• Sonuç bulunamadı

İran’ın İşgal Edilmesi ve Türkiye İran İlişkiler

3.1 2 DÜNYA SAVAŞI DÖNEMİNDE TÜRKİYE İRAN İLİŞKİLERİ

3.1.1 İran’ın İşgal Edilmesi ve Türkiye İran İlişkiler

Ġngiltere etkisini dengelemek için Ģahın Almanya ile iliĢkilerini geliĢtirmesi sonucunda 1930‟larda bu devlet Ġran‟ın en büyük ticari partneri529

olmuĢ ülkedeki Alman teknisyenlerin ve danıĢmanların sayısında önemli bir artıĢ olmuĢtur. 2. Dünya SavaĢı‟nın baĢlamasıyla Ġran tarafsızlığını açıklasa da Ģahın Almanya‟ya olan sempatisi530 Ġngiltere ve SSCB‟nin bu devletten Ģüphelenmesine neden olmuĢtur. Ġran ordusu iĢgali engelleyemediği gibi kısa sürede çökmüĢ, iĢgalden bir gün sonra hükümet dağılmıĢ ve hiç olmazsa Pehlevi hanedanlığını korumaya çalıĢan Rıza ġah 26 Ağustos 1941‟de tahtını oğlu Muhammed Rıza Pehlevi‟ye bırakıp ülkeyi terk etmiĢtir. Güney Afrika‟ya sığınan Ģah531

1944‟te ölene kadar burada kalmıĢtır. Ġran 1. Dünya SavaĢı‟nda olduğu gibi 2. Dünya SavaĢı‟nda da yabancı güçlerce iĢgal edilmiĢ ve bölünmüĢ bir vaziyettedir. 1907‟deki gibi bir defa daha ülke iki iĢgal bölgesine ayrılmıĢtır. Ancak ABD‟nin de savaĢa katılmasıyla 1942‟de Ġran ile bir anlaĢma yapılarak iĢgal statüsü ittifak görüntüsü çerçevesinde532

iĢbirliğine çevrilmiĢtir. Buna göre savaĢın bitiminden sonra 6 ay içinde Ġngiltere, ABD ve SSCB Ġran‟daki askeri güçlerini çekecektir.

Ġran‟ın savaĢ sırasında bu biçimde iĢgal edilmesinin temel nedeni sahip olduğu petrol zenginlikleri, önemli bir petrol bölgesi olan Basra Körfezi‟ne geçiĢ yolu üstünde olması ve SSCB‟ye yardım ulaĢtırılmasında gerekli bir ulaĢım yolu olmasıdır. Bu özellikleri nedeniyle bir baĢka devletin yanında yer almasının ya da baĢka bir ülke tarafından iĢgal edilmesinin sebep olabileceği olumsuzluklar bu ülkenin ikide bir iĢgal edilmesine533

yol açmıĢtır. Muhammed Rıza krallığı ve toprak bütünlüğünün korunması ve güvence altına alınması karĢılığı, Ġran‟da bulunan petrolün iĢlenmesi hakkını534

Ġngiltere ve Rusya‟ya vermiĢtir.

529

Tayyar Arı; Geçmişten Günümüze Ortadoğu: Siyaset, Savaş ve Diplomasi, Alfa Yayınları, Ġstanbul, 2005 Sayfa: 195

530Tayyar Arı; a.g.e s. 195 531

Tayyar Arı; a.g.e s. 196

532Tayyar Arı; a.g.e s. 196 533Tayyar Arı; a.g.e s. 196 534

Almanya‟nın 22 Haziran 1941‟de Sovyetler Birliği‟ne saldırması nedeniyle Ġngiltere ve ABD, Sovyetler Birliği‟ne askeri yardım yapmaya karar vermiĢlerdir. Ancak yardım için uygun bir yol yoktur. Almanya, Nisan 1940‟da Danimarka ve Norveç‟i iĢgal etmiĢtir bu nedenle Kuzey Denizi ile Baltık Denizi‟nin kullanılması mümkün değildir. 1941‟de Almanya, Yugoslavya ve Yunanistan‟ı da iĢgal etmiĢtir ve Ege Denizi kullanılamamıĢtır. Türkiye‟nin denetimindeki Boğazlar da

kullanılamamıĢtır. Ayrıca kuzey kutbundaki Murmansk limanı da

kullanılamamaktadır çünkü bölge yılın çok büyük bir bölümünde buzlarla kaplı535dır.

