3.1 2 DÜNYA SAVAŞI DÖNEMİNDE TÜRKİYE İRAN İLİŞKİLERİ
3.2. İKİ KUTUPLU SİSTEMDE TÜRKİYE İRAN İLİŞKİLERİ
3.2.2 Musaddık’ın İktidara Gelmesi ve Millileştirme Hareketler
Ġngiliz-Ġran petrol anlaĢmazlığı sorunu günümüzde de sıkça gündeme gelen “Körfez Petrolleri ve Batı609” sorununun baĢlangıcıdır. Bu sorunun ortaya çıkması
Sovyetler Birliği‟nin Ġran üzerindeki baskılarından beĢ yıl gibi kısa bir süre sonra610
olduğundan önem arz etmektedir. Sonunda bu anlaĢmazlık batının hatalı ve yanlıĢ sömürü uygulamalarının bir sonucu olarak oluĢmuĢ ve bu uygulamanın son örneğinin sona ermesiyle sonuçlanmıĢtır.
606
Tayyar Arı; Geçmişten Günümüze Ortadoğu: Siyaset, Savaş ve Diplomasi, Alfa Yayınları, Ġstanbul, 2005 Sayfa: 245
607
William Cleveland; Modern Ortadoğu Tarihi, çev. Mehmet Harmancı, Agora Kitaplığı, Ġstanbul, 2008 Sayfa: 322
608
William Cleveland; a.g.e s. 322
609
Fahir Armaoğlu; 20.Yüzyıl Siyasi Tarihi, Alkım Yayınevi, Ġstanbul, 1984 Sayfa: 489
Sömürge olmamasına karĢın Ġranlıların tepkisine neden olan esas konu aslında yabancılara verilen imtiyazların ülkeyi dıĢa bağımlı ve yabancı kuklası611
olarak göstermesidir. Muhammed Musaddık ve onun Ulusal Cephe örgütünün çekiciliğini tam olarak anlamak için Ġran‟ın asla bir sömürge olmamasına karĢın 20. yüzyılın birinci yarısında egemenliğini kullanmasına da izin verilmediğini612
belirtmek gerekmektedir. 1914‟teki Rusya-Ġngiltere iĢgalinden 1941‟deki SSCB- Ġngiltere iĢgaline kadar da Ġran‟ın bağımsızlığı Avrupalı büyük devletlere uygun gelmediği zamanlarda çiğnenmiĢtir. Çünkü Kaçarlar tarafından verilen ve Rıza Pehlevi‟nin 1933‟te imzaladığı anlaĢmayla da sürdürülen petrol imtiyazından dolayı Ġran‟ın uğradığı ekonomik zarar ve dıĢa bağımlılığı nedeniyle karĢılaĢtığı yabancı müdahalesi Ġran‟ın egemenliğine zarar vermiĢtir. Kaçar Ģahlarının verdikleri dezavantajlı imtiyazlardan Rıza ġah‟ın 1933‟te ülkenin lehine olmayan petrol anlaĢmasını imzalamasına kadar Ġran‟ın ekonomik geliĢmesi büyük oranda Avrupalı giriĢimcilerin elindedir. 1933‟te Anglo Persian Oil Company ( adı 1935‟te Anglo Iranian Oil Company olarak değiĢmiĢtir613
) ile Ġran hükümeti arasında yapılan altmıĢ yıl süreli614
yeni imtiyaz anlaĢmasıyla Ġran daha düzenli gelir sağlarken Ģirketin imtiyaz alanları kısmen daralmıĢtır. Fakat anlaĢmanın bu hükmü Anglo Persian Oil Company‟nin ( APOC ) bu alanlardaki çıkarlarını herhangi bir Ģekilde etkilememiĢtir. Bu anlaĢmayla Ģirketin imtiyaz alanı 100.000 mil² ile sınırlanmakla birlikte Ġngiliz Ģirketine istediği alanı seçme hakkı615
verilmiĢtir. Bu yüzden önemli petrol yataklarının yerini çok iyi bilen Anglo Persian Oil Company616
anlaĢmanın bu sınırlayıcı hükmünden etkilenmemiĢtir.
