• Sonuç bulunamadı

Rab, Yunanca kyrios kelimesinin karşılığı olarak kullanılır. Terim, Yunan dünyasında tanrılar ve yöneticileri ifade etme hususunda yaygın bir kullanıma sahiptir671. Yetmişler tercümesinde Yahveh’nin yerine kullanılan Adonai kelimesinin karşılığı olarak çevrilmiştir.

Rab, Pavlus tarafından İsa için, Mesih kadar olmasa da, Oğul ve Tanrı’nın Oğlu’dan daha çok kullanılan sıfattır 672. İsa’nın Rab olarak isimlendirilmesi, bizatihi Pavlus’un kendisinden kaynaklanmamaktadır. Pavlus, diğer iki kavramı -mesih (bunu da ilk cemaatten almıştır673) Tanrı’nın oğlu- kullanırken oluduğu gibi Pavlus, bu sıfatı kullanırken de, sıfatın bir saygı ifadesi olarak imparatorlara ve yalancı tanrılara verildiğinin farkındadır. Sıfatın kullanımındaki bu karışıklığı ortadan kaldırır ve kendisi için Rab’bin kim olduğunu ortaya koyarak onu pagan tanrıları anlamında kullanmayıp, İsa Mesih için kullanıyor olduğunu ifade eder674. Ancak, bazen kendisi de sıfatın kullanımında karışıklığa yol açacak bir yaklaşım sergiler. Rab sıfatını, Baba için kullandığı gibi675 İsa Mesih için de kullanır. Rabb’ın korkusundan676, Rabb’ın inayetinden 677, Rabb’ın gün ve Rabb’ın Parausia’sından678, Rabb’e imandan679, Rabb’ın ihtişamından680 bahseder.

Pavlus kyriosu birkaç şekilde kullanır. Bunların başında Eski Ahid’den yaptığı içinde Yahve’nin de bulunduğu alıntılar gelir. Bu alıntılarda Yahve’nin zirkedildiği yerlere kyriosu koyarak bunlarla İsa’yı kasteder681. Bu alıntılara “yerde ve gökte” ibaresi eklenerek Mesih’in Rabbliğinin kapsamı genişletilir ve Yahve’ye has olan yönetici fonksiyonu Mesih’e verilir682. Ancak bütün bunlara rağmen her ikisi Tanrı ve İsa, birinin alt tâbii, diğerinin üst olmayı sürdürmesi sebebi ile eşitlenmezler. Mesih kendini yüceltmez, Tanrı tarafından yüceltilir683. Mesih, Tanrı’nın gücünün taşıyıcısı ve ilahi saygının alıcısı olur. Tanrı’dan ayrı ve O’na tâbidir684. Pavlus, onları birbirinden ayırmaya özen gösterir: Tanrı, “Rabb’ı görür gözetir, Rab,

670 Ridderbos, Paul: An Outline of His Theology, s. 216.

671 Brandon, “Kyrios”, CDR, s. 403; Cullmann, The Christology of The New Testament, s. 196-198.

672 Rab sıfatı, İsa ile birlikte Rab İsa şeklinde 63 kez, Mesih’le birlikte ve müstakil olarak göndermelerde ise 244 kez kullanılır. Luka Elç. İşl. bir kez kullanır. O da Pavlus’dan yapılan bir nakilde yer alır. Rab sıfatının Pavlus’daki kullanımları için bkz. Müjde İncil’inin ABC Dizini,

“Rab” maddesi.

673 W. Douglas Mackezie, “Jesus Christ”, ERE, VII, s. 529; Sinanoğlu, Kitab-ı Mukeddes ve Kur’an-ı Kerim’de Nübüvvet, s. 175.

674 Küçük Asya, Suriye ve Mısır kökenli dini metinlerde Isis, Osiris ve Serapis gIBi tanrı ve tanrıçalar, kyrios ya da kyrio isimlendirilirler. Pavlus bunu bilir görünmektedir. “Yerde ya da gökte ilan diye adlandırılanlar varsa da -nitekim bir ‘ilahlar’ ve ‘rabler’ vardır- bizim için tek bir Tanrı baba vardır. O her şeyin kaynağıdır ve biz O’nun için yaşarız. Tek Rab var, O da İsa Mesih’tir. Her şey O’nun aracılığıyla yaratıldı, biz de O’nun aracılığıyla yaşarız (Kor. I 8/5-6).