Bu nedenle sadece Basra Körfezi ve kuzey Ġran yolu kullanılabilirdi. ABD ve Ġngiltere bu yolu kullanmaya karar vermiĢtir.

2. Dünya SavaĢı sırasında 28 Kasım-2 Aralık 1943 tarihlerinde Roosevelt, Churchill ve Stalin arasında yapılan Tahran Konferansı‟nda536

Ġran‟ın bağımsızlığı garanti altına alınmıĢtır. Konferanstaki ABD, Ġngiltere ve Rusya liderleri Ġran‟ın yeniden inĢası için yardım yapma konusunda taahhütlerde bulunmuĢlardır. Bu konferanstan sonra Ġngiltere ve Rusya‟nın yanında ABD de bölgede aktif olmaya baĢlamıĢtır.

SavaĢ sonunda 1942 anlaĢmasına Ġngiltere ve ABD uyarken, SSCB uymadığı gibi iĢgali altındaki bölgelerde sosyalist özellikte iki özerk cumhuriyet kurdurmuĢtur. Bunlar Cafer PiĢaveri liderliğindeki Azerbaycan Cumhuriyeti ( Aralık 1945 ) ve Kadı Muhammed liderliğindeki Mahabad Kürt Cumhuriyeti ( Ocak 1946 )‟dir. SavaĢ resmen 2 Eylül 1945‟te yani Japonya‟nın teslimi ile sona ermiĢtir. Bu nedenle Ġran‟ın en geç 2 Mart 1946‟da terk edilmesi gerekmiĢtir. Gerçekten ABD ve Ġngiltere askerleri bu süreçte Ġran‟dan çekilmiĢlerdir. Ancak Sovyetler Birliği cephesinde bir hareket yoktur. Siyasal konumu zayıf ve Ġngiltere‟nin denetimindeki Muhammed Rıza ülkeyi otoriter sistem içinde yönetmesine rağmen baĢarılı olamamıĢtır. Siyasi istikrarsızlık ortaya çıkmıĢtır. 1945‟te Güney Azerbaycan‟da halkın bir bölümü SSCB‟nin de desteğiyle ayaklanmıĢtır. 1946‟da da Ġran‟daki Kürtler bağımsız bir cumhuriyet kurmak için ayaklanmıĢlardır.

535

Fahir Armaoğlu; 20.Yüzyıl Siyasi Tarihi, Alkım Yayınevi, Ġstanbul, 1984 Sayfa: 424

Sovyet askerlerin de yardımıyla PiĢaveri Ġran‟ın komünist TUDEH partisi üyeleri ile beraber 12 Aralık 1945‟te Tebriz valisini indirmiĢler ve Muhtar Azerbaycan Cumhuriyeti‟ni ilan etmiĢlerdir. Ġran hükümeti bu ayaklanmaya karĢılık Tebriz‟e asker göndermek istediğinde Sovyet askerleri bunu engellemiĢlerdir. Aynı süreçte Sovyetler Birliği ve komünistlerin desteğiyle daha güneyde yer alan Mehabad‟da Kürt Cumhuriyeti kurulmuĢtur. Daha güneyde yer alan Abadan petrolleri bölgesinde ise komünist TUDEH partisi halkı tahrik etmiĢ ve karıĢıklık çıkarmıĢtır. Bu dönemde dikkat çeken bir nokta da537

Muhtar Azerbaycan Cumhuriyeti ile Kürt Cumhuriyeti‟nin ittifak anlaĢması imzalamasıdır. Böylece Sovyetler Birliği Ġran topraklarını denetim altına alarak Basra Körfezi‟ne inecektir. Aralık 1946‟da ise Ġran ordusu iki özerk cumhuriyetin de varlığına son verecektir.

Bu durum üzerine Ġran sorunu BirleĢmiĢ Milletler Güvenlik Konseyi‟ne götürmüĢtür. Ancak ABD ve Ġngiltere yeni kurulmuĢ olan BirleĢmiĢ Milletler‟in bu kadar ciddi bir sorunla prestijinin sarsılmasını538

istemediklerinden Ġran‟ı pek desteklememiĢlerdir. Bu nedenle Ġran sorunu Sovyetler Birliği ile görüĢerek çözmeye karar vermiĢtir. Sonuçta Ġran ile Sovyetler Birliği arasında 4 Nisan 1946‟da gizli bir anlaĢma yapılmıĢtır. Bu anlaĢmaya göre Sovyetler Birliği Ġran‟dan askerlerini çekecektir buna karĢılık Ġran kuzey Ġran petrollerini Sovyetler Birliği ile birlikte iĢletip % 51 hissesini539

