Bu örnekte ise, (A) şirketi, (C) şirketinin hisselerinin %26’sına; (B) şirketi ise (C)
3. SEVIC Davası ve Sınırlı Sorumlu Şirketlerin Sınır ötesi Birleşmelerine İlişkin Şirketler Hukuku Direktifi Sonrası Birleşme Birleşmelerine İlişkin Şirketler Hukuku Direktifi Sonrası Birleşme
Direktifinin Kapsamı
Yakın bir zamana kadar, Birleşme Direktifinin 2’nci maddesi kapsamında yer alan farklı üye devletlerin şirketleri arasındaki birleşme ve bölünme işlemlerinin gerçekleştirilmesi, şirketler hukuku çerçevesinin çizilmemiş olması sebebiyle çoklukla mümkün olmamaktaydı. Üye devletlerin birçoğunda ulusal şirketler hukuku mevzuatı bu tür işlemler için hüküm içermemekte hatta açıkça bu
433 BURWITZ Gero, Tax Consequences of the Migration of Companies, A Practitioner’s Perspective, European Business Organisation Law Review 7, 2006, s.595.
434 TERRA/WATTEL, s.525.
435 TERRA/WATTEL, s.525.
157
işlemleri yasaklamaktaydı436. Diyebiliriz ki Birleşme Direktifi henüz bu konuda problemler ortaya çıkmadan önce bu problemlere vergisel çözümler sağlamaktaydı.
SEVIC437 davası ve iki Topluluk Hukuku düzenlemesi çerçevesinde şirketler hukuku kapsamında sınır ötesi birleşmeler olanaklı hale gelmiştir. Bu düzenlemelerden birincisi Avrupa Şirketi Tüzüğü438, diğer düzenleme ise Sınırlı Sorumlu Şirketlerin Birleşmelerine ilişkin 2005/56/EC sayılı Onuncu Şirketler Hukuku Direktifidir439. Avrupa Şirketi Tüzüğü, farklı üye devletlere ait iki veya daha fazla şirketin birleşmesi yoluyla bir Avrupa Şirketinin kuruluşunu düzenlemektedir. Ekim 2004 tarihinden itibaren farklı üye devletlerin birleşerek bir Avrupa Şirketi kurmaları mümkün hale gelmiştir. 2005/56/EC Direktifinin yürürlüğe girmesi ile birlikte Avrupa Şirketinin kuruluşuna gerek kalmadan farklı üye devletlere ait şirketler birleşebilecektir.
ABAD’ın SEVIC kararı sınır ötesi birleşmeleri, Avrupa Topluğu Anlaşması’nın 43 ve 48’inci maddelerinde düzenlenen yerleşme ve teşebbüs kurma hakkı çerçevesinde değerlendirmiştir. SEVIC kararı, bir Alman şirketi (SEVIC AG) ve bir Lüksemburg şirketinin (Security Vision SA) devir yoluyla birleşmesi, Security Vision’ın tasfiyesiz infisah ederek tüm malvarlığının SEVIC’e devrine ilişkindir. Yetkili Alman mahkemesi, yabancı bir şirketle yerli bir şirket arasında gerçekleştirilen bir birleşme işleminin ticaret sicilini yasanın yalnızca Alman şirketleri arasında birleşme işlemlerine izin verdiği gerekçesiyle
436 TERRA/WATTEL, s.528.
437 C‐411/03, SEVIC Systems Aktiengesellschaft, 13.12.2005, [2005] ECR I‐10805.
438 8 Ekim 2001 tarih ve 2157/2001/EC sayılı Avrupa Şirketi Tüzüğü, OJ L‐294, 10 Kasım 2001, s.1‐
21. Avrupa Şirketi Tüzüğü 8 Ekim 2004 tarihinde uygulanır hale gelmiştir.
439 26 Ekim 2005 tarih ve 2005/56/EC sayılı Sınırlı Sorumlu Şirketlerin Sınır ötesi Birleşmelerine İlişkin Avrupa Parlamentosu ve Komisyonu Direktifi, OJ L‐310, 25 Kasım 2005, s.1‐9. 15 Kasım 2007 bu Direktifin üye devletler tarafından iç hukuka aktarılması için öngörülen sürenin son günüdür.
