• Sonuç bulunamadı

İnsan Benzeyişinde Doğması

Filipeliler’e Mektup’ta Mesih’in insan benzeyişinde doğduğundan söz edilir (Filip. 2/7).

Mesih insan şeklini alarak günahı mahkum etmiştir (Rom. 8/3). Bu yüzden de her hangi bir doketizm söz konusu değildir. O, gerçek et ve gerçek kandır. Ancak Mesih, bedenin günahkarlığına katılmamıştır (Rom. 8/3). Pavlus’un mektupları Mesih’in dünyevi hayatına dair bilgilere imalar dışında çok yer vermezler. Son Akşam yemeğinin zikredildiği yerde ondan, ekmeği kıran, şarabı döken ve bu tür dünyevi lütuflarından dolayı semavi Baba’ya şükreden bir insan olarak söz edilir. Burada İsa’nın yemeği yediğinden bahsedilmemekle birlikte, bu kesinlikle ima edilir (Kor. I 11/23/26).

Pavlus, Mesih’in insan oluşundan yani onun enkarnasyonundan bahseder. Ancak enkarnasyon tabirini kullanmaz. Mesih’in insan oluşundan bahsederken, iki farklı ifade kullanır. Bunlardan birinde, Mesih’in insan oluşu Tanrı’nın göndermesi738, diğerinde ise İsa’nın kendi iradesi ile varlık-öncesinden zaman-mekan boyutuna gelerek İsa olduğunu söyler739.

VII. YASA ANLAYIŞI

Yasa’yı, Mesih, Ruh ve yeni hayat anlayışından kaynaklanan bakış açısına göre değerlendiren740 Pavlus’un Yasa anlayışı, hem onun için hem de okuyucuları için düşüncelerinin en zor olan kısmını oluşturur741.

kullanışını ifade eden yaklaşımları için bkz. Morgan, The Relgion and Theology of Paul, s. 62-63.

Mesih’in Tanrı’nın doluluğunu ve kurtaran bilgiyi nakletmede aracı olması hakkında bkz.

Morgan, The Relgion and Theology of Paul, s. 64.

734 Leander, a.g.e., s. 45.

735 Witherington,”Christlology”, DPL s. 109.

736 Witherington, a.g.m., DPL, s. 109.

737 Witherington, a.g.m., DPL, s. 109.

738 “Ama zaman dolunca, Tanrı, Yasa altında olanları özgürlüğe kavuşturmak için kadından doğan, Yasa altında doğan öz Oğlunu gönderdi” Gal. 4/4; ayrıca bkz. Rom. 8/3.

739 “Mesih Tanrı özüne sahip olduğu halde, Tanrı’ya eşitliği sımsıkı sarılacak bir hak saymadı. Ama yüceliğinden soyunarak kul özünü aldı ve insan benzeyişinde doğdu. İnsan biçimine bürünmüş olarak ölüme, çarmıh üzerinde ölüme bile boyun eğip kendini alçalttı” Filip. 2/7-8. Ayrıca bkz.

Kor. II 8/9; Rom. 1/3.

740 Leander, Paul and His Letters, s. 126.

A kelimesi Pavlus’un mektuplarında toplam yüz on sekiz defa geçer ve bunların yüz üç tanesi Romalılar’a Mektup ve Galatyalılar’a Mektup’ta742 on dört tanesi de Korintlilere I.-II.

Mektup’da yer alır. A tartışmasını, Romalılar’a Mektup, Galatyalılar’a Mektup ve Korintliler’e I.-II. Mektup’ta; bunlar arasında da esas olarak Romalılar’a Mektup’un 8/3-4;

13/8-10 ve Korintliler’e I. Mektup’un 7/19, 9/21; Gal. 5/14, 6/2 bölümlerinde yapar743.

A kelimesini, yahudi kutsal metinlerine gönderme yapmak için kullandığında, bazen Pentatök (Gal. 3/10; Kor. I 9/9) 744, bazen da Mezmurlar (Rom. 3/19) da dahil bütün Eski Ahid (Kor. I 14/21) 745 için kullanır. Ancak bir kural olarak nomosu yalnızca, Musa’ya ait olduğu kabul edilen Tekvin’den Tesniye’ye kadar olan kitaplar için kullanır746.

Pavlus için tek bir a vardır. Putperestlerin kalplerinde olanla yahudilerin yazılı Yasa’yı, her ikisi de Tanrı’nın iradesinin yansımalarıdır. Bu yüzden de, A terimini, hep tekil olarak kullanır. Mektuplarında, Yasa’yla genellikle Kutsal metinlerde vahyedilen Tanrı’nın iradesini747 kasteden Pavlus, onu bir kaç anlamda kullanır:

Genel kanun/yasa anlamında “ruh’un bu tür meyvelerine karşı bir yasa yoktur (Gal.