Sovyetler Birliği‟ne vermeyi kabul etmiĢtir. Nisan 1946‟da Ġran‟ın kuzey petrol yataklarının iĢletim hakkını SSCB‟ye veren bir anlaĢmayı Ġran‟a imzalattıktan bir ay sonra SSCB birlikleri Ġran‟ı terk etmiĢlerdir. Bu anlaĢma ile Sovyetler Birliği Mayıs 1946‟da Ġran‟dan tamamen çekilmiĢtir. Ancak bu anlaĢma Ġran Meclisi‟nce onaylanmamıĢtır. AnlaĢmanın açığa çıkması üzerine Ġran kamuoyu hükümete tepki göstermiĢtir. Ayrıca Ekim 1947‟de Ġngiltere‟nin ve ülkedeki milliyetçilerin baskıyla540

Ġran Meclisi SSCB‟ye verilen imtiyazı onaylamayı reddetmiĢtir. Özellikle Ġngiltere‟nin de kıĢkırtmasıyla güney Ġran‟daki aĢiretler hükümete cephe almıĢlardır.

537

Fahir Armaoğlu; 20.Yüzyıl Siyasi Tarihi, Alkım Yayınevi, Ġstanbul, 1984 Sayfa: 425

538

Fahir Armaoğlu; a.g.e s. 425

539Fahir Armaoğlu; a.g.e s. 425 540

Rusya‟nın Ġran‟dan askerlerini çekmeyiĢi nedeniyle ortaya çıkan kriz Rusya‟nın Türkiye‟den de arazi ve üs istediği döneme541

rastlamaktadır. Türkiye bu krizi büyük endiĢe ile izlemiĢ, bir yardım yapabilmek, olumlu bir rol oynamak olanağı olmasa da manen Ġran‟ın yanında542

olmuĢtur.

AnlaĢmanın onaylanması tehlikeye girince Sovyetler Birliği Ġran‟a baskı yapmaya baĢlamıĢtır. ABD de hatasının farkına varmıĢ ve Sovyetler Birliği‟ne karĢı çıkmaya karar vermiĢtir. ABD hükümeti 20 Eylül 1947‟de yaptığı bir açıklamada petrol anlaĢmasını reddetmesi durumunda Ġran beklenmedik sonuçlarla karĢılaĢırsa Ġran‟ın toprak bütünlüğünü koruyacağı543

yönünde güvence vermiĢtir. Ġran bu kararı alırken ABD‟nin Eylül 1947‟de açıkladığı “petrol imtiyazından dolayı bir saldırıya uğrarsa Ġran‟ı korumak için ABD ordusunun doğrudan müdahale edeceği544” sözüne

güvenmiĢtir. Bu sayede Ġran 1947‟nin sonunda içerde ve dıĢarıda istikrara kavuĢmuĢtur. Ġran Meclisi 22 Ekim 1947‟de anlaĢmayı ittifakla reddetmiĢtir. Sadece 2 komünist milletvekili545

evet oyu vermiĢtir. ABD‟nin bu tutumu karĢısında Sovyetler Birliği, ABD ile bir çatıĢmayı göze alamamıĢ ve gerilemek zorunda kalmıĢtır. Böylece bu sorun da Ģimdilik böylece kapanmıĢtır.

2. Dünya SavaĢı‟ndan sonra SSCB‟nin yayılmacı politikası Ġran‟da yeni bir milliyetçi harekete ve Musaddık yönetimindeki Ulusal Cephe Partisi‟nin yükselmesine neden olmuĢtur.

2. Dünya SavaĢı‟ndan sonraki 30 yıl içinde Türkiye ve Ġran farklı siyasi geliĢme yollarını izlemiĢlerdir. Türkiye‟de CHP tek parti iktidarı yerini seçimlerin açık ve halkın katılımının yoğun olduğu çok partili sisteme546

bırakmıĢtır. Bu dönemde Türk demokrasisi kriz anları yaĢasa da bu krizler siyasi çoğulculuk ve ifade özgürlüğüne devamlı bağlılık lehine çözülmüĢtür. Buna karĢın Ġran‟da Muhammed

541

Kamuran Gürün; Dış İlişkiler ve Türk Politikası ( 1939’dan günümüze kadar ) Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Yayın Yüksekokulu Basımevi, Ankara, 1983 Sayfa: 347