Kültüre saygısızlık, ekonomik sömürü ve emperyal manipülasyon617
1950‟lerin baĢına gelindiğinde Ġran ile Avrupalı güçlerin iliĢkilerini belirleyen temel özelliklerdendir. Giderek sayıları biraz daha artan Ġngiliz petrol uzmanları, Sovyet
611
Tayyar Arı; Geçmişten Günümüze Ortadoğu: Siyaset, Savaş ve Diplomasi, Alfa Yayınları, Ġstanbul, 2005 Sayfa: 245
612
William Cleveland; Modern Ortadoğu Tarihi, çev. Mehmet Harmancı, Agora Kitaplığı, Ġstanbul, 2008 Sayfa: 322
613
Tayyar Arı; a.g.e s. 245
614
Tayyar Arı; a.g.e s. 245
615
Tayyar Arı; a.g.e s. 246
616
Tayyar Arı; a.g.e s. 246
617
mühendisleri ve Amerikalı danıĢmanlar618
ülkedeki her kesimi ciddi Ģekilde rahatsız etmiĢtir. Birçok Ġranlı da hoĢnutsuzluğunu yabancı egemenliğine izin veren geçmiĢ ve mevcut hükümdarlara yöneltmiĢtir. ĠĢte Muhammed Musaddık tüm bu rahatsızlıkların ve tepkilerin sözcüsü619
olarak ortaya çıkmıĢtır. Musaddık‟ın milliyetçi fikirleriyle kiĢisel cazibesi Ģahı gölgede bırakmıĢtır620. Bu nedenle Ġran,
1950‟den 1953‟e kadar büyük bir uluslararası ve iç krizle karĢılaĢmıĢtır.
Modern Ġran tarihinin en önemli olaylarından biriyle iliĢkilendirilen bu kiĢi hiç de halkçı ve monarĢi karĢıtı bir hareketin baĢına geçecek621
bir kesimden gelmemiĢtir. Musaddık ( 1882 - 1967 ) soylu bir toprak sahibi ailenin çocuğu olarak doğmuĢ, Paris ve Ġsviçre‟de okumuĢ, Neuchatel Üniversitesi‟nde hukuk doktorası622
yapmıĢtır. 1915‟te devlet hizmetine girmiĢ ve ondan sonraki dönemde bakan, vali ve milletvekili olarak623 aktif bir siyasi yaĢam sürdürmüĢtür. Musaddık bu yıllarda namuslu ve tutarlı bir politikacı624
olarak tanınmıĢ, parlamenter demokrasiyi desteklemesi ve Ġran‟da yabancıların faaliyetlerine karĢı sert muhalefetiyle625
bilinir olmuĢtur. 1930‟ların sonunda Rıza ġah‟ın dikta rejimine muhalefeti nedeniyle ev hapsine konmuĢ 1943‟te meclise seçilerek yeniden politikaya dönmüĢtür.
1940‟ların sonuna doğru Musaddık‟ın Ġran‟da süren yabancı müdahalesine karĢı ateĢli kampanyası ve kraliyet diktatörlüğü için demokrasiyi terk etmenin tehlikeleri hakkındaki uyarıları büyük destek626
bulmuĢtur. 1949‟da tüm siyasal partiler ve çıkar grupları Musaddık‟ın liderliğinde Ulusal Cephe‟yi oluĢturarak dıĢarıdan desteklenen Ģaha karĢı güçlerini birleĢtirmiĢlerdir. Bu geniĢ tabanlı koalisyona hem geleneksel hem de modern orta sınıf unsurlar örneğin Ģeriata daha fazla rol isteyen ulema ve daha fazla laiklik isteyen batı eğilimli meslek sahipleri
618
Tayyar Arı; Geçmişten Günümüze Ortadoğu: Siyaset, Savaş ve Diplomasi, Alfa Yayınları, Ġstanbul, 2005 Sayfa: 246
619
Tayyar Arı; a.g.e s. 246
620
William Cleveland; Modern Ortadoğu Tarihi, çev. Mehmet Harmancı, Agora Kitaplığı, Ġstanbul, 2008 Sayfa: 322
621
William Cleveland; a.g.e s. 322
622
William Cleveland; a.g.e s. 322 - 323
623
William Cleveland; a.g.e s. 323
624
William Cleveland; a.g.e s. 323
625
William Cleveland; a.g.e s. 323
hakim627 durumdadır. Gelenekçi ya da yenilikçi olsun muhalefeti oluĢturan hemen herkesin ortak paydası monarĢinin otoritesinin sınırlanması ve yabancı müdahalesine karĢı çıkılmasıdır628
. Bununla birlikte koalisyonu oluĢturan unsurların görüĢleri arasında farklılıklar vardır. Ulema Ģeriattan uzaklaĢılmamasını isterken batıda eğitim görmüĢ olanlar laik uygulamalardan yanadırlar. Bu yüzden Musaddık için koalisyon üyelerinin hepsini memnun etmek ve bir arada tutmak629
kolay değildir. Birini memnun eden bir politika diğerinin hoĢuna gitmemiĢtir. Ancak tüm bu kesimler ulusal egemenlik konusunda aynı görüĢtedir.
