• Sonuç bulunamadı

Nesne: Farklı Üye Devlet Şirketlerinin Yeniden Yapılanma İşlemleri  ve  Bir  Avrupa  Şirketi  ve  Avrupa  Kooperatifinin  Kayıtlı  Merkezinin ve  Bir  Avrupa  Şirketi  ve  Avrupa  Kooperatifinin  Kayıtlı  Merkezinin

III­ AB BİRLEŞME DİREKTİFİNİN HUKUKİ ÇERÇEVESİ  A. DİREKTİFİN ÖZNE VE NESNEYE İLİŞKİN KAPSAMI

2.  Nesne: Farklı Üye Devlet Şirketlerinin Yeniden Yapılanma İşlemleri  ve  Bir  Avrupa  Şirketi  ve  Avrupa  Kooperatifinin  Kayıtlı  Merkezinin ve  Bir  Avrupa  Şirketi  ve  Avrupa  Kooperatifinin  Kayıtlı  Merkezinin

Transferi 

Birleşme  Direktifin  2’nci  maddesi,  Direktif  kapsamında  yer  alan  işlemleri  tanımlamaktadır.  Birleşme  Direktifi,  üye  devletleri  bu  tür  yeniden  yapılanma  işlemlerine  direktifte  belirtildiği  şekilde  vergisel  açıdan  tarafsız  muamelede  bulunmaları hususunda zorunlu tutmaktadır377

Direktifin  2’nci  maddesinde  yer  alan  işlemlerden  bir  kısmında,  devreden  şirket infisah edip malvarlığının tamamını devralan şirket/şirketlere devrederken,  bir  kısmında  ise  devreden  şirket  infisah  etmemekte  ve  malvarlığının  bir  kısmını  başka şirkete/şirketlere devretmektedir. Buna göre birinci kategoriye birleşme ve  bölünme  işlemleri,  ikinci  kategoriye  ise  kısmi  bölünme  ve  aktif  devri  işlemleri  dâhil olmaktadır. Hisse değişimi ve Avrupa Şirketi ve Avrupa Kooperatifinin kayıtlı  merkezlerinin  transferinde  ise  herhangi  bir  malvarlığı  unsuru  devredilmemektedir. 

Direktifin  2’nci  maddesindeki  tanımlanan  işlemlerin  Direktif  kapsamında  yer alabilmesi için 1’inci ve 3’üncü madde uyarınca iki veya daha fazla üye devlet  şirketi arasında gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Bu sebeple tamamen iç hukuka 

      

376  Üçüncü  bir  devletle  akdedilen  bir  çifte  vergilendirmeyi  önleme  anlaşması  çerçevesinde  söz  konusu  şirketin  mali  ikametgâhı  bu  üçüncü  devlette  kabul  ediliyorsa,  bu  şirket  bir  üye  devlette  mukim değildir. 

377 STARINGER, s.86 

122 

tabi olarak gerçekleştirilen, diğer bir deyimle yurtiçi işlemler Direktif kapsamında  değerlendirilmeyecektir378.  

a. Malvarlığının tamamının devrini öngören işlemler 

Bu işlemler yoluyla bir veya birden çok şirket malvarlıklarının tümünü bir  veya  daha  fazla  şirkete  devretmektedirler.  Bu  yeniden  yapılanma  işleminin  kapsamında birleşme ve bölünme işlemleri yer almaktadır.  

aa. Birleşme 

Birleşme  işlemi,  değişik  şirket  grupları  arasında  devralma  işlemlerini  gerçekleştirmenin  en  uygun  yollarından  birisidir.  Zira  para  karşılığı  gerçekleştirilen devir işlemleri ile hisse karşılığı yapılan devir işlemleri birbirlerine  zıt  olmasa  da  tamamen  farklı  ekonomik  ve  mali  kaygılarla  gerçekleştirilmektedirler379.  Birinci  durumda,  devralan  şirket,  diğer  bir  deyişle  satın  alan,  nakit  varlıkları  veya  borçlanma  yoluyla  bu  satın  alma  işlemini  gerçekleştirdiği için malvarlığında azalma gerçekleşmektedir; oysa ikinci durumda  ödeme  hisse  karşılığı  gerçekleştiği  için  devralan  şirket  nakit  varlıklarını  ve  borçlanma  kapasitesini  muhafaza  etmektedir.  Diğer  taraftan  devreden  şirket  ise,  devralan  şirketin  hissedarı  olarak  tüm  hak  ve  yükümlülüklere  özelikle  gelecekte  gerçekleşecek  sermaye  artışlarına  iştirak  ederek  şirketin  sermayesini  güçlendirecektir380.  