542

Kamuran Gürün; a.g.e s. 347

543Fahir Armaoğlu; 20.Yüzyıl Siyasi Tarihi, Alkım Yayınevi, Ġstanbul, 1984 Sayfa: 426 544

Baskın Oran; Türk Dış Politikası Cilt: 1, ĠletiĢim Yayınları, Ġstanbul, 2004 Sayfa: 649

545

Fahir Armaoğlu; a.g.e s. 426

546

Rıza ġah 1950‟lerin baĢında petrolün millileĢtirilmesinden doğan krizi güç bela atlattıktan sonra547 siyasi faaliyetin Ģiddetle sınırlandığı otoriter bir monarĢi yönetimi oluĢturmuĢtur. ġahın reformcu eğilimleri vardır ancak gücüne meydan okunmasına anlayıĢla yaklaĢmak istememiĢtir. Bu nedenle ordu ve gizli polis tarafından desteklenen kraliyet otoritesine dayanan bir hükümet sistemi548 oluĢturmuĢtur.

Ġki kutuplu sistem içinde Türkiye ve Ġran‟ın iliĢkilerini anlayabilmek için dönemin iki süper gücü olan ABD ve SSCB arasındaki mücadeleyi ve bu iki gücün Türkiye ve Ġran‟a bakıĢını da incelemek gerekmektedir. ABD ile SSCB arasındaki Soğuk SavaĢ mücadelesi Ortadoğu‟nun tamamını etkilese de süper güç rekabetinin içine çekilen ilk bölge devletleri549

SSCB‟nin komĢuları olan Türkiye ve Ġran olmuĢtur. SSCB‟ni kuĢatma politikasının bir parçası olarak ABD bu iki devlete de ekonomik ve askeri yardım yapmıĢtır. ABD bunu yaparak Türkiye ve Ġran‟ın iç ve dıĢ politikasında etkili bir güç olarak550

da devreye girmiĢtir. Bu nedenle iki ülkedeki iç geliĢmeleri incelemek için ABD‟nin onların iĢlerine bu ölçüde karıĢmasına neden olan kaygıların genel olarak değerlendirilmesi gerekmektedir.

1945‟te hem Türkiye hem de Ġran, SSCB‟nin egemenliklerine dönük tehditleriyle karĢılaĢmıĢlardır. O yılın baĢında SSCB, Doğu Anadolu‟daki Türk topraklarında hak iddia etmiĢ551

ve boğazların denetiminde yer almak istemiĢtir. Ġngiltere ve ABD‟nin teĢvikiyle552

CumhurbaĢkanı Ġnönü‟nün hükümeti SSCB‟nin isteklerini reddetmiĢ ve ülkenin egemenliğine vurgu yapmıĢtır. Ancak ABD bunu SSCB‟nin yayılmacılığının bir örneği olarak değerlendirmiĢ ve Türkiye‟nin stratejik önemini dikkate alarak ülkenin komünizme karĢı geliĢen ABD ittifakı içinde yer almasının uygun olacağını553

düĢünmüĢtür. Türkiye, SSCB‟ye karĢı kendi baĢına direnemeyeceğini bildiğinden ABD‟nin mali ve askeri yardımlarını kabul etmiĢtir.

547

William Cleveland; Modern Ortadoğu Tarihi, çev. Mehmet Harmancı, Agora Kitaplığı, Ġstanbul, 2008 Sayfa: 306

548

William Cleveland; a.g.e s. 307

549

William Cleveland; a.g.e s. 307

550

William Cleveland; a.g.e s. 307

551

William Cleveland; a.g.e s. 307

552

William Cleveland; a.g.e s. 307

553

Ayrıca Türkiye Türk topraklarında askeri üsler açılmasını554

da kabul etmiĢtir. Bu iki devlet arasında uzun süreli ama bazen sıkıntılı savaĢ sonrası ittifakın baĢlangıcı olmuĢtur.

Ġran‟ın SSCB ile krizi SSCB‟nin Ġran‟ın Azerbaycan bölgesindeki tavrı nedeniyle ortaya çıkmıĢtır. SavaĢ bittikten sonra SSCB askerleri 1941‟de yapılan anlaĢmayı ihlal ederek555

bölgede kalmıĢlardır. Azerbaycan geçici hükümeti Kasım 1945‟te SSCB‟nin desteğiyle özerkliğini ilan etmiĢtir. Bir ay sonra Kürt milliyetçiler de onu izleyerek Azerbaycan‟ın güneybatısında özerk Kürt Mahabad cumhuriyetini ilan etmiĢlerdir. ABD‟nin güçlü desteğini alan Ġran hükümeti556 durumu BM Güvenlik Konseyi‟ne Ģikayet etmiĢtir. SSCB, 1946‟da askerlerini Ġran‟dan çekmeyi kabul etmiĢtir. SSCB‟nin çekilmesinden hemen sonra Ģah Ġran askerlerini özerklik hareketinin yerel destekçilerini ezmek557

için Azerbaycan‟a göndermiĢtir.