Musaddık ve Ulusal Cephe‟yi harekete geçiren asıl unsur Anglo Iranian Oil Company‟nin ( AIOC ) Ġran‟ın petrol sanayisini denetlediği yetmiyormuĢ gibi baĢına buyruk davranıĢlarıyla630
Ġran‟ın egemenliğini ve bağımsızlığını yok sayması ve Ġran petrol sanayisinin Ġngiliz egemenliğinde olan AIOC‟nin denetiminde olmasıdır. Dünyanın en büyük petrol rafinerisinin bulunduğu ve ülkenin petrol bölgesi olan Abadan‟da bulunan Ģirket kenti kurmakla kalmamıĢtır631
. Kent merkezinde belediye hizmetleri bile Ģirketçe yapılmaktadır. ġirket kendi yolunu ve havaalanını kendi yapmakta, güvenliğini ilgilendiren konularda diğer kabilelerde anlaĢma632
yapabilmektedir. Bölgedeki tüm idari görevlerde yabancılar bulunurken Ġranlılar sadece iĢçi olarak çalıĢmıĢtır. 1940‟ların sonunda AIOC ülkede o kadar büyük bir varlık oluĢturmuĢtur ki Ġran hükümetinin Ģirket üstündeki denetimi giderek ortadan kalktığı için AIOC devlet içinde devlet633
gibidir. AIOC bir özel giriĢim olmakla beraber hisse çoğunluğu Ġngiltere devletindedir. Ġranlılar Ģirketi ülkelerindeki Ġngiliz etkisinin bir yansıması olarak görmüĢlerdir.
Ġran hükümeti AIOC ile Nisan 1933‟te yapılan anlaĢmanın Ģartlarını zamanla yeterli görmemiĢ ve 1940‟larda Ġngiltere ile konu birçok kez müzakere edilmiĢse de
627
William Cleveland; Modern Ortadoğu Tarihi, çev. Mehmet Harmancı, Agora Kitaplığı, Ġstanbul, 2008 Sayfa: 323
628
Tayyar Arı; Geçmişten Günümüze Ortadoğu: Siyaset, Savaş ve Diplomasi, Alfa Yayınları, Ġstanbul, 2005 Sayfa: 247
629Tayyar Arı; a.g.e s. 247 630Tayyar Arı; a.g.e s. 247 631
William Cleveland; a.g.e s. 323
632
Tayyar Arı; a.g.e s. 247
633
bir netice alamamıĢtır. Ġran hükümeti Rıza ġah‟ın 1933‟te AIOC ile imzaladığı ve 1940‟larda yeniden düzenlemeler yapılan634
anlaĢma koĢullarından memnun değildir. 2. Dünya SavaĢı‟ndan sonra Ġran bu anlaĢmanın değiĢtirilmesini talep etmiĢtir. ġirketin Ġran‟daki faaliyetlerinden dolayı kamuoyunda oluĢan rahatsızlığın dıĢında özellikle 1949‟da sunulan yedi yıllık kalkınma planının daha önceki yıllara göre daha çok kamu gelirine gerek göstermesi635
finansman kaynaklarının büyük bir bölümünü petrol gelirlerinin oluĢturduğu Ġran‟ın bu gelirlerini arttırma yönünde harekete geçmesine sebep olmuĢtur. Yine bu yıllarda diğer petrol üreten devletlerde 50-50 ( fifty-fifty ilkesi )636 eĢit kar paylaĢımı olarak adlandırılan yeni anlaĢmaların hızla yaygınlık kazanmıĢ olması da Ġran‟ın bu anlaĢmanın Ģartlarını yetersiz bulmasında etkili olmuĢtur.