Fitzmyer, Paul and His Theology, s. 52.

Kendi dışındaki kullanımların karışıklığını kendi kullanımında ortadan kaldırır. Bu sıfatı Baba için (Kor. I 3/5) kullanır.

675 Kor. I 3/5, 4/10, 9/29, 10/3,11/3, 129; Kor. II 6/18.

676 Kor. II 5/11.

677 Gal. 6/18; Rom. 16/20.

678 Sel. I 5/23; Sel. II 2/1-2.

679 Rom. 10/9.

680 Kor. I 2/8; Kor. II 3/18.

681 Bu şekilde davrandığı metinler şunlardır: Rom. 4/8 (Mez. 32/1-2, 9/28-29 (İşaya 28/22), 10/16 (İşa. 53/1), 11/34 (İşa. 40/13), 15/11 (Mez. 117/1); Kor. I 3/20 (Mez. 94/11); Kor. II 6/17, 18 (İşa.

52/11; Sam. 7/14).

682 Filip. 2/6-11; İşa. 45/23-25. Ziesler, Pauline Religion, s.45-46.

683 Filip. 2/11.

684 Ziesler, Pauline Religion, s.46.

Silinmiş: El. İş.

O’na aittir685”, ölünceye kadar ilahi emre itaat eder686. Pavlus’a göre bir tek tanrı vardır; O Baba’dır, herşey O’ndandır ve biz O’na aidizdir. Bir tek Rab vardır. Herşey onun vasıtasıyla olmuştur. Bu yüzden, Rab, asla Tanrı’ya eşit değildir, ancak O’nun ruhunu temsil eder687.

İlk mektubundan itibaren bu sıfatı Mesih için özellikle de, mektuplarının giriş ve selamların yer aldığı kısımlarda kullanır. Üstelik bu sıfatı kimin için kullandığını açıklama gereği duymaksızın yapar688. Pavlus, İsa’nın hem ölülerin hem dirilerin Rabb’ı olsun diye diriltildiğini söyler689. Mesih’in çarmıha gerilmeyi de içine alacak şekilde Tanrı’nın her emrine boyun eğişinin bir mükafatı olarak Tanrı her adın en üstünde olan adı, Rab adını ona vermiştir690. Tanrı’nın her şeyin üstündeki adı kendisine, ölümden dirildikten sonra bağışlamış olması, onun bu özelliğine diriliş sonrası kazanmış olduğu gibi bir anlamaya yol açacak gibi görünüyorsa da, Pavlus böyle düşünmez; yukarıda da ifade edildiği gibi, kul özünü almış, insan biçiminde doğmuş ve çarmıh üzerinde ölmüş olmasına rağmen, Mesih Tanrı özüne sahiptir, Tanrı’ya eşittir691 Tanrı’nın suretidir692.

Tanrı kendisine Rab adını, yerdekiler ve göktekiler onun hakimiyetini kabul etsin, İsa onlara hakim olsun diye vermiştir. Ancak Tanrı tarafından kendisine Rab ismi verilmiş olsa da, bu mutlak bir Rablik değildir. Onun Rabliği, sınırlı bir zaman dilimi için geçerlidir. Mesih, her şeyi Baba’ya teslim ettiğinde onun hâkimiyetinin sonu da gelmiş olacaktır693. Pavlus’un İsa Mesih’in tanrısal bir varlık olduğunu anıştıracak sıfat ve özelliklerden sonra, onun Tanrı’dan ayrı ve O’na tabi bir varlık olduğunu söylemesi, yahudi monoteizmi içinde kalarak, bu ifadelerden hareketle Mesih’in ikinci bir tanrı gibi algılanmasına engel olmaya matuf bir çaba ya da ortamın uygun olmamasından dolayı, Mesih’i teslisin -bugünkü anlamda teslis Pavlus’da yoktur- ikinci unsuru olarak Mesih’in kabulü için bir alt yapı çalışması olarak bakılır.

Pavlus için İsa’nın Rab oluşunu kabul, Hıristiyan olmanın ve kurtuluşun birincil şartıdır.

“İsa’nın Rab olduğunu ağzınla söyler ve Tanrı’nın O’nu ölümden dirilttiğini söylersen, kurtulacaksın. İnsan yürekten iman etmekle aklanır, imanını ağzıyla açıklamakla da kurtulur694”. Kurtulmak için iman şarttır ve bu imanın nesnesi de, İsa’nın Rabbliğinin kabulü ve bunun dil ile ilanıdır. Ayrıca, Pavlus, Kutsal Ruh’un etkisi altında olmanın yani Hıristiyan olmanın göstergelerinden biri olarak da, İsa’nın Rab olduğunu kişinin söyleyebilmesi olarak kabul eder695.