Birleşme işlemi bir veya daha fazla şirketin aktif malvarlıklarının diğer bir  ifade  ile  şirketin  kuruluşu  sırasında  şirkete  konulan  tüm  mallar  (sermaye), 

      

378    Örneğin,  aynı  üye  devlete  ait  iki  şirket  arasında  gerçekleştirilen  bir  birleşme  işlemi  Direktif  kapsamında  yer  almayacaktır.  ABAD’ın  Leur  Bloem  kararına  konu  olan  Direktif’in  tamamen  yerel  işlemlere uygulanabilirliği sorunu için bkz, Bölüm 2,III, B‐2, s.164 vd. 

379  LE  GALL  Jean‐Pierre/DIBOUT  Patrick,  La  Fiscalité  des  Fusions  d’Entreprises  Communautires,  Revue de Droit des Affaires Internationales (RDAF), No.8, 1990, s.994. 

380 LE GALL/DIBOUT, RDAF, s.994. 

123 

devamında  elde  edilen  malvarlığı  (dağıtılmamış  kârlar)  ve  pasifinin  yani  şirketin  tüm borç ve yükümlülüklerinin devredildiği bir işlem olarak tanımlanabilir381

Birleşme  Direktifi,  birleşme  olarak  nitelendirilebilecek  işlemleri  2‐a  maddesinde  saymıştır.  Birleşmeyi  tanımlayan  Direktifin  2‐a  maddesi  uyarınca  Direktif kapsamında farklı üye devlet şirketlerinin taraf olduğu birleşme işlemi üç  farklı şekilde gerçekleşebilir. Bu üç işlemde bir şirketin (veya duruma göre birden  fazla şirketin) tüm aktif ve pasifleri, önceden kurulmuş bir şirkete, yeni kurulan bir  şirkete ya da devreden şirketin ana şirketine devredilmektedir.   

‐  İlk  yöntem,  bir  veya  daha  fazla  şirketin  tasfiyesiz  infisah  ederek  diğer  şirketin  sermayesini  oluşturan  hisse  senetlerinin  ortaklarına  verilmesi,  gerekirse  nominal  değerin  %10’unu  aşmayan  nakit  ödeme  yapılması  ve  nominal  değerin  olmaması  durumunda  bu  hisse  senetlerini  karşılayan  paranın  ortaklarına  verilmesi  karşılığında  tüm  malvarlığını  aktif  ve  pasifleriyle daha önceden mevcut bir şirkete devretmesi olarak tanımlanan  devir yoluyla birleşmedir.  

‐İkinci  birleşme  yöntemi,  iki  veya  daha  fazla  şirketin,  tasfiyesiz  infisah  ederek  diğer  şirketin  sermayesini  oluşturan  hisse  senetlerinin  ortaklarına  verilmesi,  gerekirse  nominal  değerin  %10’unu  aşmayan  nakit  ödeme  yapılması  ve  nominal  değerin  olmaması  durumunda  bu  hisse  senetlerini  karşılayan paranın ortaklarına verilmesi karşılığında tüm malvarlığını aktif  ve pasifleriyle yeni kuracakları bir şirkete devretmeleri olarak tanımlanan  yeni  kuruluş  yoluyla  birleşmedir.  Bu  birleşme  yöntemi,  ikiye  bir  birleşme  olarak  da  adlandırılmaktadır.  Bu  tür  birleşmeler,  farklı  üye  devletlerde  kurulu iki veya daha fazla şirketin aktif ve pasifleri, bu amaçla özel olarak 

      

381 DUVERNEUIL, s.118. 

124 

kurulmuş yeni bir şirkette bir araya getirildiği için “gerçek” birleşme olarak  adlandırılabilir382.  