Gerçekten de 1950‟lerin baĢında Ġran‟ın petrol gelirleri Anglo Iranian Oil Company‟nin bu ülkeden sağladığı petrol gelirlerine oranla çok düĢük seviyededir. Anglo Iranian Oil Company 1915-1950 döneminde Ġran petrol alanlarındaki petrol üretiminden bu 35 yılda net olarak 613 milyon dolar637
kar sağlarken, Ġran‟ın bu dönemde bu iĢten elde ettiği gelir Ģirketin sağladığı net karın ancak % 16‟sı638
kadardır. Diğer yandan bu oran 1950‟lerin hemen öncesinde çok daha düĢük seviyededir. Oysa özellikle 1945-1950 döneminde üretim koĢullarının son derece elveriĢli olmasıyla AIOC bu alanlarda üretimi arttırıcı yeni yatırımlar yapmıĢ ve yıllık üretim düzeyi 16 milyon tondan 32 milyon tona639
ulaĢmıĢtır. Buna karĢın 1950 yılında Ģirket Ġngiltere hükümetine 140 milyon dolar640
aktarırken Ġran hükümetinin net karı bunun üçte biri yani 45 milyon dolar641dır.
AIOC, Ġran devletine petrol
634
William Cleveland; Modern Ortadoğu Tarihi, çev. Mehmet Harmancı, Agora Kitaplığı, Ġstanbul, 2008 Sayfa: 323
635 Tayyar Arı; Geçmişten Günümüze Ortadoğu: Siyaset, Savaş ve Diplomasi, Alfa Yayınları,
Ġstanbul, 2005 Sayfa: 248
636
Tayyar Arı; a.g.e s. 248
637
Tayyar Arı; a.g.e s. 248
638
Tayyar Arı; a.g.e s. 248
639
Tayyar Arı; a.g.e s. 248
640
Tayyar Arı; a.g.e s. 248
iĢletim imtiyazını için ödediği paradan daha fazlasını Ġngiltere‟ye vergi olarak642
ödemiĢtir.
Bu durum nedeniyle Ġran hükümeti Anglo Iranian Oil Company‟den 1933‟teki anlaĢmanın yeniden gözden geçirilerek diğer taleplerinin yanında özellikle petrol gelirlerinin kaynağını oluĢturan imtiyaz ödemelerinin yükseltilmesini istemiĢtir. Bu konuda 1948‟de baĢlayan görüĢmeler Temmuz 1949‟da Ġran‟ın isteklerinin kısmen kabul edildiği ve Ġran‟a belirli bir petrol geliri güvencesi de veren bir anlaĢmayla643
sonuçlansa da bu anlaĢma Ġran meclisince onaylanmamıĢtır. Dr. Musaddık ve Ulusal Cephe grubu anlaĢmaya karĢıdırlar. AnlaĢma halen o günlerde ABD‟li Ģirketlerin Suudi Arabistan ve Venezüella ile yaptıkları karın % 50 oranında paylaĢımını öngören anlaĢmaların gerisindedir. Ġran petrollerinin millileĢtirilmesini isteyen Musaddık‟ın da etkisiyle anlaĢma Ġran meclisince Aralık 1949‟da yapılan oylamada reddedilmiĢtir. Bu durum nedeniyle tüm Ġran‟da petrolün millileĢtirilmesini savunan gösteriler yapılmaya baĢlamıĢtır. Bu gösterileri TUDEH partisi ile aĢırı sağcı Molla KeĢani‟nin fanatik ġiileri644
de desteklemiĢtir. Ulusal Cephe - TUDEH - ġii Ulema üçlüsünden oluĢan blok645 petrolün tamamen millileĢtirilmesi için kamuoyu baskısı oluĢturmaya baĢlamıĢtır. ġirket bu durumda geri adım atıp ABD‟li Ģirketler gibi kardan % 50 vermeyi kabul etse de artık iĢ iĢten geçmiĢ, ok yaydan çıkmıĢtır646. MillileĢtirme artık tüm Ġranlıların isteği647
olmuĢtur.