Rab, Pavlus’a göre, Tanrı’ya en yakın, ilah diye vasıflanabilecek kadar yakın bir varlık anlamına gelmekteydi. Pavlus bu kullanımın doğuracağı problemlerin çok fazla farkında değil görünür696. Bu yüzden de Rab sıfatının kullanımında çok dikkatli davranmaz. Kendisi, hem Tanrı (Kor. II 5/18; Gal. 1/16) hem de Mesih (Rom.1/5; Kor. II 5/20, 10/8; 8/13; Filip. 3/12) tarafından elçi olarak görevlendirilir. Pavlus, hem Tanrı’nın (Kor. II 6/14; Sel. I 3/2) hem de

685 Kor. I 3/23.

686 Filip. 2/8; Kor. I15/28.

687 Kor. I 3/17; Guignebert, el-Mesîhiyye, s. 136.

688 Hurtado, “Lord”, DPL. , s. 562.

689 Rom. 14/9.

690 Filip. 2/5-11. Witherington, “Christology”, s. 104.

691 Filip. 2/6-11.

692 Kor. II 5/6.

693 Bundan sonra Mesih, her yönetimi, her hükümranlığı ve gücü ortadan kaldırıp egemenliği Baba Tanrı’ya teslim ettiği zaman son gelmiş olacak. Çünkü Tanrı bütün düşmanlarını O’nun ayakları altına serinceye dek O’nun egemenliği sürmesi gerekir. Ortadan kaldırılacak son düşman ölümdür. “Tanrı her şeyi Mesih’in ayakları altına sererek O’na bağımlı kıldı”. Bu “her şeyi O’na bağımlı kıldı” sözünün, her şeyi Mesih’e bağımlı kılan Tanrı’yı içermediği açıktır. Her şey Oğul’a bağımlı kılan Tanrı’yı içermediği açıktır. Her şey Oğul’a bağımlı kılınınca, o zaman Oğul da her şeyi kendisine bağımlı kılan Tanrı’ya bağımlı olacaktır. Öyle ki, Tanrı her şeyde olsun”. Kor. I 24-28.

694 Rom.10/ 9

695 Rom. 10/9; Kor. I 12/3. Sinanoğlu, Kitab-ı Mukaddes ve Kuran-ı Kerim’de Nübüvvet, s. 175.

696 Guignebert, el-Mesîhiyye, s. 136.

Mesih’in (Kor. I 3/5; Kor. II 11/23) kuludur. Hem Tanrı’dan (Gal. 1/16) hem de Mesih’ten (Gal. 1/12) vahiy alır. Bu kullanımlardan bazen kimi kastettiği net olarak anlaşılmaz697.

Rab sıfatını hem Tanrı hem de İsa için kullanması, kendisinden sonra gelen ve onunun yolunu takip edenler tarafından İsa’nın tanrı olduğunu söylemelerine yol açmıştır (Kol. 1/17;

2/9). Titus’da da, açık bir şekilde İsa için Tanrı sıfatı kullanır. Ancak yukarıda da ifade edildiği gibi, sonrakilerin aksine Pavlus, Tanrı ile İsa’yı birbirinden ayırır. Tek Tanrı vardır ve Mesih Tanrı’ya tabidir (Rom. 11/36; Kor. I 3/23; 11/3; Filip. 2/11; Sel. I 1/9)698.

1. Pavlus’un, Rab (Kyrios) Kavramını Kullanmasının Kökenine Dair Bir İki söz Burada üzerinde durulacak konu, kyrios/Rab kavramının Pavlus tarafından kullanımının kaynağı meselesidir. Rab kullanımının kaynağı, ilk hıristiyanlar, yahudilik/yahudiler ve helenizm bağlamında kısaca ele alınacaktır.