5/23); “Yasa’nın olmadığı yerde suç da yoktur (Rom. 4/15)”; “Yasa’nın olmadığı yerde günah sayılmaz (Rom. 5/13)”748. bazen nomosu mecazi anlamda bir prensibe (Rom. 3/27; 7/21, 23), günaha (Rom. 7/23, 25) ya da günah ve ölüme (Rom. 8/2); insan doğası anlamına (Rom. 2/14);

imana (Rom. 8/27), Mesih’e (Gal. 6/2), ruha (Rom. 8/2) gönderme yapacak şekilde kullanır749. Birkaç yerde de Yasa’yı, vicdanın yerine getirdiği sorumluluk (Rom. 2/14-16), sivil yasa (Rom.

7/2-3) ve hatta Mesih’in arzusu anlamında bile kullanır (Gal. 6/2)750.

Geri kalan yerlerde, yaklaşık doksan yedi kez nomosu Musa’nın Yasa’sına gönderme yapmak için kullanmasına751 rağmen yalnızca bir yerde “Musa’nın Yasa”sından bahseder (Kor.

I 14/34; Rom. 3/31)752. Pavlus Musa’nın Yasa’sının dışındaki yasalardan de bahseder. Bunlar, Tanrı’nın Yasa’sı753, günah yasası754 ve Mesih Yasa’sı755 kullanımlarıdır.

Yasa’ya bakışı onun tarih anlayışıyla da ilgilidir. Çünkü üçe ayırdığı insanlık tarihinin bir safhasını, Yasa’nın bulunduğu kısım oluşturur756. Pavlus, ölüm, inayet, günah gibi

741 Childs, BbIBlical Theology of the Old and New Testamens, s. 246; Ziesler, Pauline Relgion, s. 11;

Fitzmyer, “Pauline Theology”, NJBC, s.1403..

742 G. G.Findley, “Law” (in New Testament)”, s.536.

743 Hastings, “Law”, DAC, II, 687; Pavlus’un bu metinlerde özellikle de Romalılara Mektup’ta ve Galatyalılara Mektupta Yasa’ya bakışı farklılık arzeder. Çünkü Galatyalılara Mektup, Yasa’nın yerine getirilmesinin daha bir hıristiyan olunmasının bir koşulu olarak gören yahudicilere yazılmasına karşın, Romalılara Mektup, Sinagogdan ayrılarak Hıristiyan olan tanrıdan korkanlar ve yahudilere yönelik kaleme alınmıştır. Bir tartışma ortamı özelliği taşımaz. Beker, Paul the Apostle, s. 53. Yasa’nın ilga edildiğinin söylenmesi ise, Pavlus’un talebelerinin kaleme aldığı mektuplardan yalnızca, , Efes. 2/15’de yer alır. Fitzmyer, “Pauline Theology”, NJBC, s. 1403.

744 Rom. 3/21 (Yasa ve Peygamberler gIBi). Gal. 4/21; Kor. I 14/34.

745 Kor. I 14/21; Prudy, “Paul The Apostle”, IDP, IV, 696; Grant, Saint Paul, s. 49.

746 Ram. 5/12, 14. “Vaadden 430 yıl sonra verilen Yasa”gibi. Hastings, “Law”, DAC, III, 687. W. D.

Davies, “Law in New Testament”, IDB, III, 99; Fitzmyer, “Pauline Theology”, NJBC, s. 1403.

747 Prudy, “Paul The Apostle!, IDP, IV, 696.

748 Fitzmyer, Paul and His Theology, s. 76; Fitzmyer, a.g.m., NJBC, s. 1403.

749 Fitzmyer, a.g.e., s. 76; Prudy, a.g.m., IDP, IV, 696.

750 Prudy, “Paul The Apostle”, IDP, IV, 696.

751 Fitzmyer, a.g.e., s. 75-76; Fitzmyer, “Pauline Theology”, NJBC, s. 1403; Ridderbos, Paul:An Outline of His Theology, s. 106.

752 Davies, “Law in The New Testament”, IDB, III, 98; Fitzmyer, a.g.e., s. 76.

konularda olduğu gibi Yasa’yı de kişiselleştirerek kullanır. Bu da onlara, insani davranışlar atfetmesinden kaynaklanır757.