1950‟de meclise getirilen düzenlemeler Musaddık ve Ulusal Cephe milletvekillerinin kararlı muhalefetiyle karĢılaĢmıĢtır. Musaddık, AIOC‟yi Ġngiltere devletinin bir kolu olarak görüp, imtiyazın iptalini ve Ġran petrol sanayisinin millileĢtirilmesini istemiĢtir. Ondan sonraki aylarda Musaddık ve müttefikleri kamuoyunu kendi yanlarına çekmek648 için çeĢitli gösteriler düzenlemiĢlerdir.
642Öner Pehlivanoğlu; Ortadoğu ve Türkiye, KastaĢ Yayınevi, Ġstanbul, 2004 Sayfa: 78 643
Tayyar Arı; Geçmişten Günümüze Ortadoğu: Siyaset, Savaş ve Diplomasi, Alfa Yayınları, Ġstanbul, 2005 Sayfa: 248
644
Tayyar Arı; a.g.e s. 249
645
Baskın Oran; Türk Dış Politikası, Cilt: 1, ĠletiĢim Yayınları, Ġstanbul, 2004 Sayfa: 650
646Tayyar Arı; a.g.e s. 249 647
Tayyar Arı; a.g.e s. 249
648
William Cleveland; Modern Ortadoğu Tarihi, çev. Mehmet Harmancı, Agora Kitaplığı, Ġstanbul, 2008 Sayfa: 323
Ulusal Cephe‟nin ulema üyelerinden biri petrol konusunun Ġran‟ın varlığının ruhu olduğunu söyleyip “ ciddi Müslümanları ve yurtseverleri millileĢtirme mücadelesine katılarak Ġslam‟ın ve Ġran‟ın düĢmanlarına karĢı savaĢa649
” davet etmiĢtir. Ulusal Cephe‟nin kampanyasının yarattığı heyecan dalgası arasında650
meclis 1951‟de iki dramatik karar almıĢtır. Petrol sanayisini millileĢtiren yasa çıkarılmıĢ ve Musaddık‟ın baĢbakan olması istenmiĢtir. Bu koĢullarda Musaddık meclise Ġran petrollerinin millileĢtirilmesini öngören bir kanun tasarısını sunmuĢtur.
BaĢbakan Ali Razmara mecliste yaptığı konuĢmada “ teknik, ekonomik ve politik sebeplerle651 ” millileĢtirmenin olanaklı olamayacağını belirtmiĢtir.Meclisteki görüĢmeler sırasında Anglo Iranian Oil Company imtiyazını tek taraflı olarak iptal etmenin hukuki olmayacağı konusunda ısrarcı olan BaĢbakan Razmara bu açıklamasından birkaç gün sonra 3 Mart 1951‟de bir suikast sonucu652
öldürülmüĢtür. Yerine geçen BaĢbakan Ala‟nın da kısa bir süre sonra istifa etmesi nedeniyle ve Razmara‟nın öldürülmesinden sonra baĢlayan halk ayaklanması sonucunda meclisin önerisi ile Ģah Musaddık‟ı 28 Nisan 1951‟de baĢbakan yapmak zorunda kalmıĢtır. Musaddık ise baĢbakan olduktan iki gün sonra653
meclisin aldığı millileĢtirme kararını onaylayıp yürürlüğe koymuĢtur. Bir ferman ile de kanun Ġran ġahı‟nca onaylanmıĢtır.