Pavlus, Aramca, “Rabbimiz gel” (Marana tha699) dua cümlesini, mektuplarında anlamını vermeden kullanır. Onun bu kullanımı, kelimenin kökenin Aramca konuşan Filistinliler ya da iki dili (Yunanca-Aramca) birden konuşan Antakyalı yahudi hıristiyanlara kadar giden bir tarihi geçmişe sahip olduğunun ve mektuplarını kaleme almadan önce Mesih’in Rab/kyrios olarak adlandırıldığını ve böyle kabul edildiğinin bir göstergesi olarak kabul edilebilir. Eğer Filistin Yahudileri İsa’yı sıradan bir Filistinli ölü olarak kabul etmiş olsalardı böyle bir düşünce ortaya çıkmazdı. Bu çağrının Aramca’da muhafaza edilmesi ve Yunanca’ya tercüme edilmesi ilk dönem kilisede kyrios olarak ona verilen üstün yeri gösterir700.

Hiristiyanlığın doğduğu zaman yuhudiler Tanrı’nın ismi olan Yahve kelimesini telaffuz etmekten kaçınıyorlardı. Yahve’nin telaffuzu bilinmediğinden ya da yanlış kullanımından kaçınmak maksadıyla, onun yerini tutacak isimler kullanılmaktadır. Bunlar arasında, Elohim ve Adonāi yer almaktadır. Bunlardan Adonāi, Yahve’nın geçtiği yerlerde onun yerine kullanılmaya başlandı. Böylece hem Tevrat derslerinde hem de Targumlarda bu şekilde bir gelenek oluşmaya başladığı gibi, Qumran metinlerinde gözlemlendiği gibi, Aramca’da onun dengi olan māryā da benzer şekilde kullanılmaya başlandı. Bunların yanısıra birinci yüzyıl yahudi çevrelerde, kiyros’un muadili olan kelimeler, Kitab-ı Mukaddes’in Tanrısını göstermek için kullanılıyor olduğu ya da daha ihtiyatlı bir ifadeyle, İbranice, Yunanca ve Aramca konuşan yahudilerin Tanrı’yı göstermek için ‘Rab’ kelimesini kullanmaya başladıkları söylenebilir.

Culmann ise, bu kullanımlardan haraketle kyrios’un sahip, efendi anlamından Rab (Tanrı) anlamına doğru bir gelişim süreci gösterdiği sonucuna ulaşır701.

Yunanca konuşan yahudi çevrede Yahve yerine bu kelimeden başka bir kullanım olmadığına hem Philo hem de Josephus tanıklık etmektedir. Philo da, Yahve’nin yerine kyrios kullanır702. Ayrıca Yeni Ahid yazarları da, Eski Ahid iktibaslarında Yahve’nın geçtiği yerleri, kyrios olarak tercüme ederler. Özet olarak söylendiğinde, Yahudiler Yahve yerine Adonāi, Aramca konuşan yahudiler ise mārêh kullanırken, Yunanca konuşan yahudiler de, bu kelimelerin Yunanca dengi olan, kyriosu kullanmaktadırlar703.

697 Prudy, “Paul the Apostle”, IDP, IV, 693.

698 Prudy, a.g.m., IDP, IV, 693.

699 Erken hıristiyan litürjide kullanılan Aramca bir ifade. Ey Rab gel!, şeklinde anlaşıldığında ilk zamanlar Mesih’in dönüşü için kullanılan bir dua anlamındadır. Aramca kelimeler farklı olarak ayrıldıklarında “Maran atha=Rabbimiz gel”, o zaman bir iman ikrarı haline gelir. Bazan birinci tür yorum, bu ifadenin Yunanca eşiti olan ve Yuhanna’nın Vahyi 22/20’de yer alan “gel ya Rab İsa”

ile desteklenir. The New American BIBle, Kor. I 16/21-24’un dip notu, s. 1302.

700 Witherington, “Christology”, DPL, s. 101

701 George Foot Moore, Judism, I, 424, 429; Hurtadon, “Lord”, DPL., s. 561; Fitzmyer, Paul and His Theology, s. 52; Fitzmyer, ‘Pauline Theology’, s. 1394. Culmann, History of Salvation, s. 201;

Brandon, “Kyrios”, DCR, s. 403; Bultmann, Primitve Christianity in its Contemporoy Settings, s.

176.

702 Moore, Judaism, I, 424; Hurtadon, “Lord”, DPL., s. 561

703 Hurtado, “Lord”, DPL. , s. 563.

Pavlus’un Rab kullanımının kaynakları arasında bulunduğu düşünülen helenizmden maksat, bu dönemin hakim bir özelliği olan sır dinleridir. Sır dinlerinden bahsedilirken, Yakın doğudan gelen ve Greko-Romen dünyasında yeni bir form kazanmış olan kültler kastedilmektedir. Sır dinleri “kurtuluşu” sağlayan bir özelliğe sahiptirler. Bu yüzden de onların tanrıları, “kurtarıcılar (σωτήρία/soteria)” diye isimlendirilir (soter, Serapis; soteira, Isıs gibi).