‐Üçüncü  birleşme  yöntemi  ise  bir  şirketin  tasfiyesiz  infisah  ederek  sermayesini oluşturan hisse senetlerinin tümüne sahip olan şirkete aktif ve  pasifleriyle  tüm  malvarlığını  devretmesi  yoluyla  gerçekleşen  birleşmedir. 

Bu birleşme türü dikey birleşme olarak da adlandırılmaktadır. 

Bu  tanımlar  ulusal  hukuklardaki  (gerek  şirketler  hukuku  gerekse  vergi  hukuku)  tanımlardan  bağımsız  olup  esasen  söz  konusu  işlemlerin  hukuki  sonuçlarına  yöneliktirler383.  İlk  iki  birleşme  yöntemi  arasındaki  temel  farklılık  devralan şirketin niteliğinde ortaya çıkmaktadır. Birinci yöntemde, devralan şirket  önceden  mevcutken  ikinci  yöntemde  yeni  kurulan  bir  şirket  söz  konusudur. 

Üçüncü  yöntem  bir  şirketin  sermayesinin  %100’üne  sahip  bulunduğu  bir  bağlı  ortaklığı devralmasıdır.  

Görüldüğü  gibi  Direktifin  2’nci  maddesi  kapsamındaki  birleşme  işlemleri 

“tasfiyesiz infisah” ve malvarlığının tüm aktif ve pasifleriyle “külli halefiyet” ilkesi  çerçevesinde  devri  esastır.  Bu  birleşme  tanımının  amacı,  birleşme  işlemi  sonucunda  devreden  şirketin  ayrı bir  tüzel  kişilik  olarak  varlığının sona  erdiğine  işaret  etmektir.  Burada  tasfiye  sistemindeki  gibi  ortaklığın  tüm  malvarlığının  bir  araya  getirilip  paraya  çevrildikten  sonra,  alacaklıların  alacaklarının  ödenmesi  ve  arta  kalan  kısmın  ortaklara  dağıtılması  söz  konusu  olmaksızın  şirketin  hukuki  varlığı sona ermektedir. Direktif kapsamında devralan şirket, devreden ve infisah  eden  şirketin  halefi  sıfatıyla,  devreden  şirketin  tüm  hak  ve  borçlarını  bir  bütün  halinde  devralmaktadır.  Malvarlığının  devri  her  zaman  zorunlu  olarak  tüm  malvarlığına  yönelik  olmalıdır.  Nitekim  Direktif  de  bu  zorunluluğu  “tüm  aktif  ve  pasiflerini  devrederek”  şeklinde  ifade  etmiştir.  Şirketin  malvarlığının  yalnızca  bir 

      

382 LARKING, Merger Directive, s.363. 

383  De  WAAL  Allard,  L’Application  du  Régime  de  Faveur  des  Fusions  aux  Réorganisations  Internationales (Régime de Faveur), Droit Fiscal, No. 24 1997, s.788. 

125 

kısmına  yönelik  kısmi  birleşmeler  Direktif  kapsamında  yer  almayacaktır384 Aşağıda görüleceği üzere, devredilen unsurların fiziken devri söz konusu olmayıp  bunların devreden şirketin üye devletinde devralan şirkete ait bir işyeri ile etkin  şekilde bağlantılı bulunması zorunludur. 

Bu açıklamalarımız sonrasında bu üç birleşme yöntemini farklı ihtimallere  göre aşağıdaki şekillerde şematize edebiliriz: 

Birinci yöntem: bir (veya daha fazla) şirketin önceden mevcut bulunan  bir şirkete devredilmesi 

 

Birleşme Öncesi 

   

     

      

384 THÖMMES, s.62. 

Üye Devlet A Üye Devlet B 

A’ nın pay  sahipleri

A Şirketi

Bnin pay  sahipleri 

B Şirketi 

126 

Birleşme Sonrası