Meclis Musaddık‟ın baĢkanlığındaki komisyonun millileĢtirme konusundaki tavsiye kararına göre 15 Mart 1951‟de “ Ġran ulusunun mutluluk ve refahı için dünya barıĢının korunması amacıyla tüm petrol arama, çıkarma ve üretme faaliyetlerinin hükümetçe yürütülmesini654” içeren bir kanunla Ġran petrol sanayisini
millileĢtirmiĢtir. Musaddık‟tan baĢbakanlığı üstlenmesi petrolün
millileĢtirilmesindeki tavrından dolayı istense de onun fırtınalı baĢbakanlık
649
William Cleveland; Modern Ortadoğu Tarihi, çev. Mehmet Harmancı, Agora Kitaplığı, Ġstanbul, 2008 Sayfa: 324
650
William Cleveland; a.g.e s. 324
651
Fahir Armaoğlu; 20.Yüzyıl Siyasi Tarihi, Alkım Yayınevi, Ġstanbul, 1984 Sayfa: 490
652 Tayyar Arı; Geçmişten Günümüze Ortadoğu: Siyaset, Savaş ve Diplomasi, Alfa Yayınları,
Ġstanbul, 2005 Sayfa: 249
653Tayyar Arı; a.g.e s. 250 654
dönemi655
( Mayıs 1951 - Ağustos 1953 ) sadece Ġran ve AIOC arasındaki anlaĢmazlıkla değil Ġran‟ın siyasi geleceği adına mücadeleyle de geçmiĢtir.
Ġran‟ın tüm petrol sanayisini millileĢtirme kararı bu devletin Ġngiltere ile zaten gergin olan iliĢkilerinin656
tamamen kötüleĢmesine ve sonunda kopmasına neden olmuĢtur. Petrolün millileĢtirilmesi yasasısın geçmesine karĢılık olarak AIOC Ġran petrolünün dünya çapında boykot edilmesi657
yönünde çağrı yapmıĢtır. Ġngiltere derhal harekete geçerek Ġran‟a boykot uygularken diğer yandan Ġran‟a uygulanan ekonomik yaptırımların kapsamını geniĢletmek için büyük bir kampanyaya baĢlamıĢtır. Bu sayede o tarihe kadar Ġran hükümetiyle iliĢkilerinde Anglo Iranian Oil Company‟ye tam destek vermiĢ olan Ġngiltere bu olayda da diplomatik yoldan sert müdahalelerde bulunmuĢ ve Ġngiliz Ģirketinin haklarını uluslararası hukuk kuruluĢlarının yanı sıra büyük devletlerle olan iliĢkileri658
sayesinde sonuna kadar savunmuĢtur. Ġngiltere hükümeti boykotu destekleyerek krizin taraflarından biri haline gelmiĢtir. Ġngiltere, Basra Körfezi‟ndeki deniz kuvvetlerini arttırmıĢ ve Ġran‟a karĢı ekonomik yaptırım uygulamıĢtır. Ancak Ġngiltere‟nin tüm bu çabaları Ġran hükümetine etki etmemiĢtir. Ġran‟ın millileĢtirme kararını etkisiz kılmada Ġngiltere‟nin yapamadığını659
diğer büyük petrol Ģirketleri aralarındaki iĢbirliğiyle sağlamıĢlardır.
Ġngiltere‟nin soruna taraf olması nedeniyle ABD‟nin Temmuz 1951‟den beri artan giriĢimlerinden de bir netice alınamamıĢtır. Ġran petrollerinin satıĢ tekelini elinde tutmak isteyen Ģirkete karĢın bunu kabul etmeyen Ġran ancak belli bir miktar satıĢ hakkını Ģirkete vermek gerisini kendi satmak660
istemiĢtir. Ġngiltere ise sorunu bir yandan Uluslararası Adalet Divanı‟na götürürken diğer yandan Ġran üstünde baskıda bulunmuĢ ve Ġran sularına kruvazör ve asker göndermiĢtir. Ancak Ġngiltere
655
William Cleveland; Modern Ortadoğu Tarihi, çev. Mehmet Harmancı, Agora Kitaplığı, Ġstanbul, 2008 Sayfa: 324
656
Tayyar Arı; Geçmişten Günümüze Ortadoğu: Siyaset, Savaş ve Diplomasi, Alfa Yayınları, Ġstanbul, 2005 Sayfa: 250
657
William Cleveland; a.g.e s. 324
658
Tayyar Arı; a.g.e s. 250
659
Tayyar Arı; a.g.e s. 250
660
çatıĢmanın askeri boyutunu661
1921‟deki Ġran-SSCB dostluk anlaĢması nedeniyle bu devletin de soruna müdahil olabileceğinden çekinerek daha ileri götürememiĢtir.