Bu isimlendirmelerin yanı sıra sır tanrılarını ifade etmek maksadıyla, kyrios ve kyria da kullanılmaktaydı.704. Helenistik dönemde sır dinleri olarak bilinenler arasında Orfik ve Pythagoren kardeşlikler, Büyük Anne ve Attis kültleri, Mısır Rab Serapis’i ve Kraliçe Isis’i, Suriye Baalleri ve Adanis, İran Mitra’sı, Yunan Eleusinian ve gnostik kardeşlikler vs yer alır705.

Bu sır dinlerinin temel hedefi kurtuluşu sağlamaktır. Kurtuluş, hayatın tehlikelerinden, hastalıktan ve kötü talihten korunma ve bunlardan da öte, ruhun kurtuluşunu ve ölümsüzlüğü içerir706.

Sır dinleri olarak isimlendirilen bu kültlerde, Mitraizm dışında merkezi figür ölen ve dirilen genç tanrıdır. Bu kültlerin ilahları esasen bitkisel ilahlardır. Kült vasıtasıyla burada gerçekleştirilen birleşmeler, bu ilahların kaderlerine ortak olmayla özdeşleştirilir. Böylece inisiye edilen yeni üye, ölümsüz hayat için sır dininin ilahının ölmesine ve yeniden doğmasına katılır. İnisiye edilen, yeniden doğar, tanrılaştırılır ve aydınlatılır. Ruhunda ölümsüzlük ilacına sahip olur. Her zaman olmasa bile bazı durumlarda, inisiasyonlarda ilahla bir olan yeni reel bir şahsiyet inşa edilir707.

Pavlus’un Rab kullanımının kaynakları olabilecekler hakkındaki bu kısa bilgiden sonra, , kesin bir kanı olmamakla birlikte yukarıdaki bilgilerden hareketle şunlar söylenebilir. İlk hıristiyanlar, İsa Mesih hakkında Rab sıfatını kullanıyorlardı. Bunu “Rabbimiz gel”

kullanımında görmek mümkündür. Bu kullanımın, öldüğüne ve dirildiğine inandıkları İsa için, sıradan bir üstat bir efendi anlamından fazla bir anlam ifade ettiği de söylenebilir. Rab sıfatının incillerde kullanımı da bu bağlamda düşünülebilir. Burada, kelime hem İsa için hem de Yahve için kullanılmaktadır. Ancak, bağlamlar ikisinin birbirine karıştırılmadığını ortaya koymaktadır.

Rab sıfatının -en azından bir yahudi olan Pavlus için- yahudi kaynaklı bir geçmişe sahip olduğunu da yukarıda anlatılanlardan çıkarmak mümkündür. Kelimenin yahudi kullanımında, Tanrı’yı ifade etmek maksadıyla Adonai’in yerine kullanıldığı ve Yetmişler Tercümesi’nde de, kyriosa bunu karşılığında yer verildiği meydandadır.

Öyleyse, Pavlus’un kullandığı bu sıfatın köken itibariyle bu iki geçmişe ait olduğunu söylemek mümkündür. Ancak, her iki kullanımda da, Tanrı’nın yerine kullanılan Rab sıfatını bir insan için ve bunların birbirlerinin yerine kullanıldığını gösterecek bir şey yoktur. Bu yüzden de, geriye ölen dirilen, acı çeken ve bu çektiklerine katılan tâbisini kurtaran sır dinlerinin kurtarıcı rabbleri kalmaktadır. Pavlus’un İsa Mesih anlayışını, insanlar için çektiklerini, kurtarıcılığı üzerindeki vurgusunu dikkate aldığımızda kelimeyi yahudi ve hıristiyan kullanımından almış olsa bile, ona sır dinlerinin rabblik anlamını yüklediği ve İsa Mesih için kullandığı söylenebilir. Pavlus’un bu kullanımının yahudilik değil de, helenistik anlamının yaygın olarak bilindiği bölgelerde kendi din anlayışını takdim etmede büyük bir kolaylık sağladığı da Pavlus’un bu anlayış tarzı için itici bir güç olarak düşünülebilir708.