158
reddetmiştir. Başvuru üzerine bölgesel mahkeme ön karar için ABAD’a başvurmuştur.
ABAD, birleşme işleminin tescilinin reddinin Anlaşmanın 43 ve 48’inci maddelerinde düzenlenen yerleşme ve teşebbüs kurma hakkının sınırlandırılması anlamına geleceğini ifade etmiştir. ABAD, teşebbüs kurma hürriyetinin şirketin ekonomik hayata etkin şekilde katılması anlamına geldiğini ifade etmiş ve birleşme işlemlerini yerli şirketlerle sınırlandırmanın teşebbüs kurma hürriyetinin sınırlandırılması anlamına geleceğini belirtmiştir440. Mahkeme, birleşme işleminin şirketler için tek bir işlem çerçevesinde, kesintisiz şekilde belirli bir faaliyeti sürdürmeyi olanaklı kılan, böylece şirketlerin başkaca yollarla bir araya gelme yöntemlerinde ortaya çıkabilecek güçlükleri, maliyetleri azaltan ve süreyi kısaltan etkili bir dönüşüm yöntemi olduğunu belirtmiştir441. Mahkemeye göre, eşit koşullar altında yerli şirketlerin birleşmesini kabul ederken yerel ve sınır ötesi birleşmeleri farklı muameleye tabi tutarak yerli şirketlerin aksine devralınan yabancı şirketlerin tasfiye edilerek bu yolla yeni bir yerli şirket kurmaya ve sonrasında tasfiye edilen bu yabancı şirketlerin malvarlıklarını, yeni kurulan yerli şirkete devretmeye zorlamak, teşebbüs kurma hakkının sınırlandırılması anlamına gelmektedir442. ABAD, AB Anlaşmasının teşebbüs kurma hürriyetine ilişkin hükümlere dayanarak farklı üye devletlere ait şirketlerin zaten sınır ötesi birleşme işlemlerini gerçekleştirebilecekleri kabul edilirse bu durumda Onuncu Şirket Direktifine neden gereksinim duyulacağına ilişkin soruyu, “belirtmek gerekir ki, Topluluk uyumlaştırma kuralları sınır ötesi birleşmeleri kolaylaştırmak için faydalı iseler de bu tür uyumlaştırma kurallarının mevcudiyeti, Anlaşmanın 43 ve 48’inci
440 C‐411/03, para.16.
441 C‐411/03, para.21.
442 C‐411/03, para.22.
159
maddelerinde hüküm altına alınan teşebbüs kurma hürriyetinin uygulanması için bir ön şart teşkil etmeyecektir” şeklinde yanıtlamıştır443.
SEVIC davası, devralan şirketin üye devletine yöneliktir. Her ne kadar SEVIC davası neticesinde, devralan şirketin üye devleti, sınır ötesi birleşmeleri tamamen yerel birleşmelerle eşit muameleye tabi tutmak zorunda ise de bir başka içtihat uyarınca teşebbüs kurma hürriyetine ilişkin hükümler, infisah eden şirketin üye devletinin, şirketlerin kendi vergilendirme yetkisinden çıkmalarını yasaklamasını veya çıkarlar ise bu şirketlerin vergilendirmesini engellememektedir444. Daily Mail kararında, şirketlerin dış göçü (emigration) üzerine çıkış vergisi (exit tax) uygulaması teşebbüs kurma hürriyetine aykırı görülmemiştir445.
SEVIC davası, henüz AB şirketler hukuku düzenlemesinin yürürlüğe girmesini beklemeden Avrupalı işletmelerin sınır ötesi birleşme işlemlerini gerçekleştirmeleri yönünde imkânları önemli ölçüde artırmıştır. Her ne kadar Onuncu Şirketler Hukuku Direktifi ve Avrupa Şirketi Tüzüğünün yürürlüğe girmiş olması ile birlikte sınır ötesi birleşmeler önünde bir engel kalmamış olsa da SEVIC davası önemini korumaktadır. Nitekim doktrinde de savunulduğu üzere bu karar, sınır ötesi bölünmelerin de devralan şirketlerin üye devletlerinde tamamen yerel işlemlerle aynı esaslar çerçevesinde muameleye tabi tutulması sonucunu doğuracaktır446.