Ġngiltere‟nin divana baĢvurusuna karĢı çıkan ve sorunun kendisi ile Ģirket arasında olduğunu662
Ġngiliz hükümetinin taraf olmadığını iddia eden Ġran hükümeti divanın bu konuda alacağı kararı tanımayacağını beyan etmiĢtir. Uluslararası Adalet Divanı da 22 Temmuz 1952‟de verdiği kararda bu anlaĢmazlıkta taraf olmadığı gerekçesiyle kendisini davayı incelemekle yetkili görmediğini663
belirtmiĢtir. Sorunu BM Güvenlik Konseyi‟ne ( BM GK ) de taĢıyan Ġngiltere buradan da bir sonuç alamaması nedeniyle bu kez tazminatlar konusuna yoğunlaĢmıĢ ancak bundan da bir sonuç664
alamamıĢtır.
Bu geliĢmelere karĢın Ġran‟ın Musaddık liderliğinde baĢlattığı millileĢtirme giriĢimi baĢarılı olmamıĢtır. Bu sonuçta Ġran‟ın ABD‟den beklediği mali ve siyasi desteği alamamıĢ olmasının rolü oldukça etkili olmuĢsa da asıl etken millileĢtirme hareketi sırasında üretimi zaten büyük oranda azalmıĢ olan Ġran‟ın diğer petrol Ģirketlerinin ortak engellemeleri665
nedeniyle petrolüne dıĢ piyasada alıcı bulamamasıdır. Bu durumun sıkıntısını ekonomisinde tüm Ģiddetiyle hissetmiĢ ve bu da ülkenin siyasi yapısında krize neden olmuĢtur.
Aslında Ġran millileĢtirme giriĢimi sırasında bu konuda en büyük desteği ABD‟den göreceğini666
düĢünmüĢtür. Çünkü NATO ve Avrupalı müttefikleri için çok önemli olan Ġran petrolünü ABD‟nin kolaylıkla gözden çıkaramayacağını ve bölgenin jeopolitik önemi nedeniyle kendisini yalnız bırakmayacağını düĢünen667
Ġran bu nedenlerle Ġngiltere karĢısında ABD desteğinden büyük ölçüde emindir. Üstelik bu desteğin o tarihlere kadar Ġran petrolüne girememiĢ olan ABD‟li Ģirketlere örnek olacağı düĢüncesiyle kolaylıkla sağlanacağını beklemiĢtir ama ortaya çıkan
661
Tayyar Arı; Geçmişten Günümüze Ortadoğu: Siyaset, Savaş ve Diplomasi, Alfa Yayınları, Ġstanbul, 2005 Sayfa: 250
662Tayyar Arı; a.g.e s. 250 663
Tayyar Arı; a.g.e s. 251
664Tayyar Arı; a.g.e s. 251 665Tayyar Arı; a.g.e s. 251 666
Tayyar Arı; a.g.e s. 251
sonuç bu konuda yanıldığını668
göstermiĢtir ya da çok daha farklı unsurlar devreye girmiĢtir ki burada Ġngiltere-ABD geleneksel ittifak iliĢkisini dikkate almak669
gereklidir. Ayrıca ABD‟li büyük Ģirketler uluslararası petrol piyasasında mevcut denetim yapısını bozarak bireysel çıkarlar elde etmek yerine tam bir dayanıĢma670
içindedirler. Diğer bir deyiĢle petrol Ģirketleri büyük Ģirketler egemenliğini sarsmaya dönük her türlü üretici devlet giriĢimi karĢısında ne oranda dayanıĢma içinde olabileceklerini bu olay vasıtasıyla göstermiĢlerdir.
