarihli Briand-Kellogg Paktı ve UyuĢmazlıkların BarıĢçıl Yollardan Çözümüne ĠliĢkin 1928 tarihli Genel AnlaĢma varken bu tür bir pakta neden ihtiyaç duyduklarını anlayamadıklarını ancak bunun kendi kiĢisel görüĢü olduğunu belirtmiĢtir. Ġngiltere kendisinin katılmayacağını belirtirken fikre doğrudan karĢı çıkmamıĢtır. Vansittart konuyu DıĢiĢleri Bakanı Sir John Simon‟la görüĢünce kesin yanıtlarını vereceklerini eklemiĢtir. Ġngiltere; “ ortada bu kadar anlaĢma ve pakt varken niye böyle bir pakta gerek görülüyor?407” düĢüncesine sahiptir. Ġngiltere

DıĢiĢleri Bakanlığı 20 Ocak 1934‟te Türk Büyükelçiliği‟ne gönderdiği resmi notada

405

Ġsmail Soysal; “1937 Sadabat Paktı”, Çağdaş Türk Diplomasisi 200 Yıllık Süreç, der. Ġsmail Soysal, Türk Tarih Kurumu Basımevi Ankara, 1999 Sayfa: 329

406

Ġsmail Soysal; a.g.m s. 329

407

Gökhan Çetinsaya; “ Atatürk Dönemi Türkiye - Ġran ĠliĢkileri 1926 - 1938 ” Avrasya Stratejik Araştırmalar Merkezi Yayınları, Ġran Özel Sayısı Cilt: 5 Sayı: 3 Sayfa: 24, 1 Eylül 1999

kesin yanıtı Ģu Ģekilde vermiĢtir: “Türkiye ve Ġngiltere arasındaki iliĢkiler daha fazla güvenceye gerek göstermeyecek kadar mutluluk vericidir. Bu pakta taraf olacak devletler ya Milletler Cemiyeti‟ne üye sıfatıyla korunmakta ya da Briand-Kellogg paktının imzacısı bulunmaktadır.408” MüsteĢarımızın belirttiği gibi yeni bir pakt bu

anlaĢmalara pek bir Ģey eklemeyecektir görüĢünü savunmuĢlardır.

Ġngiltere‟nin bu tutumunun çeĢitli nedenleri vardır. Ġngiltere bu dönemde siyasal anlaĢmalarla kendini bağlamak istememiĢtir. Aksi durumda Ġngiltere, Irak ile yaptığı 1930 ittifak anlaĢmasıyla elde ettiği kazanımları kaybetmek hatta bunları SSCB‟ye danıĢmak zorunda kalacaktır. Ġngiltere, Türkiye ile dostluk iliĢkilerini bu dönemde zaten sürdürmektedir. Irak‟ta hala söz sahibidir. Ġran ile iliĢkiler ise Anglo- Iranian Oil Company ile ilgili uyuĢmazlık409

1933‟te çözülünce yeniden düzenlenmiĢtir. Bu dostça iliĢkileri sürdürmek için çok yanlı bir pakt yerine ikili iliĢkilere önem vermek daha güvenceli olarak değerlendirilmiĢtir. Buna karĢın Ġngiltere paktın yapılmasına karĢı çıkmadığı gibi Irak‟ı da engellememiĢtir.

Bölgede her zaman etkin olabilecek SSCB ise o dönemde henüz yeterince güçlü değildir. SSCB, batılı devletlerin dostça olmayan tutumuna410

karĢı barıĢı savunarak, özellikle komĢu devletlerle iliĢkilerini geliĢtirmeye ve onların batılı devletlere alet olmasını engellemeye çalıĢmaktadır. Bu amaçla 1928 tarihli Briand- Kellogg Paktı‟na katılmakla beraber 9 ġubat 1929‟da Doğu Avrupa devletleri, Türkiye ve Ġran ile Litvinof Protokolünü imzalamıĢtır. Bunun dıĢında Doğu Avrupa devletleri ve Türkiye, Ġran ve Afganistan ile saldırının tanımıyla ilgili sözleĢmeler imzalamıĢtır. SSCB, baĢta Türkiye olmak üzere Ġran ve Afganistan ile iyi iliĢkilere sahiptir. Bu nedenle bu pakta SSCB‟nin bir itirazı bulunmamıĢtır. Kendisine öneri gelirse pakta katılmaktan yanadır ve pakta Afganistan‟ın da katılmasını önermiĢtir. Ancak Ġngiltere pakta katılmayacağına göre411

büyük devlet olarak SSCB‟nin

408 Gökhan Çetinsaya; “ Atatürk Dönemi Türkiye - Ġran ĠliĢkileri 1926 - 1938 ” Avrasya Stratejik

Araştırmalar Merkezi Yayınları, Ġran Özel Sayısı Cilt: 5 Sayı: 3 Sayfa: 24 - 25, 1 Eylül 1999

http://asam.org.tr/tr/yazigoster.asp?ID=3016&kat1=31&kat2= ( 18.12.2008 )

409 Ġsmail Soysal; “1937 Sadabat Paktı”, Çağdaş Türk Diplomasisi 200 Yıllık Süreç, der. Ġsmail

Soysal, Türk Tarih Kurumu Basımevi Ankara, 1999 Sayfa: 330

410

Ġsmail Soysal; a.g.m s. 330

katılması bölge devletleri için dengeleri bozabilecektir. Ġngiltere‟nin etkisindeki Irak‟ın bunu kabul etmesi mümkün değildir. Irak, Ġngiltere‟nin katılmayacağını