SSCB‟nin doğu Avrupa‟daki faaliyetleriyle beraber incelendiğinde bu iki olay ABD dıĢ politika çevrelerinde Soğuk SavaĢ görüĢünün doğmasına558 neden olmuĢtur. SSCB tek görevi olarak komünizmi dünyaya yaymak olan saldırgan, yayılmacı bir devlet559

olarak değerlendirilmiĢtir. SSCB‟nin gerekçelerinin bu kadar karmaĢık olmayan yorumu aynı derecede karmaĢık olmayan560

bir karĢılığa neden olmuĢtur. ABD dünya çapında yeni çıkarlarını korumak için kendisinin ve müttefiklerinin kaynaklarını SSCB‟nin sınırlandırılması yönünde kullanmıĢtır.

Doğu Akdeniz bölgesinde Soğuk SavaĢ yaklaĢımı 1947‟deki Truman Doktrini ile dile getirilmiĢtir. SSCB‟nin Türkiye üstündeki baskıları ve Yunanistan‟da bir komünist ayaklanmasına tepki olarak belirlenen Truman Doktrini domino teorisinin ilk formüllerinden biri561

olmuĢtur. Bu doktrin ABD müdahale

554

William Cleveland; Modern Ortadoğu Tarihi, çev. Mehmet Harmancı, Agora Kitaplığı, Ġstanbul, 2008 Sayfa: 307

555

William Cleveland; a.g.e s. 307

556

William Cleveland; a.g.e s. 307

557

William Cleveland; a.g.e s. 307

558

William Cleveland; a.g.e s. 308

559

William Cleveland; a.g.e s. 308

560

William Cleveland; a.g.e s. 308

etmediği takdirde SSCB‟nin Türkiye ve Yunanistan‟ın denetimini ele geçireceği ve ondan sonra diğer Ortadoğu devletlerinin hemen komünist etkisine gireceği562

düĢüncesine dayanmaktadır. Truman Doktrini ABD‟nin Yunanistan ve Türkiye‟ye askeri ve ekonomik yardımda bulunarak bu olasılığı önlemek için tasarlanmıĢtır. 1947-1960 döneminde ABD‟nin Türkiye‟ye yardımı 3 milyar dolara563 ulaĢmıĢ ve Türkiye‟nin SSCB‟nin hedeflerini caydırıcı bir güç olması için 500 bin kiĢilik bir ordu kurması564

sağlanmıĢtır. DıĢ yardımın bu kadar büyük olması Türk hükümetlerinin 1950‟lerde sorumsuz ekonomik politikalar benimsemeye yönelmesinde etkili olmuĢtur.

ABD‟nin SSCB‟ni kuĢatma politikası Ortadoğu devletleri arasında bir anlaĢmalar ağı kurma planlarını565

da içermiĢtir. Bu sayede 1952‟de Türkiye ve Yunanistan Kuzey Atlantik Paktı Örgütü‟ne ( NATO ) tam üye olmuĢlardır. 1954‟te Türkiye ve Pakistan karĢılıklı iĢbirliği anlaĢması yapmıĢlardır. 1955‟te Türkiye ve Irak‟ın imzaladığı Bağdat Paktı‟na çok geçmeden Ġngiltere, Pakistan ve Ġran566

da dahil olmuĢlardır. SSCB‟nin yayılmacılığına karĢı bu ittifaklar zincirini oluĢturan ABD, Ortadoğu‟da baĢlıca batılı güç olarak Ġngiltere‟nin yerini almıĢtır567. Bölge devletleri ABD‟nin ekonomik yardımından memnun kaldılarsa da ABD‟nin iç siyasi yaĢama karıĢması ve ABD askeri üslerinin varlığı bazı çevrelerde hoĢnutsuzluğa neden olmuĢtur. ABD, Ġngiltere‟nin yerini sadece bir güç olarak değil aynı zamanda Ortadoğu milliyetçilerinin eleĢtiri hedefi568

olarak almıĢtır.