Aslında Ekim 1951‟de Ġngiltere‟de yapılan seçimlerde ĠĢçi Partisi düĢüp Muhafazakarlar iktidar olunca ABD, Ġngiltere‟den yana tavır almaya baĢlamıĢtır. 1952 yılından sonra ABD yönetimi de Ġran‟a uygulanan boykota örtülü destek671
vermiĢtir. Bu durum Ġran‟ın petrolünü uluslararası piyasalara satmasını nerdeyse olanaksız hale getirmiĢtir. Petrol gelirlerinden yoksun olan Ġran büyük bir mali krize doğru gitmiĢtir. Bu durum nedeniyle Ekim 1952‟de Musaddık, Ġngiltere ile diplomatik iliĢkilerini kesmiĢtir672. Boykotun neden olduğu ekonomik sıkıntılara
karĢın Musaddık millileĢtirme konusunda ödün vermeyi673
reddetmiĢtir. Asıl ilginç olanı da bu konuda Ortadoğu devletlerinin de Ġran‟ı yalnız bırakmasıdır. Bölgede denetimini sürdüren Ġngiltere‟nin Arap yarımadasındaki diğer devletlerde üretimin artmasını sağlamasıyla Ġran petrolünden kaynaklanan bir krizin yaĢanması önlemiĢtir. Kuveyt, Ġran‟dan boĢalan açığı kapatmak için petrol üretimini arttırırken674 diğer Arap devletleri de aynı yönde davranmıĢlardır. Bu yıllarda Ġngiltere‟nin Kuveyt gibi diğer körfez devletlerinde de denetimi sürmüĢtür.
Ġran‟ın AIOC ve Ġngiltere ile çatıĢması uluslararası sorunların yanında bir de iç krize neden olmuĢtur. Bu sırada Ġran‟da Mayıs 1952‟de yapılan seçimlerde Musaddık‟ın Ulusal Cephesi ile TUDEH mecliste çoğunluğu sağlamıĢlardır. Elde
668 Tayyar Arı; Geçmişten Günümüze Ortadoğu: Siyaset, Savaş ve Diplomasi, Alfa Yayınları,
Ġstanbul, 2005 Sayfa: 251
669Tayyar Arı; a.g.e s. 251 670
Tayyar Arı; a.g.e s. 251
671
Tayyar Arı; a.g.e s. 252
672
Tayyar Arı; a.g.e s. 252
673
William Cleveland; Modern Ortadoğu Tarihi, çev. Mehmet Harmancı, Agora Kitaplığı, Ġstanbul, 2008 Sayfa: 324
674
ettiği bu güçle Musaddık 1906 anayasasında yer alan parlamenter kurumları yerleĢtirmek için uğraĢmıĢtır. Musaddık Ġran‟daki yabancı çıkarları boyunduruğunu kırmanın dıĢında 1906 anayasasında yer alan parlamenter kurumları da yeniden oluĢturmak675
konusunda kararlıdır. Ama Musaddık‟ın uygulamaları onu Ģah ve onun yeni koruyucusu ABD ile karĢı karĢıya getirmiĢtir. Bu nedenle Ģahla ve Ģahın yeni büyük devlet patronu ABD676
ile bir güç mücadelesi için girmiĢtir. Musaddık 1952‟de meclisi kendini acil durum yetkileriyle donatmaya ikna etmiĢ ve bundan faydalanıp monarĢiye karĢı bir saldırıya baĢlamıĢtır. Musaddık meclisin kendisine monarĢiye son darbeyi de indirmek için olağanüstü yetkiler vermesini677
sağlamıĢtır. Mecliste kurulan bir özel komisyonun kararıyla ordunun komutası Ģahın denetiminden alınıp meclisin emrine verilmiĢtir. Yetkileri her geçen gün biraz daha azalan ve ne yapacağı konusunda kararsız kalan Ģah artık Musaddık ile doğrudan bir mücadeleye girmek yerine monarĢinin sembolik düzeye indirilmesini kabul etmiĢtir.
Musaddık orduyu küçültmüĢ, subayları temizlemiĢ ve yeni bir toprak reformu