443 C‐411/03, para.22.
444 TERRA/WATTEL, s.529.
445 C‐81/87, The Queen/Treasury and Commissioners of Inland Revenue, ex parte Daily Mail and General Trust PLC aily Mail and General Trust plc., 27.09.1988, [1998] ECR 5483.
446 SIEMS Mathias M., SEVIC: Beyond Cross‐Border Mergers, European Business Organization Law Review, 2007/8, s.314; TERRA/WATTEL, s.530.
160 B. DİREKTİFİN COĞRAFİ KAPSAMI 1. Direktifin Uygulama Alanının Tespiti
Birleşme Direktifi üye devletlere yönelik olarak yayınlanmıştır. Bu husus, Direktifin 19’uncu maddesinde açıkça ifade edilmektedir. Bu hüküm, Direktifin yönelmiş olduğu üye devletlerin iç hukukuna aktarılması gerektiğini ifade etmektedir. Yukarıda da belirtmiş olduğumuz gibi Direktifin öznesini üye devlet şirketleri, nesnesini ise iki veya daha fazla üye devlet şirketi arasındaki yeniden yapılanma işlemleri oluşturmaktadır. Dolayısıyla Direktifin coğrafi kapsamını da bu doğrultuda belirlemek gerekmektedir. Avrupa Birliğinin kendine ait bir “ulusal”
bölgesi bulunmamaktadır. Bunun yerine, Avrupa Topluluğunu kuran anlaşmalarda üye devletlerin bölgelerine atıfta bulunan genel hükümler yer almaktadır. Avrupa Birliği Anlaşması ve ikincil mevzuat tüm Avrupa bölgesinde ve üye devletlerin egemenliği altında bulunan Avrupa dışında yer alan (denizaşırı) bölgeler açısından bağlayıcı olmakla birlikte, bazı üye devletlerin özel statüye tabi bulunan bazı bölgeleri bulunmaktadır447. Anlaşmanın 299’uncu maddesi (eski madde 227), Avrupa Hukukunun genel coğrafi kapsamını belirlemektedir. Madde hükmü ve Anlaşmanın 2 numaralı Eki, Anlaşmanın üye devletlere bağlı hangi bölgelerde uygulanacağını ve nerelerde uygulanmayacağını belirtmektedir448. Birleşme Direktifi, Anlaşmanın 93’üncü maddesi uyarınca çıkarılmış olduğundan,
447 EICKER Klaus, Territorial Scope, of the EC Direct Tax Measures, EC Corporate Tax Law, Commentary on the EC Direct Tax Measures and Member States’ Implementation (Territorial Scope), Binder 1, Amsterdam 2001, s.4.
448 Örneğin, Danimarka Krallığına bağlı Faeroe Adalarında Anlaşmanın uygulanmayacağı belirtilmektedir. Aynı şekilde bağımsız bir cumhuriyet olan ve İtalya’nın koruması altında bulunan San Marino Cumhuriyeti anlaşma kapsamı dışındadır. 299’uncu maddenin 4’üncü fıkrası uyarınca dış ilişkilerinde Birleşik Krallığa bağlı olan Manş Adaları (Channel Islands) ve Man Adası’nda (Isle of Man) Anlaşmanın uygulanacağı belirtilmekle beraber Birleşik Krallık ile akdedilen özel bir protokol (3 No’lu Protokol) uyarınca Anlaşmanın birçok hükmü uygulanmakta buna karşın katma değer vergisi ve vergi uyumlaştırmasına yönelik Anlaşma hükümleri bu bölgelerde uygulanmamaktadır.
161
Anlaşmanın uygulanmayacağı bölgeler Direktifin de kapsamı içerisinde yer almayacaktır.