Yasa, tanrısal emrin, İsraillilere vahyi olarak tarif edilebilir. İçinde ahitler, vaadler ve mabetle ile ibadetler de yer alır. Diğer milletlerin paylaşamadığı özel bir kutsallığı vardır.

Putperestlerde içsel ve belirsiz bir kanaat olan Tanrı’nın Yasa’yı, yahudiler için objektif ve yanlışlanamaz bir şekilde yazılı olarak formüle edilmiştir (Rom. 2/17-20; krş. Kor. II 3/7). Bu Yasa, yerine getirmeseler de (Rom. 2/21) yahudilere putperestlere karşı ahlakî bir avantaj sağlar (Gal. 2/15)758.

Pavlus’un Yasa’ya karşı tutumunu esas olarak Yasa ve hıristiyan olan diğer milletler meselesi belirler; ve onu hep bu zaviyeden değerlendirir759. Tanrı’nın vahyi olduğu için onu kimsenin reddedemeyeceğini düşünür760.

Onun Yasa’ya yaklaşımı iki açıdan birinci yüzyıl Yahudiliğine benzer: Yasa’nın özünün, komşu sevgisi olduğuna işaret etmesi ve bunun ifadesi olarak On Emrin (dekolog) sosyal emirlerini göstermesi (Rom. 13/8-10; Gal. 5/14); diğer emirleri de bir kimsenin komşusuyla ilgili olarak kabul etmesidir761.

Mesih’ten önce insanlığın durumu yalnızca günaha ve ölüme mahkumiyet değil, aynı zamanda bu dünyanın ruhlarına ve Yasa’ya kölelikti (Gal. 3/23-24). İnsanlığı mahkumiyet altına alan Musa’nın bu Yasa’sını, meleklerin ilan ettiğini düşünür. Bu özelliğinden dolayı onlar Eski Ahid’in atalarına yapılan vaade göre, Yasa’nın daha aşağı bir konumda olmasını sembolize eder (Gal. 1/18). Bu tür varlıklar her zaman kötü, bazen iyi en azından nötr olabilirler (Kor. I 11/10;Gal. 4014)762.

Beşeri hayatın bir safhasının aktörü olarak Nomos/Yasa’nın kaynağı ilahidir. O, kutsal, tanrısal ve manevidir763. Yani bu dünyaya değil Tanrısal alana özgü olarak tasvir edilir.

Tanrı’dan gelmiş olması ve insanı Tanrı’yla birlikte yaşamaya yönlendirmeyi hedeflemesinden dolayı “Tanrı’nın Yasa’sıdır (Rom. 7/22, 25,8/7)”. Pavlus, Yasa’yı yerine getirmedeki başarısızlığa rağmen, Mesih’in aksine Yasa’sı hiçbir zaman suçlamaz. Onun doğru olması dışında ona gönderme yapmaz. O, Tanrı’nın kutsal metinlerdeki tanrısal iradesinin vahyidir764. Aynı şekilde, beşer hayatının bir aktörü olarak Yasa, “iyi/doğru/gerçek” (Rom. 7/12,17) ve ruhsal (Rom.7/149) yani, Tanrısal sifere ait olarak tasvir edilir765. Onun emirleri doğrudur.

Bizatihi kendisi doğruyu hedefler. Ancak onun istekleri yalnızca Mesih’de tamamlanır (Rom.8/4).

757 Fitzmyer, “Pauline Theology”, NJBC, s. 1404.

758 Hastings, “Law”, DAC, II, 687. Yasa, insan ile Tanrı arasındaki ilişkiyi ve insanın Tanrı’ya IBadetini ya da tanrısal emirleri yerine getirmeyişine dair düzenlemeleri içerir. Yasa’nın bütününü yerine getirdiğinde hayat bulur. Kazanacağı bu hayat bir inayet değil, yaptığının karşılığında alacağı bir borçtur. Onu bütün olarak yerine getiremediğinde ise lanetlenecek ve ölümün hakimiyeti altına girecektir. Gal. 3/12; Rom. 4/4; Gal. 3/10; Rom. 6/23, 7/10; Kor. I 15/16.

759 Stendahl, Paul Among Jews and Gentiles, s. 81 Kitabı Mukaddes Sözlüğü, “Law”, s. 500. Morgan da, yahudi-hristiyan zelotların, kurtulacak cemaatin temel olarak yahudi olamaları gerektiği bu yüzden de asgari emirleri mesela, sünneti yerine getirmeleri tavrı, Pavlus’un Yasa’ya karşı tavrını belirleyen unsurların başında yer alır. Morgan, The Relgion and Theology of Paul, s. 79.

760 “Law”, DB, s. 500.

761 Karl Rahner, SM., III, 281.Ridderos, Pavlus’un Yasa anlayışını İsa’nın Şeirat anlayışıyla benzerlikler gösterdiğini söyler. Bu benzerlikleri, Yasa’yı sevgiye indirgemesiyle (Rom. 13/8;

Gal. 5/14 ve krş. Kor. I 13) ortaya koyar. Pavlus’un sevgiyi imandan ve ümitten daha büyük olarak isimlendirmesini de İsa ile olan benzerliğine ekler. Ridderbos, Paul: An Outline of His Theology, s.136.

762 Fitzmyer, Paul and His THeology, s. 75.

763 Rom. 7/12, 14, 16, 22; hıristiyan olmadan önce Pavlus için Yasa, bütün İsrailliler için olduğu gIBi, Tanrı’nın üstün inayetidir, vahyinin ve iradesinin zirvesidir; dinin merkezi ve adaletin kaynağıdır. Amiot, The Key Concepts of St. Paul, s. 79.

764 Morgan, The Relgion and Theology of Paul, s.81.

765 Fitzmyer, “Pauline Theology”, NJBC, s.1404.

Silinmiş: Fitzmyer, “Pauline

Yasa insanlara hayat versin diye indirilmiştir; ancak hayat yerine ölüm getirmiştir766. Hiçbir insanın tam anlamıyla Yasa’yı yerine getirmesi mümkün olmadığından insanlara hayat verme fonksiyonun icra edememiştir. Onun hayat verme hususundaki yeteneksizliği aynı zamanda Tanrı’nın her şeyi önceden görmesinin de bir sonucudur. Zira Yasa’nın temel maksadı, Tanrı’nın inayetinin daha güçlü olarak işlev görebilmesi için insanların ahlakî ve manevi izdıraplarını arttırmaktı. Yasa’nın veriliş sebeplerinden biri buydu. Bu olumsuz fonksiyonu aynı zamanda onun olumlu rolünü de oluşturuyordu767. Pavlus mektuplarının hiç birisinde Yasa’yı Tanrı’dan bağımsız ve onun belirlediği hedefin dışında hareket eden bir güç olarak tasvir etmez. Yasa’ya atfedilen bütün faaliyetler -köleleştirme, öldürme gibi- Tanrı’nın kurtarıcı maksadına matuftur. Bu faaliyetler, bizatihi Tanrı tarafından gerçekleştirilir. Bu göstergeleriyle sebebiyldir ki, Mesih dışındaki insanlar için onun içerdiği korkunç tehlike bilinir hale gelir768.

Pavlus, içinde yaşadığı sıkıntının sorumlusu olarak Yasa’yı suçlamaz. Bu sıkıntıdan günah bağımlı-dünyevi insan doğasını sorumlu tutar. Pavlus’un içinde yer alan ve Tanrı’nın Yasa’sına karşı koyan, Ölüm Yasa’sıdır769. Bu Yasa, büyük kısmı itibarıyle cismani bedenin hakimiyetine bağlı olan kullanışsız ve yük olan ritüeller ve seremoniler sisteminden ibarettir (Gal. 5/8). Kutsal günler, temiz ve temiz olmayan yiyecekler ve sünnet gibi düzenlemeleri cismani bedene yönelik düzenlemelerdir ve ahlaken önemsiz şeylerdir (Gal. 6/15)770.

Nomos’un oynadığı karmaşık rol insan hayatında bir yabancılaşma başlatır. Yahudilerin kendilerine hayat verecek olan Yasa’ya sahip oldukları halde “hepsinin günah işlemesi” bu yüzden de Tanrı’nın yüceliğinden mahrum kalarak Yasa’ya sahip olmayarak diğer milletlerle aynı konuma düşmelerini Pavlus, Yasa’nın insan hayatında yol açtığı yabancılaşma (anomali) olarak ifade eder. Bu sonucu itibariyle, insana hayat verecek olan Yasa’nın, bunu yapabilecek kapasitede olmadığı ortaya çıkar. Pavlus Yasa’nın bu olumsuz yönüne “Yasa’nın yapamadığı (Rom. 8/3)” şeklinde gönderme yapar. Yasa’nın yalnızca “yap”, “yapma” gibi emrilerinden ve bizatihi hayat verici güce sahip olmadığından dolayı hayat vermeye yetenekli değildir771. Yasa’nın bu olumsuz yönüne rağmen olumlu tarafları da vardır.